Royal Rumble, Wrestlemania, SummerSlam, Survivor Series gibi PPV’lerin
yanında artık beşinci büyük PPV olarak anılan Money in the Bank, bu yıl da yaz
aylarımızı renklendirmek için geliyor. Daha önceleri Wrestlemania’da izlemeye
alışkın olduğumuz maç türü, WWE içerisinde çok önemli bir olay haline
gelmesiyle beraber 2010 yılından bu yana genellikle Mayıs-Temmuz ayları
içerisinde düzenli olarak gerçekleşmeye devam ediyor. Temel konsept olarak
yukarıda asılı olan çantayı almaya çalışan genellikle 6 ile 8 kişi arasında
değişen güreşçilerin mücadelesini içeriyor. Kadınlar ve erkekler olmak üzere
iki tane Money in the Bank maçı yapılırken, esas amacı yukarıda asılı olan
çantayı, merdivene tırmanarak alıp bir yıl içerisinde istendiği yerde istendiği
zaman istendiği şampiyonlukta maça çıkmaya hak kazanmak şeklinde
tanımlayabiliriz. Birçok kariyer bu sayede bambaşka boyutlara ulaşırken
hikayelere de direkt etki eden bir unsur olduğunu da söylememiz gerekiyor.
Bunların dışında zaten maç türü olarak da izlemesi oldukça keyifli bir olay
olmasından ötürü de kötü bir maç izlememiz çok mümkün görünmüyor.
Bu yıl da yine iki tane Money in the Bank maçı bizleri beklerken bu
maçlar dışında da maçlar izliyor olacağız. Intercontinental kemerinin sahibi
Sami Zayn, kemerini WWE’nin yeni gözdelerinden Bron Breakker’a karşı korumak
durumunda kalacak. World Heavyweight kemerinin sahibi Damian Priest ise Clash
at the Castle sonrasında return gerçekleştiren Seth Freakin Rollins’e karşı
kemerini koruyacak. İşin Smackdown tarafındaysa Wrestlemania sonrasında
Bloodline ile işinin bittiğini düşünen Cody Rhodes, bu sefer yanına Randy Orton
ve Kevin Owens’ı da alarak Paul Heyman’sız yeni Bloodline ile mücadele etmek
durumunda kalacak. Bir ana kemer maçı, bir 6-man Tag Team maçı bir de
Intercontinental kemer maçı varken iki tane de Money in the Bank maçı
izleyeceğimiz güzel bir şov bizleri bekliyor gibi duruyor.
Singles Match for the WWE
Intercontinental Championship
Sami Zayn(c) vs Bron Breakker
Wrestlemania’da Gunther’in 666
günlük Intercontinental reign’ini bitirerek tarih yazan Sami Zayn, o tarihten
sonra uzun süreli bir Chad Gable ile feuda girmişti. Gunther’i yenmesinde
kendisine yardımcı olan Gable, ondan bir kemer maçı istemiş ve bunun sonucunda
Sami onu yenerek kemerini koruyunca en sonunda heel turn gerçekleştirmişti. Bu
sürede Alpha Academy’e ve özellikle Otis’e fazlasıyla yüklenen Gable, bir türlü
istediğini elde etmeyi başaramamıştı. Önce King and Queen of the Ring’de
Bronson Reed’in de olduğu bir Triple Threat maçında kemerle ayrılmayı başaran
Sami, Clash at the Castle’da bir kez daha Gable’ı yenerek feudu bitirmişti.
Bu feudun başlangıç noktasına
biraz da Bron Breakker’dan bahsederek girmek gerekir diye düşünüyorum. 1997
doğumlu olan Bron, WWE içerisindeki “wonderkid”lerden bir tanesi
diyebileceğimiz bir isim. Efsane güreşçilerden Rick Steiner’ın oğlu, Scott
Steiner’ın da yeğeni olan Bron, güçlü bir güreş geleneğine sahip bir aileden
gelmekte. 2021 yılında NXT’ye gelen Bron, iki kez NXT şampiyonluğuna ulaşmayı
başarmış bir isimdi. İlk kemerini 2022 başlarında kazanırken 2 ay sonrasında
kemerini Dolph Ziggler’e kaybetmişti. Daha sonrasında kemeri tekrardan almış ve
bir seneye çok yakın bir süre kemerini korumuştu. 2023 yılının Nisan ayında da
kemerini Carmelo Heyes’e kaybetmişti. Aynı yıl Seth Rollins, Cena ve Heyman ile
de olaylar yaşamış, 2024 başından itibaren de WWE ana kadrosunda bulunan Bron,
uzun uğraşlar sonucunda Smackdown’ı kabul ettiğini duyurmuştu. Draft
dönemindeyse Raw’a geçen Bron, bu süre zarfında birçok jobber’ı squashlamıştı. Draft
sonrasındaysa kontrol edilemeyen bir karakter olarak karşımıza çıkan Bron, cüssesine
göre hızlı olmasıyla da müthiş fark edilen bir yetenek olarak gözüküyor. GM Adam
Pearce ile King of the Ring turnuvasına alınmamasıyla alakalı olarak sorun
yaşayan Bron, bunun sinirini maça çıktığı jobber’lardan almaya çalışmıştı. Sonrasındaysa
Ricochet ve Ilja Dragunov ile aynı anda feuda girmiş ve iki isme de karşın
üstün çıkmıştı. Hatta Ricochet’i de ambulanslık edip onun WWE’den ayrılma
döneminde ona böyle bir olay yaşatmıştı.
Böylesine önem atfedilen bir
isim olan Bron Breakker, önümüzdeki yıllarda main eventer bir isim olarak da
karşımıza çıkacak gibi duruyor. Zaten ana kadroya yükselmesinin üzerinden çok
geçmemesine rağmen de oldukça dominant bir karakter olarak karşımıza çıkmış ve
mid level seviye bir kemer için de aday olmuş durumda. 17 Haziran’da Raw’da
Bron, Sami’den bir kemer maçı isterken Sheamus geldi. Sheamus, herkesin de
bildiği üzere son beş yıldır bu kemerin peşindeyim dedi. Sami'ye eğer
birilerine fırsat vermek istersen beni de değerlendirebilirsin dedi. Sana saygı
duyuyorum, ama o kemer için ne yapmam gerekirse her şeyi yaparım dedi. Bron söz
aldı. Ben burada yokmuşum gibi konuşmaya devam mı edeceksin diye sordu. Kimse
seni ve kazandığın şampiyonlukları umursamıyor, eğer yoluma çıkarsan
olabilecekleri herkes biliyor dedi. Şu anda da benim yolumda duruyorsun ve
senin de kıçını tekmelemeyi bilirim dedi. Sheamus da ne yapacaksın, beni aptal
listene mi alacaksın dedi. WWE'deki yeni bir yüz olarak buralarda takılıyorsun anlıyorum
dedi. Ama söz konusu IC kemeriyse, burada hiçbir söz hakkın yok ve sen yeni bir
çocuksun dedi. Seni sıranın en sonuna almadan önce neden kendin en sona
geçmiyorsun dedi. Sami aralarına girdi. Bu işi çözmeniz gerek gibi duruyor
dedi. Arka alana gidip, Pearce ile konuşup bu ikisinin bu gece konuşmamasını,
kavga etmelerini sağlayacağım dedi. İkilinin maçı ileriki anlarda başladı.
Sheamus Brogue Kick pozisyonu alırken Kaiser geldi ve Sheamus'un ayağını tutup
ring postuna çarptırdı. Bunu gören hakem ise maçı DQ ile bitirdi. Kaiser
saldırmaya devam ederken Sheamus da karşılık verdi. O esnada da Bron'dan bir
Spear yedi. Görevliler Bron'u arka alana götürürlerken Kaiser dönüp Sheamus'a
saldırmaya devam etti. Sheamus'un dizini çelik merdivenlere dayayıp Dropkick
için koşmaya başlarken, diğer taraftan koşan Bron Breakker, devasa bir Spear
ile Kaiser'i yere serdi. Bron, Sami'ye de bir şeyler yapmak isterken görevliler
araya girdi. O esnada da Sami kemerini gösterip istediğin zamanda dedi. Bron
Sami'yi iterken, bu sefer görevliler Sami'yi zar zor durdular.
24 Haziran Raw’daysa Bron
Breakker vs Ludwig Kaiser maçı izledik. Maç devam ederken Kaiser tam Breakker
çelik merdivenlerin oraya yatırmışken Sheamus seyircilerin arasından geldi ve
Kaiser koştuğu an bir High Knee çekti. Maç DQ ile biterken Sheamus, spiker
masasını Kaiser için hazırladı. Tam Powerbomb'a yeltenirken de Bron'dan Spear'ı
yedi. Bu olaydan sonra arka alana giden Bron, büyük bir sinirle Pearce’ın
kapısını çaldı. Zaten King of the Ring’e alınmamasından ötürü GM’e çok ciddi
tepki gösteren ve buna karşılık kontrolü zor olaylar yaşatan Bron, bu kez
istediğini almayı başardı. Pearce kapıyı açınca insanların işime burnunu
sokmasından artık sıkıldım dedi. Geçen hafta Kaiser olmasa Sheamus’ı yenerdim,
bu hafta da Sheamus olmasa Kaiser’i yenerdim dedi. Pearce da lütfen sakin ol ve
bu işi bana bırak dedi. O esnada da Sami geldi. Sami, kemerim için maç mı
istiyorsun, istediğin yerde istediğin zamanda olsun o zaman dedi. Bron da Money
in the Bank’i işaret etti. Sami de bunu kabul etti. Pearce da resmileştirdi.
1 Temmuz Raw’da Sami ve Bron’u
ringde gördük. Sami, Bron'a belli ki ödevine çok çalışmamışsın dedi. Belki de
düşündüğün kadar akıllı değilsindir dedi. Belki de düşündüğün kadar da iyi
değilsindir dedi. Money in the Bank'ta görüşürüz dedi. Bron mikrofonu bırakıp
ringi terkeder gibi yaptı ama ani bir Spear'la Sami'yi yere serdi. Sonra da
ringi terketti. Ancak Sami'nin güç bela ring dışında ayağa kalktığını görünce
yine koşarak bir Spear'a kalkıştı ama bu kez Sami Leapfrog ile ondan kurtuldu
ve Bron'un çelik merdivenlere çarpmasını sağladı. Sonra da Bron'u yumruklamaya
başladı. İkilinin kavgası ringe taşınırken Sami bir Exploder çekti. Helluva
Kick için hazırlanırken Bron'dan yine Spear geldi. Kemeri eline alan Breakker,
Money in the Bank öncesi mesajı verdi.
Maç için tahmine geçersek,
Sami’nin zaten Gunther’i yenmek gibi büyük bir iş başardığını söylememiz
gerekiyor. Ancak Sami, bir winner değil, bir underdog. Yani kendisinden
beklenmeyen şeyleri yapan bir isim olan Sami, bunu her zaman yapabilecek türde
bir güreşçi profilinde değil. Diğer taraftaysa push alacağı çok bariz olan,
oldukça güçlü gösterilen, iyi bir güreş ailesinden gelen, şirketin geleceğinde
önemli bir yerde bulunacak olan bir Bron Breakker var. Şov her ne kadar
Sami’nin memleketi Kanada’da gerçekleşecekse de ben burada bir kemer değişimi
bekliyorum. Bron, Sami’nin temiz kazanabileceği bir kemer contender’ı değil şu
an için. Ondan daha üst seviyede, mücadele edemeyeceği güçte bir profil gibi
gösteriliyor. O yüzden de Bron’un bu maçı kazanarak ana kadrodaki ilk kemerine
ulaşacağını düşünüyorum. SummerSlam için de Sheamus’un da hikaye içerisine
girebileceği bir senaryo olabilir gibi geliyor.
Tahmin: Bron Breakker
Money in the Bank Ladder
Match for a Women’s Championship Match Contract
Iyo Sky vs Chelsea Green vs Lyra Valkyria vs Tiffany
Stratton vs Naomi vs Zoey Stark
%100 bir cash-in yüzdesine
sahip olan Kadınlar Money in the Bank tarihi, başarılarla dolu bir tarih. 2017’den
beri gerçekleştirilen Kadınlar Money in the Bank maçlarını kazanan kişiler, hiç
başarısız bir cash-in’e sahip değiller. Bu konu son dönemde de oldukça gündeme
geldiği içi de ben de belirtmek istedim. Bu durum bu şekilde ne kadar devam
eder bilmiyorum ama buradaki olası tahminim üzerinden konuşmam gerekirse ben
yine başarılı bir cash-in beklediğimi söylemiş olayım.
