ARA

29 Ocak 2017 Pazar

Royal Rumble 2017 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri



WWE ROYAL RUMBLE 2017 – 29 OCAK 2017

Yılın ilk PPV öncesi analizini Royal Rumble ile açmak oldukça heyecan verici bir olay. Yorumlamayı ve izlemeyi en çok sevdiğim PPV olduğu için, ayrıca analizi de Wrestlemania yolu ile birlikte değerlendirdiğim için uzun bir yazı olacağını düşünmekteyim.

İki ana kemerimizin şampiyonları kemerlerini koruma yolunda adeta sert kayalara çarpıyorlar: Smackdown tarafında Styles kemerini Cena’ya karşı koruyacakken, Raw tarafında Owens ise kemerini DQ’nun ve Jericho’nun olmadığı bir maçta Roman Reigns’e karşı koruyacak. Ve tabi ki main eventimizde ise 30 adamlık Royal Rumble maçımız var.

Çok da uzatmadan maçlar üzerinden senaryoları konuşmaya başlayalım.




Pre Show Match
Singles Match
Sasha Banks vs Nia Jax

Nihayet geçtiğimiz ay, Roadblock’da Sasha ve Charlotte feudunun sonuna geldik. En sonunda, kemer yine Charlotte’da kaldı ve Sasha bu feuddan yenik olarak ayrıldı. Daha sonra maçtan dolayı sakatlanınca(hikaye gereği) bir süre koltuk değnekleriyle kendisini görmeye başlamıştık. Ama karşısına kadınlar kategorisinin Braun Strowman’ı Nia Jax çıktı ve onu baya bir hırpaladı. İlerleyen zamanlarda da bu şekilde birbirleriyle uğraşmaya devam ettiler. Hatta kadınlar kemeri için yapılan #1 contender maçında Sasha, Nia’nın dikkatini dağıtarak maçı Bayley’nin kazanmasına sebep oldu.

En sonunda da böyle bir maç ayarlandı. Royal Rumble maçının 1 saati aşkın sürede sürdüğünü düşünürsek, bu tarz bir maçın da pre show maçı olması anlayışla karşılanabilir. Yine de bu iki ismin WM için ne tür feudlarda boy göstereceklerini tahmin edemiyorum, çünkü Sasha daha yeni ve uzun soluklu bir kemer feudundan çıktı. Nia’nın kemere yürümesi için ise ya kendisinin ya da Charlotte’ın bir face turn geçirmesi gerekli.

Bu maç açısından bakarsak, ben Nia’nın kazanacağını düşünüyorum. Muhtemelen Sasha’nın sakatlığını kullanarak kazanacaktır. Sonuçta Sasha’da WWE için önemli bir isim. Ama Nia, mevcut şartlarda Charlotte için en ciddi kemer adayı olarak duruyor.

Tahmin: Nia Jax




Pre Show Match
Tag Team Match for the WWE Raw Tag Team Championship
Two referees are assigned to the match
Cesaro & Sheamus(c) vs Luke Gallows & Karl Anderson

Geçtiğimiz ay tıpkı beklediğim gibi, Cesaro ve Sheamus ikilisi, The New Day’den sonunda kemeri alarak onların bu upuzun title reign’lerini bitirmeyi başardılar. Hemen iki hafta sonraki Raw’da yine onları yenerek kemerlerini korudular.

Daha sonrasında ise Gallows ve Anderson ikilisi ile kemer feuduna girdiler. Kemerleri face bir takım tuttuğu zaman, Raw içerisindeki nadir heel takımlardan Gallows ve Anderson ikilisi devreye girerek hemen feud başlatıyorlar. New Day ile de uzun süre kemer için uğraşmışlardı ama alamamışlardı. Ama 2 hafta önceki Raw’da gerçekten öyle bir şey oldu ki sonunda bu ikili kemere ulaştılar zannettik.

İki takım Raw’da kemerin ortada olduğu bir maçta karşılaşırken Sheamus ring içerisinde yanlışlıkla hakeme vurarak onu yere serdi. Bunu fırsat bilen Gallows ve Anderson ikilisi atağa geçerek, Cesaro’ya finisher uyguladı. İkinci bir hakem gelip tuşu saydı ve onları yeni şampiyon ilan etti. Ancak yerdeki hakem ayağa kalkarak maçın asıl hakeminin kendisi olduğunu ve Sheamus’ın kendisine vurması nedeniyle maçın DQ ile bittiğini açıkladı. Nitekim bu şekilde Cesaro ve Sheamus ikilisi kemerlerini DQ ile de olsa korumayı başardılar.

O nedenle bu maç için iki tane hakem ayarlandı. Kulağa gerçekten baya enteresan gelen bir olay. Çünkü şahsım adına ilk defa böyle bir maç izleyeceğim.  Pre Show’u izlemek için aslında önemli bir neden.

Ben kemeri yeni kazanan Sheamus ve Cesaro ikilisinin kaybetmeyeceğini düşünüyorum. Zaten pre show maç olduğu için pek kemer değişimine de ihtimal vermiyorum.

Tahmin: Cesaro & Sheamus





Pre Show Match
Six-woman Tag Team Match
Becky Lynch & Nikki Bella & Naomi vs Alexa Bliss & Natalya & Mickie James

Son pre şov maçımız ise, Smackdown kadınları arasında yapılacak maç. Face takımda kemerini TLC’de Alexa’ya kaybettikten sonra bir türlü geri alamayan Becky, Natalya ile son derece şiddetli bir şekilde feudu devam eden Nikki Bella ve son Smackdown’da ringlere dönen Naomi var.

Geçtiğimiz ay TLC’de hatırlarsanız Alexa masa maçında Becky’i yenip yeni Smackdown kadınlar şampiyonu olmuştu. Daha sonrasında ise Smackdown’da, Becky; debut yapan maskeli bir güreşçi kılığına girip La Luchadora ismiyle Alexa’yı pes ettirmişti. Bunun üstüne ise hemen ertesi hafta bir rövanş maçı hakkı kazanmış ama bu sefer La Luchadora kılığına girmiş bir başka kadın güreşçinin maça karışmasıyla maçı kaybetmişti.

İlerleyen haftalarda La Luchadora sürekli Becky ile uğraşmaya devam etti. En sonunda 2 hafta önceki Smackdown’da yapılan steel cage maçında da Alexa kemeri yine La Luchadora sayesinde korumayı başardı. Hemen maçtan sonra ikili Becky’e saldırmaya devam etmiş ama Becky karşılık verip, La Luchadora’nın maskesini çıkartmayı başardı. Altından çıkan isim ise, geçtiğimiz günlerde NXT’de WWE geri dönüşünü gerçekleşiren Micke James’di.

Survivor Series’de, Nikki Bella’ya arkadan saldırıp maça girmesini engelleyen kişinin ise bu sıralarda Natalya olduğunu öğrendik. İkili bunun üstüne sert mikrofon kavgalarıyla birbirlerine girdiler.
En sonunda da bu 6’lı kadınlar maçı ortaya çıktı. Hem Smackdown hem Raw tarafında açıkçası nasıl bir WM yolu çizecekler bilemiyorum. Kemer sayısı çok olunca, hepsini birden WM’de yer bulmak da zor oluyor açıkçası.





