ARA

28 Ocak 2018 Pazar

Royal Rumble 2018 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri



WWE ROYAL RUMBLE 2018 – 28 OCAK 2017

Yılın ilk PPV’yi olan ve de benim için özel bir yeri olan Royal Rumble PPV’yi bu sene de bomba gibi karşımıza çıkıyor. Bu sene otuz birincisi gerçekleşecek olan Royal Rumble da, farklı olarak, tarihte ilk kez erkekler Royal Rumble maçının yanında bir de kadınlar Royal Rumble maçı izleyeceğiz. Hiç şüphesiz bu durum PPV’ye ekstra bir heyecan katarken, kadın güreşi açısından da önemli bir adım olarak karşımıza çıkmakta.
RR maçlarının yanında iki brandin ana kemerleri de gelecek şovumuz içerisinde korunacak. Smackdown ana kemer şampiyonu AJ Styles, kemerini Sami Zayn ve Kevin Owens ikilisine karşı bir handikap maçında korumaya çalışacak. Raw ana kemeri şampiyonu Lesnar ise kemerini, bir triple threat maçında Kane ve Braun Strowman’a karşı korumaya çalışacak.
Son PPV’inin üstünden uzun bir zaman geçti. Bu nedenle oldukça heyecan verici bir match card’a sahip olan bu PPV’imizi hiç vakit kaybetmeden değerlendirmeye başlayalım.



Kick-off Match
Six-man Tag Team Match
Kalisto & Lince Dorado & Gran Metalik vs TJP & Gentleman Jack Gallagher & Drew Gulak
Bu maç özelinde doğrusu çok fazla konuşacak bir şey yok ama genel olarak biraz Cruiserweight division’ı hakkında konuşacak çok fazla şey var. Aslında birkaç gün önce Royal Rumble PPV’yi için Cruiserweight şampiyonu Enzo Amore’nin kemerini Cedric Alexander’a karşı koruyacağı açıklanmıştı. Ancak sonrasında işler planlandığı gibi ilerlemedi. Enzo, WWE’den kovulunca kemer boşa çıkarıldı ve de Enzo’ya dair tüm hikayeler sona erdi. Enzo’nun kovulmasındaki sebep son günlerde adının karıştığı cinsel taciz olayları ile alakalıydı. Hal böyle olunca WWE doğal olarak kendisiyle yollarını ayırdı.
Bu beklenmeyen olayın ardından ise Daniel Bryan tarafından 205 Live’da yapılan açıklamaya göre önümüzdeki hafta 205 Live’da hafif sıklet isimleri için bir GM atanacağını ve de kemer için de onun direktifleri doğrultusunda hareket edileceği söylendi. Bu durum aslında hafif sıklet güreşi için önemli bir şey. Çünkü 205 Live adında kendilerine özel bir şov var lakin ortada hikayesel açıdan maçları ayarlayan bir kimse yok. Bu olayla birlikte eminim ki hikayelere zenginlik katılacaktır. Zira güreşçiler ne kadar yetenekli olsalar da var olan dandik senaryolar bu isimlere olan ilginin azalmasına sebep oluyordu. Enzo’nun varlığı biraz olsun hareketlilik getiriyordu ama yeri bir şekilde doldurulmak zorunda elbette. Neville’in de son zamanlarda WWE ile yaşadığı problemi düşünürsek hafif sıklet güreşi bir kez daha dibe vurmuş durumda. Bu aşamada belirlenecek GM’in önemi büyük. Ben de o ismi herkes gibi büyük bir merakla bekliyorum. Eskilerin cruiserweight isimlerinden birisinin olması muhtemel. Örneğin Gregory Helms, Chavo Guerrero gibi isimler olabilir. Ya da tarz olarak Cruiserweight’e yakın olan ama sakatlığından ötürü güreşi bırakmak durumunda olan Tyson Kidd de olabilir. Bekleyip, göreceğiz.
Bu maça açısından ise konuşacağımız pek bir şey yok aslında. Aynısı birkaç gün önce 205 Live’da izlemiş ve de maçı kazananın maskeliler olduğuna tanık etmiştik. Royal Rumble açısından da aynı sonuç oluyor diyorum.
Tahmin: Kalisto & Lince Dorado & Gran Metalik



Kick-off Match
Tag Team Match
Luke Gallows & Karl Anderson vs The Revival (Scott Dawson & Dash Wilder)
Bir diğer kick off maçımız ise Raw’da yer alan iki takım arasında. Aslında bu iki takım arasındaki feud için çok da geriye gitmeye gerek yok. Royal Rumble’dan önceki son Raw olan 22 Ocak tarihli Raw’da, Raw’ın 25.yılı olması dolayısıyla farklı bir şov gerçekleşti. Buna göre iki farklı arenada canlı maçlar gerçekleşti. Barclays Center’daki şovda daha çok güncel hikayeler yer alırken, Raw’ın doğduğu yer olan Manhattan’daki şovda ise biraz daha nostalji temalı olaylar yaşandı. Örneğin Manhattan’ında spiker koltuğunda Jim Ross ve Jerry “The King” Lawler vardı. Bununla birlikte Undertaker’ın da promosuna orada tanık olmuştuk.
Yine nostalji temalı olarak DX üyelerini de Manhattan’daki şovda görmüştük. Triple H ve Shawn Michaels önderliğinde DX’in diğer eski üyeleri olan New Age Outlaws (Billy Gunn ve Road Dog) da ringdeydi. Yine bir eski DX üyesi olan Sean Waltman (1-2-3 Kid veya X-Pack adlarıyla da bilinir) da kendisini göstermişti. Bunlara ilaveten aslında WCW ve WWF arasındaki savaşta farklı tarafta yer alsalar da arka alanda DX’in çoğu üyesi ile dost olan Razor Ramon (Scott Hall) de ringe gelmişti. Yeri gelmişken söylemekte yarar var ki Triple H, Shawn Michaels, X-Pack, Scott Hall ve Kevin Nash arka alandaki dostlukları nedeniyle The Kliq olarak tanınırlar. 1996 yılında hikaye gereği birbirlerine düşman olan Triple H ve Michaels takımı ile Ramon ve Diesel(Kevin Nash) karşı karşıya gelmiş ve de maç sonunda hepsi birbirlerine sarılmışlardı. Buradaki esas olay ise bu maçın Ramon ile Diesel’ın son WWF maçları olmasıydı. Bu olaydan sonra ikili WWF’ten ayrılarak WCW’ya geçmiş ve de meşhur NWO senaryosunun doğumuna vesile olmuşlardı. Bu sarılma olayı tarihte Madison Square Garden Incident olarak bilinir; yani Madison Square Garden kazası. İsimlendirmenin esas kaynağı elbette şovun yapıldığı arenanın ismiydi. Kaza kelimesi ise bu iki takımın hikayeyi parçalayarak bütün gerçekçiliği yok edip sanki hiçbir şey olmamış gibi birbirlerine sarılarak veda etmeleriydi. Yani mesela şu an birbirlerine ciddi düşmanlık besleyen Shane ile Owens’ın hikaye dışı olarak birbirlerine herkesin önünde sarılmaları herhalde hoş karşılanmayacak bir durum olacaktır. Bir de 1996 yılının şartlarını düşünürsek elbet o zamanın şartlarına göre bu olayın ne kadar büyük bir olay olduğunu anlayabiliriz. Neyse başka bir yazının konusu olan bu olaya dair tüm detayları daha sonra detaylı bir şekilde anlatabiliriz.
Konumuza dönersek Kevin Nash hariç The Kliq ve DX üyeleri ringdeyken Finn Balor önderliğinde Gallows ve Anderson da ringe geldiler. Bir nevi Balor ile birlikte face turn geçiren Gallows ve Anderson efsanelerle birlikte meşhur kurt selamını yaptılar. Ardından geçtiğimiz hafta efsaneler hakkında atıp tutan Revival üyeleri de ringe geldiler ve Gallows & Anderson ikilisiyle maç yaptılar. Maçı Gallows ve Anderson ikilisi kazanırken maçtan sonra efsaneler Scott Dawson’ı yerle bir ettiler. Bu maç da bir nevi yaşanan olayların rövanşı niteliğinde karşımıza çıkmakta.
Aslında Balor önderliğinde Gallows ve Anderson olası çıkışlarının sinyallerini verdiler. Ama öte yandan Revival ise önemsenmesi gereken bir takım olarak karşımızda. Aslında sakatlıklar bir nevi onların önünde bir şansızlık olarak ortaya çıktı. Yani sakatlıklar sebebiyle bir türlü Raw’da kendilerini gösterme şansı bulamadılar. Raw’ın 25.yıl dönümünde yaşanan olaylar karşısında bu sefer Revival’ın maçı kazanacağını düşünüyorum. Kısa vadede bu feudun devam etme olasılığı yüksek.
Tahmin: Revival (Scott Dawson & Dash Wilder)



Kick-off Match
Singles Match for the WWE United States Championship
Bobby Rhoode(c) vs ???
Kick-off’un son maçı ise bir kemer maçı. Aslında United States kemer için de daha önce Royal Rumble için daha başka planlar yapılmış ancak sonrasında iptal edilmişti. Aralık ayının PPV’yi olan Clash of Champions’da Dolph Ziggler; Bobby Rhoode ve kemerin sahibi olan Corbin’i bir triple threat maçta yenerek yeni United States şampiyonu olmuştu. Ancak sonrasındaki Smackdown’da kemeri ringin ortasına bırakarak arka alanın yolunu tutmuştu. Biz bu olaydan sonra Ziggler’ı WWE ekranlarında görmezken, kemer de Daniel Bryan tarafından boşa çıkartılmıştı. Kemerin yeni sahibini belirlemek için Bryan bir turnuva başlatırken Shane ise kemerin direk eski şampiyon olan Corbin’e geri verilmesi taraftarıydı. Owens mevzusundan sonra ikilinin bu konuda da anlaşamadıkları görülmüştü.
Yapılan turnuva sonucunda ilk turda Corbin’i yenen Rhoode, yarı finalde ise Mojo Rawley’i yenerek finale kalmıştı. Öte yandan Tye Dillinger ile Xavier Woods’u yenen Jinder Mahal finale çıkan bir diğer isim olmuştu. İkili arasında gerçekleşecek olan ve de kemerin yeni sahibini belirleyecek olan maç daha önce Royal Rumble PPV’inde yapılması planlanmıştı. Ancak 16 Ocak tarihinde maç gerçekleşti ve de maçı kazanan Rhoode U.S kemerinin yeni sahibi oldu.
Dolph Ziggler bu olayların neresinden müdahil olacak bilmiyorum ama elbette kemeri bırakıp gitmesinin ardından hikaye farklı bir şekil alacaktır. Yani sonrasında dönüp bir şey olmamış gibi mücadele etmesi veya yeniden eskisi gibi sürekli maçlar kaybetmesi bu kemer bırakma olayını anlamsız kılacaktır. Burada ise Bobby Rhoode’ın open challenge’ına karşılık vermesi muhtemel bir olay. Ama bunu kick off’a saklamak ne kadar doğru olur bilmiyorum.
Bir return de göreceğimizi düşünmüyorum doğrusu. Yani zaten Royal Rumble var, return gerçekleşecekse orada gerçekleşecektir. Smackdown kadrosundan bir ismin gelmesi muhtemel. Dolph hariç bence Rhoode kemerini koruyacaktır.
Tahmin: Bobby Rhoode




2-out-of-3-falls match for the WWE Smackdown Tag Team Championship
The Usos (Jimmy Uso & Jey Uso)(c) vs Chad Gable & Shelton Benjamin
7 Kasım 2017 tarihinde Smackdown’da daha önce karşı karşıya gelen bu iki takımdan; Chad Gable ve Shelton Benjamin ikilisinin oluşturduğu takım maçı count out ile kazanmayı başarmıştı. Ama count out galibiyetlerinin özel durumlar hariç kemeri kazanma imkanı vermemesi nedeniyle kemer Uso’lar da kalmış ve de Survivor Series’de Smackdown’ı temsil edecek takım olma hakkını elde etmişlerdi. Ardından geçtiğimiz senenin son PPV’i olan Clash of Champions’da yine Uso’lar, kemerlerini New Day, Benjamin & Gable ikilisi ve de Rusev & Aiden English ikilisine karşı bir fatal four way maçında korumayı başarmışlardı.
Bir sonraki Smackdown’da ortada kemerin olmadığı bir maçta Gable ve Benjamin ikilisi Uso’ları yenmeyi başararak bir kez daha kemer potasına girmişlerdi. 2018’in ilk Smackdown’ında bu kez ortada kemerin olduğu bir maçta karşı karşıya geldiler ve maçı yine Gable ve Benjamin kazandı ve de kemerleri de ele geçirdi.  Gable ve Benjamin kemer kutlaması yaparken arka alandan başka bir hakem geldi ve Gable’ın yanlış Uso’yı tuş ettiğini söyledi. Yani Uso’lar istemeden twin magic yaparak kemerlerini korumuş oldular. Şöyle ki ringin içerisinde legal olan Jey yerine, Jimmy tuşlanmış, bunu maçın hakemi de anlamamış ancak arka alandan gelen başka bir hakemin müdahalesi ile maç yeniden başlamıştı. Yeniden başlayan maçı Uso’lar bu kez kazanınca kemer de onlarda kalmıştı.
Bir sonraki hafta Smackdown’da Gable ve Benjamin ikilisi Daniel Bryan’a bu durum karşısındaki rahatsızlıklarını iletirken, Bryan da Royal Rumble PPV’i için bir kemer maçı daha ayarladı. Ancak bu sefer maçı kazanmak için tarafların birbirlerini iki kez tuş etmesi gerekiyor. Dolayısıyla gerçekleşecek üç maçtan ikisini tuş eden taraf kemerin yeni sahibi olacak.
Ben Uso’ların kemerlerini koruyacaklarını düşünüyorum. WM için Smackdown takım kemeri bazında bir hikaye tahminim yok ama bundan sonrası için Bludgeon Brothers ile feuda girecekleri çok açık. Öte yandan kazanan kim olursa olsun, çok güzel bir maç izleyeceğimizi düşünüyorum.
Tahmin: The Usos (Jimmy Uso & Jey Uso)




