Sonbaharın ilk PPV’i olan Bad Blood, yeni bir marka gibi görünse de
aslında geçmişi eskilere dayanan bir PPV ismi. Daha önce üç kez gerçekleşen Bad
Blood, tarihte ilk kez In Your House serisi kapsamında 1997 yılında
gerçekleştirilmişti. 1997 yılının Ekim ayında gerçekleşen bu şovun en önemli
özelliği tarihin ilk Hell in a Cell maçı olan Undertaker vs Shawn Michaels
maçını izlemiş olmamızdı. Keza aynı şovda Undertaker’ın WWE evreninde kardeşi
olan Kane’in de debut’unu izlemiştik. 1997’deki bu şovun ardından Bad Blood’a
biraz ara verilirken 2003 ve 2004 yıllarında üst üste iki kez daha ekranlara
gelmiş ancak bu kez Haziran aylarında yapılmıştı. Her iki şovun da main
eventinde yine Hell in a Cell maçları izlemiştik. Hell in a Cell maçları
2000’li yılların sonlarından itibaren Hell in a Cell PPV ismi altında daha çok
yapılmaya başlanırken Ekim ayıyla da özleşleşmiş bir şov olmuştu. Ancak Triple
H Era’nın başlamasıyla beraber bu tarz özel maçlara sahip PPV’lerin
kaldırılması ve bu maç türlerinin normal PPV’lere yedirilmesiyle Hell in a Cell
PPV’i de 2022’den bu yana yapılmamaya başlanmıştı.
Bu yıla geldiğimizdeyse 5 Ekim’de, yani ilk Bad Blood’un 1997’de
ekranlara geldiği tarihte, Bad Blood PPV’i ve getirmiş olduğu Hell in a Cell
maçı geri dönerken, bu maç türünde CM Punk vs Drew McIntyre Part 3’ü izliyor
olacağız. Bunun dışında bir önceki PPV olan Bash in Berlin’e göre de sağlam bir
Match Card ile karşı karşıyayız diyebilirim. Roman Reigns, Wrestlemania 40’dan
sonra ilk kez ringlere dönerken, dışlandığı Bloodline’a karşı uzun süreli
düşmanı ve 3,5 senelik title reign’ini bitiren isim Cody Rhodes ile bir ittifak
kuruyor. Rhea Ripley ve Bayley, kemerlerini geri alabilmek için şampiyonlara
karşı mücadele ederlerken Priest ise intikam için Balor’ın karşısına çıkıyor.
Gecenin sunucularıysa Women’s Tag Team şampiyonları Bianca Belair ve Jade
Cargill olacaklar.
Singles Match for the WWE Women’s Championship
Nia Jax(c) vs Bayley
Royal Rumble’ı kazanıp
Wrestlemania 40’da Iyo Sky’dan kemeri alan Bayley, kemerini bir diğer büyük PPV
olan SummerSlam’e kadar korumayı başarmıştı. O sırada kemerini korumaya devam
ederken Nia Jax ise Queen of the Ring turnuvasında finale yükselmiş ve Haziran
ayındaki King and Queen of the Ring’de finalde Lyra Valkyria’yı yenerek Queen
olmayı başarmıştı. Bunun sonucunda SummerSlam kemer maçı yapma hakkı elde eden
Nia, SummerSlam’da Bayley’i yenerek yeni şampiyon olmayı başarmıştı. Maçı
esnasında Bayley Nia'yı Powerbomb'lamış, sonra da Turnbackle'dan Elbow ile
uçmuştu. Tuşa gitmişti ama Nia kalktmayı bilmişi. O esnada Tiffany hakemle
cash-ine gelmiş ama Bayley onu dışarıya yollamıştı. Sonrasında Nia ayaklanmış,
2 tane Powerbomb çekmış, 2 de Annihilator ile kemeri almıştı. Maçtan sonra
Tiffany de geldi beraber sevinmişlerdi.
Nia’nın SummerSlam’den itibaren
başlayan title reign’ini Tiffany Stratton’dan bağımsız okumak anlamsız gibi. Tiffany,
yılın başından bu yana push alacağının sinyallerini verirken, draft sonrasında
Smackdown’a geçen Nia ile de bir yakınlık kurmuştu. Nia’nın yanında bir nevi
yardımcısı, çırağı gibi duran Tiffany, bir yandan da Money in the Bank’i
kazanmayı bilmişti. İkili arasındaki ilişkinin sonu Nia Jax – Alexa Bliss
hikayesinde olduğu gibi yine Nia’nın kullanıldığı bir hale gelecek gibi duruyor
doğrusu. Zaten SummerSlam’de Tiffany’nin maç bitmeden cash in’e yeltenmesi de
bunun bir sonucu gibi de. Keza SummerSlam sonrasında da Nia ile olan
senaryolarına devam ettiler. Bu esnada Chelsea Green ve Michin gibi isimelerle
de feuda girdiler.
9 Ağustos Smackdown’da Tiffany
Stratton arka alanda Nia'nın önümüzdeki haftaki şampiyonluk kutlamasının
planlarını yaparken görüntülendi. Çok geçmeden yanına Pretty Deadly geldi. Eğer
Tag Team kemerlerini biz kazanırsak bizim de parti planlamamızı yapar mısın
diye sordular. Tiffany onları takmadı ve gitmem gerek dedi. Çok geçmeden bu kez
yanına Chelsea ve Niven geldiler. Chelsea onun kıyafetiyle dalga geçti ve
kıyafetin gibi olacaksa işi klas olanlara bıraksan iyi olur dedi. Tiffany de
senin düşmen gereken bir merdiven yok mu diyerek Money in the Bank'e gönderme
yaptı. Chelsea de cevap olarak Nia'nın pembe rengini sevmediğini söyledi. Niven
da sen gerçek bir arkadaş olsaydın bunu zaten bilirdin dedi. Chelsea da sen tam
olarak Nia üzerinden cash in yapmayı planlıyorsun dedi. Tiffany de ona sen
küstahsın ve hayalcisin dedi. Sonra da gitti. 16 Ağustos Smackdown’daysa
geçtiğimiz haftalarda Nia Jax'in kutlama organizasyonunu düzenleyen Tiffany
Stratton, bizlere Nia Jax'i takdim etti. Ringde Pretty Deadly de vardı. Nia da
başında tacıyla, tahtta oturarak kendisini taşıyanlar tarafından ringe
getirildi. Nia ringe girince Tiffany, Women's kemerini de ona verdi. Nia da
mikrofonu aldı ve ben sizin sadece Queen'iniz değil, yeni Women's
şampiyonunuzum dedi. Soyunma odasındaki herkes bana hürmet etse iyi olur dedi.
Pretty Deadly yere çömelip Nia'yı selamlarlarken Tiffany ayakta kaldı. Nia da
seninle başlasak nasıl olur Tiffy dedi. Tiffy benim de mi yapmamı istiyorsun
dedi, Nia da evet dedi. Şu an mı diye sordu, Nia da şu an dedi. Tiffany de
konuyu değiştirmeye çalıştı, Pretty Deadly'den bahsetti. Önce onlar senin için
bir şarkı söyleyecekler sonra hepimizden birden diz çökeceğiz dedi. Pretty
Deadly de müzikaline başladılar. Nia çok hoşnut durmasa da çok geçmeden elide
Kendo Stick ile Michin şovu bastı. Önce Tiffany'e vururken Nia da Pretty
Deadly'i Michin'e doğru gönderdi ama Michin onlara da vurdu. En son Nia,
Michin'e Slam çekmek istedi ama Michin kurtularak ona da vurmaya başladı. Nia
ve Tiffany kaçarlarken Michin, Pretty Deadly ikilisine defalarca kez vurdu.
Michin, SummerSlam öncesinden bu yana Nia ile bir feud içerisindeyken Bayley’e
de desteğini vermişti. Kemer değişimi sonrasında da Nia’nın ilk rakibi olarak
bir nevi burada kendisini göstermiş oldu.
Nia, Michin ile feuda devam
ederken bir yanda Chelsea ve Nivven ikilisi de Nia’yı kızdırmaya devam ettiler.
23 Ağustos Smackdown’da arka alanda Tiffany Stratton ve Pretty Deadly'i Nia'nın
kırılan tacını düzeltmeye çalışırlarken gördük. Nia oraya gelirken, şu an hiç
havamda değilim dedi. Tiffany de Michin'in yaptığı mide bulandırıcıydı dedi.
Nia da Michin kutlamayı mahvetti ama merak etme ona bunu ödeteceğim dedi. Şimdi
de kemerimi mi almaya çalışıyor, önümüzdeki hafta hayatının dayağını atacağım
ona dedi. Tiffany de tekrar özür dilerken senin için yapabileceğim bir şey var
mı dedi. Nia da tacımı düzelterek başlayabilirsin dedi. Tiffany ve Pretty
Deadly de tacı alıp oradan gittiler. Nia dururken arkada Chelsea ve Niven'ı
dedikodu yaparken gördük. Chelsea, 13 yaşındaki birinin doğum günü partisine
benziyordu derken, Niven da ben olsaydım Michin ringe bile giremezdi dedi.
Chelsea da katılıyorum, Tiffany'nin onun yanında olmasının tek nedeni onu
arkadan vurmak istemesi dedi. Street Fight sonrası cash in yaparsak çok fena
olur diye de ekledi. O esnada Nia yanlarına geldi. Chelsea da söylediği her
kelimeyi duydun mu diye sordu Nia da bu akşam hiç havamda değilim diye
cevapladı. 30 Ağustos’a geldiğimizdeyse Nia, ilk kemer korumasına bir Street
Fight maçında Michin’e karşı gerçekleştirdi. Maçın sonlarında Michin, Nia'yı
masaya Powerbomb çekerken Tiffany elinde çantasıyla geldi ve Michin'e saldırdı.
Çok kısa bir süre cash-in yapmayı düşünse de vazgeçip Michin'e vurdu ve Nia'yı
üstüne attı. Michin tuşu atarken Tiffany de Prettiest Moonsault Ever için
hazırlanmaya başladı ama o sırada Bayley'in müziği çald ve SummerSlam’den sonra
ilk kez gözüktü. Bayley, Tiffany'i püskürtürken maç bire bire döndü. Ama Nia
önce Michin'i masaya Samoan Drop'ladı, sonra da kafasına çöp kutusu geçirip
Annihilator'ladi. Tuşa gidip kemerini korudu. Maçtan sonra bulduğu her şeyle
Michin'e saldırdı.
Nia, kemerini Michin’e karşı
korurken Tiffany’nin dengesizliği bir yana Bayley’in dönüşüyle de kemer için
direkt bir rakip edinir olmuştu. 6 Eylül Smackdown’da Bayley vs Tiffany
Stratton maçı izledik. Maç devam ederken Nia Jax ring kenarına geldi. O esnada
da Bayley ona doğru Suicide Dive ile uçtu. Sonra ringe döndü ama o esnada Nia
da ring kenarına çıktı. Hakem Nia ile uğraşırken Tiffany bir Backslide ile
Bayley'i tuşa aldı ama hakem görmediği için tuşu geç saydı ve Bayley bu sayede
tuştan kurtuldu. Sonra da pozisyonu Rose Plant'e çevirip maçı aldı. Tiffany,
istemeden Nia’yı kötü durumlara sokabilirken bu kez ilk kez Nia böyle bir şeye
sebebiyet verdi. Bayley de bu sayede tekrardan kemer potasına girdi ve Nia ile
Tiffany’nin aralarındaki mevzuları deşmeye başladı. 13 Eylül Smackdown’da
Bayley ve Nia’yı ringde gördük. Bayley, bir şekilde kemeri kazanmak için
SummerSlam'de Tiffany'nin yardımına ihtiyacın oldu dedi. Onun mu sana borcu var
senin mi ona diye sordu. Şu an ne durumdasınız diye üsteledi ve o esnada da
Tiffany geldi. Tiffany, Nia'nın Bayley'e dinlemesine gerek olmadığını söyledi.
Sonra da sen de arka alandaki diğer kadınlar gibi Money in the Bank çantasına
sahip olduğum ve sayede kemer maçı için yalvarmadığımdan dolayı beni
kıskanıyorsun dedi Bayley’e. Bayley de bu zavallı tarihin en genç Money in the
Bank kazananı geçen hafta yendi hatırlarsan dedi. Tiffany de Nia karıştığı için
kazandın dedi. Bayley de kaybın şimdi de Nia'nın mı suçu oldu dedi. Nia başta
Tiffany'e kızdı ama sonra Bayley'e döndü ve iyisin, akıllısın dedi. Neredeyse
beni yakalıyordun dedi. Tıpkı benimle yeniden maç yapabilmek için dua etmen
gibi dedi. Bu üçlüye Naomi de katıldı. Naomi de bir kemere sahip olmayalı biraz
fazla zaman oldu dedi. Bence bunu
başarmamın yeniden zamanı geldi dedi ve kemer için mesaj verdi. Nia da hem
Bayley'e hem de Naomi ikiniz de kemerimi istiyorsanız neden Bad Blood'daki rakibim
olabilmek için maç yapmıyorsunuz dedi. Bayley de Triple Threat mi diyorsun bana
uyar dedi. Nia da hayır öyle demiyorum, işleri daha da ilginçleştirelim dedi.
Önümüzdeki hafta ben ve Tiffy ile maç yapın, kim galibiyeti alırsa da benimle
maç yapsın dedi. Naomi ve Bayley ikilisi beraber söyleyerek kabul ediyoruz
dediler. Nia tam gitmeye yeltenirken bir şey daha var dedi. Eğer… yok eğer
değil, biz sizi yendiğimizde de kim tuş olursa Smackdown'dan gider dedi ve
mikrofonu bıraktı. Sonra da Tiffany Toodles derken, Bayley de annenle beraber
topukla bakalım geri zekalı dedi. Tiffany de elindeki çantasıyla saldırmaya
yönelik hamle yaparken Naomi'den Rear View yedi.
20 Eylül Smackdown’da bir nevi
#1 Contender’lık için yapılan Tornado Tag Team maçında Bayley, Tiffany
üzerinden tuşa gidecekken Naomi onu çekti. Tiffany de yanlışlıkla Nia'ya
Swanton Bomb çekti. Sonrasında iki isim Tiffany'e odaklanmışken Nia toparlandı.
