ARA

6 Temmuz 2024 Cumartesi

Money in the Bank 2024 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri

 


WWE MONEY IN THE BANK – 6 TEMMUZ 2024 CUMARTESİ
Toronto, Ontario, Canada – OVO Scotiabank Arena

Royal Rumble, Wrestlemania, SummerSlam, Survivor Series gibi PPV’lerin yanında artık beşinci büyük PPV olarak anılan Money in the Bank, bu yıl da yaz aylarımızı renklendirmek için geliyor. Daha önceleri Wrestlemania’da izlemeye alışkın olduğumuz maç türü, WWE içerisinde çok önemli bir olay haline gelmesiyle beraber 2010 yılından bu yana genellikle Mayıs-Temmuz ayları içerisinde düzenli olarak gerçekleşmeye devam ediyor. Temel konsept olarak yukarıda asılı olan çantayı almaya çalışan genellikle 6 ile 8 kişi arasında değişen güreşçilerin mücadelesini içeriyor. Kadınlar ve erkekler olmak üzere iki tane Money in the Bank maçı yapılırken, esas amacı yukarıda asılı olan çantayı, merdivene tırmanarak alıp bir yıl içerisinde istendiği yerde istendiği zaman istendiği şampiyonlukta maça çıkmaya hak kazanmak şeklinde tanımlayabiliriz. Birçok kariyer bu sayede bambaşka boyutlara ulaşırken hikayelere de direkt etki eden bir unsur olduğunu da söylememiz gerekiyor. Bunların dışında zaten maç türü olarak da izlemesi oldukça keyifli bir olay olmasından ötürü de kötü bir maç izlememiz çok mümkün görünmüyor.

Bu yıl da yine iki tane Money in the Bank maçı bizleri beklerken bu maçlar dışında da maçlar izliyor olacağız. Intercontinental kemerinin sahibi Sami Zayn, kemerini WWE’nin yeni gözdelerinden Bron Breakker’a karşı korumak durumunda kalacak. World Heavyweight kemerinin sahibi Damian Priest ise Clash at the Castle sonrasında return gerçekleştiren Seth Freakin Rollins’e karşı kemerini koruyacak. İşin Smackdown tarafındaysa Wrestlemania sonrasında Bloodline ile işinin bittiğini düşünen Cody Rhodes, bu sefer yanına Randy Orton ve Kevin Owens’ı da alarak Paul Heyman’sız yeni Bloodline ile mücadele etmek durumunda kalacak. Bir ana kemer maçı, bir 6-man Tag Team maçı bir de Intercontinental kemer maçı varken iki tane de Money in the Bank maçı izleyeceğimiz güzel bir şov bizleri bekliyor gibi duruyor.


Singles Match for the WWE Intercontinental Championship
Sami Zayn(c) vs Bron Breakker

Wrestlemania’da Gunther’in 666 günlük Intercontinental reign’ini bitirerek tarih yazan Sami Zayn, o tarihten sonra uzun süreli bir Chad Gable ile feuda girmişti. Gunther’i yenmesinde kendisine yardımcı olan Gable, ondan bir kemer maçı istemiş ve bunun sonucunda Sami onu yenerek kemerini koruyunca en sonunda heel turn gerçekleştirmişti. Bu sürede Alpha Academy’e ve özellikle Otis’e fazlasıyla yüklenen Gable, bir türlü istediğini elde etmeyi başaramamıştı. Önce King and Queen of the Ring’de Bronson Reed’in de olduğu bir Triple Threat maçında kemerle ayrılmayı başaran Sami, Clash at the Castle’da bir kez daha Gable’ı yenerek feudu bitirmişti.

Bu feudun başlangıç noktasına biraz da Bron Breakker’dan bahsederek girmek gerekir diye düşünüyorum. 1997 doğumlu olan Bron, WWE içerisindeki “wonderkid”lerden bir tanesi diyebileceğimiz bir isim. Efsane güreşçilerden Rick Steiner’ın oğlu, Scott Steiner’ın da yeğeni olan Bron, güçlü bir güreş geleneğine sahip bir aileden gelmekte. 2021 yılında NXT’ye gelen Bron, iki kez NXT şampiyonluğuna ulaşmayı başarmış bir isimdi. İlk kemerini 2022 başlarında kazanırken 2 ay sonrasında kemerini Dolph Ziggler’e kaybetmişti. Daha sonrasında kemeri tekrardan almış ve bir seneye çok yakın bir süre kemerini korumuştu. 2023 yılının Nisan ayında da kemerini Carmelo Heyes’e kaybetmişti. Aynı yıl Seth Rollins, Cena ve Heyman ile de olaylar yaşamış, 2024 başından itibaren de WWE ana kadrosunda bulunan Bron, uzun uğraşlar sonucunda Smackdown’ı kabul ettiğini duyurmuştu. Draft dönemindeyse Raw’a geçen Bron, bu süre zarfında birçok jobber’ı squashlamıştı. Draft sonrasındaysa kontrol edilemeyen bir karakter olarak karşımıza çıkan Bron, cüssesine göre hızlı olmasıyla da müthiş fark edilen bir yetenek olarak gözüküyor. GM Adam Pearce ile King of the Ring turnuvasına alınmamasıyla alakalı olarak sorun yaşayan Bron, bunun sinirini maça çıktığı jobber’lardan almaya çalışmıştı. Sonrasındaysa Ricochet ve Ilja Dragunov ile aynı anda feuda girmiş ve iki isme de karşın üstün çıkmıştı. Hatta Ricochet’i de ambulanslık edip onun WWE’den ayrılma döneminde ona böyle bir olay yaşatmıştı.

Böylesine önem atfedilen bir isim olan Bron Breakker, önümüzdeki yıllarda main eventer bir isim olarak da karşımıza çıkacak gibi duruyor. Zaten ana kadroya yükselmesinin üzerinden çok geçmemesine rağmen de oldukça dominant bir karakter olarak karşımıza çıkmış ve mid level seviye bir kemer için de aday olmuş durumda. 17 Haziran’da Raw’da Bron, Sami’den bir kemer maçı isterken Sheamus geldi. Sheamus, herkesin de bildiği üzere son beş yıldır bu kemerin peşindeyim dedi. Sami'ye eğer birilerine fırsat vermek istersen beni de değerlendirebilirsin dedi. Sana saygı duyuyorum, ama o kemer için ne yapmam gerekirse her şeyi yaparım dedi. Bron söz aldı. Ben burada yokmuşum gibi konuşmaya devam mı edeceksin diye sordu. Kimse seni ve kazandığın şampiyonlukları umursamıyor, eğer yoluma çıkarsan olabilecekleri herkes biliyor dedi. Şu anda da benim yolumda duruyorsun ve senin de kıçını tekmelemeyi bilirim dedi. Sheamus da ne yapacaksın, beni aptal listene mi alacaksın dedi. WWE'deki yeni bir yüz olarak buralarda takılıyorsun anlıyorum dedi. Ama söz konusu IC kemeriyse, burada hiçbir söz hakkın yok ve sen yeni bir çocuksun dedi. Seni sıranın en sonuna almadan önce neden kendin en sona geçmiyorsun dedi. Sami aralarına girdi. Bu işi çözmeniz gerek gibi duruyor dedi. Arka alana gidip, Pearce ile konuşup bu ikisinin bu gece konuşmamasını, kavga etmelerini sağlayacağım dedi. İkilinin maçı ileriki anlarda başladı. Sheamus Brogue Kick pozisyonu alırken Kaiser geldi ve Sheamus'un ayağını tutup ring postuna çarptırdı. Bunu gören hakem ise maçı DQ ile bitirdi. Kaiser saldırmaya devam ederken Sheamus da karşılık verdi. O esnada da Bron'dan bir Spear yedi. Görevliler Bron'u arka alana götürürlerken Kaiser dönüp Sheamus'a saldırmaya devam etti. Sheamus'un dizini çelik merdivenlere dayayıp Dropkick için koşmaya başlarken, diğer taraftan koşan Bron Breakker, devasa bir Spear ile Kaiser'i yere serdi. Bron, Sami'ye de bir şeyler yapmak isterken görevliler araya girdi. O esnada da Sami kemerini gösterip istediğin zamanda dedi. Bron Sami'yi iterken, bu sefer görevliler Sami'yi zar zor durdular.

24 Haziran Raw’daysa Bron Breakker vs Ludwig Kaiser maçı izledik. Maç devam ederken Kaiser tam Breakker çelik merdivenlerin oraya yatırmışken Sheamus seyircilerin arasından geldi ve Kaiser koştuğu an bir High Knee çekti. Maç DQ ile biterken Sheamus, spiker masasını Kaiser için hazırladı. Tam Powerbomb'a yeltenirken de Bron'dan Spear'ı yedi. Bu olaydan sonra arka alana giden Bron, büyük bir sinirle Pearce’ın kapısını çaldı. Zaten King of the Ring’e alınmamasından ötürü GM’e çok ciddi tepki gösteren ve buna karşılık kontrolü zor olaylar yaşatan Bron, bu kez istediğini almayı başardı. Pearce kapıyı açınca insanların işime burnunu sokmasından artık sıkıldım dedi. Geçen hafta Kaiser olmasa Sheamus’ı yenerdim, bu hafta da Sheamus olmasa Kaiser’i yenerdim dedi. Pearce da lütfen sakin ol ve bu işi bana bırak dedi. O esnada da Sami geldi. Sami, kemerim için maç mı istiyorsun, istediğin yerde istediğin zamanda olsun o zaman dedi. Bron da Money in the Bank’i işaret etti. Sami de bunu kabul etti. Pearce da resmileştirdi.

1 Temmuz Raw’da Sami ve Bron’u ringde gördük. Sami, Bron'a belli ki ödevine çok çalışmamışsın dedi. Belki de düşündüğün kadar akıllı değilsindir dedi. Belki de düşündüğün kadar da iyi değilsindir dedi. Money in the Bank'ta görüşürüz dedi. Bron mikrofonu bırakıp ringi terkeder gibi yaptı ama ani bir Spear'la Sami'yi yere serdi. Sonra da ringi terketti. Ancak Sami'nin güç bela ring dışında ayağa kalktığını görünce yine koşarak bir Spear'a kalkıştı ama bu kez Sami Leapfrog ile ondan kurtuldu ve Bron'un çelik merdivenlere çarpmasını sağladı. Sonra da Bron'u yumruklamaya başladı. İkilinin kavgası ringe taşınırken Sami bir Exploder çekti. Helluva Kick için hazırlanırken Bron'dan yine Spear geldi. Kemeri eline alan Breakker, Money in the Bank öncesi mesajı verdi.

Maç için tahmine geçersek, Sami’nin zaten Gunther’i yenmek gibi büyük bir iş başardığını söylememiz gerekiyor. Ancak Sami, bir winner değil, bir underdog. Yani kendisinden beklenmeyen şeyleri yapan bir isim olan Sami, bunu her zaman yapabilecek türde bir güreşçi profilinde değil. Diğer taraftaysa push alacağı çok bariz olan, oldukça güçlü gösterilen, iyi bir güreş ailesinden gelen, şirketin geleceğinde önemli bir yerde bulunacak olan bir Bron Breakker var. Şov her ne kadar Sami’nin memleketi Kanada’da gerçekleşecekse de ben burada bir kemer değişimi bekliyorum. Bron, Sami’nin temiz kazanabileceği bir kemer contender’ı değil şu an için. Ondan daha üst seviyede, mücadele edemeyeceği güçte bir profil gibi gösteriliyor. O yüzden de Bron’un bu maçı kazanarak ana kadrodaki ilk kemerine ulaşacağını düşünüyorum. SummerSlam için de Sheamus’un da hikaye içerisine girebileceği bir senaryo olabilir gibi geliyor.