Tag Team Match for the WWE Raw Tag Team Championship
Seth Rollins & Jason Jordan vs Cesaro & Sheamus
The Shield ve Miz&Miztourage&Sheamus ve Cesaro eşliğinde aylardır devam eden bu feud, Jason Jordan’ın da hikayeye dahil olmasıyla bambaşka bir boyuta ulaştı. Öncelikle filmi biraz başa sararsak, 6 Kasım tarihli Raw’da, Survivor Series öncesi, Smackdown’dan New Day’in maça karışmasıyla Cesaro ve Sheamus; Dean ile Seth’i yenerek takım kemerlerini ele geçirmişlerdi. Ardından Survivor Series’e Raw takım kemerleri şampiyonu unvanı ile gitmişler ancak Uso’lara kaybetmişlerdi.
Bu sırada Miz’i yenerek Intercontinental kemerine sahip olan Shield üyelerinden Roman; arkadaşları takım kemeri peşinde koşarken kendisi de Samoa Joe ile feuda girmeye başladı. Bununla birlikte Jason Jordan da Samoa Joe ile gireceği feudun kıvılcımlarını göstermeye başladı. İşler bu şekilde karışık ilerlerken, Roman’a bir mesaj vermek isteyen Joe, 18 Aralık tarihli Raw’da arka alanda Dean Ambrose’u sakatlamıştı. Bu sebepten ötürü takım kemerleri mücadelesinde partnersiz kalan Seth Rollins için, GM Kurt Angle oğlu Jordan’ı devreye sokarak 25 Aralık tarihli Raw için bir rövanş maçı ayarladı. Her iki ismin de elbette ortak paydası Joe’yken birden kendilerini aynı takımda buldular ve de maçı da kazanarak Sheamus ve Cesaro’dan takım kemerlerini almayı başardılar.
Bununla birlikte birden Jordan kendisini Shield’ın içerisinde görmeye başladı. Yani aslında Roman & Seth ve Dean üçlüsü eski Shield gibi ortak senaryolarda yer almak yerine daha çok Dean & Seth ve ayrı olarak Roman ekseninde takılıyorlardı. Yani aslında görünüşte takım halinde olsalar da yani aralarında bir dostluk olsa da ortak bir feud içerisinde değillerdi. Buna rağmen Jordan birçok kez Shield vurgusu yaparak kendini takımın içine dahil etmeye çalıştı. Ancak bu uğurda birçok kez başarısız oldu. Örneğin birçok kez Seth’den bağımsız olarak maçlara salça olmaya çalıştı. Örnek vermek gerekirsek, Titus Worldwide ile maç yapan Sheamus ve Cesaro ikilisinin maçına karışarak ikilinin maçı kaybetmesine neden oldu. Ya da bir sonraki hafta reunion gerçekleştiren Club üyelerine (Finn Balor & Gallows & Anderson) meydan okudu. Ancak maçı kazanan taraf biraz da Cesaro ve Sheamus’ın da etkisi ile Club olmuştu. Zaten ben o maçtan sonra yavaş yavaş güçlenen Club’ın da bu maça dahil olacağını düşünüyordum ama rövanş maçı için böyle bir şey düşünülmedi. Son olarak Raw’ın 25.yıl kutlamaları için davet edilen Christian’ın Peep Show’una dahil olan Rollins ve Jordan ikilisi, Cesaro ve Sheamus’ın dahil olmasıyla onlara meydan okudular. Bu esnada Rollins yanlışlıkla Jordan’a dizi geçirdi.
Yani bütün bu bahsettiklerim maça bir şekilde etki edebilir. Çünkü Dean ile oldukça iyi bir ikili olan ve de yıllarını beraber geçiren iki arkadaş olarak ringe çıkan takım yerine, kimyası uyuşmayan iki isim görüntüsü bizlere verilmekte. Dolayısıyla bu da takım kemerlerinin el değiştirmesi yönünde bir duruma neden olabilir. Ama WM dönemine doğru girerken Raw içerisinde birçok güçlü takımın da yer aldığını belirtmemiz de fayda var. Yani aylardır Cesaro & Sheamus ve de The Shield arasında geçen bir takım kemerleri mücadelesi var. Jeff’in sakatlığı nedeniyle güreşememesinden dolayı Hardy Boyz’u saymazsak, The Revival ve de Club kemer hikayeleri için oldukça önemli adaylar olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Dean de elbet WM öncesi ringlere dönecektir ki hatta belki de Royal Rumble’da da karşımıza çıkabilir. Onun da gelişi bu senaryoya farklı bir bakış açısı katacaktır.
Tahmini zor olsa da ben Rollins ve Jordan ikilisinin kemerlerini koruyacaklarını düşünüyorum.
Tahmin: Seth Rollins & Jason Jordan




Handicap Match for the WWE Championship
AJ Styles(c) vs Kevin Owens & Sami Zayn
Şu anda WWE içerisinde var olan senaryolar dahilinde, sonunun hangi şekillerde ve de nasıl geleceğini en çok merak ettiğim feud, Owens vs Shane ile başlayan daha sonrasında Daniel Bryan’a uzanan bu mükemmel feud. Kevin Owens’ın uzun bir aradan sonra kemer potasına geri dönmesiyle birlikte aslında yaz aylarında doğan bu feudun, doğduğu yere geri döndüğünü söylesek herhalde yanlış olmaz. Ancak bu sefer, kemerin ismi ve de önemi bir tık daha artmış durumda. Ayrıca Sami Zayn’in de işin içinde olduğunu söylememiz gerekli. Kısacası eğer Owens ve Zayn; AJ Styles’ı yenmeyi başarırlarsa tarihin ilk co-WWE şampiyonu olma hakkı kazanacaklar.
Geçtiğimiz ay Clash of Champions’da hatırlarsak Styles, Mahal’i yenerek kemerini korumayı başarmış ve de feudu bitirmişti. Owens ve Zayn ikilisi ise Nakamura ve Orton’a karşı, işlerinin ortada olduğu maçta; maçın iki özel hakemi olan Daniel Bryan ile Shane McMahon’ın anlaşmazlıklarından faydalanarak maçı kazanıp, WWE’de kalma hakkı elde etmişlerdi. Bu olayın ardından Shane ile Daniel Bryan arasındaki gerilim tırmanırken, yılın son Smackdown’ında Styles ile Owens ortada kemerin olmadığı bir maçta karşılaşmış ve maça Sami’nin karışmasıyla Owens galip gelmişti. Maç içerisinde Shane, Sami’yi alanın dışına yollamak isterken hakem o kargaşada Styles’ın, Owens karşısında bulduğu tuşu görmemiş ve sonrasında Shane ister istemez Owens’ın maçı kazanmasına vesile olmuştu. Yılın ilk Smackdown programında ise bu sefer Styles, Zayn’e karşı maça çıkmış ancak Zayn’de yine Shane ve ringin kenarındaki Owens’ın yarattığı karmaşadan faydalanarak Styles’ı yenmeyi başarmıştı. Maçtan sonra mikrofonu eline alan Styles, artık bu işten sıkıldığını ve bu isim ile bir handikap maçında karşılaşmak istediğini söyledi. Bunun üzerine GM Daniel Bryan da mevcut maçı ayarlayarak bunu bir kemer maçına çevirdi. Owens ve Sami Zayn’e düşman olan Shane ise bu karara oldukça sinirlendi ve haftalar geçtikçe Daniel Bryan ile olan anlaşmazlıklarının arttığına dair sinyaller verdi. RR’den önceki son haftada da Styles önce Owens ile maç yapıp onu yendi ardından ise Sami Zayn’e kaybetti. Dolayısıyla bu maç da WM açısından oldukça önem taşıyan bir hale geldi.
Aslında tahmini zor bir maç olarak karşımıza çıkıyor. Shane vs Owens’dan; Shane vs Bryan’a evirilen bu senaryonun devamını okumak gerçekten zor. Ama ben Styles’ın geçtiğimiz seneye nazaran bu sene WM’ye kemer mücadelesi içerisinde gireceğini düşünmekteyim. O nedenle kemerini koruması olası ama Royal Rumble kazananın durumuna göre de kemeri kaybetme şansı da ortaya çıkabilir. Nihayetinde mantıki olarak baktığımızda kendisi açısından oldukça zor bir maç. Aynı zamanda Daniel Bryan veya Shane’in de maça bir şekilde dahil olduğunu da görebiliriz. Tabi co şampiyonluk durumu da kulağa ilginç geliyor. Aynı zamanda hikayenin devamı açısından da önemli bir durum da yaratabilir. Ama bundan sonra Elimination Chamber var yani Randy, Nakamura gibi isimler şuan boştayken kemerin Styles’dan alınıp Owens ve Sami’ye verilmesi hikaye açısından karmaşalar da yaratabilir. Tahminim Styles ama diğer sonuca da elbette şaşırmam.
Tahmin: AJ styles