Singles Match for the WWE Cruiserweight Championship
Rich Swann(c) vs Neville

Geçtiğimiz ay Roadblock’da, Rich Swann kemerini T.J Perkins ve Brian Kendrick’e karşı üçlü bir maçta korumuştu. Maçtan sonra ise Neville return yapmış ve de artık cruiserweight kategorisinde güreşeceğini maçtan sonra Swann’a saldırarak ilan etmişti. Ayrıca bir heel turn yaparak biraz da olsa hafif sıklet güreşine heyecan getirmişti.

Cruiserweight hala geliştirilmeye açık bir alan. Güreşçiler ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar seyircilerden bir türlü, olumlu(cheer) veya olumsuz(boo) tepki alamıyorlar. Neville hiç değilse geçen return yaptığında “Thank you” tezahüratlarıyla karşılandı. Bunun anlamı seyircilerin bir türlü bu işten keyif almamaları.

WWE’nin cruiserweight’i daha ilgi çekilir hale getirmek için bir şeyler yapması gerekiyor. Neville bu yolda önemli bir adımdı. Sırada Enzo Amore, Xavier Woods ve Sami Zayn gibi güreşçiler olmalı. Bunlar hep tanıdık isimler, hem de seyircileri etkileyebilecek karizmaya sahip isimler. Örneğin Enzo, gün gelir Cass ile ayrılırlarsa cruiserweight onun için önemli bir fırsat olacak. Çünkü eğer normal alanda güreşmeye devam ederse jobber’lıktan öteye gidemeyecek. Keza New Day ayrıldığında Big E ve Kofi’de bir şekilde mid carder olabilecekken, Xavier ise onların zayıf halkası olarak en fazla bir jobber olabilirdi. Ama şimdi cruiserweight’in varlığı onun için de fırsat. Bunların dışında eskilerden tanıdık isimler de geri dönüş yapabilir. Örneğin NXT’de olan Tajiri uygun olabilir. Chavo, Paul London gibi isimler ilk aklıma gelenlerden.

Maç özelinde ise konuşursak, Neville’ın kemeri kazanması sanırım bu iş için en iyisi olur.

Tahmin: Neville





Singles Match for the WWE Raw Women’s Championship
Charlotte Flair(c) vs Bayley

2015’in Eylül ayından beri ben bu blogda yazı yazıyorum ve o tarihten beri sürekli olarak PPV’leri hiç aksatmadan yorumluyorum. O zamandan bu zamana belki de tek değişmeyen şey, Charlotte ve onun kemer maçları oldu. Örneğin, New Day de bu şekildeydi ama neyse ki bu yazıda onların kemer mücadelelerine dair bir şey yok, çünkü artık o pozisyonda değiller. Charlotte ise bu süreçte tam 3 kez kadınlar şampiyonu oldu. Çıktığı hiçbir PPV’de(takım maçları hariç) kaybetmedi. En son da zaten Sasha ile girdiği büyük feudu kazanarak yoluna devam etti. Bayley ise üstte bahsettiğim gibi Sasha sayesinde Nia ile yaptığı maçı kazanarak #1 contender oldu.

Ama ben kafamda hala kadınlar için WM’ye dair bir şeyler kuramadım ki zaten bir sinyal de yok. Charlotte şu anda durdurulamaz gözüküyor. Onu durdurabilecek bir kişi belki face turn yapmış bir Nia olabilir. Onun dışında mevcut kadroda yok gözüküyor…

O nedenle tahminim bir kez daha Charlotte’a gidiyor.

Tahmin: Charlotte Flair





No DQ Match for the WWE Universal Championship
Chris Jericho will be suspended in a shark cage above the ring
Kevin Owens(c) vs Roman Reigns

Evet görmüş olduğunuz gibi bir kez daha Roman Reigns ana kemer mücadelesinin dibine girmiş durumda. Geçtiğimiz ay hatırlarsanız Roadblock’da K.O kemerini bir kez daha Chris Jericho’nun yardımıyla korumayı başarmıştı. Hem de ikili aralarındaki sorunları bu şekilde bitirmişti, Jericho’da bir nevi codebreakerı Kevin Owens’e çekerek bütün hıncını da almıştı. Ama tabi sonucunda kemer DQ ile Owens’de kalmıştı.

İşte bu sefer DQ yok. DQ’nun olmamasıyla beraber bu sefer Chris Jericho’da yok. Çünkü kendisi arenanın tepesinde bir köpekbalığı kafesinin içerisine kilitlenecek. Böylece Eylül 2016’dan bu yana Owens’ın title reign yapmasında bir numaralı destekçisi olan kankası Chris Jericho maça dahil olamayacak.

Aslında bakarsanız, 2016 Eylül’den bu yana, yaklaşık 5 ayda; yani Triple H’in Owens’e kemeri hediye etmesinden bu yana main event çizgisi Rollins, Roman, Owens ve Jericho arasında sıkışıp kalmıştı. Triple H’in hem Roman’ın hem de Seth’in kemere ulaşmasını engellemesinden sonra mini bir The Shield reunion’ı kulağa çok ilgi çekici gelmekteydi ama bunun gerçekten suyu çıktı. Ayrıca Dean’siz bir Shield’dan söz edilemeyeceği de ortaya çıktı. Yani ne olursa olsun bu 4’lü ile kapandı şovlar. Hem Raw’lar hem de PPV’ler. Owens ve Jericho, Rollins veya Roman’ı ikiye bir döverken diğeri yardımına koşar olmuştu hep.

Bu kısır döngüden kurtulmanın en önemli yolu belki de Jericho’nun Owens’e beklediğimiz o sırt dönüşü yapmasıydı. Bilirsiniz Jericho’ya asla güvenilmez ama kendisi bunu bir türlü yapmadı. Hatta Raw’da, Owens ile takım olup Roman’ı yenerek kariyerinde uzun bir aradan sonra bir kemer kazanmayı başardı. Kazandığı United States kemerini de yine Owens sayesinde Roman’a karşı korumayı başardı. Bunun üstüne de Foley bu maçı No DQ olarak ayarladı.

Ayrıca Seth Rollins – Triple H feudu da WM dönemi yaklaşırken beklendiği gibi alevlenmesiyle Rollins’de bu çekişmeden ayrıldı. Roman sahip olduğu US kemerini kaybederek ana kemeri almak için bir engeli daha aştı. Ayrıca DQ yok, Jericho yok…  Roman’dan nefret edenler pek hoşlanmayacak ama şartlar Roman’ın bir kez daha ana kemere uzanmasına oldukça müsait. Aslında ben Owens’ın kemeri WM’ye taşıyacağını ve sakatlığından ötürü kemerini bırakmak zorunda kalan Finn Balor’ın olası geri dönüşüyle beraber onun rakibi olacağını düşünüyordum. Belki Jericho’da bu esnada ihaneti gerçekleştirebilir ve de maç triple threat’e dönüşebilirdi. Ama şimdi çok ekstrem bir durum olmazsa veya Strowman falan gelip maça karışmazsa, Roman’ın maçı kazanacağını düşünüyorum. Owens ve Jericho için ise hala bir Jericho ihaneti beklemekteyim. Belki ikili bir arasında WM’de bir United States maçı olabilir.

Tahmin: Roman Reigns





Singles Match for the WWE Championship
AJ Styles(c) vs John Cena

2016 yılının en güzel maçı ve de en güzel feudu hiç şüphesiz bu ikili arasındaydı. Summerslam 2016’da gerçekten bu ikili sene içerisinde izlediğimiz en güzel maçı bizlere seyrettirmişlerdi.  Maçı kazanan ve kendisini adeta kral ilan eden Styles daha sonrasında Eylül ayında Dean Ambrose’u yenerek WWE şampiyonu olmuştu. Cena ise, Ekim ayında yani No Mercy için geri dönüşünü gerçekleştirmiş, Dean ve Styles’ın kemer mücadelesine katılarak triple threat maç içerisine dahil olmuştu. Nitekim Styles yine çok güzel bir maçta kemerini Cena’yı bir kez daha tuş ederek korumayı başarmıştı.