Tahmin: Bron Breakker


Money in the Bank Ladder Match for a Women’s Championship Match Contract
Iyo Sky vs Chelsea Green vs Lyra Valkyria vs Tiffany Stratton vs Naomi vs Zoey Stark

%100 bir cash-in yüzdesine sahip olan Kadınlar Money in the Bank tarihi, başarılarla dolu bir tarih. 2017’den beri gerçekleştirilen Kadınlar Money in the Bank maçlarını kazanan kişiler, hiç başarısız bir cash-in’e sahip değiller. Bu konu son dönemde de oldukça gündeme geldiği içi de ben de belirtmek istedim. Bu durum bu şekilde ne kadar devam eder bilmiyorum ama buradaki olası tahminim üzerinden konuşmam gerekirse ben yine başarılı bir cash-in beklediğimi söylemiş olayım.

İsimler üzerinden tek tek geçmeden önce mevcut şampiyonların son durumları üzerinden bir başlangıç yapalım isterim. İşin Raw tarafında Liv Morgan, uzun bir süredir görmediğimiz tarzda bir senaryo içerisindeyken çok farklı boyutlarıyla Judgment Day sürecinin içerisinde. Orada Rhea Ripley’in olası bir dönüşü beklenirken bir o zamana kadar bir kemer kaybı çok mümkün görünmüyor gibi. Rhea döndükten sonra da uzun süreli bir feud görebiliriz gibi geliyor. Smackdown tarafındaysa Wrestlemania’da kemeri kazanan Bayley kemer korumasına devam ederken şu an için önünde net bir rakibi yok gibi görünüyor. Ancak SummerSlam’e kadar çok büyük bir sürpriz olmazsa kemeriyle gideceği için rakibi de net gibi. Nia Jax, Queen olarak SummerSlam’de kemer maçı hakkı kazanırken ikilinin maçı kesin gibi duruyor. Bu MITB işlerinde şu anı baz almak bazen yanıltıcı olabilir ama yine de elimizde başka done olmadığı için mevcudu göz önünde bulundurarak ilerlemek gerekiyor. Katılımcıları tek tek değerlendirirken bu durumu göz önünde bulunduracağım.

Iyo Sky: Geçtiğimiz yılın MITB galibi Iyo Sky, çantayı almasının ardından çok bir zaman geçmeden SummerSlam 2023’te Bianca Belair üzerinden cash in yaparak yeni şampiyon olmayı başarmıştı. SummerSlam’de kemerini aldıktan sonra Damage CTRL’ü daha da büyüten ve hatta kendi liderliğine çeviren Iyo, kemerini de Wrestlemania’ya kadar korumuştu. Ancak Wrestlemania’da Royal Rumble kazananı Bayley’e direnememiş ve kemerini kaybetmişti. Sonrasında Damage CTRL bünyesinde güreşmeye devam eden Iyo, Raw kadınları arasında kendisine yer bulmaya çalışıyor. 17 Haziran Raw’da Zelina Vega ve Kiana James’in olduğu Triple Threat maçını Liv Morgan’ın Vega ile olan feudu sayesinde kazandı ve maça da bu şekilde girmeye hak kazandı. Iyo’nun kadınlar division’ında bir Contender olarak yer almasını her zaman bekliyorum çünkü gerçekten de yetenekli bir güreşçi. Bunu dışında da eski bir şampiyon. Ancak ben üst üste iki kez MITB almasını beklemiyorum çünkü geçen yıl onun zaten MITB sayesinde bir üst seviyeye çıktığı bir yıl olmuştu. Şu anda o seviyede kalması için tekrardan bir MITB’e ihtiyacı bulunmuyor bence.  Bir de sanki bir süre daha Womens Tag Team mücadeleleri içerisinde Damage CTRL ile yer alacak gibi duruyor. O yüzden kazanma ihtimali olduğunu düşünmüyorum ancak atletizmi ve hava kabiliyeti sayesinde maça fazlasıyla renk katacaktır.

Chelsea Green: Maçın en sürpriz ismi olan Chelsea Green, uzun bir süredir Piper Niven’la beraber kadınlar kategorisinde güreşmeye devam ediyor. Niven’ın İskoçya’daki şovda ön plana çıkmasıyla beraber Chelsea de ekranlara normalden daha fazla çıkmıştı. Ancak genel itibariyle zayıf karın olarak görülen Chelsea, buraya da biraz fırsatçılıkla gelmişti. 21 Haziran Smackdown’da Michin ve Bianca’ya karşı Triple Threat maça çıkan Chelsea, Bianca’nın Michin’e KOD çekip maçı bitirme noktasına getirdiği anda Bianca’yı dışarıya yollayıp kendisi tuşa giderek maçı kazanmıştı. Ancak burada çok fazla şansı olduğunu düşünmüyorum. Maçın sürpriz unsuru olarak fırsatçılık kovalayacak, korkak hareketleriyle gülümsetecek belki Niven’ın da yardımını alıp işleri ilginç hale getirecektir ama fazlasını sunabileceğini düşünmüyorum.

Lyra Valkyria: Maçın favori isimlerinden biri olan Lyra, WWE’de gelecekte önemli yerlere gelmesi beklenen bir isim. Ana kadroya yükselmesinin ardından Becky’nin Liv Morgan ile feuduna dahil olan Lyra, sonrasında da Queen of the Ring’in finaline kadar yükselmeyi başarmıştı. Lyra, WWE tarafında bence biraz Becky’nin mirasını devam ettirecek bir isim olarak da gözüküyor veya en azından bizlere o şekilde lanse ettirilmeye çalışılıyor gibi geliyor bana. Tıpkı Becky gibi İrlanda’lı olan Lyra, NXT Halloween Havoc 2023’te Becky’i de yenerek NXT Women’s şampiyonluğunu almayı başarmıştı. 24 Haziran Raw’da Shayna Baszler ve Kairi Sane’in olduğu Triple Threat maçı kazanarak gelmeyi başaran Lyra, maçın favorilerinden birisi. Şahsi düşüncem ben hala Lyra’nın bir veliahtlık dışında bir şey gösteremediğini düşünüyorum ve o sebeple de yersiz bir push’lama aldığını düşünüyorum. Seyircilerin de biraz bu durum karşısında bir hoşnutsuzluğu genel itibariyle mevcut. Ancak babyface bu babyface güreşçiliğinin dışında farklı bir gimmick ile karşımıza çıktığında daha ciddi bir isim olarak karşımıza gelecek gibi duruyor. WWE bence ondan bir şeyler çıkartacak. O yüzden de kazanma ihtimali olduğunu düşünüyorum. Liv’le olan feudunun varlığı da buna bir altyapı oluşturabilir tabii. Tüm bu sebeplerden ötürü bu maç için kendisini ikinci favorim olarak belirleyeceğim. Gimmick’i dışında ring içi yeteneğini de beğendiğimi söyleyebilirim. Bence bu maçta da güzel işler çıkaracaktır. Bu aralar Iyo ile feud içerisinde olması da sanki bir süre daha kemer mücadelelerinden ziyade biraz daha kendisini kanıtlama mevzularıyla ilerleyecek gibi duruyor.

Tiffany Stratton: Bu yılın başlarında ana kadroya yükselen Tiffany, yine WWE içerisinde önümüzdeki 5-10 yılda ciddi etkiler yaratacağı kesin olan bir isim olarak görünüyor. Geldiği daha ilk dönemde Elimination Chamber’a girmeyi başaran Tiffany, Wrestlemania sonrasında kemer için mücadele etse de her ikisinde de başarısız olmuştu. Ancak bu iki denemesinde de seyircilerden oldukça güzel reaksiyonlar alan Tiffany, heel bir isim olmasına rağmen cheer almayı başarmıştı. Seyirciyle etkileşim kurabilen, ring içerisinde dee yetenekli olan Tiffany, MITB maçı için uygun bir isim olarak gözüküyr. Bunun dışında güreşçi personası olarak fırsatları iyi değerlendiren bir isim olan Tiffany, MITB ruhu için çok uygun bir isim olduğunu düşünüyorum. Öte yandan son dönemde Nia Jax ile de bir ittifak kurmaya çalışması sanki Nia’nın SummerSlam’de kemeri Bayley’den alıp sonrasında uygun bir zamanda Tiffany’den cash-in yemesini sağlayabilir gibi geliyor. Daha önceden de söylediğim üzere Tiffany benim bu yılki Money in the Bank adayım. O yüzden de tahmin konusunda kendisini öne çıkaracağım. Bu arada bu maça girmeyi de 28 Haziran Smackdown’da Candice LeRea ve Jade Cargill ile yaptığı Triple Threat maçında kenardan Indi Hartwell’in Cargill’e saldırması, bunun sonucunda da Bianca’nın onu kovalaması sayesinde aldığını da söylemek gerekiyor. Nia da maçı Tiffany adına kenarda izleyen isimdi.

Naomi: Smackdown’daki mücadeleci kadın güreşçilerden olan Naomi, beklendiği gibi bu maçın içerisinde yer alıyor. Backlash’teki Bayley’le girdiği kemer mücadelesi sonrasında sıranın en sonuna geçen Naomi, şimdilik ciddi bir feud içerisinde yer almasa da her zaman etki yaratabilecek bir unsur olarak kadro içerisinde yer alıyor. Buraya 28 Haziran Smackdown’da Indi Hartwell ve Blair Davenport ile girdiği Triple Threat maçını biraz da Cargill’in Hartwell’e karşı intikamı sayesinde de kazanıp gelen Naomi, maç içerisinde etki yaratacak bir unsur olsa da kazanacağına çok ihtimal vermiyorum. Bayley ile zaten bir feuda girdi ve bir süre daha kemer potasından uzakta kalması en doğrusu gibi. Yine de atletizmi sayesinde bu maçta güzel şeyler izletebileceğini düşünüyorum.

Zoey Stark: Shayna Bazsler ile takım olarak mücadele eden Zoey, son dönemde fazlasıyla tag team mücadeleleri içerisinde girmiş durumda. En son PPV Clash at the Castle’da ikili kemerleri Cargill ve Belair’den almaya çalışsalar da Triple Threat maçında Alba ve Dawn galibiyetle çıkmışlardı. Buraya Dakota Kai ve Ivy Nile’ın olduğu Triple Threat maçını kazanarak gelen Zoey, çok fazla kazanma ihtimali bulunmayan isimlerden bir tanesi.

5 Temmuz Smackdown’da son bir yüzleşme izledik. Bayley vs Piper Niven maçı yapılırken Naomi ve Chelsea Green de ring kenarındaydılar. Maç devam ederken Tiffany Stratton da geldi. Lyra Valkyria ve Iyo Sky da seyirciler arasından maçı izlediler. Naomi maç içerisinde Bayley'e destek olmak için ring kenarına çıkıp çelik merdivenlere vururken Green geldi. İkili ringin aşağısına inerlerken Green'in tokadı fitili yaktı. Naomi karşılık verdi ve onu seyirci bariyerlerine fırlattı. Ama Iyo da koşup ona yumruk attı ve çelik merdivenlere doğru fırlattı. Diğer taraftan da Lyra gelirken arkasından da Zoey Stark geldi ve herkes birbirlerine girdi. Tiffany Stratton o esnada turnbackle'a çekip herkese doğru uçtu. Ring içerisinde de Bayley, Niven'a Rose Plant çekip maçı kazandı.

İsimlere toptan baktığımızda Tiffany Stratton ve Lyra Valkyria’nın diğer isimlere göre ön plana çıktığını görüyoruz. Genellikle Money in the Bank, güreşçileri bir üst seviyeye çıkarma aracı olarak kullanılırken bu iki ismin WWE’de gelecek sahibi olmaları onlar birer adım öne çıkarıyor. İki isim arasında ben seyirciyle kurabildiği bağ sebebiyle Tiffany Stratton’dan yana bir tercih yapacağım. Nia Jax ile kurmaya çalıştığı ittifak sonucunda bir şeyler yaşamamız çok mümkün görünüyor. Yani o ittifak bence boşuna kurulmadı. “Tiffy Time” bu genç yaşında kendisine yakışır bir rütbeye erişecek bence. Öte yandan diğer isimlere pek ihtimal vermesem de Chelsea Green ve Zoey Stark dışında birinin kazanmasının çok aşırı şaşırtmayacağı, çok büyük sürpriz olmayacağı bir ekiple karşı karşıya olduğumuzu söylemem gerekiyor.

