2022 yılının kapanışını Survivor Series ile beraber gerçekleştiriyoruz.
Kasım ayının Crown Jewel’dan sonraki ikinci PPV’yi olan Survivor Series’le
beraber 2022 yılı erkenden bir kapanış gerçekleştiriyor. Zira Aralık ayında
herhangi bir PPV seyredemeyeceğiz. Ocak 1 için duyurulan Day 1 ise büyük
ihtimalle iptal edilmiş durumda. Dolayısıyla Crown Jewel’dan hemen 3 hafta
sonra Survivor Series’i izleyecek olmanın mutluluğunu yaşarken, Survivor Series
sonrasında da 28 Ocak 2023 Royal Rumble’a kadar PPV izleyemeyecek olmanın
hüznünü yaşıyoruz.
Survivor Series, WWE’nin en eski PPV’lerinden bir tanesi. Bu sene 36.kez
gerçekleştirilecek. Hal böyleyken dört büyük PPV arasında olduğu ve de kendine
özgü bir maç türüne sahip olmasından ötürü de iyi bir şov beklentimiz ortaya
çıkıyor. Tüm bunların yanında bu seneki Survivor Series konseptinde bir
farklılaşma söz konusu. 2016 yılındaki brand ayrımının ardından Survivor
Series; bir nevi Bragging Right PPV’inin yerini almış ve Smackdown vs Raw
konseptiyle bizlere sunulmaya başlanmıştı. Klasik 5’e 5 Survivor Series
Elimination Tag team maçlarını brandlar arası izlerken, aynı zamanda Champion
vs Champion maçlarına da tanıklık etmiştik. 2022 yılına geldiğimizde bu
konseptin çok da geçerli olmadığını görmekteyiz. Evet yine bir brand ayrımı var
fakat Roman’ın her iki brand’in ana kemerinin de sahibi olduğu ve de Uso’ların
her iki tag team kemerlerine sahip olduğu bir ortamda Smackdown vs Raw olayının
çok da bir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla bu sene brand savaşı kavramını bir
kenara bırakıyoruz.
Tüm bunlarla birlikte bu sene Survivor Series’i War Games çatısı altında
izliyor olacağız. War Games’ten biraz bahsetmek gerekirse, profesyonel güreş
içerisinde yer alan maç türlerinden bir tanesi. Dusty Rhodes tarafından
tasarlanan bu maç türünde iki tane ring ve bu iki ringi kapsayan kocaman bir
kafes mevcut. Dolayısıyla bu iki ring arasında geçiş mümkün. Ancak bu kafesi
Hell in a Cell kafesi gibi düşünmemek lazım çünkü sadece ringi iplerden
kapsıyor yanı bir nevi Steel Cage gibi düşünülebilir. Kafesin üstü
federasyonlara göre değişkenlik gösterse de WWE içerisinde açık oluyor. Haliyle
bu kadar geniş bir güreş alanının olduğu ortamda tag team maçları için tercih
edilen bir format haline geliyor. Genellikle iki veya üç takımdan oluşan maça
her iki takımdan birer kişi başlıyor. 5 dakıkalık bire bir kapışmanın ardından
her 2-3 dakikada bir (yine bu süre federasyonlara göre değişebiliyor) takımlardan
bir kişi sıra sıra maça dahil oluyorlar. Tabi rastgele seçildiği için bu
gelecek kişi, kısa bir süreliğine rakip takıma handikaplı bir durum yaratıyor.
En sonunda tüm katılımcılar ringe dahil olana kadar belirli bir sürede takım
üyeleri sıra sıra ringe gelmeye devam ediyorlar. Şovumuz Survivor Series olduğu
için ve de klasik Survivor Series Tag Team maçları beşerli olduğu için burada
da beşerli tag team mücadeleleri izliyor olacağız. Normal maç türünde herhangi
bir ekip üyesinin elenmesi söz konusu değil. Her iki takım üyelerinden biri
rakip takımdan herhangi birini tuşlarsa veya pes ederse maç sona eriyor. Ancak
eğer herhangi biri kafesten atlayıp ring dışına çıkarsa WWE kuralları gereği
maça geri dönüş yapamıyor. Bunun dışında klasik Survivor Series maçlarında
gördüğümüz, “pin olan elenir” kuralı burada bulunmuyor. Dolayısıyla klasik maç
türünden de biraz uzaklaşmış olacağız.
Geçmişi çok eskilere dayanan War Games maçları 80’li yılların sonunda NWA
döneminde bile gerçekleştirilen bir formattı. Sonrasında özellikle WCW
döneminde oldukça kullanılan bir öge haline geldi. WCW’un batışı sonrasında
WWE, 2010’lu yılların sonuna kadar bu maç türünü rafa kaldırdı. Ancak 2017’de
NXT çatısı altında her yıl War Games adında PPV’ler düzenlenmeye başlandı.
Velhasıl nihayet WWE tarihinde ilk defa ana bir şovda War Games keyfini tatma
şansı elde edeceğiz.