Triple Threat Match for the WWE Universal Championship
Brock Lesnar(c) w/Paul Heyman vs Braun Strowman vs Kane
Universal kemeri oldukça uzun bir aradan sonra nihayet bu PPV’de korunacak. Raw ana kemerinin sahibi olan Lesnar en son kemeri koruduğunda tarihler 2017’nin Eylül ayını gösteriyordu. 2017 Eylül’ünde No Mercy’de kemerini Strowman’a karşı koruyan Lesnar, Ekim ayı PPV’yi olan TLC’yi pas geçmişti. Kasım ayı PPV’i olan Survivor Series’de Raw vs Smackdown temasından ötürü Cruiserweight kemeri hariç bir kemer koruması gerçekleşmezken, Aralık ayında Raw’a özel bir PPV olmaması nedeniyle şampiyon Lesnar, 2017 yılının WM’sinde Goldberg’den aldığı kemerini 2018’in Ocak ayına kadar tutmayı başardı.
16 Ekim tarihli Raw’da, Kane geri dönmüş ve de kendisi Strowman’ın Roman’a karşı yaptığı kafes maçını Stormwan’a kazandırarak, TLC’de Miz’in takımına dahil olmayı başarmıştı. TLC’de ise işler istendiği gibi gitmemiş ve de Strowman ile Kane arasında sürtüşmeler yaşanmış, nihayetine tüm takım bir olarak Strowman’ı çöp kamyonunun içine atmışlardı. Keza maçı da Kurt Angle & Dean Ambrose ve Seth Rollins’den oluşan takım kazanmayı başarmıştı. Bunun sonucunda da doğal olarak Kane ile Strowman arasında bir feud yaşanmaya başlanmıştı. İlerleyen haftalarda ikili birçok kez karşı karşıya gelmiş ve de bir nevi aslında şovu taşımışlardı. 11 Aralık tarihli Raw’da Kurt Angle bu mesele ile ilgilenerek iki isim arasında bir maç ayarlamış ve de kazananın Lesnar ile Royal Rumble’de bir kemer maçı yapacağını açıklamıştı. Ancak maç bir sonuca ulaşmamış ve de double count out olarak sona ermişti. Bunun üzerine GM Kurt Angle ise her iki ismin de maça dahil olduğunu açıklayarak, kemer için bir triple threat maçı ayarlandığını açıklamıştı.
Bunun üzerine Kane ile Strowman arasında yaşanan hararetli feuda bir de Lesnar eklenmişti. 8 Ocak’ta Stowman kafayı yiyerek her iki ismin de üzerine arka alanda ışıklandırmaları sağlayan demirleri yığmış ve de bunun üzerine ertesi hafta WWE’den Kurt Angle tarafından kovulmuştu. Bu kararı duyan Strowman ortalığı birbirine katınca Kurt Angle, Stephanie’den aldığı direktif ile Strowman’ı yeniden işe alarak maça dahil etmek zorunda kalmıştı.
İhtimaller üzerinden ilerlersek, Strowman için 2017 yılının oldukça iyi geçtiğini söylememiz gerekiyor. Artık kendisi tam anlamıyla bir main eventer konumunda ve de çok yüksek ihtimalle Wrestlemania için bireysel bir senaryo içerisinde yer alacak. Kendisi daha önce biraz yukarıda da bahsettiğim gibi 2017’nin Eylül ayında No Mercy’de kemer için Lesnar’ın karşısına çıkmış ancak maçı bir F5 ile kaybetmişti. Bundan önce de Summerslam’de gerçekleşen fatal 4 way kemer maçına çıkmış ancak yine kemeri kazanmayı başaramamıştı. Tüm bunların ardından 2018 yılı içerisinde kendisinden ister Intercontinental olsun ister Universal olsun, bir title reign bekliyorum ancak bunun WM dönemi içerisinde yer alacağını düşünmüyorum.
Kane için de bakarsak ilerleyen yaşına rağmen diğer veteran isimlere kıyasla oldukça güzel maçlar çıkartmaya devam ediyor. Kariyerinin son yıllarında herhangi bir title reign yapar mı emin değilim ama eğer yaparsa da bunun WM dönemi içerisinde gerçekleşeceği ihtimalini vermiyorum. Raw içerisinde birçok yıldız isim varken herhalde kimse Kane’in Royal Rumble için bir kemer maçına çıkacağı ihtimali üzerinde durmuyordu. Bence bu bile kendisinin ne kadar underrated (değeri bilinmeyen) bir efsane olduğuna dair bir kanıt.
Strowman ve Kane için şans vermememin temel nedeni ise Lesnar ile alakalı. Hiç şüphesiz WM dönemine doğru girerken senaryolarda bu doğrultuda şekilleniyor. Lesnar buraya kadar kemerini bir şekilde getirmişken, Wrestlemania’ya kemersiz gitme ihtimaline sıfır gözüyle bakıyorum. Yani bu maçın Lesnar harici bir sonuçla bitmesi bence gerçekten büyük bir sürpriz olacaktır. Çünkü burada Royal Rumble maçıyla birlikte mi olur bilemiyorum ama bence Lesnar’ın kemeri için WM’de rakip olarak Roman Reigns oldukça dikkat çekiyor. Nihayetinde şu an Raw kadrosunda Lesnar’ı Roman haricinde yenebilecek bir isim yok. Zaten Lesnar, Goldberg gibi bir isimden kemeri temiz bir şekilde kazandı. Ayrıca Samoa Joe ve Strowman zaten deneyip kaybettiler. Balor, aslında bir Universal kemeri hakkı olmasına rağmen Lesnar ile bir feuda sokulmadı ama olası bir feudda sonuç zaten belli. Bray Wyatt’ı bu işin içine çekmiyorum bile. Seth Rollins ve Dean Ambrose ikilisi ise farklı kulvarlarda ilerliyorlar ki zaten oluşacak olası bir feudda onların da şansı yok. Roman Reigns ise senelerdir merdivenleri çıkarak arşa doğru ilerliyor. En son geçen sene Undertaker’ı WM’de yenerek hem onu Lesnar’dan sonra WM’de yenen ikinci isim olma unvanını elde etti hem de Taker’ı emekli etti. Ayrıca yine orta düzeyde de olsa ve de kısa da sürse bir kemerin sahibi de oldu. Hem 2015’in Wrestlamania’sında (WM 31) Lesnar ile Roman arasında sonuçlanmayan bir maçın da yer aldığını unutmamak gerekli. 2015 Royal Rumble’nın galibi Roman, arada WM’de maça çıkma hakkını kaybedip yeniden kazansa da, WM’de; ana kemer şampiyonu olan Lesnar’ın karşısına çıkmış ancak Seth Rollins o gece cash in yaparak hepimizi şoka uğratmıştı.
Bunun dışında elbette Strowman’ın Kane’i tuş etmesi veya tam tersi bir sonucun da ortaya çıkması Lesnar’dan kemeri almak için bir yol olacaktır ama bence bu kadar kısa sürede Lesnar vs Roman kadar sağlam bir maç ve senaryo WM adına ortaya çıkmayacaktır. Ben o nedenle Brock Lesnar’ın kemerini koruyacağını düşünüyorum.
Tahmin: Brock Lesnar



30-woman Royal Rumble Match for a Women’s Championship Match at Wrestlemania 34
Royal Rumble’ın 31 yıllık tarihinde ilk defa bir gecede iki tane Royal Rumble maçı izleyeceğiz. Yine tarihte ilk defa kadınlar için hazırlanmış bir Royal Rumble maçı izleyeceğiz. Geçtiğimiz sene Money in the Bank’e kavuşan kadınlar, bu sene ise bir adım daha atarak Royal Rumble maçının gerçekleşmesini sağlayacaklar. Bu gerçekten kadın güreşi için oldukça önemli bir olay. Bundan sonrası için artık ne olur bilemiyorum çünkü artık neredeyse erkeklerin yer aldığı her tür maçta ve de hakta kadınlar da yer almaya başladı. Bu kadınların, sadece cinsel obje olarak görülmediği bir güreş dünyası açısından oldukça elzem bir konu. Umarım bu düşünce her zaman var olur ve de kadın erkek eşitliği hayatın her alanında karşımıza daha da çok çıkar.
Maçın kurallarından biraz bahsedersek, aslında erkeklerin yıllardır yaptığı maçtan hiçbir farkının olmadığını görebiliriz. Maça iki tane kadın güreşçi başlayacak ve de standart bir aralıkta yeni güreşçiler maçın içerisine dahil olmaya başlayacak. Bu şekilde 30.isme kadar yeni kişiler gelmeye devam edecek. Amaç, ring içerisindeki güreşçileri ringin en üst ipinden ringin aşağısına yollayıp elemek. Hiç elenmeyen isim maçı kazanarak, Wrestlemania 34’de bir kemer maçına çıkma hakkı elde edecek.
Öncelikle 30 isimden başlarsak, zaten şu anda Raw ve Smackdown kadrosunda toplam 30 tane kadın olmadığını belirtmemizde fayda var. Güreşebilecek isimleri saydığımızda bu sayı 20’yi bile zor buluyor. Maria ve Maryse’in gebelik dolayısıyla ekranlarda görünmediğini de düşünürsek 30’u mevcut isimlerden doldurmak imkansız hale geliyor. Her ne kadar son zamanlarda NXT’den gelen isimlerin ana kadroda bir stable oluşturduğunu görsek de sayı her halükarda yetersiz. Bunun da anlamı bolca return ve de debut göreceğimizin kesin olmasıdır. Debut konusunda NXT’den birçok isim ortaya çıkabilirken, return konusunda ise eskilerden birkaç ismin dönmesi söz konusu olabilir. Tahminimce 4-5 tane return ve de bir o kadar da debut göreceğiz. Dolayısıyla maçı kazanacak bir isim debutlardan değil de return yapabilecek isimlerden biri olarak da karşımıza çıkabilir. Bunun dışında mevcut isimlerden kazanma olasılığı en yüksek isimlere bir göz atalım:
Asuka: Hiç şüphesiz maçın favorisi kendisi. WWE’ye katıldığından bu yana daha çok yenilmezlik serisi ve de NXT title reign’i ile gündeme gelen Asuka, Ekim ayında Raw’a geçtiğinden bu yana kemer alamasa da serisini sürmeyi başardı. Bu da doğal olarak kendisini maçın favorisi haline getirdi ve de kemer için de doğal bir aday haline getirdi. WM için bence de bir kemer maçında yer alacak ama şu maçı kazanması oldukça tahmin edilebilir bir şey olacağından bence sürpriz bir şekilde elenecek. Örneğin 2016 yılının başlarında NXT kadınlar kemeri için #1 contender belirlemek adına yapılan Battle Royal’de, Asuka’yı eleyen isim Eva Marie olmuştu. Buna benzer bir senaryo bu maç içerisinde de görebiliriz.
Sasha Banks: Asuka’dan sonra kemer için akla gelen ilk isim hiç şüphesiz Sasha. Geçtiğimiz yıl içerisinde Alexa Bliss ile kemer feuduna girmiş ancak tıpkı bir önceki yıl Charlotte ile olduğu gibi yine bu sefer de kemeri birçok kez kazanıp, uzun bir title reing yapamayarak kemeri ve de feudu kaybetmişti. Yine de bir şekilde kendisi WM içerisinde yer alacaktır. Zira Raw ve Smackdown için en düşünülebilir senaryo değerlenen kadın güreşi ve de kadın güreşçileri açısından çoklu maçların gerçekleşmesidir. Şu an hem Smackdown kadınlar şampiyonu Charlotte için hem de Raw kadınlar şampiyonu Alexa için ufukta bir WM senaryosu gözükmüyor. İşin doğrusu Sasha’ya, Asuka’dan daha çok şans veriyorum.
Bayley: Yine yıl içerisinde kemere ulaşmış isimlerden biri olan Bayley, maçın favorilerinden biri olarak gözüküyor. Bir şekilde WM’ye gidecektir ancak kemerin en azından şu aşamada doğal favorilerinden biri olmayacağı kesin. Kazanmasına pek ihtimal vermiyorum.
Nia Jax: Hem senaryo icabı hem de gerçek hayatta çok yakın arkadaşı olan Alexa ile kemer feuduna girmesi en muhtemel isimlerden birisi Nia Jax. İster WM döneminde olsun veya sonrasında olsun ben bu yıl içerisinde Jax’in kemere ulaşacağını düşünüyorum. Bu maç için de kazanma ihtimalini yüksek gördüğüm isimlerden biri olarak buraya yazıyorum. Ama böyle güçlü imaj çizen, cüsse olarak büyük isimlerin diğer isimlerce hedef gösterilip, el birliği ile elendiğine birçok kez tanık olduk. Yine böyle bir olay yaşanırsa şaşırmayacağım.
Paige: Normal şartlarda kendisi benim bu maç için favori ismimdi. Zira uzun süreli yokluğundan Absolution grubu ile dönüşünün ardından seyirciler tarafından da oldukça iyi tepki almıştı. Ancak sakatlığı nedeniyle ne yazık ki maç içerisinde yer alamayacak. Ekürilerine ise pek şans vermiyorum.
Becky Lynch: Uzun bir süredir kemere oynayamayan Becky için bence Royal Rumble önemli bir fırsat. Sasha ile birlikte maçın benim açımdan favorileri arasında yer alıyorlar.
Naomi: Geçtiğimiz yıl orta vadeli bir title reign geçiren Naomi, tekrardan WM dahilinde kemerli bir ana senaryonun içerisinde yer alacağını düşünmüyorum. O nedenle Royal Rumble’a keyif katacaktır ancak fazlasını da beklememek gerekli.
Tamina: Senelerdir WWE’de yer almasına rağmen kemere bir türlü ulaşamayan Tamina için, WM dönemi pek de iyi bir dönem olmayabilir. Ama Lana ile birlikte belki bazı şeyler başarabilirler. Ayrıca Nia Jax ile karşı karşıya gelmeleri ise oldukça muhtemel.
Carmella: Zaten Money in the Bank çantasına sahip olması dolayısıyla Royal Rumble’ı kazanma ihtimali hiç ama hiç yok.
Natalya: Charlotte’a kemerini kaybettikten sonra yeniden kemer mücadelesine girmek için bir süre daha beklese iyi olacaktır.
Açıkçası tahmini oldukça zor bir maç bizleri bekliyor. Çünkü daha önce de dediğim gibi üstte yer alan ve de buna ilaveten değinmediğim isimlere ek olarak return ve debutlar da eklenecek. Ayrıca kadınların feudunun temel ve tek öğesi olarak genel de kemeri düşündüğümüz zaman “şu şununla zaten feuda girecek, o yüzden kazanamaz” tarzında tahminler yapma şansımız da yok. O nedenle Smackdown veya Raw’a özel bir kemer feudu gerçekleşecek. RR’yi kaybeden brand ise kendi içerisinde çoklu bir maç ayarlayacaktır diye tahmin ediyorum. Ama bu da kazananı tahmin etmemizi kolaylaştırmıyor ne yazık ki. Asuka Smackdown’da olsa, Charlotte ile Asuka arasında gerçekleşecek bir WM maçı oldukça ilgi uyandırabilirdi. Ama böylesine büyük bir maç mevcut kadroyla nasıl yaratılır bilmiyorum. Bir de tabi unutmadan Şubat ayında, Charlotte ile Alexa da elbette kemerlerini kaybedebilirler.
Ben açıkçası maçın bir return gerçekleştirecek bir isim tarafından kazanılacağını düşünüyorum. Beth Phoenix, Kelly Kelly, Melina, Gail Kim, Layla, Michelle McCool, Eva Torres ve hatta belki de AJ Lee. Bu tarz isimlerden birisi kazanan olabilir. Ama mevcut kadrodan bir seçim yapacak olursam oyum Becky’e gidecektir. O nedenle Becky diyeceğim ama yine de dediğim gibi bambaşka bir isim de karşımıza çıkabilir. O yüzden geri sayım her bittiğinde, ringin giriş kısmına dikkatle bakmakta yarar var. Kadın kılığına girmiş Santino Marella’yı veya yine kadın kılığına girmiş Tyler Breeze’i maç içerisinde görürsek şaşırmayalım derim.
Tahmin: Becky Lynch