İsimler üzerinden tek tek
geçmeden önce mevcut şampiyonların son durumları üzerinden bir başlangıç
yapalım isterim. İşin Raw tarafında Liv Morgan, uzun bir süredir görmediğimiz
tarzda bir senaryo içerisindeyken çok farklı boyutlarıyla Judgment Day
sürecinin içerisinde. Orada Rhea Ripley’in olası bir dönüşü beklenirken bir o
zamana kadar bir kemer kaybı çok mümkün görünmüyor gibi. Rhea döndükten sonra
da uzun süreli bir feud görebiliriz gibi geliyor. Smackdown tarafındaysa
Wrestlemania’da kemeri kazanan Bayley kemer korumasına devam ederken şu an için
önünde net bir rakibi yok gibi görünüyor. Ancak SummerSlam’e kadar çok büyük
bir sürpriz olmazsa kemeriyle gideceği için rakibi de net gibi. Nia Jax, Queen
olarak SummerSlam’de kemer maçı hakkı kazanırken ikilinin maçı kesin gibi
duruyor. Bu MITB işlerinde şu anı baz almak bazen yanıltıcı olabilir ama yine
de elimizde başka done olmadığı için mevcudu göz önünde bulundurarak ilerlemek
gerekiyor. Katılımcıları tek tek değerlendirirken bu durumu göz önünde
bulunduracağım.
Iyo Sky: Geçtiğimiz yılın MITB galibi Iyo Sky, çantayı almasının ardından çok
bir zaman geçmeden SummerSlam 2023’te Bianca Belair üzerinden cash in yaparak
yeni şampiyon olmayı başarmıştı. SummerSlam’de kemerini aldıktan sonra Damage
CTRL’ü daha da büyüten ve hatta kendi liderliğine çeviren Iyo, kemerini de Wrestlemania’ya
kadar korumuştu. Ancak Wrestlemania’da Royal Rumble kazananı Bayley’e
direnememiş ve kemerini kaybetmişti. Sonrasında Damage CTRL bünyesinde
güreşmeye devam eden Iyo, Raw kadınları arasında kendisine yer bulmaya
çalışıyor. 17 Haziran Raw’da Zelina Vega ve Kiana James’in olduğu Triple Threat
maçını Liv Morgan’ın Vega ile olan feudu sayesinde kazandı ve maça da bu
şekilde girmeye hak kazandı. Iyo’nun kadınlar division’ında bir Contender
olarak yer almasını her zaman bekliyorum çünkü gerçekten de yetenekli bir
güreşçi. Bunu dışında da eski bir şampiyon. Ancak ben üst üste iki kez MITB
almasını beklemiyorum çünkü geçen yıl onun zaten MITB sayesinde bir üst
seviyeye çıktığı bir yıl olmuştu. Şu anda o seviyede kalması için tekrardan bir
MITB’e ihtiyacı bulunmuyor bence. Bir de
sanki bir süre daha Womens Tag Team mücadeleleri içerisinde Damage CTRL ile yer
alacak gibi duruyor. O yüzden kazanma ihtimali olduğunu düşünmüyorum ancak
atletizmi ve hava kabiliyeti sayesinde maça fazlasıyla renk katacaktır.
Chelsea Green: Maçın en sürpriz ismi olan Chelsea Green, uzun bir süredir Piper
Niven’la beraber kadınlar kategorisinde güreşmeye devam ediyor. Niven’ın
İskoçya’daki şovda ön plana çıkmasıyla beraber Chelsea de ekranlara normalden
daha fazla çıkmıştı. Ancak genel itibariyle zayıf karın olarak görülen Chelsea,
buraya da biraz fırsatçılıkla gelmişti. 21 Haziran Smackdown’da Michin ve
Bianca’ya karşı Triple Threat maça çıkan Chelsea, Bianca’nın Michin’e KOD çekip
maçı bitirme noktasına getirdiği anda Bianca’yı dışarıya yollayıp kendisi tuşa
giderek maçı kazanmıştı. Ancak burada çok fazla şansı olduğunu düşünmüyorum.
Maçın sürpriz unsuru olarak fırsatçılık kovalayacak, korkak hareketleriyle
gülümsetecek belki Niven’ın da yardımını alıp işleri ilginç hale getirecektir
ama fazlasını sunabileceğini düşünmüyorum.
Lyra Valkyria: Maçın favori isimlerinden biri olan Lyra, WWE’de gelecekte önemli
yerlere gelmesi beklenen bir isim. Ana kadroya yükselmesinin ardından Becky’nin
Liv Morgan ile feuduna dahil olan Lyra, sonrasında da Queen of the Ring’in
finaline kadar yükselmeyi başarmıştı. Lyra, WWE tarafında bence biraz Becky’nin
mirasını devam ettirecek bir isim olarak da gözüküyor veya en azından bizlere o
şekilde lanse ettirilmeye çalışılıyor gibi geliyor bana. Tıpkı Becky gibi
İrlanda’lı olan Lyra, NXT Halloween Havoc 2023’te Becky’i de yenerek NXT
Women’s şampiyonluğunu almayı başarmıştı. 24 Haziran Raw’da Shayna Baszler ve
Kairi Sane’in olduğu Triple Threat maçı kazanarak gelmeyi başaran Lyra, maçın
favorilerinden birisi. Şahsi düşüncem ben hala Lyra’nın bir veliahtlık dışında
bir şey gösteremediğini düşünüyorum ve o sebeple de yersiz bir push’lama
aldığını düşünüyorum. Seyircilerin de biraz bu durum karşısında bir
hoşnutsuzluğu genel itibariyle mevcut. Ancak babyface bu babyface
güreşçiliğinin dışında farklı bir gimmick ile karşımıza çıktığında daha ciddi
bir isim olarak karşımıza gelecek gibi duruyor. WWE bence ondan bir şeyler
çıkartacak. O yüzden de kazanma ihtimali olduğunu düşünüyorum. Liv’le olan
feudunun varlığı da buna bir altyapı oluşturabilir tabii. Tüm bu sebeplerden
ötürü bu maç için kendisini ikinci favorim olarak belirleyeceğim. Gimmick’i
dışında ring içi yeteneğini de beğendiğimi söyleyebilirim. Bence bu maçta da
güzel işler çıkaracaktır. Bu aralar Iyo ile feud içerisinde olması da sanki bir
süre daha kemer mücadelelerinden ziyade biraz daha kendisini kanıtlama
mevzularıyla ilerleyecek gibi duruyor.
Tiffany Stratton: Bu yılın başlarında ana kadroya yükselen Tiffany, yine WWE içerisinde
önümüzdeki 5-10 yılda ciddi etkiler yaratacağı kesin olan bir isim olarak
görünüyor. Geldiği daha ilk dönemde Elimination Chamber’a girmeyi başaran
Tiffany, Wrestlemania sonrasında kemer için mücadele etse de her ikisinde de
başarısız olmuştu. Ancak bu iki denemesinde de seyircilerden oldukça güzel
reaksiyonlar alan Tiffany, heel bir isim olmasına rağmen cheer almayı
başarmıştı. Seyirciyle etkileşim kurabilen, ring içerisinde dee yetenekli olan
Tiffany, MITB maçı için uygun bir isim olarak gözüküyr. Bunun dışında güreşçi
personası olarak fırsatları iyi değerlendiren bir isim olan Tiffany, MITB ruhu
için çok uygun bir isim olduğunu düşünüyorum. Öte yandan son dönemde Nia Jax
ile de bir ittifak kurmaya çalışması sanki Nia’nın SummerSlam’de kemeri
Bayley’den alıp sonrasında uygun bir zamanda Tiffany’den cash-in yemesini
sağlayabilir gibi geliyor. Daha önceden de söylediğim üzere Tiffany benim bu
yılki Money in the Bank adayım. O yüzden de tahmin konusunda kendisini öne
çıkaracağım. Bu arada bu maça girmeyi de 28 Haziran Smackdown’da Candice LeRea
ve Jade Cargill ile yaptığı Triple Threat maçında kenardan Indi Hartwell’in
Cargill’e saldırması, bunun sonucunda da Bianca’nın onu kovalaması sayesinde
aldığını da söylemek gerekiyor. Nia da maçı Tiffany adına kenarda izleyen
isimdi.
Naomi: Smackdown’daki mücadeleci kadın güreşçilerden olan Naomi, beklendiği
gibi bu maçın içerisinde yer alıyor. Backlash’teki Bayley’le girdiği kemer
mücadelesi sonrasında sıranın en sonuna geçen Naomi, şimdilik ciddi bir feud
içerisinde yer almasa da her zaman etki yaratabilecek bir unsur olarak kadro
içerisinde yer alıyor. Buraya 28 Haziran Smackdown’da Indi Hartwell ve Blair
Davenport ile girdiği Triple Threat maçını biraz da Cargill’in Hartwell’e karşı
intikamı sayesinde de kazanıp gelen Naomi, maç içerisinde etki yaratacak bir
unsur olsa da kazanacağına çok ihtimal vermiyorum. Bayley ile zaten bir feuda
girdi ve bir süre daha kemer potasından uzakta kalması en doğrusu gibi. Yine de
atletizmi sayesinde bu maçta güzel şeyler izletebileceğini düşünüyorum.
Zoey Stark: Shayna Bazsler ile takım olarak mücadele eden Zoey, son dönemde
fazlasıyla tag team mücadeleleri içerisinde girmiş durumda. En son PPV Clash at
the Castle’da ikili kemerleri Cargill ve Belair’den almaya çalışsalar da Triple
Threat maçında Alba ve Dawn galibiyetle çıkmışlardı. Buraya Dakota Kai ve Ivy
Nile’ın olduğu Triple Threat maçını kazanarak gelen Zoey, çok fazla kazanma
ihtimali bulunmayan isimlerden bir tanesi.
5 Temmuz Smackdown’da son bir
yüzleşme izledik. Bayley vs Piper Niven maçı yapılırken Naomi ve Chelsea Green
de ring kenarındaydılar. Maç devam ederken Tiffany Stratton da geldi. Lyra
Valkyria ve Iyo Sky da seyirciler arasından maçı izlediler. Naomi maç
içerisinde Bayley'e destek olmak için ring kenarına çıkıp çelik merdivenlere
vururken Green geldi. İkili ringin aşağısına inerlerken Green'in tokadı fitili
yaktı. Naomi karşılık verdi ve onu seyirci bariyerlerine fırlattı. Ama Iyo da koşup
ona yumruk attı ve çelik merdivenlere doğru fırlattı. Diğer taraftan da Lyra
gelirken arkasından da Zoey Stark geldi ve herkes birbirlerine girdi. Tiffany
Stratton o esnada turnbackle'a çekip herkese doğru uçtu. Ring içerisinde de
Bayley, Niven'a Rose Plant çekip maçı kazandı.
İsimlere toptan baktığımızda
Tiffany Stratton ve Lyra Valkyria’nın diğer isimlere göre ön plana çıktığını
görüyoruz. Genellikle Money in the Bank, güreşçileri bir üst seviyeye çıkarma
aracı olarak kullanılırken bu iki ismin WWE’de gelecek sahibi olmaları onlar
birer adım öne çıkarıyor. İki isim arasında ben seyirciyle kurabildiği bağ
sebebiyle Tiffany Stratton’dan yana bir tercih yapacağım. Nia Jax ile kurmaya
çalıştığı ittifak sonucunda bir şeyler yaşamamız çok mümkün görünüyor. Yani o
ittifak bence boşuna kurulmadı. “Tiffy Time” bu genç yaşında kendisine yakışır
bir rütbeye erişecek bence. Öte yandan diğer isimlere pek ihtimal vermesem de
Chelsea Green ve Zoey Stark dışında birinin kazanmasının çok aşırı
şaşırtmayacağı, çok büyük sürpriz olmayacağı bir ekiple karşı karşıya
olduğumuzu söylemem gerekiyor.