Women’s WarGames Match
Bianca Belair & Alexa Bliss & Asuka & Mia
Yim & Becky Lynch vs Damage CTRL (Bayley & Dakota Kai & Iyo Sky)
& Nikki Cross & Rhea Ripley
Kadınlar WarGames maçı özelinde
her iki ekibin de birbirleriyle uzun zamandır feud içerisinde olduklarını
görmekteyiz. Yan parçalar dahil ortada toplama bir feuddan daha çok bir
hesaplaşma var gibi duruyor. Zaten en başta Bianca ve Bayley’in Summarslam’den
bile olan hatta daha öncesinde Bayley sakatlanana kadar feud içerisinde
olduklarını görmekteyiz. Ben bu feud ekseninde hep yanılan taraf oldum doğrusu.
Bir türlü sezgilerim ve hissettirilenler karşılığını bulmadı. Summerslam’de
Bianca’nın Becky’e karşı olan kemer korumasından sonra Bayley’in Iyo Sky ve
Dakota Kai’yle beraber geri dönmesinin ardından başlayan feudda hep yanılan
taraf oldum. Önce Eylül ayında Clash at the Castle’da Bianca & Alexa & Asuka
üçlüsü; Damage CTRL üçlüsüne maçı kaybettiler. Hem de maç içerisinde pinlenen
isim Raw Kadınlar şampiyonu Bianca olmuştu. Ardından Ekim ayındaki Extreme
Rules’a giden yolda Iyo Sky ve Dakota Kai ikilisi boşta olan Kadınlar Tag Team
kemerlerinin sahibi olurken, Extreme Rules’taysa Bayley kemeri Sky ve Kai
ikilisinin yardımına rağmen Ladder maçında almayı başaramamıştı. Kasım ayındaki
Crown Jewel yolundaysa Nikki Cross’un return yaptığına şahit olmuştuk. Başta
hem Bianca’ya hem de Bayley’e saldıran Cross, Crown Jewel’da kimin tarafında
olduğunu belli etmişti. Tam Crown Jewel öncesinde yapılan son Raw’da Kadınlar
Tag Team’i Asuka ve Bliss’e geçerken, Crown Jewel’da Nikki Cross’un yardımıyla
maçı kazanan Kai ve Sky ikilisi kemerlerini hızlıca geri almayı başarmışlardı. Ancak
bununla beraber gecenin ilerleyen saatlerinde yapılan Bianca vs Bayley Last
Woman Standing maçında ne Nikki Cross ne de Sky & Kai ikilisinin maça
karıştığını görmüştük. Bayley de heel olmasına rağmen bir yardım almadan
güreşmişti. Bunun sonucunda Bianca kemerini bir kez daha Bayley’e karşı
korumayı başarmıştı.
Crown Jewel’dan sonraki Raw
olan 7 Kasım Raw’da Bianca Belair, Damage CTRL’e Survivor Series için meydan
okumuştu. Bunu kabul eden Damage CTRL üçlüsü yanlarına yeni destekçileri Nikki
Cross’u almışlardı. 14 Kasım Raw’daysa bir süredir Judgment Day bünyesindeki
feudların dengelerini bozan Rhea Ripley de ekibe katılırken heel tarafın 5’lisi
şekillenmişti. Face taraftaysa Rhea Ripley’in katılımından sonra doğal olarak
WWE’ye Judgment Day’le feudda olan The O.C’ye destek sağlamak için geri dönen
Mia Yim dahil olmuştu. 22 Kasım Raw’daysa Ripley, Asuka’yı yenerek War Games’te
ilk dahil olacak ekibin kendi ekibi olmasını sağlamıştı.
Face ekibin son üyesiniyse 26
Kasım Smackdown’da öğrenme şansı bulmuştuk. Summerslam’de Bayley, yanında Mia
Yim ve Dakota Sky’l birlikte Bianca’nın karşısına çıkarken, Bianca’yla yaptığı
maç sonrasında rakibini yalnız bırakmayan Becky, Bianca’nın yanında durmuştu.
Ardından yaşanan tüm bu olayların ardından Becky bir süre ringlerden uzak
kalmıştı. Nihayetinde bu olayın ardından face turn de yapan Becky, son
Smackdown’da Bianca’nın ekibine katılmıştı.
Bu feud artık burada sonlanır
diye tahmin ediyorum. 3 aydır devam ediyor ve bu süreçte Bianca her türlü
zorluğa rağmen kemerini korumayı başardı. Bu maçı da face ekibin kazanacağını düşünüyorum.
Bayley bundan sonrası için Becky’le feuda girebilir gibi geliyor bana. Bianca’ysa
sağlam bir title reign yaparak Becky ve Bayley gibi iki ismi püskürtmüş bir şekilde
yoluna devam ediyor. Charlotte’ın ben olası geri dönüşünün Raw için olacağını
ve Bianca’nın kemeri için aday olabileceğini düşünüyorum. Ama bu Royal Rumble
döneminde mi olur veya daha önce mi olur onu da izleyerek göreceğiz. Ben hem
Ronda’nın hem de Bianca’nın kemerlerini WM’ye kadar korumalarını olası
görüyorum. Bir Sasha Banks sürprizi çıkmazsa Becky’nin Ronda’ya, Charlotte’ın
da Bianca’ya gideceğini tahmin etmekteyim.
Tahmin: Bianca Belair &
Alexa Bliss & Asuka & Mia Yim & Becky Lynch
Singles Match
AJ Styles w/The OC (Luke Gallows & Karl Anderson)
& Mia Yim vs Finn Balor w/The Judgment Day (Damien Priest& Dominik
Mysterio & Rhea Ripley)
Geçtiğimiz PPV dönemi Crown
Jewel ile başlayan Styles vs Judgment Day feudu tüm hızıyla devam ediyor.
Hatırlarsanız Ekim ayı içerisinde Edge ile olan feudunu kazanan Judgment Day,
AJ Styles’la feuda başlamıştı. Bu noktada Balor birçok kez Styles’ı kendi
tarafına çekmeye çalışsa da Styles yanına eski dostları Gallows ve Anderson’ı
alarak Judgment Day’e meydan okumuştu. Crown Jewel’da gerçekleşen Tag Team
maçında Rhea Ripley faktörüyle Judgment Day maçı kazanmayı başarmıştı.
Rhea Ripley’in Edge’le
gerçekleşen feud içerisinde de birçok kez kadın olmasının avantajını kullanarak
takımına avantaj sağladığını görmüştük. Zaten diğer kadın menejer tiplemesinin
yanında güçlü de bir karakter olan ve dövüşten kaçmayan Ripley, bir de cinsiyetinden
ötürü kendisine saldıramayacağını bildiği face isimlere karşı birçok kez
avantajı ekibine kazandırmıştı. Bu sayede Edge feudunun da kazanılmasında çok
önemli bir etken olmuştu. Zaten heel bir stable olan Judgment Day, ister
istemez sayısal avantajını maçlarına yansıtıyor. Bir de üzerine Ripley gibi bir
karakter eklenince bazı durumlarda gerçekten karşı tarafın cevap vermesi zor
olabiliyor. Bu açıdan Styles’ın yanında Gallows ve Anderson’ın olması çok
önemli bir avantaj. Çünkü Gallows & Anderson & Styles üçlüsü, suni veya
geçici bir birliktelik oluşturmuş değiller. Zaten daha önceki yazılarda da
birçok kez belirttiğim gibi geçmişleri oldukça sağlam olan bir üçlü. Tüm
bunlara rağmen Ripley faktörü sebebiyle Judgment Day hala feudda üstünlüğü
elinde tutabiliyordu. Velhasıl 7 Kasım tarihli Raw’da tüm şartları eşitleyen
bir gelişme yaşandı. 2021 yılında WWE’den ayrılan Mia Yim, 7 Kasım 2022 Raw’da
return gerçekleştirerek The OC’ye katıldı ve Rhea Ripley’e saldırdı. Böylelikle
artık her iki tarafta da üçer erkek ve birer kadın ismin olduğu, şartların tam
anlamıyla eşitlendiği bir durum söz konusu.
Bu feudun devamlılığı açısından
her iki ekibin liderlerinin bire bir maça çıkmaları da oldukça normal bir
durum. Bir önceki Edge feudunda da yine Balor’un Edge ile bire bir maça
çıktığını görmüştük. Daha önce bu ikili TLC 2017’de de karşılaşmış ve maçı
Demon Finn Balor kazanmıştı. Ancak bu sefer işler çok farklı. Feudun gidişatı
ve de Mia Yim’in geri dönüşünün anlamlı olabilmesi için maçı AJ Styles
kazanmalı. Sonucun dışında maç içi aksiyonların oldukça iyi olacağını
düşünüyorum. Her iki ismin köşesinde ekip arkadaşları da olacak. Yani maç her
ne kadar bir War Games maçı olmasa da bir nevi katılımcı sayısı bakımından yine
kaotik ve heyecanlı şeyler görmemiz oldukça olası duruyor. Ring içi zaten
harika şeyler vaat ederken bir yandan ring dışı da acayip bir potansiyele sahip
gerçekten.
Tahmin: AJ Styles
Singles Match for the WWE
Smackdown Women’s Championship
Ronda Rousey(c) vs Shotzi
Extreme Rules’te kemeri Liv
Morgan’dan geri alan Ronda Rousey, ilk PPV kemer korumasına Shotzi karşısında
çıkıyor. Üzerinde çok büyük bir hikayenin dönmediği bu maç özelinde Shotzi, her
ne kadar six-pack challenge maçını kazarak gelse de bir nevi geçiş rakibi
olarak düşünebileceğimiz bir profil rolünde. Zaten Ronda Rousey gibi bir
dominant karakterin kemerini çok hızlı bir şekilde çok ekstrem bir durum
olmadıkça kaybetmeyeceğini düşünürsek de tahmin yapmak çok da zor değil.
Dolayısıyla tahminim Ronda’ya gidecek.
Peki bundan sonra ne olacak?
Aslında Ronda’nın bir önceki title reign’in çok kısa sürdüğünü ve bir cash in
ile sonlandığını hatırlamaktayız. Bence bu Ronda’nın kemerini en az WM’ye kadar
koruyacağının bir işareti. Nihayetinde Ronda’nın isminin hakkının bu title
reign ile verilebileceğini düşünüyorum. Zaten WM’ye kadar kemerini tutarsa
yaklaşık 6 aylık bir kemer koruması yapmış olacak. Bu da aslında görece uzun
bir süre olarak düşünülebilir bence. WM döneminde ise bence Royal Rumble kazananıyla
feuda girecek. Çünkü Smackdown’un kadınlar klasmanı bir hayli kısıtlı. Raquel
sanki bir yandan pushlanacak gibi duruyor ama Ronda varken önü çok açık olur mu
bilemiyorum. Sanki Royal Rumble’la beraber Becky veya eğer dönerse Sasha Banks
ile bir feudu olacak gibi geliyor ama bakalım zaman bizlere ne gösterecek.
Tahmin: Ronda Rousey
Thriple Threat Match for
the WWE United States Championship
Seth “Freakin” Rollins(c) vs Bobby Lashley vs Austin
Theory
Extreme Rules’ta
gecenin son maçında Riddle’a kaybederek makus talihini devam ettireceğini
düşündüğümüz Seth Rollins, Brock Lesnar’ın yardımıyla 10 Ekim Raw’da Bobby
Lashley’i yenerek United States kemerinin yeni sahibi olmuştu. Aslında Extreme
Rules öncesinde zaten Lashley’le kemer maçına çıkmış ancak Riddle’ın maça
müdahalesiyle maça kazanamamıştı. 10 Ekim’de yapılan rövanş öncesindeyse Bobby
Lashley promo keserken Brock Lesnar’ı da yendiğini hatırlatmış ve bunun üzerine
Lesnar sürpriz bir return yaparak Lashley’e saldırmıştı. Bu şartlar altında
oynanan maçı kazanan kişiyse Seth Rollins olmuş ve yıllar sonra WWE’de bir
kemer kazanabilmişti.
Bu olaydan sonra Lashley, Crown
Jewel için Lesnar’la feda girmişti. Crown Jewel’da yapılan maçı kazanan oldukça
tartışmalı bir şekilde Brock Lesnar olmuştu. Lashley maç öncesinde Lesnar’a
saldırıp tüm maçı da üstün götürmüşken, bir de üstüne Hurt Lock bağlamışken
Lesnar onu ani bir tuş pozisyonuna getirmiş ve maçı kazanmayı bilmişti. Maç
sonrasında da Lashley Lesnar’a saldırarak feudun devam edebileceğine dair
işaretler vermişti.
Seth Rollins ise kemeri
kazandıktan sonra bir süre Mustafa Ali’yle feuda girmişti. Ben aslında hazır
Extreme Rules’ta Riddle’a kaybettikten sonra Riddle’ın kemer için bir hak iddia
edeceğini düşünmüştüm ama ring içini de düşünürsek Mustafa Ali, fena bir seçim
değildi. Hem de Seth’in title reign’ini uzatma adına iyi bir geçiş rakibi
olabilirdi. Ama bu feud da çok fazla sürmedi. Çünkü Crown Jewel’dan sonra heel
turn yapan Lashley, Lesnar’la olanların acısını Seth Rollins’ten çıkarmaya
karar vermişti. Crown Jewel’dan hemen sonraki 7 Kasım tarihli Raw’da Seth,
kemeri için bir Open Challenge başlatmış ve karşısına Mustafa Ali çıkmıştı.
Ancak o esnade Lashley gelmiş, Mustafa Ali’yi saf dışı bırakarak onun yerini
almıştı. Lashley daha maç başlamadan Seth Rollins’e girişmiş ve onu maça
çıkamayacak hale getirmişti. Bunu fırsat bilen Money in the Bank kazananı
Theory, cash in yapmak için ringe gelmiş ve hakeme çantayı vererek resmen kemer
maçı hakkını kullanma kararı almıştı. Tam Seth’e A Town Down çekip tuşa
gidecekken Lashley bir kez daha müdahil olarak hakemin ayaklarından tutarak
ringin dışına çekmişti. Hakem o sırada yerde yatarken de Theory’e saldırmıştı.
Theory tam count out’la maçı kaybedecekken son anda ringe dönmüş ancak o sırada
da Seth’ten Curb Stomp yiyerek maçı kaybetmişti. Bu maçtan sonrasında Theory
adını tarihe gelmiş geçmiş en kötü cash in’i yapan isim olarak yazdırmayı
başarmıştı.