Tahmin: Tiffany Stratton

 

Money in the Bank Ladder Match for a Men’s Championship Match Contract
Jey Uso vs Carmelo Heyes vs Andrade vs Chad Gable vs LA Knight vs Drew McIntyre

Günün esas olayı erkek Money in the Bank geçtiğimizdeyse kazanma ihtimallerinden önce maça çıkacak kişilerin kalitesinden bahsetmek gerekiyor. Tek tek baktığımızda Jey gibi seyirciyle müthiş bir birliktelik kuran, hem yerde hem de havada etkin bir isim var. Carmelo Heyes gibi bir Highflayer var ki bu maç türü onun tüm yeteneklerini sergileyebileceği bir maç türü. Andrade gibi safkan bir güreşçi varken zaten teknik güreş dendi mi akla gelebilecek ve bu teknik güreş yeteneğini hava yeteneğiyle birleştiren bir Chad Gable var. LA Knight ise yine karizmatik bir isim olarak ön plana çıkarken tüm bu isimleri tek bir amaç uğruna, fazlasıyla extreme görüntüler içerisinde görebildiğimiz hayal edebiliyorum. Bence bu maç son dönemin en güzel MITB maçlarından bir tanesi olmaya aday bir maç.

Kadınlarda baktığımız gibi kişilere tek tek bakmadan önce yine mevcut şampiyonların üzerinden geçmekte fayda var. Son Mr.Money in the Bank Damian Priest, uzun bir süre elinde tuttuğu çantasını Wrestlemania’da kullanarak başarılı bir cash-in gerçekleştirmiş ve işin Raw tarafında yeni World Heavyweight şampiyonu olmuştu. Kemerini aynı gece Seth Rollins’e karşı korumak durumunda olan Priest, oradan kurtulsa bile SummerSlam’de Gunther tehlikesiyle karşı karşıya. Smackdown tarafındaysa Cody Rhodes gibi bir figür WWE kemerini taşırken şu an için rakipsiz bir görüntü çizmekte ve yeniden Bloodline senaryosuna da dahil olmuş durumda. Her iki brand için de ben yakın zamanlı bir cash-in beklemiyorum. Bu sebeple biraz daha uzun vadeli düşünerek bir tahmin gerçekleştirmekte fayda var gibi.

Jey Uso: Artık tam anlamıyla Bloodline’dan kendini kurtarmış bir şekilde single kariyerine devam eden Jey, Backlash döneminde Priest’in kemeri için maça çıkmış ancak kemeri ondan almayı başaramamıştı. Daha sonrasında hedefini Money in the Bank olarak açıklayan Jey, 17 Haziran Raw’da Rey Mysterio ve Finn Balor’ın olduğu maçta Strowman, Judgment Day, Dominik kaosundan galibiyetle ayrılarak bu maça katılmayı hak kazanmıştı. Jey’in seyircilerle yakaladığı muazzam uyum, “Yeet”in viral haline gelmesi onu bu PPV’in kapağına bile taşımış durumda. Böylesine yükselişte bir kariyer içerisindeyken bu maç içerisinde de kazanma ihtimali yüksek isimlerden bir tanesi olarak kendisini göstermek yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum. Ancak işin Raw tarafı biraz fazla kalabalık. Eğer Gunther SummerSlam’de kemeri alırsa hatırı sayılır bir reign yapacağını da hesaba kattığımızda face bir isimden yiyebileceği bir cash in bunu sonlandırabilir gibi. Bu isim için de Jey oldukça uygun gözüküyor. O yüzden onu üst sıralara yazmak çok mantıklı bir tercih. Ama ben geçen sene benzer düşünceyi Knight’ta da gerçekleştirmiştim. Knight’ın yakalamış olduğu momentum sonucunda direkt ana kemere koyabileceklerini düşünüp tahminimi o yönde kullanmıştım ancak yanılmıştım. Knight yaklaşık bir senede yine iyi başarılar kazanırken ancak bir mid level kemeri kazanabilme noktasında favori isim haline geldi. Jey için de Singles kariyerinde öncesinde bir mid carder’a yöneltilme ihtimali de olabilir gibi.

Carmelo Heyes: Bu yıl içerisinde ana kadroya yükselip ilk tur draft seçiminde Smackdown’a geçen Heyes, biraz kibirli, biraz şımarık, biraz da vurdumduymaz görüntüsüyle ilgi çeken bir karakter. Her şeyden önce kalıp olarak kısa ve dar olması onu hızlı kılarken havadan hareketler yapmasını sağlayan bir görüntü içerisinde. Bu maça koyulmasının temel nedenlerinden bir tanesinin de bu olduğunu düşünüyorum. Smackdown’a geldikten sonra bir süre Knight ile feuda girse de ciddi bir feuda giremeyen Heyes, buraya Randy Orton ve Tama Tonga’nın olduğu bir Triple Threat maçında Bloodline’ın da etkisiyle gelmeyi başarmıştı. Açıkçası kim kazanmaz derseniz ben direkt kendisini gösterebilirim.

Andrade: Maç içerisindeki bir diğer favorim olan Andrade, Wrestlemania döneminde WWE’ye dönüş yaparken birden Rey’in Legado Del Fantasma – LWO feuduna dahil olmuş ve maçın kazanılmasında da önemli bir katkı sağlamıştı. Sonrasında Smackdown’da sessizce güreşmeye devam eden Andrade, bir süre Legado Del Fantasma’yla bir feuda girecekmiş gibi gözükse de devamlılığı çok gelmedi. Buraya Kevin Owens e Grayson Waller’a karşı Triple Threat maçını kazanarak gelen Andrade, biraz promo eksikliği olsa da güreş kabiliyeti ve karizma olarak bence oldukça değerli bir isim. Smackdown’daki main eventer azlığından ötürü burada bir şans elde edebileceğini düşünüyorum. O yüzden Jey’le birlikte kendisini de ön plana çıkartacağım.

Chad Gable: Son dönemin Drew McIntyre ile beraber şanssızlık konusundaki bayrak isimlerinden biri olan Chad Gable, Intercontinental kemeri uğruna heel turn geçirmiş, tüm Alpha Academy’e yapmadığını bırakmamış ve en sonunda da yapayalnız kalmıştı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Wyatt Sicks’in ilk kurbanlarından biri olan Gable, 17 Haziran Raw’da Wyatt Sickcs’in gerçekleştirdiği debut’ta kan içerisinde baygın bir halde bulunmuştu. 24 Haziran Raw’da Braun Strowman ve Bronson Reed iki devin olduğu eleme maçına katılan Gable, Judgment Day’in Strowman’a saldırmasıyla Reed üzerinden üstünlüğü alıp maçı da kazanarak bu maça çıkmayı hak etmişti. Otis, Tozawa ve Maxxine kendisini terk ederken başta onlara ihtiyacı olmadığını söyleyip kendisini Money in the Bank için motive ederken Wyatt Sicks saldırısı sonrasında da pişman olmuştu. Bu maça da müthiş bir değer katacağını düşünüyorum. Gable gibi bir ismin kayda değer hikayelerde ve maçlarda görmek beni mutlu ediyor. Bir gün de bir kemer kazanacak ve kemer kazandığında da çok iyi bir seyirci reaksiyonuyla karşılaşacak bence. Ancak ana kemer için çok doğru bir zaman değil gibi duruyor. Çünkü 1 Temmuz Raw’da gördük ki Wyatt Sicks, Gable ile uğraşmaya devam edecek gibi duruyor. Ailesine kötü davranan, onları kötülüğe sürükleyen Gable, sanki bu düzlemde Wyatt Sicks’in ilk kurbanı olacak gibi.

LA Knight: Smackdown’ın, WWE’in en hızlı yükselen megastarı Knight, şöhreti geç bulan isimlerden bir tanesi. Geçtiğimiz sene bu zamanlar WWE’deki yükselişi yeni başlarken benim MITB favorim olan Knight, çantayı alamasa da birçok önemli feuda girmiş, ana kemer maçlarına çıkmış, Wrestlemania’da da galibiyet almayı başarmıştı. Wrestlemania ve Draft sonrasında bir dönem Heyes ile feuda girse de çok ciddi bir şekilde feud ilerlememişti. Buraya gelmeden önce de United States kemeri için Logan Paul ile feuda giren Knight, United States mücadelesi içerisindeyken burada kazanmasına çok bir ihtimal veremiyorum. Buraya 28 Haziran Smackdown’da Logan Paul ve Santos Escobar’ın olduğu Triple Threat maçını şovun Madison Square Garden’da olmasının da etkisiyle Knicks yıldızı Jalen Brunson’ın Logan ve Pacers yıldızı Haliburton’a karşı kendisine yardım etmesiyle kazanarak gelmişti. Ancak U.S kemeri için Logan’dan kemeri almaya doğru ilerlerken ve bu olayın SummerSlam’de gerçekleşmesini beklerken çantayı almasına çok ihtimal vermiyorum. Logan’ın da maça bir etkisi olması muhtemel gibi de duruyor sanki. Keza Logan, eleme maçını kazanırken Logan’ı ani bir tuşla yenmeyi başarmıştı. Logan da maçta ve sonrasında yaşananlar karşısında bir cevap verecektir bence.

Drew McIntyre: Sürekli en sona gelip, hedefine ulaşıp bir şekilde elindekileri kaybeden Drew, bu talihsizliklerini bir türlü bitiremiyor. Wrestlemania 40’da nihayet amacına ulaşmışken Punk sebebiyle yediği cash in, onun hayallerini suya düşürürken hemen ardı sıra Raw’daki #1 contender maçını da yine Punk yüzünden kaybetmişti. En sonunda kendi evinde yani İskoçya’da yapılan Clash at the Castle’da bir kez daha kemeri kazanma şansı erişen Drew, yine Punk’ın maça karışmasıyla Priest’e kaybederek bir kez daha kemeri kazanamamıştı. Sonrasındaki Raw’da WWE’yi bıraktığını açıklayan Drew, Chicago’da yapılan 21 Haziran’daki Smackdown’da Punk’a yine saldırmış ve onun ailesi için önemli olan bilekliğini yanına alarak onunla dolaşmaya başlamıştı. 24 Haziran Raw’da da Punk’ın ailesinin artık yanında olduğunu söyleyen Drew, sınırı aşan cümleler kurmuş ve ek olarak da Money in the Bank’e katılıp, çantayı alıp tam da o gece cash-in yapacağını söylemişti. Şimdi tüm bu bahsedilenlerde Punk’ın olaya bir şekilde müdahil olması gerekiyor gibi duruyor doğrusu. İlk hamlesini 1 Temmuz Raw’da beklemişti. O geceki Raw’da Drew, gecenin sonunda Sheamus ve Ilja Dragunov’un olduğu muazzam bir Triple Threat maçından galibiyetle ayrılarak Money in the Bank’e girmeye hak kazanmıştı. Burada Punk olaylara müdahil olmazken geriye artık burası kalıyor gibi düşünebiliriz. Ya Drew’un çantayı almasına engel olacak ya da Drew’un cash in yapmasına engel olacak. Tüm bu ihtimaller de Drew’u net bir şekilde favorilerden bir tanesi yapıyor.