O esnada Bayley'e Samoan Drop çekerken Naomi geldi ve Nia üzerinde Jacknife
yaptı. O esnada Bayley de arada kalınca hem Naomi hem de Bayley, Nia'yı beraber
pinlediler. 27 Eylül Smackdown’daysa Bayley ve Naomi ikilisi karşı karşıya
gelirlerken Bayley maçı kazandı ve Nia’nın rakibi olmayı başardı. 4 Ekim
Smackdown’da Bayley, Nia ve Tiffany’i ringde gördük. Bayley, gerçeği söylemek
gerekirse o kemeri senden alabilecek iki kişi var şu anda WWE'de dedi. Biri de
benim dedi. Yarın, Bad Blood'da o kemeri omzundan almayı planlıyorum dedi. Bu
kemer senden alabilecek ikinci kişiyse yanında duran Tiffany Stratton dedi.
İnan bana yetersiz olsa da senden bıktığı anda elinde çantasını kullanarak
arkadan kafana vuracak ve cash in yapacak dedi. Tiffany araya girdi, özür
dilerim ama bir şey söylemem gerek dedi. Benim yeterli olmadığımı mı söyledin
dedi. Nia'yı yenebileceğim tek senaryonun cash in olduğunu mu söylüyorsun dedi.
Nia'yı yenmem için cash-in yapmama gerek yok dedi. Nia araya girdi, afadersin
dedi. Tiffany toparlamaya çalışırken Bayley'e döndü ve neden kraliçene hürmet
etmiyorsun diye sordu. Bayley de Nia'dan ne kadar haz etmesem de onun
dominantlığıı takdir ediyorum ama sana karşı sıfır saygım var dedi. Bir
kraliçeye boyun eğmeyi, aptal bir sürtüpe patronluk taslamaya tercih ederim
dedi. Tiffany çantasıyla saldırmak isterken Bayley karşılık verdi ama Nia
arkadan ona saldırdı. Bayley ondan da kurtulup Tiffany'nin MITB çantasıyla
Nia'ya saldırmaya başladı. Sonra da kemeri eline aldı ve Nia'nın üzerine
bıraktı. Ardından da Naomi vs Tiffany Stratton maçı başladı. Naomi ani bir
tuşla maçı aldı.
Açıkçası bu maç daha önce
yaşanmışken ve ortada bir rövanş hakkından bahsedilmezken tekrardan aynı maçın
olmasını doğru bulmuyorum. Bayley, önemli bir isim olarak elbette ki kemer
mücadelelerinde yer alması çok normal ancak bir yandan da Naomi de ortaya çıkmışken
ve kemer için iyi bir Triple Threat şansı varken bunun neden kullanılmadığını
anlayamıyorum. Tekrardan aynı maç olsa da ben sonucun değişmeyeceğini
düşünüyorum. Nia ve Tiffany ikilisinin olayları biraz daha işlenip cash-in’e
bağlanacak gibi. İpler bir yerde kopacak ama ne zaman bilmiyorum. Bu maçta Nia
kazansa da Tiffany’nin bir etkisi olabilecek gibi duruyor. Triple Threat
olsaydı da DQ’nun olmadığı bir ortamda Tiffany’nin etkisi daha ilgi çekici hale
getirilebilirdi bence. Ancak burada Tiffany maça elbette karışacağı için
Naomi’nin de bir müdahalesi gelebilir. Bunun sonucunda Naomi’nin Bayley’e
sırtını dönüp bir heel turn yapması çok iyi olabilir diye düşünüyorum. Çünkü
face olarak ilgi çekici şeylerin içerisinde yer alması zor gözükmekte, bence kariyeri
için de bir heel turn iyi olur diye düşünüyorum. Senaryo açısından da oldukça
güzel gözüken bir hamle olabilir. Tüm bu sebeplerle Nia kemerini koruyacaktır.
Tahmin: Nia Jax
Singles Match
Damian Priest vs Finn Balor
Wrestlemania 38’de, yani Ege vs
AJ Styles ile başlayan Judgment Day hikayesi, SummerSlam itibariyle orijinal
üyelerini kaybetmesiyle bambaşka bir şeye evirilmeye başlandı. Wrestlemania
38’de, AJ Styles ile maç yapan Edge’in yanında duran Priest, Edge’in maçı
kazanmasını sağlamış ve böylece Judgment Day’in de ilk adımlarını atmıştı. Daha
sonraları Rhea’nın heel turn yaparak takım arkadaşı Liv Morgan’a ihanet
etmesiyle Orijinal Judgment Day oluşmuştu. Bu üçlü doğal olarak AJ Styles ve OC
ile feuda girerken Balor o dönem face bir isim olarak beraber bir geçmişi
olduğu Styles’a yardım etmişti. Ancak en sonunda o da heel turn yapmış ve
Judgment Day’e katılma kararı almıştı. Priest, Balor ve Ripley üçlüsü ekibin
fikir babası Edge’i dışlayıp ona saldırırlarken bu sayede de onu gruptan
atmışlardı. Böylece 2022 yılı ve 2023 başlarında; yani Wrestlemania 39’a kadar
Edge, Judgment Day ile feuduna devam etmişti. Bu süre zarfında Dominik’in de
babası Rey’e ihanet edip Rhea Ripley etkisiyle Judgment Day’e katılmasıyla beraber
ekip iyice güçlenmişti. Ancak Wrestlemania 39’da Edge, Balor’u yenerek feudu
bitirmişti.
Wrestlemania 39 sonrasında her
ne kadar o şovda mağlubiyet gelse de 2023 yılı Jugdment Day için kemerlerle
geçmişti desek yanlış olmayacaktır. Aynı şovda Royal Rumble kazananı Rhea,
Charlotte’ı yenerek kemeri almayı başarmıştı. Rhea, bir kadın olarak genellikle
bu tarz gruplardan alışık olduğumuz kadın figürlerinin çok dışında bir
performans göstermiş ve ekibin de doğal lideri konumuna gelmişti. Daha sonra
Priest ve Balor ikilisi Tag Team kemerlerinin her ikisini de Sami ve Kevin
Owens’tan alırlarken aynı zamanda Priest, Money in the Bank’tan de çantayla
çıkmıştı. Dominik de NXT North American kemerini alırken grup altın günlerini
yaşamaya başlamıştı. O dönem, Roman’ın iki ana kemeri birden taşımasından ötürü
Raw ana kemersiz kalırken Raw için de World Heavyweight kemeri duyurulmuştu.
Seth Rollins, Night of Champions’ta AJ Styles’ı yenip kemerin yeni sahibi
olurken karşısına Finn Balor çıkmıştı. Balor, 2016 yılında yine yeni duyurulan
bir ana kemer olan Universal kemeri için Rollins ile maça çıkmış ve kemeri kazanıp
tarihin ilk Universal şampiyonu olmasına rağmen maçtan bir gün sonra sakatlığı
sebebiyle kemeri bırakmak zorunda kalmıştı. Maç içerisinde Seth Rollins’in bir
hareketi sebebiyle sakatlanan Balor ringlerden bir süre uzak kalırken bir daha
hiçbir zaman ana kemere ulaşamamıştı. Bunun da öfkesiyle Seth’in peşine düşen
Balor, Money in the Bank 2023’te Seth’in karşısına çıkmış ancak kemeri almayı
başaramamıştı. Aynı şovda Money in the Bank çantasını kazanan Priest, maç devam
ederken çantasıyla gelip kafa karıştırmış, hatta Balor’ın da kafasını
karıştırmış ve bu boşluktan da Seth galibiyetle çıkmıştı. Priest ile Balor
arasındaki anlaşmazlıklar ilk olarak bu zamanlar patlak verirken SummerSlam
2023’te de devam etmişti. Maç devam ederken Ripley, Dominik ve Priest maçı
Balor’a kazandırmak için uğraş verirlerken Priest, Balor’a MITB çantasını atmış
ve onu alarak Rollins’e vurmasını istemişti. Ama Seth yine o boşlukta tam Balor
çantayı alacakken bir Stamp ile yine kemerle çıkmayı bilmişti. Böylece istemli
ya da istemsiz olarak Priest, ikidir Balor’ın kemeri alamamasına neden olmuştu.
İkili arasındaki gerilim
tırmanacakken beraber kazandıkları Tag Team kemeri bu duruma bir nebze olsun
nefes aldırmıştı. Hemen ardından Cody & Jey ile girdikleri feud varken iki
isim ortak hareket etmeye devam etmişlerdi. Bu esnada Balor, gruba JD
McDonagh’ı da aldırmak istemiş ancak bu duruma Priest uzun bir süre direnmişti.
JD de yine istemeden Priest’i zor durumlara sokunca Priest iyice bu konuda
sinirlenmeye başlamıştı. Ancak zaman geçtikçe JD’nin grubun iyiliği için
hareket ettiğini anlaması ve Priest yine müdahaleleri kendisi siper etmesiyle
de inadı kırılmış ve JD’nin de gruba girişini onaylamıştı. İşler bu şekilde
Wrestlemania 40’a giderken Balor ve Priest ikilisi de 2023’ün sonlarına doğru
aldıkları kemerleri Wrestlemania’ya kadar taşımışlardı. Keza Ripley de kemerini
Wrestlemania 40’a getirmişti. Aynı şovda Ripley, kemerini Becky’e karşı
korurken Priest ve Balor ikilisiyse birçok katılımcının olduğu bir Ladder
maçında kemerlerini korumak zorunda kalmışlardı. Ancak kemerlerin bir tarafını
A-Town Down Under’a bir tarafını da Awesome Truth’a kaybetmişlerdi. Velhasıl
ikinci gecenin ilk maçında World Heavyweight kemerini Drew McIntyre, Seth
Rollins’ten almayı başarmıştı. Maç sonunda sevincini abartıp düşmanı Punk’ın
gözü önünde sevinince Punk, sakat olmasına rağmen Drew’a saldırmıştı. Buradan
fırsat bilen Priest, cash in yapmış ve tuşa giderek Wrestlemania 40’dan ana
kemer şampiyonu olarak ayrılmıştı. Böylece Judgment Day, hem kadınlarda hem de
erkeklerde ana kemerin sahibi olmayı başarmıştı. Hem de Priest, geçtiğimiz yıl
Balor’ın Seth Rollins’ten almak için uğraştığı kemeri bir cash in ile almayı
başarmıştı. Geçtiğimiz yılki yazılarda da Balor ve Priest’in arasının Seth
Rollins ve kemer yüzünden bir şekilde bozulacağından da zaten bahsetmiştim. Bu
olaydan sonra 1 yıllık bir arayla gerçekleşmeye başlamıştı.
Wrestlemania 40’dan sonra Liv
Morgan’ın Rhea Ripley’i sakatlaması sebebiyle Rhea, kemerini bırakmak zorunda
kalmıştı. Bu esnada ana kemer şampiyonu olan Priest, ekibin liderliğini
üstlenmeye çalışırken zaman zaman Balor ile bu konuda çatıştığı da olmuştu. Wrestlemania
sonrasında Backlash’te kemerini Jey Uso’ya karşı Judgment Day’in sayesinde
koruyan Priest, bu duruma oldukça tepki göstermişti. Ertesi Raw’da yaptıkları
için özür dilerken sular durulmaya başlamıştı. Ancak Rhea’nın yokluğunda bir
otorite boşluğu da olduğu doğru gibiydi. Bu kez de Wrestlemania’dan bir gün
önce Dragon Lee’ye yaptığı saldırı ortaya çıkan ve LWO’dan atılan Carlito,
Judgment Day’e yanaşmaya başlamıştı. Priest, özellikle Backlash 2023’te
yaşanılanların da etkisiyle Carlito’ya karşı hoşnutsuzluğunu dile getirirken
ekibin geri kalanları onunla Playstation oynayarak yakınlaşmaya devam
etmişlerdi. Clash at the Castle’da CM Punk’ın etkisiyle Drew McIntyre’a karşı
kemerini koruyan Priest, Money in the Bank gidiş yolundaysa Seth Rollins’e kemer
maçı hakkı vermişti. Bu dönemler Priest, heel bir stable içerisinde yer
almasına rağmen ana kemeri almasıyla savaşan bir şampiyon olarak anılmak
istediği için face hareketler göstermeye başlamıştı. Bir kez daha Balor’ı
yardım işinden uzak tutmaya çalışırken ikilinin arası bu sebeple bir kez daha
gerilmişti. Clash at the Castle’da da yine maçtan önce Balor’ı karışmamasına
yönelik uyarırken Balor “Emredersin patron” demişti onun arkasından. Maçtaysa Judgment
Day hiçbir şekilde maça müdahil olmazken Drew’un aynı gece MITB çantasını alıp
cash in yapmasının etkisiyle ve ona da Punk’ın karışmasıyla Priest, bir kez
daha kemerle ayrılmayı bilmişti.