Ertesi hafta 14 Kasım tarihli
Raw’da Lashley, kemerini geri alana dek Rollins’le uğraşmaya devam edeceğini
açıklamıştı. Aynı gece Theory, vermiş olduğu saçma kararını açıklama şansı
bulmuştu. Birçok kez ana kemer için cash in yapmayı denediğini ancak hep
engellerle karşılaştığını söylemişti. Örneğin Summerslam’de cash in yapacakken
Uso’lar karşısına çıkmıştı. Clash at the Castle’da cash in geldiğinde de Tyson
Fury engel olmuştu. Bu esnada kendisiyle dalga geçen Dolph Ziggler’la maça
çıkmış ve onu yendikten sonra son derece ciddi bir karakteri oynayarak
kendisine saldırmıştı. Zaten selfie işlerini de bir kenara koymuş gibi
gözüküyor, ayrıca sakallarını da biraz daha uzatmış. Bir karakter değişiminde
olup olmadığını ileride daha net görürüz gibi geliyor. Aynı gece Seth Rollins
ise kemerini Finn Balor’a karşı korurken maç sonunda Theory’nin saldırısına
maruz kalmıştı. Maçın açıklandığı gün olan 21 Kasım Raw’da ise Mustafa Ali’yi
yenen Theory, Lashley’le yüzlemiş ve üstün gelemeyince kaçmaya karar vermişti.
Bu maçı isim isim okumaya
başlamadan önce arkasında fena olmayan bir hikayenin olduğunu ve de maç içi
olarak da güzel şeyler vaat ettiğini söylemek gerekiyor. Bununla beraber ilk
olarak Theory hakkında konuşmak gerek diye düşünüyorum. Hepimiz bundan birkaç
ay önce Theory’nin bir nevi “Next Big Thing” olduğunu, WWE içerisinde dönem
dönem şovları götüren bayrak isimlere nazaran dahi oldukça genç bir yaşta
WWE’de bir yerlere gelmesini öngörüyorduk. Bunun etkisiyle Temmuz ayında
yapılan MITB PPV’ine başta maç için açıklanmamasına rağmen sonradan dahil
edilmiş ve maçı da kazanması sağlanmıştı. Bu sırada zaten US kemeri için de
kemer mücadelesinde olan Theory, kemerini Seth Rollins’ten önceki şampiyon
Lashley’e kaybetmişti. Bundan sonrasında Roman’dan sonraki şampiyon mu olacak
soruları gündeme gelmişti. Üstte de belirttiğim gibi çantayı alır almaz üst
üste iki PPV cash in yapmayı denemişti. Hatta ben de o dönem Roman hem
Summerslam’de Lesnar’ı hem Clash at the Castle’da Drew’u yenip bir de cash
in’den kurtulursa bu işi The Rock’tan başkası paklamaz yazmıştım. Tam da o
dönem Vince McMahon’ın WWE’den emekli olduğu haberini almıştık. Hepimizin
bildiği üzere Vince, Theory’i gerçekte de tutan bir isim. Kendisini de beğendiği
için bunu keyfabe olarak da işlemiş, hikayelerde bir nevi torpilli bir karakter
izlenimi verdirtmişti. Bunu zamanında Drew için de başka güreşçiler için de
yapmıştı zaten. Ancak Theory’nin gerçekten Vince sonrasında hangi konumda yer
alacağını hepimiz oldukça merak ediyoruz. Vince gittikten sonra Roman’ın bir
promo’da kendisi için “artık babacığın burada yok” demesi ve üzerine tarihin
gerçekten en kötü cash in’ini yapması bir tesadüf olabilir mi? Hakikaten bu
seneki cash in’in en önemli cash in’lerden biri olacağını düşünürken ve bir de
bu rolü Theory’e vermişken bir alt segment kemer olan United States kemerine
cash in yapılmasının mantığı nedir? Theory bu durumu, Rollins’in WWE’deki en
büyük şampiyonlardan biri olarak açıklamasını yapmıştı ama bence daha önce
sıfırdan bir maçla gerçekleşen cash in’lerden bile kötü bir cash in’di. Hem
kemer seviyesi olarak ana kemere yapmadı hem de fail oldu. Zaten fail cash
in’ler bir güreşçinin kariyeri boyunca hep kötü imajlar yaratan bir unsurken
bir de alt segment bir kemer için gerçekleşen bir fail’ın ilk defa yaşandığına
şahit olduk. Bu gerçekten birkaç ayda Theory için nereden nereye geldik
durumunun tam bir vücut bulmuş hali oldu. Birçokları şimdiden Triple H’in
Theory’i gömmek için kazma küreği ortaya çıkardığı yorumlarında da bulunmaya
başladı. Bu maç gerçekten Theory’nin ilk dönem kariyeri açısından oldukça
önemli olacak. Damien Sandow veya Baron Corbin gibi daha önce MITB sahibi olup
başarısız bir cash in’in etkisiyle kariyeri inişe mi geçecek yoksa Cena veya
Strowman gibi başarısız bir cash in’e rağmen sağlam bir yerde mi duracak? Aslında
Strowman ve Cena’yı örnek göstermek çok da doğru değil zira o isimler başarısız
cash in’lerine rağmen isim ve güç olarak da çok önemli yerde duran kişilerdi.
Theory ise o seviyeye aday birisiyken böylesine bir lekeye sahip olmuş olacak. Buradan
kariyerini döndürmesi, en azından Vince’in şanslı çocuğu imajından kurtulmasını
sağlayacak.
Lashley ise ben Roman ile Royal
Rumble’da feuda girmesini beklediğim bir isimdi. Lesnar doğal olarak part timer
takılırken bu sürede hem heel olacak hem de Lesnar’la feuduna kadar vakit
dolduracak gibi. Bu ikilinin maçı öyle bir şekilde bitti ki zaten bu feudun
devam etmemesi mucize olur gibi. O sebeple Lashley’in yeniden kemeri alması ve
Lesnar veya onun da öncesi benim öngörüm Roman feud için gereksiz olur gibi.
Seth Rollins ise nihayet WWE
içerisinde yeniden yükselişe geçmeye başladı. Riddle’la olan feudu karşılıklı
galibiyetlerle sona erip bir nihayete ermese de sonucunda kemere yürüdü. Bundan
sonrası için buradan galibiyetle çıkarsa önemli bir iş yapmış olacak gibi
gözüküyor. Sonuç ne olursa olsun pinlenen ismin Lashley olmayacağını göz önünde
bulundurursak ya Theory iyice batacak ya da Seth tam yükselişe geçecekken
tekrardan duraksayacak. O sebeple tahmini de çok zor bir maç. Ben Seth’in kemeri
koruma ihtimalini olası görsem de bir yandan Theory için de toparlanma maçı
olabilir gibi geliyor. Yani cash in’le alamdığını burada tertemiz kazanabilir. Öbür
türlü Triple H için de Thoery’i gömme senaryosu devreye sokma ihtimali gerçeğe
dönüşecek gibi. Her ne olursa olsun sonuçları itibariyle ilgiyle izleyeceğim bu
maçı.
Tahmin: Austin Theory
Men’s WarGames Match
The Bloodline (Roman Reigns & Solo Sikoa &
Sami Zayn & The Usos(Jey Uso & Jimmy Uso)) w/Paul Heyman vs The
Brawling Brutes (Sheamus & Ridge Holland & Butch) & Drew McIntyre
& Kevin Owens
Tıpkı kadınlar War Games
maçında olduğu erkekler War Games maçında da yine hikayelerin birleştirildiğini
görmekteyiz. Ancak kadınlar maçına nazaran burada hikaye bütünlüğü bir tık daha
ön planda diyebiliriz. Geçtiğimiz aydan beri feud içerisinde olan Uso’lar ve
Holland & Butch ikilisine bu sefer Roman ve Sheamus da katılıyor. Ek olarak
Bloodline aktif tüm üyeleriyle bu maç içerisinde yer alacakken Brawling Brutes
da yanlarına Drew McIntyre ve Kevin Owens’i aldıklarını görüyoruz.
Clash at the Castle’da
kemerlerini Drew McIntyre’a karşı bir diğer kuzeni Solo Sikoa’nun debut’unun
etkisiyle korumayı başaran Roman Reigns, Ekim ayı dönemini Logan Paul ile
beraber geçirmişti. Zaten Crown Jewel’a özel bir feud olduğunu bildiğimiz bu
feuddan Crown Jewel’daki galibiyetiyle zaferle ayrılmıştı. Bununla beraber
Crown Jewel dönemini Bloodline’ın diğer üyeleri olan takım kemerleri
şampiyonları Uso’lar, Brawling Brutes üyeleri Holland ve Butch ile feudda
geçirmişlerdi. Aslında bir süredir Imperium ile feudda olan Brawling Brutes,
Sheamus’un kemeri Clash at the Castle’da Gunther’den alamamasının ardından
Extreme Rules’ta Imperium’u yenerek durumu eşitlemişti. Bu galibiyetin
etkisiyle 21 Eylül Smackdown’da Holland ve Butch ikilisi Uso’lara karşı kemer
maçına çıkmışlar ancak Imperium’un maça karışmasıyla kemeri alamamışlardı. Sonrasında
Rey Mysterio’nun Smackdown’a geçmesinin ardından Intercontinental kemeri için
#1 contender olmasının etkisiyle o feud rafa kalkmıştı.
21 Ekim Smackdown’da Sikoa,
Sami’nin yardımıyla Sheamus’u yenerken maç sonrasında Sheamus 4’e 1 yakalanarak
Bloodline tarafından sakatlanmıştı. Tabi keyfabe olan bu olay sonucunda Shemaus
bir süredir ringlerden uzak kalmıştı. Bu esnada 28 Ekim Smackdown’da Holland ve
Butch ikilisi, Sami ve Sikoa’yı Bloodline içerisinde yaşanan karmaşanın
ardından yenmeyi başarmışlardı. Bunun üzerine meşhur Ucey segmenti yaşanmış ve
olay Crown Jewel’a sarkmıştı. Crown Jewel’da ise Uso’lar takım kemerlerini
Holland ve Butch ikilisine karşı korumayı başarmışlardı. 11 Kasım tarihli
Smackdown’da Bloodline ringde gövde gösterisi yaparken Sheamus, Holland ve
Butch ile beraber geri dönüşünü gerçekleştirmişti. Velhasıl 5’e 3 olarak devam
eden ring içi aksiyon sırasında Crown Jewel’de Karion Kross’u yenmeyi başaran
Drew McIntyre’ın müziği çalmış ve ringe gelerek Brawling Brutes’a yardım
etmişti. Brawling Brutes’un Imperium’la olan feudu sırasında bir face turn
yaptığına şahit olmuştuk. Aslında Eylül ayında Clash at the Castle döneminde
Sheamus ve Drew, Roman’ın rakibi olmak için maça çıkarlarken burada heel olan
taraf Sheamus’tu. Ancak Sheamus maçı
kazanıp IC kemerinin peşine düşerken bir face turn gerçekleştirmişti. Tüm
bunlarla beraber aynı gece yine Smackdown’da Uso’lar bu sefer kemerlerini New
Day’e karşı korumayı başarmışlar ve bu sayede tarihin en uzun süreli takım
kemeri şampiyonları unvanını da onlardan almaya hak kazanmışlardı.
Bütün bu olanların ardından
Bloodline War Games’i kaldırabilecek tam kadroya sahipken face ekip bir kişi
eksikti. 5.kişi kim olacak sorusunun cevabını ise 18 Kasım tarihli Smackdown’da
bulmuştuk. Butch ile Sami Zayn arasında gerçekleşen Dünya Kupası maçı
sonrasında her iki takım birbirlerine girmişler ve Roman herkese karşı
üstünlüğü sağlamayı başarmıştı. Bunun üzerine son dönemlerde ekranlarda
sakatlığı sebebiyle görmediğimiz Kevin Owens’ın müziği çalmış ve face ekibe
katılarak sayıları eşitlemişti. Gecenin sonunda Roman’a stunner çekerek çok
ciddi bir mesaj vermişti.
Maçın oluşum hikayesi bir yana
tahmine geçmeden önce birkaç şeye değinmek istiyorum. İlk olarak işin Bloodline
tarafında doğrusu ben Roman Reigns’in bir maç içi aksiyona gireceğini pek
düşünmüyordum. 2022 yılında 2021 yılına nazaran çok daha az kemer korumasına
çıkan Roman, zaten main eventer isimleri teker teker mağlup etmeyi başarmıştı.
Bu sebeple zaten bir kemer koruması beklemezken en azından Bloodline’ın
topyekün yer aldığı bu feud içerisinde kemer mücadelesiz de olsa aksiyonun
içerisine girmesi beni sevindirdi. Öte yandan Bloodline içerisinde de Sami
Zayn’in etkisiyle uzun bir süredir olası bir çatırdamanın altyapısının
hazırlandığını görmekteyiz. Sami’nin kendi çabalarıyla bir şekilde kendini
Roman’a kabul ettirip ekibin içerisine girmesi Jey Uso’nun hoşuna hiç
gitmemekte. Burada memnuniyetsiz olan kişinin Jey Uso olmasının oldukça önemli
olduğunu düşünüyorum. Hatırlarsanız Roman kemeri aldığı ilk dönemde ilk olarak
kuzeni Jey Uso’yla feuda girmişti. Zaten tüm bunların sonucunda Jey, Jimmy’le
beraber Roman’ın üstünlüğünü kabul ederek Bloodline mevzusunu oluşturmuşlardı.
Hatta tüm bu dönemin etkisiyle Jey’in Main Event Jey lakabı aldığını da
biliyoruz. Şimdi yine Jey, yine Roman’ı sorgulayıcı tavırlar söz konusu. Bu
sefer herhangi bir akrabalık bağlarının olmadığı Sami’yi ötekileştirdiğini ve
tüm bunların sonucunda da Roman’ın otoritesine zaman zaman karşı geldiğini
görmekteyiz. Örneğin Sami’nin bir Uso olmasını asla kabullenemedi. Veya
Logan’la olan feud’da Roman tüm bloodline’a bir ring içi aksiyona girmemesini
söylerken Jey’in inadına gidip Logan’a saldırdığını gördük. Bunun dışında bir
de tabi meşhur Ucey segmenti yaşandı. Burada da Sami’nin ne kadar mükemmel bir
karakter olduğuna değinmeden geçemeyeceğim. İnsanlar 2.5 senedir devam eden
Bloodline konularından belki de tam sıkılmaya başlayacakken gruba onların
gelenekleriyle hiçbir alakası olmayan bir isim olarak kendini kabul ettirmeye
çalışması, müthiş bir mizah unsuru olarak karşımıza çıktı. Ted Lassovari bir
senaryoda Sami, birçok kez Roman zarar görmesin diye kendini hep ön plana attı.
Tüm bu olanların top noktasıysa Ucey segmenti’nde yaşandı. Bir nevi iç hesaplaşma
segmenti olarak planlanan bu ciddi olayda Jey, bir kez daha Roman’ı sorgularken
Sami araya girerek Roman’ı sakinleştirmeye çalışmış ve Jey’in kendisini çok
fazla Ucey hissetmediğini söylemişti. Bunun üzerine Jey büründüğü karakteri
bozarak kahkahalarını zorla durdurmaya çalışmıştı. Ama bu bile Sami’nin ne
kadar renkli bir karakter olduğunu gözlerimizin önüne sermiş ve Ucey sözcüğünü
de hayatımıza katmasına sebep olmuştu. Tabi tüm bu keyfabe dışı olaylar
zincirine bakarsak Jey’in bir kez daha Sami sebebiyle Roman’a karşı yavaş yavaş
bir kez daha harekete geçici tavırlar da bulunabileceğine bir işaret olmuştu. Tüm
bu hazırlanan altyapıya bir de 18 Kasım’da gerçekleşen Sami vs Butch maçında,
Sami’nin maçı Jey yüzünden kaybetmesi de eklendi. Ring dışında diğer BB
üyeleriyle kapışırken Jey anlık olarak ringe girmiş ve tam finisher çekip maçı
kazanacak olan Sami’ye istemeden engel olmuştu. Bu esnada avantajı ele geçiren
Butch maçı kazanmayı başarmıştı.