30-man Royal Rumble Match for a World Championship Match at Wrestlemania 34
Gecenin main eventinde 30 güreşçi, WM 34’de kemer maçına çıkmak için, Royal Rumble maçında mücadele edecekler. Şahsen benim de en sevdiğim maç türü olan Royal Rumble’ı bu sene iki maç olarak izlemek gerçekten harika olacak. Ama tabi ki her şey bir yana gözler elbette gecenin main eventi olan erkekler Royal Rumble maçında olacak.
Geçtiğimiz senenin Royal Rumble maçı hiç şüphesiz dev isimleri içerisinde barındırıyordu. Undertaker, Goldberg ve Brock Lesnar üçlüsüne odaklanan maça kıyaslan bu sene bu büyük isimlerin hiçbirinin olmadığını görebiliyoruz. Undertaker emekli olurken Goldberg de WWE’den ayrıldı. Lesnar ise kemer şampiyonu olduğu için maç içerisinde yer almayacak. Ama yine de birçok önemli ve iddialı ismi bu maç içerisinde göreceğiz.
Bu sene her iki kemer için de ufukta en azından şimdilik bir WM senaryosu görünmüyor. Bu nedenle kazanacak ismi tahmin etmek oldukça zor. Ama benim yine de kafamda bazı senaryolar var. Örneğin Smackdown’ın ana kemeri için AJ Styles vs Nakamura vs Randy Orton tarzından bir maç bekliyorum. Universal kemeri için ise Brock Lesnar vs Roman Reigns oldukça olası gözüküyor. O nedenle bu maç özelinde tahminlerimi ve de WM senaryoları için düşüncelerimi de bu öngörülerim üzerinden yapacağım. O yüzden şimdi iddialı olan isimlere bir göz atalım.
John Cena: 10 sene içerisinde iki tane Royal Rumble zaferi elde eden Cena’nın, WM dönemi öncesinde ana kemer feuduna girmesini beklemiyorum. Bence kendisi için planlanan WM planı Samoa Joe ile yaşanacak bir feud olacaktır. Fazlasını beklemiyorum doğrusu. Son Raw’da Elias ile yaşayacağı bir feudun sinyalini verse de, Joe geçtiğimiz Raw’lardan birinde Royal Rumble’a katılıp ilk Cena’yı eleyeceğini söylemişti. Dolayısıyla Cena için RR galibiyeti bence uzak bir ihtimal.
Samoa Joe: İddialı isimlerden birisi olduğu için her ne kadar üstte kendisinden bahsetsem de yine de kuru kuru geçmek istemedim. Cena ile feudu dediğim gibi muhtemel. RR maçı içerisinde de zaten bu konu daha da alevlenecektir.
Finn Balor: WM’ye dair kafamda yerini pek oturtamadığım isimlerden birisi Finn Balor. Japonya’dan takım arkadaşları olan Gallows ve Anderson ile yeniden birleşmesine kadar uzun bir süredir amaçsızca şovlara çıkıyordu. Wyatt ile uzun bir feudu tam bitmemişken kısa bir süre Joe ile feuda girdı ama uzun bir süredir gerçek bir feudun içerisinde değil kendisi. Gallows ve Anderson ikilisi ile birlikte WM dönemine girecekse o zaman Shield’dan başka maç yapabilecekleri bir takım akla gelmiyor.  Bu maç için konuşursak Lesnar’ın şampiyon gitme ihtimaline karşın Balor’ın onun karşısına çıkmak için zayıf kaldığını düşündüğümden ötürü bu sene kendisine çok şans vermiyorum.
Bray Wyatt: Yıllardır bir türlü beklenen yükselişi gerçekleştiremeyen Wyatt, tıpkı Balor gibi uzun bir süredir ciddi bir feud içerisine giremiyor. Aslında bu iki isme Raw’da yer alan diğer büyük isimlerden sıra gelmesi oldukça zor gözüküyor. Muhtemelen WM’den sonra bir draft olacaktır ve Balor ya da Wyatt Smackdown’a geçecektir. Kendisi son zamanlarda “Woken” Matt Hardy ile feudda olsa da bu feud çok uzun vadeli devam etmeyeceğe benziyor. O nedenle şu an kendisi için kafamda bir WM senaryosu yok. Bu maç özelinde de kazanmasına pek ihtimal vermiyorum.
Seth Rollins: Ana kemer mücadelesinden uzak bir şekilde tag team bazında WM’ye ilerleyecektir. O nedenle bu maç için kendisine çok şans vermiyorum.
Dean Ambrose: Bir süredir sakatlığından ötürü ringlerden uzak kalan Dean için, Seth kısmında söylediklerimin hepsini geçerli olarak kabul ediyorum. Belki bu maçta geri dönebilir ama zaten etkisi takım kemerleri bazında ve de Jason Jordan özelinde olacaktır.
Braun Strowman: Maçı olacağı için büyük ihtimalle Royal Rumble’a katılmayacaktır ama geçtiğimiz sene Kevin Owens ile ana kemer maçına çıkan Roman’ın, gecenin sonunda 30.sıradan RR maçına dahil olduğunu düşündüğümüzde aynısı Strowman için de geçerli olabilir diyebilir. Maça katılsa keza kazanma şansı yine düşük olacaktır çünkü Lesnar ile zaten birçok kez karşı karşıya gelmiş ve de kaybetmiş bir isim olarak maça girmiş olacak. WM için ise kendisine yeni bir senaryo yazılması oldukça olası. Balor ya da Bray Wyatt bunun için uygun bir isim olabilir.
Kane: Strowman için söylediklerim aslında Kane için de geçerliliğini koruyor. WM içinse yine Balor veya Wyatt ile feuda girebilir.
Big Show: Maça katılıp katılmayacağı şu an belirsiz olan Show için bir WM senaryosu ufukta görünmüyor.
Triple H: Kendisinin bu maçla yakından uzaktan alakası olmamakla birlikte çok yüksek ihtimalle WM’de Kurt Angle ile maç yapacak.
Roman Reigns: Big Dog, benim bu maç için favori isimlerimden bir tanesi. Biraz üstte bahsettiğim gibi 2015 yılında WM’de karşılaştıkları Lesnar ile yarım kalan bir hesabı bulunuyor. Zaten son Raw’da sahip olduğu Intercontinental kemerini yeniden Miz’e kaptırdı ve artık ana kemer senaryosuna girmek için oldukça hazır duruyor. Zaten mevcut kadroda Lesnar’ı yenme potansiyeli olan tek isim. Bu nedenle birçok insan belki bunu istemeyecektir ama 3 sene aradan sonra Roman’ı Royal Rumble galibi olarak görebiliriz.
Randy Orton: Geçtiğimiz senenin Royal Rumble maçı galibi Randy Orton, unvanını korumak için ringe çıkacak. Ama henüz geçtiğimiz sene kazandığı için bu sene kazanmasına pek fazla ihtimal vermiyorum. Kendisi için AJ Styles veya Nakamura ile ya da her ikisi ile birlikte bir WM senaryosu düşünüyorum.
Shinsuke Nakamura: Roman’dan sonra hatta Roman ile beraber benim Royal Rumble maçı için en büyük favorim Nakamura. Hem AJ Styles’ın kemer maçında hem de biraz üstte Randy Orton’ın kazanma ihtimalinde bahsettiğim gibi WM için Nakamura’nın da dahil olduğu çoklu bir kemer maçı olacağını düşünüyorum. Royal Rumble’dan sonraki PPV olan Şubat PPV’i Elimination Chamber olacak. Royal Rumble kazananı Nakamura; Şubat ayında çemberden şampiyon olarak çıkan Randy ve de kemer için rövanş isteyen Styles… Kulağa oldukça hoş gelen bir WM senaryosu. Bunun Randy Orton ile olmasına da gerek yok keza Nakamura ile Styles arasında gerçekleşecek bir maç da oldukça ilgi çekici duruyor. Ben o nedenle Nakamura’nın kazanabileceğini düşünüyorum.
Kevin Owens: Büyük ihtimalle maçta yer almayacaktır ama yer alırsa da kazanma ihtimalini çok düşünmüyorum. Shane ile feudları elbet WM’de bir şekilde son bulacaktır.
Tüm bunlarla birlikte Royal Rumble maçının kazananın bir main eventer isim olması gerektiğinden de bahsetmemiz gerekiyor. Yani WM’de ana kemer maçına çıkacak kadar önemli bir isim olmak zorunda. Ayrıca şu an ben mevcut şampiyonlara göre tahmin yaptım ama belki aynı gece farklı şampiyonlar da görebiliriz. Ya da sonrasında başka PPV’lerde veya şovlardan çıkacak ana kemer şampiyonları ile WM’ye farklı bir şekilde gidebiliriz. Bunların hepsi olası ihtimaller.
Ayrıca bu maç özelinde kimin kimi eleyeceğine de dikkat çekmek gerekli. Yani buralardan da bir WM senaryosu ortaya çıkabilir elbet.
Royal Rumble’ı etkileyici kılan en önemli unsurlardan bir tanesi de süre dolduktan sonra arka alandan kimin geleceğini tahmin edemememiz. Dolaysıyla bu da işe fazladan bir heyecan katmakta. Aynı zamanda da uzun zamandır görmediğimiz isimlerin de WWE ringlerine geri dönebileceğini hatırlatmakta. Geçtiğimiz 2 senedir Royal Rumble maçlarında bir return görememekteyiz. Uzun vadeli olmaktan ziyade bir geceliğine de olsa herhangi bir efsane veya eski ismi WWE ringlerinde göremedik. Ama her sene bildiğiniz gibi Royal Rumble’da return yapacak isimler hep konuşulmaktadır. Bu sene de örneğin yine çok fazla ismin return yapabileceği konuşuluyor. Önce sakat isimlere dönersek Jeff Hardy, Big Cass ve Dean Ambrose gibi isimlerin geri dönüşüne şahitlik edebiliriz. Bunun dışında eski isimlerden de yine bazı kişileri görebiliriz. Keza Raw’ın 25.yıl kutlamaları dolayısıyla birçok eski ismi ekranlarda gördük ama Royal Rumble için saklanan bazı şeyler de olabilir. Bu yıl özelinde ben Batista ve Rey Mysterio’nun WWE ringlerine geri döneceğini düşünüyorum. Bu düşüncem Royal Rumble maçında gerçekleşir mi, doğrusu hiç bilmiyorum.
Return’ler dışında NXT’den debut yapacak bazı isimleri de görebiliriz. Örneğin geçtiğimiz sene Tye Dillinger’ın debut’ına şahit olmuştuk. Bu sene de buna benzer şeyler görebiliriz. Örneğin geçmişte Vince McMahon tarafından “Chosen one” yani seçilmiş biri lakabı takılan Drew McIntyre’ın, NXT serüveninden sonra ana kadroya geçeceği yer Royal Rumble olabilir. Kendisi sanırım en son sakattı ama belki de sakatlığı iyileşmiştir.
Toparlayacak olursak elbette Royal Rumble olduğu için her türlü sürprizlere açık olmalıyız. Ben Nakamura veya Roman Reigns’in kazanacağını söyleyerek bu maçı yorumunu da bitirmek istiyorum. İlla bir isim seçecek olursam, bu isim Nakamura olacak.
Tahmin: Shinsuke Nakamura

---

WWE’nin en güzel olaylarından biri olan Royal Rumble yine muhteşem bir şekilde bizleri bekliyor. Road to Wrestlemania döneminin resmen başlayacağı bu mükemmel PPV’de umarım her şey istediğimiz gibi mükemmel geçer ve de uzun bir süre hafızalardan silinmez.
Herkese iyi seyirler dilerim…

SONRADAN EDIT: ELIMINATION CHAMBER PPV'Yİ RAW'A ÖZEL OLACAĞI AÇIKLANDI.