Tüm bu git gelli ortamda
Rhea’nın yokluğunu fırsat bilen Liv, Dominik ile yakınlaşmaya başlamış ve onu
baştan çıkarmak için uğraş vermeye başlamıştı. Priest, Dominik’i korumak için
ona sert çıkıp uyarılarda bulunurken Dominik de her ne kadar istemiyor gibi
görünse de aynı zamanda hoşuna gittiğini de gösterircesine bir türlü Liv’i
başından komple savmamıştı. Balor ve ekibin geri kalanıysa Liv’e o kadar soğuk
bakmazlarken Balor da Morgan’la yakınlaşabileceğine dair şüpheli davranışlar
sergilemişti. Bu konuda da ona güvenmeyen Priest defalarca kez Balor’ı
sorgulamıştı. En sonunda Liv, Balor ve JD ikilisine Tag Team kemerlerini geri
getirince Balor da onun varlığını iyice kabullenmişti. Ancak Rhea’nın dönüşüyle
işler sarsılırken hem Dominik’i hem de kemerini geri almak isteyen Rhea,
SummerSlam için Morgan’ın karşısına çıkmıştı. Priest ise kemerini King of the
Ring galibi Gunther’e karşı koruyacaktı. SummerSlam’in giriş maçında Dominik,
Rhea’ya ihanet ederek Morgan’ın kemeri korumasını sağlarken arka alanda deliye
dönen Priest, direkt olarak ilk Balor’ı suçlamıştı. Balor ise bu konudan
bihaber olduğunu söylemişti ve Priest de mahcup olarak bir anlık kızgınlıkla
yaptığını ve özür dilediğini söyledi. Balor alttan alırken gecenin ilerleyen
anlarında Gunther vs Priest maçını izlemek için kenara gelmişti. Priest’e
destek veren Balor da Gunther’den tekme yiyince en sonunda Priest
toparlanmıştı. Önce Razors Edge sonra South of Heaven çekmiş ve tuşa gitmek
istemişti. Ancak o an kötü bir görüntü oluştu çünkü Gunther tam ip kenarına
düşmediği için Priest'in de Gunther'i sürüklemesi gerekti. Yani ring ortasına
değil de kenarına sürükledi. Botch benzeri bir şey olup akış bozuldu. Tuşa
gittiğindeyse Balor, Priest'e ihanet etmiş ve Gunther'in ayağını ipe koyarak
Rope Break ile tuşun bozulmasını sağlamıştı. Priest şoka girerken Gunther
Sleeper bağlamıştı ama Priest kurtulmuştu. Kurtulur kurtulmaz da gözü başka bir
şeyi görmeden Balor'ın boğazına sarılmış, o esnada Gunther'den de Powerbomb yemişti.
Gunther hemen ardından da Sleeper'ı gene bağlamıştı. Dayanamayan Priest
kemerini kaybetmişti. Balor da öfke dolu bakışlarla Priest'e bakmaya devam etmişti.
Bash in Berlin’e giderken
Judgment Day, 2022’nın ilkbahar aylarındaki gibi yine orijinal haline benzer
bir halde kalmıştı. Gerçek Judgment Day öyleyken, Balor ise kendisini savunmuş
ve geçen seneki kemeri alamamasının sebebi olarak Priest’i göstermişti. Bu sene
de Priest’in kemeri aldıktan sonra değiştiğini söylemişti. Hemen ardından da Yseni
Jugdment Day’i duyurmuştu. Bu yeni Judgment Day’de; Balor, Dominik, Carlito, JD
ve Liv Morgan vardı. İhanete uğrayan ikili; Priest ve Rhea ikilisi, yani
orijinal Jugdment Day üyeleri Terror Twins adında güreşmeye başlamışlardı. Öte
yandan Priest, Jugdment Day erkeklerinin peşini bırakmazken Rhea da Morgan ve
Dominik’in peşinden gitmişti. Bunun sonucundaysa Bash in Berlin’de Dominik
& Liv Morgan vs Terror Twins Mixed Tag Team maçı izlemiştik. Maçı Priest ve
Ripley üstün götürürken Morgan'in maça müdahaleleriyle Dominik bir süre
üstünlüğü aldı. Ama çok sürmedi ve Ripley ile face ekip yine üstün geldi. Bir
ara Ripley ile Dominik karşı karşıya geldiler. Rhea, Dominik'e sağlam bir dayak
atıp seyircileri de coşturdu. Ama Rip Tight esnasında Morgan geldi ve Rhea'yı
gafil avlayarak ciddi zarar verdi. Sonra Ripley boşluk bulup tagi Priest'e
verdi. En sonunda Rhea, Morgan'a; Priest de Dominik'e Razors Edge çekti. Priest
maçı bitirecekken JD ve Carlito geldiler. Priest JD'yi hallederken Rhea da
Carlito'yu halletti. Ama Morgan, Rhea'ya uçarak onu elemine etti. O esnada
Balor ringe girip Slingshot çekti. Dom da Dropkick, 619 ve Splash ile tuşa
gitti ama Priest tuşu atti. Morgan tagi alırken Rhea yine üstün geldi ama bu
kez JD ring kenarına çıkıp dikkatini dağıttı. Damian ona doğru uçtu ve Carlito
ile Balor'a da Superkick çekti. Tam spiker masasını hazırlamışken Dominik onun
üstüne uçtu. Ama Priest sağlam bir Clothesline ile onu yere indirdi. Ringdeyse
Ripley bir Headbutt ve bir Rip Tight ile maçı takımına kazandırdı. Böylece face
ikili bu feudda bir sonraki kazanımlar için önemli bir galibiyet aldılar.
İki tarafın bu kapışmasında
face tarafa desteğe Rhea Ripley’e ilgi duyan Jey Uso’nun da katıldığını gördük.
2 Eylül Raw’da, Rhea; Bad Blood için Morgan’dan maç isterken Morgan ise
Rhea’nın sakat dizine vurarak ona karşılık vermişti. Priest yardıma gelirken
Dominik ve Liv kaçtılar. Gecenin sonunda Priest & Jey Uso vs Finn Balor
& JD maçı izledik. Jey, Uso Splash ile maçı bitirecekken Liv Morgan maça
karıştı. Liv maça karışmaya devam edince Rhea Ripley bir elinde değnekle seke
seke geldi. Morgan onunla dalga geçti ama Rhea değnekle Morgan'a vurmaya
başladı. Morgan da kaçtı. Ringdeyse Jey ve Priest maçı kazandılar. Maçtan sonra
Priest, Rhea ve Jey hep beraber "Yeet" yaptılar. 9 Eylül Raw’daysa
Balor ve Priest’i ringde gördük. Balor, Rhea ve Priest'i aynı gece
indireceklerini, çünkü Bad Blood'da Priest'i istediğini söyledi. Priest de
kabul etti ve bu maç resmileşti. Sonra da şimdi sıra buraya ne için geldiğimi
gerçekleştirmekte deyip Balor'a doğru yürüdü ama Balor hayır diyerek bir şeyi
unutuyorsun dedi. Eski Judgment Day taktiklerini unuttun mu diye sordu. Priest
de şaşırdı. Unutmak mı, bizzat ben kendim yazmıştım dedi. Sana şimdi bir şey
açıklayacağım dedi. O esnada seyircilerin arasından JD ve Carlito geldiler.
Priest de mikrofonu atıp Balor'ı yumrukladı. Sonra da Carlito ve JD ikilisine
saldırdı ama çok geçmeden Dominik arkadan geldi. 4'e 1 Yeni Judgment Day,
Priest'e karşı üstün geldiler. Priest'in yardımına elinde değneğiyle Rhea
geldi. Onun arkasından da Liv geldi ama Rhea değnekle yine Liv'e saldırdı.
İkinci kez vuracakken Dominik onu tuttu ama Rhea da ona yumruk attı. Sonra da
değnekle Dominik'e vurdu. Ama Morgan toparlandı ve Rhea'nın sakat dizine hamle
yaptı. Sonra da ringe sokup defalarca kez değnekle dizlerine vurdu. Priest,
Rhea'ya vurmamaları için Rhea'nın üzerine çullandı ve kendi vücudunu siper
etti. Morgan da ona değnekle vurdu. Judgment Day erkekleri Priest'i oradan
çekip iki taraftan da onu gerercesine tutarlarken Dominik de elinde değnekle
Priest'in karnına vurmaya başladı. En son Balor, Coupe de Grace için
turnbackle'a çıkacakken Jey elinde sandalyeyle geldi ve tüm Judgment Day'i
ringden kaçırdı. Aynı gece yeni Judgment Day, Dominik – Rey ilişkisinin
etkisiyle uzun bir süredir olağan düşmanlık durumunu devam ettirdikleri LWO’ya
karşı da mücadele verdiler. Dominik, Liv Morgan’ın yardımıyla Dragon Lee’yi
yenerken Balor da Rey ile maç yaptı. Ancak hakemin telkinlerine rağmen iplerde
submission hareketine devam edince DQ oldu ve sonrasında da Rey’e saldırmaya
devam etti.
16 Eylül Raw’da Balor, arka alanda
Judgment Day’in başına gelenler için Rhea’yı suçlarken Rhea’ya destek için Jey
Uso geldi. Balor da uzatmadan oradan ayrıldı. Gecenin sonunda Damian Priest vs
Dominik maçını izledik. Maçı Priest üstün götürürken işler aşağıya taşınınca
Priest, dışarıda duran yeni Judgment Day üyelerinden Carlito'ya da bir yumruk
attı. Ama hakemin görmediği esnada Balor arkadan Priest'e saldırdı ve Dom
üstünlüğü aldı. Maçta Dominik'in bağladığı sweetshirt düşünce Rhea onu aldı ve
uygunsuz hareketler yaptı. Priest yine üstünlüğü alınca bu kez Balor ring
kenarına çıktı ve Dom yine avantajı almaya çalıştı ama başarısız oldu. Priest
tuşa giderken Morgan, Dominik'in ayağını iplere koyarak onu kurtardı. Ancak
bunun üzerine Rhea, Morgan'ın üzerine doğru uçtu ve iki isim spiker masasına ve
Wade Barret'ın üstüne yığıldılar. Priest de Carlito'yu indirdi ama o esnada
Dominik üzerine Suicide Dive yaparken Priest onu tuttu ve Balor'a fırlattı.
Sonra da Carlito'ya Superkick çekti. Ringdeyse Dominik bir 619 çekti ama Priest
Frog Splash esnasında kurtulup kocaman bir Clothesline çekti. Ardından bir
South of Heaven ile tuşa gidip maçı aldı. Maçtan sonra Judgment Day tam kadro
Priest'e saldırdılar. Rhea geri dönüp Dominik'i yakaladı ama Morgan onu çekip
çelik merdivenlere itti. Çok geçmeden Jey yardıma geldi. Ama ringe giremeden
kapşonlu bir şekilde giyinen Breakker'dan Spear'ı yedi. Ringde de Judgment Day
Priest ve Rhea'yı dövmeye devam ettiler. Liv, Rhea'ya Oblivian çekerken Balor
da Priest'e Coup de Grace çekti. Hatta bir tane daha yaptı. Yetmedi üçüncüyü de
yaptı ve böylece Judgment Day şovu kapattılar.
23 Eylül Raw’da Judgment Day –
LWO feudu da devam ederken Lee, Carlito’yu yenmeyi başardı. Aynı şovda
Priest'in konuştuğu bir video ekranlara geldi. Büyümek, eskiden çok söylenen
bir sözdeki gibi, ben kardeşimin koruyucu muyum demek midir diye başladı. Sokaklarda
herkes sahip olduklarını ister, sana arkadan vurmaya hazırdırlar dedi. Hayat
seni beklenmedik yerlere götürebilir dedi. Hayat beni Judgment Day'e getirdi
dedi. Ekip, aileye döndü dedi. Aileyse bana, korumam gereken bir kardeş verdi;
Finn Balor dedi. Rhea'yla bana katıldığında, WWE'yi yönetmekten konuşmaya
başlamıştık ki tam olarak da bunu yaptık dedi. Herkesi yere serdik dedi. Ama
sen her şeyin senin hakkında olmasını istedin, peki sonra ne oldu diye sordu.
Rhea kemer aldı, ben o an gözyaşı döküyordum çünkü kız kardeşimle gurur
duyuyordum dedi. Sen ise bir köşede oturup kıskançlıkla bakıyordun, sonra da
ben kemer kazandım dedi. Kameralar açıkken benim için senin kadar kimse mutlu
değildi ama kapalıyken yüzündeki aynı kıskançlıkla duran kişi yine senden
başkası değildi dedi. Bunu önceden görmeliydim dedi. Kalbimin beni
zayıflattığını düşünüyorsun, ben kardeşimin koruyucusu muyum peki dedi. Evet öyleyim ve her zaman da öyle olacağım
dedi. Balor, sen benim kardeşim değilsin dedi ve İspanyolca sözlerle videoyu
bitirdi. 30 Eylül Raw’da LWO (Wild & Del Torro & Wilde) vs Judgment Day
(Dominik & Carlito & JD) maçı izledik. LWO maçı kazanacakken maçı
kenarda izleyen Liv ring kenarına çıktı.
Hakem onunla ilgilenirken Balor geldi ve turnbackle'a çıkmış Wilde'ı aşağıya
indirdi. JD de Devil Inside ile maçı takımına kazandırdı. Maçtan sonra Liv bir
şeyler söylemek isterken çok geçmeden Rhea'nın müziği çaldı. Rhea Liv ve
Dominik’e saldırmaya başladı. Ringdeyse Priest tek başına JD, Balor ve
Carlito'ya direnmeye çalıştı ancak Balor'dan bir Slingshot ve Running Dropkick
geldi. Priest yine de yılmayıp Carlito'ya Clothesline çekse de direnemedi.
Balor'dan üç tane Coup de Grace geldi.
Tahmine geçersek bu maçı Liv
Morgan vs Rhea Ripley maçından bağımsız okumak zor gibi duruyor. Tahmini de
oldukça zor bir maç çünkü bu feudun bir süre daha devam edeceği çok bariz
gözüküyor. Bu maçın öyle bir şekilde sonlanması gerekiyor ki bu feud devam
etsin. Gün sonunda Priest, bu feudu elbette kazanacak gibi duruyor. Ancak Balor
ve Judgment Day’e karşı o kadar yenik bir duruma geldi ki çok taze eski bir
Dünya Şampiyonu olarak sanki bire birde kaybetmez gibi geliyor. O yüzden feudun
devam edebilmesi için temiz olmayan bir şekilde gelen bir Balor galibiyeti de
olası gibi geliyor bana. O yüzden hiç emin olamayarak Balor diyeceğim. Bu maça
Dominik ve Liv karışmazlarsa; yani sadece Carlito ve JD karışırsa sanki Rhea da
müdahil olmaz gibi. Ancak feudun karşılıklı devam edebilmesi için Priest’in,
Rhea’nın maçında ona yardıma gelip maçı ve kemeri kazandırması sanki daha olası
duruyor. Böylece iki taraf için de feud bu şekilde devam eder gibi geliyor
bana. Ama Morgan’ın da kemeri kaybetme ihtimalini şu an uygun bulamıyorum.
Tahmin: Finn Balor
Singles Match for the WWE
Women’s World Championship
"Dirty" Dominik Mysterio will be suspended above the ring in a shark
cage.