5 Temmuz Smackdown’da bu 6 ismin birbirleriyle yüzleştiklerini gördük. Money in the Bank katılımcıları ringdeyken Drew da geldi. Kanadalılardan tepki gelince de sizlerden daha fazlasını beklerdim diyerek laf attı. Punk burada değil ama ailesi her zaman benimle diyerek bilekliği gösterdi. Punk'tan konuyu açmışken hepinize bir uyarıda bulunayım dedi. Yarın benim işime karışırsanız Punk'a yaptıklarımın aynısını teker teker hepinize yaparım dedi. Sonra ringe doğru yöneldi. O sırada Andrade turnbackle'a uzandığı için oradan giremedi ve ona El-Idiot dedi. Sonra Gable'ın yanına gitti ve senin için sadece çok üzülüyorum dedi. Heyes'e gitti, geleceğin parlak ama sen "o" kişi değilsin, şu anda "o" kişiye bakıyorsun dedi. Knight'a yöneldi, herkes "Yeah" diyince, yarın duyacağınız tek kelime "no" olacak dedi. En sonunda da Jey'e gitti. Sen sınırdan içeri nasıl girebildin ki dedi. Andrade dayanamadı ve Drew'a saldırarak onu dışarıya yolladı. Sonra da yavaş yavaş herkes birbirlerine girdi. Jey, Heyes'e bir Superkick çekti. Gable da Knight'a German Suplex çekti. Andrade'den ona Big Boot geldi. En son Jey de onu dışarıya yollayıp üzerine uçmak istedi ama Drew ona engel oldu. Ama Jey ve Knight toparlandılar ve seyircilerin "Yeah" ve "Yeet" sesleriyle Drew'u indirdiler. En sonda da beraber dışarıya yolladılar.

Tahmine geçersek ben Drew’un çantayı alacağını düşünüyorum. Punk bence o anda da Drew’u rahat bırakacak ancak esas sürprizini gecenin sonundaki World Heavyweight kemer maçında Drew cash-in yapacakken yapacak bence. Drew cash-in yapmaya karar verdiği an onu DQ edecek veya bir şekilde maçın galibine cash-in maçını kazandırtacak gibi. Bu feud bence böyle bir şeyi hak ediyor. Uzun yıllar da unutulmayacak bir şey görebiliriz gibi geliyor bence bu şekilde. Ben o yüzden Drew’u seçeceğim.

Tahmin: Drew McIntyre


Six-Man Tag Team Match
Cody Rhodes & Randy Orton & Kevin Owens vs The Bloodline (Solo Sikoa & Tama Tongo & Jacob Fatu) w/Tonga Loa

Cody Rhodes vs Bloodline işi, 2006’dan bu yana çok kısa bir ara dışında devam eden Arka Sokaklar dizisine benzemeye başladı. Bir türlü bitmek bilmeyen bu feud, bu sefer yeni Bloodline ile devam ediyor. 2023 yılının Royal Rumble’ını kazanmasının ardından Bloodline ile mücadelesine başını koyan Cody, ilk denemesinde Wrestlemania 39’da başaramamıştı. O dönem Jey ve Jimmy’e ek olarak Solo Sikoa’ya da direnemeyen Cody, Roman’ın title reign’ini bitirmeyi başaramamıştı. Daha sonraları Bloodline’da bazı değişkenlikler yaşanmış, Jey ve Jimmy Roman’a baş kaldırmışlardı. Jey kararlıca Roman’ın hükümdarlığından bağımsızlığını ilan ederken Jimmy ise Bloodline’ın içerisinde kalmıştı. 2024 Royal Rumble’ını Cody’nin tekrar kazanmasıyla bu kez Rock vs Roman olayını bozan Cody, Bloodline’a Rock’ın da eklenmesiyle bambaşka bir mücadele içerisinde kendisini bulmuştu. En nihayetinde Wrestlemania 40’da Roman’ı yenerek 3.5 yıllık efsanevi title reign’i bitirmeyi başarmıştı. Bu maç sonrasında Rock’ın Hollywood’a dönmesi, Roman’ın da ara vermesiyle artık bu feudun sona erdiğini sanmıştık.

Bloodline senaryosu o kadar büyük bir senaryo ki bu oluşumla herhalde feud içerisine girmeyen bir güreşçi yok gibi duruyor. 2022 yılına geldiğimizde Randy Orton ve Riddle ikilisi, sahip oldukları Smackdown Tag Team kemerlerini Jey ve Jimmy’e karşı kemer birleştirme maçında kaybetmişlerdi. Bu maç sonrasında Randy Survivor Series 2023’e kadar ringlerden uzak kalmıştı. Geri döndüğünde de Bloodline ile mücadelesine devam etmiş ancak Royal Rumble 2024’te gerçekleşen ve Knight ile AJ Styles’ın da olduğu Fatal four way maçında kemeri Roman’dan almayı başaramamıştı. Face tarafın bir diğer aktörü Kevin Owens ise Sami Zayn’in Bloodline içerisinde yer aldığı 2022 yılı içerisinde en yakın arkadaşının gözünü açmak için elinden geleni yapmış ancak Sami bir türlü Bloodline’dan kopmamıştı. Sonraları Bloodline’ın ileri gittiğini anlayan Sami, en yakın dostunu korumak uğruna Bloodline’dan atılmıştı. Owens da bu esnada kemer mücadelesine girmesine rağmen Royal Rumble 2023’te kemeri Roman’dan alamamıştı. Ancak Wrestlemania 39’da ilk gecenin main eventinde Sami ve Kevin Owens ikilisi, Roman’ın Uso’lara karşı tavrının değişmesine sebep olacak maçta Jey ve Jimmy’i yenerek takım kemerlerinin yeni sahipleri olmuşlardı.

Bu maça dair zaten hali hazırda sağlam bir arka plan varken, işin bir de Wrestlemania 40 tarafı var. Wrestlemania 40 döneminde hem Randy hem K.O, Logan’ın sahip olduğu United States kemeri için mücadele verirlerken her fırsatta hileye başvuran ve bir outsider olarak gözüken Logan’a karşı iki isim ortak çıkarları doğrultusunda bir arada hareket etmişlerdi. Gün sonunda iki isim de Logan’dan kemeri alamazlarken yine de bir dostluk oluşturmuşlardı. İşin Bloodline tarafındaysa Cody’nin her şeye rağmen maçı kazanıp Roman’ı devirip yeni şampiyon olduğu ve Roman’ın ekranlardan uzak kaldığı durumda bazı şeyler değişmeye başlamıştı. Roman tarafından bir sonraki Tribal Chief olarak ilan edilen Solo, de facto bir şekilde Bloodline’ın yeni lideri olarak kendini göstermeye başlamıştı. Wrestlemania sonrası ilk Smackdown olan 12 Nisan Smackdown’da bunu bizzat dile getiren Solo, Wrestlemania’daki kaybın bazı sonuçlar doğurması gerektiğini söylemişti. Zaten Roman’a Jey’in 2020’deki baş kaldırısından sonra 2023’te ilk baş kaldıran isim olan Jimmy, sonrasında Jey’e olan kıskançlığından ötürü Bloodline’a şüpheli bir şekilde dönmüştü. Üstüne üstlük bir de Wrestlemania 40’da Jey’e de kaybetmesinin ardından Solo, öz ağabeyinin gözünün yaşına bakmadan onu o gece debut yapan Tama Tonga’ya acımasızca dövdürerek ve kendisi de buna katılarak gruptan atmıştı. Jimmy 12 Nisan Smackdown’dan beri ekranlarda yer almazken dönüşü de çok da uzun zaman da olmayacak gibi duruyor. Yeri gelmişken çok kısa Tama Tonga’dan da bahsetmek gerekirse uzun yıllar NJPW güreşen Tonga, eski güreşçi Haku’nun üvey oğlu. Haku kimdir diye soracak olursanız doğrudan Samoan Wrestling Dynasty’e bağlı bir isim değil yani ne Fatu’larla ne de Anoai’lerle bir akrabalığı söz konusu değil. Ancak tam bir aile dostu desek yeridir keza birazdan bahsedeceğimiz Jacob Fatu’nun babası, Solo’nun, Jey’in, Jimmy’nin amcası olan yani Rikishi’nin ikiz kardeşi olan Sam Fatu ile 80’li yıllarda The Islanders adında bir grupta tag team mücadelesi vermişlerdi. Rock da Haku’yu herhangi bir kan bağı olmadan amcası olarak tanımlarken, Tonga’lı bir isim olmasına rağmen Samoa güreş ailesiyle fazlasıyla yakın bir isim. Tama Tonga ise, Haku’nun eşinin yeğeni. Yani aslında Haku, Tonga’nın öz teyzesiyle evli. Çocuk yaşta Haku ve teyzesi, Tonga’yı evlatlık edinmişler.

Wrestlemania sonrasında yeni Bloodline’ın tohumları böyle atılırken ilk kurban olarak da Kevin Owens seçilmişti. 19 Nisan Smackdown’da Solo, “We Want Roman” tezahüratları eşliğinde konuşurken Tonga’nın da Owens’a saldırdığını görmüştük. Backlash’e doğru gittiğimiz bu dönemde Owens’ın yanına Logan ile girdikleri feudda yakınlaştıkları Randy Orton gelince de Backlash için de bir Tag Team maçı planlanmış oldu. Fransa’daki Backlash’teki muazzam seyirci reaksiyonlarıyla başlayan maç, daha doğrusu henüz başlamadan iki tarafın birbirlerine girmeleriyle başlamıştı. Aldis de maçı Street Fight’a çevirince gerçekten de son dönemin en mükemmel maçlarından birini izlemiştik. Fazlasıyla extreme ögelerin, weapon’ların kullanıldığı maçta Kevin Owens, Tonga'yı kurduğu 4 sandalyenin üstüne Brainbuster'layip tuşlayacakken tuşu Tonga'nın kardeşi Tonga Loa’nın debut yapıp tuşu bozmasıyla maçı bitirememişti. Loa önce hakemi çekmiş, sonra da hem Randy’e hem de Owens’a çelik merdivenle vurmuştu. Ringde de Solo, önce Owens’a sandalyenin üzerine bir Spinning Solo çekmiş sonrasında Spike ile maçı takımına kazandırmıştı. Böylece yeni Bloodline’ın bir diğer üyesi olan Tonga Loa da bu sayede ekibe katılmıştı. Yeri gelmişken biraz Loa’dan da bahsetmek gerekirse Loa aslında daha öncesinde WWE’de Camacho adıyla gördüğümüz bir isimdi. 2014 yılında WWE’den ayrıldıktan sonra kısa bir dönem TNA’ye geçmiş daha sonrasında da uzun yıllar kalacağı NJPW’ye geçmişti. Haku’un öz oğlu olan Loa, Tonga ile hem üvey kardeşler hem de öz kuzenler. Yani Samoa’lılarla yine doğrudan bir aile bağı olmayan bir isim.

Mayıs ayına geldiğimizde iki taraf feudlarına devam ederlerken Kevin Owens bir süreliğine Backlash sonrasında ekranlardan uzak kalmıştı. Randy ise o dönem King of the Ring turnuvasına katılırken Bloodline ile olan feudu da devam ettirdi. 24 Mayıs Smackdown’da Tama Tonga ile turnuva finalinde karşılaşan Randy, Solo’ya rağmen maçı kazanıp finale yükselmişti. Aynı gece K.O da geri dönerken iki isim ringi temizlemeyi başarmışlardı. King and Queen of the Ring’deki finaldeyse Gunther, Randy’i yenerek King olmayı başardı. Maç içerisinde Gunther, sistematik bir şekilde Randy’i sakatlama stratejisi güderken Randy de maçtan sonra hakem yardımıyla arka plana gitmek durumunda kalmıştı. Bu olaydan sonra da bir süre de Randy’i ekranlardan uzak kaldığına tanıklık ettik. 31 Mayıs Smackdown’da Heyman ve Owens’ı ringde gördük. Heyman, Owens'a Bloodline'ın onu yok etmek için bir bahane peşinde olduğunu söyledi. Seni WWE'de görmeyi seviyorum dedi Heyman, seyirciler de seviyor dedi. Solo'nun peşinden gitmeye devam edersen, senin için gerçekten çok kötü şeyler yapacaklar dedi. Senden rica ediyorum hatta yalvarıyorum Bloodline'la uğraşmayı bırak dedi. Owens da buraya gerçekten bana yardım ediyormuş gibi yapmaya mı geldin dedi. Heyman da evet dedi. Owens da son birkaç yılı düşündüğümüzde sana neden inanayım ki dedi. Bu hikayeye düşmem dedi. Bütün her şeyin sende döndüğünü, iplerin senin elinde olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun dedi. Önce Brock'la başladın oradan Roman'a geçtin şimdiyse Roman kemeri kaybetti, sırada kim var dedi. Sırada Solo var dedi. Şu an ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama ben buna düşmem dedi. Ben 4 yıldır Bloodline ile savaşıyorum bana her şeyi yaptılar dedi. Ama ben yine de burada harika vakit geçiriyorum dedi. Ama o Bloodline'dı, Roman'dı, Jey'di, Jimmy'di ve onlara saygı duyuyordum dedi. Solo ve iki adam Bloodline değiller dedi. Ve kimse onları istemiyor, sakın bir saniye bile onların peşini bırakacağımı düşünme, onlarla savaşmaya devam edeceğim dedi. Dünyamdan çıkana kadar onlar buna devam edeceğim dedi. Senin yardımını da istemiyorum, ihtiyacım da yok dedi. Heyman da sana yardım etmek istemiyorum belki de seni kurtarmaya çalışıyorumdur dedi. Birbirimizin çocuklarıyla tanıştık belki onlar için yapıyorumdur dedi. Şu an senin için yaptıklarımı neden anlamıyorsun dedi. Ardından sinir krizi geçirdi, ben Hall of Famer bir bilge adamım, neden kimse beni dinlemiyor dedi ve yanlışlıkla mikrofonu Owens'ın göğsüne vurdu. Owens, Heyman'ın üzerine yürürken yeni Bloodline geldi. Owens'ın yardımınaysa arka seyircilerin oradan gelen Street Profits koştu. Altı isim birbirlerine girdiler. Owens ve Solo seyirci bariyerlerinden arka alana giderlerken ring içerisinde Stret Profits üstün çıktılar. Ardından da Bloodline vs Street Profits maçı başladı. Maçı da Bloodline kazandı.

Randy’nin yokluğunda Owens’ın bir süreliğine yardımına Street Profits gelirken bu durum pek de bir etki yaratmadı. 7 Haziran Smackdown’da Yeni Bloodline ve Heyman’ı ringde gördük. Heyman, bayanlar ve baylar şu an bir tarihe tanıklık ediyorsunuz dedi. Seyircilerden de güçlü bir We Want Roman tezahüratı geldi. Heyman devam etti, bu tarihten itibaren Bloodline hikayesi Tonga Loa'nın burada olduğu gerçeğini düşündüğümüzde hiç bitmeyecek dedi ve bizlere Loa'yı takdim etti. Solo, Loa'ya sarıldı. Heyman yine de üzgün görünürken Loa ve Tonga onu aralarına aldılar. Solo söze girerek Heyman'a bu ikisi seni geçen hafta Owens'tan kurtarmamılar mıydı diye sordu. Onlara teşekkür etmemeli misin diye de devam etti. Heyman evet efendim dedi. Sonra da teşekkür etti. Owens ringe geldi. Gelir gelmez de Bloodline'a girişti. Ancak üç isim Owens'ı indirdiler. Street Profits yardıma geldi. Owens de dışarıdan sandalye aldı ve tüm Bloodline üyelerine vurarak onları ringden çıkardı. Kevin Owens & The Street Profits vs. The Bloodline maçı izledik ilerleyen anlarda. Maç aşağıda devam ederken Tonga, Loa, Owens ve Dawkins birbirlerine girmişken Montez hepsinin üzerine doğru uçtu. Ayağa kalktığında da Solo'dan bir sandalye darbesi geldi ve maç DQ ile sonlandı. Dawkins Solo'ya girişirken Loa geldi ve ikiye bir üstünlük kurdular. Solo da yerdeki Dawkins'e bir Spike çekti. Tonga da gelirken bu kez ikili Solo'nun Spear çekmesini sağladılar. K.O karşılık vermeye çalışırken üçe bir direnemedi. Ardından Owens'e spiker masasının üzerine üçlü bir Powerbomb çektiler. Parmaklarını havaya kaldırarak da şovu bitirdiler. Heyman da oldukça endişeli göründü. İstemeyerek o da parmağını kaldırdı.

14 Haziran Smackdown’daysa Randy’nin dönüşünü gördük. Arka alanda Street Profits ile röportaj yapılırken Kevin Owens'e Bloodline mücadelesindeki yardımları ve Bloodline konularına dahil olmaları soruldu. Cevaplarını veremeden Tanga Loa ve Toma Tonga tarafından saldırıya uğradılar. Aldis ve görevliler gelerek Bloodline'ı oradan ayırdı. Solo da gelirken Owens de geldi ama Owens'ın Solo'ya saldırmasını Aldis önledi. Gecenin sonundaysa Kevin Owens vs Solo Sikoa maçı izledik. Heyman da maçı kenarda izledi. Owens Stunner çekip maçı kazanacakken Solo'nun ayağını ipe koyan Heyman maçı kurtardı. Owens sinirlenip Heyman'ı sıkıştırırken, spiker masasını da onun için hazırlamaya başladı. Ama Solo gelip üstünlüğü aldı ve Spike çekti. Ringe sokup bir Spike daha çekip maçı kazandı. Maçtan hemen sonra Loa ve Tonga, Owens'a saldırmaya başladılar. Tam Solo'yu spiker masasına götüreceklerken Randy'nin müziği çaldı. Randy yardıma gelirken Loa ve Tonga'yı indirdi. Solo'ya da klasik DDT'sini çekip RKO pozisyonu aldı. O esnada Loa dönerken RKO'yu Loa yedi. Solo da ringi terketti. Ardından da K.O'yu kontrol etti ve ikili birbirlerine sarıldılar.

Tam bu esnada Cody’nin olaylara yeniden müdahil olduğu Clash at the Castle’a geçmeden önce çok kısa da Cody’nin Wrestlemania sonrasındaki yolculuğuna bakmak gerekir. Cody, Wrestlemania sonrasını hiç boş geçmezken Backlash dönemini AJ Styles ile girdiği feudla geçirdi. Backlash’te kemerini AJ’e karşı korurken Suudi Arabistan’daki King and Queen of the Ring’de de Logan Paul’a karşı kemerini korudu. İskoçya’daki Clash at the Castle dönemindeyse AJ’inm fake emeklilik senaryosu içerisinde bir kez daha AJ’le karşılaşan Cody, “I Quit” maçında bir kez daha AJ’e karşı kemerini korumayı başarmıştı. İşte o maçtan sonra zaferini kutlayan ve arka alana giden Cody’i tam girişin orada Solo Sikoa karşılamıştı. Hemen ardından Loa ve Tonga Cody'e saldırırlarken Randy ve K.O gelip Cody'i kurtarmışlardı.

Clash at the Castle sonrasındaki ilk Smackdown olan 21 Haziran Smackdown şovu Chicago’da gerçekleşmişti. Chicago’da olduğu için bir Raw güreşçisi olmasına rağmen Punk’ı da orada görmüştük. Punk her zamanki gibi de müthiş karşılanırken çok geçmeden Heyman da geldi. Heyman içeri girebilir miyim diye sorarken seyircilerden "We Want Roman" tezahüratları gelmeyi başladı. Punk da dünya üzerinde promo'mu kesip We Want Roman tezahüratına sebep olabilecek tek bir kişi vardı ve o de sensin dedi Heyman'a. Seni bağışlıyorum gel içeri dedi. Sonra da her şey yolunda mı çok iyi görünmüyorsun dedi. Heyman içeri girer girmez Punk'a sarıldı. Buna ihtiyacım vardı kusura bakma dedi. Buraya geldim çünkü yolda giderken radyoda Chicago'nun Punk'ın evi olduğu söylendi dedi. Ve bu Solo'yu çok kızdırdı diye ekledi. İğrenmiş bir yüz ifadesiyle; Solo şimdi Head of the Table olduğu için her yerin kendi yeri olmasını istiyor dedi. O yüzden de buraya bir iyilik yapmaya geldim ama karşılığında da bir iyilik isterim dedi. Medikal olarak sağlam olduğun herhangi bir gün ringe çıktığında karşındaki "dünyanın en iyisi" ile karşılaştığını anlayacak dedi. Ama buradan şu an gitmezsen, senin için gelecekler dedi. Çok geçmeden de Bloodline geldi. Punk, Heyman'a döndü peki benden ne isteyecektin dedi. Heyman da beni seninle götür diyecektim dedi. Punk da Solo'ya döndü.. ben acknowledge ediyorum ki karşımda Bloodline değil de fake Uso'ların olduğunu ve Tribal Chief'in komik bir cosplay'ini görüyorum dedi. Bloodline ringi sararken yardıma beyzbol sopasıyla Cody Rhodes yetişti. Punk'a da bir tane verirken Bloodline da ringi terketti. Cody sonrasında da Solo'ya seslendi. Kendini Head of the Table olarak görüyorsun değil mi dedi. Ben Head of the Table'lardan birini yendim bile dedi. Aileni içeri götür ben de Randy ve Kevin'a gelmemelerini söyleyeyim ve bu gece bire bir bu işi çözelim dedi. Solo da kabul etti. İlerleyen anlarda Heyman ve Solo'yu arka alanda gördük. Heyman, Solo'ya Tonga'larla konuştum, o işi halledecekler dedi. Roman Wrestlemania'ya sonrasında gitmeden önce bana birkaç şey söylemişti dedi. Punk'ın konu dışı olduğunu söylediğini söyledi. O benim için çok özel biri dedi Heyman. Ek olarak Cody Rhodes, senin uğraşman gereken bir mesele değil, senin uğraşman gereken tek şey, Cody'e giden yolu temizlemek ve Tribal Chief geri döndüğünde... derken Solo sözünü kesti. Seni burada durdurmalıyım dedi. Seni seviyorum ama bunu sana söyleyen kişi olmaktan nefret ediyorum dedi. Ama Roman geri dönmeyecek, üzgünüm dedi. Bu söz üzerine Heyman şoka girdi ve ağlamaklı oldu.

Aynı gecenin main eventinde de Solo Sikoa vs Cody Rhodes maçı izledik. Tonga-Loa, Randy-K.O ring kenarında olmazlarken sadece Heyman vardı. Maç çok ilerlemezken Cody, Cross Rhodes pozisyonuna doğru giderken Tonga ve Loa Cody'e saldırdılar. Maç da böylece DQ ile sona erdi. Üçlü saldırmaya devam ederlerken Solo Spike çekmek istedi ama Randy ve K.O yardıma gelip durumu eşitlediler. Owens, Loa'yı dışarı yollarken Randy de Tonga'ya bir RKO çekti. Solo üçe bir ringde tek kalırken köşeye sıkışıp yalvarmaya başladı. Sonra da çılgınca gülmeye başladı. O esnada da üçlü arkalarını dönerlerken hepsi birden Jacob Fatu tarafından Superkick yediler. Hatta Owens karşılık verdi ama Fatu'ya hiçbir şey olmadı ve Owens'a geri Superkick çekti. Fatu, Owens'ı aşağıda da rahat bırakmadı ve çelik merdivenlere doğru bir Samoan Drop çekti. Sonra da bariyerlerde duran Randy'e bir Spear çekti. Ringe döndüğünde Cody ona karşılık verdi ama Fatu, Cody'i de dışarıya çekti ve ring kenarına doğru Uranagi çekti. Kendinden geçmişçesine saldırılarına devam eden Fatu, Cody'i spiker masasına yatırdı ve turnbackle'a çıktı. Oradan da Splash ile üstüne atladı. Ringe girdiğinde Solo ona sarılırken ikili parmaklarını havaya kaldırdılar. Loa ve Tonga da gelip onlara katıldı ve şov böyle sona erdi. Böylece Solo, Bloodline’a bir yeni üye daha eklerken Jacob Fatu’dan da biraz söz etmek gerekir diye düşünüyorum. Jacob Fatu; şu anki Bloodline içerisinde Solo hariç Anoa’i ailesinden tek isim. Sam Fatu’nun, yani Rikishi’nin iki kardeşinin, Haku’nun The Islanders’tan takım arkadaşının oğlu olan Jacob Fatu; Solo’nun da öz kuzeni. Uzun bir süre bağımsız promosyonlarda güreştikten sonra 2019-2024 arasında MLW’de güreşmiş, çok kısa da bir NJPW deneyimi olmuştu. Şimdiyse oldukça sükseli bir debutla WWE kariyerine başlamış oldu.

Hafta arasında bu maç duyurulurken 28 Mayıs Smackdown’daysa Paul Heyman’ın bu yeni Bloodline’dan kovulduğu anları seyrettik. Gecenin başına dönersek Jacob Fatu hariç tüm Bloodline'ı arka alanda arabadan inerlerken gördük. Heyman onları karşılarken Heyman, Jacob'ın nerede olduğunu sordu. Solo da cevap vermeden Loa ve Tonga ile yürümeye devam etti. Ekip ringe doğru gelirken arka alanda Cody, Randy ve Owens'ın da arabayla geldiklerini ve hızlıca girişe yöneldiklerini gördük. Altılı girişin orada birbirlerine girdiler. Owens arkada bir yerde masaya yatırdığı Loa'nın üzerine doğru uçtu. Face ekip üstün çıkarken en sonunda Aldis ve görevliler geldi. Randy güvenliklerden birine RKO çekerek fitili ateşlerken üçlü tüm güvenlik güçlerini temizlediler. RKO, Stunner ve Cross Rhodes'lar havada uçuşurken Cody en sonunda mikrofonu eline aldı. Cody, Bloodline'ın ringe baktığında üç tane kurban gördüğünü söyledi. Ancak ben üç kurban görmüyorum ben dünyanın en tehlikeli adamlarından birini, arkadaşım Kevin Owens'ı görüyorum. Ben 14 kez dünya şampiyonu olmuş, benim burada olmamı sağlayan Legend Killer Randy Orton'ı görüyorum dedi. Bu gece kemerimi dikkate değer bir rakibe karşı korumam gerekirdi dedi. Ama onun yerine Wrestlemania'da bitirdiğimi sandığım savaşa devam ediyorum dedi. Şov New York'ta Madison Square Garden'da gerçekleşitiği için güvenlikler de işe yaramadığından NYPD polisleri geldi. Cody onları takmadan Solo'ya seslenmeye devam etti. Onlara neden Bloodline diyorsun bilmiyorum çünkü ben bir Patron, bir Tribal Chief, bir Head of the Table göremiyorum orada dedi. Ben orada geçici birini görüyorum dedi. Sonrasında da üçlü polisler eşliğinde arka alana götürüldüler. Hatta arena dışına çıkarıldılar. Şovun ilerleyen anlarında da Jacob hariç Bloodline üçlüsünü ve Heyman'ı ringe gelirken gördük. Solo'yu yeni Head of the Table ilan etme seremonisi için ringe doğru geldiler. Heyman sözü alırken klasik girişini yaptı. Ancak sözünü bitirmeden Solo'yu mikrofonu Roman tarzında ondan isterken gördük. Bu arada Heyman, sıkıntılı anlarında olduğu gibi yine kirli sakallı haliyle görüldü. Bunu 2016'da Goldberg, saniyeler içerisinde Lesnar'ı yendikten sonra da görmüştük. Keza geçen seneki Bloodline içerisinde yaşananların ardından yine sıkıntılı anlarda sakal bıraktığını görmüştük. Bu arada Solo mikrofonu isterken "We Want Roman" tezahüratları da yükselmeye başladı. Solo mikrofonu alıp Bloodline'ın en yeni üyesi, Enforcer'ı Jacob Fatu'yu takdim etti. Fatu ringe geldi. Solo, Fatu da ringe girdikten sonra Madison Square Garden.. Acknowladge Me dedi. Üçlü parmaklarını yukarı kaldırırken Heyman bu duruma sinirlendi. Solo devam etti ve sağ kolum Tama Tonga öne çık dedi. Tonga'ya Acknowladge Me dedi. Tonga da dediğini yaptı. Infamous Tonga Loa'yı çağırdı, aynı şeyi söyledi. Loa da aynı şeyi yaptı. Enforcer'ım Jacob Fatu öne çık dedi. Ondan da aynı şeyi istedi. Fatu da aynı şeyi yaptı. Solo en son Heyman'a döndü. Solo, bu senin tek şansın dedi ve Acknowladge et beni dedi. Şefliği simgeleyen şeyi boynuna takması için ona verdi. Heyman ağlamaklı oldu. Solo'ya seslendi. Seni seviyorum, acknowladge ediyorum ki sen benim Tribal Chief'im değilsin dedi. İnanılmaz da bir seyirci reaksiyonu aldı. Solo da dayanamayıp Heyman'a bir Samoan Spike çekti. Fatu'ya turnbackle'a çıkmasını söyledi. Fatu da oradan bir headbutt ile yerde duran Heyman'a uçtu. Sonra da üçüne birden Heyman'a spiker masasının üzerine Powerbomb çektirdi. Fatu da şeflik simgesini alıp Solo'ya taktı. Üçlü parmaklarını yukarıya kaldırarak şovu bitirdiler. Şov bittikten sonra da Heyman'ı ambulansla arena dışına götürülürken gördük.

5 Temmuz Smackdown’da Kevin Owens, Cody ve Randy ringde gördük. Kevin Owens, son dört yılımın Bloodline ile kavga etmekle geçtiğini söyleyebilirim dedi. Ama bunun yerine hayatımın son dört gününü konuşmayı yeğlerim dedi. Çünkü pazartesi günü babamdan bir telefon aldım ve annemin hastaneye yetiştirildiğini söyledi dedi. Quebec'e uçtum, beni doğurduğu hastaneye gittim dedi. Kardeşimle beraber onun savaşını izledik dedi. Annem ve babam bu gece burada olamayacaklar çünkü annem hala hastanede savaş veriyor dedi. Evde kalmalıydım ama kalmadım çünkü 11 yaşında WWE'yi keşfettiğimi bildiklerinden beri annem ve babam, hayallerimi keşfetmemi sağladılar dedi. Çünkü annem her seferinde bana oraya gitmemi ve her şeyimi vermemi söyler dedi. Seyircilerden de müthiş bir destek aldı. Onun için şovu kaçırdığımı bilseydi bana çok kızardı, o yüzden de buradayım dedi. Sonra Bloodline'a seslendi. Bugün kariyerimde hiç olmadığım kadar ciddiyim dedi. Yarın her ne olursa olsun, annemin son 4 senedir yapmamı istediği şeyi yapacağım dedi. O da Bloodline'ı daha önce hiç olmadığı kadar feci dövmek dedi. İlerleyen anlardaysa bir Bloodline videosu gördük. Solo, masanın başında oturarak Head of the Table mesajı verdi. Elinde, Tribal Chief'liği simgeleyen Oolafala'yı bizlere tanıttı. Bunun kendisini Tribal Chief yaptığını söyledi. Bu benim istediğim bir şey değil, ailemin ihtiyacı olan bir şey dedi. Roman Reigns, Wrestlemania'da kemerimizi koruyacak kadar adam değildi dedi. Cody Rhodes ve mirasına karşı bizim mirasımızı koruyacak kadar adam değildi dedi. Bu yüzden de kendisine artık Tribal Chief demese iyi olur çünkü Tribal Chief benim dedi. Ve ben bizim WWE Undisputed kemerimizi Cody Rhodes'tan geri alacağım dedi. Eğer Roman Reigns, gelip bir şeyler iddia ederse beni deneyebilir dedi. Herkese Money in the Bank'taki 6-Max Tag Team maçında gününü göstereceğim dedi. Cody Rhodes, senin için geliyorum, sen de beni acknowladge edeceksin dedi. Fatu da arkasından Oolafala'yı taktı. Ardından hepsi parmaklarını yukarı kaldırdılar.

Roman sonrası Bloodline içerisinde gerçekten de başlı başına inanılmaz değişimler yaşandı. Solo, başına buyruk bir şekilde hareket ederek Jimmy’i ekipten kovup dışarıdan getirdiği kişilerle Tribal Chief’liğini, Head of the Table’lığını ilan etti. Feud içerisinde olduğu kişilerce de fake bir Bloodline kurmuş vurgusu yapılıyor. Tüm bu yaşananlar karşısında hep endişeyle yaklaşan Heyman da yıllarca menejerliğini veya akıl hocalığını yaptığı kişileri kontrol edebilirken Solo’ya bir türlü engel olamadı. Bunun bedelini de oldukça acı bir şekilde ödedi. Roman’ı satmadı, onun döneceğine inandı ama gün sonunda feci bir şekilde Bloodline’ın akıl hocalığından defedildi. Evet Roman gerçekten de Solo’yu bir sonraki Tribal Chief ilan etmişti ama Roman gerçekten de gitmiş miydi? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz ancak hikayelerin işlendiği şekil doğrultusunda Roman’ın artık kesin olarak döneceğinden eminiz. Keza son Smackdown’da Solo da resmen hem Cody’nin kemeri için hem de esas önemlisi Roman Reigns için açık açık bir meydan okuma gerçekleştirdi. Muhtemelen 4 yıllık bir aranın ardından face olacak olan Roman, gerçekten de tarihi bir return yapacak gibi duruyor. Roman bundan 6-7 yıl önce face bir isim olmasına rağmen boo’lanırken şimdiyse şovlarda olmamasına rağmen adına tezahüratlar yapılan ve dönmesi dört gözle beklenen bir isim haline gelmiş durumda. SummerSlam de yaklaşırken hakikaten beklenmedik bir Roman dönüşü bizleri müthiş hissettirir diye düşünüyorum. Buradaki beklenmedik kelimesi önemli çünkü WWE son dönemlerde bazı return’leri gereksizce bizlere duyururken umuyorum ki Roman’ın dönüşü için böyle bir şey yapmazlar.

Tahmine geçersek bu feudda artık face ekibin bir maç alması gerektiğini düşünüyorum. Ama burada öyle bir galibiyet olmalı ki SummerSlam için Roman’ın dönemediği senaryoda Solo vs Cody maçına yol açılmalı gibi. Ben Bloodline’ın hala sayıca üstün olduğunu düşündüğümüzde bir Jimmy Uso return’ü görebileceğimizi düşünüyorum. Kardeşinden ve yeni Bloodline’dan intikam almak isteyen Jimmy, geri dönerek face ekibe yardımcı olabilir ve kenardaki Tonga Loa’yı imha edebilir gibi. Öte yandan şov Kanada’dayken, Kevin Owens annesi hastanede mücadele verirken ona da bir galibiyet kazandırmaları hoş olur diye düşünüyorum. Eğer Roman, SummerSlam dönemi için geri dönerse tüm Bloodline ekseni oraya kayacağından ötürü de Cody’e SummerSlam rakibi de bir RKO ile belli olabilir gibi geliyor bana. O yüzden bu maçta olacakları ve sonuçlarını oldukça merak ediyorum diyebilirim. Bir süre sonra Randy ve K.O ve hatta Cody bu feuddan çıkacaklar ve Roman’la Jimmy’nin dönmesiyle bambaşka şeyler izliyor olacağız. Ama bunun fitili burada yakılır mı oradan emin değilim çünkü Roman bir süre daha ara vermek isteyebilir. Bu da ister istemez bu planları Wrestllemania dönemine de sarkıtabilir. Bu sebeple heyecanlı ve merak uyandırıcı bir maç izleyeceğimizi düşünüyorum.

Tahmin: Cody Rhodes & Randy Orton & Kevin Owens


Last Chance Match for the World Heavyweight Championship
If Priest wins, Rollins can never challenge for the title again for as long as Priest is champion.If Rollins wins, Priest must leave The Judgment Day.
Damian Priest(c) vs Seth “Freakin” Rollins

Biraz üstte Cody Rhodes vs Bloodline feudunu Arka Sokaklar’a benzetmiştim. Seth Rollins vs Judgment Day feudunu da 160 sayfalık Yaprak Dökümü kitabının sezonlarca dizi olarak ekrana gelmesini benzetiyorum. Hatırlarsanız 2023 yılının ortalarına doğru World Heavyweight kemeri Raw’ın yeni ana kemeri olarak duyurulmuş ve AJ Styles’ı yenerek bu yeni ana kemerin de ilk şampiyonu Seth Rollins olmuştu. Seth kemeri kazandıktan sonra da ilk feuduna Judgment Day’den Finn Balor ile girmişti. O dönem Money in the Bank’i kazanan bir diğer Judgment Day üyesi Damian Priest de bu feudun parçalarından biriydi. Aynı ekipten iki isim bir nevi kemer contender’ı olarak görülürken Balor’ın uzun süreli kemeri alma mücadelesi de başarıya ulaşmamıştı. Bu başarıya ulaşamamasında Priest’in ona yardım etmek istemesi ama istemsizce ona zarar vermesi de bir etken olmuştu tabii ki. Örneğin SummerSlam 2023’te Priest, Balor’a Seth’e vurması için MITB çantasını yollarken Seth onun üzerinden Stump çekerek maçı kazanmıştı. Tüm bu olaylar sonrasında Judgement Day’in dağılma yoluna gideceği düşünülürken Priest ve Balor ikilisinin Tag Team kemerlerini Owens ve Sami’den almalarıyla sular durulmuştu. İki isim kemerlerini bir süre Cody Rhodes ve Jey Uso’ya kaybederlerken Jimmy’nin de etkisiyle geri almalarıyla Wrestlemania 40’a kadar gitmişlerdi. Judgment Day vs Seth Rollins feudu da araya Cody, Sami, Jey gibi kişilerin de girmesiyle Survivor Series 2023’e kadar uzamıştı. En sonunda face taraf maçı kazanarak feudu bitirmişlerdi.

Wrestlemania 40’a kadar Seth Rollins de kemerini taşımayı başarırken WM döneminde Seth, iki feuda birden dahil olmuştu. Sahip olduğu kendi ana kemeri dışında Cody’nin Bloodline ile mücadelesinde de yer alan Seth, bu anlamda ciddi hasarlar görmüştü. Elimination Chamber 2024’teki main eventi kazanan Drew, Seth’in bu title reign’in de kemeri almak için birkaç kez şans yakalasa da başaramamış ancak bir kez daha şans bulmayı başarmıştı. Böyle bir ortamda Wrestlemania 40’a giderken Seth, ilk gecede Cody Rhodes’un takım arkadaşı olmuş ve ikinci geceki Cody Rhodes vs Roman Reigns maçının maç türünü belirlemek için ona yardımcı olmaya çalışmıştı. Ancak Rock ve Roman ikilisi, Cody ve Seth’i yenerek ertesi günkü maçın Bloodline Rules altında yapılmasını sağlamışlardı. Yine aynı gece Priest ve Balor ikilisi, o dönem sahip oldukları her iki brandin kemerlerini de bir merdiven maçında korumak durumunda kalmışlar ancak kemerlerinden birini A-Town Down Under’a diğerlerini de Awesome Truth’a kaybetmişlerdi.

Wrestlemania 40’ın ikinci gecesine geldiğimizdeyse gecenin ilk maçında Seth, kemerini korumak için Drew McInyre ile maça çıkmıştı. Oldukça güzel geçen maç sonunda Drew, Seth’i yenerek yeni şampiyon olmayı başarmıştı. Böylece uzun bir süredir ana kemerin peşinden koşan Drew, nihayet buna ulaşırken, sevinci sadece 5 Dakika 46 saniye sürmüştü. Maçı spiker masasında izleyen CM Punk’ı kışkırtmak için her şeyi yapan Drew, en sonunda Punk’ın saldırısına uğramıştı. Bunun sonucunda bir fırsat yakalayan Priest, uzun bir süredir elinde tuttuğu çantasını kullanarak cash-in yapmış ve World Heavyweight şampiyonu olmuştu. Kariyerinde ilk kez bu başarıya ulaşan Priest, çok geçmeden Rhea’nın sakatlığı sebebiyle ekranlara ara vermesinin ardından Judgment Day’in de fiili lideri haline gelmişti. Seth Rollins ise bir süreliğine ekranlara ara vermişti.

Ana kemer şampiyonu olmasının ardından kendisini ispatlamak isteyen Priest, bu süre zarfında ilk kemer korumasını Backlash’te Jey Uso’ya karşı yapmıştı. Maç içerisinde hakem görmediği anda JD gelmiş, Jey ringe girerken ipi kaldırmış ve Priest'in spear çekmesini sağlamıştı. Jey kalkarken Priest JD'ye neden geldin, sana ihtiyacım yok demiştim diye kızmaya başlamıştı. O esnada Jey, JD'ye Superkick çekerek onu aşağıya yollamış ve üstünlüğü almıştı. Maç ilerlerken bu sefer Balor gelmiş ama Jey onu hemen Superkick ile püskürtmüştü. Yine de Jey'in dikkati dağılırken Priest, South of Heaven çekmiş ama Jey kalkmayı başarmıştı. Sonrasında Jey 3 tane Superkick ve bir Uso Splash sonrasında Priest'i tuş edecekken JD, Priest'in ayağını ipe koyarak onu kurtamıştı. Jey de ona doğru uçmuş sonra da Balor'a Spear çekmişti. Turnbackle'a çıkıp Priest'e odaklanırken Priest toparlanmış ve iplerden South of Heaven çekerek kemerini korumuştu. Maçtan sonra JD ve Balor, Jey'e saldırmak isterlerken Priest sinirle onlara engel olmuştu. Priest yardımlardan mutsuz gözükse de en sonunda üçlü kameralara poz vermişlerdi. Kendini tek başına kanıtlamak isteyen Priest, her ne kadar Judgment Day’in yardımını istemese de onlar sayesinde kemerini korumuştu. Zaten bunun üzerine de bir sonraki Raw’da onlardan özür dilemişti. Ancak yine de hem ana kemer şampiyonu olması hem de ekibin lideri gibi davranması sebebiyle biraz gruptakilere de üstten bakmaya başlamıştı. Tüm bunların dışında Dominik-Liv Morgan olayları, L.W.O ile girdikleri feud’lar, Carlito’nun kendini ekibe kabul ettirme çabası, Braun Strowman’ın başlarına bela olması derken Judgment Day tıpkı geçen sene olduğu gibi yine birçok feudun ana merkezi haline gelmişti. Bunun üzerine Punk yüzünden kemerini kaybeden bir önceki şampiyon Drew, Backlash için yapılan #1 Contender’lık maçını da Punk yüzünden kaybetmiş ve hatta kısa bir sakatlık da yaşamıştı. Bu sakatlığı yüzünden de King of the Ring turnuvasına katılamamıştı. Yine de tüm bunlara rağmen sakatlığı geçtikten sonra Priest’ten bir maç sözü almıştı.

King and Queen of the Ring’e geldiğimizdeyse Randy Orton’ı yenen Gunther hem King olmuş hem de SummerSlam’de Raw ana kemeri için maça çıkma hakkı elde etmişti. Aynı şovda Triple H, sakatlıktan dönen Drew McIntyre’ın İskoçya’daki Clash at the Castle’da Priest’in kemeri için maça çıkacağını duyurmuştu. Backlash’te Judgment Day sayesinde kemerini koruyan Priest, bu kez Judgment Day’in maça karışmayacağına dair Drew’a söz vermişti. Clash at the Castle’ın main eventindeyse hakemin bir anlık yerde kaldığı anda hakem kıyafeti giymiş Punk, yeni hakem olarak ringe gelmiş ve Drew tuşa gittiği esnada 3.kez elini yere vurmamıştı. Drew buna karşın çıldırırken Punk bir Low Blow çekmiş ve Priest’in de South of Heaven Chokeslam çekmesini sağlamıştı. Esas hakem ringe dönünce de tuşu saymış ve böylece Priest kemerini yine birilerinin yardımıyla korumayı başarmıştı. Israrla bu şekilde olmamasını isteyen Priest, yine de dış yardımlar sayesinde title reign’ine devam etmişti. Bu arada maç içerisinde de feci bir botch yapmıştı. Ring dışındaki Drew’a uçmak isterken ayağını iplere taktı ve bir çamaşır gibi asılı kaldı. Hakem o ara onu kurtarmaya çalışırken beceremedi ve devreye Drew girdi. Priest sonrasında da o hareketi güze bir şekilde sattı ve maç boyunca ayağından sekerek durumu toparlamaya çalıştı.

Clash at the Castle sonrasındaki ilk Raw olan 17 Haziran Raw’da Seth Rollins geri döndü. Monday Night Rollins'e hoş geldiniz dedi. Eğer unutmuşsanız bu gecenin sunucusunu size tanıtayım; o bir vizyoner, o bir devrimci o Seth "Freakin" Rollins dedi. Seyircilerden de çok iyi tepki aldı. Tek bir şey için geri döndüm, her şeyi yaptım ama ben bu işe en iyilerden birisi olmaya girmedim, gelmiş geçmiş en iyisi olmaya geldim dedi. Bunu şampiyonluğumu geri almadan da yapamam dedi. Money in the Bank sadece birkaç hafta uzaklıkta, merdivene tırmanmaya alışkınım, onu alma konusuna aşinayım ve bunun en kısa yol olduğunu biliyorum dedi ama o esnada şampiyon Priest geldi. Buraya hoş geldin demeye geldim dedi. Gerçekten seni burada görmek güzel dedi. Sana doğrudan bir şeyler söylemek istiyorum, cash in'ini sana yapmak istiyordum aslında dedi. Burası artık Monday Night Rollins değil burası El-Campeon'a saygı gösterilen bir yer dedi. Seth sözü haftasonuna getirdi. İskoçya'da neredeyse bacağını kaybediyordun değil mi dedi. Aslında sen ve ben birbirimize çok benzeriz, ikimiz de ismimizi gruplarımızda yaptık, sen Judgment Day'den bense tarihin en iyisi Shield'dan aldım dedi. İkimiz de Money in the Bank'i aldık ve uzun bir süre cash in için bekledik. Cash in yaptığımızda da en büyük arenada yaptık, ikimiz de böylece ilk kemerlerimizi Wrestlemania'da yaptık. Ama ikimizi ayıran bir şey var, ben işleri büyüttüm dedi. Peki sana şunu sormak istiyorum diyerek, nasıl bir şampiyon olmak istiyorsun diye sordu Priest'e. Bu endüstride nasıl bir miras bırakmak istiyorsun, tarihin en iyilerinden biri olmak mı yoksa Judgment Day'in bir dipnotu olmak mı diye sordu yine. Priest de bu güzel bir soru ve bunu neden sorduğunu biliyorum dedi. Ama sana bir şey hatırlatmak istiyorum, sen bu kemeri aldığında senin ilk challenger'ın bendim ve sen beni yendin dedi. Çünkü sen benden daha iyiydin dedi. Şimdiyse zaman değişti, cumartesi günü ise haklısın neredeyse ayağımı kaybediyordum ve birçok insan da bu yüzden kemeri bırakacağımı düşündü dedi. Ama bıraktırmak istediğim tek şey bugün için benden iyi olduğunu düşünmen dedi. Nasıl bir şampiyon olmak istediğimi, mirasımı mı merak ediyorsun, merdivenleri düşünme bile Money in the Bank'ta kemer maçına ne dersin dedi. Seth de bunu tuzak olarak düşündü, şimdi adamların gelip beni saracaklar değil mi dedi. Priest buna karşın sinirlendi, burada olduğumu bile bilmiyorlar bu seninle benim aramda, adam adama bir şey dedi. İstiyor musun istemiyor musun diye sordu. Seth de kabul ediyorum dedi. Şunu unutma Priest, ben burada olduğum sürece bu şov Monday Night Rollins olarak anılacaktır dedi ve mikrofonu bırakıp gitti.

24 Haziran’a geldiğimizdeyse Balor ve JD ikilisi, Awesome Truth’u Morgan’ın da desteğiyle yenerek takım kemerlerini yeniden Judgment Day’e getirdiler. Aynı gün Seth ve Priest ise bu maçın şartlarını belirlediler. Seth bir şekilde beni yenip kemerini korursan, dileğini gerçekleştirmiş olacaksın dedi. Sen şampiyon olduğun sürece bir daha asla kemerin için meydan okuma yapmayacağım dedi. Ama seni yendiğim zaman bir kez daha tek başına ayaklarının üzerinde duramadığını anlamış olacağız dedi. Seni yendiğimde Judgment Day'den ayrılacaksın dedi. Priest bunu sevdiğini söyledi. Benim onlara ihtiyacım olduğundan çok onların bana ihtiyacı var dedi. O yüzden de anlaşmanı kabul ediyorum dedi. Mikrofonu bıraktı ve el uzattı. Seth de bunu kabul etti. Tam da o esnada Gunther geldi. Burada çok fazla şey görüyorum dedi Gunther. Money in the Bank'ta bu kemerin prestijini yukarı çıkaran Seth Freakin Rollins ile şu anda Raw'ı taşıyan adam Priest karşı karşıya gelecekler dedi. İkisini de bol şans diledi. Bu maçı izlemek için sabırsızlanıyorum, iyi olan kazansın dedi. Ama hata yapmayın, ikinizden iyi olan biriniz, SummerSlam'de benimle ringe çıktığınızda daha az şanslı olacak dedi.

1 Temmuz Raw’a geldiğimizdeyse arka alanda Damian ve Dominik'i konuşurlarken gördük. Damian, bu gecenin çok önemli olduğunu söylerken, umarım babanla olan meseleni sonsuza dek kapatırsın dedi. Ardından Rhea ile konuştun mu dedi. Dominik de konuştuğunu ve onun iyi olduğunu söyledi. Ben de iyiyim, biz iyiyiz peki ya sen dedi. Damian de ben harikayım dedi. Ama kim iyi değil biliyor musun, Rhea Ripley dedi. Çünkü onunla az önce konuştum dedi. Çok kızgın dedi. Dominik de bu gece Liv olayını çözeceğim dedi. Damian her gece aynı şeyi diyorsun ama hiçbir şey yapmıyorsun dedi. Dominik de Liv mevzusunun suçlusu ben değilim, tıpkı babam gibi konuşur oldun dedi. Ardından da ikili Judgment Day'in odasına girdiler. Odaya girdiklerinde Carlito ve JD'nin 2K oynadıklarını, Balor ve Morgan'ın da onları izlediğini gördüler. Morgan ben de tam gidiyordum dedi, ardından da bugünkü maçın için başarılar dilerim Daddy Dom dedi ve gitti. Carlito da Priest'e ben de seninle oynuyordum dostum derken Balor, Priest'i yanına aldı ve bir şey konuşabilir miyiz dedi. Priest konuşmadan önce Liv'in burada olmasına bir son verilmeli, bu hiç hoş değil dedi. Balor da, Liv hakkında ne düşünürsen düşün, Tag Team kemerlerini geri almamızı sağladı dedi. Buradaki asıl problem sensin dedi. Asıl sen, Judgment Day'i tehlikeyi attın, Seth'e söylediklerine başlatma dedi. Senin bize ihtiyacından bizim mi sana ihtiyacımız var dedi. Priest de onu durdurdu ve yanlış bir şey söylemek istememiştim dedi. Ben Dünya Şampiyonu'yum tabi ki bana daha çok ihtiyacınız var dedi. Rhea buradayken ve şampiyonken, ona daha çok ihtiyacımız vardı dedi. Sen de şu anda tag team şampiyonusun, peki buna ne dersin, hepimiz birbirimize ihtiyaç duyuyoruz dedi. Ama ben kendime güveniyorum ve Seth Rollins'i Money in the Bank'te yeneceğim dedi. Balor da bunu biliyorum ve kardeşin olarak da her zaman arkanda olacağım dedi. Ve yine kardeşin olarak sana her zaman doğruları söyleyeceğim, doğru şey şu ki o kemeri aldıktan sonra değiştin sen dedi. Balor oradan ayrılırken Priest gülmekle yetindi. Gecenin ilerleyen anlarında Seth ve Balor’ı ringe gördük. Seth, Priest'in kararları kendi başına verdiğini, ona zorla bir şey yaptırmadığını söyledi. Balor'ı da kıskançlıkla suçladı. Çünkü o senin ulaşamadığın kemere ulaşmayı başardı dedi. Sonrasında benim mevzum seninle değil Priest'le ancak madem buraya geldin, benim ringime girdin, dişlerini boğazına yollamasını bilirim dedi. O esnada da Priest geldi. Seth de demek Judgment Day tuzağı he, tadını çıkarın aynı tarafta devam etmeniz için sadece bir haftanız var dedi. Balor da ringin diğer köşesine giderken Priest ise Seth'e paranoyak olma dedi. Tuzak falan yok dedi. Priest ringe girerken Balor da girdi ve Seth'i kıstırmaya çalıştı. Seth bunun tuzak olduğunu düşünmeye devam ederken Priest ise ısrarla öyle olmadığını söyledi. Sonra da bu benim meselem ve kimse buna karışamaz diyerek Finn'e döndü. Sonra da Seth'e döndü ve haklısın, bu iş seninle benim aramda sadece dedi. Sonra da buraya benim kemerle günlerimin sayılı olduğunu söylemeye geldin ancak Raw'ı yürüttüğüne yönelik düşüncen esas sayılı olan dedi. Seth de madem öyle hissediyorsun Cumartesi'ni beklememize gerek yok, hadi bu işi yapalım dedi mikrofonu attı. Damian da kabul ederken Balor arkadan Seth'e saldırmaya yeltendi ama Seth bir yumrukla onu yere serdi. Sonra da Priest ile bire bir kaldılar ama Balor yine dönüp Seth'e saldırdı. Balor Seth'i yerde yumruklamaya devam ederken Priest'i de çağırdı ama Priest bundan hoşnutsuz olarak onu durdurdu. Seth de iki isim tartışırken toparlandı ve her ikisine birden Superkick çekti. Ardından da Balor'a bir Stump çekti. Ama arkasını döndüğünde de Priest'ten South of Heaven Chokeslam yedi. Priest, Balor'ı kaldırıp ringden ayrıldı.

Priest kemeri aldığından bu yana bir geçiş dönemi şampiyonu olarak görülürken Drew da zaten benzer bir şeyi ona karşı ifade etmişti. MITB sonrasında üst seviyeler için “net bir şekilde hazırlanılıyor” imajı kendisine verilmedi ve muhtemelen de bir geçiş dönemi şampiyonu olarak görülmesi istendi diye düşünüyorum. Hikaye açısından bunu reddeden Priest ise Judgment Day’in yardımı olmadan kemerini koruma noktasında hep bir çaba göstermeye çalıştı ancak yardımlar sayesinde kemerini Money in the Bank’e kadar getirdi. Şimdiyse gerek bu isteği gerek Morgan konusunda Balor ile anlaşmazlığı -ki burada da Balor ve Morgan arasında bir şeyler çıkacak gibi-, gerekse de kemer mücadelesi derken bir kez daha Balor ve Judgment Day ile kopma noktasına gelmiş durumda. Önümüzde SummerSlam gibi büyük bir PPV varken Priest gibi zayıf bir ismin Gunther karşısına çıkarılmasını düşünmüyorum. Bu sebeple Priest’in Judgment Day ile son birkaç aydır yaşadığı sorunların burada iyice ayyuka çıkmasını hatta belki de Balor yüzünden kemeri kaybetmesini bekliyorum. Böylece Balor, geçen sene bir nebze Priest yüzünden alamadığı kemerin de intikamını “istemeden” de olsa alabilir gibi. Böylece de olaylar geçen seneye de bağlanabilir gibi geliyor bana. Bunun sonucunda da Priest’in Judgment Day’den ayrılmasıyla da yeni bir feud doğabilir gibi. Ben geçen sene de Priest MITB çantasını aldığında ve Balor kemer mücadelesi içerisinde bulunduğunda da çanta-kemer mücadelesinin Seth Rollins’siz bir sonuca varmayacağını düşündüğümü söylemiştim. Nitekim döndü dolaştı ve iş buralara kadar geldi.

Bu maça dair yaşanacak dramaların da burada da sona ereceğini düşünmüyorum. Bu maçı main eventte koyma sebebim de aslında tam olarak burada yaşanabilecek olası farklı unsurlar. Keza Drew McIntyre’ı Money in the Bank’e katılım hakkı elde ettiğini ve aynı gece çanta için mücadele edeceğini biliyoruz. Drew, Clash at the Castle sonrasında MITB’e katılıp, çantayı kazanıp aynı gece cash-in yapacağını söylemişti. Ben de tam olarak bunu bekliyorum ancak cash-in’in başarısız olacağını da düşünüyorum. Yine CM Punk etkisiyle başarısız bir sonuca imza atacağını bekliyorum. Drew, İskoçya’da yediği saldırının intikamını hemen ardındaki Chicago’daki Smackdown’da Punk’a saldırarak almış ve onun için önemli olan bilekliği de yanında taşımaya başlamıştı. Dolayısıyla bu savaşta Punk’ın da bir cevabı mutlaka olacaktır. Ben, Drew’u en çok acıtacak şeyin resmen bir cash in yapacakken yani gong çalmışken o esnada Punk’ın maça karışarak maçı DQ ile bitirmesine veya bir şekilde Seth’in onu tuş etmesini sağlamasıyla yapacağını düşünüyorum. Bu Drew için en acı verici senaryo olacaktır şüphesiz. Bu sayede Seth, Priest şampiyonken bu son şansında MITB tehlikesinden kurtularak kemeri kazanıp Gunther’in karşısına çıkabilir gibi geliyor bana. Ancak SummerSlam’de de işi çok kolay olmayacak gibi duruyor.

Tahmin: Seth “Freakin” Rollins

--

Wrestlemania sonrasında Fransa’daki Backlash, Suudi Arabistan’daki King and Queen of the Ring ve İskoçya’daki Clash at the Castle sonrasında nihayet Amerika sınırlarına geri dönmekteyiz. Üçer hafta arayla gerçekleşen bu Amerika dışı PPV’leri zaman zaman güzel şeyler seyrettirdilerse de genel itibariyle Amerika’daki PPV’lere bir hazırlık hüviyetindelerdi. Şimdiyse Kanada’da da olsak yine Amerika içerisindeyiz. Tüm bunların dışında da önümüzde bir SummerSlam var. Doğal olarak artık büyük isimlerin de dönüş yapabilecekleri dönemin içerisine girmiş durumdayız da diyebilirim. Keza Seth Freakin Rollins döndü bile. Bunun dışında CM Punk, Roman Reigns, Rhea Ripley gibi isimleri de bundan sonrasında görebiliriz gibi.

Hikayeler açısından da gerçekten güzel şeyler izlediğimizi düşünüyorum. Burada üzerinde kısmen durabildiğimiz Drew McIntyre vs CM Punk feudu, muazzam bir şekilde devam ediyor. Judgment Day tarafında; Carlito, Braun Strowman, Rey Mysterio, World Tag Team, World Heavyweight, Women’s World derken birçok feudu beraberinde içeriyor ve çok ilgi çekici şeyler sunuyor. Bloodline’da yeni yüzler karşımıza çıkarken United States tarafında da LA Knight gümbür gümbür geliyor. Chad Gable-Alpha Academy olayları bir diğer ilgi çeken hikaye olarak gözümüze çarpıyor. Tüm bunların dışında Wyatt Sicks’in ihtişamlı debut’u sonrasında çizecekleri yol da büyük merak konusu. Şimdilik Gable’a yönelseler de neler yapacaklarını çok kestiremiyoruz. Fazla kalabalıklar, fazla korkutucular ama bunun altı kesinlikle doldurulmalı. Bütün bunlar Money in the Bank’la beraber daha da kaynayacakken SummerSlam’e gittiğimiz yolda çok boyutlu, farklı ve heyecanlı feudlar izleyeceğiz gibi duruyor. Ek olarak King Gunther ile Queen Nia’nın da rakiplerini beklediklerini söyleyebiliriz şimdiden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder