Yılın yavaş yavaş sonuna doğru gelirken, SummerSlam sonrasında tıpkı
Wrestlemania sonrasında olduğu gibi isim olarak konmasa da sanki format olarak
benzer bir PPV ile karşı karşıyayız. Düz kelime anlamı olarak çevirdiğimizde
“geri ödeme” anlamına gelen Payback, isminden de çağrıştırabileceği üzere
“tahsilat, rövanş, intikam” gibi yarım kalan şeylerin tamamlanmasını içeren bir
şekilde bizlere sunuluyor. İlk kez 2013 yılında yapılan Payback PPV’i, 2017’ye
kadar devamlı yapılmış ancak sonrasında ara verilmişti. Şimdi de 2020 yılından
sonra ilk kez karşımıza bu yıl çıkıyor.
Trish ve Becky artık aralarındaki meseleyi kapatırlarken, Ripley ve
Raquel arasında da bir intikam meselesi söz konusu. World Heavyweight kemeri
için Seth bu kez Nakamura’yla karşı karşıya geliyor. Yeni U.S kemeri şampiyonu
Rey, rövanş maçında kemerini Theory’e karşı korurken, Owens ve Sami ikilisiyse
Judgment Day’e bir Street Fight maçında kemerlerini korumaya karşın meydan
okuyorlar. Jey’in Jimmy’den yediği ihanet sonrasında WWE’den ayrılmasıyla Bloodline
ve Roman Reigns tarafı bu PPV döneminde biraz soğurlarken Judgment Day’in içsel
ve dış feudlarının ön planda olduğu bir süreç yaşadık. Zaten şovun posteri de
buna işaret edecek şekilde Judgment Day temalı tasarlanmış durumda.
Steel Cage Match
Becky Lynch vs Trish Stratus
Wrestlemania’nın hemen sonraki dönemlerinden bu yana devam eden bu feud,
Payback’in gayrı resmi amacında (yukarıda bahsettiğim geri ödeme-hesap
kapatma-intikam v.s durumları) herhalde artık sona erecek gibi duruyor. Kısaca
hatırlatmak gerekirse, Wrestlemania döneminde Lita’yla beraber Kadınlar Tag
Team kemer mücadelesine giren Becky, Damage CTRL’a karşı 3’e 2 mücadele ederken
2019 yılında emekli olan Trish’in gelmesiyle durumu eşitlemişti. Trish, Becky,
Lita üçlüsü Wrestlemania’da Damage CTRL’ü yenerlerken Trish, WM sonrasında da
ekranlarda gözükmeye devam etmişti. 10 Nisan Raw’da, Becky ve Lita ikilisi
kemerlerini Raquel ve Liv Morgan ikilisini karşı koruyacaklarken kimliği
belirsiz bir kişi, Lita’ya saldırmış ve maça çıkamamasını sağlamıştı. Lita
yerine Becky’nin takım arkadaşı olan Trish, maç içerisinde pinlenerek
kemerlerin kaybedilmesine sebep olmuştu. Maçın ardından Becky’e saldıran Trish,
heel turn geçirerek Becky’yle olan feudun fitilini yakmıştı.
Ertesi hafta Lita’ya saldıran kişinin de kendisi olduğunu belirten Trish,
kadın güreşi içerisinde yeterince takdir edilmediğini, yeterince kendisine
teşekkür edilmediğini söylemişti. Bunun üzerine bu feud içerisinde de her daim sarf
ettiği “Thank You Trish” sözleriyle aslında amacının kendisini yeniden
kanıtlamak olduğunu göstermişti. Bunun üzerine iki isim 27 Mayıs Night of
Champions’ta karşı karşıya gelirlerken, maça dahil olan Zoey Stark’ın etkisiyle
Trish, Becky’i yenmeyi başarmıştı. Biraz Zoey’den bahsetmek gerekirse, o dönem
gerçekleşen Draft etkisiyle NXT’den ana kadroya yükselmiş ve 8 Mayıs’ta debut
yaparak ilk maçında Nikki Cross’u yenmeyi başarmıştı. Sonrasında da Night of
Champions’ta birden ring altından çıkmış ve hakemin görmediği bir anda Z-360
çekerek Becky’i ringe yollamıştı. Trish de bir Stratusfaction ile işi
bitirmişti. Sonrasında anladık ki Zoey, Trish’in veliahtı olarak bu feudun
içerisinde yer alacaktı.
Üç isim Money in the Bank döneminde de ayrı isimlerle mücadele ederek
Money in the Bank maçına girmeye hak kazanmışlardı. Üç isim de maçı kazanmayı
başaramamış ancak maç içerisinde Zoey ve Trish ikilisi hep Becky’nin üzerine
oynamışlardı. Hatta elinde kelepçeyle Becky’i bağlamaya bile yeltenmiş. Ancak
tüm bunlar maçın Iyo tarafından kazanılmasına engel olamamıştı. Bununla
birlikte maç içerisinde Becky’nin merdiven müdahalesiyle burnu kırılan Trish, sağlıksal
koşulları sebebiyle Becky’le maça çıkmaya reddettiğini söylemişti. Yüzünde
maskeyle ekranlara gelen Trish, Zoey ve Becky’nin 10 Temmuz Raw’daki maçını
kenardan takip etmişti. Maç içerisinde Trish, Becky’nin dikkatini dağıtmış ve
Zoey bir roll up ile maçı kazanmıştı.
17 Temmuz Raw’da Trish, Becky’yle maç yapmak için ortaya bir şart
koşmuştu. Eğer Becky, Zoey’i yenerse Trish onunla maç yapmayı kabul edecekti.
Ancak maçı Zoey kazanırsa, Becky dizlerinin üzerine çöküp Trish’e teşekkür
edecek ve göğsüne de “Thank you Trish” dövmesi yaptıracaktı. 24 Temmuz’da Becky
ve Zoey ikilisi bir kez daha karşı karşıya gelirlerken, maskeyle ring kenarında
maçı takip eden Trish bir kez daha Becky’e saldırmış ve ona kafa atmıştı. Zoey
tuşa gitse de Becky kalkmayı başarmıştı. Becky, Trish’in tüm engellemelerine
rağmen Zoey’i yenmiş ve Trish’e karşı rövanş maçını yapmaya hak kazanmıştı.
14 Ağustos Raw’da Zoey’in de ring kenarından yasakladığı bir ortamda yapılan
rövanş maçındaysa iki isim karşı karşıya gelmişler ancak maç double count out
bitmişti. İki ismin kapışması ringin çok uzağına taşınırken Zoey Stark,
kapüşonlu bir şekilde aralarına girmiş ve Becky’e saldırmıştı. İkiye bir
şekilde Becky’e saldırıp üstünlüğü Trish’e getirmişlerdi. Bunun üzerine Pearce,
Payback için Steel Cage maçı olacağını duyurmuştu. 28 Ağustos Raw’da Becky,
Zoey’le Falls Count Anywhere maçına çıkarken, Trish’e rağmen rakibini yenmeyi
başarmıştı.