Tahmin: Tiffany Stratton
Money in the Bank Ladder
Match for a Men’s Championship Match Contract
Jey Uso vs Carmelo Heyes vs Andrade vs Chad Gable vs
LA Knight vs Drew McIntyre
Günün esas olayı erkek Money in
the Bank geçtiğimizdeyse kazanma ihtimallerinden önce maça çıkacak kişilerin
kalitesinden bahsetmek gerekiyor. Tek tek baktığımızda Jey gibi seyirciyle
müthiş bir birliktelik kuran, hem yerde hem de havada etkin bir isim var.
Carmelo Heyes gibi bir Highflayer var ki bu maç türü onun tüm yeteneklerini
sergileyebileceği bir maç türü. Andrade gibi safkan bir güreşçi varken zaten
teknik güreş dendi mi akla gelebilecek ve bu teknik güreş yeteneğini hava
yeteneğiyle birleştiren bir Chad Gable var. LA Knight ise yine karizmatik bir
isim olarak ön plana çıkarken tüm bu isimleri tek bir amaç uğruna, fazlasıyla
extreme görüntüler içerisinde görebildiğimiz hayal edebiliyorum. Bence bu maç
son dönemin en güzel MITB maçlarından bir tanesi olmaya aday bir maç.
Kadınlarda baktığımız gibi
kişilere tek tek bakmadan önce yine mevcut şampiyonların üzerinden geçmekte
fayda var. Son Mr.Money in the Bank Damian Priest, uzun bir süre elinde tuttuğu
çantasını Wrestlemania’da kullanarak başarılı bir cash-in gerçekleştirmiş ve
işin Raw tarafında yeni World Heavyweight şampiyonu olmuştu. Kemerini aynı gece
Seth Rollins’e karşı korumak durumunda olan Priest, oradan kurtulsa bile
SummerSlam’de Gunther tehlikesiyle karşı karşıya. Smackdown tarafındaysa Cody
Rhodes gibi bir figür WWE kemerini taşırken şu an için rakipsiz bir görüntü
çizmekte ve yeniden Bloodline senaryosuna da dahil olmuş durumda. Her iki brand
için de ben yakın zamanlı bir cash-in beklemiyorum. Bu sebeple biraz daha uzun
vadeli düşünerek bir tahmin gerçekleştirmekte fayda var gibi.
Jey Uso: Artık tam anlamıyla Bloodline’dan kendini kurtarmış bir şekilde single
kariyerine devam eden Jey, Backlash döneminde Priest’in kemeri için maça çıkmış
ancak kemeri ondan almayı başaramamıştı. Daha sonrasında hedefini Money in the
Bank olarak açıklayan Jey, 17 Haziran Raw’da Rey Mysterio ve Finn Balor’ın
olduğu maçta Strowman, Judgment Day, Dominik kaosundan galibiyetle ayrılarak bu
maça katılmayı hak kazanmıştı. Jey’in seyircilerle yakaladığı muazzam uyum,
“Yeet”in viral haline gelmesi onu bu PPV’in kapağına bile taşımış durumda.
Böylesine yükselişte bir kariyer içerisindeyken bu maç içerisinde de kazanma
ihtimali yüksek isimlerden bir tanesi olarak kendisini göstermek yanlış
olmayacaktır diye düşünüyorum. Ancak işin Raw tarafı biraz fazla kalabalık. Eğer
Gunther SummerSlam’de kemeri alırsa hatırı sayılır bir reign yapacağını da
hesaba kattığımızda face bir isimden yiyebileceği bir cash in bunu
sonlandırabilir gibi. Bu isim için de Jey oldukça uygun gözüküyor. O yüzden onu
üst sıralara yazmak çok mantıklı bir tercih. Ama ben geçen sene benzer düşünceyi
Knight’ta da gerçekleştirmiştim. Knight’ın yakalamış olduğu momentum sonucunda
direkt ana kemere koyabileceklerini düşünüp tahminimi o yönde kullanmıştım
ancak yanılmıştım. Knight yaklaşık bir senede yine iyi başarılar kazanırken
ancak bir mid level kemeri kazanabilme noktasında favori isim haline geldi. Jey
için de Singles kariyerinde öncesinde bir mid carder’a yöneltilme ihtimali de
olabilir gibi.
Carmelo Heyes: Bu yıl içerisinde ana kadroya yükselip ilk tur draft seçiminde
Smackdown’a geçen Heyes, biraz kibirli, biraz şımarık, biraz da vurdumduymaz
görüntüsüyle ilgi çeken bir karakter. Her şeyden önce kalıp olarak kısa ve dar
olması onu hızlı kılarken havadan hareketler yapmasını sağlayan bir görüntü
içerisinde. Bu maça koyulmasının temel nedenlerinden bir tanesinin de bu
olduğunu düşünüyorum. Smackdown’a geldikten sonra bir süre Knight ile feuda
girse de ciddi bir feuda giremeyen Heyes, buraya Randy Orton ve Tama Tonga’nın
olduğu bir Triple Threat maçında Bloodline’ın da etkisiyle gelmeyi başarmıştı. Açıkçası
kim kazanmaz derseniz ben direkt kendisini gösterebilirim.
Andrade: Maç içerisindeki bir diğer favorim olan Andrade, Wrestlemania döneminde
WWE’ye dönüş yaparken birden Rey’in Legado Del Fantasma – LWO feuduna dahil
olmuş ve maçın kazanılmasında da önemli bir katkı sağlamıştı. Sonrasında
Smackdown’da sessizce güreşmeye devam eden Andrade, bir süre Legado Del
Fantasma’yla bir feuda girecekmiş gibi gözükse de devamlılığı çok gelmedi. Buraya
Kevin Owens e Grayson Waller’a karşı Triple Threat maçını kazanarak gelen
Andrade, biraz promo eksikliği olsa da güreş kabiliyeti ve karizma olarak bence
oldukça değerli bir isim. Smackdown’daki main eventer azlığından ötürü burada
bir şans elde edebileceğini düşünüyorum. O yüzden Jey’le birlikte kendisini de
ön plana çıkartacağım.
Chad Gable: Son dönemin Drew McIntyre ile beraber şanssızlık konusundaki bayrak
isimlerinden biri olan Chad Gable, Intercontinental kemeri uğruna heel turn
geçirmiş, tüm Alpha Academy’e yapmadığını bırakmamış ve en sonunda da
yapayalnız kalmıştı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Wyatt Sicks’in ilk
kurbanlarından biri olan Gable, 17 Haziran Raw’da Wyatt Sickcs’in gerçekleştirdiği
debut’ta kan içerisinde baygın bir halde bulunmuştu. 24 Haziran Raw’da Braun
Strowman ve Bronson Reed iki devin olduğu eleme maçına katılan Gable, Judgment
Day’in Strowman’a saldırmasıyla Reed üzerinden üstünlüğü alıp maçı da kazanarak
bu maça çıkmayı hak etmişti. Otis, Tozawa ve Maxxine kendisini terk ederken
başta onlara ihtiyacı olmadığını söyleyip kendisini Money in the Bank için
motive ederken Wyatt Sicks saldırısı sonrasında da pişman olmuştu. Bu maça da
müthiş bir değer katacağını düşünüyorum. Gable gibi bir ismin kayda değer
hikayelerde ve maçlarda görmek beni mutlu ediyor. Bir gün de bir kemer
kazanacak ve kemer kazandığında da çok iyi bir seyirci reaksiyonuyla
karşılaşacak bence. Ancak ana kemer için çok doğru bir zaman değil gibi
duruyor. Çünkü 1 Temmuz Raw’da gördük ki Wyatt Sicks, Gable ile uğraşmaya devam
edecek gibi duruyor. Ailesine kötü davranan, onları kötülüğe sürükleyen Gable,
sanki bu düzlemde Wyatt Sicks’in ilk kurbanı olacak gibi.
LA Knight: Smackdown’ın, WWE’in en hızlı yükselen megastarı Knight, şöhreti geç
bulan isimlerden bir tanesi. Geçtiğimiz sene bu zamanlar WWE’deki yükselişi
yeni başlarken benim MITB favorim olan Knight, çantayı alamasa da birçok önemli
feuda girmiş, ana kemer maçlarına çıkmış, Wrestlemania’da da galibiyet almayı
başarmıştı. Wrestlemania ve Draft sonrasında bir dönem Heyes ile feuda girse de
çok ciddi bir şekilde feud ilerlememişti. Buraya gelmeden önce de United States
kemeri için Logan Paul ile feuda giren Knight, United States mücadelesi
içerisindeyken burada kazanmasına çok bir ihtimal veremiyorum. Buraya 28
Haziran Smackdown’da Logan Paul ve Santos Escobar’ın olduğu Triple Threat
maçını şovun Madison Square Garden’da olmasının da etkisiyle Knicks yıldızı
Jalen Brunson’ın Logan ve Pacers yıldızı Haliburton’a karşı kendisine yardım
etmesiyle kazanarak gelmişti. Ancak U.S kemeri için Logan’dan kemeri almaya
doğru ilerlerken ve bu olayın SummerSlam’de gerçekleşmesini beklerken çantayı
almasına çok ihtimal vermiyorum. Logan’ın da maça bir etkisi olması muhtemel
gibi de duruyor sanki. Keza Logan, eleme maçını kazanırken Logan’ı ani bir
tuşla yenmeyi başarmıştı. Logan da maçta ve sonrasında yaşananlar karşısında
bir cevap verecektir bence.
Drew McIntyre: Sürekli en sona gelip, hedefine ulaşıp bir şekilde elindekileri
kaybeden Drew, bu talihsizliklerini bir türlü bitiremiyor. Wrestlemania 40’da
nihayet amacına ulaşmışken Punk sebebiyle yediği cash in, onun hayallerini suya
düşürürken hemen ardı sıra Raw’daki #1 contender maçını da yine Punk yüzünden
kaybetmişti. En sonunda kendi evinde yani İskoçya’da yapılan Clash at the
Castle’da bir kez daha kemeri kazanma şansı erişen Drew, yine Punk’ın maça
karışmasıyla Priest’e kaybederek bir kez daha kemeri kazanamamıştı.
Sonrasındaki Raw’da WWE’yi bıraktığını açıklayan Drew, Chicago’da yapılan 21
Haziran’daki Smackdown’da Punk’a yine saldırmış ve onun ailesi için önemli olan
bilekliğini yanına alarak onunla dolaşmaya başlamıştı. 24 Haziran Raw’da da
Punk’ın ailesinin artık yanında olduğunu söyleyen Drew, sınırı aşan cümleler
kurmuş ve ek olarak da Money in the Bank’e katılıp, çantayı alıp tam da o gece
cash-in yapacağını söylemişti. Şimdi tüm bu bahsedilenlerde Punk’ın olaya bir
şekilde müdahil olması gerekiyor gibi duruyor doğrusu. İlk hamlesini 1 Temmuz
Raw’da beklemişti. O geceki Raw’da Drew, gecenin sonunda Sheamus ve Ilja
Dragunov’un olduğu muazzam bir Triple Threat maçından galibiyetle ayrılarak
Money in the Bank’e girmeye hak kazanmıştı. Burada Punk olaylara müdahil olmazken
geriye artık burası kalıyor gibi düşünebiliriz. Ya Drew’un çantayı almasına
engel olacak ya da Drew’un cash in yapmasına engel olacak. Tüm bu ihtimaller de
Drew’u net bir şekilde favorilerden bir tanesi yapıyor.
5 Temmuz Smackdown’da bu 6
ismin birbirleriyle yüzleştiklerini gördük. Money in the Bank katılımcıları
ringdeyken Drew da geldi. Kanadalılardan tepki gelince de sizlerden daha
fazlasını beklerdim diyerek laf attı. Punk burada değil ama ailesi her zaman
benimle diyerek bilekliği gösterdi. Punk'tan konuyu açmışken hepinize bir
uyarıda bulunayım dedi. Yarın benim işime karışırsanız Punk'a yaptıklarımın
aynısını teker teker hepinize yaparım dedi. Sonra ringe doğru yöneldi. O sırada
Andrade turnbackle'a uzandığı için oradan giremedi ve ona El-Idiot dedi. Sonra
Gable'ın yanına gitti ve senin için sadece çok üzülüyorum dedi. Heyes'e gitti,
geleceğin parlak ama sen "o" kişi değilsin, şu anda "o"
kişiye bakıyorsun dedi. Knight'a yöneldi, herkes "Yeah" diyince,
yarın duyacağınız tek kelime "no" olacak dedi. En sonunda da Jey'e
gitti. Sen sınırdan içeri nasıl girebildin ki dedi. Andrade dayanamadı ve
Drew'a saldırarak onu dışarıya yolladı. Sonra da yavaş yavaş herkes
birbirlerine girdi. Jey, Heyes'e bir Superkick çekti. Gable da Knight'a German
Suplex çekti. Andrade'den ona Big Boot geldi. En son Jey de onu dışarıya
yollayıp üzerine uçmak istedi ama Drew ona engel oldu. Ama Jey ve Knight
toparlandılar ve seyircilerin "Yeah" ve "Yeet" sesleriyle
Drew'u indirdiler. En sonda da beraber dışarıya yolladılar.
Tahmine geçersek ben Drew’un
çantayı alacağını düşünüyorum. Punk bence o anda da Drew’u rahat bırakacak
ancak esas sürprizini gecenin sonundaki World Heavyweight kemer maçında Drew
cash-in yapacakken yapacak bence. Drew cash-in yapmaya karar verdiği an onu DQ
edecek veya bir şekilde maçın galibine cash-in maçını kazandırtacak gibi. Bu feud
bence böyle bir şeyi hak ediyor. Uzun yıllar da unutulmayacak bir şey
görebiliriz gibi geliyor bence bu şekilde. Ben o yüzden Drew’u seçeceğim.
Tahmin: Drew McIntyre
Six-Man Tag Team Match
Cody Rhodes & Randy Orton & Kevin Owens vs The
Bloodline (Solo Sikoa & Tama Tongo & Jacob Fatu) w/Tonga Loa
Cody Rhodes vs Bloodline işi, 2006’dan
bu yana çok kısa bir ara dışında devam eden Arka Sokaklar dizisine benzemeye
başladı. Bir türlü bitmek bilmeyen bu feud, bu sefer yeni Bloodline ile devam
ediyor. 2023 yılının Royal Rumble’ını kazanmasının ardından Bloodline ile
mücadelesine başını koyan Cody, ilk denemesinde Wrestlemania 39’da
başaramamıştı. O dönem Jey ve Jimmy’e ek olarak Solo Sikoa’ya da direnemeyen
Cody, Roman’ın title reign’ini bitirmeyi başaramamıştı. Daha sonraları Bloodline’da
bazı değişkenlikler yaşanmış, Jey ve Jimmy Roman’a baş kaldırmışlardı. Jey
kararlıca Roman’ın hükümdarlığından bağımsızlığını ilan ederken Jimmy ise
Bloodline’ın içerisinde kalmıştı. 2024 Royal Rumble’ını Cody’nin tekrar
kazanmasıyla bu kez Rock vs Roman olayını bozan Cody, Bloodline’a Rock’ın da
eklenmesiyle bambaşka bir mücadele içerisinde kendisini bulmuştu. En
nihayetinde Wrestlemania 40’da Roman’ı yenerek 3.5 yıllık efsanevi title
reign’i bitirmeyi başarmıştı. Bu maç sonrasında Rock’ın Hollywood’a dönmesi,
Roman’ın da ara vermesiyle artık bu feudun sona erdiğini sanmıştık.
Bloodline senaryosu o kadar
büyük bir senaryo ki bu oluşumla herhalde feud içerisine girmeyen bir güreşçi
yok gibi duruyor. 2022 yılına geldiğimizde Randy Orton ve Riddle ikilisi, sahip
oldukları Smackdown Tag Team kemerlerini Jey ve Jimmy’e karşı kemer birleştirme
maçında kaybetmişlerdi. Bu maç sonrasında Randy Survivor Series 2023’e kadar
ringlerden uzak kalmıştı. Geri döndüğünde de Bloodline ile mücadelesine devam
etmiş ancak Royal Rumble 2024’te gerçekleşen ve Knight ile AJ Styles’ın da
olduğu Fatal four way maçında kemeri Roman’dan almayı başaramamıştı. Face
tarafın bir diğer aktörü Kevin Owens ise Sami Zayn’in Bloodline içerisinde yer
aldığı 2022 yılı içerisinde en yakın arkadaşının gözünü açmak için elinden
geleni yapmış ancak Sami bir türlü Bloodline’dan kopmamıştı. Sonraları
Bloodline’ın ileri gittiğini anlayan Sami, en yakın dostunu korumak uğruna
Bloodline’dan atılmıştı. Owens da bu esnada kemer mücadelesine girmesine rağmen
Royal Rumble 2023’te kemeri Roman’dan alamamıştı. Ancak Wrestlemania 39’da ilk
gecenin main eventinde Sami ve Kevin Owens ikilisi, Roman’ın Uso’lara karşı
tavrının değişmesine sebep olacak maçta Jey ve Jimmy’i yenerek takım
kemerlerinin yeni sahipleri olmuşlardı.
Bu maça dair zaten hali hazırda
sağlam bir arka plan varken, işin bir de Wrestlemania 40 tarafı var. Wrestlemania
40 döneminde hem Randy hem K.O, Logan’ın sahip olduğu United States kemeri için
mücadele verirlerken her fırsatta hileye başvuran ve bir outsider olarak
gözüken Logan’a karşı iki isim ortak çıkarları doğrultusunda bir arada hareket
etmişlerdi. Gün sonunda iki isim de Logan’dan kemeri alamazlarken yine de bir
dostluk oluşturmuşlardı. İşin Bloodline tarafındaysa Cody’nin her şeye rağmen
maçı kazanıp Roman’ı devirip yeni şampiyon olduğu ve Roman’ın ekranlardan uzak
kaldığı durumda bazı şeyler değişmeye başlamıştı. Roman tarafından bir sonraki
Tribal Chief olarak ilan edilen Solo, de facto bir şekilde Bloodline’ın yeni
lideri olarak kendini göstermeye başlamıştı. Wrestlemania sonrası ilk Smackdown
olan 12 Nisan Smackdown’da bunu bizzat dile getiren Solo, Wrestlemania’daki
kaybın bazı sonuçlar doğurması gerektiğini söylemişti. Zaten Roman’a Jey’in
2020’deki baş kaldırısından sonra 2023’te ilk baş kaldıran isim olan Jimmy,
sonrasında Jey’e olan kıskançlığından ötürü Bloodline’a şüpheli bir şekilde
dönmüştü. Üstüne üstlük bir de Wrestlemania 40’da Jey’e de kaybetmesinin
ardından Solo, öz ağabeyinin gözünün yaşına bakmadan onu o gece debut yapan
Tama Tonga’ya acımasızca dövdürerek ve kendisi de buna katılarak gruptan
atmıştı. Jimmy 12 Nisan Smackdown’dan beri ekranlarda yer almazken dönüşü de
çok da uzun zaman da olmayacak gibi duruyor. Yeri gelmişken çok kısa Tama
Tonga’dan da bahsetmek gerekirse uzun yıllar NJPW güreşen Tonga, eski güreşçi
Haku’nun üvey oğlu. Haku kimdir diye soracak olursanız doğrudan Samoan
Wrestling Dynasty’e bağlı bir isim değil yani ne Fatu’larla ne de Anoai’lerle
bir akrabalığı söz konusu değil. Ancak tam bir aile dostu desek yeridir keza
birazdan bahsedeceğimiz Jacob Fatu’nun babası, Solo’nun, Jey’in, Jimmy’nin
amcası olan yani Rikishi’nin ikiz kardeşi olan Sam Fatu ile 80’li yıllarda The
Islanders adında bir grupta tag team mücadelesi vermişlerdi. Rock da Haku’yu
herhangi bir kan bağı olmadan amcası olarak tanımlarken, Tonga’lı bir isim
olmasına rağmen Samoa güreş ailesiyle fazlasıyla yakın bir isim. Tama Tonga
ise, Haku’nun eşinin yeğeni. Yani aslında Haku, Tonga’nın öz teyzesiyle evli.
Çocuk yaşta Haku ve teyzesi, Tonga’yı evlatlık edinmişler.
Wrestlemania sonrasında yeni
Bloodline’ın tohumları böyle atılırken ilk kurban olarak da Kevin Owens
seçilmişti. 19 Nisan Smackdown’da Solo, “We Want Roman” tezahüratları eşliğinde
konuşurken Tonga’nın da Owens’a saldırdığını görmüştük. Backlash’e doğru
gittiğimiz bu dönemde Owens’ın yanına Logan ile girdikleri feudda
yakınlaştıkları Randy Orton gelince de Backlash için de bir Tag Team maçı
planlanmış oldu. Fransa’daki Backlash’teki muazzam seyirci reaksiyonlarıyla
başlayan maç, daha doğrusu henüz başlamadan iki tarafın birbirlerine
girmeleriyle başlamıştı. Aldis de maçı Street Fight’a çevirince gerçekten de
son dönemin en mükemmel maçlarından birini izlemiştik. Fazlasıyla extreme
ögelerin, weapon’ların kullanıldığı maçta Kevin Owens, Tonga'yı kurduğu 4 sandalyenin
üstüne Brainbuster'layip tuşlayacakken tuşu Tonga'nın kardeşi Tonga Loa’nın
debut yapıp tuşu bozmasıyla maçı bitirememişti. Loa önce hakemi çekmiş, sonra
da hem Randy’e hem de Owens’a çelik merdivenle vurmuştu. Ringde de Solo, önce
Owens’a sandalyenin üzerine bir Spinning Solo çekmiş sonrasında Spike ile maçı
takımına kazandırmıştı. Böylece yeni Bloodline’ın bir diğer üyesi olan Tonga
Loa da bu sayede ekibe katılmıştı. Yeri gelmişken biraz Loa’dan da bahsetmek
gerekirse Loa aslında daha öncesinde WWE’de Camacho adıyla gördüğümüz bir
isimdi. 2014 yılında WWE’den ayrıldıktan sonra kısa bir dönem TNA’ye geçmiş
daha sonrasında da uzun yıllar kalacağı NJPW’ye geçmişti. Haku’un öz oğlu olan
Loa, Tonga ile hem üvey kardeşler hem de öz kuzenler. Yani Samoa’lılarla yine
doğrudan bir aile bağı olmayan bir isim.
Mayıs ayına geldiğimizde iki
taraf feudlarına devam ederlerken Kevin Owens bir süreliğine Backlash
sonrasında ekranlardan uzak kalmıştı. Randy ise o dönem King of the Ring
turnuvasına katılırken Bloodline ile olan feudu da devam ettirdi. 24 Mayıs
Smackdown’da Tama Tonga ile turnuva finalinde karşılaşan Randy, Solo’ya rağmen
maçı kazanıp finale yükselmişti. Aynı gece K.O da geri dönerken iki isim ringi
temizlemeyi başarmışlardı. King and Queen of the Ring’deki finaldeyse Gunther,
Randy’i yenerek King olmayı başardı. Maç içerisinde Gunther, sistematik bir
şekilde Randy’i sakatlama stratejisi güderken Randy de maçtan sonra hakem
yardımıyla arka plana gitmek durumunda kalmıştı. Bu olaydan sonra da bir süre
de Randy’i ekranlardan uzak kaldığına tanıklık ettik. 31 Mayıs Smackdown’da
Heyman ve Owens’ı ringde gördük. Heyman, Owens'a Bloodline'ın onu yok etmek
için bir bahane peşinde olduğunu söyledi. Seni WWE'de görmeyi seviyorum dedi
Heyman, seyirciler de seviyor dedi. Solo'nun peşinden gitmeye devam edersen,
senin için gerçekten çok kötü şeyler yapacaklar dedi. Senden rica ediyorum
hatta yalvarıyorum Bloodline'la uğraşmayı bırak dedi. Owens da buraya gerçekten
bana yardım ediyormuş gibi yapmaya mı geldin dedi. Heyman da evet dedi. Owens
da son birkaç yılı düşündüğümüzde sana neden inanayım ki dedi. Bu hikayeye
düşmem dedi. Bütün her şeyin sende döndüğünü, iplerin senin elinde olduğunu
bilmiyor muyum sanıyorsun dedi. Önce Brock'la başladın oradan Roman'a geçtin
şimdiyse Roman kemeri kaybetti, sırada kim var dedi. Sırada Solo var dedi. Şu
an ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama ben buna düşmem dedi. Ben 4 yıldır
Bloodline ile savaşıyorum bana her şeyi yaptılar dedi. Ama ben yine de burada
harika vakit geçiriyorum dedi. Ama o Bloodline'dı, Roman'dı, Jey'di, Jimmy'di ve
onlara saygı duyuyordum dedi. Solo ve iki adam Bloodline değiller dedi. Ve
kimse onları istemiyor, sakın bir saniye bile onların peşini bırakacağımı
düşünme, onlarla savaşmaya devam edeceğim dedi. Dünyamdan çıkana kadar onlar
buna devam edeceğim dedi. Senin yardımını da istemiyorum, ihtiyacım da yok
dedi. Heyman da sana yardım etmek istemiyorum belki de seni kurtarmaya
çalışıyorumdur dedi. Birbirimizin çocuklarıyla tanıştık belki onlar için
yapıyorumdur dedi. Şu an senin için yaptıklarımı neden anlamıyorsun dedi.
Ardından sinir krizi geçirdi, ben Hall of Famer bir bilge adamım, neden kimse
beni dinlemiyor dedi ve yanlışlıkla mikrofonu Owens'ın göğsüne vurdu. Owens,
Heyman'ın üzerine yürürken yeni Bloodline geldi. Owens'ın yardımınaysa arka
seyircilerin oradan gelen Street Profits koştu. Altı isim birbirlerine
girdiler. Owens ve Solo seyirci bariyerlerinden arka alana giderlerken ring
içerisinde Stret Profits üstün çıktılar. Ardından da Bloodline vs Street
Profits maçı başladı. Maçı da Bloodline kazandı.
Randy’nin yokluğunda Owens’ın
bir süreliğine yardımına Street Profits gelirken bu durum pek de bir etki
yaratmadı. 7 Haziran Smackdown’da Yeni Bloodline ve Heyman’ı ringde gördük.
Heyman, bayanlar ve baylar şu an bir tarihe tanıklık ediyorsunuz dedi.
Seyircilerden de güçlü bir We Want Roman tezahüratı geldi. Heyman devam etti,
bu tarihten itibaren Bloodline hikayesi Tonga Loa'nın burada olduğu gerçeğini
düşündüğümüzde hiç bitmeyecek dedi ve bizlere Loa'yı takdim etti. Solo, Loa'ya
sarıldı. Heyman yine de üzgün görünürken Loa ve Tonga onu aralarına aldılar.
Solo söze girerek Heyman'a bu ikisi seni geçen hafta Owens'tan kurtarmamılar
mıydı diye sordu. Onlara teşekkür etmemeli misin diye de devam etti. Heyman
evet efendim dedi. Sonra da teşekkür etti. Owens ringe geldi. Gelir gelmez de
Bloodline'a girişti. Ancak üç isim Owens'ı indirdiler. Street Profits yardıma
geldi. Owens de dışarıdan sandalye aldı ve tüm Bloodline üyelerine vurarak
onları ringden çıkardı. Kevin Owens & The Street Profits vs. The Bloodline maçı
izledik ilerleyen anlarda. Maç aşağıda devam ederken Tonga, Loa, Owens ve
Dawkins birbirlerine girmişken Montez hepsinin üzerine doğru uçtu. Ayağa
kalktığında da Solo'dan bir sandalye darbesi geldi ve maç DQ ile sonlandı.
Dawkins Solo'ya girişirken Loa geldi ve ikiye bir üstünlük kurdular. Solo da
yerdeki Dawkins'e bir Spike çekti. Tonga da gelirken bu kez ikili Solo'nun
Spear çekmesini sağladılar. K.O karşılık vermeye çalışırken üçe bir direnemedi.
Ardından Owens'e spiker masasının üzerine üçlü bir Powerbomb çektiler.
Parmaklarını havaya kaldırarak da şovu bitirdiler. Heyman da oldukça endişeli
göründü. İstemeyerek o da parmağını kaldırdı.
14 Haziran Smackdown’daysa
Randy’nin dönüşünü gördük. Arka alanda Street Profits ile röportaj yapılırken
Kevin Owens'e Bloodline mücadelesindeki yardımları ve Bloodline konularına
dahil olmaları soruldu. Cevaplarını veremeden Tanga Loa ve Toma Tonga tarafından
saldırıya uğradılar. Aldis ve görevliler gelerek Bloodline'ı oradan ayırdı.
Solo da gelirken Owens de geldi ama Owens'ın Solo'ya saldırmasını Aldis önledi.
Gecenin sonundaysa Kevin Owens vs Solo Sikoa maçı izledik. Heyman da maçı
kenarda izledi. Owens Stunner çekip maçı kazanacakken Solo'nun ayağını ipe
koyan Heyman maçı kurtardı. Owens sinirlenip Heyman'ı sıkıştırırken, spiker
masasını da onun için hazırlamaya başladı. Ama Solo gelip üstünlüğü aldı ve
Spike çekti. Ringe sokup bir Spike daha çekip maçı kazandı. Maçtan hemen sonra
Loa ve Tonga, Owens'a saldırmaya başladılar. Tam Solo'yu spiker masasına
götüreceklerken Randy'nin müziği çaldı. Randy yardıma gelirken Loa ve Tonga'yı
indirdi. Solo'ya da klasik DDT'sini çekip RKO pozisyonu aldı. O esnada Loa dönerken
RKO'yu Loa yedi. Solo da ringi terketti. Ardından da K.O'yu kontrol etti ve
ikili birbirlerine sarıldılar.
Tam bu esnada Cody’nin olaylara
yeniden müdahil olduğu Clash at the Castle’a geçmeden önce çok kısa da Cody’nin
Wrestlemania sonrasındaki yolculuğuna bakmak gerekir. Cody, Wrestlemania
sonrasını hiç boş geçmezken Backlash dönemini AJ Styles ile girdiği feudla
geçirdi. Backlash’te kemerini AJ’e karşı korurken Suudi Arabistan’daki King and
Queen of the Ring’de de Logan Paul’a karşı kemerini korudu. İskoçya’daki Clash
at the Castle dönemindeyse AJ’inm fake emeklilik senaryosu içerisinde bir kez
daha AJ’le karşılaşan Cody, “I Quit” maçında bir kez daha AJ’e karşı kemerini
korumayı başarmıştı. İşte o maçtan sonra zaferini kutlayan ve arka alana giden
Cody’i tam girişin orada Solo Sikoa karşılamıştı. Hemen ardından Loa ve Tonga
Cody'e saldırırlarken Randy ve K.O gelip Cody'i kurtarmışlardı.
Clash at the Castle
sonrasındaki ilk Smackdown olan 21 Haziran Smackdown şovu Chicago’da
gerçekleşmişti. Chicago’da olduğu için bir Raw güreşçisi olmasına rağmen Punk’ı
da orada görmüştük. Punk her zamanki gibi de müthiş karşılanırken çok geçmeden
Heyman da geldi. Heyman içeri girebilir miyim diye sorarken seyircilerden
"We Want Roman" tezahüratları gelmeyi başladı. Punk da dünya üzerinde
promo'mu kesip We Want Roman tezahüratına sebep olabilecek tek bir kişi vardı
ve o de sensin dedi Heyman'a. Seni bağışlıyorum gel içeri dedi. Sonra da her
şey yolunda mı çok iyi görünmüyorsun dedi. Heyman içeri girer girmez Punk'a
sarıldı. Buna ihtiyacım vardı kusura bakma dedi. Buraya geldim çünkü yolda
giderken radyoda Chicago'nun Punk'ın evi olduğu söylendi dedi. Ve bu Solo'yu
çok kızdırdı diye ekledi. İğrenmiş bir yüz ifadesiyle; Solo şimdi Head of the
Table olduğu için her yerin kendi yeri olmasını istiyor dedi. O yüzden de
buraya bir iyilik yapmaya geldim ama karşılığında da bir iyilik isterim dedi.
Medikal olarak sağlam olduğun herhangi bir gün ringe çıktığında karşındaki
"dünyanın en iyisi" ile karşılaştığını anlayacak dedi. Ama buradan şu
an gitmezsen, senin için gelecekler dedi. Çok geçmeden de Bloodline geldi.
Punk, Heyman'a döndü peki benden ne isteyecektin dedi. Heyman da beni seninle
götür diyecektim dedi. Punk da Solo'ya döndü.. ben acknowledge ediyorum ki
karşımda Bloodline değil de fake Uso'ların olduğunu ve Tribal Chief'in komik
bir cosplay'ini görüyorum dedi. Bloodline ringi sararken yardıma beyzbol
sopasıyla Cody Rhodes yetişti. Punk'a da bir tane verirken Bloodline da ringi
terketti. Cody sonrasında da Solo'ya seslendi. Kendini Head of the Table olarak
görüyorsun değil mi dedi. Ben Head of the Table'lardan birini yendim bile dedi.
Aileni içeri götür ben de Randy ve Kevin'a gelmemelerini söyleyeyim ve bu gece
bire bir bu işi çözelim dedi. Solo da kabul etti. İlerleyen anlarda Heyman ve
Solo'yu arka alanda gördük. Heyman, Solo'ya Tonga'larla konuştum, o işi
halledecekler dedi. Roman Wrestlemania'ya sonrasında gitmeden önce bana birkaç
şey söylemişti dedi. Punk'ın konu dışı olduğunu söylediğini söyledi. O benim
için çok özel biri dedi Heyman. Ek olarak Cody Rhodes, senin uğraşman gereken
bir mesele değil, senin uğraşman gereken tek şey, Cody'e giden yolu temizlemek
ve Tribal Chief geri döndüğünde... derken Solo sözünü kesti. Seni burada
durdurmalıyım dedi. Seni seviyorum ama bunu sana söyleyen kişi olmaktan nefret
ediyorum dedi. Ama Roman geri dönmeyecek, üzgünüm dedi. Bu söz üzerine Heyman
şoka girdi ve ağlamaklı oldu.
Aynı gecenin main eventinde de
Solo Sikoa vs Cody Rhodes maçı izledik. Tonga-Loa, Randy-K.O ring kenarında
olmazlarken sadece Heyman vardı. Maç çok ilerlemezken Cody, Cross Rhodes pozisyonuna
doğru giderken Tonga ve Loa Cody'e saldırdılar. Maç da böylece DQ ile sona
erdi. Üçlü saldırmaya devam ederlerken Solo Spike çekmek istedi ama Randy ve
K.O yardıma gelip durumu eşitlediler. Owens, Loa'yı dışarı yollarken Randy de
Tonga'ya bir RKO çekti. Solo üçe bir ringde tek kalırken köşeye sıkışıp
yalvarmaya başladı. Sonra da çılgınca gülmeye başladı. O esnada da üçlü
arkalarını dönerlerken hepsi birden Jacob Fatu tarafından Superkick yediler.
Hatta Owens karşılık verdi ama Fatu'ya hiçbir şey olmadı ve Owens'a geri
Superkick çekti. Fatu, Owens'ı aşağıda da rahat bırakmadı ve çelik merdivenlere
doğru bir Samoan Drop çekti. Sonra da bariyerlerde duran Randy'e bir Spear
çekti. Ringe döndüğünde Cody ona karşılık verdi ama Fatu, Cody'i de dışarıya
çekti ve ring kenarına doğru Uranagi çekti. Kendinden geçmişçesine
saldırılarına devam eden Fatu, Cody'i spiker masasına yatırdı ve turnbackle'a
çıktı. Oradan da Splash ile üstüne atladı. Ringe girdiğinde Solo ona sarılırken
ikili parmaklarını havaya kaldırdılar. Loa ve Tonga da gelip onlara katıldı ve
şov böyle sona erdi. Böylece Solo, Bloodline’a bir yeni üye daha eklerken Jacob
Fatu’dan da biraz söz etmek gerekir diye düşünüyorum. Jacob Fatu; şu anki
Bloodline içerisinde Solo hariç Anoa’i ailesinden tek isim. Sam Fatu’nun, yani
Rikishi’nin iki kardeşinin, Haku’nun The Islanders’tan takım arkadaşının oğlu
olan Jacob Fatu; Solo’nun da öz kuzeni. Uzun bir süre bağımsız promosyonlarda
güreştikten sonra 2019-2024 arasında MLW’de güreşmiş, çok kısa da bir NJPW
deneyimi olmuştu. Şimdiyse oldukça sükseli bir debutla WWE kariyerine başlamış
oldu.
Hafta arasında bu maç
duyurulurken 28 Mayıs Smackdown’daysa Paul Heyman’ın bu yeni Bloodline’dan
kovulduğu anları seyrettik. Gecenin başına dönersek Jacob Fatu hariç tüm
Bloodline'ı arka alanda arabadan inerlerken gördük. Heyman onları karşılarken
Heyman, Jacob'ın nerede olduğunu sordu. Solo da cevap vermeden Loa ve Tonga ile
yürümeye devam etti. Ekip ringe doğru gelirken arka alanda Cody, Randy ve
Owens'ın da arabayla geldiklerini ve hızlıca girişe yöneldiklerini gördük.
Altılı girişin orada birbirlerine girdiler. Owens arkada bir yerde masaya
yatırdığı Loa'nın üzerine doğru uçtu. Face ekip üstün çıkarken en sonunda Aldis
ve görevliler geldi. Randy güvenliklerden birine RKO çekerek fitili ateşlerken
üçlü tüm güvenlik güçlerini temizlediler. RKO, Stunner ve Cross Rhodes'lar
havada uçuşurken Cody en sonunda mikrofonu eline aldı. Cody, Bloodline'ın ringe
baktığında üç tane kurban gördüğünü söyledi. Ancak ben üç kurban görmüyorum ben
dünyanın en tehlikeli adamlarından birini, arkadaşım Kevin Owens'ı görüyorum. Ben
14 kez dünya şampiyonu olmuş, benim burada olmamı sağlayan Legend Killer Randy
Orton'ı görüyorum dedi. Bu gece kemerimi dikkate değer bir rakibe karşı korumam
gerekirdi dedi. Ama onun yerine Wrestlemania'da bitirdiğimi sandığım savaşa
devam ediyorum dedi. Şov New York'ta Madison Square Garden'da gerçekleşitiği
için güvenlikler de işe yaramadığından NYPD polisleri geldi. Cody onları
takmadan Solo'ya seslenmeye devam etti. Onlara neden Bloodline diyorsun
bilmiyorum çünkü ben bir Patron, bir Tribal Chief, bir Head of the Table
göremiyorum orada dedi. Ben orada geçici birini görüyorum dedi. Sonrasında da
üçlü polisler eşliğinde arka alana götürüldüler. Hatta arena dışına
çıkarıldılar. Şovun ilerleyen anlarında da Jacob hariç Bloodline üçlüsünü ve
Heyman'ı ringe gelirken gördük. Solo'yu yeni Head of the Table ilan etme seremonisi
için ringe doğru geldiler. Heyman sözü alırken klasik girişini yaptı. Ancak
sözünü bitirmeden Solo'yu mikrofonu Roman tarzında ondan isterken gördük. Bu
arada Heyman, sıkıntılı anlarında olduğu gibi yine kirli sakallı haliyle
görüldü. Bunu 2016'da Goldberg, saniyeler içerisinde Lesnar'ı yendikten sonra
da görmüştük. Keza geçen seneki Bloodline içerisinde yaşananların ardından yine
sıkıntılı anlarda sakal bıraktığını görmüştük. Bu arada Solo mikrofonu isterken
"We Want Roman" tezahüratları da yükselmeye başladı. Solo mikrofonu
alıp Bloodline'ın en yeni üyesi, Enforcer'ı Jacob Fatu'yu takdim etti. Fatu
ringe geldi. Solo, Fatu da ringe girdikten sonra Madison Square Garden..
Acknowladge Me dedi. Üçlü parmaklarını yukarı kaldırırken Heyman bu duruma
sinirlendi. Solo devam etti ve sağ kolum Tama Tonga öne çık dedi. Tonga'ya
Acknowladge Me dedi. Tonga da dediğini yaptı. Infamous Tonga Loa'yı çağırdı,
aynı şeyi söyledi. Loa da aynı şeyi yaptı. Enforcer'ım Jacob Fatu öne çık dedi.
Ondan da aynı şeyi istedi. Fatu da aynı şeyi yaptı. Solo en son Heyman'a döndü.
Solo, bu senin tek şansın dedi ve Acknowladge et beni dedi. Şefliği simgeleyen
şeyi boynuna takması için ona verdi. Heyman ağlamaklı oldu. Solo'ya seslendi. Seni
seviyorum, acknowladge ediyorum ki sen benim Tribal Chief'im değilsin dedi.
İnanılmaz da bir seyirci reaksiyonu aldı. Solo da dayanamayıp Heyman'a bir
Samoan Spike çekti. Fatu'ya turnbackle'a çıkmasını söyledi. Fatu da oradan bir
headbutt ile yerde duran Heyman'a uçtu. Sonra da üçüne birden Heyman'a spiker
masasının üzerine Powerbomb çektirdi. Fatu da şeflik simgesini alıp Solo'ya
taktı. Üçlü parmaklarını yukarıya kaldırarak şovu bitirdiler. Şov bittikten
sonra da Heyman'ı ambulansla arena dışına götürülürken gördük.
5 Temmuz Smackdown’da Kevin
Owens, Cody ve Randy ringde gördük. Kevin Owens, son dört yılımın Bloodline ile
kavga etmekle geçtiğini söyleyebilirim dedi. Ama bunun yerine hayatımın son
dört gününü konuşmayı yeğlerim dedi. Çünkü pazartesi günü babamdan bir telefon
aldım ve annemin hastaneye yetiştirildiğini söyledi dedi. Quebec'e uçtum, beni
doğurduğu hastaneye gittim dedi. Kardeşimle beraber onun savaşını izledik dedi.
Annem ve babam bu gece burada olamayacaklar çünkü annem hala hastanede savaş
veriyor dedi. Evde kalmalıydım ama kalmadım çünkü 11 yaşında WWE'yi
keşfettiğimi bildiklerinden beri annem ve babam, hayallerimi keşfetmemi
sağladılar dedi. Çünkü annem her seferinde bana oraya gitmemi ve her şeyimi
vermemi söyler dedi. Seyircilerden de müthiş bir destek aldı. Onun için şovu
kaçırdığımı bilseydi bana çok kızardı, o yüzden de buradayım dedi. Sonra
Bloodline'a seslendi. Bugün kariyerimde hiç olmadığım kadar ciddiyim dedi.
Yarın her ne olursa olsun, annemin son 4 senedir yapmamı istediği şeyi
yapacağım dedi. O da Bloodline'ı daha önce hiç olmadığı kadar feci dövmek dedi.
İlerleyen anlardaysa bir Bloodline videosu gördük. Solo, masanın başında
oturarak Head of the Table mesajı verdi. Elinde, Tribal Chief'liği simgeleyen Oolafala'yı
bizlere tanıttı. Bunun kendisini Tribal Chief yaptığını söyledi. Bu benim
istediğim bir şey değil, ailemin ihtiyacı olan bir şey dedi. Roman Reigns,
Wrestlemania'da kemerimizi koruyacak kadar adam değildi dedi. Cody Rhodes ve
mirasına karşı bizim mirasımızı koruyacak kadar adam değildi dedi. Bu yüzden de
kendisine artık Tribal Chief demese iyi olur çünkü Tribal Chief benim dedi. Ve
ben bizim WWE Undisputed kemerimizi Cody Rhodes'tan geri alacağım dedi. Eğer
Roman Reigns, gelip bir şeyler iddia ederse beni deneyebilir dedi. Herkese
Money in the Bank'taki 6-Max Tag Team maçında gününü göstereceğim dedi. Cody
Rhodes, senin için geliyorum, sen de beni acknowladge edeceksin dedi. Fatu da
arkasından Oolafala'yı taktı. Ardından hepsi parmaklarını yukarı kaldırdılar.
Roman sonrası Bloodline
içerisinde gerçekten de başlı başına inanılmaz değişimler yaşandı. Solo, başına
buyruk bir şekilde hareket ederek Jimmy’i ekipten kovup dışarıdan getirdiği
kişilerle Tribal Chief’liğini, Head of the Table’lığını ilan etti. Feud
içerisinde olduğu kişilerce de fake bir Bloodline kurmuş vurgusu yapılıyor. Tüm
bu yaşananlar karşısında hep endişeyle yaklaşan Heyman da yıllarca
menejerliğini veya akıl hocalığını yaptığı kişileri kontrol edebilirken Solo’ya
bir türlü engel olamadı. Bunun bedelini de oldukça acı bir şekilde ödedi.
Roman’ı satmadı, onun döneceğine inandı ama gün sonunda feci bir şekilde
Bloodline’ın akıl hocalığından defedildi. Evet Roman gerçekten de Solo’yu bir
sonraki Tribal Chief ilan etmişti ama Roman gerçekten de gitmiş miydi? Bu
sorunun cevabını bilmiyoruz ancak hikayelerin işlendiği şekil doğrultusunda
Roman’ın artık kesin olarak döneceğinden eminiz. Keza son Smackdown’da Solo da
resmen hem Cody’nin kemeri için hem de esas önemlisi Roman Reigns için açık
açık bir meydan okuma gerçekleştirdi. Muhtemelen 4 yıllık bir aranın ardından
face olacak olan Roman, gerçekten de tarihi bir return yapacak gibi duruyor.
Roman bundan 6-7 yıl önce face bir isim olmasına rağmen boo’lanırken şimdiyse
şovlarda olmamasına rağmen adına tezahüratlar yapılan ve dönmesi dört gözle
beklenen bir isim haline gelmiş durumda. SummerSlam de yaklaşırken hakikaten
beklenmedik bir Roman dönüşü bizleri müthiş hissettirir diye düşünüyorum. Buradaki
beklenmedik kelimesi önemli çünkü WWE son dönemlerde bazı return’leri
gereksizce bizlere duyururken umuyorum ki Roman’ın dönüşü için böyle bir şey
yapmazlar.
Tahmine geçersek bu feudda
artık face ekibin bir maç alması gerektiğini düşünüyorum. Ama burada öyle bir
galibiyet olmalı ki SummerSlam için Roman’ın dönemediği senaryoda Solo vs Cody
maçına yol açılmalı gibi. Ben Bloodline’ın hala sayıca üstün olduğunu
düşündüğümüzde bir Jimmy Uso return’ü görebileceğimizi düşünüyorum. Kardeşinden
ve yeni Bloodline’dan intikam almak isteyen Jimmy, geri dönerek face ekibe yardımcı
olabilir ve kenardaki Tonga Loa’yı imha edebilir gibi. Öte yandan şov Kanada’dayken,
Kevin Owens annesi hastanede mücadele verirken ona da bir galibiyet
kazandırmaları hoş olur diye düşünüyorum. Eğer Roman, SummerSlam dönemi için
geri dönerse tüm Bloodline ekseni oraya kayacağından ötürü de Cody’e SummerSlam
rakibi de bir RKO ile belli olabilir gibi geliyor bana. O yüzden bu maçta
olacakları ve sonuçlarını oldukça merak ediyorum diyebilirim. Bir süre sonra
Randy ve K.O ve hatta Cody bu feuddan çıkacaklar ve Roman’la Jimmy’nin
dönmesiyle bambaşka şeyler izliyor olacağız. Ama bunun fitili burada yakılır mı
oradan emin değilim çünkü Roman bir süre daha ara vermek isteyebilir. Bu da
ister istemez bu planları Wrestllemania dönemine de sarkıtabilir. Bu sebeple heyecanlı
ve merak uyandırıcı bir maç izleyeceğimizi düşünüyorum.
Tahmin: Cody Rhodes & Randy Orton & Kevin Owens
Last Chance Match for the
World Heavyweight Championship
If Priest wins, Rollins can never challenge for the title again for as long as
Priest is champion.If Rollins wins, Priest must leave The Judgment Day.
Damian Priest(c) vs Seth “Freakin” Rollins
Biraz üstte Cody Rhodes vs
Bloodline feudunu Arka Sokaklar’a benzetmiştim. Seth Rollins vs Judgment Day
feudunu da 160 sayfalık Yaprak Dökümü kitabının sezonlarca dizi olarak ekrana gelmesini
benzetiyorum. Hatırlarsanız 2023 yılının ortalarına doğru World Heavyweight
kemeri Raw’ın yeni ana kemeri olarak duyurulmuş ve AJ Styles’ı yenerek bu yeni
ana kemerin de ilk şampiyonu Seth Rollins olmuştu. Seth kemeri kazandıktan
sonra da ilk feuduna Judgment Day’den Finn Balor ile girmişti. O dönem Money in
the Bank’i kazanan bir diğer Judgment Day üyesi Damian Priest de bu feudun
parçalarından biriydi. Aynı ekipten iki isim bir nevi kemer contender’ı olarak
görülürken Balor’ın uzun süreli kemeri alma mücadelesi de başarıya ulaşmamıştı.
Bu başarıya ulaşamamasında Priest’in ona yardım etmek istemesi ama istemsizce
ona zarar vermesi de bir etken olmuştu tabii ki. Örneğin SummerSlam 2023’te
Priest, Balor’a Seth’e vurması için MITB çantasını yollarken Seth onun
üzerinden Stump çekerek maçı kazanmıştı. Tüm bu olaylar sonrasında Judgement
Day’in dağılma yoluna gideceği düşünülürken Priest ve Balor ikilisinin Tag Team
kemerlerini Owens ve Sami’den almalarıyla sular durulmuştu. İki isim
kemerlerini bir süre Cody Rhodes ve Jey Uso’ya kaybederlerken Jimmy’nin de
etkisiyle geri almalarıyla Wrestlemania 40’a kadar gitmişlerdi. Judgment Day vs
Seth Rollins feudu da araya Cody, Sami, Jey gibi kişilerin de girmesiyle
Survivor Series 2023’e kadar uzamıştı. En sonunda face taraf maçı kazanarak
feudu bitirmişlerdi.
Wrestlemania 40’a kadar Seth
Rollins de kemerini taşımayı başarırken WM döneminde Seth, iki feuda birden
dahil olmuştu. Sahip olduğu kendi ana kemeri dışında Cody’nin Bloodline ile mücadelesinde
de yer alan Seth, bu anlamda ciddi hasarlar görmüştü. Elimination Chamber 2024’teki
main eventi kazanan Drew, Seth’in bu title reign’in de kemeri almak için birkaç
kez şans yakalasa da başaramamış ancak bir kez daha şans bulmayı başarmıştı.
Böyle bir ortamda Wrestlemania 40’a giderken Seth, ilk gecede Cody Rhodes’un
takım arkadaşı olmuş ve ikinci geceki Cody Rhodes vs Roman Reigns maçının maç
türünü belirlemek için ona yardımcı olmaya çalışmıştı. Ancak Rock ve Roman
ikilisi, Cody ve Seth’i yenerek ertesi günkü maçın Bloodline Rules altında
yapılmasını sağlamışlardı. Yine aynı gece Priest ve Balor ikilisi, o dönem sahip
oldukları her iki brandin kemerlerini de bir merdiven maçında korumak durumunda
kalmışlar ancak kemerlerinden birini A-Town Down Under’a diğerlerini de Awesome
Truth’a kaybetmişlerdi.
Wrestlemania 40’ın ikinci
gecesine geldiğimizdeyse gecenin ilk maçında Seth, kemerini korumak için Drew
McInyre ile maça çıkmıştı. Oldukça güzel geçen maç sonunda Drew, Seth’i yenerek
yeni şampiyon olmayı başarmıştı. Böylece uzun bir süredir ana kemerin peşinden
koşan Drew, nihayet buna ulaşırken, sevinci sadece 5 Dakika 46 saniye sürmüştü.
Maçı spiker masasında izleyen CM Punk’ı kışkırtmak için her şeyi yapan Drew, en
sonunda Punk’ın saldırısına uğramıştı. Bunun sonucunda bir fırsat yakalayan
Priest, uzun bir süredir elinde tuttuğu çantasını kullanarak cash-in yapmış ve
World Heavyweight şampiyonu olmuştu. Kariyerinde ilk kez bu başarıya ulaşan Priest,
çok geçmeden Rhea’nın sakatlığı sebebiyle ekranlara ara vermesinin ardından
Judgment Day’in de fiili lideri haline gelmişti. Seth Rollins ise bir
süreliğine ekranlara ara vermişti.
Ana kemer şampiyonu olmasının
ardından kendisini ispatlamak isteyen Priest, bu süre zarfında ilk kemer
korumasını Backlash’te Jey Uso’ya karşı yapmıştı. Maç içerisinde hakem
görmediği anda JD gelmiş, Jey ringe girerken ipi kaldırmış ve Priest'in spear
çekmesini sağlamıştı. Jey kalkarken Priest JD'ye neden geldin, sana ihtiyacım
yok demiştim diye kızmaya başlamıştı. O esnada Jey, JD'ye Superkick çekerek onu
aşağıya yollamış ve üstünlüğü almıştı. Maç ilerlerken bu sefer Balor gelmiş ama
Jey onu hemen Superkick ile püskürtmüştü. Yine de Jey'in dikkati dağılırken
Priest, South of Heaven çekmiş ama Jey kalkmayı başarmıştı. Sonrasında Jey 3
tane Superkick ve bir Uso Splash sonrasında Priest'i tuş edecekken JD,
Priest'in ayağını ipe koyarak onu kurtamıştı. Jey de ona doğru uçmuş sonra da
Balor'a Spear çekmişti. Turnbackle'a çıkıp Priest'e odaklanırken Priest
toparlanmış ve iplerden South of Heaven çekerek kemerini korumuştu. Maçtan
sonra JD ve Balor, Jey'e saldırmak isterlerken Priest sinirle onlara engel olmuştu.
Priest yardımlardan mutsuz gözükse de en sonunda üçlü kameralara poz vermişlerdi.
Kendini tek başına kanıtlamak isteyen Priest, her ne kadar Judgment Day’in
yardımını istemese de onlar sayesinde kemerini korumuştu. Zaten bunun üzerine
de bir sonraki Raw’da onlardan özür dilemişti. Ancak yine de hem ana kemer
şampiyonu olması hem de ekibin lideri gibi davranması sebebiyle biraz gruptakilere
de üstten bakmaya başlamıştı. Tüm bunların dışında Dominik-Liv Morgan olayları,
L.W.O ile girdikleri feud’lar, Carlito’nun kendini ekibe kabul ettirme çabası, Braun
Strowman’ın başlarına bela olması derken Judgment Day tıpkı geçen sene olduğu
gibi yine birçok feudun ana merkezi haline gelmişti. Bunun üzerine Punk yüzünden
kemerini kaybeden bir önceki şampiyon Drew, Backlash için yapılan #1 Contender’lık
maçını da Punk yüzünden kaybetmiş ve hatta kısa bir sakatlık da yaşamıştı. Bu
sakatlığı yüzünden de King of the Ring turnuvasına katılamamıştı. Yine de tüm
bunlara rağmen sakatlığı geçtikten sonra Priest’ten bir maç sözü almıştı.
King and Queen of the Ring’e
geldiğimizdeyse Randy Orton’ı yenen Gunther hem King olmuş hem de SummerSlam’de
Raw ana kemeri için maça çıkma hakkı elde etmişti. Aynı şovda Triple H,
sakatlıktan dönen Drew McIntyre’ın İskoçya’daki Clash at the Castle’da Priest’in
kemeri için maça çıkacağını duyurmuştu. Backlash’te Judgment Day sayesinde
kemerini koruyan Priest, bu kez Judgment Day’in maça karışmayacağına dair Drew’a
söz vermişti. Clash at the Castle’ın main eventindeyse hakemin bir anlık yerde
kaldığı anda hakem kıyafeti giymiş Punk, yeni hakem olarak ringe gelmiş ve Drew
tuşa gittiği esnada 3.kez elini yere vurmamıştı. Drew buna karşın çıldırırken
Punk bir Low Blow çekmiş ve Priest’in de South of Heaven Chokeslam çekmesini
sağlamıştı. Esas hakem ringe dönünce de tuşu saymış ve böylece Priest kemerini yine
birilerinin yardımıyla korumayı başarmıştı. Israrla bu şekilde olmamasını
isteyen Priest, yine de dış yardımlar sayesinde title reign’ine devam etmişti.
Bu arada maç içerisinde de feci bir botch yapmıştı. Ring dışındaki Drew’a uçmak
isterken ayağını iplere taktı ve bir çamaşır gibi asılı kaldı. Hakem o ara onu
kurtarmaya çalışırken beceremedi ve devreye Drew girdi. Priest sonrasında da o
hareketi güze bir şekilde sattı ve maç boyunca ayağından sekerek durumu
toparlamaya çalıştı.
Clash at the Castle
sonrasındaki ilk Raw olan 17 Haziran Raw’da Seth Rollins geri döndü. Monday
Night Rollins'e hoş geldiniz dedi. Eğer unutmuşsanız bu gecenin sunucusunu size
tanıtayım; o bir vizyoner, o bir devrimci o Seth "Freakin" Rollins
dedi. Seyircilerden de çok iyi tepki aldı. Tek bir şey için geri döndüm, her
şeyi yaptım ama ben bu işe en iyilerden birisi olmaya girmedim, gelmiş geçmiş
en iyisi olmaya geldim dedi. Bunu şampiyonluğumu geri almadan da yapamam dedi.
Money in the Bank sadece birkaç hafta uzaklıkta, merdivene tırmanmaya
alışkınım, onu alma konusuna aşinayım ve bunun en kısa yol olduğunu biliyorum
dedi ama o esnada şampiyon Priest geldi. Buraya hoş geldin demeye geldim dedi.
Gerçekten seni burada görmek güzel dedi. Sana doğrudan bir şeyler söylemek
istiyorum, cash in'ini sana yapmak istiyordum aslında dedi. Burası artık Monday
Night Rollins değil burası El-Campeon'a saygı gösterilen bir yer dedi. Seth
sözü haftasonuna getirdi. İskoçya'da neredeyse bacağını kaybediyordun değil mi
dedi. Aslında sen ve ben birbirimize çok benzeriz, ikimiz de ismimizi
gruplarımızda yaptık, sen Judgment Day'den bense tarihin en iyisi Shield'dan
aldım dedi. İkimiz de Money in the Bank'i aldık ve uzun bir süre cash in için
bekledik. Cash in yaptığımızda da en büyük arenada yaptık, ikimiz de böylece
ilk kemerlerimizi Wrestlemania'da yaptık. Ama ikimizi ayıran bir şey var, ben
işleri büyüttüm dedi. Peki sana şunu sormak istiyorum diyerek, nasıl bir
şampiyon olmak istiyorsun diye sordu Priest'e. Bu endüstride nasıl bir miras bırakmak
istiyorsun, tarihin en iyilerinden biri olmak mı yoksa Judgment Day'in bir
dipnotu olmak mı diye sordu yine. Priest de bu güzel bir soru ve bunu neden
sorduğunu biliyorum dedi. Ama sana bir şey hatırlatmak istiyorum, sen bu kemeri
aldığında senin ilk challenger'ın bendim ve sen beni yendin dedi. Çünkü sen
benden daha iyiydin dedi. Şimdiyse zaman değişti, cumartesi günü ise haklısın
neredeyse ayağımı kaybediyordum ve birçok insan da bu yüzden kemeri
bırakacağımı düşündü dedi. Ama bıraktırmak istediğim tek şey bugün için benden
iyi olduğunu düşünmen dedi. Nasıl bir şampiyon olmak istediğimi, mirasımı mı
merak ediyorsun, merdivenleri düşünme bile Money in the Bank'ta kemer maçına ne
dersin dedi. Seth de bunu tuzak olarak düşündü, şimdi adamların gelip beni
saracaklar değil mi dedi. Priest buna karşın sinirlendi, burada olduğumu bile
bilmiyorlar bu seninle benim aramda, adam adama bir şey dedi. İstiyor musun
istemiyor musun diye sordu. Seth de kabul ediyorum dedi. Şunu unutma Priest,
ben burada olduğum sürece bu şov Monday Night Rollins olarak anılacaktır dedi
ve mikrofonu bırakıp gitti.
24 Haziran’a geldiğimizdeyse Balor
ve JD ikilisi, Awesome Truth’u Morgan’ın da desteğiyle yenerek takım
kemerlerini yeniden Judgment Day’e getirdiler. Aynı gün Seth ve Priest ise bu
maçın şartlarını belirlediler. Seth bir şekilde beni yenip kemerini korursan,
dileğini gerçekleştirmiş olacaksın dedi. Sen şampiyon olduğun sürece bir daha asla
kemerin için meydan okuma yapmayacağım dedi. Ama seni yendiğim zaman bir kez
daha tek başına ayaklarının üzerinde duramadığını anlamış olacağız dedi. Seni
yendiğimde Judgment Day'den ayrılacaksın dedi. Priest bunu sevdiğini söyledi. Benim
onlara ihtiyacım olduğundan çok onların bana ihtiyacı var dedi. O yüzden de
anlaşmanı kabul ediyorum dedi. Mikrofonu bıraktı ve el uzattı. Seth de bunu
kabul etti. Tam da o esnada Gunther geldi. Burada çok fazla şey görüyorum dedi
Gunther. Money in the Bank'ta bu kemerin prestijini yukarı çıkaran Seth Freakin
Rollins ile şu anda Raw'ı taşıyan adam Priest karşı karşıya gelecekler dedi.
İkisini de bol şans diledi. Bu maçı izlemek için sabırsızlanıyorum, iyi olan
kazansın dedi. Ama hata yapmayın, ikinizden iyi olan biriniz, SummerSlam'de
benimle ringe çıktığınızda daha az şanslı olacak dedi.
1 Temmuz Raw’a geldiğimizdeyse
arka alanda Damian ve Dominik'i konuşurlarken gördük. Damian, bu gecenin çok
önemli olduğunu söylerken, umarım babanla olan meseleni sonsuza dek kapatırsın
dedi. Ardından Rhea ile konuştun mu dedi. Dominik de konuştuğunu ve onun iyi
olduğunu söyledi. Ben de iyiyim, biz iyiyiz peki ya sen dedi. Damian de ben
harikayım dedi. Ama kim iyi değil biliyor musun, Rhea Ripley dedi. Çünkü onunla
az önce konuştum dedi. Çok kızgın dedi. Dominik de bu gece Liv olayını
çözeceğim dedi. Damian her gece aynı şeyi diyorsun ama hiçbir şey yapmıyorsun
dedi. Dominik de Liv mevzusunun suçlusu ben değilim, tıpkı babam gibi konuşur
oldun dedi. Ardından da ikili Judgment Day'in odasına girdiler. Odaya
girdiklerinde Carlito ve JD'nin 2K oynadıklarını, Balor ve Morgan'ın da onları
izlediğini gördüler. Morgan ben de tam gidiyordum dedi, ardından da bugünkü
maçın için başarılar dilerim Daddy Dom dedi ve gitti. Carlito da Priest'e ben
de seninle oynuyordum dostum derken Balor, Priest'i yanına aldı ve bir şey
konuşabilir miyiz dedi. Priest konuşmadan önce Liv'in burada olmasına bir son
verilmeli, bu hiç hoş değil dedi. Balor da, Liv hakkında ne düşünürsen düşün,
Tag Team kemerlerini geri almamızı sağladı dedi. Buradaki asıl problem sensin
dedi. Asıl sen, Judgment Day'i tehlikeyi attın, Seth'e söylediklerine başlatma
dedi. Senin bize ihtiyacından bizim mi sana ihtiyacımız var dedi. Priest de onu
durdurdu ve yanlış bir şey söylemek istememiştim dedi. Ben Dünya Şampiyonu'yum
tabi ki bana daha çok ihtiyacınız var dedi. Rhea buradayken ve şampiyonken, ona
daha çok ihtiyacımız vardı dedi. Sen de şu anda tag team şampiyonusun, peki
buna ne dersin, hepimiz birbirimize ihtiyaç duyuyoruz dedi. Ama ben kendime
güveniyorum ve Seth Rollins'i Money in the Bank'te yeneceğim dedi. Balor da
bunu biliyorum ve kardeşin olarak da her zaman arkanda olacağım dedi. Ve yine
kardeşin olarak sana her zaman doğruları söyleyeceğim, doğru şey şu ki o kemeri
aldıktan sonra değiştin sen dedi. Balor oradan ayrılırken Priest gülmekle
yetindi. Gecenin ilerleyen anlarında Seth ve Balor’ı ringe gördük. Seth,
Priest'in kararları kendi başına verdiğini, ona zorla bir şey yaptırmadığını
söyledi. Balor'ı da kıskançlıkla suçladı. Çünkü o senin ulaşamadığın kemere
ulaşmayı başardı dedi. Sonrasında benim mevzum seninle değil Priest'le ancak
madem buraya geldin, benim ringime girdin, dişlerini boğazına yollamasını
bilirim dedi. O esnada da Priest geldi. Seth de demek Judgment Day tuzağı he,
tadını çıkarın aynı tarafta devam etmeniz için sadece bir haftanız var dedi.
Balor da ringin diğer köşesine giderken Priest ise Seth'e paranoyak olma dedi.
Tuzak falan yok dedi. Priest ringe girerken Balor da girdi ve Seth'i kıstırmaya
çalıştı. Seth bunun tuzak olduğunu düşünmeye devam ederken Priest ise ısrarla
öyle olmadığını söyledi. Sonra da bu benim meselem ve kimse buna karışamaz
diyerek Finn'e döndü. Sonra da Seth'e döndü ve haklısın, bu iş seninle benim
aramda sadece dedi. Sonra da buraya benim kemerle günlerimin sayılı olduğunu
söylemeye geldin ancak Raw'ı yürüttüğüne yönelik düşüncen esas sayılı olan
dedi. Seth de madem öyle hissediyorsun Cumartesi'ni beklememize gerek yok, hadi
bu işi yapalım dedi mikrofonu attı. Damian da kabul ederken Balor arkadan Seth'e
saldırmaya yeltendi ama Seth bir yumrukla onu yere serdi. Sonra da Priest ile
bire bir kaldılar ama Balor yine dönüp Seth'e saldırdı. Balor Seth'i yerde
yumruklamaya devam ederken Priest'i de çağırdı ama Priest bundan hoşnutsuz
olarak onu durdurdu. Seth de iki isim tartışırken toparlandı ve her ikisine
birden Superkick çekti. Ardından da Balor'a bir Stump çekti. Ama arkasını
döndüğünde de Priest'ten South of Heaven Chokeslam yedi. Priest, Balor'ı
kaldırıp ringden ayrıldı.
Priest kemeri aldığından bu
yana bir geçiş dönemi şampiyonu olarak görülürken Drew da zaten benzer bir şeyi
ona karşı ifade etmişti. MITB sonrasında üst seviyeler için “net bir şekilde
hazırlanılıyor” imajı kendisine verilmedi ve muhtemelen de bir geçiş dönemi
şampiyonu olarak görülmesi istendi diye düşünüyorum. Hikaye açısından bunu
reddeden Priest ise Judgment Day’in yardımı olmadan kemerini koruma noktasında
hep bir çaba göstermeye çalıştı ancak yardımlar sayesinde kemerini Money in the
Bank’e kadar getirdi. Şimdiyse gerek bu isteği gerek Morgan konusunda Balor ile
anlaşmazlığı -ki burada da Balor ve Morgan arasında bir şeyler çıkacak gibi-,
gerekse de kemer mücadelesi derken bir kez daha Balor ve Judgment Day ile kopma
noktasına gelmiş durumda. Önümüzde SummerSlam gibi büyük bir PPV varken Priest
gibi zayıf bir ismin Gunther karşısına çıkarılmasını düşünmüyorum. Bu sebeple
Priest’in Judgment Day ile son birkaç aydır yaşadığı sorunların burada iyice
ayyuka çıkmasını hatta belki de Balor yüzünden kemeri kaybetmesini bekliyorum. Böylece
Balor, geçen sene bir nebze Priest yüzünden alamadığı kemerin de intikamını “istemeden”
de olsa alabilir gibi. Böylece de olaylar geçen seneye de bağlanabilir gibi
geliyor bana. Bunun sonucunda da Priest’in Judgment Day’den ayrılmasıyla da
yeni bir feud doğabilir gibi. Ben geçen sene de Priest MITB çantasını aldığında
ve Balor kemer mücadelesi içerisinde bulunduğunda da çanta-kemer mücadelesinin
Seth Rollins’siz bir sonuca varmayacağını düşündüğümü söylemiştim. Nitekim
döndü dolaştı ve iş buralara kadar geldi.
Bu maça dair yaşanacak
dramaların da burada da sona ereceğini düşünmüyorum. Bu maçı main eventte koyma
sebebim de aslında tam olarak burada yaşanabilecek olası farklı unsurlar. Keza
Drew McIntyre’ı Money in the Bank’e katılım hakkı elde ettiğini ve aynı gece
çanta için mücadele edeceğini biliyoruz. Drew, Clash at the Castle sonrasında MITB’e
katılıp, çantayı kazanıp aynı gece cash-in yapacağını söylemişti. Ben de tam
olarak bunu bekliyorum ancak cash-in’in başarısız olacağını da düşünüyorum. Yine
CM Punk etkisiyle başarısız bir sonuca imza atacağını bekliyorum. Drew, İskoçya’da
yediği saldırının intikamını hemen ardındaki Chicago’daki Smackdown’da Punk’a
saldırarak almış ve onun için önemli olan bilekliği de yanında taşımaya
başlamıştı. Dolayısıyla bu savaşta Punk’ın da bir cevabı mutlaka olacaktır. Ben,
Drew’u en çok acıtacak şeyin resmen bir cash in yapacakken yani gong çalmışken
o esnada Punk’ın maça karışarak maçı DQ ile bitirmesine veya bir şekilde Seth’in
onu tuş etmesini sağlamasıyla yapacağını düşünüyorum. Bu Drew için en acı
verici senaryo olacaktır şüphesiz. Bu sayede Seth, Priest şampiyonken bu son şansında MITB tehlikesinden
kurtularak kemeri kazanıp Gunther’in karşısına çıkabilir gibi geliyor bana. Ancak SummerSlam’de
de işi çok kolay olmayacak gibi duruyor.
Tahmin: Seth “Freakin”
Rollins
--
Wrestlemania sonrasında Fransa’daki
Backlash, Suudi Arabistan’daki King and Queen of the Ring ve İskoçya’daki Clash
at the Castle sonrasında nihayet Amerika sınırlarına geri dönmekteyiz. Üçer
hafta arayla gerçekleşen bu Amerika dışı PPV’leri zaman zaman güzel şeyler
seyrettirdilerse de genel itibariyle Amerika’daki PPV’lere bir hazırlık
hüviyetindelerdi. Şimdiyse Kanada’da da olsak yine Amerika içerisindeyiz. Tüm
bunların dışında da önümüzde bir SummerSlam var. Doğal olarak artık büyük
isimlerin de dönüş yapabilecekleri dönemin içerisine girmiş durumdayız da
diyebilirim. Keza Seth Freakin Rollins döndü bile. Bunun dışında CM Punk, Roman
Reigns, Rhea Ripley gibi isimleri de bundan sonrasında görebiliriz gibi.
Hikayeler açısından da gerçekten güzel şeyler izlediğimizi düşünüyorum. Burada üzerinde kısmen durabildiğimiz Drew McIntyre vs CM Punk feudu, muazzam bir şekilde devam ediyor. Judgment Day tarafında; Carlito, Braun Strowman, Rey Mysterio, World Tag Team, World Heavyweight, Women’s World derken birçok feudu beraberinde içeriyor ve çok ilgi çekici şeyler sunuyor. Bloodline’da yeni yüzler karşımıza çıkarken United States tarafında da LA Knight gümbür gümbür geliyor. Chad Gable-Alpha Academy olayları bir diğer ilgi çeken hikaye olarak gözümüze çarpıyor. Tüm bunların dışında Wyatt Sicks’in ihtişamlı debut’u sonrasında çizecekleri yol da büyük merak konusu. Şimdilik Gable’a yönelseler de neler yapacaklarını çok kestiremiyoruz. Fazla kalabalıklar, fazla korkutucular ama bunun altı kesinlikle doldurulmalı. Bütün bunlar Money in the Bank’la beraber daha da kaynayacakken SummerSlam’e gittiğimiz yolda çok boyutlu, farklı ve heyecanlı feudlar izleyeceğiz gibi duruyor. Ek olarak King Gunther ile Queen Nia’nın da rakiplerini beklediklerini söyleyebiliriz şimdiden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder