ARA

1 Eylül 2023 Cuma

Payback 2023 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri

 


WWE PAYBACK – 2 Eylül 2023 Cumartesi
Pittsburgh, Pennsylvania – PPG Paints Arena

Yılın yavaş yavaş sonuna doğru gelirken, SummerSlam sonrasında tıpkı Wrestlemania sonrasında olduğu gibi isim olarak konmasa da sanki format olarak benzer bir PPV ile karşı karşıyayız. Düz kelime anlamı olarak çevirdiğimizde “geri ödeme” anlamına gelen Payback, isminden de çağrıştırabileceği üzere “tahsilat, rövanş, intikam” gibi yarım kalan şeylerin tamamlanmasını içeren bir şekilde bizlere sunuluyor. İlk kez 2013 yılında yapılan Payback PPV’i, 2017’ye kadar devamlı yapılmış ancak sonrasında ara verilmişti. Şimdi de 2020 yılından sonra ilk kez karşımıza bu yıl çıkıyor.

Trish ve Becky artık aralarındaki meseleyi kapatırlarken, Ripley ve Raquel arasında da bir intikam meselesi söz konusu. World Heavyweight kemeri için Seth bu kez Nakamura’yla karşı karşıya geliyor. Yeni U.S kemeri şampiyonu Rey, rövanş maçında kemerini Theory’e karşı korurken, Owens ve Sami ikilisiyse Judgment Day’e bir Street Fight maçında kemerlerini korumaya karşın meydan okuyorlar. Jey’in Jimmy’den yediği ihanet sonrasında WWE’den ayrılmasıyla Bloodline ve Roman Reigns tarafı bu PPV döneminde biraz soğurlarken Judgment Day’in içsel ve dış feudlarının ön planda olduğu bir süreç yaşadık. Zaten şovun posteri de buna işaret edecek şekilde Judgment Day temalı tasarlanmış durumda.

 


Steel Cage Match
Becky Lynch vs Trish Stratus

Wrestlemania’nın hemen sonraki dönemlerinden bu yana devam eden bu feud, Payback’in gayrı resmi amacında (yukarıda bahsettiğim geri ödeme-hesap kapatma-intikam v.s durumları) herhalde artık sona erecek gibi duruyor. Kısaca hatırlatmak gerekirse, Wrestlemania döneminde Lita’yla beraber Kadınlar Tag Team kemer mücadelesine giren Becky, Damage CTRL’a karşı 3’e 2 mücadele ederken 2019 yılında emekli olan Trish’in gelmesiyle durumu eşitlemişti. Trish, Becky, Lita üçlüsü Wrestlemania’da Damage CTRL’ü yenerlerken Trish, WM sonrasında da ekranlarda gözükmeye devam etmişti. 10 Nisan Raw’da, Becky ve Lita ikilisi kemerlerini Raquel ve Liv Morgan ikilisini karşı koruyacaklarken kimliği belirsiz bir kişi, Lita’ya saldırmış ve maça çıkamamasını sağlamıştı. Lita yerine Becky’nin takım arkadaşı olan Trish, maç içerisinde pinlenerek kemerlerin kaybedilmesine sebep olmuştu. Maçın ardından Becky’e saldıran Trish, heel turn geçirerek Becky’yle olan feudun fitilini yakmıştı.

Ertesi hafta Lita’ya saldıran kişinin de kendisi olduğunu belirten Trish, kadın güreşi içerisinde yeterince takdir edilmediğini, yeterince kendisine teşekkür edilmediğini söylemişti. Bunun üzerine bu feud içerisinde de her daim sarf ettiği “Thank You Trish” sözleriyle aslında amacının kendisini yeniden kanıtlamak olduğunu göstermişti. Bunun üzerine iki isim 27 Mayıs Night of Champions’ta karşı karşıya gelirlerken, maça dahil olan Zoey Stark’ın etkisiyle Trish, Becky’i yenmeyi başarmıştı. Biraz Zoey’den bahsetmek gerekirse, o dönem gerçekleşen Draft etkisiyle NXT’den ana kadroya yükselmiş ve 8 Mayıs’ta debut yaparak ilk maçında Nikki Cross’u yenmeyi başarmıştı. Sonrasında da Night of Champions’ta birden ring altından çıkmış ve hakemin görmediği bir anda Z-360 çekerek Becky’i ringe yollamıştı. Trish de bir Stratusfaction ile işi bitirmişti. Sonrasında anladık ki Zoey, Trish’in veliahtı olarak bu feudun içerisinde yer alacaktı.

Üç isim Money in the Bank döneminde de ayrı isimlerle mücadele ederek Money in the Bank maçına girmeye hak kazanmışlardı. Üç isim de maçı kazanmayı başaramamış ancak maç içerisinde Zoey ve Trish ikilisi hep Becky’nin üzerine oynamışlardı. Hatta elinde kelepçeyle Becky’i bağlamaya bile yeltenmiş. Ancak tüm bunlar maçın Iyo tarafından kazanılmasına engel olamamıştı. Bununla birlikte maç içerisinde Becky’nin merdiven müdahalesiyle burnu kırılan Trish, sağlıksal koşulları sebebiyle Becky’le maça çıkmaya reddettiğini söylemişti. Yüzünde maskeyle ekranlara gelen Trish, Zoey ve Becky’nin 10 Temmuz Raw’daki maçını kenardan takip etmişti. Maç içerisinde Trish, Becky’nin dikkatini dağıtmış ve Zoey bir roll up ile maçı kazanmıştı.

17 Temmuz Raw’da Trish, Becky’yle maç yapmak için ortaya bir şart koşmuştu. Eğer Becky, Zoey’i yenerse Trish onunla maç yapmayı kabul edecekti. Ancak maçı Zoey kazanırsa, Becky dizlerinin üzerine çöküp Trish’e teşekkür edecek ve göğsüne de “Thank you Trish” dövmesi yaptıracaktı. 24 Temmuz’da Becky ve Zoey ikilisi bir kez daha karşı karşıya gelirlerken, maskeyle ring kenarında maçı takip eden Trish bir kez daha Becky’e saldırmış ve ona kafa atmıştı. Zoey tuşa gitse de Becky kalkmayı başarmıştı. Becky, Trish’in tüm engellemelerine rağmen Zoey’i yenmiş ve Trish’e karşı rövanş maçını yapmaya hak kazanmıştı.

14 Ağustos Raw’da Zoey’in de ring kenarından yasakladığı bir ortamda yapılan rövanş maçındaysa iki isim karşı karşıya gelmişler ancak maç double count out bitmişti. İki ismin kapışması ringin çok uzağına taşınırken Zoey Stark, kapüşonlu bir şekilde aralarına girmiş ve Becky’e saldırmıştı. İkiye bir şekilde Becky’e saldırıp üstünlüğü Trish’e getirmişlerdi. Bunun üzerine Pearce, Payback için Steel Cage maçı olacağını duyurmuştu. 28 Ağustos Raw’da Becky, Zoey’le Falls Count Anywhere maçına çıkarken, Trish’e rağmen rakibini yenmeyi başarmıştı.

Yaklaşık 4,5-5 aydır süren bu feudun artık son karşılaşmasında, feudun ilk maçında söylediklerimi tekrar etmem gerekiyor. Mayıs ayında yapılan Night of Champions’ta ben maçın Becky tarafından kazanılacağını ve buradan güçlenerek çıkıp Raw’ın Kadınlar Şampiyonu olan Ripley’in karşısına çıkacağını düşünüyordum. Maçı temiz bir şekilde kaybetmemesi ve sonrasında yenik duruma düşmesi için sayı dezavantajını yaşaması, zaten bu feudun Becky tarafından eninde sonunda kazanılacağına dair bir işaretti. Feudun bu kadar uzun sürmesi hem Becky’nin kemer feudlarından iyice uzaklaşmış olmasını sağlamaktı hem de Ripley’e title reign için bir süre vermek ve sonrasında karşılaşacağı en ciddi feuda hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Trish gibi artık kariyerinin son demlerinde olan bir ismin bu feudu kazanmasına bir ihtiyacı yok. Buradaki temel amacı Becky’i yükseltmek olacaktır bence. Maçın Steel Cage olması Zoey’in de maça etkisini azaltacaktır ancak elbette ki bir şekilde Trish’e yardımcı olacaktır bence. Bir ihtimal Lita belki return yapıp bu olayı engelleyebilir ama return olmasa bile bence Becky iki ismi birden devirebilecek güçte. Tüm bu nedenlerle maçı kazanıp bu feudu biterek 1 yıllık aranın ardından kemer feuduna geri dönecektir.

Tahmin: Becky Lynch




Singles Match
LA Knight vs The Miz

LA Knight furyası tam gaz devam ediyor. Money in the Bank yazısında da belirttiğim gibi seyircilerden gelen doğal tepkiler sonrasında WWE, Knight’ı ciddi anlamda kullanmaya karar vermeye başladı. Bu tarz doğal seyirci desteğini gerçekten hiçbir push’lanma olmadan alabilmek, muazzam bir olay. Bu da gerçekten doğal bir karizmaya özgü bir şey olduğunu düşünüyorum. Örneğin birçok insan şimdiden Knight’ın hal ve hareketlerini, tarzını ve promo stilini The Rock veya Stone Cold’a benzetmiş durumda. Bu doğal kitleleri etkileme yeteneği, WWE için de oldukça önemli bir konu. Zira WWE, pushlamak istediği veya face olarak ilgi kazandırmak istediği kişileri seyircilere kabul ettirmek için birçok farklı yola başvururken böylesine kendi kendine gelişen bir olayı değerlendirmemek de haksızlık olurdu.

Money in the Bank döneminde favori olarak girdiği maçta çantayı kazanamayan LA Knight, Smackdown’da U.S kemeri için mesaj verirken, SummerSlam öncesinde de Sheamus ile kısa süreli bir feuda girmişti. Sheamus’ı yenerek SummerSlam’deki Battle Royal’e oldukça hazır girmiş ve SummerSlam’de de yine son ikide Sheamus’ı eleyerek maçı kazanmıştı. Seyircilerden gelen bu desteğe karşılıksız bırakmayan WWE de belli ki artık LA Knight’ın push ürecini başlatacak duruma gelmişti. Buna istinaden de aslında bir feud daha ortaya çıkarmak ve bir PPV galibiyetiyle de taçlandırmak oldukça sürece uygun bir durum olurdu. Bu vesileyle de Miz gibi veteran bir isimle feeuda sokmak da oldukça mantıklı bir hamle. Zaten artık Dolph Ziggler ve Miz gibi isimlerin bu tarz push alması muhtemel kişilere destek olmak mahiyetinde TV ekranlarına çıktıklarını görmekteyiz.

SummerSlam’de Battle Royal’i kazanan Knight, maç içerisinde birçok ismi elerken Miz’i de es geçmemişti. 7 Ağustos Raw’da ikili yüzleşirlerken karşılıklı olarak promolaşmışlardı. Knight sarkastik şekilde Miz’e laflar atarken Miz de fazlasıyla sinirlenmişti. İkili birbirlerine girmişler ancak Knight, BFT ile sekansı üstün kapatmıştı. 18 Ağustos Smackdown’daysa bu kez Miz bir sürpriz yaparak gelmiş ve LA Knight’ın United States kemer yolculuğuna balta vurmuştu. Knight, Theory ile #1 contender maçına çıkarken Miz de spiker masasına yorumcu olarak katılmıştı. Maçı Knight üstün götürürken Miz dikkat dağıtmak için her şeyi yapmış ve bunun sonucunda da Theory bir roll-up ile maçı kazanarak Rey’in rakibi olmuştu. 21 Ağustos Raw’da Miz’de Knight’ın kendisiyle aynı seviyede olmadığını ve Pearce’la konuşarak Knight’tan daha domine, daha hızlı ve daha güçlü bir rakiple karşılaşmak istediğini, Pearce’ın da ona rakip seçme özgürlüğü tanıdığını söylemişti. Bunun üzerine Akira Tozawa ringe gelirken Miz kendisini övmeye yönelik retorik sorular sorarken Tozawa da her seferinde “Yeah” diyerek cevap vermişti. Hakikaten Miz’in içerisine girdiği feudlardaki eğlence düzeyi bambaşka olabiliyor. Keşke son bir kez daha bir push dönemi yaşadığını görebilsek. Bu komik segmentin ardından Miz dayanamayarak Tozawa’ya saldırmış ve maçın başlamasını sağlamıştı. Maç başladıktan sonra Knight bu sefer spiker masasında maçı takip etmiş ve pek de bir şey yapmadan Miz’in dikkatini dağıtmıştı. Fırsatı bulan Tozawa ani bir roll-up ile Miz’i yenmeyi başarmıştı. Maçtan sonra ringe gelen Knight bir BFT çekerek Miz’i yere sermişti. 28 Ağustos Raw’da Miz, eğlenceli hareketlerine LA Knight’ı taklit ederek devam etmişti. 1 Eylül Smackdown’da ikili son kez yüzleşirken Miz, Knight’ı küçümsemeye devam etmişti. Ardından ikili birbirlerine girerken Miz, ani bir Skull Crushing Finale ile geceyi üstün kapattığını sanmıştı. Tam ringi girişin oradan terk ederken Knight koşarak ona arkadan saldırmıştı.

25 Ağustos Smackdown’da Bray Wyatt’ın anısına harika bir promo kesen Knight, gecenin main eventinde de temiz bir şekilde Finn Balor’ı yenmeyi başarmıştı. Balor, her ne kadar kemeri alamasa da son 2 PPV’dir bir ana kemerin #1 contender’ı seviyesindeydi. Zaten Sheamus galibiyeti, SummerSlam’deki Battle Royal zaferi ve son olarak Balor’ı yenmesi artık Knight’ın en azından orta düzey kemerler için hazır hale gelmesini sağlıyor. Bir PPV galibiyetiyle de bu durumu iyice taçlandıracaktır. Ancak sonrasında seyircinin bu desteğini ne kadar canlı tutabileceğini de merak etmiyor değilim. Bir saman alevi gibi parlayıp kısa bir push sonrasında jobber’lığa döner mi yoksa kalıcı bir mid carder düzeyie veya bir üst seviyeye dahi çıkabilir mi bunu oldukça merak ediyorum. Zirveye çıkmak gerçekten zirvede kalmaktan daha kolay. Knight’ın da en büyük sınavı bu push’un hakkını verip verememesi olacak.

Tahmin: LA Knight

 


 

Singles Match for the Women's World Championship
Rhea Ripley(c) vs Raquel Rodriguez

Wrestlemania’da Charlotte’tan kazandığı kemerini 5 aydır korumaya devam eden Ripley, bu anlamda ciddi bir rakibe sahip olmadan ancak yine de göz önünde bulunarak bunu başarabiliyor. Bu durum hakikaten enteresan bir durum zira bir güreşçi herhangi bir kemere sahip olduktan sonrasında çok büyük bir oranda bu kemere ilintili olan feudlarla gündeme ve televizyona gelir. Ancak Rhea’nın durumu biraz istisnai bir şekilde devam ediyor. Wrestlemania’da kemer aldıktan sonra Royal Rumble’a ilk sıradan gelip müthiş bir performans gösteren ve de Wrestlemania’da Charlotte gibi bir ismi yenerek kemer kazanan birisine yaraşır bir şekilde uzun süreli bir title reign yapacağını zaten tahmin ediyorduk. Ancak aradan geçen bu 5 ayda kazanacağından emin olduğumuz Zelina Vega ve Natalya gibi isimlerin dışında pek de bir feuda girdiğini görmemiştik. Bu 5 aylık sürede yer aldığı Judgment Day stable’ında gerçekten kadın bir güreşçiye göre inanılmaz bir etki sahibi olmuş durumda. Kimilerine göre grubun gizli kimilerine göre de açık açık lideri olan Ripley, grubun içerisinde yer aldığı toplu veya bireysel her feudun içerisinde ana etken rolünü oynamayı başarıyor. Bu da ciddi anlamda Ripley’in değerini gösteren çok önemli bir detay bence. Dominik’in tüm feudlarında en az Dominik kadar etkin rol oynaması, Ripley-Priest ve Seth mevzularında hep grubu sakinleştirici ve yönlendirici bir rol üstlenmesi, JD McDonagh; Balor aracılığıyla gruba yanaşmaya çalışırken ona dur diyenin Ripley olması, Mommy lakabını alması gibi birçok konuda hep baş rol oynadı. Tüm bunları yaparken de müthiş karizma bir gimmick içerisinde olduğunu da söylemem gerekiyor. Tarihte birçok kez kadın ve erkeklerden oluşan stable’lar seyrettik fakat kadın karakterinin ön planda olduğu ve taşıyıcı rolde olduğu kaç tane böyle senaryo izledik, hiç bilemiyorum. Ben de zaten bunun etkisiyle Ripley’in Judgment Day’den kopup bireysel olarak kadınlar division’ını domine etmesini beklerken ikisini birden aynı anda yapabilecek rolü kendisine verilmesi hakikaten atlanmaması gereken bir konu.

Rhea’nın bu Judgment Day ekseninde devam eden title reign’inde 5 ayın sonunda karşısına çıkacağı ilk ciddi rakip olan Raquel ile olan feudunun çıkış noktasına bir değinmek lazım. 19 Haziran Raw’da Ripley, Natalya’yı squashlarken arka alanda Raquel’in televizyondan oldukça sinirli bir şekilde bu durumu takip ettiğini görmüştük. Devamında verdiği röportajda da bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu dile getirmişti. Money in the Bank’i de kazandığında Ripley’e cash in yapacağını söylemişti. Ripley tam o anda röportajı kesip Raquel’le yüzleşirken, Raquel ise ona Ripley’in Raquel Rodriguez için hazır olmadığını söylemişti. Bu sekansın ardından çıktığı maçtaysa Becky’nin yanlışlıkla Trish’i DQ etmesiyle maçı kaybederek Money in the Bank maçına katılım hakkı elde edememişti. 3 Temmuz Raw’da Ripley, Natalya’ya karşı kemerini korurken maçtan sonra Natalya’ya saldırmaya devam etmiş ancak Natalya’nın yardımına Liv Morgan ve Raquel gelmişti.

O dönemde Liv Morgan ile tag team içerisinde yer alan Raquel, Morgan’la beraber Kadınlar Tag Team kemerinin peşinde koşuyorlardı. 3 Nisan Raw’da kemerleri Becky ve Trish’ten (Lita maça katılamadığı için Trish, Becky’nin takım arkadaşı olmuştu) alan ikili 19 Mayıs’ta Liv Morgan’ın sakatlığı sebebiyle kemeri vacate etmişlerdi. Boşta kalan kemerleri Ronda ve Shayna ikilisi kazanırken 23 Haziran Smackdown’da Liv Morgan return yapmıştı. Money in the Bank’ta Shayna’nın Ronda’ya ihanetiyle beraber Liv Morgan ve Raquel ikilisi bir kez daha Kadınlar Tag Team’i kazanmayı başarmışlardı. 17 Temmuz Raw’da kemerlerini Sonya Deville ve Chelsea Green’e karşı koruyacak olan ikili arka alanda röportaj verirlerken Ripley tarafından bölünmüşlerdi. Bu esnada üstün ayrılan Ripley, Raquel’i dizinden sakatlamıştı. Raquel sakat sakat maça çıkarken maç içerisinde de dizine darbe almaya devam etmişti. Maçın sonunda da Morgan’ı pinleyen Sonya, kemerin el değiştirmesini sağlamıştı. Aynı gece main eventte Judgment Day çerçevesinde Dominik vs Sami maçına müdahil olmaya çalışan Ripley’e Morgan saldırmış ve intikamını almaya çalışmıştı. Yeri gelmişken bu ikili arasında da hatırlarsanız geçmişe dayanan önemli de bir durum var. 2021-2022 döneminde Morgan’la takım olarak güreşen Ripley, 18 Nisan 2022 Raw’da Sasha Banks ve Naomi ikilisinden kemeri alamamalarının ardından Morgan’a saldırmış ve şu anki bildiğimiz haline-Mommy gimmick’ine bürünmüş ve Judgment Day’e katılmıştı.

24 Temmuz Raw’da Ripley ve Morgan arasında maç ayarlanırken, Morgan tam ringe gireceği esnada Ripley tarafından saldırıya uğramıştı. Rakibini gafil avlayan Ripley, sandalyeden de aldığı destekle Morgan’ı kolundan sakatlamıştı. 31 Temmuz Raw’da Raquel geri dönerken Ripley bir kez daha Raquel’in sakat dizine oynamış ve onu yine sakatlamıştı. Aynı gece Pearce, Raquel’in sakatlandığını ancak sakatlıktan döndükten sonra Ripley’le maça çıkacağını açıklamıştı. 21 Ağustos Raw’da koltuk değnekleriyle geri dönen Raquel, elindeki değnekleri Ripley’e atarak iyileştiğini göstermiş ve Ripley’e saldırmıştı. Ardından da mikrofonu alıp maçı resmileştirdiğini söylemişti. 28 Ağustos’taysa bu sefer Raquel Ripley’e saldırdı ve Dominik’e rağmen sekansı üstün kapattı.

Raquel’in Ripley için oldukça ciddi bir rakip olduğunu tekrardan söylememiz gerekiyor. Özellikle tag team çerçevesinde defalarca kez kemer kazanan Raquel, hiç olmazsa sahip olduğu fiziğiyle zaten kadın güreşinde ön plana çıkarılması gereken bir isim. Zaten WWE de Raquel’i böyle kullanmayı çok seviyor. Uygun bir dönemde push alacağını ve kadınlar için main eventer potasında da olacağını düşünüyorum. Ancak Ripley bu haldeyken ondan kemeri alabilmek çok da mümkün gözükmüyor. Zelina Vega ve Natalya kadar basit olmasa da ben Ripley’in kemerini koruyabileceğini ve Raquel’in tam geçiş rakibi statüsünde olduğunu kabul etmesem de Ripley açısından dominantlığını kanıtlayabilecek önemli bir adım statüsünde olduğunu düşünüyorum. Becky vs Trish maçında da dile getirdiğim gibi artık Ripley’in en önemli sınavı olan Becky öncesinde bence momentumu yakalayabilmesi açısından temiz bir galibiyet alması gerekiyor. Ardından da uzun süreli bir Becky vs Ripley feudu görebiliriz bence.

Tahmin: Rhea Ripley

 



Singles Match for the World Heavyweight Championship
Seth “Freakin” Rollins(c) vs Shinsuke Nakamura

Yeni ana kemeri kazandıktan sonra Finn Balor ile feuda giren Seth, SummerSlam’de bir kez daha rakibini yenerek feuda noktayı koymuştu. 2016’da da aynı ikili o dönem yeni duyurulan Universal kemeri için maça çıkmışlar ve Balor maçı kazanıp tarihin ilk Universal kemeri şampiyonu olmuştu. Maçtan hemen sonraki Raw’daysa o maçta sakatlandığını ve bu sebeple kemeri bırakmak zorunda olduğunu açıklamıştı. Seth Rollins’in o dönemdeki heel personası sebebiyle yaptığı hareketler ve Balor’ın kemeri bırakışıyla işlenen “intikam” senaryosu, Balor için çok da iyi geçmemişti. Money in the Bank’ta bence bu kadar hype yaratılan bir maç için sönük bir maç olurken, Priest’in istemsizce Balor’ın dikkatini dağıtmasına odaklanılmıştı. SummerSlam’deki rövanşta ise bence bu sefer çok daha sert ve güzel geçmişti. Örneğin Balor vücuduna “7 Years” yazan bir dövme yaptırmıştı. Seth de 2016 SummerSlam’de ne giydiyse aynısını giymişti. Finn 7 senenin intikamını almak isterken bunun için de tüm Judgment Day üyelerini getirmişti. Maç içerisinde de Seth’in kendisini 2016 SummerSlam’de sakatladığı gibi Seth’i alıp seyirci bariyerlerine doğru Buckle Bomb çekmişti. Maç devam ederken SummerSlam yolunda Priest ile arayı düzeltirken zaten ilk olarak da yardıma Priest geldi ve Seth’e hakemin olmadığı bir yerde yumruk attı. Balor hemen bir Pedigree çekip tuşa giderken Seth kalkmayı başardı. Dominik ve Ripley de ring kenarına gelirlerken onlar da hakemin dikkatini dağıtmaya çalıştılar. Bu esnada Priest Money in the Bank çantasını ringe bırakırken Balor da kızıp, A Planı’ndan devam ediyoruz şeklinde bir dönüş yapmıştı. Seth o esnada toparlanıp bir Stump çekerken Balor tuşu atmayı başardı. Ardından dikkatini dışarıya veren Seth, Dominik’i saf dışı bırakırken Balor bir kez daha üstünlüğü aldı ama maçı kazanamadı. Olanların üstüne Priest bir kez daha olaya müdahil olurken bu sefer çantayı ringe bırakmayı başardı. Balor’ın çantayı alması için hakemin dikkatini dağıtırken o esnada Seth ani bir toparlanmayla çanta üzerinden Balor’a Stump çekmiş ve maçı kazanmıştı. Böylece Priest bir kez daha Balor’a yardım etmek isterken yine onun kaybetmesine vesile olmuştu.

Böylelikle Balor ile olan feudunu bitirerek kemerle çıkan Seth, Balor ve Priest’in olası feud başlangıçlarının ve içsel Judgment Day olaylarının da etkisiyle artık yeni bir challange’a hazır haldeydi. 7 Ağustos Raw’daysa Seth için en olası isim karşısına dikiliverdi; Cody Rhodes. Brock Lesnar ile olan uzun vadeli feudunu bitiren ve galip ayrılan Cody, daha öncesinde 3 PPV üst üste yendiği Seth Rollins’e karşı meydan okumak için ringe gelmişti. Ancak Dominik ve Priest bu ikiliye katılırlarken Balor da arkadan gelip Seth Rollins’e saldırmıştı. Sami yardıma gelince ortalık durulmuştu. Gecenin sonunda üçe üç ayarlanan Tag Team maçı öncesinde Sami sakatlanınca da onun yerine Nakamura almıştı. Sami sakat koluyla maça müdahil olup Dominik’e saldırırken Balor ise yine çantayla Seth’e saldıracakken onun üzerinden yüzüne bir Superkick yedi. Bunun üzerine Cody maçı kazandırırken face ekip geceyi galip bitirdi. Gecenin sonundaysa üç isim kutlama yaparlarken, Nakamura Seth Rollins’e bir Kinshasa çekerek bir heel turn yapmıştı.

Nakamura’nın bu hamlesi aslında biraz sürpriz bir hamle olarak yorumlamak gerekir diye düşünüyorum. Draft dönemine kadar bir süre ekranlardan uzak kalsa da sonrasında daha sık ekranlara gelmiş ve en son Raw’a geçtikten sonra da bir şekilde kendine yer bulmayı başarmıştı. Her ne kadar mid carder bir karakterde olsa da tıpkı Sheamus ve Drew McIntyre gibi isimlerle örnekleyebileceğimiz şekilde bir dönem ciddi anlamda önemli bir main eventer olarak karşımızda olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Elbette ki Sheamus ve Drew kadar uzun vadeli bir etki yapamadı ama özellikle 2017-2018 döneminde ciddi bir push almıştı. Wrestlemania 33 sonrasındaki Smackdown’da debut yapmış, zaten hali hazırda var olan Japonya geçmişine ek olarak NXT geçmişini de alarak iyi bir giriş yapmıştı. 2018 Royal Rumble’daysa maçı kazanan isim olmayı başarmıştı. Wrestlemania 34’teyse AJ Styles ile kemer maçına çıkmış ancak kemeri almayı başaramamıştı. Nakamura’nın WWE kariyerindeki en üst seviyelere çıkma anı bu dönemler olurken aslında mid carder seviyesine de düşmesine vesile olan olaylar burada başlamıştı. AJ Styles vs Nakamura maçı gerçekten kağıt üzerinde müthiş hyplenılması gereken bir maçtı. Buna istinaden de birçok güreşsever bu maçı oldukça heyecanlı beklemekteydi. Fakat bu maç ve sonrasında yapılan maçlarda ve devam eden feudda hiçbir zaman beklentiler karşılanamadı. Herkes Nakamura ve Styles’ın Wrestle Kingdom 10’daki maçını hatırlarken, bu ikilinin WWE versiyonundaki mücadelesi ciddi anlamda hayal kırıklığıyla geçmişti. Bunun ardından da Nakamura ciddi anlamda bir main eventer seviyesinin çok dışında kalmış ve daha çok orta düzey kemerler için mücadele etmişti. O kemerleri kazansa da yine de 2018’deki yükselişine erişmeyi başaramamıştı.

Nakamura’nın durumu böyleyken ve bir de üstüne Cody gibi kemer açısından güçlü bir aday varken Nakamura vs Seth feudu cidden biraz sürpriz oldu. Burada şöyle bir mantık yürütebiliriz diye düşünüyorum. WWE; Cody vs Seth feudunu birden harcamak istemiyor. 1,5 yıl önce üst üste 3 PPV’de maça çıkarlarken her birinde de müthiş maçlar izletmişlerdi bizlere. Hem üzerinden biraz daha zamanın geçmesi hedefleniyor hem de yine uzun sürebilecek bir feud için hazırlık yapılıyor olabilir. Çünkü Cody, ana kemer için hazırlık yapılan bir isim olduğu oldukça aşikar gözüküyor. Brock Lesnar feudundan galip ayrılan birinin ana kemere tekrardan yürümesi kadar da doğal bir şey yok diye düşünüyorum. Geçtiğimiz WM’de kemeri alması biraz erken ve soru işaretleriyle dolu bir süreç olduğu için kazanamaması daha normaldi ama şimdi Brock Lesnar’dan üstü ayrılmış bir statüde yer alıyor. Ancak Judgment Day olayları ekseninde biraz yolunu saptırsa da Seth’in kapısını bir kez daha çalacak gibi gözüküyor. Bu süre zarfında Seth de title reign’ini uzatma şansı bulacaktır muhtemelen.

14 Ağustos Raw’a geldiğimizde Seth ve Nakamura yüzleşirlerken Seth; yeri ve zamanı seçmesini ve bu meydan okumayı kabul ettiğini söylemişti. Bunun üzerine Nakamura hiçbir şey demeden Seth’in kulağına bir şeyler fısıldayıp ringden ayrılmıştı. Sonrasında da dönüp Kinsasha çekmişti. 21 Ağustos Raw’daysa Nakamura; Seth’in kulağına fısıldadığı şeye bir açıklık getirmişti. Seth’i zayıf noktası olan sakat sırtını bildiğini belirtmişti. Seth de bunu inkar etmemiş ve önümüzdeki hafta bir yüzleşme talebinde bulunmuştu. 28 Ağustos’taysa Nakamura’nın bu sefer de Japonca konuştuğu bir promo hazırlattığını gördük. Burada ağır laflar söyleyen Nakamura olayı biraz daha kişiselleştirmiş ve Seth’e ailevi hakaretlerde bulunmuştu. Seth ringe gelip sinirli bir şekilde Nakamura’yı çağırırken gün sonunda Nakamura arkadan gelip Seth’e saldırmıştı.

Bu sakatlık olayı biraz bu maçı heyecanlı hale getirmesi için çıkarılan bir şey olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bu maç içerisinde Nakamura’nın bolca Seth’in sırtına çalıştığını ve bu sayede maçı kazanma noktasında bir heyecan yaratacağını düşünüyorum. Bunun dışında olayların kişiselleştirilmesi de zaten WWE’nin birçok kez yaptığı bir şey. Yine benzer bir şekilde maça dair bir hikaye yaratmaya yönelik hareketlerden. Çünkü yukarıda anlattığım durumlarda da görülebileceği üzere Nakamura’nın main eventer denemesi oldukça başarısız bir deneyimlemeydi. Tekrardan uzun vadeli bir durum ortaya çıkmayacaktır veya yeniden bu anlamda pushlanmayacaktır diye düşünüyorum. Giriş müziğinin yarattığı vibe ve karizma kadar, ring içi mikrofon yeteneğinin yetersizliği ve İngilizce olarak çok basit düzeyde konuşması, daha çok Japoncayı tercih etmesi Nakamura’yı yine kalıcı main eventer’lıktan alıkoyan detaylardan. Yine de ne olursa olsun Royal Rumble kazanmış birisi ve ring içi yeteneğinde de şüphe götürecek detaylar bulunmuyor. Bir geçiş rakibi olarak işini yapacaktır bence ama Seth kemerini koruyacaktır. Öte yandan bu sırt sakatlığı konusunun bu maça heyecan getirmenin dışında olası bir cash in için de yol açıcı bir unsur olabileceğini düşünmüyor değilim. Eğer düşündüğüm gibi bir Seth vs Cody feudu yaşanırsa, Seth’in o maçlarda sırtına daha ağır darbeler alacağı ve genel olarak daha da zorlanacağı çok bariz. Bu da Priest’in cash in’ine yol açma noktasında çok ideal bir senaryo gibi duruyor. Hazır Priest vs Balor olayları da pişirilirken Priest’in Seth’in üzerinden bir cash in yapması en doğru senaryo gibi gözüküyor. Biraz zamanı var sanki işin için Cody girmeden bir cash in durumu bu maç için erken olur bence. Ama sonrasında sırt sakatlığı, Cody, Priest, Balor ve cash in kavramlarının birleşebileceğini düşünüyorum.

Tahmin: Seth “Freakin” Rollins

 



Cody Rhodes to appear on “The Grayson Waller Effect”

Şovun maçlar dışındaki açıklanan olaylarından bir tanesi de Cody Rhodes’un Grayson Waller Effect’e katılıyor olması. Bu olayı iki isim için de ayrı ayrı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Grayson Waller, son derece sinir bozucu bir karakter olarak önemli isimleri önemli eşiklerde programına konuk ediyor. Örneğin AJ Styles’ı World Heavyweight kemer maçı öncesinde konuk ederken, Money in the Bank’tayse John Cena’nın sürpriz return’ü sonrasında yine ortalığı karıştırmıştı. Cena’dan AA yiyip arka alanın yolunu tutmuştu. 7 Temmuz’da Edge’i de programına konuk etmiş, sonrasında da ring içi debut’unu yaparak Edge’in karşısına çıkmış ancak galip gelememişti. Sonraki haftalar Rey karşısında da ringe çıkmıştı. WWE, Waller’ı kullanmayı seviyor doğrusu. Bir talk show unsuru olarak mı yoksa ring içi aksiyon olarak mı ön plana çıkaracaklarını göreceğiz.

Cody Rhodes ise Brock Lesnar ile uzun süren feudunun ardından SummerSlam’de rakibini yenerek feuda nokta koymuştu. Şahsi kanaatimce Lesnar’ı fazla güçlü göstermeleri gerektiği için Cody’e verilmesi gerekilen imkanlardan daha az karşı koyma imkanı verdiler maç içerisinde. Biraz da bir “geri dönüş hikayesi” yaratma motivasyonu içerdiği için de böyle yapılmış olabilir ama Lesnar gerçekten de fazla fazla maçı üstün götürdü. Sonrasında Cody galibiyet alırken bu durum da beni haliyle tatmin etmedi. Maçtan sonra senaryo dışı olarak Lesnar’ın Cody’i tebrik etmesi, heel karakterinden çıkıp off the script hareket etmesi de gecenin sürpriz olaylarındandı.

Cody’nin koskoca bir Lesnar engelini aşarak üst seviyeler için iyice hazır olduğunu gösterirken bundan sonrasında da kemer mücadelesi için bir adım atacağını düşünmeyenimiz yoktu. Nitekim SummerSlam sonrasındaki ilk showda Seth’e meydan okurken Judgment Day’in araya girmesiyle biraz da Dominik’le olan husumetinin de etkisiyle kısa vadeli bir feud içerisinde yer aldı gibi oldu. Ancak sonrasında Judgment Day’in daha çok içsel olaylarının gün yüzüne çıkması, dışarıya doğru da daha çok Sami ve Owens ekseninde feuda girmeleri sebebiyle biraz Cody’nin durumu boşta kaldı gibi gözüküyor. O feudda biraz daha yancı rolünde takılıyor gibi. Seth de Nakamura ile feuda girince Cody bu PPV’yi boş geçmiş oldu. Bu durumda feudsuz kalan Cody’nin 25 Ağustos’ta Grayson Waller Effect’e katılacağı açıklandı. Durum böyeyken bu söyleşide geleceğe yönelik olarak bir şeylerin mesajını elbette verecektir. Ben Seth veya Roman ekseninde bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum. Bunun dışında son Raw’da heel olma esintileri gösteren Drew McIntyre da Cody’e meydan okuyabilir gibi. Ben bu iki olaya dair bir şeyler olabileceğini düşünüyorum doğrusu. Sekans sonunda da olan zaten büyük bir ihtimalle Waller’a olacaktır.

 



Singles Match for the WWE United States Championship
Rey Mysterio(c) vs Austin Theory

Rey Mysterio gibi bir efsanenin tekil düzeyde bir kemer sahibi olup PPV’de bunu korumaya çıkması kim ne derse desin duygulandıran bir olay. 11 Ağustos Smackdown’da, Theory’nin 1 yıla yaklaşan title reign’ini bitiren Rey, 2020 yılının başlarından bu yana ilk kez tekil bir kemerin sahibi olmayı başarmıştı. Bu olayın nasıl yaşandığını hatırlarsak, WM döneminde oğlu Dominik’le feuda giren Rey, Dominik’in yanında Judgment Day’i almasının ardından WWE içerisindeki Latin güreşçileri tek bir çatıda toplayarak WCW döneminden kalma L.W.O stable’ını yeniden canlandırmıştı. Legado Del Fantasma stable’ından kişileri yanına çeken Rey, grubun lideri Santos Escobar’ın öncülüğünde daha güçlü bir karakter olarak karşımıza çıkarak oğlu Dominik’e de dersi vermişti. Rey’le beraber yükselen isimlerden biri de doğal olarak Santos Escobar’dı. WWE televizyonlarında daha çok gözükmeye başlayan Escobar, Money in the Bank’e katılım hakkı sağlamış ancak çantayı alamamıştı. Daha sonrasında Temmuz ayının sonlarına doğru gerçekleşen United States kemeri için #1 contender olma turnuvasına katılmış ve 28 Temmuz’da finale gelebilen diğer isim olan Rey Mysterio ile maça çıkmaya hak kazanmıştı. Halef-selef mücadelesinde Rey sakatlanmış, hakemin maçı durdurmasıyla Escobar galip ilan edilmişti.

İdolü Rey’in sakatlığı sonrasında United States kemeri için #1 contender olan Santos Escobar, Theory ile feuda başlamıştı. İşin Theory kısmındaysa, kemeri geçtiğimiz senenin sonbaharından beri korumaya devam eden Theory, sanıyorum bir kez bile temiz bir galibiyet alamadan uzun sayılabilecek bir sürede title reign yapmayı başarmıştı. Bu süreçte hakikaten Seth Rollins, Lashley, Cena, Sheamus gibi çok ciddi rakipleri alt etmiş ancak bir kez bile olsun ciddi alınabilecek bir şampiyon olmamıştı. WWE 2022 yılının başında onun üzerinden bir şeyler inşa edebileceğinin mesajını verirken, son dönemde kemer verse dahi saygın olabilecek bir şampiyon karakteristiğini vermemiş durumda. Heel bir karakter olmasından kaynaklı elbette hilelere başvurması çok doğal bir şey ama bence bu tarz olayların da biraz sınırı olması gerekiyor. Özellikle son birkaç ayda Theory’nin U.S reign’i cidden sıkmaya başlamış ve bir değişiklik sinyali vermişti. Kemerin Smackdown’a geçmesi de Bloodline gölgesinde reign’in sürmesine sebebiyet verirken bir kemer kaybı da çok sürpriz olmayacak bir durum oluşturmuştu.

11 Ağustos Smackdown’da Santos Escobar ve Theory’nin kemer maçı duyurulurken, Escobar maç için ringe geldiği esnada Theory tarafından saldırıya uğramış ve sakatlanmıştı. Sonrasında her zamanki alaycı tiplemesiyle hareket eden Theory; Escobar yerine Mysterio’nun maça girmesinin etkisiyle şoka girmişti. Pearce da bu durumu onaylayınca maç gerçekleşmiş ve maçı kazanan Rey, yeni United States şampiyonu olmuştu. Maç sonrasında Escobar da gelerek Rey’i tebrik etmişti. 18 Ağustos Smackdown’da Theory hemen bir rövanş maçı talep ederken Pearce ise onu LA Knight ile #1 contender’lık maçına sokmuş, Miz’in maça mudahele edip Knight’ın dikkatini dağıtmasıyla Theory tekrardan kemer maçı yapma hakkı elde etmişti. 25 Ağustos Smackdown’da maç resmileşirken aynı gece Rey, Grayson Waller ile maça çıkmıştı. Theory, Rey’in dikkatini dağıtmak için ring kenarına gelirken Escobar da Rey’e yardıma gelmiş ancak Theory onun sakat ayağına yeniden saldırarak sakatlığını nüksettirmişti. Boşluk bulan Rey önce Theory’i saf dışı bırakmış sonra da Waller’ı pin ederek maçı kazanmıştı. 1 Eylül Smackdown’da Rey ve Santos Escobar ikilisi takım olup Waller ve Theory’le karşı karşıya gelmişlerdi. Theory gene Escobar’ın sakat ayağına saldırırken Waller, Escobar’ı tuşlayarak maçı kazandırmıştı.

Ben açıkçası Austin Theory’nin yeniden kemere uzanmasını çok mantıklı bulmuyorum. Bu anca Santos Escobar’ın Rey’e saldırıp heel turn geçirip kemeri kaybetmesine sebebiyet vermesiyle gerçekleşebilecek bir şey. Ancak bunun olmasındansa Rey’in buradan kemerle çıkıp sonrasında heel turn geçiren bir Escobar’la kemer feuduna girmesi ve sonucunda da bir bayrak teslim olayının yaşanmasını daha doğru buluyorum. Theory’nin reigni bu kadar uzun sürmüş ve sıkmışken bu aşamada kendisini sakatlayan Escobar’ın yardımcı olabileceğini de pek sanmıyorum. Bu yüzden Rey bence kemerii koruyacaktır. Sonrasında da kısa veya orta vadede Santos Escobar’la feuda girecektir.

Tahmin: Rey Mysterio




Steel City Street Fight for the Undisputed WWE Tag Team Championship
Kevin Owens & Sami Zayn(c) vs The Judgment Day (Finn Balor & Damian Priest)

Gecenin en ilgi çekici maçlarından bir tanesi hiç şüphesiz bu iki takım arasında olacak. Judgment Day’in zaten son dönemde WWE’yi taşıyan senaryolar içerisinde bizzat yer aldığını düşündüğümüzde çok boyutluluğuyla da dikkat çeken bir mücadele olacak. Şöyle bir büyük resimde baktığımızda Judgment Day üyeleri hem kendi aralarında, hem takımsal bazda hem de bireysel olarak ayrı ayrı birçok feud içerisindeler. Tag team feudu, Priest’in MITB tehdidi, Dominik’in North American şampiyonluğu, Cody Rhodes-Seth Rollins feudları, Ripley’in kemeri ve beraberinde getirdiği feudlar derken Priest ve Balor ekseninde yükselen gerilim ve JD McDonagh eklemlenmesiyle Judgment Day’i her yerde görmekteyiz. Stable içerisinde birebirde dahi çok etken kişilerin olması sebebiyle bu çok yönlülük doğru bir şekilde işleniyor bence. Tüm bu olayların arkasında bir grup içerisinde bir yol ayrımı da ufukta gibi gözüküyor.

Bu feudun çıkış noktasına baktığımız zaman aslında Nisan aylarına kadar gitmemiz mümkün görünüyor. Nisan ayında Bloodline ve Judgment Day stable’ları, L.W.O ve Owens & Sami & Riddle üçlüsünün birkeç kez karşı karşıya geldiklerini görmüştük. O dönem Bloodline ile Owens & Sami feudu varken Judgment Day de heel bir stable olarak olaya müdahil olmuştu. Sonrasında Priest’in MITB kazanması, Ripley’in title reign’in devam etmesi, Dominik’in bireysel feudları derken Balor da Rollins ile ana kemer feuduna girmişti. İlk olarak Temmuz ayında Money in the Bank’te şansını denemiş ancak aynı gece kemeri kazanan Priest’in ring kenarına gelip istemsizce Balor’ın dikkatini dağıtması sebebiyle maçı kaybetmişti. Bu olayın ardından Priest ve Balor doğal olarak sürtüşmeler yaşarken, aralarındaki husumeti bir kenara bırakıp esas hedeflere odaklanmaya karar vermişlerdi. 10 Temmuz Raw’da Balor, Dominik, Priest üçlüsü Rollins’i tek başına yakalarlarken yardıma Owens ve Sami ikilisi gelmiş ve 3’e 3 tag team maç organize edilmişti. Maçı Ripley’in desteğiyle heel takım kazanmıştı. Bunun üzerine 17 Temmuz Raw’da Owens ve Zayn ikilisi kemerlerini Dominik ve Priest ikilisine karşı korumak durumunda kalmış ancak başarılı olmuşlardı. 24 Temmuz Raw’daysa Sami ve Dominik, North American kemeri için karşı karşıya gelirlerken Dominik bir roll-up ile kemerini korumuştu. Sami’nin dikkati girişte Priest ve Ripley’in Owens’a saldırmasına kayınca fırsatı bulan Dominik işi bitirmişti. Owens aynı gece sakatlanırken Judgment Day genel olarak oldukça dominant bir gün geçirmiş; Ripley, Liv Morgan’ı sakatlamış, Priest Apollo’yu yenmiş ve gecenin sonunda da toplu olarak Seth’e saldırmışlardı. Sami yardıma gelince yine sayı avantajıyla günü oldukça üstün kapatmışlardı.

SummerSlam’e geldiğimizdeyse Judgment Day’deki bu birliktelik yerini soru işaretlerine bırakmıştı. Judgment Day, kemeri Balor’a getirmek için her şeyi yapsa da gün sonunda Priest yine Balor’ın aleyhine istemsiz hareketlerde bulundu. Priest önce hakemin olmadığı noktada Seth’e yumruk atarken Finn işi bitirememiş ardından da çantayla ilgili harekete geçmek istemişti. Priest ve Ripley de devreye girmesine rağmen bir işe yaramayınca en sonunda Priest, çantayı ringe bıraktı ve Balor’ın almasını sağlamaya çalıştı. O esnada Rollins çantanın üstünden stump çekerek maçı kazandı ve kemeri korudu. Tabii Priest’in MITB sahibi olması ister istemez Balor’ın kemeri almasını engelliyor mu düşüncesini de beraberinde getiriyor hep.

SummerSlam sonrası ilk Raw olan 7 Ağustos Raw’da, Judgment Day ekibi Seth ve Cody yüzleşmesine çomak sokarlarken Sami de karşı ekibe yardıma geldi. İşler arka alana döndüğünde Balor ve Priest tartışmaya devam ederlerken Ripley bir kez daha ikiliyi sakinleştirmeye çalıştı. Balor’ın veliahttı olan ve bu süreçte Balor-Judgment Day ekseninde sık sık ekranlara gelen JD ise esas sorunun MITB çantası olduğunu ve bundan bir an önce kurtulunması gerektiğini söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde üçe üç Tag Team maçı ayarlanırken Sami sakatlandığı için face ekibe Nakamura katıldı. Sami, sakat koluyla beraber ring kenarına gelip face tarafa yardımcı olurken Balor bir kez daha MITB çantasıyla Seth’e saldıracakken Superkick yedi ve Cody’den gelen Cross Rhodes ile maçı kaybetti. Maç sonrasında da zaten Nakamura’nın heel turn’üyle Seth ve Nakamura ikilisi hatta Cody’ü de katarsak bu üçlü bir nevi yolun kenarına çekildi. Aradaysa bir tek Sami kaldı.

14 Ağustos Raw’da Balor’dan yoksun Judgment Day ringde yer alırken JD geldi. Balor adına geldiğini söyleyen JD, esas sorunun Cody ve Sami ikilisi olduğunu söyledi. Ripley bir kez daha liderlik gösterip JD’yi dışlarken o sırada sakat Sami bir kez daha gün yüzüne çıktı ve direkt olarak JD’ye saldırdı. Judgment Day üyeleri hiçbir şekilde JD’ye yardım etmezken sonrasında JD vs Sami maçı başladı. Maç içerisinde Balor yardıma gelse de Sami maçı kazandı. Gecenin sonundaysa Cody ve Balor maçı yaşanırken Priest yine bir kez daha istemeden Balor’ın kaybetmesine neden oldu. Priest; Ripley ve Dominik’ten ayrı bir köşede maçı takip ederken Dominik hakemin görmediği bir anda Balor’a doğru sandalye attı. Balor tam sandalyeyi alacakken hakem fark edip ayağıyla durdurdu. Ripley duruma itiraz ederken Priest çantayı ringe fırlattı ama çok hızlı fırlattığı için Balor’ın bacak arasından kayıp Cody’e geldi. Cody de Balor'a ve Priest'e onunla vurup, Cross Rhodes çekip maçı kazandı. Maçın sonunda Dominik ve Priest Cody’e saldırırken Sami elinde sandalyeyle yardıma geldi. Ancak JD gelip üstünlüğü heel tarafa geri getirdi. Ağır üstünlük kuran Judgment Day, geceyi oldukça üstün kapattı.

21 Ağustos Raw’da Balor ve JD yine birlikte görülürlerken Kevin Owens’ın geri döndüğü görüldü. Bunun üstüne Ripley, JD’yi dışlarken Judgment Day arasında kimlerin Sami ve Owens’ın rakibi olacağına karar vermeye davet etti. Sami ve Owens ikilisi, gecenin sonunda Balor ve Priest’e karşı ortada kemerin olmadığı bir maçta karşı karşıya gelirlerken çanta bir kez daha devreye girdi. Priest çantayla saldırı yapacakken Sami engel oldu. JD sonrasında çantayı Balor’a atmak isterken Owens engel oldu ve Balor’ın kafasına çantayı geçirip DQ ile maçı bitirdi. Priest Owens’a saldırıp JD’ye kızarken Cody tekrardan desteğe geldi. Ardından maç üçe üç tag teame döndü ve face ekip geceyi galip bitirdi.

28 Ağustos Raw’da Sami ve Priest karşı karşıya gelirlerken JD’nin yardımıyla maçı Priest kazandı. JD, Priest’e destek olmak isterken Priest bunu reddetti ve ringi terk etti. O esnada Sami ve Owens ikilisi JD’ye saldırırken Priest, girişin tam orada gülerek olanları takip etti. Arka alanda Balor bu duruma itiraz ederken Priest ise JD’yi önemsemediğini önemli olanın Judgment Day olduğunu söylemişti. Gecenin ilerleyen saatlerindeyse Owens ve Sami ikilisi Payback için bu maçı duyurdular. Street Fight şeklinde geçecek olan maç; Steel City sunumuyla gerçekleştiriliyor. Şovun yapılacağı yer olan Pittsburgh’a 5 yıl sonra dönen WWE, dünyanın en büyük çelik üretimine sahip olan şehrine atıfta bulunarak bu maçı reklam unsuru şeklinde de kullanıyor.

Tahmine geçersek; Seth Rollins-MITB-Priest ve Balor dörtgeninde olaylar kızışmaya devam edecek gibi. Maçın no DQ olması sebebiyle Judgment Day’in diğer üyeleri ve JD mutlaka maça karışacakken bir kez daha Balor’ın aleyhine olacak şeyler yaşanabilir gibi geliyor. Cody de bir ihtimal yardıma gelebilir. Tüm bu işleyişin sonunda Balor vs Priest’i kesinlikle görmüş olacağız. Bu maç da bunu yaratabilecek unsurlardan biri olacak bence. Kemer Seth’de olmaya devam ettikçe de çanta bazlı Priest vs Balor olayı işlenmeye devam edecek gibi duruyor. Burada da Owens ve Sami kemerlerini bir şekilde koruyacaklar bence. Gecenin sonunda Balor’la Priest’in birbirlerine girmelerini izleyebiliriz gibi geliyor bana. JD’nin olaylara dahil olması da bununla alakalı olabilir. Zaten bu maça Dominik, Ripley ve JD de karışacaklardır k zaten DQ yok. Bir şekilde geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi aleyhlerine bir durum oluşabilir veya Cody yardıma gelebilir gibi. Bence hem ring içi için hem de senaryo açısından oldukça güzel bir maç olacak.

Tahmin: Kevin Owens & Sami Zayn

 

---

 

SummerSlam – Payback arasını içeren Ağustos ayında cidden öyle üzücü olaylar yaşadık ki Payback biraz arka planda kaldı diyebilirim. Match Card’tan da hissedebileceğimiz üzere biraz geçiş PPV’i gözüyle bakıldığını söyleyebiliriz. Bu üzücü olaylar silsilesinde ilk olarak 18 Ağustos Smackdown’da Edge’in son maçına çıkacağı açıklandı. Sheamus ile maç yapan Edge, maçı kazanarak WWE kariyerine nokta koydu. Bundan birkaç ay önce WM döneminde Judgment Day ile olan feudunda harika maçlar çıkarak Edge, Smackdown’a geçtikten sonra eskisi gibi TV’lerde yer alamamıştı. Sözleşmesinin bitmesiyle de AEW’ya gideceği konuşuluyor.

Edge’in vedası dışındaysa kavuşmaz ayrılıklar da yaşadık. Öncelikle bir güreş efsanesi olan, çok uzun yıllar güreşmeye devam eden Terry Funk’ın ölümüyle sarsıldık. Ardından da maalesef 25 Ağustos günü Bray Wyatt’ın ölümüyle sarsıldık. 2022 yılında WWE’ye şaşalı bir şekilde geri dönen, sonrasında kısa süreli bir LA Knight feudu dışında WM döneminde tam Lashley’le feuda girecekken ortalıklardan kaybolan Bray Wyatt, 36 yaşında hayatını kaybetti. Bu hepimizi inanılmaz şoke eden bir gelişme oldu. Benim de şahsen en sevdiğim isimlerden biri olan, 2010’lu yılların başında Husky Harris gimmick’inden, Wyatt Family’e, Fiend’e doğru uzanan baştan bu yana takip ettiğim Wyatt, inanılmaz ani bir şekilde aramızdan ayrıldı. Tam olarak neden ringlerden uzak kaldığı açıklanmazken, döneceğine dair haberler çıkmaya başlamışken böylesine talihsiz bir ölüm karşısında cidden elden hiçbir şey gelmiyor. Ölümünün ardından Smackdown’da da layığıyla anıldı. Bundan sonra da hiçbir zaman unutulmayacak bir şekilde kalplerimize yer edindi. Luke Harper’ın ardından Wyatt Family’den de Strowman ve Rowan kaldılar. Hem Harper, hem Funk hem de Wyatt ışıklar içinde uyusunlar.