Liv Morgan(c) vs Rhea Ripley
2022 yılında beraber Women’s
Tag Team kemeri için mücadele eden ikili neredeyse o tarihten bu yana uzaktan
da olsa yakından da olsa bir feud içerisindeler diyebiliriz. O günden bu yana
ilk olarak Rhea, heel turn yaparak Morgan’a ihanet ederken daha sonraları
Morgan heel olmuş Rhea ise face turn gerçekleştirmişti. Aradan geçen 2, 2.5
yılda ilk olarak Rhea, Morgan’a saldırarak heel olmuş ve Edge ve Priest’in
oluşturduğu Judgment Day’e katılmıştı. Ardından Morgan ile feudlarına devam
ederlerken Rhea, yükselmeye de devam etmiş ve Judgment Day’in doğal lideri
konumuna gelmişti. 2023 yılının başında Royal Rumble’ı kazanırken, Rhea ilk
sıradan girmiş, Morgan ise ikinci sıradan girmişti. İkili maçı başlatırlarken
müthiş performanslar göstererek maçı da kapatmışlardı. Ancak en sonunda
Morgan’ı eleyen Rhea, 2023 Royal Rumble’ını kazanarak Wrestlemania 39’da
şampiyonluk maçı yapmaya hak kazanmıştı. Wrestlemania 39’da Charlotte’ı yenerek
Womens’s World kemerinin sahibi olurken kemerini de 1 seneyi biraz aşkın bir
süre kadar da korumayı bilmişti. Bu süre zarfında birçok isme karşı dominant
davranırken Liv Morgan’ı da sakatlamıştı. Sakatlanan Liv, Royal Rumble 2024’e
kadar ekranlarda gözükmemişti. 2024 Royal Rumble’da return yaparken yine son
ikiye kalmış ancak bu sefer de Bayley tarafından elenerek yine kemer şansını
geçtiğimiz sene olduğu gibi tepmişti. Ancak Liv, pes etmeyeceğini söyleyerek
Liv Morgan Revenge Tour’u da başlattığını dile getirmişti. Başta ne olduğunu
anlamasak da daha dengesiz ve sert bir karaktere bürünen Liv, heel hareketlerde
bulunarak bir turn geçirmişti. Bu esnada Rhea ise Wrestlemania 40’da kemerini
Becky’e karşı korurken çok geçmeden Nisan ayı içerisinde Liv Morgan tarafından
sakatlanmış ve kemerini bırakmak zorunda kalmıştı. Bunun sonucunda Rhea intikam
yemini ederken, boşta kalan kemer için Battle Royal yapılmış ancak yine sona
kalmasına rağmen Morgan bir kez daha eli boş ayrılmıştı. Kemeri kazanan isim
Becky olurken, Morgan, Becky’den kemer için bir maç istemiş ve bunun sonucunda
iki isim King and Queen of the Ring’de karşı karşıya gelmişlerdi. Maç devam
ederken Rhea Ripley’in hikayedeki sevgilisi olan ve onun Judgment Day’e
getirdiği isim olan Dominik; Morgan’ın maçı kaybetmesini sağlamak isterken
yanlışlıkla ona maçı kazandırmış ve bu sayede kemer sahibinin değişmesine neden
olmuştu. Bu olay sebebiyle Dominik suçluluk hissederken, sonunda kemer amacına
ulaşan Liv ise Rhea’dan kemeriyle birlikte sevgilisini de almak istemiş ve uzun
bir süre boyunca Dominik’i baştan çıkarmaya ve Judgment Day’e girmeye
çalışmıştı. Bu süre zarfında da yine kemerini yine Dominik’in hataları yüzünden
korumayı başarmıştı. Dom ise Liv Morgan’dan kurtulmaya çalışmış ancak bunun
için yeterince çaba göstermemiş gibi gözükmüştü. En sonunda 8 Temmuz Raw’da
Dominik de Morgan’a karşılık verecek gibi olurken Rhea Ripley return yapmış ve
bunun sonucunda direkt olarak hiç kaybetmediği kemeri için geri döndüğünü
söylemişti. Hem Morgan hem de Dominik bunun karşısında şoka girerlerken Dominik
kendini affettirmek için uğraş göstermeye başlamıştı. SummerSlam’e doğru
giderken iki ismin maç yapacağı açıklanırken Dominik ise en sonunda kesin bir
dille Morgan’ı reddetmiş ve Rhea ile barıştıklarını duyurmuştu. SummerSlam’de
ise maç boyunca Rhea’nın yanında gibi gözüken Dom, en sonunda Rhea’ya ihanet
ederek Morgan’ın kemeri korumasını sağlamıştı. Aynı gece Balor’ın da Priest’e
ihanet etmesiyle Ripley ve Priest ikilis Judgment Day’den dışlanmışlardı. Bunun
sonucunda Bash in Berlin’de Priest ve Rhea ikilisiyle Dominik ve Morgan ikilisi
karşı karşıya gelmişlerdi.
Bash in Berlin’de maçı Priest
ve Ripley üstün götürürken Morgan'in maça müdahaleleriyle Dominik bir süre
üstünlüğü aldı. Ama çok sürmedi ve Ripley ile face ekip yine üstün geldi. Bir
ara Ripley ile Dominik karşı karşıya geldiler. Rhea, Dominik'e sağlam bir dayak
atıp seyircileri de coşturdu. Ama Rip Tight esnasında Morgan geldi ve Rhea'yı
gafil avlayarak ciddi zarar verdi. Sonra Ripley boşluk bulup tagi Priest'e
verdi. En sonunda Rhea, Morgan'a; Priest de Dominik'e Razors Edge çekti. Priest
maçı bitirecekken JD ve Carlito geldiler. Priest JD'yi hallederken Rhea da
Carlito'yu halletti. Ama Morgan, Rhea'ya uçarak onu elemine etti. O esnada
Balor ringe girip Slingshot çekti. Dom da Dropkick, 619 ve Splash ile tuşa
gitti ama Priest tuşu atti. Morgan tagi alırken Rhea yine üstün geldi ama bu
kez JD ring kenarına çıkıp dikkatini dağıttı. Damian ona doğru uçtu ve Carlito
ile Balor'a da Superkick çekti. Tam spiker masasını hazırlamışken Dominik onun
üstüne uçtu. Ama Priest sağlam bir Clothesline ile onu yere indirdi. Ringdeyse
Ripley bir Headbutt ve bir Rip Tight ile maçı takımına kazandırdı. Face ekip
maçı kazanırken Ripley’in Liv’i tuşlaması da gelecek PPV’ler için önemli bir
işaret oldu.
2 Eylül Raw’da Rhea Ripley
ringde promo keserken Liv Morgon'ı yani Women's şampiyonunu pinlediğini
söyledi. O zaman aslında hiç kaybetmediğim şeyi geri alma konusunu yeniden
konuşmamız gerekli dedi. Çok geçmeden Dominik'in müziği çaldı. Dominik geçen
günkü galibiyet için bahaneler sıraladı. Jetlag olduk, bazı sebeplerden ötürü
gece uyuyamadık dedi. Ama buraya Liv'in meydan okumanı kabul edeceğini söylemek
için geldim dedi. Seni daha önce yendi, bir daha yenecek dedi. Ben de IC
kemerini alınca ikimizin de kemerleri olacak dedi. Rhea, eğer seninki buraya
gelmekten korkuyorsa ona bu mesajı ilet dedi. Ben onunla her zaman her yerde
yüzleşebilirim dedi. Çok geçmeden Liv geldi ve Rhea'ya arkadan saldırmak
istedi. Rhea karşılık verdi ama Dominik'le uğraşırken Liv bir kez daha ona
saldırdı. O karmaşada Rhea'nın ayağı ipe takılırken Morgan onun üzerinden
defalarca kez Rhea'nın sol dizine vurdu. Sonra da yanağından öperken Priest
koşarak geldi ama Dominik ve Liv kaçmayı başardılar. Gecenin sonunda Priest
& Jey Uso vs Finn Balor & JD maçı izledik. Jey, Uso Splash ile maçı
bitirecekken Liv Morgan maça karıştı. Liv maça karışmaya devam edince Rhea
Ripley bir elinde değnekle seke seke geldi. Morgan onunla dalga geçti ama Rhea
değnekle Morgan'a vurmaya başladı. Morgan da kaçtı. Ringdeyse Jey ve Priest
maçı kazandılar. Maçtan sonra Priest, Rhea ve Jey hep beraber "Yeet"
yaptılar.
9 Eylül Raw’a geldiğimizdeyse
Priest ve Balor arasındaki maç da netleşirken iki isim konuşurken geri kalan
Judgement Day üyelerinin de gelmesiyle Priest oldukça dezavantajlı bir duruma
düştü. Liv de geldi ama Rhea değnekle yine Liv'e saldırdı. İkinci kez
vuracakken Dominik onu tuttu ama Rhea da ona yumruk attı. Sonra da değnekle
Dominik'e vurdu. Ama Morgan toparlandı ve Rhea'nın sakat dizine hamle yaptı.
Sonra da ringe sokup defalarca kez değnekle dizlerine vurdu. Priest, Rhea'ya
vurmamaları için Rhea'nın üzerine çullandı ve kendi vücudunu siper etti. Morgan
da ona değnekle vurdu. Judgment Day erkekleri Priest'i oradan çekip iki
taraftan da onu gerercesine tutarlarken Dominik de elinde değnekle Priest'in
karnına vurmaya başladı. En son Balor, Coupe de Grace için turnbackle'a
çıkacakken Jey elinde sandalyeyle geldi ve tüm Judgment Day'i ringden kaçırdı.
16 Eylül Raw’daysa arka alanda Ripley ile röportaj yapılırken ona Morgan ile
Bad Blood'da yapacağı maçla alakalı olarak dizinin durumu soruldu. Ripley cevap
veremeden Balor geldi ve bundan sonrasını ben alıyım dedi. Seninle bir süredir
konuşmak istiyordum ama Priest ile aramızda olanlardan sonra bunun için çok
fazla fırsat bulamadım dedi. Ripley de şimdi şansın var diyip onu kesti. Balor
da sen en az Priest kadar kötü birisin dedi. Bizim bir aile olduğumuz söyledin,
umursuyormuş gibi yaptın ama gerçekten umursadığın tek şey kendin dedi.
Judgment Day'de olanlar için beni suçlamandan da bıktım usandım dedi. Sen ve
Damian geçen sene şampiyon olamama sebeplerimsiniz dedi. Jugdment Day'e son 3
ayda olanların tüm sebebi sizsiniz dedi. Ripley de burada yapmamamız gereken
şeyler, yüzüme karşı yalan söylemek ve tarihi baştan yazmak tamam mı dedi. Biz
bir aileydik dedi. Yapmaya çalıştığım tek şey hepimiz için fırsatlar yaratmaya çalışmak
ve sizin kavga etmenizi engellemeye çalışmaktı, çünkü ben ailemi sevdim dedi.
Ama senin kurgusal hikayende benle Damian'ı kötü yapmak istiyorsan öyle olsun
dedi. Bad Blood'da sen, Liv, Dom ve diğer ikisi, bizim gerçekte ne kadar kötü
olacağımızı görecekler dedi. Balor da söylemek istediğim bir şey daha var dedi.
Liv, Dom'u tavlamaya çalışırken ve Dom direnmek için uğraşırken, Dom'un
omzundaki şeytan bendim dedi. Liv'le olmasını ona ben söyledim, seni unutmasını
ben söyledim dedi. İki isim yüz yüze gelirken Jey geldi ve burada bir sorun mu
var diye sordu. Balor da sorun yok, sadece iki arkadaş konuşuyoruz dedi.
Intercontinental kemerine odaklansan iyi olur çünkü burada kendi seviyende
olmayabilirsin dedi ve gitti. O gidince Ripley Jey'e teşekkür etti. Ama Finn
haklı dedi. Jey de sen benim seviyemin üstünde misin diye sordu. Ripley de
hayır ama Intercontinental kemerine odaklansan iyi olur dedi. Jey de bilyor
musun ben de tam ringe gidiyordum dedi. Gecenin sonunda Damian Priest vs
Dominik maçını izledik. Maçı Priest üstün götürürken işler aşağıya taşınınca
Priest, dışarıda duran Yeni Judgment Day üyelerinden Carlito'ya da bir yumruk
attı. Ama hakemin görmediği esnada Balor arkadan Priest'e saldırdı ve Dom
üstünlüğü aldı. Maçta Dominik'in bağladığı sweetshirt düşünce Rhea onu aldı ve
uygunsuz hareketler yaptı. Priest yine üstünlüğü alınca bu kez Balor ring
kenarına çıktı ve Dom yine avantajı almaya çalıştı ama başarısız oldu. Priest
tuşa giderken Morgan, Dominik'in ayağını iplere koyarak onu kurtardı. Ancak
bunun üzerine Rhea, Morgan'ın üzerine doğru uçtu ve iki isim spiker masasına ve
Wade Barret'ın üstüne yığıldılar. Priest de Carlito'yu indirdi ama o esnada
Dominik üzerine Suicide Dive yaparken Priest onu tuttu ve Balor'a fırlattı.
Sonra da Carlito'ya Superkick çekti. Ringdeyse Dominik bir 619 çekti ama Priest
Frog Splash esnasında kurtulup kocaman bir Clothesline çekti. Ardından bir
South of Heaven ile tuşa gidip maçı aldı. Maçtan sonra Judgment Day tam kadro
Priest'e saldırdılar. Rhea geri dönüp Dominik'i yakaladı ama Morgan onu çekip
çelik merdivenlere itti. Çok geçmeden Jey yardıma geldi. Ama ringe giremeden
kapşonlu bir şekilde giyinen Breakker'dan Spear'ı yedi. Ringde de Judgment Day
Priest ve Rhea'yı dövmeye devam ettiler. Liv, Rhea'ya Oblivian çekerken Balor
da Priest'e Coup de Grace çekti. Hatta bir tane daha yaptı. Yetmedi üçüncüyü de
yaptı ve böylece Judgment Day şovu kapattılar.