Yaklaşık 4,5-5 aydır süren bu feudun artık son karşılaşmasında, feudun
ilk maçında söylediklerimi tekrar etmem gerekiyor. Mayıs ayında yapılan Night
of Champions’ta ben maçın Becky tarafından kazanılacağını ve buradan güçlenerek
çıkıp Raw’ın Kadınlar Şampiyonu olan Ripley’in karşısına çıkacağını
düşünüyordum. Maçı temiz bir şekilde kaybetmemesi ve sonrasında yenik duruma
düşmesi için sayı dezavantajını yaşaması, zaten bu feudun Becky tarafından
eninde sonunda kazanılacağına dair bir işaretti. Feudun bu kadar uzun sürmesi
hem Becky’nin kemer feudlarından iyice uzaklaşmış olmasını sağlamaktı hem de
Ripley’e title reign için bir süre vermek ve sonrasında karşılaşacağı en ciddi
feuda hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Trish gibi artık kariyerinin son
demlerinde olan bir ismin bu feudu kazanmasına bir ihtiyacı yok. Buradaki temel
amacı Becky’i yükseltmek olacaktır bence. Maçın Steel Cage olması Zoey’in de
maça etkisini azaltacaktır ancak elbette ki bir şekilde Trish’e yardımcı
olacaktır bence. Bir ihtimal Lita belki return yapıp bu olayı engelleyebilir
ama return olmasa bile bence Becky iki ismi birden devirebilecek güçte. Tüm bu
nedenlerle maçı kazanıp bu feudu biterek 1 yıllık aranın ardından kemer feuduna
geri dönecektir.
Tahmin: Becky Lynch
Singles Match
LA Knight vs The Miz
LA Knight furyası tam gaz devam ediyor. Money in the Bank yazısında da
belirttiğim gibi seyircilerden gelen doğal tepkiler sonrasında WWE, Knight’ı
ciddi anlamda kullanmaya karar vermeye başladı. Bu tarz doğal seyirci desteğini
gerçekten hiçbir push’lanma olmadan alabilmek, muazzam bir olay. Bu da
gerçekten doğal bir karizmaya özgü bir şey olduğunu düşünüyorum. Örneğin birçok
insan şimdiden Knight’ın hal ve hareketlerini, tarzını ve promo stilini The
Rock veya Stone Cold’a benzetmiş durumda. Bu doğal kitleleri etkileme yeteneği,
WWE için de oldukça önemli bir konu. Zira WWE, pushlamak istediği veya face
olarak ilgi kazandırmak istediği kişileri seyircilere kabul ettirmek için
birçok farklı yola başvururken böylesine kendi kendine gelişen bir olayı
değerlendirmemek de haksızlık olurdu.
Money in the Bank döneminde favori olarak girdiği maçta çantayı
kazanamayan LA Knight, Smackdown’da U.S kemeri için mesaj verirken, SummerSlam
öncesinde de Sheamus ile kısa süreli bir feuda girmişti. Sheamus’ı yenerek
SummerSlam’deki Battle Royal’e oldukça hazır girmiş ve SummerSlam’de de yine
son ikide Sheamus’ı eleyerek maçı kazanmıştı. Seyircilerden gelen bu desteğe
karşılıksız bırakmayan WWE de belli ki artık LA Knight’ın push ürecini
başlatacak duruma gelmişti. Buna istinaden de aslında bir feud daha ortaya
çıkarmak ve bir PPV galibiyetiyle de taçlandırmak oldukça sürece uygun bir
durum olurdu. Bu vesileyle de Miz gibi veteran bir isimle feeuda sokmak da
oldukça mantıklı bir hamle. Zaten artık Dolph Ziggler ve Miz gibi isimlerin bu
tarz push alması muhtemel kişilere destek olmak mahiyetinde TV ekranlarına
çıktıklarını görmekteyiz.
SummerSlam’de Battle Royal’i kazanan Knight, maç içerisinde birçok ismi
elerken Miz’i de es geçmemişti. 7 Ağustos Raw’da ikili yüzleşirlerken
karşılıklı olarak promolaşmışlardı. Knight sarkastik şekilde Miz’e laflar
atarken Miz de fazlasıyla sinirlenmişti. İkili birbirlerine girmişler ancak
Knight, BFT ile sekansı üstün kapatmıştı. 18 Ağustos Smackdown’daysa bu kez Miz
bir sürpriz yaparak gelmiş ve LA Knight’ın United States kemer yolculuğuna
balta vurmuştu. Knight, Theory ile #1 contender maçına çıkarken Miz de spiker
masasına yorumcu olarak katılmıştı. Maçı Knight üstün götürürken Miz dikkat
dağıtmak için her şeyi yapmış ve bunun sonucunda da Theory bir roll-up ile maçı
kazanarak Rey’in rakibi olmuştu. 21 Ağustos Raw’da Miz’de Knight’ın kendisiyle
aynı seviyede olmadığını ve Pearce’la konuşarak Knight’tan daha domine, daha
hızlı ve daha güçlü bir rakiple karşılaşmak istediğini, Pearce’ın da ona rakip
seçme özgürlüğü tanıdığını söylemişti. Bunun üzerine Akira Tozawa ringe
gelirken Miz kendisini övmeye yönelik retorik sorular sorarken Tozawa da her
seferinde “Yeah” diyerek cevap vermişti. Hakikaten Miz’in içerisine girdiği
feudlardaki eğlence düzeyi bambaşka olabiliyor. Keşke son bir kez daha bir push
dönemi yaşadığını görebilsek. Bu komik segmentin ardından Miz dayanamayarak
Tozawa’ya saldırmış ve maçın başlamasını sağlamıştı. Maç başladıktan sonra
Knight bu sefer spiker masasında maçı takip etmiş ve pek de bir şey yapmadan
Miz’in dikkatini dağıtmıştı. Fırsatı bulan Tozawa ani bir roll-up ile Miz’i
yenmeyi başarmıştı. Maçtan sonra ringe gelen Knight bir BFT çekerek Miz’i yere
sermişti. 28 Ağustos Raw’da Miz, eğlenceli hareketlerine LA Knight’ı taklit
ederek devam etmişti. 1 Eylül Smackdown’da ikili son kez yüzleşirken Miz,
Knight’ı küçümsemeye devam etmişti. Ardından ikili birbirlerine girerken Miz,
ani bir Skull Crushing Finale ile geceyi üstün kapattığını sanmıştı. Tam ringi
girişin oradan terk ederken Knight koşarak ona arkadan saldırmıştı.
25 Ağustos Smackdown’da Bray Wyatt’ın anısına harika bir promo kesen
Knight, gecenin main eventinde de temiz bir şekilde Finn Balor’ı yenmeyi
başarmıştı. Balor, her ne kadar kemeri alamasa da son 2 PPV’dir bir ana kemerin
#1 contender’ı seviyesindeydi. Zaten Sheamus galibiyeti, SummerSlam’deki Battle
Royal zaferi ve son olarak Balor’ı yenmesi artık Knight’ın en azından orta
düzey kemerler için hazır hale gelmesini sağlıyor. Bir PPV galibiyetiyle de bu
durumu iyice taçlandıracaktır. Ancak sonrasında seyircinin bu desteğini ne
kadar canlı tutabileceğini de merak etmiyor değilim. Bir saman alevi gibi
parlayıp kısa bir push sonrasında jobber’lığa döner mi yoksa kalıcı bir mid
carder düzeyie veya bir üst seviyeye dahi çıkabilir mi bunu oldukça merak
ediyorum. Zirveye çıkmak gerçekten zirvede kalmaktan daha kolay. Knight’ın da
en büyük sınavı bu push’un hakkını verip verememesi olacak.
Tahmin: LA Knight
Singles Match for the Women's World Championship
Rhea Ripley(c) vs Raquel Rodriguez
Wrestlemania’da Charlotte’tan kazandığı kemerini 5 aydır korumaya devam
eden Ripley, bu anlamda ciddi bir rakibe sahip olmadan ancak yine de göz önünde
bulunarak bunu başarabiliyor. Bu durum hakikaten enteresan bir durum zira bir
güreşçi herhangi bir kemere sahip olduktan sonrasında çok büyük bir oranda bu
kemere ilintili olan feudlarla gündeme ve televizyona gelir. Ancak Rhea’nın
durumu biraz istisnai bir şekilde devam ediyor. Wrestlemania’da kemer aldıktan
sonra Royal Rumble’a ilk sıradan gelip müthiş bir performans gösteren ve de
Wrestlemania’da Charlotte gibi bir ismi yenerek kemer kazanan birisine yaraşır
bir şekilde uzun süreli bir title reign yapacağını zaten tahmin ediyorduk.
Ancak aradan geçen bu 5 ayda kazanacağından emin olduğumuz Zelina Vega ve
Natalya gibi isimlerin dışında pek de bir feuda girdiğini görmemiştik. Bu 5
aylık sürede yer aldığı Judgment Day stable’ında gerçekten kadın bir güreşçiye
göre inanılmaz bir etki sahibi olmuş durumda. Kimilerine göre grubun gizli
kimilerine göre de açık açık lideri olan Ripley, grubun içerisinde yer aldığı
toplu veya bireysel her feudun içerisinde ana etken rolünü oynamayı başarıyor.
Bu da ciddi anlamda Ripley’in değerini gösteren çok önemli bir detay bence.
Dominik’in tüm feudlarında en az Dominik kadar etkin rol oynaması,
Ripley-Priest ve Seth mevzularında hep grubu sakinleştirici ve yönlendirici bir
rol üstlenmesi, JD McDonagh; Balor aracılığıyla gruba yanaşmaya çalışırken ona
dur diyenin Ripley olması, Mommy lakabını alması gibi birçok konuda hep baş rol
oynadı. Tüm bunları yaparken de müthiş karizma bir gimmick içerisinde olduğunu
da söylemem gerekiyor. Tarihte birçok kez kadın ve erkeklerden oluşan
stable’lar seyrettik fakat kadın karakterinin ön planda olduğu ve taşıyıcı
rolde olduğu kaç tane böyle senaryo izledik, hiç bilemiyorum. Ben de zaten
bunun etkisiyle Ripley’in Judgment Day’den kopup bireysel olarak kadınlar
division’ını domine etmesini beklerken ikisini birden aynı anda yapabilecek
rolü kendisine verilmesi hakikaten atlanmaması gereken bir konu.
Rhea’nın bu Judgment Day ekseninde devam eden title reign’inde 5 ayın
sonunda karşısına çıkacağı ilk ciddi rakip olan Raquel ile olan feudunun çıkış
noktasına bir değinmek lazım. 19 Haziran Raw’da Ripley, Natalya’yı squashlarken
arka alanda Raquel’in televizyondan oldukça sinirli bir şekilde bu durumu takip
ettiğini görmüştük. Devamında verdiği röportajda da bu durumdan oldukça
rahatsız olduğunu dile getirmişti. Money in the Bank’i de kazandığında Ripley’e
cash in yapacağını söylemişti. Ripley tam o anda röportajı kesip Raquel’le
yüzleşirken, Raquel ise ona Ripley’in Raquel Rodriguez için hazır olmadığını
söylemişti. Bu sekansın ardından çıktığı maçtaysa Becky’nin yanlışlıkla Trish’i
DQ etmesiyle maçı kaybederek Money in the Bank maçına katılım hakkı elde
edememişti. 3 Temmuz Raw’da Ripley, Natalya’ya karşı kemerini korurken maçtan
sonra Natalya’ya saldırmaya devam etmiş ancak Natalya’nın yardımına Liv Morgan
ve Raquel gelmişti.
O dönemde Liv Morgan ile tag team içerisinde yer alan Raquel, Morgan’la
beraber Kadınlar Tag Team kemerinin peşinde koşuyorlardı. 3 Nisan Raw’da
kemerleri Becky ve Trish’ten (Lita maça katılamadığı için Trish, Becky’nin
takım arkadaşı olmuştu) alan ikili 19 Mayıs’ta Liv Morgan’ın sakatlığı
sebebiyle kemeri vacate etmişlerdi. Boşta kalan kemerleri Ronda ve Shayna
ikilisi kazanırken 23 Haziran Smackdown’da Liv Morgan return yapmıştı. Money in
the Bank’ta Shayna’nın Ronda’ya ihanetiyle beraber Liv Morgan ve Raquel ikilisi
bir kez daha Kadınlar Tag Team’i kazanmayı başarmışlardı. 17 Temmuz Raw’da
kemerlerini Sonya Deville ve Chelsea Green’e karşı koruyacak olan ikili arka
alanda röportaj verirlerken Ripley tarafından bölünmüşlerdi. Bu esnada üstün
ayrılan Ripley, Raquel’i dizinden sakatlamıştı. Raquel sakat sakat maça
çıkarken maç içerisinde de dizine darbe almaya devam etmişti. Maçın sonunda da
Morgan’ı pinleyen Sonya, kemerin el değiştirmesini sağlamıştı. Aynı gece main
eventte Judgment Day çerçevesinde Dominik vs Sami maçına müdahil olmaya çalışan
Ripley’e Morgan saldırmış ve intikamını almaya çalışmıştı. Yeri gelmişken bu
ikili arasında da hatırlarsanız geçmişe dayanan önemli de bir durum var. 2021-2022
döneminde Morgan’la takım olarak güreşen Ripley, 18 Nisan 2022 Raw’da Sasha
Banks ve Naomi ikilisinden kemeri alamamalarının ardından Morgan’a saldırmış ve
şu anki bildiğimiz haline-Mommy gimmick’ine bürünmüş ve Judgment Day’e
katılmıştı.
24 Temmuz Raw’da Ripley ve Morgan arasında maç ayarlanırken, Morgan tam
ringe gireceği esnada Ripley tarafından saldırıya uğramıştı. Rakibini gafil
avlayan Ripley, sandalyeden de aldığı destekle Morgan’ı kolundan sakatlamıştı.
31 Temmuz Raw’da Raquel geri dönerken Ripley bir kez daha Raquel’in sakat
dizine oynamış ve onu yine sakatlamıştı. Aynı gece Pearce, Raquel’in
sakatlandığını ancak sakatlıktan döndükten sonra Ripley’le maça çıkacağını
açıklamıştı. 21 Ağustos Raw’da koltuk değnekleriyle geri dönen Raquel, elindeki
değnekleri Ripley’e atarak iyileştiğini göstermiş ve Ripley’e saldırmıştı.
Ardından da mikrofonu alıp maçı resmileştirdiğini söylemişti. 28 Ağustos’taysa
bu sefer Raquel Ripley’e saldırdı ve Dominik’e rağmen sekansı üstün kapattı.
Raquel’in Ripley için oldukça ciddi bir rakip olduğunu tekrardan
söylememiz gerekiyor. Özellikle tag team çerçevesinde defalarca kez kemer
kazanan Raquel, hiç olmazsa sahip olduğu fiziğiyle zaten kadın güreşinde ön
plana çıkarılması gereken bir isim. Zaten WWE de Raquel’i böyle kullanmayı çok
seviyor. Uygun bir dönemde push alacağını ve kadınlar için main eventer
potasında da olacağını düşünüyorum. Ancak Ripley bu haldeyken ondan kemeri
alabilmek çok da mümkün gözükmüyor. Zelina Vega ve Natalya kadar basit olmasa
da ben Ripley’in kemerini koruyabileceğini ve Raquel’in tam geçiş rakibi
statüsünde olduğunu kabul etmesem de Ripley açısından dominantlığını
kanıtlayabilecek önemli bir adım statüsünde olduğunu düşünüyorum. Becky vs
Trish maçında da dile getirdiğim gibi artık Ripley’in en önemli sınavı olan
Becky öncesinde bence momentumu yakalayabilmesi açısından temiz bir galibiyet
alması gerekiyor. Ardından da uzun süreli bir Becky vs Ripley feudu görebiliriz
bence.
Tahmin: Rhea Ripley
Singles Match for the World Heavyweight Championship
Seth “Freakin” Rollins(c) vs Shinsuke Nakamura
Yeni ana kemeri kazandıktan sonra Finn Balor ile feuda giren Seth,
SummerSlam’de bir kez daha rakibini yenerek feuda noktayı koymuştu. 2016’da da
aynı ikili o dönem yeni duyurulan Universal kemeri için maça çıkmışlar ve Balor
maçı kazanıp tarihin ilk Universal kemeri şampiyonu olmuştu. Maçtan hemen
sonraki Raw’daysa o maçta sakatlandığını ve bu sebeple kemeri bırakmak zorunda
olduğunu açıklamıştı. Seth Rollins’in o dönemdeki heel personası sebebiyle
yaptığı hareketler ve Balor’ın kemeri bırakışıyla işlenen “intikam” senaryosu,
Balor için çok da iyi geçmemişti. Money in the Bank’ta bence bu kadar hype
yaratılan bir maç için sönük bir maç olurken, Priest’in istemsizce Balor’ın
dikkatini dağıtmasına odaklanılmıştı. SummerSlam’deki rövanşta ise bence bu
sefer çok daha sert ve güzel geçmişti. Örneğin Balor vücuduna “7 Years” yazan
bir dövme yaptırmıştı. Seth de 2016 SummerSlam’de ne giydiyse aynısını
giymişti. Finn 7 senenin intikamını almak isterken bunun için de tüm Judgment
Day üyelerini getirmişti. Maç içerisinde de Seth’in kendisini 2016
SummerSlam’de sakatladığı gibi Seth’i alıp seyirci bariyerlerine doğru Buckle
Bomb çekmişti. Maç devam ederken SummerSlam yolunda Priest ile arayı
düzeltirken zaten ilk olarak da yardıma Priest geldi ve Seth’e hakemin olmadığı
bir yerde yumruk attı. Balor hemen bir Pedigree çekip tuşa giderken Seth
kalkmayı başardı. Dominik ve Ripley de ring kenarına gelirlerken onlar da
hakemin dikkatini dağıtmaya çalıştılar. Bu esnada Priest Money in the Bank
çantasını ringe bırakırken Balor da kızıp, A Planı’ndan devam ediyoruz şeklinde
bir dönüş yapmıştı. Seth o esnada toparlanıp bir Stump çekerken Balor tuşu
atmayı başardı. Ardından dikkatini dışarıya veren Seth, Dominik’i saf dışı
bırakırken Balor bir kez daha üstünlüğü aldı ama maçı kazanamadı. Olanların
üstüne Priest bir kez daha olaya müdahil olurken bu sefer çantayı ringe
bırakmayı başardı. Balor’ın çantayı alması için hakemin dikkatini dağıtırken o
esnada Seth ani bir toparlanmayla çanta üzerinden Balor’a Stump çekmiş ve maçı
kazanmıştı. Böylece Priest bir kez daha Balor’a yardım etmek isterken yine onun
kaybetmesine vesile olmuştu.
Böylelikle Balor ile olan feudunu bitirerek kemerle çıkan Seth, Balor ve
Priest’in olası feud başlangıçlarının ve içsel Judgment Day olaylarının da
etkisiyle artık yeni bir challange’a hazır haldeydi. 7 Ağustos Raw’daysa Seth
için en olası isim karşısına dikiliverdi; Cody Rhodes. Brock Lesnar ile olan
uzun vadeli feudunu bitiren ve galip ayrılan Cody, daha öncesinde 3 PPV üst
üste yendiği Seth Rollins’e karşı meydan okumak için ringe gelmişti. Ancak
Dominik ve Priest bu ikiliye katılırlarken Balor da arkadan gelip Seth
Rollins’e saldırmıştı. Sami yardıma gelince ortalık durulmuştu. Gecenin sonunda
üçe üç ayarlanan Tag Team maçı öncesinde Sami sakatlanınca da onun yerine
Nakamura almıştı. Sami sakat koluyla maça müdahil olup Dominik’e saldırırken
Balor ise yine çantayla Seth’e saldıracakken onun üzerinden yüzüne bir
Superkick yedi. Bunun üzerine Cody maçı kazandırırken face ekip geceyi galip
bitirdi. Gecenin sonundaysa üç isim kutlama yaparlarken, Nakamura Seth
Rollins’e bir Kinshasa çekerek bir heel turn yapmıştı.
Nakamura’nın bu hamlesi aslında biraz sürpriz bir hamle olarak yorumlamak
gerekir diye düşünüyorum. Draft dönemine kadar bir süre ekranlardan uzak kalsa
da sonrasında daha sık ekranlara gelmiş ve en son Raw’a geçtikten sonra da bir
şekilde kendine yer bulmayı başarmıştı. Her ne kadar mid carder bir karakterde
olsa da tıpkı Sheamus ve Drew McIntyre gibi isimlerle örnekleyebileceğimiz
şekilde bir dönem ciddi anlamda önemli bir main eventer olarak karşımızda
olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Elbette ki Sheamus ve Drew kadar uzun vadeli
bir etki yapamadı ama özellikle 2017-2018 döneminde ciddi bir push almıştı. Wrestlemania
33 sonrasındaki Smackdown’da debut yapmış, zaten hali hazırda var olan Japonya
geçmişine ek olarak NXT geçmişini de alarak iyi bir giriş yapmıştı. 2018 Royal
Rumble’daysa maçı kazanan isim olmayı başarmıştı. Wrestlemania 34’teyse AJ
Styles ile kemer maçına çıkmış ancak kemeri almayı başaramamıştı. Nakamura’nın
WWE kariyerindeki en üst seviyelere çıkma anı bu dönemler olurken aslında mid
carder seviyesine de düşmesine vesile olan olaylar burada başlamıştı. AJ Styles
vs Nakamura maçı gerçekten kağıt üzerinde müthiş hyplenılması gereken bir
maçtı. Buna istinaden de birçok güreşsever bu maçı oldukça heyecanlı
beklemekteydi. Fakat bu maç ve sonrasında yapılan maçlarda ve devam eden feudda
hiçbir zaman beklentiler karşılanamadı. Herkes Nakamura ve Styles’ın Wrestle
Kingdom 10’daki maçını hatırlarken, bu ikilinin WWE versiyonundaki mücadelesi
ciddi anlamda hayal kırıklığıyla geçmişti. Bunun ardından da Nakamura ciddi
anlamda bir main eventer seviyesinin çok dışında kalmış ve daha çok orta düzey
kemerler için mücadele etmişti. O kemerleri kazansa da yine de 2018’deki
yükselişine erişmeyi başaramamıştı.
Nakamura’nın durumu böyleyken ve bir de üstüne Cody gibi kemer açısından
güçlü bir aday varken Nakamura vs Seth feudu cidden biraz sürpriz oldu. Burada
şöyle bir mantık yürütebiliriz diye düşünüyorum. WWE; Cody vs Seth feudunu
birden harcamak istemiyor. 1,5 yıl önce üst üste 3 PPV’de maça çıkarlarken her
birinde de müthiş maçlar izletmişlerdi bizlere. Hem üzerinden biraz daha
zamanın geçmesi hedefleniyor hem de yine uzun sürebilecek bir feud için
hazırlık yapılıyor olabilir. Çünkü Cody, ana kemer için hazırlık yapılan bir
isim olduğu oldukça aşikar gözüküyor. Brock Lesnar feudundan galip ayrılan
birinin ana kemere tekrardan yürümesi kadar da doğal bir şey yok diye
düşünüyorum. Geçtiğimiz WM’de kemeri alması biraz erken ve soru işaretleriyle
dolu bir süreç olduğu için kazanamaması daha normaldi ama şimdi Brock
Lesnar’dan üstü ayrılmış bir statüde yer alıyor. Ancak Judgment Day olayları
ekseninde biraz yolunu saptırsa da Seth’in kapısını bir kez daha çalacak gibi
gözüküyor. Bu süre zarfında Seth de title reign’ini uzatma şansı bulacaktır
muhtemelen.
14 Ağustos Raw’a geldiğimizde Seth ve Nakamura yüzleşirlerken Seth; yeri
ve zamanı seçmesini ve bu meydan okumayı kabul ettiğini söylemişti. Bunun
üzerine Nakamura hiçbir şey demeden Seth’in kulağına bir şeyler fısıldayıp
ringden ayrılmıştı. Sonrasında da dönüp Kinsasha çekmişti. 21 Ağustos Raw’daysa
Nakamura; Seth’in kulağına fısıldadığı şeye bir açıklık getirmişti. Seth’i
zayıf noktası olan sakat sırtını bildiğini belirtmişti. Seth de bunu inkar
etmemiş ve önümüzdeki hafta bir yüzleşme talebinde bulunmuştu. 28 Ağustos’taysa
Nakamura’nın bu sefer de Japonca konuştuğu bir promo hazırlattığını gördük.
Burada ağır laflar söyleyen Nakamura olayı biraz daha kişiselleştirmiş ve
Seth’e ailevi hakaretlerde bulunmuştu. Seth ringe gelip sinirli bir şekilde
Nakamura’yı çağırırken gün sonunda Nakamura arkadan gelip Seth’e saldırmıştı.
Bu sakatlık olayı biraz bu maçı heyecanlı hale getirmesi için çıkarılan
bir şey olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bu maç içerisinde Nakamura’nın bolca
Seth’in sırtına çalıştığını ve bu sayede maçı kazanma noktasında bir heyecan
yaratacağını düşünüyorum. Bunun dışında olayların kişiselleştirilmesi de zaten
WWE’nin birçok kez yaptığı bir şey. Yine benzer bir şekilde maça dair bir
hikaye yaratmaya yönelik hareketlerden. Çünkü yukarıda anlattığım durumlarda da
görülebileceği üzere Nakamura’nın main eventer denemesi oldukça başarısız bir
deneyimlemeydi. Tekrardan uzun vadeli bir durum ortaya çıkmayacaktır veya
yeniden bu anlamda pushlanmayacaktır diye düşünüyorum. Giriş müziğinin
yarattığı vibe ve karizma kadar, ring içi mikrofon yeteneğinin yetersizliği ve
İngilizce olarak çok basit düzeyde konuşması, daha çok Japoncayı tercih etmesi
Nakamura’yı yine kalıcı main eventer’lıktan alıkoyan detaylardan. Yine de ne
olursa olsun Royal Rumble kazanmış birisi ve ring içi yeteneğinde de şüphe
götürecek detaylar bulunmuyor. Bir geçiş rakibi olarak işini yapacaktır bence
ama Seth kemerini koruyacaktır. Öte yandan bu sırt sakatlığı konusunun bu maça
heyecan getirmenin dışında olası bir cash in için de yol açıcı bir unsur
olabileceğini düşünmüyor değilim. Eğer düşündüğüm gibi bir Seth vs Cody feudu
yaşanırsa, Seth’in o maçlarda sırtına daha ağır darbeler alacağı ve genel
olarak daha da zorlanacağı çok bariz. Bu da Priest’in cash in’ine yol açma
noktasında çok ideal bir senaryo gibi duruyor. Hazır Priest vs Balor olayları
da pişirilirken Priest’in Seth’in üzerinden bir cash in yapması en doğru
senaryo gibi gözüküyor. Biraz zamanı var sanki işin için Cody girmeden bir cash
in durumu bu maç için erken olur bence. Ama sonrasında sırt sakatlığı, Cody,
Priest, Balor ve cash in kavramlarının birleşebileceğini düşünüyorum.
Tahmin: Seth “Freakin” Rollins
Cody Rhodes to appear on “The Grayson Waller Effect”
Şovun maçlar dışındaki açıklanan olaylarından bir tanesi de Cody
Rhodes’un Grayson Waller Effect’e katılıyor olması. Bu olayı iki isim için de
ayrı ayrı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Grayson Waller, son derece
sinir bozucu bir karakter olarak önemli isimleri önemli eşiklerde programına
konuk ediyor. Örneğin AJ Styles’ı World Heavyweight kemer maçı öncesinde konuk
ederken, Money in the Bank’tayse John Cena’nın sürpriz return’ü sonrasında yine
ortalığı karıştırmıştı. Cena’dan AA yiyip arka alanın yolunu tutmuştu. 7
Temmuz’da Edge’i de programına konuk etmiş, sonrasında da ring içi debut’unu
yaparak Edge’in karşısına çıkmış ancak galip gelememişti. Sonraki haftalar Rey
karşısında da ringe çıkmıştı. WWE, Waller’ı kullanmayı seviyor doğrusu. Bir
talk show unsuru olarak mı yoksa ring içi aksiyon olarak mı ön plana
çıkaracaklarını göreceğiz.
Cody Rhodes ise Brock Lesnar ile uzun süren feudunun ardından
SummerSlam’de rakibini yenerek feuda nokta koymuştu. Şahsi kanaatimce Lesnar’ı
fazla güçlü göstermeleri gerektiği için Cody’e verilmesi gerekilen imkanlardan
daha az karşı koyma imkanı verdiler maç içerisinde. Biraz da bir “geri dönüş
hikayesi” yaratma motivasyonu içerdiği için de böyle yapılmış olabilir ama
Lesnar gerçekten de fazla fazla maçı üstün götürdü. Sonrasında Cody galibiyet
alırken bu durum da beni haliyle tatmin etmedi. Maçtan sonra senaryo dışı
olarak Lesnar’ın Cody’i tebrik etmesi, heel karakterinden çıkıp off the script
hareket etmesi de gecenin sürpriz olaylarındandı.
Cody’nin koskoca bir Lesnar engelini aşarak üst seviyeler için iyice
hazır olduğunu gösterirken bundan sonrasında da kemer mücadelesi için bir adım
atacağını düşünmeyenimiz yoktu. Nitekim SummerSlam sonrasındaki ilk showda
Seth’e meydan okurken Judgment Day’in araya girmesiyle biraz da Dominik’le olan
husumetinin de etkisiyle kısa vadeli bir feud içerisinde yer aldı gibi oldu.
Ancak sonrasında Judgment Day’in daha çok içsel olaylarının gün yüzüne çıkması,
dışarıya doğru da daha çok Sami ve Owens ekseninde feuda girmeleri sebebiyle
biraz Cody’nin durumu boşta kaldı gibi gözüküyor. O feudda biraz daha yancı
rolünde takılıyor gibi. Seth de Nakamura ile feuda girince Cody bu PPV’yi boş
geçmiş oldu. Bu durumda feudsuz kalan Cody’nin 25 Ağustos’ta Grayson Waller
Effect’e katılacağı açıklandı. Durum böyeyken bu söyleşide geleceğe yönelik
olarak bir şeylerin mesajını elbette verecektir. Ben Seth veya Roman ekseninde
bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum. Bunun dışında son Raw’da heel olma
esintileri gösteren Drew McIntyre da Cody’e meydan okuyabilir gibi. Ben bu iki
olaya dair bir şeyler olabileceğini düşünüyorum doğrusu. Sekans sonunda da olan
zaten büyük bir ihtimalle Waller’a olacaktır.
Singles Match for the WWE United States Championship
Rey Mysterio(c) vs Austin Theory
Rey Mysterio gibi bir efsanenin tekil düzeyde bir kemer sahibi olup
PPV’de bunu korumaya çıkması kim ne derse desin duygulandıran bir olay. 11
Ağustos Smackdown’da, Theory’nin 1 yıla yaklaşan title reign’ini bitiren Rey, 2020
yılının başlarından bu yana ilk kez tekil bir kemerin sahibi olmayı başarmıştı.
Bu olayın nasıl yaşandığını hatırlarsak, WM döneminde oğlu Dominik’le feuda
giren Rey, Dominik’in yanında Judgment Day’i almasının ardından WWE
içerisindeki Latin güreşçileri tek bir çatıda toplayarak WCW döneminden kalma
L.W.O stable’ını yeniden canlandırmıştı. Legado Del Fantasma stable’ından
kişileri yanına çeken Rey, grubun lideri Santos Escobar’ın öncülüğünde daha
güçlü bir karakter olarak karşımıza çıkarak oğlu Dominik’e de dersi vermişti.
Rey’le beraber yükselen isimlerden biri de doğal olarak Santos Escobar’dı. WWE
televizyonlarında daha çok gözükmeye başlayan Escobar, Money in the Bank’e
katılım hakkı sağlamış ancak çantayı alamamıştı. Daha sonrasında Temmuz ayının
sonlarına doğru gerçekleşen United States kemeri için #1 contender olma
turnuvasına katılmış ve 28 Temmuz’da finale gelebilen diğer isim olan Rey
Mysterio ile maça çıkmaya hak kazanmıştı. Halef-selef mücadelesinde Rey
sakatlanmış, hakemin maçı durdurmasıyla Escobar galip ilan edilmişti.
İdolü Rey’in sakatlığı sonrasında United States kemeri için #1 contender
olan Santos Escobar, Theory ile feuda başlamıştı. İşin Theory kısmındaysa,
kemeri geçtiğimiz senenin sonbaharından beri korumaya devam eden Theory,
sanıyorum bir kez bile temiz bir galibiyet alamadan uzun sayılabilecek bir
sürede title reign yapmayı başarmıştı. Bu süreçte hakikaten Seth Rollins,
Lashley, Cena, Sheamus gibi çok ciddi rakipleri alt etmiş ancak bir kez bile
olsun ciddi alınabilecek bir şampiyon olmamıştı. WWE 2022 yılının başında onun
üzerinden bir şeyler inşa edebileceğinin mesajını verirken, son dönemde kemer
verse dahi saygın olabilecek bir şampiyon karakteristiğini vermemiş durumda.
Heel bir karakter olmasından kaynaklı elbette hilelere başvurması çok doğal bir
şey ama bence bu tarz olayların da biraz sınırı olması gerekiyor. Özellikle son
birkaç ayda Theory’nin U.S reign’i cidden sıkmaya başlamış ve bir değişiklik
sinyali vermişti. Kemerin Smackdown’a geçmesi de Bloodline gölgesinde reign’in
sürmesine sebebiyet verirken bir kemer kaybı da çok sürpriz olmayacak bir durum
oluşturmuştu.
11 Ağustos Smackdown’da Santos Escobar ve Theory’nin kemer maçı
duyurulurken, Escobar maç için ringe geldiği esnada Theory tarafından saldırıya
uğramış ve sakatlanmıştı. Sonrasında her zamanki alaycı tiplemesiyle hareket
eden Theory; Escobar yerine Mysterio’nun maça girmesinin etkisiyle şoka
girmişti. Pearce da bu durumu onaylayınca maç gerçekleşmiş ve maçı kazanan Rey,
yeni United States şampiyonu olmuştu. Maç sonrasında Escobar da gelerek Rey’i
tebrik etmişti. 18 Ağustos Smackdown’da Theory hemen bir rövanş maçı talep
ederken Pearce ise onu LA Knight ile #1 contender’lık maçına sokmuş, Miz’in
maça mudahele edip Knight’ın dikkatini dağıtmasıyla Theory tekrardan kemer maçı
yapma hakkı elde etmişti. 25 Ağustos Smackdown’da maç resmileşirken aynı gece
Rey, Grayson Waller ile maça çıkmıştı. Theory, Rey’in dikkatini dağıtmak için
ring kenarına gelirken Escobar da Rey’e yardıma gelmiş ancak Theory onun sakat
ayağına yeniden saldırarak sakatlığını nüksettirmişti. Boşluk bulan Rey önce
Theory’i saf dışı bırakmış sonra da Waller’ı pin ederek maçı kazanmıştı. 1 Eylül
Smackdown’da Rey ve Santos Escobar ikilisi takım olup Waller ve Theory’le karşı
karşıya gelmişlerdi. Theory gene Escobar’ın sakat ayağına saldırırken Waller,
Escobar’ı tuşlayarak maçı kazandırmıştı.
Ben açıkçası Austin Theory’nin yeniden kemere uzanmasını çok mantıklı
bulmuyorum. Bu anca Santos Escobar’ın Rey’e saldırıp heel turn geçirip kemeri
kaybetmesine sebebiyet vermesiyle gerçekleşebilecek bir şey. Ancak bunun
olmasındansa Rey’in buradan kemerle çıkıp sonrasında heel turn geçiren bir
Escobar’la kemer feuduna girmesi ve sonucunda da bir bayrak teslim olayının
yaşanmasını daha doğru buluyorum. Theory’nin reigni bu kadar uzun sürmüş ve
sıkmışken bu aşamada kendisini sakatlayan Escobar’ın yardımcı olabileceğini de
pek sanmıyorum. Bu yüzden Rey bence kemerii koruyacaktır. Sonrasında da kısa
veya orta vadede Santos Escobar’la feuda girecektir.
Tahmin: Rey Mysterio
Steel City Street Fight for the Undisputed WWE Tag Team Championship
Kevin Owens & Sami Zayn(c) vs The Judgment Day
(Finn Balor & Damian Priest)
Gecenin en ilgi çekici maçlarından bir tanesi hiç şüphesiz bu iki takım
arasında olacak. Judgment Day’in zaten son dönemde WWE’yi taşıyan senaryolar
içerisinde bizzat yer aldığını düşündüğümüzde çok boyutluluğuyla da dikkat
çeken bir mücadele olacak. Şöyle bir büyük resimde baktığımızda Judgment Day
üyeleri hem kendi aralarında, hem takımsal bazda hem de bireysel olarak ayrı
ayrı birçok feud içerisindeler. Tag team feudu, Priest’in MITB tehdidi,
Dominik’in North American şampiyonluğu, Cody Rhodes-Seth Rollins feudları,
Ripley’in kemeri ve beraberinde getirdiği feudlar derken Priest ve Balor
ekseninde yükselen gerilim ve JD McDonagh eklemlenmesiyle Judgment Day’i her
yerde görmekteyiz. Stable içerisinde birebirde dahi çok etken kişilerin olması
sebebiyle bu çok yönlülük doğru bir şekilde işleniyor bence. Tüm bu olayların
arkasında bir grup içerisinde bir yol ayrımı da ufukta gibi gözüküyor.
Bu feudun çıkış noktasına baktığımız zaman aslında Nisan aylarına kadar
gitmemiz mümkün görünüyor. Nisan ayında Bloodline ve Judgment Day stable’ları,
L.W.O ve Owens & Sami & Riddle üçlüsünün birkeç kez karşı karşıya
geldiklerini görmüştük. O dönem Bloodline ile Owens & Sami feudu varken
Judgment Day de heel bir stable olarak olaya müdahil olmuştu. Sonrasında
Priest’in MITB kazanması, Ripley’in title reign’in devam etmesi, Dominik’in
bireysel feudları derken Balor da Rollins ile ana kemer feuduna girmişti. İlk
olarak Temmuz ayında Money in the Bank’te şansını denemiş ancak aynı gece
kemeri kazanan Priest’in ring kenarına gelip istemsizce Balor’ın dikkatini
dağıtması sebebiyle maçı kaybetmişti. Bu olayın ardından Priest ve Balor doğal
olarak sürtüşmeler yaşarken, aralarındaki husumeti bir kenara bırakıp esas
hedeflere odaklanmaya karar vermişlerdi. 10 Temmuz Raw’da Balor, Dominik,
Priest üçlüsü Rollins’i tek başına yakalarlarken yardıma Owens ve Sami ikilisi
gelmiş ve 3’e 3 tag team maç organize edilmişti. Maçı Ripley’in desteğiyle heel
takım kazanmıştı. Bunun üzerine 17 Temmuz Raw’da Owens ve Zayn ikilisi
kemerlerini Dominik ve Priest ikilisine karşı korumak durumunda kalmış ancak başarılı
olmuşlardı. 24 Temmuz Raw’daysa Sami ve Dominik, North American kemeri için
karşı karşıya gelirlerken Dominik bir roll-up ile kemerini korumuştu. Sami’nin
dikkati girişte Priest ve Ripley’in Owens’a saldırmasına kayınca fırsatı bulan
Dominik işi bitirmişti. Owens aynı gece sakatlanırken Judgment Day genel olarak
oldukça dominant bir gün geçirmiş; Ripley, Liv Morgan’ı sakatlamış, Priest
Apollo’yu yenmiş ve gecenin sonunda da toplu olarak Seth’e saldırmışlardı. Sami
yardıma gelince yine sayı avantajıyla günü oldukça üstün kapatmışlardı.
SummerSlam’e geldiğimizdeyse Judgment Day’deki bu birliktelik yerini soru
işaretlerine bırakmıştı. Judgment Day, kemeri Balor’a getirmek için her şeyi
yapsa da gün sonunda Priest yine Balor’ın aleyhine istemsiz hareketlerde
bulundu. Priest önce hakemin olmadığı noktada Seth’e yumruk atarken Finn işi
bitirememiş ardından da çantayla ilgili harekete geçmek istemişti. Priest ve
Ripley de devreye girmesine rağmen bir işe yaramayınca en sonunda Priest,
çantayı ringe bıraktı ve Balor’ın almasını sağlamaya çalıştı. O esnada Rollins
çantanın üstünden stump çekerek maçı kazandı ve kemeri korudu. Tabii Priest’in
MITB sahibi olması ister istemez Balor’ın kemeri almasını engelliyor mu
düşüncesini de beraberinde getiriyor hep.
SummerSlam sonrası ilk Raw olan 7 Ağustos Raw’da, Judgment Day ekibi Seth
ve Cody yüzleşmesine çomak sokarlarken Sami de karşı ekibe yardıma geldi. İşler
arka alana döndüğünde Balor ve Priest tartışmaya devam ederlerken Ripley bir
kez daha ikiliyi sakinleştirmeye çalıştı. Balor’ın veliahttı olan ve bu süreçte
Balor-Judgment Day ekseninde sık sık ekranlara gelen JD ise esas sorunun MITB
çantası olduğunu ve bundan bir an önce kurtulunması gerektiğini söyledi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde üçe üç Tag Team maçı ayarlanırken Sami
sakatlandığı için face ekibe Nakamura katıldı. Sami, sakat koluyla beraber ring
kenarına gelip face tarafa yardımcı olurken Balor bir kez daha MITB çantasıyla
Seth’e saldıracakken Superkick yedi ve Cody’den gelen Cross Rhodes ile maçı kaybetti.
Maç sonrasında da zaten Nakamura’nın heel turn’üyle Seth ve Nakamura ikilisi
hatta Cody’ü de katarsak bu üçlü bir nevi yolun kenarına çekildi. Aradaysa bir
tek Sami kaldı.
14 Ağustos Raw’da Balor’dan yoksun Judgment Day ringde yer alırken JD
geldi. Balor adına geldiğini söyleyen JD, esas sorunun Cody ve Sami ikilisi
olduğunu söyledi. Ripley bir kez daha liderlik gösterip JD’yi dışlarken o
sırada sakat Sami bir kez daha gün yüzüne çıktı ve direkt olarak JD’ye
saldırdı. Judgment Day üyeleri hiçbir şekilde JD’ye yardım etmezken sonrasında
JD vs Sami maçı başladı. Maç içerisinde Balor yardıma gelse de Sami maçı
kazandı. Gecenin sonundaysa Cody ve Balor maçı yaşanırken Priest yine bir kez
daha istemeden Balor’ın kaybetmesine neden oldu. Priest; Ripley ve Dominik’ten
ayrı bir köşede maçı takip ederken Dominik hakemin görmediği bir anda Balor’a
doğru sandalye attı. Balor tam sandalyeyi alacakken hakem fark edip ayağıyla
durdurdu. Ripley duruma itiraz ederken Priest çantayı ringe fırlattı ama çok
hızlı fırlattığı için Balor’ın bacak arasından kayıp Cody’e geldi. Cody de
Balor'a ve Priest'e onunla vurup, Cross Rhodes çekip maçı kazandı. Maçın
sonunda Dominik ve Priest Cody’e saldırırken Sami elinde sandalyeyle yardıma
geldi. Ancak JD gelip üstünlüğü heel tarafa geri getirdi. Ağır üstünlük kuran
Judgment Day, geceyi oldukça üstün kapattı.
21 Ağustos Raw’da Balor ve JD yine birlikte görülürlerken Kevin Owens’ın
geri döndüğü görüldü. Bunun üstüne Ripley, JD’yi dışlarken Judgment Day
arasında kimlerin Sami ve Owens’ın rakibi olacağına karar vermeye davet etti. Sami
ve Owens ikilisi, gecenin sonunda Balor ve Priest’e karşı ortada kemerin
olmadığı bir maçta karşı karşıya gelirlerken çanta bir kez daha devreye girdi.
Priest çantayla saldırı yapacakken Sami engel oldu. JD sonrasında çantayı
Balor’a atmak isterken Owens engel oldu ve Balor’ın kafasına çantayı geçirip DQ
ile maçı bitirdi. Priest Owens’a saldırıp JD’ye kızarken Cody tekrardan desteğe
geldi. Ardından maç üçe üç tag teame döndü ve face ekip geceyi galip bitirdi.
28 Ağustos Raw’da Sami ve Priest karşı karşıya gelirlerken JD’nin
yardımıyla maçı Priest kazandı. JD, Priest’e destek olmak isterken Priest bunu
reddetti ve ringi terk etti. O esnada Sami ve Owens ikilisi JD’ye saldırırken
Priest, girişin tam orada gülerek olanları takip etti. Arka alanda Balor bu
duruma itiraz ederken Priest ise JD’yi önemsemediğini önemli olanın Judgment
Day olduğunu söylemişti. Gecenin ilerleyen saatlerindeyse Owens ve Sami ikilisi
Payback için bu maçı duyurdular. Street Fight şeklinde geçecek olan maç; Steel
City sunumuyla gerçekleştiriliyor. Şovun yapılacağı yer olan Pittsburgh’a 5 yıl
sonra dönen WWE, dünyanın en büyük çelik üretimine sahip olan şehrine atıfta
bulunarak bu maçı reklam unsuru şeklinde de kullanıyor.
Tahmine geçersek; Seth Rollins-MITB-Priest ve Balor dörtgeninde olaylar
kızışmaya devam edecek gibi. Maçın no DQ olması sebebiyle Judgment Day’in diğer
üyeleri ve JD mutlaka maça karışacakken bir kez daha Balor’ın aleyhine olacak
şeyler yaşanabilir gibi geliyor. Cody de bir ihtimal yardıma gelebilir. Tüm bu
işleyişin sonunda Balor vs Priest’i kesinlikle görmüş olacağız. Bu maç da bunu
yaratabilecek unsurlardan biri olacak bence. Kemer Seth’de olmaya devam ettikçe
de çanta bazlı Priest vs Balor olayı işlenmeye devam edecek gibi duruyor.
Burada da Owens ve Sami kemerlerini bir şekilde koruyacaklar bence. Gecenin
sonunda Balor’la Priest’in birbirlerine girmelerini izleyebiliriz gibi geliyor
bana. JD’nin olaylara dahil olması da bununla alakalı olabilir. Zaten bu maça
Dominik, Ripley ve JD de karışacaklardır k zaten DQ yok. Bir şekilde geçtiğimiz
haftalarda olduğu gibi aleyhlerine bir durum oluşabilir veya Cody yardıma
gelebilir gibi. Bence hem ring içi için hem de senaryo açısından oldukça güzel
bir maç olacak.
Tahmin: Kevin Owens & Sami Zayn
---
SummerSlam – Payback arasını içeren
Ağustos ayında cidden öyle üzücü olaylar yaşadık ki Payback biraz arka planda
kaldı diyebilirim. Match Card’tan da hissedebileceğimiz üzere biraz geçiş PPV’i
gözüyle bakıldığını söyleyebiliriz. Bu üzücü olaylar silsilesinde ilk olarak 18
Ağustos Smackdown’da Edge’in son maçına çıkacağı açıklandı. Sheamus ile maç
yapan Edge, maçı kazanarak WWE kariyerine nokta koydu. Bundan birkaç ay önce WM
döneminde Judgment Day ile olan feudunda harika maçlar çıkarak Edge,
Smackdown’a geçtikten sonra eskisi gibi TV’lerde yer alamamıştı. Sözleşmesinin
bitmesiyle de AEW’ya gideceği konuşuluyor.
Edge’in vedası dışındaysa kavuşmaz
ayrılıklar da yaşadık. Öncelikle bir güreş efsanesi olan, çok uzun yıllar
güreşmeye devam eden Terry Funk’ın ölümüyle sarsıldık. Ardından da maalesef 25
Ağustos günü Bray Wyatt’ın ölümüyle sarsıldık. 2022 yılında WWE’ye şaşalı bir
şekilde geri dönen, sonrasında kısa süreli bir LA Knight feudu dışında WM
döneminde tam Lashley’le feuda girecekken ortalıklardan kaybolan Bray Wyatt, 36
yaşında hayatını kaybetti. Bu hepimizi inanılmaz şoke eden bir gelişme oldu. Benim
de şahsen en sevdiğim isimlerden biri olan, 2010’lu yılların başında Husky
Harris gimmick’inden, Wyatt Family’e, Fiend’e doğru uzanan baştan bu yana takip
ettiğim Wyatt, inanılmaz ani bir şekilde aramızdan ayrıldı. Tam olarak neden
ringlerden uzak kaldığı açıklanmazken, döneceğine dair haberler çıkmaya
başlamışken böylesine talihsiz bir ölüm karşısında cidden elden hiçbir şey
gelmiyor. Ölümünün ardından Smackdown’da da layığıyla anıldı. Bundan sonra da
hiçbir zaman unutulmayacak bir şekilde kalplerimize yer edindi. Luke Harper’ın
ardından Wyatt Family’den de Strowman ve Rowan kaldılar. Hem Harper, hem Funk hem
de Wyatt ışıklar içinde uyusunlar.