Ekibin diğer üyelerinden Solo
Sikoa’nın ise Sami’yle çok iyi anlaştığını görmekteyiz. Biraz da isminin de
etkisiyle abilerinden ayrı takıldığını da görüyoruz tabii. Jimmy’se pek bu
olaylara karışmadan bir taraf seçmiş durumda değil gibi doğrusu.
Face taraftaysa Imperium’la
olan feud içerisinde muhteşem bir performans gösteren Brawling Brutes’un yine
önemli bir feudun içerisinde yer aldığını görmekteyiz. Burada aslında tüm face
ekibin liderliğini bir nevi Sheamus yapıyor. Sheamus, aslında main eventer
geçmişine sahip bir isim olmasına rağmen oldukça uzun bir süredir mid carder
olarak takılıyor. Ancak kazanmış olduğu bu ivmeyle beraber sanki bir kez daha
main eventer potasına çıkarak belki Royal Rumble’a kadar Roman’la bir kemer
feuduna girebilir gibi geliyor. Zira 2 ay çok uzun bir süre ve mutlaka bir
Smackdown’da kemer maçı olacaktır diye düşünüyorum. Bu kemer koruma maçının
Sheamus üzerinden gerçekleşmesi oldukça muhtemel gibi. Öte yandan Drew
McIntyre’sa Karion Kross’la olan feudunu bir kenara bırakmış gibi gözüküyor. Bu
maçta önemli bir güç unsuru olarak Sheamus ve ekibinin yanında olacak. Ayrıca
Roman ve Solo Sikoa’yla olan husumetini de unutmamak gerekiyor. Ekibin beşinci
üyesiyse üzerinde durulması gereken bir isim. Aslında Kevin Owens’in Bloodline
eksenindeki senaryolara daha öncesinde de müdahil olduğunu görmüştük. Sanıyorum
ki bundan 2, 2.5 ay öncesinde Sami Zayn’e kendisini küçük düşürdüğünü ve
Bloodline’dan uzak durması gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine ayarlanan
maçta Uso’lar Sami’nin eline sandalye vererek Owens’a vurmasını söylemişler
ancak Sami bunu yapmamıştı. Bu olayın devamı gelmedi tabii. Owens’ın belki
sakatlığının da bir etkisi olmuştur diye düşünüyorum. Tüm bunların yanında
zaten Owens ve Sami ikilisinin geçmişinden söz etmeye gerek yok sanırım. Bu
anlamda Bloodline’ın çatırdama senaryosu altyapısının oluşturulduğu evrede
Kevin Owens’in beşinci adam olarak face ekibe katılmasının da oldukça manidar
olduğunu düşünüyorum.
Ben burada oyumu face ekibe
vereceğim. Her ne olursa olsun Bloodline’ın kendi aralarında bir anlaşmazlık
yokmuşçasına maçı kazanıp gövde gösterisi yapacaklarına pek ihtimal
veremiyorum. Belki Jey ile Sami’nin arasındaki gerginlik bir kez daha
tırmanacaktır ve bu sayede face ekip bir avantaj elde edebilecektir. Bu sebeple
pinlenen isim Zayn olabilir. Ek olarak her PPV’de kemerlerini tutan
Bloodline’ın bir kez olsun kaybetmelerinin hikaye devamlılığı açısından da
uygun olabileceğini düşünüyorum. Gerçi son Smackdown’da Sheamus ve ekibi maç
için avantajı ele geçirdi. Bu da maça nasıl bir etki yaratır bilemiyorum.
Her ne olursa olsun ring içi
olarak muazzam şeyler izleyeceğiz. Ek olarak hikayesel anlamda da dikkatle
izlenmesi gereken bir maç olduğunu düşünüyorum.
Tahmin: The Brawling Brutes
(Sheamus & Ridge Holland & Butch) & Drew McIntyre & Kevin Owens
--
3 hafta gibi bir kısa sürenin
ardından Kasım ayında ikinci bir PPV izleyeceğiz. Klasikleşmiş Survivor Series
konseptinin dışında olan bu PPV, içerisinde çok fazla kemer koruma bulundurmasa
da sahip olduğu War Games konseptiyle bizlere bambaşka bir heyecan sunacağa
benziyor. Bundan sonrasında 2023 Ocak ayına kadar yani Royal Rumble’a kadar bir
PPV izleyemeyeceğimizi düşünürsek de WM yolunda bazı işaretler alabileceğimizi
de düşünerek izlememiz gerekir kanaatindeyim.
Herkese iyi seyirler dilerim.