23 Eylül Raw’da Rhea’yı, Dom ve
Morgan’la beraber ringde gördük. Morgan, Rhea buraya ne için geldiğini tahmin
edeyim dedi. Haftalardır dizini saldırmam yüzünden Bad Blood'da mücadele
edemeyecek durumdasın değil mi dedi. Ama üzgünüm bu maçtan kaçmana izin
vermeyeceğim çünkü seni yeneceğim dedi. Senden büyük olduğum için değil senden
daha güçlü olduğum için seni yeneceğim dedi. Seni yeneceğim çünkü senden daha
akıllıyım, seni aylardır de dövüyorum dedi. Lütfen Rhea, benle Dom'u bölmeni
gerektirecek kadar hangi önemli şey için buraya geldin diye sordu. Rhea da bunu
söylemek istemiyorum ama Bad Blood için tam olarak sağlıklıyım dedi. Mesajım
ikiniz için geçerli dedi. Womens kemeri için burnunu soktuğun için Dom, ki
Liv'in benim şampiyonluğumu almasındaki en baştaki sebep sensin dedi. Liv'in
kemerini korumasındaki tek sebep de sensin dedi. Pearce da bir şeye karar
verdi, Dom; Bad Blood'da hak ettiğin yerde olacaksın; demir parmakların
arkasında dedi. Çünkü şampiyonluk maçımızda Shark Cage'in içerisinde yer
alacaksın dedi. O yüzden Liv, Bad Blood'da, kaçacak, saklanacak bir yerin
olmayacak, sana kimse yardım etmeyecek bense hiç kaybetmediğim o şeyi geri
alacağım, benim kemerimi dedi. Bir şey daha var, az önce söylediğimi geri
alıyorum dedi ve Liv'e kafa attı. Bu sahnede Dom'un Liv'e Shark Cage haberini
aldıktan sonra oraya geri dönemem demesi ve “Dirty” lakabını almasını sağlayan
hapishane dönemlerine (!) gönderme yapması çok komikti. Ripley ile arka alanda
röportaj yapılırken Liv'e kafa atmasının ona çok güzel hissettirdiğini söyledi.
Dom'un Shark Cage'de olmasının etkisi sorulurken de Dom'un bir etkisinin olmadığını,
sadece daha akıllı olduğunu ve kaçınılmaz sondan kaçınılamayacağını söyledi.
Ayrıca onun yükseklikten de korktuğunu söyledi. 30 Eylül Raw’daysa LWO vs
Judgment Day maçını Liv Morgan ve Balor, maçı Judgmet Day’e kazandırırlarken
maçtan sonra Liv bir şeyler söylemek isterken çok geçmeden Rhea'nın müziği
çaldı. Rhea girişin orada duran Shark Cage'in yanında durdu ve Dominik'e, hiç
kaybetmemiş olduğum kemerimi alırken beni izleyeceksin dedi. Ama bugün
konuşmakla işimiz bitti dedi ve mikrofonu attı. O esnada Priest arkadan gelerek
Judgment Day'e saldırdı. Dom ve Morgan, Ripley'e giderlerken Priest ve Balor
bire bir kaldılar. Rhea da bir Headbutt ile Morgan'ı yere serdi. Sonra da
Dominik'e tekme atıp onu seyirci bariyerlerine fırlattı. Rhea, Dominik'i
dövmeye devam ederken Morgan ise kaçtı. Dominik yalvarmaya başlarken Rhea onu
Shark Cage'in içine soktu. Kilitlemeye çalışırken Morgan arkadan Rhea'ya
saldırdı. İki isim birbirlerine girişmeye başladılar.
SummerSlam’deki rövanşla
beraber bu feudun devam edeceği belliyken 2.5 senedir yakından veya uzaktan
oldukça güzel şeyler izlediğimizi düşünüyorum. Dominik’in iki kadının arasına
fazlasıyla girmesinin ardından bu maç içerisinde tepede asılı olan “Shark Cage”
içerisinde tutsak kalması da maç içerisindeki etkisini azaltacak cinsten olacak
gibi duruyor. Ek olarak da maçı da daha bir ilgi çekici hale getiriyor tabi ki.
Dominik’in küçüklüğünden bu yana bu tarz arada kalmalı hikayelerde yer alması
da gerçekten apayrı bir detay. Tüm bunlarla beraber tahmine geçersek açıkçası
biraz zor bir maç olduğunu söylemem gerekiyor. Dominik’in Shark Cage’de
kalması, maça etki etmeyeceği anlamına gelir mi bilemiyorum doğrusu. Öte yandan
Judgment Day’in diğer unsurları da bu maça karışacaklardır ancak Priest’in
elbette ki bir hamlesi olacaktır gibi. Hatta belki Jey de bu maça dahil
olabilir ama sanki IC kemeri sonrasında bu feuddan elini çekecek gibi de
duruyor. Ben Morgan’ın reign’inin sürebileceğini düşünsem de Ripley’i üst üste
iki kez Morgan’a kaybettirirler mi ondan da pek emin değilim doğrusu. Ama
Dominik bence yine rahat durmayacak gibi. Ama bu feudun devamlılığı için
Ripley’in kazanması gerek diye düşünüyorum. Çünkü kaybederse Morgan artık onu
iki kere yendiğinden ötürü feud biter bence. Öte yandan da Liv’in bu kadar
çabuk reign’inin bitmemesi gerektiğini de düşünmekteyim. Ben o yüzden
Dominik’in bir şekilde etki etmeyi başararak maçı yine Morgan’a da
kazandırabilir. Ama hem bu maçta hem de Balor vs Priest maçından hiç emin
değilim. Her türlü sonuç beni şaşırtmayacaktır bu iki maçta da.
Tahmin: Rhea Ripley
Hell in a Cell Match
CM Punk vs Drew McIntyre
Yaklaşık 1 senedir saf bir
nefret üzerine devam eden, içerisinde kemer mücadelesini barındırmayan bu nefis
feudun üçüncü ve artık son raundundayız. WWE’ye Survivor Series 2023’te geri
geldikten sonra birçok isimle yüzleşen Punk, bu esnada Seth Rollins ve Drew
gibi isimler tarafından pek de hoş karşılanmamış ve bunun sonucunda da iki
isimle tansiyonu yüksek promo’lar yaşamıştı. Bu ortamda Royal Rumble’a
gidilirken Seth Rollins World Heavyweight kemerinin sahibi durumda Wrestlemania
rakibini beklerken, Royal Rumble öncesindeki 1-2 ayda da Drew McIntyre’a karşı
kemer korumaları gerçekleştirmeyi başarmıştı. Punk ve Drew da Rumble’ı kazanma
noktasında oldukça iddialı gelirlerken maç içerisinde Drew, keyfabe olmayacak
bir şekilde Punk’ı omzundan sakatlamıştı. Punk maça devam ederken Drew’u elemiş
ve son ikiye kalmayı başarmıştı. Ancak Punk’ı eleyen Cody, Royal Rumble’ı üst
üste ikinci kez kazanmayı başarmıştı.
Punk’ın bu sakatlığı
Wrestlemania 40 için planları etkilerken normalde Elimination Chamber’da
yapılacak #1 Contender’s maçını Punk’ın kazanması ve Wrestlemania 40’ın ilk
gecesindeki main eventte Seth Rollins ile kemer maçına çıkması planlanmıştı.
Ancak Punk’ın Wrestlemania Match Card’ından zorunlu bir şekilde çıkmasıyla
beraber Drew McIntyre’ın Punk nefreti ve Wrestlemania yolu işlenmeye
başlamıştı. Aynı zamanda da Seth, Bloodline – Cody Rhodes feuduna dahil olarak
Cody’nin yanında yer almaya başlamıştı. Bu esnada Drew, Punk’ı bilerek
sakatladığını, onun hayallerini yok ettiğini ve böyle anlar için dua ettiğinden
bahsetmişti. Hatta yetmemiş, Punk sakatlığını duyururken Ocak ayında ona
saldırarak (bu kez keyfabe) onu daha da beter sakatlamıştı. Ardından da
Elimination Chamber’a girmiş ve maçı kazanarak Seth Rollins’in Wrestlemania
40’daki rakibi olmuştu. Wrestlemania 40’ın ilk gecesinin main eventinde Cody ve
beraber takım olup Rock ve Roman ile sert bir maça çıkan Seth, o maçın hemen
ardından ikinci gecede de kemerini korumak zorunda kalmıştı. Ancak Drew,
kendisini yenerek uzun bir süredir peşinde koştuğu ana kemere kavuşmayı
başarmıştı. Velhasıl maçın yorumcusu CM Punk’ın gözü önünde abartılı sevinçler
yapınca Punk dayanamayıp ona saldırmış ve sonrasında da Priest’ten cash in
yemişti. Böylece uzun bir süredir peşinde koştuğu ana kemeri sadece 5
dakikalığına elinde tutmuştu. Hemen bir sonraki gün Backlash için yapılan #1
Contender’lık maçını da yine Punk yüzünden kaybetmişti. Punk kendisinin yoluna
taş koyup ona promo’larla saldırırken ufak bir sakatlık geçiren Drew, bir süre
aksiyondan uzak kalmış ancak döndüğünde kendi memleketinde yapılacak olan Clash
at the Castle:Scotland’da Priest ile bir ana kemer maçı yapma hakkı elde
etmişti. Ancak işler yine onun istediği gibi gitmemiş, İskoçya’da kendi evinde
kemeri alacakken CM Punk’ın hakem ortada yokken hakem kılığında gelip kendisine
Low Blow çekmesiyle maçı ve kemeri kazanma şansını kaybetmişti. Hemen
Chicago’da yapılan bir sonraki Smackdown’daysa Punk’tan intikamını almış ve bu
kez onun evinde ona çok ciddi bir şekilde saldırmıştı. Hatta kolunda Punk’ın
eşi AJ ve köpeği Larry’nin isminin yazılı olduğu bilekliği de kendi bileğine
takmıştı. Daha sonraları da Money in the Bank için mesaj vererek Money in the
Bank’e katılacağını, çantayı alacağını ve aynı gece cash-in yaparak şampiyon
olacağını duyurmuştu. Gecenin ilk yarısı istediği gibi geçerken Mr.Money in the
Bank olan Drew, Priest ve Seth Rollins arasındaki maç devam ederken anlamsız
bir cash-in yaparak işi Triple Threat’e çevirmişti. Maç devam ederken Punk’ın
kendisine saldırması sonucu boşluk bulan Priest kemerini korumuştu. Böylece
Punk tam 4 kere Drew’un kemer yolunu baltalamıştı.
SummerSlam’e giderken
iyileştiğini duyuran Punk, bileklik mevzusundan ötürü hıncını alamadığı Drew’u
istediğini söylemişti. Drew da bunu kabul ederken SummerSlam’deki maçın özel
hakemi bu ikilinin mücadelesinden fazlasıyla etkilenen bir isim olan Seth
Rollins olmuştu. Keza Priest ile olan maçını kaybetmesiyle Priest’le yaptıkları
anlaşmadan ötürü Priest şampiyon kaldıkça Seth bir kez daha kemer hakkı elde
edemeyecekti. Bunun için Punk’a oldukça öfkeli olan Seth ona “Davranışlar sonuç
doğurur” demişti. Gelecek için de cevap veren Seth, zaten Drew ile yaşadıkları
da ortadayken SummerSlam için özel hakem olmayı kabul etmişti. SummerSlam’deki
maçtaysa yine kaos üzerine kaos yaşanmıştı. Seth maç içerisinde doğal olarak
oldukça üstün bir rol oynarken hem Punk’ın hem de Drew McIntyre’ın sinirine
gidecek şeyler yapmıştı. Punk’ın bilekliği de oldukça önemli rol oynarken Punk
bir ara bilekliğini geri alsa da dönüp dolaşıp Seth Rollins’in bileğinde
görmüştü. O esnada üstün olan Punk, tuşunu da geç sayan Seth’e sinirlenip GTS
çekmişti. Bu durumdan istifade eden Drew da yeniden üstünlüğü almış, Low Blow
ve Cleymore ile SummerSlam’den galibiyetle çıkmıştı. Büyük bir zafer elde eden
Drew, bilekliği de almış ve sonrasında ayağını Punk’ın üzerine koyarak
galibiyetini kutlamıştı. Seth ise tüm bu olan bitenden sıkılmışçasına arkasına
bile bakmadan ringi terk etmişti.
SummerSlam sonrasında Punk,
mağlubiyete rağmen ayağa kalkacağının sinyallerini verirken Drew McIntyre’dan
da rövanş istemişti. Punk promo keserken Seth ringe gelmiş ve bunun üzerine
ikili arasındaki ipler de oldukça gerilmişti. Drew seyircilerin arasından gelip
Punk’ı kışkırtmaya başlayınca da Punk dayanamayıp onun yanına gitmişti. Seth
ringde tek kalınca da Bronson Reed tarafından saldırıya uğramış ve ondan tam 6
tane Tsunami çekti. Ağzından kanlar gelen Seth de 30 Eylül Raw’a kadar
ringlerden uzak kaldı. Seth bir süreliğine aradan çıkınca da Reed yükselmeye
başladı ve Braun Strowman ile feuda girdi. Punk ve Drew ikilisiyse kaldıkları
yerden feudlarına devam ettiler. En sonunda da Bash in Berlin için bir Strap
Match konusunda anlaşma sağladılar. Bash in Berlin’deki Strap Match’ta maç daha
resmen başlamadan Drew, Punk'a saldırdı. Hatta Strap'le vurmaya başladı bile.
Maç bu koşullar altında başladı. Maç oldukça sert geçti. Punk bir ara
Sharpshooter bağladı ve hatta Drew pes etti ama maç türü gereği tuş ve pes etme
sayılmadığı için maç devam etti. İleriki anlarda Drew, sakladığı bilekliği
çıkarıp bileğine taktı. Sonra da Cleymore çekti. Dördüncü turnbackle'a yanaştı
ama Punk engelleyip GTS çekti. Yetmedi bir tane daha çekti. İki kez
turnbackle'a dokundu ama sonra dönüp bir GTS daha çekti. Zar zor dördüncüye de
gitti ama bir kez daha GTS çekti. En sonunda bilekliği de Drew'dan aldı ve
dördüncü turnbackle'a dokunup maçı kazandı. SummerSlam'in intikamını alırcasına
ayağını Drew'un üzerine koyup poz verdi.
Punk, Bash in Berlin’deki
galibiyetiyle skoru eşitlerken 2 Eylül Raw’a da feudu bitirdiği düşüncesiyle
yeni amaçlarını anlatabilmek amaçlı çok büyük bir destekle ringe geldi. Punk da
seyircilerin tezahüratlarını iyice coşturarak bundan asla sıkılmam dedi. Evime
dönüp eşim ve karımla kutlama yapmak için sabırsızlanıyorum dedi. Ama önce
Denver'a gelip sizinle kutlama yapmam lazımdı dedi. Bash in Berlin'i izleyenler
el kaldırsın dedi. Strap Match, dahil olduğum en zor maçlardan biriydi dedi.
Benim için kişisel ve çirkin bir mevzuydu dedi. Kişisellik işin içinden
çıktığına göre, asıl işe odaklanalım dedi. Ben bir iş adamıyım dedi. WWE'ye
döndüğümde, buraya arkadaşlık yapmaya değil, para kazanmaya geldiğimi
söylemiştim. Bash in Berlin'den konu açılmışken biri daha var dedi ve Gunther'e
mesaj yolladı. Randy'i geçtin, tebrik ediyorum şampiyon sensin dedi. Drew'u
yendim ve artık CM Punk'ın şampiyon olma zamanı geldi dedi. Keyfini çıkar,
çünkü biz o kemeri senden alma zevkine erişeceğiz dedi. Hedef kemer, hedef Gunther..
benim adım CM Punk ve Cult of Personality ile kutlama yapacağız buna alışsan
iyi olur Gunther dedi. Sonra da müziğini çaldırıp promosunu bitirdi. Punk
seyircilerle bütünleşirken spiker masasına çıktı. Ama arkadan kapşonlu bir
şekilde giyinen Drew McIntyre tarafından yere indirildi. Drew saldırılarına
devam ederken Punk'ın kafasını spiker masasına defalarca kez vurdu. Barret
araya girmeye çalışırken onu sakinleştirmek istedi. Drew onu dinlemedi ve
Punk'a bir Cleymore çekti. Drew Punk'ı ringe sokup bir Cleymore daha çekti.
Saldırmaya devam edince görevliler geldi ama onları da tehdit etti. En sonunda
bilekliği Punk'tan geri aldı sonra takar gibi yaptı ama vazgeçip parçalara
ayırdı. Ayırdığı parçaları Punk'a yedirmeye çalışıp bir Cleymore daha çekti.
Pearce da gelirken Drew'u güçlükle ayırdılar. Punk da sedyeyle oradan
götürüldü.
9 Eylül Raw’da Drew McIntyre
ringe geldi. Drew oldukça mutlu bir şekilde ringe geldi ve tabi gelir gelmez de
CM Punk tezahüratlarıyla karşılaştı. O da durmayın daha yüksek sesle bağırın
hatta ben de söyleyeyim dedi ve tezahürata katıldı. Bunun kendisini üzmediğini
veya öfkelendirmediğini, bunun sadece bir anıdan ibaret olduğunu söyledi. Sonra
da geçen hafta olanları gördünüz mü diye sordu. Bunun bir şiddet olmadığını,
şiirsel olduğunu söyledi. Punk'ın söylediklerini duydunuz dimi, Drew'u Strap
Match'ta yendim, köşelere dokundum şimdi de sıra kemerde demiş ama hadi
hatırlayalım dedi. Bu sene benim ana kemer mücadelemde beni üç kez mahvetti
dedi. SummerSlam'da onu tuş ettim, sadece dört köşeye sıra sıra dokundu diye
benimle işi bitti mi, ben öyle düşünmüyorum seni küstah şerefsiz dedi. Ocak
ayından bu yana onunla ilgili konuşuyorum, onu daha büyük bir yıldız yaptım ve
bu durumla yaşamak zorundayım dedi. Bununla yaşayabilirim çünkü Punk'ın
kariyerini bitiren kişiyim dedi. Geçmişi bırakalım, gelecek yani Drew McIntyre
burada dedi. Ajandamızda ilk olarak Hollywood debut'um var dedi ve filminin
reklamını yaptı. Ama bazı kötü haberlerim var ve bu seni de içeriyor Wade dedi
ve Wade Barret'a döndü. Bırak bu şirketi genel olarak çok fazla arkadaşım yok,
sen ise benim eski arkadaşlarımdansın, seni on yıllardır tanıyorum dedi. Bu
ülkeye beraber geldik, beraber yaşadık, beraber göz altına alındık dedi.
Micheal Cole herkese yalanlar söylerken benim davamı savunan tek kişi sensin
dedi. Tam da Punk'ı bitirecekken neden yoluma çıktın diye sordu. Sana kızgın
değilim dostum sadece hayal kırıklığına uğradım dedi. Bir kez daha yaparsan,
hayal kırıklığına uğramam ama dedi. Kızgın olurum ve harekete geçerim dedi.
Barret da kulaklığını çıkardı ve Drew'a karşı çıkmaya hazırlandı, burada hala
seni düşünen bir tek ben kaldım dedi ama tam o esnada Pearce geldi ve yeter
artık dedi. Drew'a seslendi, sadece Punk değil de arkadaşlarınla da kavga
edecek kadar mı kendini kaybettin diye sordu. Seni tek düşünen, seni
boğulmaktan kurtaran tek adamla mı kavga etmek istiyorsun, buna inanmıyorum,
onunla kavga etmek istediğini düşünmüyorum dedi. O da seninle kavga etmek
istemiyor dedi. O yüzden ringe gel, duymanı isteyeceğim bir şey konuşmak
istiyorum dedi. Drew da ben burada arkadaşımla adam gibi konuşuyorum sen
arkadaşım değilsin ki dedi. Sen Punk'ın yalayacağı tipte bir adamsın dedi. Bir
şey söyleyeceksen çabucak söyle dedi ve ringe geldi. Pearce da bu sabah Punk
ile konuştuğunu, sen ne kadar onu bitirdiğini düşünsen de o seninle aynı
fikirde değil dedi. Onun da seninle işi bitmemiş dedi. Drew da sana
inanmıyorum, geçen hafta ona yaptıklarımdan sonra bir kez daha benimle
kapışabileceğini düşündüğünü sanmıyorum ama hadi iki yüzlülüğü oynayıp senin
oyununa katılayım dedi. Sonra seyircilere döndü ve kim Drew McIntyre ve CM
Punk'ın bir kez daha kapışmasını izlemek ister diye sordu. Seyirciler de olumlu
tepki verdiler. Sonra Pearce'a döndü, bu doğruysa onun ölüm sertifikasını
imzalıyorsun demektir dedi. Pearce da ne dersen de ama bir şekilde bitmesi
gerek dedi. Strap Match'ten sonra Punk bittiğini düşündü, seyirciler de, ben de
öyle dedi. Peki sen ne yaptın, geçen hafta aklını kaybettin ve kavgaya geri
döndük dedi. Bu iş Bad Blood'da bitecek dedi. Bu iş bittiğinde de huzur dolu
olacağım dedi. Çünkü CM Punk vs Drew McIntyre Hell in a Cell maçı olacak dedi
ve gitti.
16 Eylül Raw’da bu kez Punk’ı
ringde gördük. Buraya ilk geri döndüğümde, arkadaş edinmek için gelmediğimiz
söylemiştim dedi. Ama bunu söylerken buraya ölümcül bir düşman edinmeye
geldiğimden de bahsetmemiştim dedi. Ama tam olarak bunu yaptım dedi. Drew ve
ikimiz arasındaki şeyi bitirmenin tek yolu Hell in a Cell dedi. Kız kardeşim,
eşim, omzumdaki melek bunu yapmamamı söylediler dedi. Tüm bu bilgiler ışığında
bunu neden yapacağımı size anlatayım dedim. Drew'a beni zorlarsan şeytan olurum
demiştim dedi. Şeytan burada, kalbimde ve diyor ki bunu bitirmenin tek yolu
Hell in a Cell dedi. O kalp Drew'un atmasını durduracağını söylediği kalp dedi.
Drew, seni öldüreceğimi söyleyemem çünkü ben %100 emin olmadığım şeylerin
sözünü veremem dedi. Benim sözüm, seni kanatacak olmam dedi. Sana söz veriyorum
ki beni öldürmek zorunda kalacaksın, çünkü ben ölüme hazırlıklıyım dedi. Çok
iyi bir kariyerim oldu, eğer bu son olacaksa olsun dedi. Ben CM Punk'ın bitişi
için hazırlıklıyım eğer sen de Drew McIntyre'ın bitişi için hazırlıklıysan,
cehennemde görüşürüz dedi. 23 Eylül Raw’daysa Drew ona cevap verdi. Drew ben
her zaman doğruları söyledim dedi. Özellikle Punk konusunda hep öyle yaptım.
Ama özel sebeplerimi hep saklamaya çalıştım, bugün ise dışa vuracağım dedi.
Hell in a Cell'e girmek istemiyorum dedi. Birden fazla kez o maç türünde
bulundum ve hala iyileşmeyen kırık yerlerim var dedi. Kız kardeşlerin, eşin
sana bu maçı yapmaman için yalvarıyorlar dedi. Benim ailem de bana bu maça
çıkmamam için yalvarıyorlar dedi. Eşim senden kurtulmam için bana aylardır
yalvarıyor çünkü bana mental olarak bu durumun zararlarını görüyor dedi.
Seyircilerden Punk tezahüratı gerince sizin ne düşündüğünüzün bir önemi yok,
ailemizin düşüncelerinin bir önemi yok dedi. Bizim düşüncemizin de bir önemi
yok, bu maç Bad Blood'da gerçekleşecek dedi. Ben de kendime bazı sözler verdim
dedi. Ben de seni fazlasıyla kanatacağıma, acı çektireceğime dair sözler verdim
dedi. Kendini şeytanla kıyaslaman çok doğru çünkü bu her zaman iyiye karşı
şeytandı değil mi dedi. Tabii ki de kendini doğaüstü bir şeyle mukayese
edebilirsin, kendini her zaman Tanrı benzeri bir figür olarak görürsün ama sen
alelade bir adamsın dedi. Geçmişte bir yerlerini kolayca kırdığım ve Hell in a
Cell'de sonsuza dek kıracağım bir adamsın dedi. 30 Eylül’deyse bu kez iki isim
Hell in a Cell kafesinin içerisinde son kez yüzleştiler. Bu kez Hell in a Cell
kafesinin içerisine girdiler. Adam Pearce ve güvenlikler de ringde ikilinin
ortasında durdular. Drew, simsiyah bir kombinle ringe gelirken Punk'a, bugün
neden siyah giyindiğimi merak ediyorsundur dedi. Sana karşı saygım sıfırdan
bile az dedi. Bunu eşine saygı duyduğum için yapıyorum, çünkü Bad Blood'dan
seni beslemek zorunda kalacak ve hatta muhtemelen seni terk edecek dedi. Ama
tüm dünya için bir kutlama zamanı olacak ve bu kez geri bile dönemeyeceksin
dedi. Aylardır yoktun, sakatlandın ve şimdi de sonsuza dek gideceksin, tüm
bunların hepsi Drew McIntyre sayesindedir dedi. Nefret nasıl edilir sen bana
öğrettin ki eskiden hayatımda sadece sevginin olduğu bir dönemdeydim dedi. Bana
nefretin çok güçlü bir silah olduğunu öğrettin dedi. Eğer düzgün kullanırsan
çok güçlü bir silahtır ama uzun vadede nefret kalırsa tehlikeli olmaya başlar
dedi. Bu cumartesi Hell in a Cell'de şanslıyım ki bu nefret seninle birlikte
ölecek dedi. Punk sözü aldı, sana baktığımda o kadar öfkeyle doluyorum ki eve
gidemiyorum dedi. Dört haftadır bir otelde yaşıyorum çünkü tüm bunlar yüzünden
dönüştüğüm adamı eşimin görmesini istemiyorum dedi. Seni şerefsiz, sen beni
öyle bir şeye dönüştürdün ki bu tüm hakaretlerin dışında kalır dedi. İşte
Cumartesi günü olmaya ihtiyacım olan kişiliğim de bu olacak ve o kişilik seni
İskoçya'ya geri gönderecek dedi. Bunun için dua ettiğini hatırlamanı ve
unutmamanı istiyorum dedi. Cumartesi Hell in a Cell'de senden her şeyini
alacağım, elinde, dizinde panikten başka bir şey bulamayacaksın, çığlık atıp
yalvaracaksın dedi. Yukarı bakacaksın ve ben de beni görebilmen için yüzündeki
kanı temizleyeceğim dedi. Dua ettiğin kişi Tanrı, şeytan olmayacak; CM Punk'a
dua edeceksin dedi. Cehennemde görüşürüz dedi.
Tahmine geçersek aslında Punk,
Ocak ayında sakatken Drew’dan yediği dayağın ardından bile bu feudu kazanacağı
belli bir isimdi. WWE’ye dönüşünün ardından girdiği bu feud; unutulmaz feudlar
arasına çoktan girdi bile. İki isim de çektikleri promo’larla, birbirlerine
attıkları laflarla, göstermiş oldukları saf nefretle çoktan akıllara kazınmayı
başardılar. Bu iki büyük ismin bu büyük feudu, Punk’ın WM döneminde
sakatlanması ve normalde Seth Rollins ile girmesi gerektiği feudun bir kopyası
gibi görünse de çok büyük işler ortaya çıktı. Bu feudda Drew; kariyerine önemli
bir SummerSlam galibiyeti eklerken Punk ise önemli bir feud kazanmış olacak. Neredeyse
1 sene süren bu feudu bitirmenin de en güzel yolu Hell in a Cell gibi acımasız
bir maç türünden başkası olamazdı zaten. Oldukça sert geçecek olan, kanların
çıkması çok yüksek ihtimal olan bu maçta Punk’tan galibiyet beklemekteyim. Biz
bu feuda alışmışken bundan sonrasındaysa Wrestlemania dönemine doğru giderken
ben Punk’ın kemere oynayabileceğini düşünüyorum. Raw’ın ana kemeri Gunther gibi
çok güçlü bir isimdeyken Punk’ın oraya gitmesi oldukça muhtemel gözüküyor.
Ancak bu kemer mücadelesinde ben Seth Rollins’in yoluna çıkmasını ve bu iki
ismin Wrestlemania 40’da yapamadıklarını 41’de yapmalarını bekliyorum. Bunun
için Punk’ın Gunther feudunun da olgunlaşması gerekiyor gibi. O esnada da Seth
bir süre Branson Reed ile feuda girecek gibi duruyor. Drew Mcıntyre ise
Wrestlemania dönemini oldukça sürpriz bir isim olan Wade Barret ile geçirebilir
gibi. Gerçek hayatta da oldukça yakın dost olan iki isim, geçtiğimiz haftalarda
Drew’un hadsizliğiyle yüz yüze gelirlerken buradan bir şeyler çıkabilir sanki.
Wade; WWE kariyeri boyunca mid carder-main eventer seviyesinde gidip gelirken
2016 başından bu yana da güreşmiyor. Bu feudda Drew’un arkadaşı olarak yanlış
şeyler yapmaması adına onu sakinleştirici bir rolde yer alırken Drew’un
kontrolsüzlüğü sebebiyle bir yerden sonra güreşe döneceğini açıklayabilir gibi.
Ben bu feudun iki parçası için bu şekilde bir gelecek düşünüyorum, bakalım
zaman beni haklı çıkaracak mı?
Tahmin: CM Punk
Tag Team Match
Cody Rhodes & Roman Reigns vs The Bloodline (Solo Sikoa & Jacob Fatu)
w/Tama Tonga & Tonga Loa
Cody Rhodes vs Roman Reigns
feudu WWE tarafından önümüzdeki 10 yıl içerisinde muhtemelen belgeseli vs
yapılabilecek, güreş tarihinin en büyük rekabetlerinden biri diyebilirim. Stone
Cold vs Rock, Randy Orton vs John Cena gibi sürekliliği olan bu feudun o kadar
çok farklı yönleri var ki nereden bakmaya başlasak gerçekten kestiremiyorum.
İşlerin birkaç ayda nereden nereye gelebildiğini ve bunun hiç de göze batmadan
oldukça güzel işlendiği bu senaryoya da bir şapka çıkarmak gerekli diye
düşünüyorum.
Cody’nin WWE’den ayrılışı
“Stardust” gimmick’li üvey abisi Goldust’ın çakması bir jobber’ken
2022’deki“American Nightmare” gimmick’iyle bir main eventer olarak geri dönüşü
babası Dusty’e selam çakar şeklindeydi. Cody, döndükten sonra 2023 Royal
Rumble’ı kazanırken karşısında ana kemeri hatta ana kemerleri 2.5 yıldır elinde
tutan bir Roman Reigns ve onun arkasında yer alan Tag Team kemerleri
şampiyonlarını da içeren bir Bloodline vardı. Reigns, 2020 yılında heel turn
geçirerek yanına Heyman’ı aldıktan sonra Jey ile girdiği feud sonrası onun ve
Jimmy’nin sonsuz biatlarıyla Bloodline’ı kurmuş ve Samoa Güreş Ailesi olan Anoi
ailesinin Tribal Chief’i olmuştu. Clash at the Castle’da, Jey ve Jimmy’nin
küçük kardeşleri Solo Sikoa’nın debut yapıp Roman’ı Drew McIntyre’ın elinden
kurtarmasıyla Bloodline iyice güçlenmişti. O Solo, Wrestlemania 39’da Roman’ın,
Cody’i de yenerek kemerini korumasını sağlarken bir önceki gece Uso’ların Tag
Team kemerlerini kaybetmeleriyle Bloodline içerisindeki çatlaklar da meydana
gelmeye başlamıştı. Roman, Solo’yu Jey ve Jimmy’den ayırıp onu halefi olarak
belirlerken Solo da bir infazcının yapacağı şeyi yaparak Roman’ın karşısına
çıkan herkesi acımasızca yok ediyordu. Bu işin sonucundaysa önce Jimmy sonra da
kardeşini yalnız bırakmak istemeyen Jey, Roman’a baş kaldırarak Bloodline Civil
War’u başlatmışlardı. Jey zaten ekibe dahil olan Sami’ye başta soğuk davranıp
sonrasında ona çok ısınırken, gruptan atılışında da kararsız duygular
yaşamıştı. En sonunda Jimmy’nin dayanamayıp Roman’a karşı gelmesiyle o da
2020’den bu yana içinde tuttuğu öfkeyi kusmuş ve bu sayede gruptaki ayrılığın
simgesi olmuştu. Money in the Bank 2023’te Jey ve Jimmy; Solo ve Roman
karşısında galip gelirlerken Jey, Roman’ı pinlemişti. Böylece Roman, 2019’u
Aralık ayından bu yana ilk kez pinlenmişti. Bunun sonucunda SummerSlam 2023’te
Jey, Roman’a kemer için meydan okurken Jimmy; kardeşini satarak ona ihanet
etmiş ve bir kez daha Bloodline’a katılmıştı. Bunun sonucunda Jey,
Bloodline’dan ayrılarak Raw’a geçmişti. Roman ise Jimmy’i tekrardan kabul
ederek Bloodline’ın Tribal Chief’liğini sürdürmüştü.
2024’e geldiğimizde Roman,
2020’den bu yana tuttuğu kemerini korumaya devam ederken The Rock, yılın
başında “Head of the Table” mesajı vererek bu ailenin esas liderinin kendisi
olduğunu dile getirmişti. Dışarıdan bakıldığında Rock; belki de bu endüstrinin
yaratmış olduğu gelmiş geçmiş en büyük isim konumunda. Bu sporu hiç bilmeyen
birisi bile Rock’u tanıyordur muhtemelen. Hal böyle olunca da doğal bir lider
veya Roman için doğal bir rakip konumundayken ikili Wrestlemania için kemer
maçı konusunda bir yola çıkmışlardı. Ancak düşünmedikleri veya unuttukları bir
şey vardı. Bir önceki sene Bloodline’ı, Roman’ı sallayıp yıkamayan Cody Rhodes,
2024 Royal Rumble’ını da kazanarak “back to back” bir galibiyet almıştı. Cody;
hikayesel olarak Rock’ın kurmuş olduğu psikolojik üstünlükle Raw ana kemerinin
şampiyonu Seth Rollins’i seçeceğine dair ibareler gösterirken, Vegas’ta yapılan
basın toplantısında iplerin gerilmesiyle Roman Reigns’i seçtiğini duyurmuştu. Vegas’ta,
Cody’nin Roman ve Rock’ın ailesine dair söyledikleri Rock’ı oldukça
sinirlendirmiş ve Cody’e tokat atmıştı. Sonrasında da Rock, Triple H’e giderek
bu işi çöz yoksa biz çözmek zorunda kalırız demişti. Tüm bunların sonucunda da
Bloodline’a katılarak, Roman’ı Tribal Chief ilan ederek Cody’e karşı Roman’ın
yanında yer aldığını duyurmuştu. Wrestlemania’ya giden yolda Cody’e hem manevi
hem de fiziksel çok fazla şiddet göstermişti. En sonunda da Wrestlemania 40’ın
ilk gecesi için Cody’e bir maç teklif etmişti. Rock ve Roman; Cody ve bu
süreçte onun yanında yer alan Seth Rollins ile maç yapacaklardı. Maçı Bloodline
kazanırsa ikinci geceki Cody vs Roman main event’i Bloodline Rules altında
yapılacaktı. İşler tam olarak Bloodline’ın, yani Roman ve Rock’ın istediği gibi
gerçekleşmişti. Rock, Cody’i pinleyerek maçı takımına kazandırmış ve böylece
ikinci geceyi Bloodline Rules’a çevirmişti. Ancak Cody, son yılların en epik
maçlarından birinden bu kez galibiyetle çıkarak WWE tarihinin hatta güreş
tarihinin en önemli olaylarından birine imza atmış ve modern dönemin en büyük reign’ini
bitirmeyi başarmıştı.
Wrestlemania 40 sonrasında
Roman; ekranlarda gözükmezken Bloodline’ın liderliğini ise Solo Sikoa
üstlenmişti. Ancak Solo; bunu geçici bir süreliğine değil de Roman’ın başarısız
olduğu için doğal bir sonuç olarak buralara geldiğini düşünerek hareket etmeye
başlamıştı. Bu süreçte de kendi Bloodline’ını oluşturma yolunda adımlar
atmıştı. Önce Jimmy’i elemine etmiş ve ekibe çok yakın aile dostlarından olan
Haku’nun üvey oğlu Tama Tonga’yı almıştı. Ekibinin yeni üyesiyle beraber ilk
hedef olarak Kevin Owens’ı seçmiş ve ona saldırılar düzenlemişti. Owens’ın
yanında bu süreçte Randy yer alırken Backlash 2024’te Haku’nun öz oğlu Tonga
Loa debut yapmış ve Solo ile Tonga’ya Randy ve Kevin Owens karşısında galibiyet
getirmişti. O esnada Cody, AJ Styles ile feud içerisindeyken Bloodline’da ise
Solo; Roman’ın yokluğunda ipleri iyice ele geçirmeye başlamıştı. Clash at the
Castle’da Cody, kemerini AJ Styles’a karşı korurken maçın sonunda Solo
önderliğinde Yeni Bloodline’ın saldırısına uğramış ancak onu kurtarmaya Owens
ve Randy gelmişti. Paul Heyman bu süre zarfında Solo’nun hareketlerine oldukça
karşı çıkarken Solo ise ekibini güçlendirmeye devam etmişti. Yeni hedef olarak
da Cody Rhodes’u ve kemeri ilan etmişti. Solo’ya göre Roman’ın beceriksizliği
yüzünden kemer Bloodline’dan uzaklaşmıştı. Bunun bir sonucu olmalıydı, Roman
artık olmamalıydı ancak kemer Bloodline’a geri dönmeliydi. Bu süreçte Jacob
Fatu da debut gerçekleştirirken Fatu, bir zamanlar Solo’nun Roman’ın yanındaki
infazcı rolünü üstlenmiş ve hiç sorgulamadan Solo ne derse yapan bir karakter
şeklinde karşımıza çıkmıştı. Yeni Bloodline, Paul Heyman’ı da elemine edip
onsuz yoluna devam ederken Money in the Bank’te üçe üç bir Tag Team maçı
izlemiştik. Yeni Bloodline; Solo’nun Cody’i pinlemesiyle Cody, Randy ve Kevin
Owens üçlüsünü yenmeyi başarmıştı. Böylece de SummerSlam’e giderken yeni Tribal
Chief Solo, bu şefliği simgeleyen Ula Fala’yı da takmış ve kemer için en önemli
aday konumuna gelmişti. Tüm bunların paralelinde de Bloodline, DIY’dan Tag Team
kemerlerini de almayı başarmıştı.
SummerSlam 2024’e
geldiğimizdeyse Bloodline Rules altında Solo Sikoa vs Cody Rhodes, kemer maçı
izlemiştik. Gecenin main eventindeki maç karşılıklı üstünlüklerle geçerken Cody
bir ara Prime içeceğiyle Solo'nun yüzüne vurdu. Ama sonra Solo uzun bir süre
maçı üstün götürdü. Cody en son toparlanıp Superplex çekti. Hatta Cross Rhodes
da çekti ama Tonga ve Loa anında gelip Cody'e saldırdılar. Solo'yu tuş etmesi
için Cody'nin üstüne bıraktılar ama Cody kalktı. İkili saldırmaya devam ederken
K.O yardıma geldi. Owens hepsine saldırırken sayı dezavantajı yine üstün çıktı
ve bu sefer Randy geldi. Loa'ya RKO çekti. Owens de Tonga'ya Stunner çekti.
Ardından Solo'ya Randy Snapslam, K.O da Swanton çekti. Cody'den de Cross Rhodes
geldi ama Solo tuşu attı. Ardından Randy ve K.O, Loa ve Tonga'yı ring dışına
kovaladılar ve yine bire bir kaldık. Cody çelik merdiveni ringe sokup Solo'ya
öyle saldırdı. Solo ise Spear ile karşılık verdi ama Cody gene kalktı. Solo,
Cody'i çelik merdivenlere dayayıp Hip Attack yapmak istedi ama Cody kalktı.
Cross Rhodes çekti. Bir tane daha çekti. Üçüncüye giderken Jacob geldi ve
Solo'yu kurtardı. Solo'yu tuş için Cody'e bıraktı ama Cody kalktı. Fatu da
çılgınlar gibi saldırmaya devam etti. Spiker masasını Cody için hazırlamaya
başladı. Turnbackle'a çıktı ve Cody'e uçtu. Sonra da bitir onu diye bağırdı
Solo'ya. Solo da ringe sokup Turnbackle'a çıkıp Splash çekti ama Cody bir kez
daha tuşu attı. Solo Spike için pozisyon alırken Cody Superkick ve Cody Cutter
ile cevap verdi. İki isim yerdeyken yepyeni müziğiyle gerçek Head of the Table
Roman geri döndü. Roman ringe kime saldıracağını bilmediğimiz bir halde yavaş
yavaş geldi. Üstünde hiç görmediğimiz OTC(sonradan öğrendik ki açılımı Only
Tribal Chief demekmiş) yazan bir tshirt vardı. Girer girmez Solo'ya Superman
Punch ve Spear çekti. Roman inanılmaz bir Cheer aldı. Sonra da ringi Cody'e
bıraktı. Cody de Cross Rhodes ile kemerini korudu. Roman dışarıda dururken iki
isim uzun bir süre birbirleriyle bakıştılar.
