ARA

5 Ağustos 2023 Cumartesi

SummerSlam 2023 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri

 


WWE SUMMERSLAM – 5 Ağustos 2023 Cumartesi
Detroit, Michigan – Ford Field

WWE’nin klasikleşmiş dört büyük şovundan biri olan, yaz aylarının en sıcak eğlencesi SummerSlam yazısıyla beraberiz. Üst üste gerçekleşen Amerika dışı PPV’lerin ardından tekrardan Amerikan seyircilerine de geri dönmekteyiz. Şahsi kanaatimce Wrestlemania’dan sonra bence Royal Rumble ve Survivor Series’e göre daha fazla önem atfedilen SummerSlam’i bu yıl üst üste 36.kez izliyor olacağız. Dolaısıyla her sene olduğu gibi bu sene de beklentiler ister istemez yüksek olmakta.

Match Card’a göz attığımız zaman sanıyorum ki gözümüze çarpan ilk şey rövanş maçlarının ağırlıkta olması oluyor. Daha öncesinde Wrestlemania döneminde içerisinde Sheamus’ın da olduğu bir feuda giren Gunther ve Drew ikilisi, IC kemeri için bu kez bire bir olarak karşı karşıya geliyorlar. Cody Rhodes ve Brock Lesnar bu yıl üçüncü kez karşı karşıya geleceklerken Raw ana kemerinin şampiyonu Seth Rollins, kemerini bir kez daha Finn Balor’a karşı koruyacak. Gecenin main eventindeyse Bloodline iç savaşının bir ürünü olan bir başka rövanş mücadelesiyle daha karşı karşıyayız. Wrestlemania’dan bu yana ilk kez bir kemer koruması gerçekleştirecek olan Roman Reigns, yaklaşık 3 yıllık sürenin ardından kemerini bir kez daha Jey Uso’ya karşı korumaya çalışacak. Rövanş maçları dışında da Smackdown tarafında Women’s Championship için şampiyon Asuka, kemerini Charlotte Flair ve Bianca gibi iki büyük isme karşı bir Triple Threat maçında korumak için mücadele edecek.

 



20-man Battle Royal

Nereden çıktığını anlayamadığım bu Battle Royal mücadelesinin hangi amaca hizmet ederek yapılacağını da anlamlandırabilmiş değilim. İçerisinde herhangi bir hikaye unsuru bulunmadan, ucunda bir kemer veya #1 contender’lık durumu olmadan yapılacak olan bu Battle Royal, biraz Wrestlemania’larda yapılan Andre the Giant Memorial Battle Royal’i andırsa da onun artık bir gelenek haline geldiğini, işin özünde büyük bir isme ithaf edildiğini ve sonunda bir ödül verildiğini görmekteyiz. Buradaysa sadece 28 Temmuz Smackdown’da böyle bir maçın yapılacağını duymuş olduk. O yüzden Slim Jim markasının reklam çalışması olduğunu da düşünmüyor değilim açıkçası

Arka alanda L.A Knight ve Sheamus tartışmaya girerlerken Adam Pearce bu ikiliyi bu maçın içerisine almıştı. Bu iki isimle beraber Tommaso Ciampa, Shinsuke Nakamura, Otis, Karrion Kross, Grayson Waller, Matt Riddle, Santos Escobar, AJ Styles, The Miz ve Chad Gable gibi isimlerin de yer alacağı açıklandı. Bu isimlerin dışında bir return görsek de fena olmaz diye düşünüyorum. Mesela Bray Wyatt’ı artık unutuyor olsak da bir şekilde bu maça gelse güzel olabilir. Tahmin açısından da biraz zorlu bir maç aslında. L.A Knight, şu anda push alma noktasında ilerlerken MITB’i alamamasının tesellisini burada bulabilir diye düşünüyordum. Hafiften United States kemeri için göz kırparken böyle bir SummerSlam galibiyeti ona iyi bir momentum kazandırabilirdi. Ama bu momentumu sanki Sheamus’la olan feudunda elde edecek gibi duruyor. 4 Ağustos Smackdown’da Sheamus’ı da yenmişken bir süre o feud devam edecek sanki. Bunun dışında sanki esas çıkışını da artık heel’ken tweener’a dönmüşken bir de face turn yaptığında elde edecek gibi. Face olup United States kemeri için Theory’nin karşısına çıkması an meselesi bence.

Tahmine geçersek İsmi duyurulmayan kişilerden biri bu maçı olabilir zira duyurulan kişilerden herkesin neredeyse bir feudu olduğu için maç içerisinde böyle birbirlerini elemeli senaryolar ortaya çıkabilir. 8 isim daha duyurulacakken madem Wyatt’tan konuyu açtık tahmini de Wyatt ile yapalım.

Tahmin: Bray Wyatt



Singles Match
Cody Rhodes vs Brock Lesnar

Şimdiden 2023’ün en akılda kalıcı feudlarından birisi olarak hatırlayacağımız Cody Rhodes ve Brock Lesnar arasındaki bu feud, üçüncü ve son raunduyla karşımıza çıkıyor. Bu maçtan önce olanları hatırlatmak gerekirse, Wrestlemania 39 döneminde ciddi bir feud içerisinde yer almayan Brock Lesnar, Omos’u kısa bir maçta yenerek Bobby Lashley’e diş geçirememesinin ve ondan da önce Roman’dan kemeri bir türlü alamamasının tesellisini bulmuştu. Cody Rhodes ise Lesnar’ın bir türlü Roman’dan almayı başaramadığı ana kemer için Roman’la main event maçına çıkarken, maçı kazanacağına bizleri inandırmış olsa da Solo Sikoa’nın maça karışması sebebiyle kemeri almayı başaramamış ve böylece WWE’ye return yapmasından bu yana ilk kez pinlenmişti.

Raw After Wrestlemania’da, Roman ve Bloodline’dan fazlaca çeken bu ikili birlik olup Roman ve Solo Sikoa’nın karşısına çıkmaya karar vermişlerdi. Gecenin main eventinde yapılacak tag team maçı öncesinde isimler anons edilirken Brock Lesnar bir heel turn geçirmiş ve Cody Rhodes’a saldırarak bir mesaj göndermişti. Hepimiz biliyoruz ki Lesnar’a bir güreşçiyi squashlama şansı verildiğinde işin gerçekçilik boyutunu arşa çıkaracak hareketlerle karşı karşıya kalabiliyoruz. Bir kez bizler bu anlara şahit olurken ertesi haftalarda Cody, Brock Lesnar’dan bir maç talep etmeye başlamıştı. Bunun sonucunda ikili Mayıs ayında Backlash’te karşı karşıya gelirlerken Cody maçı üstün götürememesine rağmen sürpriz bir şekilde kazanmayı başarmıştı. Main eventte gerçekleşen maçta, henüz maç başlamadan aksiyon başlamış ve Cody Rhodes, Lesnar’a saldırmıştı. Sonrasında Lesnar toparlamış ve maçın genelinde üstün bir performans sergilemişken, tam Kimura Lock bağlayıp Rhodes’u pes ettirme çabası içerisine girmiş ancak farkında olmadan tuş pozisyonunda kendisini bulmuştu. Maç sonrasında hemen ringi terk eden Rhodes, temiz bir şekilde olsa bile yine de tartışmalı bir şekilde maçı kazanmıştı.

Brock Lesnar gibi bir ismin böylesine bir mağlubiyet aldıktan sonra rahat durmayacağını hepimiz biliyorduk. Nitekim 8 Mayıs Raw’da yeni duyurulan World Heavyweight kemeri için yapılan turnuvaya katılan Rhodes, maçı kazanıp yarı finale çıkacak noktaya gelirken Lesnar’ın saldırısıyla kendini yerde bulmuştu. Fırsatı bulan Balor, Miz’i pinleyerek maçı kazanmış ve yarı finalde Seth Rollins’in rakibi olmuştu. Bu olaylardan sonra Lesnar rövanş maçı talep etmiş ve böylece birkaç hafta sonra gerçekleşecek olan Night of Champions için maç planlanmıştı. Şovdan önce 22 Mayıs Raw’da Lesnar, bu sefer iyice ileri giderek Cody’nin kolunu hedef almış ve keyfabe olarak kolunu kırmıştı. Bir süre Cody’nin kırık kol hikayesi işlenmiş ve hatta özel bir maddeden yapılan bir kollukla maçlara çıkmıştı. 27 Mayıs’ta Suudi Arabistan’da gerçekleşen Night of Champions’ta Cody, kolluğuyla rakibine üstün gelmeye çalışmış ancak bu haliyle elbette ki maçı kaybetmişti. Lesnar bu sefer Kimura Lock’tan tuş yememiş tam aksine rakibini resmen bayıltmıştı. Bunun sonucunda Rhodes, bütün dezavantajlara rağmen kendi inisiyatif dışında maçı kaybetmiş ve iyi de mücadele vermişti. Senaryo açısından Cody’i güçlü ve savaşçı göstermek adına (ki neredeyse her hafta takım elbisesiyle gelip bu yönünü ortaya çıkarak promolar kesiyor) böyle bir yol izlenmiş gibi duruyor. Yine temiz sayılmayacak bir şekilde geçen bu maçla birlikte Lesnar aradaki skoru 1-1’e getirmişti.

Skor dengesini hemen ertesi Raw’da Cody de dile getirmiş ve Lesnar’a bir open challange başlattığını söylemişti. Buna göre Lesnar istediği zamanda istediği yerde Cody’nin karşısına çıkabilirdi. Bu süre zarfında gerçekleşen Money in the Bank şovu döneminde Dominik’le kısa bir feuda giren Cody, bu maç öncesinde bir momentum kazanırcasına Money in the Bank’ta Dominik’i yenmeyi başarmıştı. Bunun üstüne 3 Temmuz Raw’da kendisi gibi Money in the Bank’ta bir diğer galip olarak ayrılan isim olan ve kemerini Balor’a karşı koruyan Rollins’e meydan okudu. Geçtiğimiz yıl 3 PPV üst üste Rollins’i yenen Cody, kemer için göz kırparken Brock Lesnar’ın müziğinin duyulup giriş kısmında görülmesinin ardından Rollins’i bırakıp Lesnar’a girişmişti. İkilinin mücadelesi ringe taşınırken Rollins ringi terk etmiş bu esnada da Cody rakibine karşı üstün gelmeyi başarmıştı. 10 Temmuz Raw’da Cody, üçüncü maç için Lesnar’a SummerSlam için meydan okurken cevabını 17 Temmuz Raw’da almıştı. Lesnar rakibine bir kez daha vahşice saldırırken, F-5 ve Kimura Lock çekerken meydan okumayı da kabul etmeyi ihmal etmemişti. İkili son kez 31 Temmuz Raw’da yüzleşirken Brock oldukça üstün ayrılmış ve dinlene dinlene Cody’i squashlamıştı.

Wrestlemania’dan beri süren bu feudun artık son mücadelesi olacağı için ben açıkçası bu maçın bir özel maç türünde gerçekleşebileceğini düşünüyordum. Zira Lesnar içerisinde olduğu her feudun doğal favorisi olmasından kaynaklı olarak zaten maç içerisinde oldukça dominant gözükmeye devam edecektir. Bunu dengeleyici bir unsur olarak sandalye, masa v.s gibi şeylerin kullanılabileceği bir maç türü güzel olurdu diye düşünüyorum. Ek olarak iki taraf da birer maç almışken, bu final mücadelesine yaraşır da bir şey olurdu bence. Tüm bunların dışında aslında bu feud ilk başladığı dönemlerde yani Backlash yazımda da bu feudun Cody Rhodes’u güçlendirecek bir feud olduğunu söylemiştim. Zira Cody’nin ilk WWE döneminde bir main eventer olmaktan ziyade farklı farklı gimmck’ler içerisine girmiş bir mid carder hatta en sonunda bir jobber olduğunu hatırlamaktayız. AEW’da kendisini toparladıktan sonra geri dönmüş ve biraz yukarıda dile getirdiğim gibi Rollins’i 3 PPV üst üste yenmeyi başarmıştı. Fakat sonrasında yine uzun bir sakatlık dönemi geçirmiş ve dönüşü Royal Rumble 2023’e kalmıştı. Royal Rumble’da da bariz bir galibiyet aldıktan sonra direkt olarak Roman’la main evente çıkmış ancak maçı kaybetmişti. Cody’nin main eventer seviyelerine çıkma dönemlerinin AEW’da olması ve WWE’de yükselecek yeterli zamanı tam bulamaması sebebiyle bu kemer değişiminin olmayışını anlamlandırabiliyorum. Zira burada da devreye Brock Lesnar feudu giriyor. Brock gibi bir ismi karşı alınacak mücadeleci, savaşçı ve temiz bir galibiyet Cody’i ana kemere oldukça hazırlayacaktır bence. Tıpkı Lesnar’ın 2012’de John Cena’ya el vermesi gibi bu sefer de Cody’e el vermesini bekliyorum. Hatta şimdiden Cena’nın durumuna benzer bir şekilde Wrestlemania 40 için de Roman vs Cody konuşulmaya başlandı. Her türlü durumda Cody’nin maçı kazanması en doğru seçenek olacaktır.

Tahmin: Cody Rhodes





Triple Threat Match for the WWE Women’s Championship
Asuka(c) vs Bianca Belair vs Charlotte Flair

SummerSlam’in isim olarak en büyük maçının bir Kadınlar mücadelesi olması, son birkaç yıldaki kadın güreşinin geldiği noktaları çok güzel özetleyen bir konu bence. Dikkat ederseniz isim bazında dedim. Çünkü bu maç içerisindeki üç güreşçiye hakikaten teker teker baktığınız zaman WWE kariyerleri boyunca müthiş işler başardıklarını ve çok güzel maçlar içerisinde yer aldıklarını görebilirsiniz. Kemer gibi ortak bir amaca yönelik olarak planlanan bu Triple Threat maç da doğal olarak beklentileri arttıracak düzeyde duruyor. Zaten aşağıda yorumluyor olacağım fakat baştan söylemem gerekir ki gerçekten tahmini de pek kolay durmuyor.

İşlerin bu noktaya nasıl geldiğine bakarsak draft öncesinde Raw Kadınlar Kemerini domine eden bir Bianca Belair izlemekteydik. Bianca gerçekten de müthiş bir title reign geçirerek WM 38’de Becky’den aldığı kemerini önce rövanş maçlarında korumayı başardı. Ardından da yılın sonuna kadar Bayley’le feuda girdi ve her seferinde çok güçlü performanslar sergileyerek kemerini korudu. Tüm bu isimlerin yanında bir de Alexa Bliss’i de aradan çıkarttı. Wrestlemania 39’daysa karşısına bir gimmick değişikliğine giden ve WWE öncesinde olduğu gibi bir hale bürünen Asuka’yla karşı karşıya gelmişti. Kemerini Asuka’ya karşı da koruduktan sonra tam olarak 1 yıllık bir reign yapmayı başarmıştı. Daha sonrasında Backlash’te Iyo Sky’ı da yenmiş ve Night of Champions için Asuka’yla bir kez daha feuda girmişti. Bu esnada da Draft’la birlikte Syenmackdown’a geçmiş ve Raw kemerini Smackdown’da taşımaya başlamıştı. Kendisiyle beraber Smackdown’a geçen isimlerden biri olan Asuka’yla Suudi Arabistan şovu olan Night of Champions’ta karşı karşıya gelmişlerdi. Bianca böylesine bir dominasyon kurmuşken, işin doğrusu ben Charlotte’ın return yaparak SummerSlam döneminde karşı karşıya geleceklerini ve bu sebeple Bianca’nın kemeri koruyacağını düşünmüştüm. Fakat oldukça sürpriz bir şekilde biten maç sonunda ağzında sakladığı “mist”i kullanan Asuka, rakibini tuş ederek Bianca’nın bu muazzam reign’ini bitirmeyi başarmıştı. Bundan birkaç sene önce oldukça ön planda olan ancak dil bariyeri sebebiyle geri plana atıldığını düşündüğüm Asuka, geçirmiş olduğu gimmick dönüşümüyle beraber kemerin de sahibi olmuştu. Ardından da Raw kemerinin Smackdown’da, Smackdown kemerinin Raw’da (Smackdown Kadınlar Şampiyonu olan Ripley Raw’da kalmıştı.) taşınması saçmalığı son bulmuş ve 9 Haziran Smackdown’da kemer isim ve şekil değiştirerek korunmaya devam etmişti. Night of Champions’tan bu yana da Asuka Women’s kemerinin sahibi olarak güreşmeye devam ediyor.

İşin Charlotte boyutundaysa Wrestlemania 38’e Smackdown Kadınlar şampiyonu olarak gelirken o dönem feudda olduğu Ronda Rousey’i yenerek kemerini korumuş ve Ronda’nın bire bir maçlardaki yenilmezlik serisini sona erdirmişti. Hemen bir ay sonra Wrestlemania Backlash’teyse yapılam I Quit maçını Ronda Rousey kazanmış, maç içerisinde Charlotte’ın kolunu kırmış (keyfabe-gerçekte Andrade’yle evlendiği için bir süreliğine ara vermişti) ve kemerin yeni sahibi olmuştu. 30 Aralık Smackdown’da geri dönen Charlotte, ani bir rövanş hakkı kullanmış ve Ronda Rousey’i hızlıca yenerek kemerini kazanmayı bilmişti. Böylece toplamda 14.kez dünya şampiyonu olmayı başarmıştı. Ardından Smackdown kemerini Wrestlemania 39’a kadar korumayı başarmış ancak Wrestlemania 39’da Royal Rumble galibi Rhea Ripley’e kaybederek kemerinden olmuştu. Biraz üstte bahsettiğim gibi Smackdown kemerini alan ancak draft dönemi Raw’da kalan Ripley, kemerle birlikte Raw’da mücadele etmeye başlamıştı. Sonrasında o kemerin ismi de Women’s World Championship olarak değiştirilmişti. Ripley Raw’da, Asuka Smackdown’da yeni kemerlerle şampiyonluklarını devam ettirirken Charlotte ise bir kez daha bir süreliğine ekranlardan uzak kalmıştı.

Tekrardan 9 Haziran Smackdown’a geldiğimizde, Adam Pearce’ın Asuka’ya yeni kemeri takdir ettiğini görebilmekteyiz. Sonuçta Bianca’dan Raw Kadınlar kemerini alan Asuka için Smackdown’a özel ve brandlerden kurtulmuş bir isimde yeni bir kemer gerekliydi. Nitekim Adam Pearce, bu sunum öncesinde Bianca’yı uyararak herhangi bir müdahalede bulunmamasını rica etmişti. Zira Bianca’nın hali hazırda bir rövanş hakkı vardı ve bunu bir şekilde bir zamanda kullanacaktı. Ancak o gece tam da Pearce Asuka’ya yeni kemeri takdim ederken, Wrestlemania 39’dan bu yana ekranlarda görünmeyen Charlotte’ın return yaptığına tanıklık etmiştik. Pearce duruma şaşırarak Charlotte’a kemer için sıraya geçmesini söylerken Charlotte ise niyetini direkt belli etmiş ve şampiyonluğu istediğini söylemişti. Asuka da bunu kabul etmiş ve ardından “mist”i Charlotte’a doğru püskürtmüştü. Ancak Charlotte bundan kurtularak bir Big Boot çekerek segmenti üstün kapatmıştı.

Nitekim bu olaylar karşısında sessiz kalamayan Bianca bir sonraki hafta Grayson Waller Effect programında Charlotte’la yüzleşmişti. Charlotte, kendince haklı sebeplere sahipti. Zira Smackdown kemerini Wrestlemania’da kaybettikten sonra rövanş hakkını henüz kullanmamıştı. Smackdown kemerini alan isim Raw’a geçince ve Charlotte da Smackdown’da kalınca, Asuka’nın kemeri için challanger olmaktan başka bir çaresi bulunmamaktaydı. Bianca da ben hep buradaydım ve üç ay boyunca ortalıklarda gözükmezlik yapmadım demişti. İkili karşılıklı olarak başarılarını gün yüzüne çıkarırlarken Bianca da Asuka’yla Charlotte arasındaki maçı kim kazanırsa kazansın karşısında beni bulacak demişti.

30 Haziran Smackdown’da Charlotte ve Asuka, kemer maçına çıkarlarken bir önceki hafta Adam Pearce, Bianca’ya maça dahil olmaktan men etmişti. Bunun üstüne Bianca da bir seyirci gibi maçı en ön sıradan izlemeyi tercih etmişti. Mücadele onun olduğu köşeye geldiğinde de Asuka’nın suratına biletini göstererek onu tahrik etmeye çalışmıştı. Bu esnada Charlotte, Asuka’ya bir Big Boot çekmek isterken Asuka sıyrılmış ve hamle Bianca’ya gelmişti. Olanlara dayanamayan Bianca olayların içine dalmış ve direkt olarak Asuka’ya saldırarak maçın DQ’yla Asuka lehine bitmesini sağlamıştı. Böylece Asuka da DQ’yla da olsa kemerini korumayı başarmıştı. Bunun üstüne Charlotte, Bianca’nın üzerine yürümüş ancak Bianca üstün çıkmıştı. O sırada Asuka da toparlanmış ancak Bianca ona da spiker masasının üstüne doğru bir KOD çekmişti. Ardından aynı hareketi aynı şekilde Charlotte’a da yapmış ve böylece çok güçlü bir mesaj vermişti.

7 Temmuz Smackdown’da Asuka ringe gelirken hemen ardından Bianca da gelmiş ve ikili ring içerisinde birbirleriyle kapışmaya başlamışlardı. Ardından Charlotte da gelmiş ve Bianca’yla ikisi ring dışına taşan bir mücadeleye girişmişlerdi. Bu esnada sadece birkaç gün önce Money in the Bank’ta Kadınlar Money in the Bank çantasını kazanan Iyo Sky ringe gelmiş, ve turnbackle’a çıkan Asuka’ya çantayla vurmuştu. Yanında Bayley de olan Sky, bir cash in denemesine yeltenmiş ancak cash in yapamadan Bianca ve Charlotte gelerek ortalığı temizlemişlerdi.

14 Temmuz Smackdown’da ise bu kez sıra Bianca’ya gelmişti. Asuka’yla kemer maçına çıkmadan önce Charlotte’la promalaşan Bianca, Charlotte ile ortak bir zeminde buluşmayı başarmıştı. Buna göre Bianca kemeri Asuka’dan alırsa, SummerSlam’de Charlotte’a karşı koruyacaktı. Maça geçtiğimizdeyse Bianca maçı üstün götürüp Asuka’ya bir kez daha spiker masasında KOD çekerken, Iyo ve Bayley ikilisi de tam o esnada maça karışmışlardı. Bianca’ya yardıma gelen Charlotte bir Big Boot ile Bayley’i yere sermişti. Bianca olaylara anlam veremezken Iyo, Charlotte’a saldırmıştı. Charlotte geri dönüp bir Spear ile cevap verecekken Iyo kaçmış ve hareket Bianca’yı etkilemişti. Bunun üzerine Asuka bu kez maçı kaybetse de bir kez daha DQ’yla kemerini korumayı başarmıştı. Charlotte istemeden de olsa Bianca’nın kemer şansını bu maçlık bitirmişti. Bu esnada boş durmayan Iyo, elindeki çantayla Charlotte’a vurarak onu da yere sermişti. Ardından Iyo ve Bayley ikilisi Asuka’ya odaklanıp bir kez daha cash in’e yeltenirlerken bu sefer Asuka direnmiş ve mist’i Bayley’e çekerek kendini kurtarmıştı.

21 Temmuz’da bu üçlü arasındaki maç SummerSlam için duyurulurken Charlotte, Iyo’yla maç yapmış ve maçı kazanmayı bilmişti. Maç biter bitmez Asuka, Charlotte’a saldırmıştı. 28 Temmuz Smackdown’daysa Belair ve Charlotte ikilisi takım olurlarken Deville ve Green ikilisini yenmeyi başarmışlardı. Maçı tam Belair bitirecekken Flair tag almış ve Green’e Big Boot çekerek maçı takımına kazandırmıştı.

Öncelikle bu üç büyük ismin üçüne de çok dengeli şekilde işlenen olayların varlığından söz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Her hafta biri diğerine üstün çıkarken, aslında bir nevi de ortak düşman da elde etmiş durumdalar. Bu üç isim kemer için mücadele ederlerken kendilerinden bağımsız bir şekilde ortaya çıkan Iyo Sky-Bayley ve Money in the Bank tehlikesi, her üç ismin de kaçındığı bir unsur. Zira Iyo, çantayı aldıktan sonra Ripley’e mesaj gönderirken işin Raw boyutuna çok fazla girmemişti. Biraz da Smackdown güreşçisi olmasının da etkisiyle daha çok bu feuda müdahil olmuş durumda. Aslında burada hali hazırda çok güçlü bir senaryo varken Iyo’nun da olaylara dahil olması işi daha da ilginç hale getirmesine rağmen, Raw tarafında da çok ciddi bir boşluk söz konusu. Ripley, çok güçlü bir şampiyon imajı çizerken bir türlü bu imajı doldurabilecek bir rakiple 3-4 aydır karşılaşma şansı bulamadı. Böyle bir ortamda cash in’in ona yapılması daha uygun olabilirdi. Ancak burada Asuka’nın da Japon olması ve Iyo’nun da Japon olması, her iki ismin atışmalarında çok komik ve tatlı görüntüleri izlememize sebebiyet veriyor.

Tek tek isimler üzerinden gittiğimizde ilk olarak Charlotte’tan bahsetmem gerekirse Charlotte’ın yılın belirli dönemlerinde kaybolup sonrasında gelir gelmez direkt olarak kemer mücadeleleri içerisinde yer alması durumu biraz sıkıcı hale gelmeye başladığını söylemem gerekiyor. Bir şekilde 14 kez dünya şampiyonu olan Charlotte gibi bir ismi elbette ki normal bir şekilde book’lamak artık çok da kolay değil. Fakat yine de bundan sonrasında yine ortadan kaybolsa niye ortadan kayboldu demeyeceğimiz bir isim bence. Bianca da 1 yıllık dominasyonun ardından biraz sıkmaya doğru başlayan bu reign’i tam zamanında bitirilen bir isim. Tekrardan kemer mücadelesi içerisinde yer alması da çok doğal bir durum çünkü henüz doğru düzgün bir rövanş maçı elde edemedi.

İşin Asuka boyutuna da bakarsak bu iki isme karşı zayıf halka olarak görüldüğü de bizlere hissettiriliyor. Zira kemerini bu iki isme karşı da korurken DQ’lara ihtiyacı olmuştu. Ayrıca bir cash in’den de yine Bianca ve Charlotte sayesinde kurtulmuştu. Bu sebeple güçlü bir şampiyon imajı veremezken buna da çok bir ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Zaten kemeri hali hazırda “mist”le kazanmayı bilmişti. Bu arada “mist”i gerçekten de Japon güreşçilerin çoğuyla özdeşleşen ve maçları çok ilgi çekici hale getiren bir şey olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bu maç içerisinde de eminim birçok angle için kullanılacaktır diye düşünüyorum.

Tahmini biraz zor bir maç. Maç Triple Threat devam ederken DQ’nun olmadığı bir ortamda Bayley ve Iyo’nun maça karışmama ihtimali de gerçekten yok gibi bir şey. Bence bu iki ismin etkisiyle Asuka bir şekilde şansla da olsa kemerini koruyacak. Zira Charlotte’ın bu kısa süreli title reignlerine bir süreliğine ara verileceğini ve title mücadelelerinden biraz arındırılacağını düşünüyorum. Bianca için de benzer durum geçerliyken bu iki ismin kemer dışında uzun soluklu bir feuda başlamaları da bence oldukça güzel olacaktır. O sebeple Asuka buradan kemerle çıkabilir bence. Ancak çıktığında da çok ciddi bir cash in tehdidiyle karşı karşıya kalacağa benziyor. Çünkü maç Triple Threat ve herhangi bir şekilde DQ yok. Bu da isimlerin daha da fazla yıpranmasına sebebiyet verecek. Ben Money in the Bank yazımda Iyo’nun Asuka gibi dil bariyerine takılıp arka tarafta kalacağını düşünürken çantayı kazanması ve belki de kariyer basamaklarını yükselerek Asuka’yla ve belki de sonrasında çok büyük bir olasılıkla Bayley’le feuda girmesi şu an aklıma daha da çok yatıyor. WWE öyle değişiklikler yapıyor ki cidden düşüncelerim de ister istemez yaşananlara göre değişebiliyor. Asuka vs Iyo feudu belirli ölçülerde sempatik gelecektir elbette ama uzadıkça bizleri sıkabilir diye düşünüyorum. Yine de şu anda mevcut ortamda en doğru şey olabileceği kanaatindeyim. Toparlarsam ben maçın Asuka tarafından biraz şansla beraber kazanılacağını ancak sonrasında cash in yiyerek Iyo’nun geceyi şampiyon olarak bitireceğini düşünüyorum.

Tahmin: Asuka




Singles Match
Logan Paul vs Ricochet

PPV’in showcase maçı-görsel şöleni olabilecek bu maç, hikayelerden ve olay örgülerinden tam anlamıyla bağımsız bir şekilde değerlendirilip, zevkinin çıkarılması gereken türden. Ricochet, zaten içerisinde olduğu her maçta yapmış olduğu sprinboard hareketleriyle bizlere muazzam bir şov sunup maçları inanılmaz heyecanlı hale getirirken, artık Logan Paul da bu kalibrede değerlendirilebilecek biri olmuş durumda. Tam bir part timer olarak önemli PPV’lerde yer alan Logan, geçtiğimiz seneki çıkışının ardından önce Roman’dan ana kemeri almayı başaramamış, sonrasında da Royal Rumble maçında elenmişti. Royal Rumble maçı içerisinde yine riskli hareketleri çok iyi kullanan Logan, işin içerisinde Ricocet’in de olduğu müthiş bir işe imza atmıştı. Ringin karşılıklı iki ipinden birbirlerine doğru Clothesline çeken ikili, gecenin en epic en müthiş işlerinden birini çıkarmışlardı. Bu kısacık kesit bile gerçekten bu maçın bizlere neler sunabileceğini çok net bir şekilde gösterebiliyor.

Royal Rumble sonrasında Logan Paul, Wrestlemania dönemini Seth Rollins feuduyla geçirirken, Wrestlemania 39’da kendisine kaybetmişti. Bu esnada Ricochet ise Braun Strowman ile bir birliktelik oluşturmuş ve erkekler Showcase maçına katılmıştı. Ricochet ve Strowman ikilisi maçı kazanamazken sonrasında da Strowman’ın sakatlığı sebebiyle takım dağılmıştı. Geçtiğimiz ayki Money in the Bank dönemine geldiğimizdeyse Ricochet, Miz’i yenerek geri kalan beş isim gibi bu maça katılmayı bir eleminasyon usulü maçla elde etmişti. Toplam altı MITB maçı için mücadele etmeye hak kazanırken, maça çok kısa bir zaman kala Logan Paul geri dönmüş ve hiçbir eleme oynamadan direkt olarak kendini maça dahil etmişti. Bu olay tüm katılımcıları sinirlendirirken Ricochet de farklı bir şekilde hissetmemekteydi. Maçı Damien Priest kazanıp çantanın sahibi olurken, Ricochet ve Logan Paul ikilisi tıpkı Royal Rumble’da olduğu gibi bir kez daha maç içerisinde hatırlanacak bir olaya daha imza atmışlardı. Her iki isim de merdivenlerden iplere doğru atlarlarken, Ricochet, Logan’ı iplerden dışarıya kurulu olan masalara doğru Spanish Fly ile dışarı göndermişti. Her iki isim de bundan ciddi etkilenirlerken seyircilerden de müthiş destek almışlardı. Maçın ardından arka alanda Logan Paul çantayı alamamasından ötürü Ricochet’i suçlayıp ona saldırırken gerçekten de çok ciddi bir feud içerisine gireceklerini gösteren bir şekilde hareket etmekteydi. Otoparkın orada birbirlerine girerlerken hakemlerin zorla ayırmasıyla ancak biraz durulabilmişlerdi.

10 Temmuz Raw’da iki isim yüzleşirken, Paul, Ricochet’in maçta yaptığı hareketin hem kendisine hem de Ricochet’e zarar verdiğini ve Ricochet’in maçı kazanmaktan çok Logan’a kazandırmamayı önemsediğini söylemişti. Burada Ricochet sözü alarak hiç kimsenin onu MITB içerisinde olmasını istemediğini söylerken o esnada Logan’la selfie çekilmeye çalışan bir çocuğa gösteren Logan, “bundan emin misin?” diye sormuştu. Hakikaten sosyal medya ünlüsü olarak bu işi inanılmaz kotardığını ve bence doğaçlama yaptığı bu hareketin çok yerinde olduğunu söylemem gerekiyor. Ardından Ricochet bir maç teklif ederken Logan bunu reddetmiş ve sonrasında ani bir punch yapmak istemişken Ricochet’ten Maverick’i yemişti. 17 Temmuz’da Ricochet bir kez daha Logan’ı çağırırken, 24 Temmuz’da bir yüzleşme daha meydana gelmişti. Ricochet promo keserken Logan’ı çağırmış, Logan ise arkadan gelerek ona saldırmıştı. Ardından da SummerSlam meydan okumasını kabul ettiğini söylemişti. Çok güzel boo’landığı heel bir promo keserken Ricochet ayaklanmış, önce bir Superkick çekmiş sonrasında da Shooting Star Press’le Logan’ı susturmuştu. Şovdan önceki son Raw olan 31 Temmuz Raw’da Logan, Royal Rumble’ı hatırlatırken yumruğunu da tokuşturmak için uzatmıştı. Richochet karşılık verip gidecekken, Logan ise çok sert bir söz söylemişti. Maçtan sonra anonsçunun kazanan ismi anons edeceğini ve anons eden kişinin de Samantha Irvin yani Richochet’in nişanlısının olacağını söylemişti. Logan; Richochet’e “ben maçı kazandıktan sonra seninki benim ismimi kazanan olarak açıkladığında kalbin kırılmaz değil mi?” diye sormuştu. Bel altı pislik bir heeli oynayan Logan, bu sayede de seyircilerden çok iyi boo alırken Ricochet de dayanamayıp Logan’a girişmişti. Ricochet de seyircilerden iyi bir destek alıp akrobatik hareketler sergilerken, Logan rakibini havada yakalayarak bir punch’la yere sermiş ve SummerSlam’e üstün gitmişti.

Maçın olası güzelliği ve maça kadar geçen kısa sürede işlenen güzel olayları bir tarafa bırakıp tahmine geçersek, ben aslında son haftaya kadar maçın Logan tarafından kazanılacağını düşünüyordum. Zira Logan, üst üste çok fazla maç kaybetti ve bir feud veya maç kazanabilmek için en doğru isimle karşı karşıya geldi. Velhasıl son şovda olanlardan sonra iş Ricochet için biraz daha şeref mücadelesi haline geldi. Maçta eminim kameralar birçok kez Ricochet’in nişanlısı olan ring anonsörü Samantha’yı göstereceklerdir. Hal böyleyken Ricochet’in maçı kazanması da onun kariyerindeki güzel anlardan birisi olacaktır diye düşünüyorum. Zaten uzun bir süredir bire bir feudda yer almayan Ricochet için de yükselmek için güzel bir fırsat olacaktır.

Tahmin: Ricochet

 



Singles Match for the WWE Intercontinental Championship
Gunther(c) vs Drew McIntyre

Geçtiğimiz PPV Money in the Bank’te kemerini Riddle’a karşı korumayı başaran Gunther, maç sonunda hiç beklemediği bir rakip tarafından bir meydan okumayla karşı karşıya kalmıştı. Wrestlemania 39’dan bu yana ekranlarda görünmeyen, ardındaki draft sürecinde Raw’a geçen Drew McIntyre, ait olduğu topraklarda yapılan Money in the Bank şovunda return yaparak Gunther’in kemeri için meydan okumuştu. WWE’den ayrılacağı da konuşulurken ve de bir süredir TV ekranlarından uzaklarda kalmışken Drew’un bu geri dönüşü, bence Gunther ve kemeri için de oldukça önemli bir şey olarak değerlendirmek gerekir.

Geçtiğimiz günlerde Randy Savage’ın rekorunu da geçerek 420 gündür Intercontinental kemerini taşımayı başaran Gunther için tarihin en uzun Intercontinental şampiyonu unvanını elde edebilmesi yolundaki en büyük engel olarak Drew’u görmekteyim. 420 günlük bu title reign’inde gerçekten çok önemli isimleri temiz bir şekilde yenmeyi başaran Gunther, Wrestlemania 39’da yendiği iki rakibinden biri olan Drew’a karşı gerçekten ok zorlu bir mücadele veriyor olacak. O maçı hatırlarsak tarihin en iyi Wrestlemania maçlarından biri olarak anıldığını ve oldukça fiziksel geçtiğini, gün sonunda da Gunther’in Sheamus ve Drew’a karşı üstün gelerek kemeri koruduğunu hatırlıyoruz. Maçı kazanırken de tuş ettiği isim Drew’dan başkası değildi. Sheamus ve Drew dışında daha öncesinde Strowman, Rey Mysterio, Ricochet, Nakamura, Riddle gibi kayda değer isimleri de yendiğini biliyoruz. Tüm bunları yaparken de heel bir isim olmasına rağmen maçlarını hep temiz bir şekilde kazanmayı başarmıştı.

İşin Drew McIntyre tarafındaysa Wrestlemania sonrasındaki ilk TV gösterimini Money in the Bank’te yapmış, Gunther’i kemer koruması sonrasında geri dönmüş ve Gunther’e Glasgow Kiss ve Claymore çekmişti. Ardından da kemeri eline alarak kendisine mesaj göndermişti. 3 Temmuz Raw’da Riddle ve Giovanni Vinci karşı karşıya gelirlerken Riddle bir roll-up ile maçı kazanmıştı. Maçın ardından Kaiser ve Vinci Riddle’a saldırırlarken Drew yardıma gelmiş ve Gunther’in gözüne baka baka Vinci’ye bir Claymore çekmişti. Ertesi hafta Drew ve Riddle ikilisi Vinci ve Kaiser’le karşı karşıya gelirlerken Gunther bu sefer müdahil olmuş ancak Riddle tarafından püskürtülmüştü. Drew Vinci’ye Claymore çekip maçı takımına kazandırırken, Riddle da Kaiser’a Ankle Lock bağlayarak tuşu bozmasını engellemişti. 17 Temmuz’da Riddle ve Gunther bir kez daha karşı karşıya gelirlerken Gunther maçı kazanmıştı. Ardından promo kesen Gunther, gelmiş geçmiş en iyi IC şampiyonu olduğunu ve Drew’a meydan okuduğunu söylemişti. 24 Temmuz Raw’daysa Drew tüm Imperium’a meydan okumuş ve Gunther’in de meydan okumasını kabul ettiğini söylemişti. Gunther ise SummerSlam için karşı karşıya gelebileceklerini söylemişti. Böylece de bu maç resmiyete kavuşmuştu. Aynı gece Drew, Kaiser ile karşı karşıya gelmiş ve maçı kazanmayı başarmıştı. Maçtan sonra tüm Imperium Drew’a saldırırken Riddle yardıma gelmiş ancak o da yetersiz kalmıştı. Ancak sonrasında Drew toparlayarak Gunther’e spiker masasının üstünde bir Powerbomb çekmişti. 31 Temmuz’da Kaiser, Riddle’ı sürpriz bir şekilde yenerken Gunther ise ilk mağlubiyetini Chad Gable’a karşı almıştı. 5-minute challange dahilinde Gable’ın işini 5 dakikada bitiremeyen Gunther, teknik olarak mağlup olmuştu. Ardından maçı yeniden başlattırmış ve bu sefer rahat bir galibiyet almıştı. Maçtan sonra da Drew’a mikrofon üzerinden meydan okumuştu.

Bu maçı kazanmasının ardından Pedro Morales’in 424 günlük title reign’ini geçecek olan Gunther için Honky Tonk Man’i; yani 453 günle tarihin en uzun süreli Intercontinental kemeri şampiyonunu geçmesine de çok az kalmış olacak. Ancak dediğim gibi karşısında uzun bir süredir düşüşte olan, bir türlü kemer kazanamayan bir Drew McIntyre var. Drew, WWE’ye ilk geldiği dönemde (2009), tıpkı Austin Theory’nin geçtiğimiz sene Vince tarafından pohpohlandığı gibi bir etki yaratmıştı. Bizzat Vince McMahon tarafından “Chosen One-Seçilmiş Biri” olarak tanıtılan Drew, o ilk dönemlerindeki çıkışını Intercontinental kemeriyle beraber yapmıştı. Sonrasında 2017’deki dönüşüne kadar bekleneni veremese de 2020’ler itibariyle main event potasına çıkabilmişti. Dolayısıyla Gunther’in bu tarihi reign’ini bitirebilecek en doğru isimlerden bir tanesi olarak kendisi gözüküyor. Fakat Gunther bu kadar rekoru kırmaya yaklaşmış ve de rekoru kırmayı bu kadar hak etmişken, bence aşağı yukarı 1 ay kadar daha kemeri tutarak Honky Tonk Man’in rekorunu kırması en mantıklı seçenek gibi gözüküyor. Bu sebeple de belki ilk defa Imperium’un etkisiyle kazandığı bir kemer koruması görebiliriz gibi duruyor. Zira bu iki ismin feudu muazzam işler vaat ederken zaten tek bir maçla da harcanmaz gibi geliyor bana. O sebeple tartışmalı ve feudu uzatabilecek bir Gunther galibiyeti bekliyorum. Belki feuda Riddle da dahil olur ve olası bir Triple Threat de izleyebiliriz sonraki PPV’lerde. Gerçi Riddle’ın son Raw’da Kaiser’e kaybetmesi biraz bu durumu engelleyebilir gibi. Tüm bunların dışında da yine çok iyi bir maç izleyebileceğimize de inanıyorum. Gerçekten Gunther ve Drew’un çok iyi bir ring içi kimyası söz konusu.

Tahmin: Gunther





MMA Rules Match
Ronda Rousey vs Shayna Baszler

Tam anlamıyla bir sürpriz yumurta şeklinde ortaya çıkan bu feud, gerçekten en olmadık bir açıdan benim ve birçok ismin ilgisini çekiyor. Hatırlarsanız Wrestlemania dönemi boyunca Ronda ve Shayna ikilisi bir ortaklık kurarlarken, kadınlar Showcase maçına katılmışlar ve maçı kazanarak Kadınlar Tag Team kemerine göz dikmişlerdi. Zira 29 Mayıs Raw’da Liv Morgan’ın sakatlığı sonrasında Raquel’in de elinden alınan ve boşa çıkarılan Kadınlar Tag Team kemerlerinin yeni sahipleri Ronda ve Shayna ikilisi olmuşlardı. İki dominant ismin uzun bir süre bu kemerde durarak ciddi bir dominasyon yapacakları düşünülürken bu tezi kuvvetlendirebilecek bir şekilde 23 Haziran Smackdown’da da NXT Kadınlar Şampiyonları Alba Fyre ve Isla Dawn’ı yenerek kemerleri de birleştirmişlerdi.

İşler bu şekilde iki isim için de güzel ilerlerken Liv Morgan’ın dönüşüyle Raquel ve Morgan ikilisi, kemerleri için Money in the Bank’te bir rövanş hakkı elde etmişlerdi. Yaklaşık 1 ay önce gerçekleşen bu maç için ben dahil herkes şovun en zayıf maçı olarak düşünürken gecenin sürpriz anıyla karşı karşıya kaldık. Shayna, kendi takım arkadaşı Ronda’ya saldırıp ona ihanet ederken Raquel ve Morgan ikilisi de bundan fırsat bularak maçı ve kemeri kazanmayı bilmişlerdi. Zaten hali hazırda güzel bir şov olan Money in the Bank, bu olayla beraber cidden çok başka bir boyuta çıkmıştı. Böylelikle 32 gün süren bu title reign, böylesine sürpriz bir olayla sonlanmış ve artık Shayna ve Ronda arasındaki bu feud da kaçınılmaz hale gelmişti.

3 Temmuz Raw’daysa Shayna müthiş bir cheer alarak ringe gelmişti. Normalde bu işin doğasında iki eski dost, iki takım arkadaşından biri diğerine ihanet ederse ihanete uğrayan taraf face, ihanet eden taraf ise heel olur. Ancak burada oldukça istisnai bir durum mevcut. WWE seyircisi, face bir Ronda Rousey’i bir türlü kabullenmezken, Shayna’nın da yapmış olduğu hareketin gerekçelerine hak veriyordu. Zira Shayna, Ronda’nın WWE’de olmasının kendisi sayesinde olduğunu söylerken Ronda’nın aksine sıfırdan buralara gelmiş, onun gibi direkt Wrestlemania’ya çıkmamıştı. Kesmiş olduğu bu muazzam promonun ardından ikili birbirlerine girmişler ve Shayna hiç geri adım atmayarak üstün ayrılmıştı. Ertesi hafta Shayna, bire bir maçta Emma’yı yenerken maçtan sonra Ronda gelmiş ve bu sefer Shayna’ya karşı üstün gelebilmişti. 17 Temmuz’da Nikki Cross’u da yenmeyi başaran Shayna, yine Ronda’yla yüzleşmişti. Ronda bu sefer mikrofon alarak eline, torpilli olmadığını ve tıpkı MMA’da olduğu gibi burada da şanslı elde ettiğini söylemişti. Shayna da Ronda’dan bir maç isterken, Ronda da SummerSlam’i işaret etmişti. Maç 24 Temmuz’da kesinleşirken, 31 Temmuz’da da MMA Rules şeklinde gerçekleşeceği açıklanmıştı.

Her iki ismin MMA kökenli olması ve orada iz bırakan aksiyonlar içerisinde yer almaları sebebiyle bu maçın MMA Rules şeklinde ithaf edilmesi, maçın ilgi çekiciliğini iyice arttırıyor. Shayna, her ne kadar Ronda kadar hem MMA’da hem de Pro Wrestling’de popüler olmasa da WWE’deki ilk dönemi olan NXT sürecinde oldukça başarılı işlere imza atmıştı. Ana kadroya yükselmesinin ardından çok sönük bir dönem geçirmiş ancak Ronda’yla olan bu feudunda yeniden önem kazanması muhtemel bir isim haline gelmişti. Öte yandan Ronda ise uzun bir süre daha heel bir şekilde devam edeceğe benziyor. Zaten hep dediğim gibi booklanması zor bir isim olduğu için Tag Team ve ondan türeyen feudlarda yer alması, ana kemerler dışındaki kadınlar güreşini de önemli hale getiriyor.

Ben açıkçası bu feudun kazananın Shayna olması gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı Lesnar’ın zamanında Cena’ya yaptığı gibi ve muhtemelen Cody’e yapacağı gibi Ronda da Shayna’ya el vermeli bence. Ronda gibi bir isimle girdiği bire bir feudu kazanabilecek olan Shayna bence kadınlar division’ı için de müthiş bir kazanç olacaktır. Velhasıl bu maç türünün MMA Rules şeklinde olması bence işleri biraz değiştiriyor. MMA Rules maçın nakavtla, pes ettirmeyle, diskalifiyeyle, geri çekilmeyle veya hakem kararıyla bitmesi anlamı taşıyor. Bir nevi gerçek MMA’in Pro Wrestling çatısı altında yorumlanması gibi düşünülebilir. Ben böyle bir maçta Ronda’nın kaybetmeyi kabulleneceğini düşünmüyorum. Ancak bence bu maç, bu feudun son maçı olmamalı. Tıpkı Cody – Brock feudu gibi uzamalı diye düşünüyorum. İş normal güreşe geldiğinde de Shayna feudu ve maçları kazanmalı. Ancak sanki o maç bu değil gibi. Ronda’yı da bir önceki PPV olan MITB’de kaybettirmişken iki PPV üst üste de kaybettirmezler sanki.

Kazanan: Ronda Rousey





Singles Match for the World Heavyweight Championship
Seth “Freakin” Rollins(c) vs Finn Balor

Geçtiğimiz ay Money in the Bank döneminde bolca 2016 referansı içererek işlenen bu feud, aslında tartışmalı bir şekilde bitmemesine rağmen devam ediyor. 12.5 dakika süren ve bence biraz hayal kırıklığı şeklinde geçen Heavyweight şampiyonluk maçını şampiyon Seth Rollins, temiz bir şekilde kazanmıştı. İşin doğrusu temelinde oldukça sağlam bir hikaye ve olaylar silsilesi barındıran bu feudun sonucunda ortaya çıkan maçın biraz daha sert ve biraz daha heyecanlı geçmesini beklerdim. Zira Balor, maçtaki mağdur tarafta olmasına rağmen şimdiki personasının heel olması ve Seth’in yeni şampiyon olması sebebiyle biraz kolay bir mağlubiyet aldı diye düşünüyorum. Bir de bu maçtan önce şovun açılış maçında Balor’ın içerisinde bulunduğu Judgment Day üyelerinden Priest’in Money in the Bank çantasını da kazandığını düşünürsek, o maç çok daha şeyi bize göstermeliydi bence. Maça dair en hatırada kalan şey ise Balor, maçı kendi lehine götürürken cash in yapma teşebbüsünde bulunan Pirest tarafından dikkatinin dağılması ve maçı kaybetmesiydi.

Maçın hemen ertesi Raw’da Seth kemeriyle beraber Balor’dan yoksun Judgment Day’le yüzleşirken Damien ve Seth atışmışlar ve sonucunda da Dominik olayların içerisine çekilerek Seth’le maça çıkan isim olmuştu. Dominik için de birkaç ufak şey söylemek gerekirse herhalde şu anda WWE’deki en iyi heel olduğunu söylemek gerekir. Bazen seyirciler bazı heel güreşçilerle öyle bağ kurarlar ki onlara aslında yapmaları gereken boo’lamadan çok cheer yaparlar. Ancak Dom, gerçekten de sevilmeyen bir isim olarak müthiş bir iş çıkarıyor. Sonuna kadar heel, sonuna kadar karaktersiz görünümüyle yine Eddie’ye atıfta bulunarak isminin başına Dirty-Kirli,pis(hileci) ifadesini koymuş durumda. Ne zaman eline mikrofon aldığında da seyirciler tarafından boo yağmuruna tutulmakta. Aynı gece yapılan maçıysa beklendiği gibi Seth kazanacakken Priest maça karışmış ve Seth’e South of Heaven çekmişti. Ardından Priest, Seth’e girişmeye devam ederken bir anda toparlanır gibi olmuş fakat Dominik’in etkisiyle yine kendini yerde bulmuştu. Dominik bir yandan da Priest’i cash in yapması için cesaretlendirirken Balor ringe gelmiş ve Seth’e yumruk atmıştı. Seth yumruktan sonra tam ringe girmek üzere olan Priest’e çarparak onun ring dışına düşmesini sağlamış ve böylece cash’in yapmasını istemsizce engellemişti. Balor Seth’i dövmeye devam ederken Priest, ring kenarına gelmiş ve Balor’a amacını sormuştu. Balor da “sen olmasaydın ben bugün şampiyondum” diye cevap vermişti. İkili tartışmaya girişirken Seth ringi terk etmiş ve Dominik’i tek yakalayarak bir Pedigree çekmişti. Bu esnada Balor ve Priest ikilisi de tartışmaya devam etmişlerdi. İkili arasındaki gerilim MITB öncesi hali hazırda başlamışken, MITB’de yaşananlar ve 3 Temmuz gecesi Raw’da yaşananlar işi iyice ciddi boyuta taşımıştı.

Ertesi hafta Raw’da Balor tek başına ringte promo keserken Dominik ve Ripley ikilisi ringe gelmişler ve Ripley; her ne olursa olsun bu mevzuları arka alanda konuşmaları gerektiğini söylemişti. Bunun üstüne Balor sinirle arka alanın yolunu tutmuştu. Bu esnada Seth elinde tavuk kanatları yiyerek entrance’a gelmiş, hem Dominik’i hem de Judgment Day’i mikrofonda paramparça etmişti. Dom ve Ripley ikilisi arka alanda Priest’le konuşurlarken, Priest aslında Balor’la konuşmak istediğini ancak onun kendisini dinlemediğini söylemişti. Balor, bir kez daha Priest’i suçlarken, Priest de niyetinin zaten Balor’ın kazanması olduğunu dile getirmişti. Sen kazansaydın da sana cash in yapmazdım dedi. İkili bu konularda hem fikir olurken Balor, Seth ile olan işinin bitmediğini ve Seth’le uğraşmaya devam edeceğini söyledi. Priest de bu konuda herhangi bir rahatsızlık hissetmediğini söyleyerek olayları tatlıya bağladı. Gecenin ilerleyen dakikalarında Judgment Day, Seth’e tuzak kurarak tam maç için ringe geldiğinde ona saldırmışlardı. Seth’in yardımınaysa Tag Team şampiyonları Sami ve Owens gelmişti. Sayılar eşitlenince 3-man tag team maçı planlanmış ve maçı da Ripley’in etkisiyle Judgment Day kazanmıştı. Maçtan sonra Balor ve Priest ikilisi sarılarak yeniden birlik mesajı göndermişlerdi.

17 Temmuz Raw’da Seth arka alanda Byron Saxton’a bir röpartaj verirken Balor, müdahil olmuştu. Balor, buraya geliş amacının bir rövanş maçı olduğunu söylerken suratındaki muazzam öfkeyi ve intikam isteğini de gösteriyordu. Seth kendisini sakinleştirmeye çalışırken Balor ise geri adım atmamıştı. Tıpkı Seth’in ona yaptığı gibi, Balor da Seth’in kariyerini sonsuza dek değiştirmek istiyordu. Seth ise kemer maçı olmadan o gün maç yapabileceklerini söylerken Balor dayanamayarak Seth’e saldırmış ve segmenti bitirmişti. Aynı gece Owens ve Zayn ikilisiyse kemerlerini Priest ve Dominik’e karşı korumayı başarmışlardı. Ripley yine maça müdahil olmak istemiş ancak bu sefer Liv Morgan’ın (daha öncesinde Ripley’in ona saldırmasına istinaden maça karışmış) Ripley’e saldırması sayesinde Ripley tehdit olmaktan çıkmıştı.

24 Temmuz Raw’daysa tam bir Judgment Day dominasyonu gördüğümüzü söylesek hiç yanlış olmaz diye düşünüyorum. 18 Temmuz NXT’de Judgment Day’in tüm üyelerinin maça karışmasıyla Wes Lee’nin 269 günlük title reignini bitirerek NXT North American şampiyonu olan Dominik, başlangıcın gözde ismiydi. Owens ve Sami, Dominik’in şovunu keserken Owens muazzam bir promo keserek Dominik’i yerle bir eden isimler arasına adını yazdırmıştı. Bunun üzerine Sami ve Dominik maça çıkarlarken hakem ring kenarında bulunan herkesi dışarıya göndermişti. Maç temiz bir şekilde bire bir devam ederken hemen girişin orada Damien’ın Owens’a saldırdığını görmüştük. Bunu fırsat bilen Dominik roll up’ı yaparak Sami’den galibiyeti almayı bilmişti. Sami koşarak Owens’in yanına giderken doktorların Owens’e destek olduğunu görmüştük. İlerleyen dakikalarda bu sefer Ripley’in Liv Morgan’ı gafil avladığını görmüştük. Morgan’ı kolundan sakatlayan Ripley, oldukça acımasızca davranmıştı. Apollo Crews’la maça çıkan Damien Priest ise maçı kazanmayı başarmıştı. Gecenin sonundaysa Seth ve Balor, kontrat imzalama segmentinde karşı karşıya gelirlerken Balor; Seth’e yine 2016’yı işaret ederek tüm öfkesini kusan, acayip laflar etmişti. Gerçekten bu feud içerisinde Balor’ın 2016’yı sürekli hatırlaması, geçmişte yaşaması, olan tüm her şeyden ötürü Seth’i suçlaması ve öç alma çabasını yansıtması müthiş bir olay. Balor’ın lafları üzerine dayanamayan Seth rakibine saldırırken Priest ve Dominik’le de yüzleşmek zorunda kaldı. Bunun sonucunda da Priest, elindeki çantayla Seth’in kafasına vurdu. Sami tek başına Seth’e yardıma gelirken doğal olarak sayı dezavantajıyla yüzleşti. Sami’yi süpürdükten sonra Judgment Day üyeleri Seth’i püskürtmeye devam ederek finisher üstüne finisher çektiler.

31 Temmuz Raw’daysa Judgment Day bir düşman daha elde etti. Raquel de sakatlığını atlattıktan sonra Ripley’e saldırırken bir kez daha sayı dezavantajı sebebiyle Ripley gene üstün çıkmıştı. Gecenin sonundaysa Priest ile Seth Rollins karşı karşıya gelirlerken, Priest Seth’e bir finisher çekince gözü hemen çantasına ilişmiş ve cash in yapmak istemişti. Çantayı Balor’dan almak isterken Balor biraz tereddütlü hareket etse de (bu durum işlenecek mi onu da merak ediyorum) çok da zaman kaybetmeden çantayı ona vermişti. O esnada Seth toparlanmış ve hakem ringi çalmadan çanta Priest’in elindeyken ona bir Superkick çekmişti. Judgment Day’in diğer üyesi Ripley hakemin dikkatini dağıtırlarken Dominik ringe girmiş ancak Seth ona da çantayla saldırmıştı. Ardından Finn devreye girerken Sami gelmiş ve bir Helluva Kick ile onu püskürtmüştü. Boşluğu bulan Seth, Priest’e bir Curb Stump çekerek maçı kazanmayı bilmişti.

Bu maçın sonucu bence iki zıt tarafa da yakın gözükebiliyor. Yani olayların Money in the Bank PPV sonrasındaki olağan akışında, Seth’in kemerini korumak için başka bir #1 contender bulması, zaten MITB öncesinde de gerilen Priest ve Balor’ın da ortaklıklarını bitirerek feuda girmeleri beklenirdi. Ancak bu rövanş maçı, sanki farklı şeylerin de olabileceğini bizlere gösteriyor. Priest’in elinde çantasının olması bence tesadüfi bir olay değildi. İçerisinde olduğu stable’ın lideri ana kemer için uğraş verirken kendisinin çanta sahibi olması olayları dramatikleştirebilecek bir cash-in hazırlığı olabilir gibi geliyor bana. Çünkü bu senaryoya direkt dahil olmuş durumda yer alıyor. Ayrıca ben bir önceki maç için yaptığım tahminlerde MITB için Seth ve Balor arasındaki bu olayları da düşünerek Priest’i L.A Knight ile beraber ön plana çıkarmış ancak ufak bir farklı Knight’ın kazanacağını düşünmüştüm. Balor vs Seth maçının da bir “intikam” hikayesi olmasından ötürü daha sert geçeceğini, Balor alırsa şaşırmayacağımı fakat Seth’in ilk kemer koruması olması sebebiyle önde olduğunu düşünmüştüm. Şimdi tekrardan bu maç yaşanıyorsa ve bir önceki maç Priest sebebiyle kaybedilmişse, büyük bir olayın güzel hazırlıkları da yapılıyormuş gibi geliyor bana doğrusu. Yani Balor’ın, nihayet Seth’ten intikamını alarak 2016’da kazandığı ve sadece 1 gün tutabildiği ana kemeri yeniden kazanıp, bu kez de birkaç dakika içerisinde kaybedebileceği ve bunun en yakınından geleceği bir olayla karşı karşıya kalabileceği senaryosu bence muazzam bir şeye işaret ediyor. Seth’in de artık ikinci ayına geçtiğimiz için kemeri kaybetmesi de bir tık daha olası görülebilecek bir olay. Gerçekten ilk maçta beklediğim gibi 20 dakika ve üzeri geçen, oldukça sert ve yorucu bir maçın ardından galip gelen bir Balor görmek isterim. Bunun üzerine de cash in yemesi çok doğal bir sonuç yaratabilir.

Tüm bunlarla beraber Judgment Day’in bu süreçte çok fazla düşman edindiğini de söylememiz gerekiyor. Sami ve Owens’in Tag Team kemerleri çerçevesinde feuda dahil olmaları ve Owens’ın keyfabe olarak sakatlanması, Liv Morgan’ın ve Raquel’in benzer bir şekilde sakatlanmaları, Wes Lee’nin kemerini haksız yere kaybetmesi ve bunun için Dominik’ten intikam alma isteği derken Seth dışında hali hazırda çok fazla isimle feud içerisindeler aslında. Yani Balor’ın bu maçına elbette ki tüm Judgment Day üyeleri onun lehine karışacaklardır ama bu isimleri de püskürtebilecek çok fazla kişi var gibi gözüküyor. Bu da Balor’ın maçı kaybetmesine ve Priest’in hiç cash in deneme şansı bile bulamamasına sebebiyet verebilir. Ya da bulsa bile başarısız bir deneme olarak da tarihe geçebilir ki Damien’da böyle bir potansiyel de mevcut bence. Yani sürecin bir içsel savaştan çok biraz daha dışarıya sarktığını görmemiz Priest’in Balor’a cash in yapma ihtimalini biraz düşürüyor. O yüzden ben gerçekten main event kadar olmasa da bu maçta da yaşanacak şeyleri oldukça merak ettiğimi söyleyebilirim. Olayların başlangıcı bir arkadaş ihanetiyle cash-in yolunu işaret ederken sonunda böyle bir ihtimali düşürecek noktalara geldi. Priest’in halen bir cash in yapma ihtimali görece yüksek olsa da artık bizleri şaşırtabilecek durumda gözüküyor bence. Yani Seth bu olaylardan sıyrılabilir, Damien Balor’a cash in yapabilir, Balor yine Judgment Day ve düşmanları sebebiyle kemeri kazanamayabilir, Damien Seth’e bir cash in deneyip başarısız olabilir… Çok ihtimalli bir maç bence. Hangisi olursa olsun çok fazla şaşırmayacağımı söyleyebilirim. Priest, Dominik, Ripley elbette ki maça bir şekilde dahil olacaklardır. Sami, Owens, Morgan, Raquel hatta üstte bahsettiğim gibi Wes Lee onları süpürse Seth, bire birde Balor’ı yener diye düşünüyorum. Gerçi Morgan ve Owens sakatlandı ama sonuçta geri de dönebilirler burada. Balor’ın maçı kazanabileceği tek senaryo sonunda cash in yediği bir senaryo olacaktır bence. Tahmini beyin fırtınası yapıldığında da zor bir maç. Bu rövanş maçının bir şeylere gebe olmasını beklemek oldukça doğal bir sonuç. Ben kendi isteğim doğrultusunda hazır Priest’in cash in ihtimali birkaç hafta önceye kadar daha da düşürülmüşken, Balor’ın kazanıp Priest’in cash in yapmasına oynamayı çok istiyorum. Bunun yaşanmasını istememle birlikte bir de son dönem yaşanılanların sanki akla gelen ilk şeyi yapmamak için oluşturulmaya çalışıldığını düşünüyorum. Yani Priest’in birkaç hafta önceki cash in ihtimali daha yüksekken şu anda biraz düşmesi ters köşe yapma çalışmasına ithaf edilebilir mi diye de düşünüyorum. Ancak yine de kadınlardaki Triple Threat maçının cash in’e daha açık olması sebebiyle sanki bu Judgment Day ve düşmanları kaosunda Seth aradan sıyırılabilecek gibi de geliyor bana. Aynı gecede iki cash in izler miyiz? Sanırım daha öncesinde böyle bir şey izlemediğimiz için tarihi bir ana tanıklık etmiş oluruz ancak bu WWE tarafındans çok tercih edilebilir bir şey olur mu? Bundan da çok emin değilim. Çok ufak bir farkla Seth Rollins diyeceğim.

Tahmin: Seth Rollins

 




Tribal Combat for the Undisputed WWE Universal Championship and Recognition of Tribal Chief
Roman Reigns(c) w/Paul Heyman&Solo Sikoa vs Jey Uso

Bloodline’ın içsel mücadelesi artık Roman’ın kemeri çerçevesinde devam ediyor. Wrestlemania’da Cody Rhodes’u yenip kemerini koruduktan sonra 3 PPV’yi de kemer mücadelesi olmadan geçiren Roman, nihayet bir kemer koruması gerçekleştiriyor. Daha öncesinde Roman’ın ikinci yılında bahsettiğim gibi artık Roman’ın sürekli bir kemer koruması yapmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Zaten bundan sonrasında da 4 büyük PPV ve Arabistan PPV’leri dışında da bir kemer korumasına çıkmayacağını da anlayabiliyoruz. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi üçüncü yılı da artık geride bırakmaya doğru giderken karşısına çıkabileceği rakip sayısı oldukça az. İkincisi sıklet olarak kendinden düşük isimlerle sürekli bir PPV feuduna girmesine zaten gerek yok ki bunu ilk yılı içerisinde çokça kez yaparak kendisini ispatlamıştı. Üçüncüsü de artık WM döneminden bu yana işlenen bir Bloodline dağılış hikayesi söz konusu. Bu vesileyle de üç yıl öncesinde Roman bu tarihi title reign’ine başladığında karşısına çıkan ilk isim olan kuzeni Jey Uso’yla bir kez daha karşı karşıya geliyor.

Money in the Bank’e kadar olanları çok kısa özetlersek Wrestlemania 39’da Jey ve Jimmy, 1.5 yıldır ellerinde tuttukları Tag Team kemerlerini Sami ve Owens’a karşı kaybetmişlerdi. Sami’nin Bloodline senaryosuna dahil olduktan sonra yaşanılanlara dayanamayıp en yakın arkadaşı Owens’la birleşmesi sonucunda Bloodline bu süre zarfında hem Sami’yi hem de Tag Team kemerlerini kaybetmişlerdi. Wrestlemania 39’un ilk gecesinde yaşanan bu kemer kaybının ardından ikinci gecesinde Roman, kemerlerini Cody Rhodes’a karşı Solo Sikoa’nın desteğiyle korumayı başarmıştı. Tüm bu olanların ardından Roman Uso’ları görmezden gelmeye başlamış ve daha çok onların küçük kardeşi olan Solo Sikoa’yla ortak hareket etmeye başlamıştı. Uso’lar da kendilerini Roman’a affettirebilmek için kemerleri Sami ve Owens’tan almaya çalışmışlar ancak bir türlü başarılı olamamışlardı. Mayıs ayındaki Backlash’te Uso’lar ve Sikoa üçlüsü, Owens & Sami ve Riddle’a karşı maça çıkarlarken Solo ve Uso’lar arasında gerginlik yaşanmış ancak buna rağmen Solo maçı takımına kazandırmıştı. Hemen birkaç hafta sonraki Night of Champions’ta ise bu sefer Roman ve Solo ikilisi, Owens ve Sami’nin karşısına Tag Team kemerleri için çıkarlarken Jey ve Jimmy yardıma gelmiş ancak işler ters gidip yanlışlıkla Solo’ya vurmuşlardı. Roman da Jey ve Jimmy’nin gelişine oldukça sinirlenirken Jimmy artık dayanamamış ve Roman’a Superkick çekmişti. Jey şaşkına dönerken Jimmy bir Superkick daha çekmiş ve Roman’ı saf dışı bırakmıştı. Fırsat bulan Owens ve Sami ikilisi de Sikoa’nın üzerinden giderek kemerlerini korumuşlardı. Wrestlemania’dan bu yana Roman’ın yaşadığı güç zehirlenmesi ve egoist hareketlerinin bir sonucu olarak Jey ve Jimmy’e yaptığı tüm saygısızlıklar ve manipülatif hareketler böyle bir sonuç doğurmuştu. Daha sonrasındaki yaşanan süreçte Jimmy geri adım atmamış ancak Roman’a olayları çözme şansı vermişken, Roman ise Sikoa’yı yanına alarak resmen Sikoa’nın abilerine ihanet etmesini sağlamıştı. Bunun sonucunda Jey de tarafını belirleyerek ikiz kardeşinin yanında durmuştu. Roman’ın direktifinde olan Paul Heyman, tüm bu süreç içerisinde Jey’i Jimmy’e karşı doldurup onu Roman’ın tarafına çekmeye çalışırken, Jey’e bir nevi Roman’ın halefi olması teklif edilmişti. Roman şu anda hali hazırda Bloodline’ın yani kabilenin reisi-Tribal Chief’iydi. Roman bir gün bu unvanı bıraktığında bunu devralacak kişi Jey Uso olacaktı. Ancak tüm olanların farkında olan Jey, bu 3 yıllık zaman diliminde birkaç kez olduğu gibi yine olanları sorgulamış ve bir kez daha Roman’a karşı gelmişti. İlk karşı çıkışında tüm bu olanların başında kemeri ondan almak istemiş, bu sayede Main event’lere çıkıp Main Event Jey unvanını almış ancak Roman’a diş geçirememişti. Diş geçiremeyince de Roman’ın üstünlüğünü kabullenmişti..Ardından Sami olaylarında yine Roman’ın birçok direktifini dinlememiş, Sami’ye hep karşı çıkmış ancak en sonunda Sami’nin yaptıklarından sonra ona saygı duymuştu. Sami kendi yolunu çizerken de Jey yine ikilemde kalmış ancak Jimmy için Bloodline’a geri dönmüştü. Bu sefer kardeşi Jimmy’den cesaret alarak o da geri dönüşü olamayan bir yola girmişti.

Money in the Bank’in main eventinde Bloodline içerisindeki “iç savaş”ı temsil eden maçta Roman ve Solo ikilisi, Jey ve Jimmy’le karşı karşıya gelmişlerdi. Maç içerisinde hiç şaşırmadığımız bir şekilde hakem yerde kalırken ortalık bir kez daha karışmıştı. Uso’ları 1D çekip Roman’ı tuş pozisyonuna getirirlerken sayacak hakem olmadığı için tuş geçersiz olmuştu. Solo’nun etkisiyle Roman da toparlanmış ve ikili Uso’lara double Uranage çekmişlerdi. Ardından ikili son dönemde yaptıkları müthiş finisher kombinasyonu olan Samoan Spike-Spear kombinasyonuyla Jey’i etkisiz hale getirmişler ve Solo Jimmy’e de bir Samoan Spike çekerek işi bitirmişti. Roman tıpkı Wrestlemania 37’de Daniel Bryan ve Edge’e yaptığı Jey ve Jimmy’i üst üste koyup tuşa gitmiş ancak Uso’ların her ikisi de kalkmayı başarmışlardı. Roman bu olayın ardından şoka girip sinirden ağlama noktasına gelirken Solo onu toparlamaya çalışmış ve ardından Jimmy’le ilgilenerek onu ringin dışına çıkarmış ve spiker masasının üzerine Superkick çekmişti. Seyirci bariyerlerinin üzerinden Jimmy’e uçacakken Jimmy kurtulmuş ve Solo boşa atlamıştı. O esnada Jey de toparlama işaretleri göstermeye başlamıştı. Roman’a superkick çekmiş ancak Roman spear’la karşılık vermişti. Artık iş bitiyor diye düşünürken bizler Jey, son bir çabayla kalkmayı başarmıştı. Biz bu esnada işin şokunu atlatmaya çalışırken, spiker Micheal Cole, Jey’in omzunu kaldırırken hakemin görmediği kör bir noktada Roman’a low blow çekerek kurtulduğunu bizlere söylemişti. Sonra Replay’de gördük ki gerçekten de Jey, hiç kimseye çaktırmadan Roman’a low blow çekmişti. Ardından Uso’lar Superkick’ler ve Rope Splash yaparak işi bitirme noktasına gelmişlerdi. Nitekim Jey Uso, Roman üzerinden tuşa gitmiş ve şok edici bir şekilde maçı takımına kazandırmıştı. Bu gerçekten şok edici bir olaydı. Zira Roman, bu 3 yıla yaklaşmış olan title reign’i içerisinde kemer maçları dışında da hiç tuşlanmamıştı. En son tuş edildiğinde tarihler Aralık 2019’u gösteriyordu. TLC’de Baron Corbin’e kaybettikten sonra 3,5 yıldır kimse tarafından pinlenmemişti. Bu ciddi manada Roman’ın karizmasını ve tüm etkisini düşüren bir olaydı gerçekten. Ben de maçın Uso’lar tarafından kazanılacağını düşünürken dahi Roman’ın pinlenmeyeceğini düşünüyordum. Her şeyiyle yılın unutulmaz anlarından bir tanesiydi bu olay.

7 Temmuz Smackdown’da Roman şovu açarken, seyirciler tarafından “you got pinned-tuş edildin” tezahüratlarıyla karşılaşırken halen daha Tribal Chief ve şampiyon olduğunu, Bloodline öncesinde de main eventlere çıktığını ve Bloodline’a ihtiyacı olmadığını söylemişti. Jey ve Jimmy’e de ringe gelirlerken Roman onlara ithafen “tüm bunlara rağmen karşılığında aldığım şey bu muydu?” diye sorgulamıştı. Ardından da tüm bu işleri bıraktığını söylemiş ve Tribal Chief’i temsil eden şeyi Jey’e vermişti. Sonrasında ağlamaklı bir halle diz çökerken Jey’e low blow çekmiş ve intikamını almıştı. Jimmy’i de etkisiz hale getirdikten sonra Solo, MITB’de yapamadığını yapmış ve bu sefer spiker masasının üstünde yatan Solo’ya seyirci bariyerlerinin oradan atlamayı başarmıştı. Roman gecenin sonlarına doğru bir kez daha Acknowladge Me çekecekken Jey seyircilerin arasından gelmiş direkt olarak Solo’ya saldırmıştı. Eline sandalye alıp Roman’a girişirken Solo bir kez daha gelmiş ancak ona Superkick çekmişti. Jey, kardeşi Solo’ya sandalyeyle saldırırken Roman orayı terk etmiş ve tüm olanları uzaktan izlemeyi tercih etmişti. Roman giderken kemerini de ringde unutmuş ve bunu gören Jey eline kemeri alarak Roman’a maç teklif etmişti. Bu maçın sadece birebir olmasını istediğini ve hiç kimsenin müdahil olmasını istemediğini söylemişti. Aynı şovda hali hazırda saldırıya uğrayan Jimmy de sakatlanmış ve hastanelik olmuştu.

14 Temmuz Smackdown’da Jey ringde promo keserken herkese saygı duyduğunu ancak kendi kabilesinde gerçekleşen şeyleri bitireceğini söylemişti. Main Event Jey Uso olarak, yeni Head of the Table olacağını iddia etmişti. Solo ve Heyman ringe gelmişler ve Jimmy’nin sakatlandığını söyleyerek bunun Jey yüzünden olduğunu söylemişti Solo. Bunun üzerine ikili birbirlerine girişirlerken Jey, Solo’yu püskürtmüş ve Heyman’a odaklanmıştı. O esnada tekrar Solo ringe dönmüş ancak bir kez daha Jey tarafından püskürtülmüştü.

21 Temmuz Smackdown’da Jey ve Roman Summerslam’deki maç için kontrat imzalama segmentinde karşı karşıya gelmişlerdi. Buna göre bu maç bir Tribal Combat maçıydı. Yani kazanan hem kabile reisliğini ilan edecek hem de şampiyonluğu alacağı şekilde bir anlaşma yapılmıştı. Ek olarak da Tribal Combat maç türü olarak da düşünüldüğünde büyük ihtimalle DQ’nun olmadığı bir maç olacak. Zira zaten Bloodline’ın olduğu her maçta hakem yerde kalıp normalde DQ’ya tekabül edecek şeyler yaşanırken böyle bir maçın artık No DQ olması çok daha uygun gözüküyor. Kontrat imzalanmasının ardından Roman ve Jey el sıkışırlarken Roman orayı olaysız terk etmek istemiş ancak Solo masayı devirmişti. Masayı devirdikten sonra direkt Samoan Spike’a geçecekken Roman onu durdurmuş olayın şaşkınlığını yaşayan Solo, Jey’den bir Superkick yemişti. Roman heel, egoist, kazanmak için her şeyi yapan karakterinin dışında ilk defa rakibine saygı çerçevesinde davranmış ancak bir kez daha Solo’yu göz ardı etmişti.

28 Temmuz Smackdown’da Roman ve Jey karşılıklı olarak promolaşırlarken Roman, Jey’e ısrarla beni yenemezsin demişti. Jey de zaten “ben seni yendim” diyerek Money in the Bank’e işaret etmişti. Elini Roman’ın ensesine koyarak da “seni bir kez daha yeneceğim“ demişti. Gecenin ilerleyen dakikalarında soyunma odasında bir gerginlik yaşayan Jey ve Grayson Waller gecenin main eventinde karşı karşıya gelmişlerdi. Maçı Roman, Solo ve Heyman girişin orada izlerlerken Jey, Roman’a gönderme yaparak Spear çekmiş ve ardından bir Uso Splash’le maçı kazanmayı bilmişti. Maç biter bitmez Solo ringe gelmiş ve Jey’e saldırmıştı. Olanlara dayanamayan Roman da ringe gelmiş ancak Jey’den bir spear yemişti. Tam Uso Splash çekecekken Solo yine gelmiş ve işi bozarak bir Uranage çekmişti. Ardından Roman ve Solo ikilisi muazzam bir Samoan Spike&Spear kombosunu çekerek Jey’i etkisiz hale getirmişlerdi. İkili doymamış, aynı kombinasyonu bir kez daha yaparak Jey’i iyice bitirmişlerdi.

4 Ağustos Smackdown’da Jey, Heyman’la yüzleşirken fazla geçmeden Solo da aralarına katılmıştı. Jey, Solo’ya karşı “sana yapılanların hepsi bana da yapıldı, ne olursa olsun seni affedeceğim” demişti. Bu esnada Heyman, Solo’yu manipüle etmeye çalışırken Solo ise buna yanaşmamıştı. Solo tam Heyman’a çıkıp gitmesini söylerken Jey ise boşluk bulup kardeşine Super Kick’i çekmişti. Bunun üzerine ikili resmi bir maça çıkarlarken Jey, tam kemer maçı öncesinde tabi ki de kaybetmeyerek Solo’yu yenmeyi başarmıştı. Maçtan sonra iki isim kavgaya devam ederlerken Jey, sandalye darbeleriyle geceyi üstün kapatmıştı.

Şirketin ana senaryosunun bu kadar ailevi konulara odaklandığı bir ortamda Roman’ın kemerini dışarıdan birine karşı koruması bu aşamada beklenemeyecek bir durum. Bu senaryonun bir üst seviyeye taşınmasındaki tek engel ise Solo’nun da yön değiştirerek Roman’ın karşısına geçmesi olacak gibi gözüküyor. Roman bu süreçte Solo’yu yalnız bıraktı ve bir keresinde de dayak yemesine sebebiyet verdi. Tüm bunlara rağmen Solo hala üst düzey bir sadakat gösterirken bu olay da bir şekilde patlayacak gibi duruyor. Bence bu da olduğu zaman olası bir kemer değişikliğini konuşuruz diye düşünüyorum ki bence bu olaylar bir şekilde zaten Wrestlemania 40’a taşınacak gibi gözüküyor. Yani Roman kemerini ya Summerslam’de ya da WM’de kaybedebilir hale gelmişken Summerslam’de kemeri kaybetmesine yönelik uygun koşulların ve uygun bir rakibin olmadığını görüntülüyoruz. Dolayısıyla Roman bir şekilde buradan kemerle çıkacaktır ancak kazanırken de kaybedebileceği bir noktada olabileceğini düşünüyorum. Yani bundan sonrasında artık Solo’nun da sırt çevirmesini izleyeceğiz diye düşünüyorum. O yüzden maçı kazananının çok tahmin edilebilir olduğunu da düşünmekteyim. Jey’i her ne kadar bu süreçte çok güçlü gösterseler de her ne kadar Roman’ı pinletseler de bence Roman’ın kemerini alabilecek düzeyde değil gibi gözüküyor. O yüzden esas önemli olan şey maç içerisinde yaşanacak olaylar olacak. Burada da temiz bire bir maçtan ziyade ortalığın yine karışacağını öngörmek çok da zor olmasa gerek. Biraz da geleneklerin ön plana çıkacağını da düşünmekteyim zira Hell in a Cell 2020’deki maç da benzer bir çerçevede yaşanmıştı. Roman, I Quit maçında Jey’i yenmiş ve Anoa’i ailesinin yaşlı üyeleri Afa ve Sika (Wild Samoans – Roman’ın amcası ve babası) Roman’ı resmen Tribal Chief-Head of the Table ilan etmişlerdi. Bu maçta da DQ’nun olmaması sebebiyle Anoa’i ailesinden üyeleri hem maç içerisinde hem de maç sonrasında görebiliriz diye düşünüyorum. Özellikle Rikishi’nin ismi bu aralar haberlerde fazlasıyla geçerken, bu maçta kendisini görebiliriz gibi geliyor bana. Zaten son Smackdown’da Jey de benzer şeylerin sinyallerini vermişti. Bir de Solo da bu maçta oldukça ön plana çıkacak hareketlerde bulunacaktır bence. Bu da bir şekilde Roman’ın zararına olabilecek ya da gücünü sarsacak bir şekilde olması da kuvvetli ihtimal gibi gözüküyor. Belki maçı yine Roman’a kazandırıp ardından ona ihanet eden bir başka isim olarak karşımıza çıkabilir. Bu olay zaten elbet yaşanacak, zaten buna dair işaretler de veriliyor ama tam olarak ne şekilde olacağını da kestirmek zor. Çünkü Roman’ın maçı-kemeri-şefliği kaybedeceğini düşünmüyorum ama yine özellikle Solo üzerinden konuşulacak çok şey çıkacaktır.

Tahmin: Roman Reigns


---


Açıkçası salt büyük bir PPV olarak bakıldığında veya direkt olarak SummerSlam’in isim ağırlığı çerçevesinde baktığımız zaman biraz kağıt üzerinde rövanş maçlarının ağırlıkta olduğu ve bu sebepten ötürüdür ki düşük bir Match card ile karşı karşıya kaldığımızı söylemem gerekiyor. Bu Match Card SummerSlam dışındaki başka bir PPV’de olsa idare edilebilir gözükürdü ama burada beklenenin aşağısında doğrusu. Velhasıl bu durum, şovun isim ağırlığının şovun içeriğine kötü yansıyacak şeklinde değerlendirilmemesi gerekilen bir unsur. Örneğin büyük maçların dışında baktığımız zaman Logan Paul vs Richochet maçı bizlere inanılmaz şeyler vaat ediyor. Shayna Baszler ve Ronda Rousey feudunun gidişatı yine çok mücadeleci bir maç izleyeceğimizi gösterirken; kadınların kemer maçında Asuka, Charlotte ve Bianca gibi üç büyük ismin aynı anda ringde olduğu ve cash in’e oldukça açık çok büyük bir maç görmekteyiz. Cody’nin olası bir Brock Lesnar galibiyetini nasıl alacağını da izlemek oldukça güzel olacaktır.

Erkekler kemer maçlarında da Gunther ve Drew arasındaki maçın sonucunu oldukça merak etmekle beraber Seth ve Balor arasındaki maçtan çıkacak hikayeyi de oldukça beklemekteyim. Hikaye demişken WWE’nin gelmiş geçmiş en iyi 5 hikayesinden biri olan Bloodline hikayesinden yine şaşıracağımız neler çıkacağını da düşününce ilgim ve heyecanım artıyor. Tüm bu sebeplerden dolayı ben oldukça güzel bir şov izleyeceğimizi düşünüyorum. Bunu bazı maçlar özelinde isimlere bakmadan değerlendirdiğimizde net bir şekilde görebiliriz bence.

Herkese iyi seyirler dilerim.