5 Ocak 2018 Cuma

2017'den Aklımızda Kalanlar

Acısıyla tatlısıyla 2017’i yılını da arkamızda bırakırken, tıpkı geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de böyle bir yazının gerekli olduğunu düşündüm. 2017 yılı yine birçok yılda olduğu gibi içerisinde birçok farklı olayı barındırdı. Kimi zaman üzüldük, kimi zaman deliye döndük, kimi zaman da heyecandan tırnaklarımızı yedik.
İşte tam da bu anları elimden geldiğince derlemeye çalıştım. Peşinen söylemek gerekir ki elbet daha düşünsek birçok olayı daha bu listeye ekleyebiliriz lakin ben genel olarak aklımızda yer edecek olaylara yer verdim.
Evet… Haydi filmi geriye saralım.




WWE’nin Yeni Kemeri – United Kingdom Championship – 15 Ocak 2017
Etki edeceği alan olarak baktığımız zaman aslında çok da önemli gözükmese de bu yılın başında WWE, bünyesine yeni bir kemer daha kattı. Sadece federasyon içerisindeki Birleşik Krallık ülkelerinden gelen güreşçileri kapsayan bir division oluşturuldu ve 16 Aralık 2016’da Triple H tarafından açıklandığı üzere bir turnuva ile kemerin ilk sahibinin belirleneceği açıklandı. Bunun üzerine tıpkı cruiserweight isimleri gibi güreşçiler eleme usulü olan bir turnuvada karşı karşıya geldiler ve sonucunda Tyler Bate ile Pete Dunne ikilisi finale kalarak dikkatleri üstlerine çektiler. Maçı kazanan Tyler Bate, 15 Ocak 2017 tarihinde aynı zamanda kemeri de ele geçirerek, bu alanda tarihin ilk şampiyonu olarak kayıtlara geçti.
Yeni kemer halen NXT içerisinde aktif olarak korunmaya devam ediyor. Güncel şampiyon ise, Mart ayında kemeri Bate’den alan Pete Dunne’dır.



John Cena 16.Kez Ana Kemer Şampiyonu – 29 Ocak 2017
Bahsettiğimiz tarih aslında WWE’nin her yılın klasikleşmiş açılış PPV’si olan Royal Rumble’a ait bir tarih. Tabi bu durumda daha çok önemli olan olay gecenin main eventi; yani Royal Rumble maçı olurken, bu sene Cena’nın şampiyon olması da kayda değer bir gelişme olarak karşımıza çıktı. Daha önce 15 kez ana kemer şampiyonu olan Cena için aslında şampiyon olmak çok da önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaması gerekliydi. Lakin Cena, Styles’ı yenerek ele geçirdiği bu kemer ile birlikte tarihte en çok ana kemer şampiyonluğu olan iki isimden biri olarak Ric Flair’ın rekoruna ortak olmayı başardı. Her ne kadar title reign’i kısa sürse de, Cena nihayet amacına ulaştı. Henüz 40 yaşında olan Cena, eminim ki ileri de bu rekoru daha da geliştirecektir.
WWE her ne kadar son zamanlarda kendisinin ikamesini oluşturmaya çalışsa da Cena hala birçoklarının gözünde WWE içerisindeki en büyük superstar konumunda yer alıyor. Sevin ya da sevmeyin ama bu adama saygı duymak çok da zor bir şey olmasa gerek…





Hardy Boyz’un Geri Dönüşü – 2 Nisan 2017
Ülkemizde herhalde Jeff Hardy sevgisinin ne derece olduğunu anlatmaya gerek yoktur. 2009 yılında FOX Tv ekranlarında yayınlanmaya başlanan Smackdown, ülkemizde bir şekilde güreşin gelişimine katkıda bulunsa da yine de yanlış anlatılmasının önüne geçmemişti. İnsanlar Punk’tan ölesiye nefret ederken Jeff’i ise neredeyse Tanrı ilan etmişlerdi. Evet, bu vesileyle küçük bir hatırlatma yapalım ki Jeff Hardy en son 2009 yılında CM Punk ile girdiği feuddan mağlup olarak ayrılıp WWE’den ayrılmak zorunda kalmıştı. Yani en azından hikaye bakımından böyleydi. Sonrasında ise TNA’in yolunu tutmuştu.
Abisi Matt ise 2010’a kadar WWE’de kalmış ancak sonrasında kilo problemleri nedeniyle WWE’den ayrılmıştı. O da sonrasında TNA’in yolunu tutmuştu. Özellikle 2016 yılı kendisi için harika geçmiş ve de Broken Hardy gimmick’i ile oldukça ses getirmişti.
Velhasıl aradan geçen 7-8 yılın ardından efsane Hardy Boyz WWE ekranlarına geri dönüş gerçekleştirdiler. Wrestlemania’da yapılması planlanan Cesaro & Sheamus vs Gallows & Anderson vs Big Cass & Enzo maçına son anda dahil olarak return gerçekleştirmişlerdi. Hatta bununla da kalmayıp maçı kazanarak seneden sonra takım kemerlerinin sahibi olmuşlardı. 2017’nin en büyük seyirci reaksiyonlarından birine sahne olan bu olay gerçekten unutulmazdı. Şahsım adına da oldukça sevindirici bir gelişme olmuştu.
Şu sıralar Matt Hardy, Broken Gimmick’inin telif hakkını alamamasından ötürü “Woken” gimmicki ile karşımıza çıkıyor. Jeff Hardy ise bir süredir sakat. Ama ne olursa olsun Hardy’ler güreş dünyası içerisinde her zaman önemli birer fenomen olarak anılacaklar. Umarım bundan sonra da WWE içerisinde daha önemli hikayeler içerisinde yer alırlar.

 


The Undertaker’ın Emekliliği – 2 Nisan 2017
Bu senenin Wrestlemania’sı bize Hardy Boyz’u verirken, bizden Undertaker’ı alıverdi. Cidden bu başlığa bir şeyler yazmak çok zor. Undertaker, gelmiş geçmiş en büyük güreş emekçilerinden bir tanesiydi ve de yaratılmış en sağlam gimmicklerden biriydi. Dile kolay 27 sene içerisinde her dönem insanların heyecanını sağlam tutmayı başarmış bir efsaneden söz ediyoruz. 50 küsür yaşlarında hala bir gong sesi ile insanları kendinden geçirmeyi başardı.
Zaten öncesinde Lesnar, WM 30’da Undertaker’ın meşhur WM serisini bitiren isim olarak tarihe geçmişti. WM 33’ün main eventinde Roman Reigns ile karşılaşan Undertaker, maçı ezici bir şekilde kaybetti. Sonrasında ceketini ve şapkasını ringin ortasına bırakarak adeta benden bu kadar dedi ve de ringlerden ayrıldı. O günden sonra Taker’ı bir daha hiç WWE ekranlarında göremedik. Lakin kendisinin yeni yılda Raw’ın 25.yıl kutlamalarında yer alacağı açıklandı.
Seni çok özleyeceğiz Undertaker… Her şey için teşekkürler.





Goldberg’in Vedası – 3 Nisan 2017
2016 yılının unutulmayan anlarını sıralarken Goldberg efsanesinin geri dönüşüne de yer vermiştik. Nitekim Goldberg seneler sonra dönmüş ve de Survivor Series’de Lesnar ile karşılaşmış ve de kendisini 1 dakika gibi bir süre içerisinde yenip dosta güven düşmana korku salmıştı. Bunun verdiği gazla son olarak bir de kemer mücadelesine girmek istediğini açıklayan Goldberg, kemer maçı yapmanın en güzide yolu olan Royal Rumble’ı seçmiş ve de Royal Rumble maçına dahil olmuştu. Orada da Lesnarı’ı çok kısa bir süre içerisinde eleyen Goldberg, Undertaker tarafından hala botch olup olmadığı tartışılan bir durumda elenerek maçı kaybetmişti. Sonrasında Fastlane 2017 için rakibi olmayan Owens’a karşı kemer maçına çıkmış ve yine maçı saniyeler içerisinde kazanarak geri dönüşünün ardından ana kemere ulaşmayı başarmıştı.
Velhasıl Lesnar kendisine yeniden meydan okumuş ve ikili bu WM’de bir kez daha karşı karşıya gelmişlerdi. Goldberg’in temiz olarak maç kaybetmeme olgusunu da yıkmayı başaran Lesnar, Goldberg’i yenerek kemeri ele geçirmişti. Ertesi gün Raw’da ise Goldberg bizlerin karşısına veda etmek için çıkmış ve de hepimize teşekkür etmişti. Hepimiz onun artık emekli olduğunu düşünsek de bombayı son anda patlatmış ve de “Hiçbir zaman kimin sıradaki olduğunu bilemezsiniz.” diyerek açık bir kapı bırakmıştı. Zira WWE, Youtube sayfasından yayınladığı bir videoda 2018 yılında yapmasını beklediğimiz isimler adı altında bir video paylaştı ve de Goldberg’i de bu isimlerden biri olarak saydı.
Her şey için teşekkürler Goldberg!




Kurt Angle RAW GM’i Oluyor – 3 Nisan 2017
Kurt Angle benim 2017 yılında return yapmasını beklediğim isimlerden biriydi. Zira her sene bir tane büyük isim return yapar hale gelirken artık sıranın Kurt Angle gibi bir isme geldiğini düşünmüştüm. Hatta 2017 Royal Rumble’ı için tahminim de kendisi üstüneydi. Lakin Angle, WWE içerisinde farklı bir rolde döndü.  İlk olarak 16 Ocak’ta Hall of Fame’de yer alacağı açıklanan Angle, WM gecesinden sonraki Raw’da ise eski GM Mick Foley’nin yerine yeni Raw GM’i olarak karşımıza çıktı. Böylece 2006 yılında WWE ekranlarından ayrılan büyük bir efsane daha 2017 yılında WWE ekranlarına geri döndü.
Oh it’s true, it’s damn true!









Roman Reigns ile Strowman Arasında Araba Savaşları – 10 Nisan 2017 – 9 Temmuz 2017
Reigns ile Strowman ikilisi kişisel fikrimce yılın feudu olarak adlandırabileceğim bir feuda imza attılar. WWE’nin geleceğinde oldukça söz sahibi olacak bu iki isim gerçekten oldukça brutal ve de uzun bir feud dönemi geçirdiler. Dile kolay 2016 yılının sonlarında başlayan bu feud anca 2017’nin yaz aylarında sona erdi.
Bu ikili arasında birçok olay yaşandı ama karşılıklı olarak arabaları kullanarak birbirlerine verdikleri zararlar herhalde bu yılın unutulmaz olaylarıydı. Örneğin Strowman’ın, önce Roman’ı hastanelik edip ardından ambulans içerisindeyken ambulansı devirmesi oldukça ses getiren bir olay olarak karşımıza çıktı. Tabi ki bu olay oldukça fake de olsa yine de izlemeye değer bir olaydı. Nisan ayında gerçekleşen bu olaydan sonra ise Roman intikamını anca 9 Temmuz 2017 tarihli Great Balls of Fire PPV’sinde alabildi. İkili arasında gerçekleşen ambulans maçını kaybeden Roman maçtan sonra Strowman’a saldırmış ve de onu ambulansın içine kitlemeyi başarmıştı. Ardından son surat ambulansı sürerek bir kamyona çarpmış ve de Strowman’ı o şekilde bırakmıştı. Daha sonra Strowman görevlilerce kurtarılmış ve bütün müdahale çabalarına rağmen olay yerinden kanlı bir biçimde, yürüyerek ayrılmıştı.





Big Show ve Braun Strowman Ringi Yok Ediyorlar – 17 Nisan 2017
WWE’nin ve de seyircilerin en büyük zevklerinden bir tanesi, iki tane dev güreşçinin kapışmasını izlemektir. Ama bence hype’ı bu kadar büyük olan böyle bir olayın ring içi olarak çok bir şey vaat etmemesi oldukça normal karşılanabilecek bir durum. Nihayetinde bu isimler kim olurlarsa olsunlar yapacakları şeyler sınırlı isimlerdir. Dolayısıyla onlardan iki tanesinin kapışması da bolca submission ve de yumruk ile geçebilmektedir.
Ama bu seneye damga vuran feudlardan bir tanesinin de eskilerin korkulan devi Big Show ile yeni neslin korkulan devi Strowman arasında geçen feuddu. Roman’ı hastanelik ettikten sonra doymayan Strowman gözüne Big Show’u kestirmişti. Nitekim 17 Nisan tarihli Raw’da karşı karşıya gelen bu iki isim maçın sonunda büyük bir olaya imza attılar. Maçın sonlarında doğru iplerin üstüne çıkan ikiliden Strowman, Big Show’a bir superplex çekti ve ring adeta yerle bir oldu. Aslında biz buna benzer olayları daha önce Big Show vs Brock Lesnar ve yine Big Show vs Mark Henry de görmüştük. Uzun bir aradan sonra bir kez daha görmüş olduk.
Bu feudun devamında Strowman’ın, Big Show’u omuzlarına alıp, kafese doğru koşup, kafesi kırması gibi bir olay da yaşandı ki bunu da es geçmemek gerekli.