Styles en son olarak geçtiğimiz ay TLC’de kemerini Ambrose’a karşı, James Ellsworth’un da yardımıyla korumayı başarmıştı. Styles, Ziggler ve Corbin’i de bu süreç içerisinde Smackdown’da yenerek, Randy ve Bray Wyatt’ın da birbirleriyle ortak senaryo içerisinde yer almaları nedeniyle rakipsiz kalmıştı. Ama 3 hafta önce, yani triple threat kemer maçından hemen önce Cena geri dönerek son derece güzel bir promo kesti: “Bu akşamki maçı kim kazanır bilmiyorum. Ama maçı kazanacak kişi kemer için karşısında Royal Rumble’da beni bulacak. Oh şuan hepinizin ne düşündüğünü iyi biliyorum. Bunu yapamam diye düşünüyorsunuz ama yaptım bile. Neden mi? Çünkü ben John Cena’yım, farkına varın!”

Böylece Cena kendini resmen #1 contender ilan etmişti. Zaten gecenin ilerleyen saatlerinde de Styles üstte dediğim gibi Ziggler ve Corbin karşısında kemerini bir kez daha korumuştu.

İlerleyen haftalarda bu ikili birbirleriyle çekişmelerine devam ettiler. Şimdi aslında bakarsanız Smackdown’daki kemer mücadelesi daha bir karmaşık. Royal Rumble’dan 2 hafta sonra Elimination Chamber var. Yani şuan Styles’ın kazandığını düşünürsek, Styles’ın bir de kendisi hariç 5 güreşçiye karşı Elimination Chamber maçında korursa gerçekten Styles’ı durduracak kimse çıkmamış olacak. Ama ben daha hiçbir şey belli değilken, Aralık ayı gibi Styles’ın da tıpkı Owens gibi kemerini WM’ye kadar götürmesini bekliyordum. Orada da rakibinin Randy Orton olacağını düşünüyordum. Lakin, Orton ile Bray Wyatt arasındaki hikaye oldukça uzadı ve muhtemelen WM’de son bulacak.

Bir de tabi Cena’nın yeniden kemer mücadelesi içerisine girmesini hiç beklemiyordum. Kendisinin WM rakibinin herkes gibi ben de Undertaker olacağını düşünüyordum ve de umut ediyordum. Ama yine her şeyden bağımsız söyleyeceklerim gerçekleşirse, yani Styles kemerini WM’ye kadar götürür, Orton’la karşılaşırsa ve de Cena’nın WM rakibi Taker olacaksa bu Cena’nın burada kaybedeceği anlamına gelir. Ama Cena’nın bir kez daha, hem de temiz bir şekilde Styles karşısında kaybetmesine ben hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü o zaman Styles karşısında baya ezilecek ve de imajı baya bir zedelenecek. O nedenle, WWE’nin bir kısım taraftarları için kabusa dönüşecek senaryolar gerçekleşebilir: Hem Roman’ın hem de Cena’nın ana kemeri tutması.

Ben Cena’nın kazanacağını düşünüyorum. Kemeri alamazsa bu anca DQ ile olur.

Tahmin: John Cena





30-man Royal Rumble match for a world championship match at Wrestlemania 33

Lütfen şu yukarıdaki isimlere bir teker teker bakın… En önde Undertaker, hemen arkalarında Goldberg ve Brock Lesnar, bir arkalarında da Dean Ambrose, Braun Strowman daha arkalarında da Baron Corbin, Bray Wyatt, Randy Orton ve Jericho gibi isimler… Bu son zamanların en güzel, en heyecanlı ve de tahmin edilmesi en zor Royal Rumble’ı olabilir. Gerçekten inanılmaz bir heyecanla bekliyorum.

Öncelikle Royal Rumble’ın öneminden bahsetmek gerekiyor. 30 senedir, artık her sene klasikleşmiş hale gelen, yılda sadece bir kere yapılan bir maç türü ve PPV’si. Maça iki güreşçi başlıyor, daha sonra her iki dakikada bir güreşçi rastgele geliyor ve maç toplam 30 kişilik oluyor. Maçta herhangi bir tuş, pes ettirme, diskalifiye veya dışarıda 10 saniye kuralı ile kazanmak yok. Amaç, rakibini ringin en üst ipinden dışarı yollayıp elemek. Güreşçinin elenmesi için ayaklarının yere değmesi şart. Hiç elenmeyen güreşçi ise maçı kazanan isim oluyor.

Bu zorlu maçı kazanan kişinin ödülü ise bu endüstrinin en büyük şovu olan, bu yıl 33.kez gerçekleşecek olan Wrestlemania’da main eventte ana kemer maçına çıkmak oluyor. Main event deniyor tabi ama bu klasikleşmiş bir laf, daha öncelerde de bu şekilde bahsedilmesine rağmen main eventte olmayan kemer maçları da olmuştu.

Tabi 30 güreşçinin ring içerisine adım atacağı bir maçı kimin kazanacağını bilmek çok zor. Hele Royal Rumble’ın bu tahmin edilememezliğinin de varlığı tahminleri iyice zorlaştırıyor. Sonuçta 1’den 30’a kadar hangi sayıda hangi güreşçinin yer aldığını kesinlikle bilmiyoruz. Hikaye gereği, kura ile rastgele geliyorlar. Bunların arasından kimi zaman WWE debut’ını yapan isimler de olabiliyor, return yapan kişiler de olabiliyor hatta çok güçlü kadın güreşçiler dahi olabiliyor.

Ama biz yine de bir isim çıkartmaya çalışalım. Bundan önceki seneler hep bir şekilde kafamda oturtup kendi çapımda mantıklı tahminler yapmıştım. Ama bu sene gerçekten bir isim üzerinde uzlaşmak çok zor. Çünkü hikayeler çok karıştı. Ayrıca main eventer isimlerin hepsi hazır, Balor hariç bir sakatlık yok. Raw ve Smackdown’ın ayrılmasıyla iki tane de ana kemerin varlığı işi iyice çıkmaza sürüyor.

Her ne kadar maça katılacak 30 güreşçi olsa da, işin ucunda en büyük şovda; yani WM’de ve belki de main eventte bir kemer maçına çıkmak olunca nasıl bir ismin kazanacağı da az çok belli oluyor. Örneğin, Titus O’Neil, Curtis Axel vb gibi jobber’lık yapan isimlerin kazanma ihtimali yok. Hatta mid carder olarak sayabileceğimiz, Baron Corbin, Dolph Ziggler, Kalisto vb gibi isimlerin de kazanma şansı yok. O yüzden main eventer isimlerin kazanma olasılığı çok daha yüksek. Zaten geçtiğimiz yıllardaki kazananlara bakarsak: Triple H, Roman Reigns, Batista, John Cena, Sheamus, Alberto Del Rio, Edge, Randy Orton, Undertaker, Steve Austin, The Rock gibi isimlerin kazandığını görüyoruz.

Ben de şimdi kazanma ihtimalleri olan isimleri o şekilde tek tek değerlendireceğim. Bu arada WWE’nin sitesinde katılacak isimlerin bazılarının isimleri açıklanmış, isterseniz bakabilirsiniz.

Undertaker: Taker, çok uzun yıllardan sonra ilk defa bir Royal Rumble maçı içerisinde yer alacak. Kazanma ihtimalini çok vermiyorum, çünkü kendisi kazanırsa WM’de bir kemer maçına çıkacak tekrardan WM’de kaybetme ihtimalini hiç vermiyorum. Peki WM’de rakibi kim olur? Hala aklımdan Cena geçiyor. Gerçi Taker’ın, Raw’da mı, Smackdown’da mı olduğu da belli değil. Kasım ayında Smackdown programında gözükmüştü, yeni yılda da iki kere Raw’a geldi. Dolayısıyla rakibini seçmek çok zor. Smackdown’da karşılaşacağı tek isim Cena. Raw’da ise Roman, Strowman hatta Goldberg gibi isimler var. O nedenle önümüzdeki süreci izlemek en önemlisi. Tabi kendisini kim eler, bu da önemli bir soru.

Goldberg: Kasım ayında Lesnar’ı sansasyonel bir şekilde, sadece 1 dakikada yendikten sonra Royal Rumble’a katılacak ilk isim olarak kendisini açıklamıştı. Cidden kazanma ihtimali var, ama Goldberg’e bir kemer verirler mi bilemiyorum. Çünkü şuanda roster’da kendisini yenecek isim olmadığını düşünüyorum. Lesnar gibi bir ismi bile sadece 1 dakikada yenmişken, kadroda kendisini kim yenebilir ki? Yani dolayısıyla WM’de kemer maçına çıkması pek ilgi çekici olmayabilir. Belki de Roman ile ilgili bir planları vardır ki keza daha önceden de Raw’da yüz yüze gelmişlerdi. Ama Lesnar’ın da Royal Rumble’da olması ve de Paul Heyman’ın hala kendisiyle uğraşması dolayısıyla ikili arasında WM’de bir maç daha bekliyorum.

Brock Lesnar: Aslında Goldberg’e kaybettikten sonra karizmayı kurtarmak adına hem Goldberg’i elemesi veya elenmesine sebep olması hem de kazanması çok ideal bir durum olabilir kendisi açısından. Ama dediğim gibi, sadece Goldberg’in yoluna çomak sokabilir. Hatta bu uğurda kendinin elenmesine dahi sebep olabilir. Dolayısıyla WM’de bir kemer mücadelesi beklemiyorum.

Randy Orton: Yukarıda dediğim gibi kendisini Styles ile kemerli veya kemersiz feuda gireceğini bekliyordum. Ama artık Ocak ayının sonuna geldik ve hala Wyatt Family’nin içerisinde yer alıyor. Birlikte kemer aldılar ama Luke Harper ile sorun yaşayınca kemerlerini American Alpha’ya kaybettiler. Bana göre kazanma ihtimali diğer isimlere göre yüksek ama Bray Wyatt ile olan feudunun WM’de sona ermesi daha muhtemel.

Bray Wyatt: 2016 yılı kendisi için iyi geçmese de 2017 yılı için kendisinin büyük bir push alacağını düşünmekteydim ki hala da öyle düşünüyorum. Ama bu kadar büyük isimlerin varlığında kendisinin kazanmasının zor olacağını düşünüyorum ve de Randy ile olan feudları da sona ermiş değil.  O nedenle belki seneye be Wyatt…

Dean Ambrose: Tıpkı geçen yıl olduğu gibi bu yıla da Intercontinental kemeri ile giriyor. İki senedir WM’de IC kemeri için çok adamlı merdiven maçları yapılıyor. O yüzden spesifik bir WM feuduna gireceğini düşünmüyorum. O nedenle maçı kazanma ihtimali yok.

Braun Strowman: Son zamanların inanılmaz yükselen ismi, canavarı. Roman U.S kemerine sahipken ben şahsen Roman vs Strowman’ı WM’de göreceğimizi düşünüyordum. Keza Roman kemeri alamazsa hala ihtimal var bence. Ya da Lesnar, Goldberg, Undertaker gibi isimlerden biriyle de karşılaşabilir. Tam olarak o kategorilerde olduğunu ispatlayamadı ve de biraz erken ama yine de göstermiş olduğu izlenimden dolayı o tarz kişilerle maç yapmasında bir sakınca yok. En son Raw’da Big Show ile de yüz yüze gelmişlerdi ama yine de WM’de ikisini karşılıklı bire bir maçta göreceğimize ihtimal vermiyorum.

Seth Rollins: Kendisi daha önce bu maç için açıklanmıştı lakin en son Raw’da Sami Zayn’e kaybederek yerini de kaybetti. Zaten kendisi WM yolu en belli isim. Keza artık kemer mücadelesinden uzaklaştıkça Triple H ile olan feudu da alevlenmeye başladı. Dolayısıyla pek de üstünde durmamız gereken bir isim değil, zamanı gelince konuşuruz.

Baron Corbin: Kendisinin WWE açısında önem verilen bir isim olduğunu düşünüyorum. Ama bu henüz main eventer seviyesinde olmayan bir isim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ambrose, IC kemerini kaybederse kaybedeceği isim bence Corbin olacaktır ama RR galibiyeti kendisi adına henüz çok ama çok erken.

Chris Jericho: Üstte de dediğim gibi çok uzun bir aradan sonra kemer sahibi oldu. Dolayısıyla ana kemer için feuda girmesi çok zor. Owens’a karşı bir yerde ihanetini yapacak ama… ne zaman?


Evet gördüğünüz gibi işin içinden ben çıkamıyorum, bir türlü bir isim bulamıyorum. O nedenle bence bu karmaşayı bir return çözeceğini umuyorum. Ayrıca geçtiğimiz sene RR’de hiç return görmediğimiz için bu sene ümidim daha fazla. Peki ya kim? Öncelikle bu ismin WM’de kemer maçı yapabilecek kariyerde bir isim olması şart. Şuan WWE’de olmayıp ama eskiden bu kalibrede olan isimlere baktığımızda, CM Punk, Jeff Hardy, Rey Mysterio ve Kurt Angle gibi isimleri görüyorum. İlk üç ismin zaten dönmesi imkansız ama son isim; yani Kurt Angle’ın döneceğini çok önceden beri düşünüyordum. Son haftalarda WWE kendisinin Hall of Fame’e katılacağını açıklamıştı. İşte benim de kafamı karıştıran şey bu. Kurt Angle, HOF’a geçecekken Rumble maçına girer, hatta WM’de kemer maçına çıkar mı?

Onun dışında kazanmasa da geri dönüş yapabilecekler isimler olabilir. Örneğin ben kesin bir Shelton Benjamin return’i bekliyorum.

Returnler haricinde, debutları da konuşmak gerekiyor. Debut’ına kesin gözüyle baktığım isim ise NXT’de feudsuz kalan Samoa Joe.

Ama bu Royal Rumble tabi. Her türlü sürprize açık. O yüzden her an tetikte olmamız gerekli. Rumble’da işte heyecan verici kılan şey de bu. Farklı isimler de debut yapabilir, return yapabilir. Bakalım neler göreceğiz?

Tahmini illa yapmak gerekirse, umut ettiğim kişiyle birlikte uçmuş bir tahmin söyleyeceğim.

Tahmin: Kurt Angle


---


Yılın ilk PPV’yi artık bir klasikleşmiş hale gelen Royal Rumble PPV’sinde her şey gebe. Büyük bir merakla beklemekteyim. Bu maçtan sonra WM feudları da daha bir netleşecektir.

Umarım isminin hakkını veren bir şov olur. Herkese iyi seyirler diliyorum…


16 Ocak 2017 Pazartesi

2016'dan Aklımızda Kalanlar

Bugün sonunda uzun zamandır aklımda olan bu yazıyı yazma fırsatı bulabildim. Evet farkındayım geç kalmış bir 2016 yazısı ancak anca vaktim oldu ve de geçmiş zaman siz çok isteseniz de olduğu yerden kaçmıyor…

2016 yılında kimi zaman güldük, eğlendik kimi zaman hüzünlendik, ağladık kimi zaman da çok fazla heyecan yaşadık. Onun dışında bolca return ve debut gördük. Ama bu 14 şeyi zannedersem hiçbirimiz unutmayacağız. Hiç zaman kaybetmeden bu anıları tekrardan gözden geçirelim derim, keyifli okumalar J)




AJ Styles’ın Debutu – 24 Ocak 2016

Senenin ilk PPV’si olan Royal Rumble’da, her zaman düşündüğümüz şeyler arasında kimlerin debut veya return yapacağıdır. Nitekim Royal Rumble’ın da amacı bu aslında; ne zaman kimin ringe geleceğinin belli olmamasının verdiği heyecan. 2016’nın Royal Rumble’ında, kemerini korumak zorunda olan Roman’ın, beraberinde ringe girdiği Rusev’i elediği zaman 3.sırada kimin geleceğinden haberi yoktu.  Keza “They don’t want none” çaldığında bizim de haberimiz yoktu. Ancak daha sonra Styles ekranlarda gözüktü ve seyirciler deyim yerindeyse çılgına döndü.

TNA orjinli olan Styles’ın WWE’ye gelmesi ve de var olan yetenekli isimlerle güreşmesi yıllardır hayal ettiğimiz şeylerden biriydi. Nitekim onun gelişi main event pozisyonunda müthiş bir zenginlik yarattı. Ayrıca Styles debut yaptığı yılı harika geçirerek ana kemere uzandı ve hala da şampiyon unvanını sürdürmeye devam ediyor.






Daniel Bryan’ın Emekliliği – 8 Şubat 2016

Son dönemin altın çocuğu, underdogu, seyirci tezahüratlarının devrimci ismi Daniel Bryan ne yazık ki 2015 yılında geçirdiği boyun sakatlığını tam olarak atlatamayarak güreşe veda etti. İlk olarak Twitter’dan duyuran Bryan ertesi gün Raw’a çıkarak bunun bir kayfabe olmadığını kanıtladı ve gerçekten artık güreşemeyeceğini açıkladı. Herhalde yılın en hüzünlü anlarından biriydi. Görebileceğimiz en teknik güreşçilerden biri olan Bryan, tıpkı Edge gibi sakatlıklara yenik düşerek kariyerini erken sonlandırdı.

Kısa WWE kariyerinde her türden kemeri sığdıran, MITB sahibi olan, YES! YES! YES! Chanti ile gönüllerde taht kuran bir isimdi. Neyse ki yılın ilerleyen dönemlerinde Smackdown GM’i olarak kendisini izleyebildik ki izlemeye de devam ediyoruz. Varlığı seyircileri hava sokmaya yetiyor gerçekten. Her şey için teşekkürler Bryan!

 





Shane McMahon’ın Geri Dönüşü – 22 Şubat 2016

WWE son yıllarda muhtemelen reytinglerinin düşmesi sebebiyle insanların şovları izlemelerini sağlaması için büyük bir isim geri dönüşünü gerçekleştireceği zaman veya sakatlıktan dönen bir isim ringlere döneceği zaman bunu kendi sitesinde duyurmakta. Bu gerçekten oldukça sinir bozucu bir durum. Nitekim Lesnar’ın bütün returnlerini duyurdular, Cena’nın da öyle veya uzun yıllardır ringlerde olmayan Goldberg’in dahi duyurdular. Spoiler kadar insanın heyecanını öldüren bir şeyin olduğunu düşünmemekle beraber, adamların kendi izleyicisine spoiler vermelerinin tezatlığını görün derim.

Ama tarihlerimiz 22 Şubat’ı gösterdiğinde hepimiz Shane’in geri dönüşünden bihaberdik. O gece patron Vince McMahon, babası adına kızı ve de şovların başındaki isim olan Stephanie’ye ödülü verecekken “Here comes the money” müziğini duyduk ve anında kendimizi kaybettik.

2009 yılından bu yana WWE’den uzak kalan Shane, temelli bir geri dönüş yaptı ve yeni dönemin ve de Smackdown ile Raw’ın ayrılmasının, dolayısıyla da WWE’nin yeniden dizaynının baş aktörlerinden biri oldu.  Shane hep var olsun!







Sting’in Emekliliği – 2 Nisan 2016

Bir güreş efsanesi olan Sting, ne yazık ki WWE ile çok geç tanışmış bir isim. Dile kolay WWE debutını gerçekleştirdiği yıl olan 2014’te 55 yaşındaydı. Dolayısıyla çok da uzun bir WWE kariyeri olmadı ve de düşünülen bazı şeyleri gerçekleştiremedi. Bu yaşında dahi hala heyecan veren bir isim olması sebebiyle kendisini izlemek hala keyif veriyordu. Ama 2015 Night of Champions’da (ki bu benim analizlere başladığım ilk şovdu, arşivden bulabilirsiniz.) Seth Rollins’e çıktığı kemer maçında sakatlanarak daha fazla devam etmeme kararı aldı. Bu kararını da Hall of Fame konuşmasında resmen açıkladı.

Keşke daha erken bir tanışıklık olsaydı, keşke reyisi kemer alırken görseydik. Hiç değilse… Undertaker ile bir maç yapsaydı. Bunu yıllardır arzuladık ama onun yerine WWE’deki ilk maçında WM’de Triple H’e kaybetmesini mazur gördüler. Ne diyelim sağ olsunlar.








WWE’de Yeni Bir Dönem ve de Brand’lerin Yeniden Ayrılması – 25 Mayıs 2016

Üstte de bahsettiğim gibi Shane’in geri dönüşü WWE’de birçok şeyi değiştirdi. Bir kere zaten Shane’in geri dönüş amacı hikaye olarak, Raw’ın kontrolünü Stephanie’den almaktı. Vince’de bunu eğer Wrestlemania’da, Undertaker’ı Hell in a Cell maçında yendiği takdirde kabul edeceğini söyledi. Ama Shane çok uğraşsa da hatta kafesin üstünden spiker masasına atlasa da Taker’ı yenmeyi başaramamıştı.

Shane’in bu çabalarını gören Vince bir süre Shane’i Raw’ı kontrol etmesi için görevlendirdi. Staphenie ise bu duruma karşı çıktı. En sonunda Vince, Payback’de Raw’ın kontrolünü ikisinin birden sağlayacağını açıkladı. Ayrıca Payback ile “New Era” diye adlandırılan bir dönem de başlamış oldu.

25 Mayıs’a geldiğimizde ise hepimizi sevince boğan haber geldi. Smackdown artık Cuma günleri değil Salı günleri yayınlanacaktı. Hem de canlı olarak. Bunun üzerine bu iki kardeş arasında Smackdown kavgası başlamıştı. Vince tekrardan devreye girerek, Raw’ı Staphenie’ye , Smackdown’ı da Shane’e verdi. İkisinin de en üstte olacağını ve reytingler de deyim yerindeyse savaşmalarını istedi. Ayrıca ikisinin de birer GM seçme hakkı olduğunu söyledi. Böylece Raw’ın GM’i Mick Foley olurken, Smackdown’ın ise Daniel Bryan oldu.

19 Temmuz’da ise tam tamına 5 sene sonra draft heyecanı yaşamış olduk. Böylece her iki brand’de farklı yıldızlara sahip oldu. Ayrıca Smackdown’da bu şekilde bir anlam kazandı. Yoksa Raw’ın arka bahçesi rolünde, kimsenin izlemediği, seyircilerin tepki göstermedikleri bir şov hürriyetindeydi. Ama şimdi hikayece ortada bir rekabet olduğu için, Smackdown’a ayrı bir önem gösteriliyor. Son zamanlarda zaten Smackdown reyting olarak Raw’ın önünde bitiriyor. Bir daha brandlerin ortak olmaması dileğiyle...







The Shield War – 24 Temmuz 2016

The Shield üyeleri gerek bireysel gerek de takım olarak içinde bulunduğumuz dönemin yıldız isimleri. Şüphesiz bu saygınlıkları önümüzdeki yıllarda daha fazla artacak ve de ilerleyen süreçteki bir 10 yılın bayrak isimleri olacaklar.

Bu üçlünün 2014 yılında ayrılmalarıyla birlikte hepsi farklı yola gitmişlerdi. Seth, Triple H’in kanatları altında yükselmiş, Dean daha çok mid carder seviyede takılmış Roman ise yaklaşan büyük push’ı için hazırlıklara başlamıştı. Ama bu üçlüyü başka kimse olmadan bir triple threat maçta daha önce WWE içerisinde hiç görmemiştik, ta ki 24 Temmuz 2016’ya kadar.

Biraz öncesine bakarsak, 2015’in Ekim ayında Seth sakatlığı nedeniyle sahip olduğu kemeri bırakmak zorunda kalmıştı. Kendisi Mayıs 2016’da Extreme Rules şovunda return gerçekleştirerek şampiyon Roman’a, kemer maçından sonra pedigree çekmişti. Nitekim kemeri için rövanş isteyen Seth, bir sonraki ayın PPV’i olan Money In The Bank için Shane’den söz almıştı. Seth maçı temiz bir şekilde kazanıp kemerine geri kavuşsa da, aynı gece Money in the Bank çantasını alan The Shield’ın üçüncü elemanı Dean Ambrose cash in yaparak kemerin yeni sahibi olmuştu.

Böylece Temmuz ayının PPV’si olan Battleground’da hem Roman için hem de Seth için bir rövanş hakkı doğmuştu. Bu üçlü arasında gerçekleşen triple threat maçı ise Dean Ambrose kazanarak The Shield War’ın galibi olmuştu. Ayrıca bununla kalmayıp ana kemeri de Smacdown’a götürmüştü.








James Ellsworth Karşımıza Çıkıyor – 25 Temmuz 2016

“İki eli olan her adamın bir savaşma şansı vardır.”

25 Temmuz 2016 tarihinde, Raw’da Braun Strowman canavarının karşısına, yoldan geçen herhangi adamdan bile daha güçsüz görünen, tuhaf tipli ama sempatik gözüken bir jobber vardı. Maç için kendisiyle röportaj yaparlarken de yukarıda ki cümleleri sarf etmişti. Tabi ki Strowman kendisini kolay bir şekilde yenmeyi başarmıştı.

Bu olaydan sonra internette fenomen haline gelmişti Ellsworth. 13 Eylül’de Smackdown şovunda kendisini bir kez daha görebilmiştik. Bu sefer Styles’ın, Ambrose ve Cena’ya karşı gizli partneri olarak ringe geliyordu ki, Miz kendisine arkadan saldırarak Styles’ın partneri olmuştu.

Ekim 2016’da ise Styles, Ellsworth’u kemerin ortada olmadığı bir maç için rakibi olarak seçmişti. Dean Ambrose ise maçın özel hakemi olmuştu ve onun yardımıyla James Ellsworth, Styles’ı yenmeyi başarmıştı. Daha sonra yine Ambrose’un yardımıyla bu sefer DQ ile Styles’ı yenmeyi başarmıştı. Bütün bunlar olurken Ellsworth taraftarların bir numaralı sevgilisi olmuş ve de müthiş cheer almaya başlamıştı. Onun da verdiği etkiyle, Survivor Series için yapılacak olan Team SD vs Team Raw maçı için Smackdown’ın maskotu seçilmişti. O maçta da sonrasında feci bir şekilde Strowman’dan dayak yeme pahasına Strowman’ın dolaylı yoldan elenmesine sebep olup, Smackdown adına önemli bir iş yapmıştı.

Ertesi hafta Smackdown’da yine Dean’in yardımıyla Styles’ı ladder maçında yenerek hem ana kemer için #1 contender olmuş hem de bir Smackdown kontratına hak kazanmıştı. Bir sonraki hafta ise Styles’dan feci bir şekilde dayak yemişti.

4 Aralık tarihli TLC şovunun main eventinde Ellsworth gerçek yüzünü ortaya çıkarmış, bebek yüzlü bir katil olduğunu hepimize göstermişti. Dean, tam merdivene çıkmış kemeri alacakken ringe gelip, kendisini bu zamana kadar koruyan Dean’i satarak onun düşmesini sağlamış ve de Styles’ın kemeri korumasına neden olmuştu. Daha sonra Styles ile Ellsworth arasında yapılan kemer maçını da Styles ezici bir şekilde kazanmış, bu şekilde Ellsworth’ın main event macerasını son bitirmişti. Şu sıralar ise kendisi Carmella’nın yanında takılıyor.







Brock Lesnar’ın Randy Orton’ın Kafasını Yarması – 21 Ağustos 2016

Eylül 2015’ten beri sakatlığından ötürü ringlerde gözükmeyen Randy Orton geri dönüşünü 2016’nın Temmuz ayında Battleground’da gerçekleştirmişti. O gün Jericho’nun programına katılan Randy, Lesnar ile maçı hakkında konuşmuştu. Ondan sonra ise hepimiz F5’ın RKO’ya dönüşünü hayal etmeye başlamıştık.

Ama hayallerimiz suya düşercesine, Summerslam’in main eventi değişik bir biçimde TKO ile yani teknik nakavt ile Lesnar lehine bitmişti. Lesnar, Randy üzerinde sert oynayarak (tabi ki hikaye dahilinde) kafasını kanatmıştı. Her ne kadar planlı olsa da bu kadar kan akmasını, hem de 2 ay öncesinden reklamı yapılan maçın bu şekilde bitmesini zannedersem hiçbirimiz unutmayacağız. Ardından Lesnar, kendisini durdurmak için ringe gelen Smackdown patronu Shane’de bir F5 vurmuştu. Ancak nedense bu hikayenin devamı gelmemişti…






Dudley Boyz’un Emekliliği – 22 Ağustos 2016
Şöyle bir baktım da gerçekten, bu yıl birçok emeklilik haberi almışız. Dudley Boyz’da bunlardan nasibini alanlardan bir tanesi. Aslında 2015 yılının tam da aynı zamanlarında yani Ağustos ayında geri dönüşlerini gerçekleştirdikleri zaman seyircilerden harika bir tepki almışlardı. Ama ilerleyen yaşları ve de fazla kiloları sebebiyle ring içi performans olarak pek de iyi işler çıkartamadılar. Yine de her şeye rağmen WWE içerisinde 9 kez takım kemerlerine sahip olan Dudley’ler bunu 10’a çıkartabilirlerdi. Ya da daha düzgün bir emeklilik ayarlanılabilirdi. Ama onun yerine kendileri son kez The Club karşısında dayak yiyerek bizlere veda ettiler.

Get the Tables! Yaşattığınız her şey için teşekkürler…








Triple H’in Seth Rollins’e İhaneti – 31 Ağustos 2016

Tarihlerimiz 2 Haziran 2014’ü gösterdiğinde, bir önceki gün Payback’de The Shield üçlüsüne Randy ve Batista ile beraber kaybeden Triple H’in B Planı devreye girmiş, Seth Rollins’i takım arkadaşlarını satması için ikna etmişti.  Nitekim Batista’nın aynı gece WWE ringlerinden ayrılmasıyla birlikte, Triple H bu boşluğu Seth ile doldurmuş, onu kanatları altına almış, deyim yerindeyse yürü ya kulum diyerek onun push’ında ona baya bir destek vermiş, otoritenin tüm gücünü onun için kullanmış ve de Seth’in kemeri almasında ve de korumasında önemli bir rol oynamıştı. Bu durum 2015’in Ekim ayına kadar, yani Seth sakatlanana kadar sürmüştü.

Seth geri döndüğünde ise önce, hiçbir zaman kaybetmediği kemerini Roman’dan temiz bir şekilde geri almış ama Dean’den cash in yemişti. Daha sonra The Shield War’ı ve de kemeri kazanma şansını kaybetmişti. Ardından Raw için açıklanan yeni ana kemer Universal şampiyonluğu için doğrudan kemerin adayı olmuş ama Summerslam’de de Finn Balor’a kaybetmişti. Bütün bunların üstüne, Finn Balor’ın sakatlığı ortaya çıkınca kemer bir kez daha sahipsiz kalmış ve de Raw’da yapılan maçlarla, Seth, Roman, Big Cass ve de Kevin Owens kemer için aday olmuşlardı.

Ertesi hafta Raw’daki maçta her şey düzgün bir biçimde ilerliyordu. Cass yapılan Fatal 4-way eleme usulü maçta ilk elenen isim olmuştu. Daha sonra Roman Reigns, dışarıda Seth’e spear çekip, onu ringe sokup tuş etmeye çalışırken, WM’den beri ortalarda gözükmeyen Triple H ortaya çıkıp Roman’a pedigree çekmiş ve de Seth’i bir kez daha koruyarak Roman’ı elemesini sağlamıştı. Ya da hepimiz bu şekilde düşünmüştük. Sonuçta bu normal bir şeydi. Yani Triple H ile Roman’ın arasında bir WM feudu zaten yaşanmıştı. Triple H, kemerini WM main eventinde Roman’a kaybetmişti. Bunun intikamını alıyor olabilirdi.

Daha sonra Triple H, Owens’a doğru giderken birden Seth’e tekme atıp, pedigree pozisyonuna getirince hepimiz neyin ne olduğunu anlamıştık. Triple H, belki de bu sefer C planını devreye sokarak Seth Rollins’i kendi adamı olmaktan çıkarmış yerine Kevin Owens’ı koymuştu. Hiç şüphesiz bu yılın en şok edici olaylarından bir tanesiydi.

Bu olaydan sonra Seth Rollins face turn geçirdi ve Triple H için arkasından vurduğu arkadaşlarıyla ve de özellikle Roman ile yeniden yakınlaştı. Triple H’i ise o günlerden sonra Raw programlarında bir daha hiç görünmedi. Ama çok açık k 2017’nin Wrestlemania’sında Seth Rollins ve Triple H’i bir maç içerisinde göreceğiz.







Yeni Kemerler  ve Cruiserweight Division – 14 Eylül 2016

Aslında bu madde bir nevi Shane’in geri dönüşü ve de brand ayrımı maddelerinin devamı niteliğinde. Nitekim iki brand birbirlerinden ayrı güreşçilere ve de PPV’lere sahip olunca, iki taraf da birbirlerinden bağımsız şampiyonlara da sahip olma ihtiyacı duydular. Ana kemer, Battleground’da Dean Ambrose ile Smackdown’a gidince, Foley ve Stephanie Raw için yeni ana kemer duyurdular. Summerslam 2016’da yeni ana kemer olan WWE Universal kemerinin ilk sahibi ise Seth Rollins’i yenen Finn Balor olmuştu.

Smackdown ise draftta kadınlar şampiyonu olan Charlotte’ı ve de takım kemerleri şampiyonu olan New Day’i Raw’a kaptırınca kendi kemerlerini ortaya çıkardı. Yeni dönem ilk Smackdown kadınlar şampiyonu 2016’nın ilk Smackdown’a özel PPV’si olan Backlash’de Eylül ayında 6’lı eleme usulü maçı kazanan Becky Lynch olmuştu. Yine aynı şovda yeni dönem ilk Smackdown takım kemerleri şampiyonu ise Uso’ları yenen Heath Slater & Rhyno ikilisi olmuştu.

Kemer bakımından asıl önemli olay ise 2007’de kaldırılan Cruiserweight yani hafif sıklet kemerinin geri dönüşü olmuştu. Sırf kemer geri dönmemiş, cruiserweigth division adı altında sadece o kategoride güreşecek birçok yeni isim WWE’ye gelmişti. Öncesinde WWE Network’den yayınlanan turnuva ile (Crusierweight Classic) 14 Eylül’de yeni dönem ilk şampiyon belli olmuştu: T.J Perkins.
Ama hafif sıklet kemeri WWE’de beklenen etkiyi yapmadı desek yeridir. Zayıf hikayeler ve de tanınmayan birçok ismin varlığı nedeniyle şu anda güzel maçlar çıkartsalar dahi seyirciler tarafından pek önemsenmemekte. İlerleyen zamanlarda Neville, Brian Kendrick gibi isimlerin yanına daha da tanıdık isimlerin gelmesi muhtemeldir.






Goldberg’in Geri Dönüşü – 17 Ekim 2016

Her ne kadar yukarıda dediğim gibi Goldberg gibi bir efsanenin geri dönüş yapacağı herkese söylense de bana göre yılın return’ü kesinlikle buydu. Çünkü Goldberg gerçekten bir efsanedir. WCW ve WWE içerisinde temiz bir şekilde yenildiğini görmediğimiz bir isimdir. O nedenle bu endüstrinin yarattığı en güçlü karakter diyebiliriz. WCW zamanları 173-0’lık bir serisi vardır. Ama kendisini 2005 senesinden bu yana ringlerde göremiyorduk.

Tarihler 31 Mayıs’ı gösterdiğinde Goldberg’in, WWE’nin yeni çıkacak video oyununun(WWE 2K17) kapağında yer alacağı açıklanmıştı. Keza oyun için yapılan ilk fragmanda da kendisi yer alıyordu. Fragmanın sonunda, Goldberg arabanın içerisinde oturup cama bakarken, çok dikkatli bir şekilde baktığımız zaman “Suplex City” yazısına baktığını görebiliyorduk.

Nitekim zaman içerisinde bu işin en güçlü iki ismi katıldıkları bazı lansmanlarda ve şovlarda birbirleri hakkında meydan okumalarda bulundular. Pek kuvvetli olmasa da aslında Goldberg’in return yapma ihtimali kulislerde de konuşulmaya başlanan bir şeydi. Özellikle Summerslam’de, Lesnar; Randy’i mahvederken ve de Shane’e F5 çekerken bir kısım taraftarlar Goldberg tezahüratına tutulmuşlardı. WCW zamanlarında da ne zaman seyircinin favori bir ismi dayak yese Goldberg tezahüratlarını duyardık. Bunun üzerine ise Goldberg twitter’dan :“Destekleriniz için teşekkür ederim ama bırakalım da artık gençler bu işi yapsın.” Şeklinde bir tweet atmıştı.

İşin Lesnar tarafındaysa meydan okumalar artıyordu. Şüphesiz en son 2012 yılında temiz bir şekilde Triple H’e kaybeden Lesnar, o günden bu yana temiz bir mağlubiyet almıyor, geleni geçeni yeniyordu. 10 Ekim 2016’da da ise Paul Heyman, ringe çıkarak ilk defa WWE içerisinde Goldberg’e Lesnar adına meydan okumuştu. Konuşmasında, Lesnar’ın 12 sene öncesinin intikamını almak istediğini söylüyordu.

En sonunda Goldberg, twitter’dan bu meydan okumalara resmi bir cevap verdi: “Önümüzdeki hafta koca ağızlı Heyman’a cevap vermek için Raw’a doğru uçak biletimi ayarlıyorum” demişti. Keza 17 Ekim tarihinde Goldberg, tam 12 sene sonra ringlere geri dönmüştü. Konuşmasında, Lesnar’ın meydan okumasını kabul ettiğini ve onun sadece sıradaki kurban olmadığını ayrıca sonuncusu da olacağını söyledi.

Survivor Series 2016 için işte böylesine büyük bir main event ayarlanmıştı. Goldberg gibi bir efsane 12 sene sonra, günümüzün en güçlü ismi, Lesnar karşısına 12 sene sonrasının rövanşına çıkıyordu. Maç başladığında herkes heyecanla olacakları beklerken, Goldberg maçı üst üste 2 spear ve de 1 Jackhammer’la sadece 1 dakika 26 saniye içerisinde kazanmıştı. Bu gerçekten 2016 için unutulmaz bir olaydı. Hatta sırf 2016 değil, güreş tarihi açısından da unutulmayacak bir olay yaşandı.
Bu olaydan sonra ikili bu sefer 2017’nin Royal Rumble maçında ringe çıkacaklarını açıkladılar. Bakalım yeni yılda bu ikili arasındaki husumet devam edecek mi?








İlk Kadınlar Hell in a Cell Maçı – 30 Ekim 2016

2016 yılı resmen kadınların yılı oldu diyebiliriz. Hepinizin bildiği gibi aslında WWE’de uzun zamandır, kadınlar devrimi diye bir olay yaşanıyor. Yani artık striptizlerin, bikini yarışmalarının, yastık savaşlarının, dans yarışmalarının olmadığı, yani kadınların seksapaliteleriyle ön planda olmadıkları, tıpkı erkekler gibi güreş özellikleriyle var olduklarını görmekteyiz. Bu yıl ise, kesinlikle Sasha vs Charlotte feudu ile bu olay tavan noktaya ulaştı.

İkili, Trish vs Lita tarzında uzun ve gelgitli bir feud yaşattılar bizlere. Charlotte 2 kez kemeri kaybedip 3 kez geri aldı, Sasha’da tam tersini yaşadı. Bunun içerisinde birçok şovu kapatan isim oldular. Bunun yanında en yüksek noktaları ise 30 Ekim 2016’daki Hell in a Cell main eventi oldu. Evet, yanlış duymadınız, şovun main eventi bir kadınlar maçıydı. Çok da güzel geçen maç, aslında bir erkekler maçı edasında oldukça sert bir biçimde geçti. Çok fazla obje kullandılar ve de spiker masasını dahi kırdılar. En sonunda ise Charlotte maçı kazanmayı başardı.

2017’de kadınların bu momentumunun devam edeceğini düşünüyorum. Kadınlar arasında örneğin önümüzdeki hafta Becky vs Alexa Bliss maçı ilk steel cage maçı olacak. Belki gün gelecek kadınlar için Royal Rumble, Money in the Bank falan da yapılacak…








The New Day’ın Tüm Zamanların En Uzun Süreli Takımlar Şampiyonu Olması – 12 Aralık 2016

Dile kolay 2015 Summerslam’inden (Ağustos ayı) 2016’nın Roadblock’ına (Aralık ayı) kadar tam 483 gün kemerleri ellerinde tuttular. Bu gerçekten inanılmaz bir sayı. Özellikle WWE’nin son zamanlarda böylesine bir rekor kırdığını çok zor görmekteyiz. Çünkü eskiden bir güreşçi veya takım 2-3 sene bile kemer tutabilirken, bunun günümüzde olması imkansız hale geliyor.

Önce SummerSlam 2015’de kemerleri The Prime Time Players’dan aldılar. Daha sonra onlara karşı korumayı başardılar. Dudley Boyz, Lucha Dragons, Usos, Leauge of Nations, The Club, The Vaudevillains, Chris Jericho & Kevin Owens, Roman Reigns & Seth Rollins, Enzo & Cass gibi birçok gruba karşı korudular. Hatta kemerleri kaybettikleri Cesaro & Sheamus’a karşı bile daha önceden korudular. Bu süreç içerisinde heel olarak başlayıp face devam ettiler. Gerçekten, bu süreç içerisinde harika bir performans gösterdiler ve Demolation’a ait 478 günlük rekoru 12 Aralık 2016 tarihli Raw’da, Chris Jericho & Kevin Owens ve Roman Reigns  & Seth Rollins ikililerine karşı triple threat maçta koruyarak kırmayı başardılar.

18 Aralık 2016’da da ise Roadblock : End of the Line PPV’sinde, Cesaro ve Sheamus’a yenilerek kemerlerini kaybettiler. 2017 yılı için, bu kemer kaybından sonra takım hala ayrılmadan bir arada durabilecek mi? Bu gerçekten merak uyandırıcı bir soru…


--


Evet acısıyla tatlısıyla bir yıl daha geçti. 2016 yılı genel olarak fena geçmeyen bir yıl oldu. Özellikle WM dönemi sonrası daha keyifli geçtiğini söyleyebilirim. Nitekim Smackdown ve Raw’ın ayrılması bu yıla dair en pozitif şeydi. Ayrıca Goldberg 12 sene sonra geri döndü, aynı zamanda Shane’de 7 sene sonra bu işlere geri döndü. Yıllardır hayal edilen isim AJ Stylees’da debut gerçekleştirdi. Negatif olarak ise inanılmaz derecede aynı maçları izlemek zorunda kaldık. Seth vs Kevin Owens, Dolph Ziggler vs Baron Corbin, Miz vs Ziggler, Sasha vs Charlotte, Ambrose vs Styles ve daha aklıma gelmeyen nice ikiliyi 5-6 kez maç içerisinde bulduk. Umarım yeni yılda kaliteli ve seyircilerin tepki göstereceği isimler çoğalır.

Son olarak, bahsettiğim tüm feudlara ve PPV’lere dair analizleri 2015’in Eylül ayından itibaren(Night of Champions) ay ay blogumdan bulabilirsiniz.

Bu yeni gecikmiş yazının ardından, yine gecikmiş bir şekilde herkese iyi yıllar diliyorum…