Jinder Mahal WWE Şampiyonu Oluyor – 21 Mayıs 2017
Hiç şüphesiz 2017’nin en büyük sürprizi Jinder Mahal’in, Randy Orton’ı yenerek WWE şampiyonluğuna ulaşmasıydı. Jinder şampiyonluğa ulaştığı Mayıs ayından sadece birkaç ay önce herkese yenilmesi oldukça doğal gözüken bir jobber’dı. Hiçbir önemli hikayede yer almıyor ve de maçları kimse tarafından ilgi çekmiyordu. Genelde WWE, bir güreşçiye kemer vermeden önce vereceği push’ın sinyallerini çok önceden verir, onu birkaç feuda sokar ve de PPV galibiyetleri ile momentum kazanmasına vesile olurdu. Ama Jinder için böyle bir şey söz konusu olmadı ve de önce son derece şaşırtıcı bir şekilde ana kemer için #1 contender oldu ve de ardından Backlash’de Randy Orton gibi bir şampiyonu yenerek kemeri ele geçirdi. Ana kemer Kasım ayına kadar tam 170 gün Jinder’ın belinde durdu ve nihayet AJ Styles kendisini yenerek bu title reign’e bir son verdi. Bu süre içerisinde Jinder iki kez kemerini Orton’a karşı korurken bir de Nakamura gibi bir isme karşı kemerini korumayı başardı. Hatta bir cash in’den bile kurtuldu. Tabi bu kemer korumalarını sağlayan en temel etken yanında bulundurduğu Singh Brothers’ın etkisi ise yadsınamazdı. Hatta Jinder seneler sonra Battleground 2017’de Punjabı Prison maçını WWE’ye getirdi ve de o maçta Orton’a karşı gerçekleştirdiği kemer korumasını The Great Khali’nin return’ü ile sağlamayı başardı.
Tüm bunlar ve de sergilemiş olduğu ring içi performans nedeniyle Jinder hep tartışılan bir şampiyon oldu. Ayrıca gimmick’i ve Hintli olması nedeniyle bir Anti Amerikan bir kimliğe bürünen Jinder bu sebeplerden ötürü de seyircilerin desteğini almadı, iyi bir heel rolü çizdi. Ama WWE bence Jinder’ın şampiyonluğu ile amacına ulaştı ve de Hindistan gibi büyük bir pazarda kendisine yer bulmayı başardı. Ama yine de bundan sonra kendisini mid carder seviyesinde görsek daha iyi olur gibi geliyor.






Tarihin İlk Kadınlar Money in the Bank Maçı – 18 Haziran 2017
WWE içerisinde artık kadınların devrimi bambaşka boyutlara ulaşmış durumda. Her geçen yıl kadın güreşi artık sadece güreş bazında değerlendirilme yolunda önemli adımlar atmakta ve de erkek güreşçilerin ortaya koyduğu maç türlerine de ortak olmaktadırlar. Bunun sıradaki ayağı ise bu yıl bazında Money in the Bank oldu. Böylece bu seneki Money in the Bank PPV’inde iki tane MITB maçı seyretmiş olduk.
Tarihin ilk kadınlar MITB maçı Tamina, Charlotte, Naomi, Becky ve Carmella arasında gerçekleşti. Maçı kazanıp tarihin ilk Miss Money in the Bank’i olma hakkına erişen isim ise Carmella oldu. Tabi biraz James Ellsworth’un yardımıyla bunu gerçekleştirdiğini de es geçmemek gerekir. Zira Ellsworth, tarihin ilk kadınlar MITB maçında ve de kadınlar için oldukça önemli olan bu olayda, çantayı kancadan alan ilk isim oldu. Yani ilk kadınlar MITB maçında çantayı ilk kapan bir erkek olmuştu. Tabi sonradan çantayı Carmella’ya atması, maçın galibi olarak Carmella’nın belirlenmesine vesile olmuştu.
Ertesi Smackdown’da diğer katılan isimler tarafından da benzer tepkiler gelince GM Daniel Bryan, Carmella’nın elinden çantayı aldı ve anında bir MITB maçı daha ayarladı. O maçı da yine Ellsworth’un yardımıyla Carmella kazanmayı başarmış ve tarihin ikinci kadınlar MITB maçından da galip ayrılmıştı. Ellsworth’un yardımı bu sefer diğerine göre çok bariz olmaması sebebiyle Carmella’nın galibiyeti kesinleşmişti.
Carmella henüz bir cash in yapmadı ve de hala çantayı elinde tutmaya devam ediyor. Biz de cash in yapacağı anı merakla bekliyoruz…







Big Cass, Enzo’ya İhanet Ediyor – 19 Haziran 2017
Cass ve Enzo ikilisi NXT yıllarından bu yana seyircilerin favorisi olan bir gruptu. Özellikle Enzo’nun mikrofon yeteneği ve de karizması sayesinde oldukça yankı uyandıran bir haldelerdi.  Ama zaman geçtikçe önemli bir hikaye içerisinde yer alamamaya başlamışlar ve de bir türlü takım kemerlerine de ulaşamamışlardı. Enzo’nun karizması bir yana, ring içi olarak düşünürsek berbat bir isimdi. Aynı zamanda cüsse olarak da güçsüzdü ve takımın zayıf kısmı olarak gözüküyordu. Nitekim ayrılığın temelinde de yatan olay buydu.
22 Mayıs’ta Enzo’yu arka alanda birinin saldırısına uğramış halde bulmuştuk. Haftalar ilerledikçe Enzo’ya saldırılar artar hale gelmiş ve hatta takım arkadaşı Cass de saldırıya uğramış halde bulunmuştu. Cass; Enzo’ya hep yardıma gelen Big Show’dan şüphelense de nihayet gerçekler 19 Haziran’da ortaya çıkmıştı. Aslında en başından beri Enzo’ya saldıran kişi en yakınında olan kişiydi: Big Cass. Cass kocaman bir big boot çekip Enzo’yu cezalandırmaya devam etmişti. Sonraki haftalarda da Cass kolayca Enzo’yu ezmeye devam etti. Hatta Temmuz ayında Great Ball of Fire’da Cass kolay bir şekilde Enzo’yu yenmeyi başarmıştı. Summerslam’de Big Show’u da yenmeyi başaran Cass sonrasında sakatlandı ve de uzun bir süredir aksiyon içerisinde yer almadı. Enzo ise cruiserweight’e geçti ve şuan şampiyon olarak güreşmeye devam ediyor.







Kurt Angle’ın Sırrı – Jason Jordan’ın Babası Kurt Angle – 17 Temmuz 2017
29 Mayıs tarihli Raw’da, spiker Corey Graves aracılığı ile Kurt Angle’a telefon yoluyla bir mesaj geldi. Bu mesaj Angle’ın bir sırrı olduğuna dair işaretler bizlere veriyordu. Önümüzdeki haftalarda da bu durum devam etti ve nihayet Kurt, 10 Temmuz’da bir sonraki hafta bu sırrı ile yüzleşeceğini açıkladı. Nitekim öyle de oldu. Kurt, 17 Temmuz’da gençken bazı olaylar yaşadığını ve de herkesten sakladığı bir oğlunun varlığından bahsetti. Oğlu ise WWE içerisinde The American Alpha takımı içerisinde yer alan Jason Jordan’dan başkası değildi.
Tabi ki bu olay aslında bir kayfabe. Yani senaryo icabı yapılmış bir konu. Yani Jordan’ın gerçek babası elbette Kurt Angle değil. Bununla birlikte Jordan, Smackdown’dan Raw’a geçip bireysel bir şekilde takılmaya başladıktan sonra seyirciler tarafından da sevilmeyen bir isim olarak karşımıza çıktı. Aslında iyi bir ring içi yeteneği olmasına rağmen bu hikaye bizler tarafından pek yutulmadı, benimsenmedi. Ama yine de bu olayın ileride nasıl şekilleneceği de merak konusu. Eninde sonunda baba-oğul arasında bir feud yaşanacaktır.







Baron Corbin’den Yanlış Cash-in – 15 Ağustos 2017
Biraz üstte tarihin ilk kadınlar Money in the Bank maçının galibi olarak Carmella’dan bahsetmiştik. Aynı gece, yani 18 Haziran 2017’de gerçekleşen diğer Money in the Bank maçı olan erkeklerin maçını kazanan ve de doğal olarak çantaya sahip olan isim Baron Corbin oldu. Corbin zaten geçtiğimiz seneden beri push’lanan bir isimdi. Debut yaptığı 2016 WM’sinde Battle Royal’i kazanarak dikkatleri çekmiş ve de sonrasında girdiği feudlardan da galip ayrılmıştı. Yani 2017 yılında kemer almasına kesin gözüyle bakılan bir isimdi. Keza ben de bu seneki Mr. Money in the Bank tahminimi de kendisinden yana kullanmıştım.
Corbin için her şey iyi giderken, Summerslam’den önce gerçekleşen son Smackdown’da Money in the Bank çantasını kullanarak gerçekleştirmek istediği cash in ile bir anda her şey kendisi adına alt üst oldu. 15 Ağustos’ta gecenin main eventinde ana kemer şampiyonu Jinder Mahal, John Cena’nın karşısına çıkmış, ancak Cena tam maçı kazanacakken çantayı Cena’ya doğru fırlatan Corbin maça karışmıştı. Çünkü yılın o dönemlerinde Cena ve Corbin ikilisi Summerslam bazında bir feuda girmişlerdi. Corbin sonrasında elindeki çantayı Cena’ya geçirip onu yere yığmıştı. Tam ayrılacakken yerde yatan Jinder Mahal’i görüp ringin içine doğru koştu ve de çantayı hakeme vererek resmen cash in yaptığını ilan etti. Ardından hakemin işareti ile maç başladı ve Corbin de zar zor ayağa kalkmaya çalışan Jinder’ı beklemeye koyuldu. Tam o sırada arkadan Cena gelerek Corbin’in dikkatini dağıttı ve bunu fırsat bilen Jinder bir roll up ile tuşa gitti ve maçı kazanarak kemerini korumayı başardı.  Böylece Corbin, 2012 yılında Cena ve de 2013 yılında Damien Sandow ile birlikte cash in yapamayan Mr. MITB’ler arasına ismini yazdırmış oldu.
Sonrasında Corbin, Summerslam’de Cena’ya kaybederek iyice düşüşe geçti. Ama neyse ki sonradan Styles’dan U.S kemerini alarak en azından yıl bitmeden bir title reign yapma şansına sahibi oldu.







Shelton Benjamin’in Geri Dönüşü – 22 Ağustos 2017
Bu yıl gerçekleşen en önemli returnler’den biri de hiç şüphesiz Shelton Benjamin’inkiydi. 2010 yılında WWE’den ayrılan The Gold Standart, 2016 yılının yazında WWE’nin Youtube sayfasından yayınladığı bir video ile yakında WWE’ye geri döneceği açıklanmıştı. Ancak bundan sonra Shelton Benjamin sakatlanınca geri dönüş süresi epey bir uzadı ve geri döneceği açıklandıktan tam 13 ay sonra Smackdown’a gelerek geri dönüşünü gerçekleştirdi.
Biraz üstte bahsettiğimiz gibi The American Alpha üyelerinde Jordan’ın, Angle’ın oğlu çıkması dolayısıyla bireysel olarak Raw’a geçmesiyle, takımın bir diğer üyesi Chad Gable boşta kalmıştı. GM Daniel Bryan da kendisine yeni bir partner bulduğunu açıklamıştı. Daha önce yine bu tarz bir gimmick ile Charlie Haas ile bir takım (World’s Greatest Tag Team) içerisinde yer alan Benjamin, yine takım mücadelesi içerisine girerek geri dönüşünü gerçekleştirmiş oldu.







Kevin Owens, Patron’a Kafa Atıyor – 12 Eylül 2017
Patron Vince McMahon, ezelden beri kendisini senaryolar içerisine atmayı seven ve de bunu oldukça başarılı bir şekilde uygulayan bir figür. Steve Austin ile yaşadıkları efsane feud, Shane ile yaşadığı feud ve de en son güncel olarak Roman ile yaşadığı feud aklama gelen şeylerden sadece birkaç tanesi. Bunun 2017 versiyonunu ise Kevin Owens’e karşı yaşadık.
Hikayeyi biraz geri sararsak Kevin Owens yıl içerisinde AJ Styles ile uzun dönemli bir U.S kemeri feudu yaşamış ve de en sonunda feudu kaybetmişti. Zira bu süreçte Shane McMahon ile yaşadığı sürtüşmelerle birlikte kemeri kazanamamasının ve de kaybetmesinin temel sorumlusu olarak Shane’i göstermişti. Bunun üzerine 5 Eylül’de Smackdown’da Shane ile yüzleşmiş ve de Shane ve ailesi hakkında oldukça kötü sözler söylemişti. Shane ise daha fazla dayanamayıp Owens’e saldırmış ve bunun sonucunda Vince McMahon tarafından Smackdown’dan bir süreliğine uzaklaştırılmıştı.
Ertesi hafta Vince bu olayla bizzat ilgilenmek için Smackdown’a geldi. Owens’a, Shane’i “Seni yeterince cezalandırmadığı için uzaklaştırdım.”” dedi. Shane’e bunun için fırsat vereceğini ekleyerek Hell in a Cell PPV’ini işaret etti. Owens ise bunu kabul ederek, sonunda bir McMahon’ı acımasızca dövebileceğini söyledi. İkili bu maç üzerine el sıkışırken, Owens ;Vince McMahon’a kafa atarak onu yere serdi. Alnı kanayan Vince ne uğradığını anlamadan bir de Super Kick ile karşı karşıya kaldı. Hızını alamayan Owens, bir de Frog Splash çekerek 70 küsür yaşındaki, şirketin sahibini bir hayli dövdü. Uzun zamandır ekranlarda gözükmeyen heel Stephanie McMahon bile ekranlarda gözükerek babasının durumunu kontrol etti.
Bu olayın ardından yaşananları ise hemen bir sonraki maddede ele alalım.







Shane Bir Kez Daha Kafesin Üzerine Çıkıyor ve Sami Zayn Heel Turn Geçiriyor – 8 Ekim 2017
Bir üstteki madde de bahsettiğim üzere ve de yine Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim PPV’lerinde blogda da bahsettiğim üzere Shane McMahon ile Kevin Owens arasındaki feud tam gaz devam ediyordu. İkili aralarındaki anlaşmazlığı sonlandırmak için, Owens’ın Vince McMahon’ı dövmeden önce anlaştıkları üzere Hell in a Cell PPV’inde bir Hell in a Cell maçına çıkacaklardı. Bununla birlikte Shane ilerleyen zamanlarda maça bir kural daha ekleyerek, maçı tuşun ring dışında da sayılabileceği bir Falls Count Anywhere maçına çevirmişti.
Maç gerçekten oldukça extreme havada geçen bir maç şeklinde ilerliyordu ki bu durum oldukça normaldi. Zira hikaye anlamında birbirinden nefret eden ve de bel altı unsurları da aşan bir hikaye ile karşı karşıyaydık. Maçın sonlarına doğru Shane, Owens’ın işini bitirmişken, hırsına yenik düşerek tıpkı 2016’nın WM’sinde Undertaker’ı yenmek için kullandığı kafesin üzerinden dirsek vurma hareketini yeniden tekrarladı. Korkusuz Shane, elbette ki bu sefer sonucun farklı olmasını dilese de, yine boş spiker masasına atlamıştı. Çünkü Owens hareketsiz bir şekilde spiker masasının üzerinde yatarken, Sami Zayn gelerek Owens’a el uzatmış ve eski dostunu son anda kurtarmıştı. Bu oldukça ses getiren bir olaydı. Çünkü Sami ile Owens, 15 seneye dayanan dostluklarının ardından Owens’ın 2015’te Sami’ye ihaneti ile birbirlerine düşman olmuşlardı. Keza 2016 yılında aralarında muazzam maçlar gerçekleşmiş ve de ciddi manada güzel bir feud yaşatmışlardı. Ama kimse Sami’nin bu heel turn’ünü beklemiyordu.
Çünkü Sami’nin her tarafından buram buram face hareketler akan bir karakterdi. Ayrıca Owens ile kanlı bıçaklılardı. Ama eski dostunu kurtardıktan sonra Shane’e karşı Owens’ın tarafına geçti ve de hikayeye bambaşka bir boyut kazandırdı. Bu arada Sami sadece Owens’ı kurtarmakla kalmayıp onu, yerde yatan Shane’in üzerine de atarak tuşa gitmesini ve de doğal olarak maçı kazanmasını da sağladı.
Bu olaydan sonra hikaye tam gaz devam etti. Yine bu yıl içerisinde yaşanan bir başka önemli olaydan bahsederken bu feudun gelişimine de değineceğiz.








The Shield Reunion – 9 Ekim 2017
The Shield üyelerinin her yaptığı gerçekten olay oluyor. 2012’de debut yaptıklarından tutun da, 2014’te dağılmalarına ve de 2016’da birbirlerine karşı kemer mücadelelerine girmelerine kadar her daim birlikte yaptıkları şeyler o yıla damga vuruyor. Bu demek değil ki bu üç adamın bireysel olarak yaptıkları bir önem arz etmiyor. Elbette ki bu üç adam her zaman söylediğim gibi WWE’nin önümüzdeki 10 seneyi üzerlerine planlayacakları insanlar. Yani biz Roman’ı, Seth’i ve Dean’i her daim önemli feudlarda, main eventlerde ve kemer mücadelelerinde göreceğiz. Ama bireysel ama takım olarak…
2014’teki dağılma gerçekten böylesine önemli şeyler atlatmış bir takım için oldukça zor bir dağılmaydı. Yani yeniden parçaların birleşimini zor kılan bir hikayeydi. Zira bu nedenle Shield’ın birleşimini de yavaş yavaş, parça parça ele aldılar. Roman ile Dean zaten en başından beri arkadaş kaldılar. Seth ise Triple H’den ihaneti yedikten sonra face role büründü ve de seyircilerle arasını iyi tutmayı başardı. Bu süreçte 2016’da Kevin Owens ve Jericho’ya karşı Roman ile bir yakınlık kurdu. Nihayet 2017’de Superstar Shake up ile Dean’in Raw’a geçmesiyle birlikte onunla da bir yakınlık kurdu. Haziran ayındaki Extreme Rules’da Intercontinental kemerini The Miz’e kaybeden Dean, Temmuz ayında Great Balls of Fire’da da kemeri ele geçirememişti. Bu süreçte Miz yanına aldığı Bo Dallas ve Curtis Axel’ı sonuna kadar kullanmıştı. Seth ise bir nevi feudsuz kalmış ve kısa süreliğine Bray Wyatt ile feuda girip, yenik ayrılmıştı.
Kemerini bir türlü Miz’den geri alamayan Ambrose ise Miz ve Miztourage’a karşı sürekli sayı dezavantajı nedeniyle yenik düşüyordu. En sonunda Seth yardımına koşmuş ve Dean’a bu konuda yardım etmişti. Ama Dean başta bunu kabul etmemiş ve de ikili arasında bu konuda sürekli bir anlaşmazlık çıkmıştı. Bir de feuda takım kemerleri şampiyonu Cesaro & Sheamus eklenince işler iyice karışmıştı. Ama en son Summerslam’den önce Shield hareketi yapıp nihayet aynı yolun yolcusu olduklarının farkına varmışlardı. Zira Summerslam’de de Cesaro & Sheamus ikilisini yenip takım kemerlerine ulaşmışlardı.
Roman ise bu sıralarda ana kemeri almanın peşindeyken, Summerslam’de Lesnar tarafından 4-way maçta tuş olunca ana kemer potasından çıktı. Ardından Cena ile feuda girdi ve Ekim ayında ona karşı No Mercy’de galip geldi. Sonrasında Miz’e karşı bir Intercontinental mücadelesine girince o da Seth ve Dean’in yanında ortak düşmanlar elde etti. Zira en sonunda yaklaşmakta olan yaklaştı ve hatta burnumuzun dibine geldi. 9 Ekim tarihli Raw’da Roman & Dean & Ambrose üçlüsü; Miz & Axel & Sheamus & Cesaro’ya karşı birleşerek onları ringden süpürdüler.  
Bu olayın ardından yaşananları ise bir sonraki maddemizde ele alalım.








Kurt Angle’ın Ringlere Ani Dönüşü ve TLC’de Gerçekleşen Son Dakika Değişiklikleri – 22 Ekim 2017
Kurt Angle ile alakalı bu yıl gerçekten önemli şeyler yaşanmışa benziyor ki zira bu ona dair üçüncü maddem. Bu olay ile alakalı konuşursak, Angle ilk WWE’ye döndüğünde verdiği bir röportajda ring içi aksiyonda da yer alacağını ama bunun ne zaman olacağını bilmediğini söylemişti. Zira hepimizin bildiği gibi Angle’ın hikayelerdeki rolü Raw GM’liği. Yani ring içi olarak herhangi bir kaygısı bulunmuyor.
Bir üstte Shield’ın birleşiminden bahsetmiştik. Birleşimden 2 hafta sonrası için GM Kurt Angle, ortak düşmanları birbirlerine sokarcasına bir maç ayarlamıştı: The Shield ile The Miz & Sheamus & Cesaro arasında bir TLC maçı. Velhasıl sonraki iki haftayı boş geçmeyen Miz sürekli kendisi ve de takımı için bir avantaj sağlamanın yollarını aradı. İlk önce Dean’in vermiş olduğu röportajı kullanarak (Dean arka alanda verdiği bir röportajda karşılarına kim gelirse gelsin, kaç kişi çıkarsa çıksın fark etmeyeceğini söylemişti.) Braun Strowman’ın maça dahil olmasını sağladı. Zaten Roman ile bir geçmişi olan Strowman’ın bir de bu süre içerisinde Dean ve Seth ile zaman zaman karşı karşıya gelmesi ve hatta Shield üçlüsünde triple powerbomb yemesi de bu konu da etkili olaylardan biriydi.
TLC’den önceki son Raw’da(16 Ekim) ise Miz, yine Ambrose’un röportajda sarf ettiği sözleri kullanarak bu takımına Curtis Axel’ı da alarak 5 kişiden oluşturmayı planladı. Kurt Angle ise bunun için bir şart koştu. Eğer Strowman gecenin main eventinde steel cage maçında Roman’ı yenerse Miz’in seçeceği bir güreşçi daha Miz’in takımında yer alacaktı. Ama eğer kaybederse, Strowman takımdan ayrılmak zorunda kalacak ve maç 3’e 3 şekilde gerçekleşecekti.
Main eventte ise olanlar oldu. Dean ve Seth; Cesaro ve Sheamus’ın maça karışmasını engellemek için ringe gelip onları kovaladılar. Maç ise normal seyrinde devam ederken neredeyse 1 senedir ringlerden görünmeyen Kane, ringin tabanını yararak ringin içine girdi ve de Roman’a chokeslam çekti. Hikaye gereği Undertaker ile Kane’in kardeş olduğunu düşünürsek, Kane’in dönüş amacı en azından ilk aşamada abisinin intikamını almaktı. Maçı da Strowman kazanınca böylece TLC için gecenin main eventi 5’e 3 bir şekilde gerçekleşecekti. Shield üçlüsünün seneler sonra bir takım olarak maça çıkacak olmalarının verdiği heyecan ve de altta sağlam altyapılı bir hikaye ile bizlere güzel bir maç planlanmıştı.
TLC PPV’yi için elbette ayarlanan tek maç bu değildi. Örneğin Finn Balor ile Bray Wyatt arasında da uzun süredir devam eden feud burada sona erecekti. En azından biz 20 Ekim akşamına kadar maç programını bu şekilde biliyorduk. Ama çok enteresan bir şekilde şovdan 2 gün önce var olan maçlar değişti ve de ortaya bambaşka bir şey çıktı. WWE’nin sitesinden yapılan açıklamaya göre The Shield’ın geri dönüşünün bu kadar hype’landığı bir ortamda Roman’ın hastalığından ötürü maça çıkamayacağını öğrendik.  Ayrıca tek hastalanan Roman değildi. 2 gün sonra Balor ile maça çıkacak olan Bray Wyatt da hastalanmış ve de şova çıkamayacak duruma gelmişti. Hal böyle olunca match card apar topar değiştirildi. Finn Balor’ın TLC’deki rakibi olarak Smackdown’dan AJ Styles bir günlüğüne Raw PPV’ine geldi. Main event için ise Roman’ın yerine Shield’ın üçüncü elemanı olarak Kurt Angle ani bir şekilde ringlere geri dönüş yaptı ve tam 11 yıl sonra WWE televizyonlarında bir maça çıktı.
Balor, Smackdown’dan gelen Styles’ı oldukça güzel bir maçta yendi. İkili sonrasında Bullet Club selamı vererek ringden ayrıldılar. Gecenin main eventinde ise Kurt Angle’lı Shield; rakiplerine karşı galip gelmeyi başardılar. Maçı bitiren şey ise Angle’ın, Miz’i fotoğrafta gördüğünüz gibi Ankle Lock ile pes ettirmesiydi. Tabi maç içerisinde Kane ile Strowman arasında yaşanan gerginlik buna ön ayak olmuş, Strowman’ı kendi takımı el birliği ile çöp kamyonunun içine atmışlardı.
Bu olaydan sonra Roman ile Bray Wyatt’ı yaklaşık 1-1.5 ay ringlerde göremedik. Her halükarda yapılan bu son dakika değişiklikleri binde bir gerçekleşecek bir ihtimalle karşımıza çıktı.









Smackdown Raw’ı Basıyor ve Raw Karşılık Veriyor (#Undersiege) – 23 Ekim 2017 – 14 Kasım 2017
WWE’de 2 senedir Ekim ayı ile Kasım ayı arasında var olan feudlar daha çok arka planda yer alıyor ve de ana odak noktası brandlerin savaşı oluyor. Keza tıpkı geçen seneki gibi bu sene de Survivor Series PPV’si, Smackdown vs Raw olayına dönerek bizleri mest etti. Geçen seneden farklı olarak iki taraf karşılıklı olarak şampiyonlarını da kapıştırırken, kadınlar ve de erkekler bazında klasikleşmiş Survivor Series elemeli 5’erli takım maçlarını da yaptılar.
Bir üstteki maddede yapılan son dakika değişiklikleriyle Smackdown’dan AJ Styles’ın bir günlüğüne Raw PPV’yi olan TLC’ye geldiğinden bahsetmiştik. Bir sonraki gün Raw’da da gözüken Styles, sakatlığı bulunan Roman’ın yerine Shield’ın içerisinde yer almıştı. Sonrasında Shane McMahon’ı da arka alanda görmüş ve de Kurt Angle ile normal bir Survivor Series konuşması yaptıklarını düşünmüştük. Gecenin sonunda oldukça olağan bir şekilde Raw’ın Survivor Series kadrosunu açıklamaya gelen Kurt Angle’ın etrafını saran Shane McMahon önderliğindeki Smackdown kadrosunu görünce ise nelerin döndüğünü anlamıştık. Shane, brandler savaşında ilk hamleyi yapmış ve de Raw’ı hazırlıksız yakalayarak arka alandaki güreşçileri dövdürmüştü. Sonrasında güreşçilerinden Angle’ı ringe getirmesini isteyip, ona şu an kuşatma altında olduğunu (undersiege) söyleyerek güzel bir mesajda bulunmuştu. Sonrasında bu undersiege olayı oldukça popüler bir kelime haline gelmişti.
Shane, kendi şovunun GM’i olan Daniel Bryan’dan bağımsız hareket edince ikili arasındaki ilk fikir ayrılığı konusu gündeme gelmişti. Arayı düzeltmek için sonraki hafta Raw’a gelen Daniel Bryan ise hiç ummadığı bir sürprizle karşılaşmış ve de eski takım arkadaşı Kane tarafından chokeslam yemişti.
Ardından New Day, Shane’in emri ile Raw’ı basmış ve de Seth & Dean ikilisinin dikkatini dağıtarak takım kemerlerinin Cesaro & Sheamus’a geçmelerine neden olmuşlardı. Bunun ardından son kurşunu ise Survivor Series’den önceki son Smackdown’da Raw kadrosu yapmıştı. Shield önderliğinde Smackdown’ı basan Kurt Angle liderliğindeki Raw kadrosu, ellerindeki güçlü isimlerle Smackdown’ı yerle bir etmişti. Kurt Angle ise Shane’e bir angle slam çekerek intikamını almıştı.
19 Kasım 2017’de gerçekleşen Survivor Series’de ise şampiyonlar maçı, Shield vs New Day maçı ve de kadınlar takım maçı sonrası ortaya 3-3’lük bir eşitlik çıkmış ve de gecenin son maçında erkekler 5’li eleme usulü takım maçı belirleyici olmuştu. Kurt Angle & Braun  Strowman & Triple H & Finn Balor ve Samoa Joe’dan oluşan Raw takımı; Shane McMahon & John Cena & Randy Orton & Bobby Roode  ve Nakamura’lı Smackdown takımını yenerek bu seneki brandler arası savaşın galibiyetini Raw’a taşımışlardı.  







Tarihin İlk İki Özel Hakemli Maçı – 17 Aralık 2017
Sami’nin heel turn’ü ile Owens’a karşı yaptığı maçı kaybeden Shane, brandler arası savaş dolayısıyla odağını daha çok Kurt Angle ve ekibine vermişti. Bu sırada Raw’a karşı 5’li takımını oluşturmaya çalışıyordu. Sami ve Owens ikilisi, Shane’den takım için yer isterken Shane herkesin takımda yer alması için bir şansı olacağını söyledi ve de bunun üzerine eleme maçları gerçekleştirildi. Randy Orton’a kaybeden Sami ve Nakamura’ya kaybeden Owens takımın içinde yer almayı hak kazanamadılar.
Survivor Series’de ise herkesin aklında Owens ile Sami’nin Smackdown’ı arkadan vuracağı düşüncesi vardı. Zira düşünce gerçeğe döndü ve de maç devam ederken Sami ve Owens ikilisi ortaya çıkarak Shane’a saldırmaya başladılar. Shane ise eline sandalyeyi alıp onları kovaladı. Ama tüm bunlar Shane ve ekibinin maçı kaybetmesinde bir etken oldu. Gerçi Raw’ın o kadrosuyla yenilmesi bir mucizeydi ama yine de bu olayın da hikaye açısından bir etkisinin olduğundan bahsetmemiz gerekli.
Sami ve Owens ikilisinin yaptıklarından sonra sabrı iyice taşan Shane, ikiliyi WWE’den kovmakta kararlıydı. Ancak burada daha çok iyi polisi oynayan Daniel Bryan, Shane ile fikir ayrılığına düşerek sürekli Owens ve de Zayn ikilisini korudu. Face bir karakter olan Daniel Bryan, bizlere bunu bir mantıkla hareket ettiğini göstermeye çalıştı. Ona göre Sami ve Owens oldukça yetenekli isimlerdi ve de kazanılmalıydı. Shane ise duyguları hareket ediyordu.
Bunun üzerine Shane McMahon; Owens ve Sami’ye karşı verdiği mücadelede Randy Orton ve Nakamura ikilisini bir kez daha kullanmaya karar verdi. Senenin son PPV’yi olan Clash of Champions için bir tag team maçı ayarladı ve de bu maçın hakemini de kendisi yaptı. Bir de Owens ve Sami ikilisinin maçı kaybettiği takdirde WWE’den kovulacağı bir şart ortaya koydu. Shane’in ne yaptığını anlamaya çalışan Daniel Bryan ise maça ikinci bir hakemi daha ekledi ve o hakem de kendisinden başkası değildi. Daha önce iki hakemli maçlar izlemiştik lakin tarihte ilk defa iki tane özel hakemli maçı 17 Aralık 2017’de izleme şansı bulduk.
Maç ise aslında beklendiği gibi oldukça karışık geçti. Shane ile Daniel Bryan doğal olarak aralarındaki senkronizasyonu bir türlü sağlayamadılar. En sonunda ringi hayali olarak iki böldüler ve kendi bölgelerinde olan tuşları saymaya başladılar. Maç bu şekilde ilerlerken, Randy Sami’ye bir RKO çekti ve tuş pozisyonuna soktu. Shane tuşu sayarken, ringin dışından içeri giren Owens can havli ile Daniel Bryan’ı Shane’in üzerine itip tuşu engellemeyi başardı. Ardından Sami, Randy Orton’ı roll up ile tuş pozisyonuna soktu ama Shane ikiye kadar sayıp üçü saymayınca Daniel Bryan’dan oldukça tepki aldı. Aralarında tartışma yaşanırken Sami bir kez daha Randy’i tuş pozisyonuna soktu ve bunu fırsat bilen Daniel Bryan oldukça hızlı bir üçe sayım yaptı ve Shane’in onu engellemesine ramak kala maçı Sami ve Owens ikilisine kazandırdı. Böylece Owens ve Sami Zayn ikilisi de WWE’den kovulmaktan kurtuldular.
Hiç şüphesiz oldukça uzun süredir devam eden bu hikaye Strowman vs Roman hikayesi ile birlikte 2017 yılına damga vurdu gerçekten. Ayrıca sürekli bambaşka bir boyut kazanması da bu hikayeyi ilgi çekici kılan unsurlardan biri. 2018’in ilk günlerine girdiğimiz şu zamanlarda da bu feudun daha ilgi çekici hale geldiğini görüyoruz. Bu hikaye elbet bir şekilde WM’de son bulacak ama hangi şekillerde ve de nasıl sonuçlanacak oldukça merak ediyorum.










Dolph Ziggler United States Kemerini Bırakıyor – 19 Aralık 2017
Beni tanıyanlar Dolph Ziggler ismini ne kadar çok sevdiğimi bilirler. Her zaman ana kemer pozisyonunda olması için birçok yeteneğe sahip olmasına rağmen nasıl bu kadar önem verilmediğine dair hayıflanırım. 2015 yılının yaz aylarından 2017 yılına kadar Dolph; kariyeri için oldukça kötü zamanlar yaşadı. Bu süreç içerisinde bir kez Intercontinental kemeri kazanıp bir kez de Summerslam’de ana kemer maçına çıkmasına rağmen girmiş olduğu neredeyse tüm feudlardan yenik durumda ayrıldı. Ayrıca bu süreç içerisinde birçok NXT’den gelip debut yapan ismin yükselme basamağı oldu. Zaten bu sene de debut yapan iki önemli NXT ismi; Roode ve Nakamura ile de feuda girip ikisine de ayrı ayrı mağlup oldu.
Tüm bunlar yaşanırken ortada Dolph’un sonbaharda WWE’den ayrılacağı haberleri çıktı. Bu süre zarfında artık kendisi de başka bir gimmick’e yönelerek adeta çıldırmış gibi simgeleşmiş ringe girişleri taklit ederek komik duruma düştü. Aslında amacı belliydi; ona göre bütün şov işi saçmaydı. Önemli olan ring içerisindeki performanstı ama insanlar güreşçilerin ring içi yeteneğinden çok karizmalarına dikkat ediyorlardı. Bu duruma isyan eden Dolph, günler ilerledikçe kendisiyle özdeşleşen müziği, titantron’u ve de ışıkları kullanmadan normal bir maça çıkacak bir isim gibi ringlere gelmeyi tercih etti.
Bu şartlar altında 2017’nin son PPV’i olan Clash of Champions’da United States kemeri için üçlü maça çıkan Dolph, çok sürpriz bir şekilde şampiyon Baron Corbin’i tuş ederek United States kemerine sahip oldu. Ancak bizleri şaşırtan olaylar sadece bununla sınırlı değildi. Hemen iki gün sonra 19 Aralık tarihli Smackdown’da bizlere Dolph’un kemer kutlaması yapacağı açıklandı. Dolph ise yine benzer bir promo kesti ve de kemerini ringe bıraktı. Ardından da arka alanın yolunu tutarak resmen iki gün önce kazandığı kemerden vazgeçti.
Bir sonraki hafta GM Daniel Bryan ise tüm hafta Dolph’a ulaşmaya çalıştığını ama cevaplamadığını söyledi. Bunun üzerine de kemerin boşa çıkarıldığını açıklayarak, yeni sahibin belirlenmesi için turnuva başlattı. Öyle görünüyor ki United States kemerinin yeni sahibini 2018 Royal Rumble PPV’inde göreceğiz.
Geçmişinde birçok başarı olmasına rağmen bir türlü istikrarı yakalayıp bir üst kademeye kendini atamayan Dolph için WWE neler planlıyor gerçekten merak ediyorum. Sonuçta kendisine bir kemer verip o kemeri 2 gün sonra bıraktırdılar. En azından şimdilik Dolph’un WWE’den resmi olarak ayrılmadığı bir gerçek. Dolayısıyla buradan bir senaryo çıkması ihtimali oldukça yüksek. Ziggler’ın geri dönüşünün nasıl olacağı muhtemelen kafamızdaki soru işaretlerini giderecektir. Ama tabi bunun için adresimiz ise 2018 yılı olacak…

--

Yukarıda saymış olduğumuz olaylara ek olarak; Mojo Rawley ile Zack Ryder ile Jericho ve Owens’ın ayrılığını, Nakamura – Bobby Roode – Tye Dillinger ve Samoa Joe’nun debutlarını, Absolution ve Riot Squat gibi kadın stable’ların ortaya çıkışını, Rusev Day olayını, Enzo'nun tüm Cruiserweight'lerden dayak yemesini, Darren Young – James Ellsworth ve Emma’nın WWE’den ayrılışlarını ve de Superstar Shake up gibi mevzuları da 2017’yi anlatmak için kullanabiliriz. Tabi bunun gibi daha birçok return, debut ve de olaylar yaşandı. Ama ayrıntılarıyla verdiğim olaylar ise hem bazı önemli feudlara dair detayları hatırlattı hem de 2017 yılını genel bir özetlemiş oldu. Ayrıca dileyen genellikle hikayelerin özeti şeklinde geçen PPV öncesi analizleri de ay ay blogumdan bulabilir.

2018 yılı umarım hepimiz için daha güzel geçer. Herkese iyi yıllar dilerim…