Wresltemania’daki mağlubiyet
sonrasında ilk kez ekranlarda gözüken Roman, 2020’den sonra ilk face turn’ününü
de resmen gerçekleştirmişti. Roman 2010’lu yılların ortasından sonuna doğru,
WWE’nin yeni John Cena’sı, yeni Babyface ismi olarak lanse edilip seyirciler
tarafından antipatiyle yaklaşılırken, yani heel bir isim olmamasına rağmen
boo’lanırken, aradan geçen yılların sonucunda face bir isim olarak WWE’nin son
dönemdeki en muzzam seyirci reaksiyonlarından birini almayı başardı. Doğru
karakter yönetimi, doğru booking, doğru hamleler bütün bunların hepsini
olanaklı kıldı. Bir zamanlar face bir isimken boo’lanırken şimdiyse her yerde
“OTC” tezahüratıyla karşılanan biri haline geldi. Roman’ın boo’landığı o
yılları izleyen ve yazan bir isim olarak bugünleri görmeyi belki de çok hayal
etmezdim. Ancak şunu söyleyebilirim ki Roman tüm bunların hepsini sonuna kadar
hak etti.
Roman’ın dönüşü sonrasında
Solo, kemer için potadan bir süreliğine çıkarken Cody ise Bash in Berlin
yolunda yakın dostu Kevin Owens’a bir kemer maçı teklif etti. Owens da bunu hak
etmediğini söyleyerek başta reddetti ancak sırf nefret ettiği ve daha öncesinde
defalarca kez ona ve sahip olduklarına karşı mücadele ettiği Roman Reigns, bu
fırsatı ele geçirmesin diye kabul etti. İşin diğer tarafındaysa Roman Reigns;
kendisinin oluşturduğu ancak kendisinin oluşturduğuyla hiçbir alakası kalmayan
Bloodline’a karşı da savaş açtı. 9 Ağustos Smackdown’da Solo, Loa ve Tonga’yı
ringde gördük. Solo, şovun yapıldığı Tulsa, Oklahomo'ya Acknowledge Me diyerek
sözlerine başladı. Sonra Roman'a sözü getirdi ve ona eğer henüz farketmediysen,
Tribal Chief artık benim dedi. Eğer kendine Tribal Chief diyorsan ve Ula
Fala'yı geri istiyorsan gel ve al dedi. Bu kez Roman'ın müziği çaldı. Müthiş
bir seyirci desteğiyle girişin oraya geldi. Tonga romanın ringe gelmesini
beklemeden ona gitti ama Roman bir Clothesline ile onu yere indirdi. Loa da
geldi ama onu da çelik merdivenlere fırlattı. Çelik merdivenle her ikisine
birden vurdu. Sonra ringe çıktı ve iki isim yüz yüze geldiler. Çok geçmeden
birbirlerine girdiler ama Roman bir Superman Punch ile Solo'yu yere serdi.
Spear'a yeltendi ama Loa, Solo'yu çekip kurtardı. Seyirciler "OTC"
tezahüratları yapıp çılgına dönerlerken o esnada Roman, Solo'nun Ula Fala'yı
düşürdüğünü gördü. Tam takacakken Loa ve Tonga ikilisi Roman'a saldırdılar. Tonga
Ula Fala'ya Solo'ya geri verdi. Ancak Roman toparlandı ve hem Loa'ya hem de
Tonga'ya Superman Punch çekti. Solo o esnada girişe doğru kaçarken Roman ringde
tek kalan Loa'ya Spear çekti. Roman ring gongunun durduğu bariyerlere doğru da
Tonga'ya Spear çekti. Sonra sandalye aldı ve ringdeki Loa'ya defalarca vurdu.
Solo ise uzaktan izlemekle ve yeni Tribal Chief benim demekle yetindi.
16 Ağustos Smackdown’da Solo
yanında Tonga'yla ringe geldi ve Orlando... Acknowledge Me diyerek sözlerine
başladı. Seyircilerden de OTC tezahüratları gelince beni Acknowledge etmek
istemiyor musunuz, sorun değil beni Acknowledge etmesi gereken tek bir kişi
var, Roman Reigns dedi. Kendine Tribal Chief veya OTC falan diyorsun... Bu Ula
Fala'yı geri istiyorsan buraya gel ve al dedi. Çok geçmeden Roman'ın müziği
çaldı ve kendisi ringe geldi. Solo Ula Fala'yı boynundan çıkardı ve Tonga'ya
verdi. Sonra da geri çekil dedi. Hemen sonra da Roman ve Solo birbirlerine
girdiler. Roman üstün çıkınca Tonga Roman'a saldırmaya başladı. Roman bir
Uranagi ile onu da yere serdi ve dışarıya yolladı. Ardından da spiker masasını
hazırlamaya başladı. Tonga'yı Powerbomb pozisyonuna getirirken Solo ona
saldırdı. Ringe sokup Spike için hazırlanırken Roman kurtuldu ve Superman Punch
ile cevap verdi. Sonra da Spear için hazırlanmaya başladı. Hareketi de
tamamladı. Seyirciler iyice çılgına dönerlerken Roman Ula Fala'yı buldu. En
sonunda da boynuna taktı. O esnada Roman'ın müziği çalmaya başlarken ve biz de
segment bitti sanarken Jacob Fatu bir Superkick ile Roman'ı yere serdi. Sonra
da Roman'a saldırmaya devam etti. Sırtını ring postuna sertçe vurdu. Sert bir
Hip Attack ile de Roman'ı yere serdi. Sonra da ring dışına yolladı. Bloodline
üçlüsü de spiker masasının üzerine Roman'ı Powerbomb'ladılar. Fatu durmak
bilmeden Roman'ı ringe soktu. Tonga da Ula Fala'yı Solo'nun boynuna taktı. Üç
isim parmaklarını yukarıya kaldırarak şovu bitirdiler.
23 Ağustos Smackdown’da
geçtiğimiz hafta Roman’ı yeniden bitirdiğini düşünen Solo gözünü yine kemerine
dikerken, diğer Bloodline üyeleri de Tag Team kemerleri için mücadele etmeye
devam ettiler. Solo, OTC'niz artık D-O-N-E oldu dedi. Ama seyircilerden müthiş
bir OTC tezahüratı geldi. Kevin Owens veya Cody, kim olursa olsun sırada ben
varım dedi. O kemeri aileme ve kendime geri getireceğim dedi. Fatu'ya da
kemerini ver bana dedi. Aslında Tonga Loa'ya ver onu dedi. Sonra Fatu'ya döndü
ve benim kişisel infazcım olacaksan, Tag Team şampiyonu olamazsın dedi. Sonra
da iki isim birbirlerine sarıldılar. Fatu da seni çok seviyorum diye bağırdı.
Tam o esnada Street Profits'in müziği çaldı. B-Fab takım adına konuştu ve
bodyguard'ının kim olacağı umurumuzda değil, bu gece işimiz var, aile
meselelerine sonra döneriz dedi. Sonra da çok geçmeden iki takımın şampiyonluk
maçı başladı. Maç Street Profits lehine giderken Solo ring kenarına çıktı. O
esnada dışarıdaki Jacob Fatu da hem Dawkins'e hem de Montez'e Superkick çekti.
Dawkins'i ringe sokarken Tama Tonga da finisher çekip maçı bitirdi. Maçtan
sonra Solo'nun emriyle Bloodline Dawkins'e saldırmaya devam ettiler. Sonra da
Montez'e saldırdılar ama çok geçmeden DIY geldi. Ring temizlenirken en son Solo
tek kaldı. Tam Meet in the Middle yiyecekken Fatu, Gargano'nun ayaklarından
tuttu. Solo da toparlanarak Chiampa'ya saldırdı. Fatu'dan da Chiampa'ya Samon
Drop, Gargano'ya Hip Attack geldi. Sonra da Solo her ikisine birden Spike
çekti.
Bash in Berlin’de Cody,
kemerini Kevin Owens’a karşı korudu. Maçın başında iki isim el sıkışarak
başladılar. Maç içinde Cody iplere çıktığı zaman sakat olan dizini incitti.
Owens dizine vurup vurmama konusunda tereddüt yaşadı ama vurmadı. O esnada Cody
aşağıya indi ve ben iyiyim dedi ve Owens'a saldırdı. Owens da en sonunda dizine
saldırdı ve Heel'ken çokça kez yaptığı Apron Powerbomb'a yeltendi ama son anda
vazgeçti. Ardından ringe geçtiklerinde Cody bir Inside Cradle ile tuşa gitti
ama Owens tuşu atıp Stunner çekti. Sonra tuşa gitti ama Cody attı. Cody
toparlanıp iki tane Cross Rhodes çekti, üçüncüde Owens karşılık verip Stunner
çekti ama Cody gene tuşu attı. Sonra Owens, Swanton çekmek istedi ama Cody
dizlerini koyup Owens'a engel oldu. Sonra da Cross Rhodes ile maçı kazandı.
Maçın sonunda yerde kalan Owens'ı Cody kaldırmak istedi ama Owens kendi kalktı.
Sonra da sinirli ve hayal kırıklığına uğramış bir şekilde Cody'e sarıldı. Hatta
bir ara kamerayı falan da itti sama Cody'nin kolunu kaldırdı. Cody de onun
kaldırmak istedi ama o istemedi ve yine Cody'nin elini kaldırdı. 6 Eylül
Smackdown’da Solo ve Cody ringdelerken ring dışında da Tonga, Loa ve Fatu
bekliyorlardı. Cody, Solo'ya ben seninle konuşmuyorum, onunla konuşuyorum dedi
ve Jacob Fatu'yu işaret etti. Ona resmen meydan okudu. Solo da ne yapmaya
çalıştığını biliyorum, benim infazcımın bana sırtını dönmesi için mi
uğraşıyorsun dedi. Sonra da önümüzdeki hafta beni istiyorsan öyle olsun dedi.
Ama önümüzdeki haftaya kadar beklememize gerek yok değil mi dedi ve tüm
Bloodline'ı çağırdı. O esnada da Street Profits ve DIY geldiler. İşler
kızışmadan Nick Aldis geldi ve ceza almak istemiyorsanız geri çekilin dedi.
Gecenin sonuna DIY & Street Profits vs Bloodline maçını ayarladı.
Önümüzdeki hafta da Solo Sikoa vs Cody Rhodes kemer maçını ayarladı. Bloodline
konusunda da Cody'e katıldığını ve onların sayı avantajının artık eski bir şey
olduğunu söyledi. İş için en iyisi olabilecek bir çözüm ayarladığını ve maçın
Steel Cage olacağını açıkladı. Böylece önümüzdeki haftadaki USA return'ü için
kemer maçı ayarlanmış oldu. Gecenin sonundaki main eventte Bloodline Fatu'nun
etkisiyle maçı aldı. Maç sonunda Fatu, Solo'nun Montez'i tuş etmesini sağladı.
Solo da Montez'e iki tane Spike çekip maçı takımına kazandırdı. 10 Eylül NXT'de
de Street Profits NXT Tag Team kemerleri için Frazer ve Axiom'un karşısına
çıkarlarken, Bloodline maça karışarak kemerleri almalarına engel oldular.
13 Eylül Smackdown’daysa bir
önceki hafta planlandığı üzere Cody Rhodes vs Solo Sikoa Steel Cage maçı
gerçekleşti. Cody kemerini tuşla korudu. Maç oldukça sert geçerken Cody'nin de
başı açıldı. Maçtan sonra Bloodline'ın diğer üyeleri kafese tırmanarak ringe
girdiler. Solo da o esnada Cody'e bir Spike çekti. Ardından da Bloodline Cody'e
saldırmaya başladı. Solo'nun emirleriyle Fatu saldırılarına devam ederken Fatu
en sonunda kafesin üstüne çıktı. Tam Cody'e atlayacakken Roman'ın müziği çaldı.
Roman yavaşça ringe girdi, kafesin kapısını kapattı ve Bloodline'a girişmeye
başladı. Tonga ve Loa'yı haklarken Solo arkadan Roman'a saldırdı. Ama Roman bir
Superman Punch ile onu yere serdi. Spear pozisyonu almışken Fatu, dışarıdan
geldi ve kafesin kapısını açarak Solo'yu oradan çıkardı. Roman, Fatu'yu da
ringe çağırdı. Fatu da ringe girip kafesin kapısını kapattı. Fatu tam
hazırlanırken bu kez Solo benzer bir şekilde Fatu'yu çıkardı. O esnada Tonga ve
Loa toparlanıp Roman'a arkadan saldırdılar. Bu kez de Cody toparlandı ve iki
isme birden saldırdı. Tonga'ya da Cross Rhodes çekti. Roman'dan da Loa'ya Spear
geldi. Böylece iki azılı düşman aynı tarafta yer alırlarken ringde uzun uzun
birbirlerine baktılar. Fatu da ring dışında Sikoa'ya Ula Fala'yı taktı. Gecenin
sonundaysa GM Aldis, hem Roman'ı hem de Cody'i takım olmaları konusunu konuşmak
için ringe gelirken Roman da geldi. Roman, ailemin Ula Fala'sı olsun ya da
olmasın ben hala Tribal Chief'im dedi. Orijinal Tribal Chief değilim, ben
buradaki tek Tribal Chief'im dedi. Kafanız da karışmasın burası benim ringim,
benim şovum, benim WWE'im dedi. Çok
geçmeden de Cody'nin müziği çaldı. Cody, senin ringin senin WWE'in.. evet
öyleydi dedi. Ama Wrestlemania'dan beri artık öyle değil dedi. Sonra da Solo ve Fatu geldiler. Loa ve Tonga da
arkadan gelip Cody ve Roman'a saldırdılar. Cody, Loa'ya Cody Cutter çekerken
Roman da Tonga'ya Uranagi çekti.
0Ardından da Roman, maç kontratını aldı ve imzaladı. Cody de geri
durmadı ve o da imzaladı. Böylece iki isim Bad Blood için Bloodline'ın karşısına
çıkmak adına takım olmayı kabul ettiler.
20 Eylül Smackdown’da Cody ve
Roman’ın yüzleşmelerine şahitlik ettik.
Geçen hafta Bloodline'a karşı takım olmayı kabul eden Roman ve Cody
ikilisi Georgia Tech'te buluştular. Film sahnesi gibi bir çekim ve kurgu izledik.
Roman, Cody'e buradaki gördüğün her şey bana ait dedi. Roman, Amerikan Futbolu
kökenli birisi olduğu için ve de Georgia Tech çıkışlı olduğu için böyle
söyledi. Burada birçok kez kan, göz yaşı ve ter akıttım dedi. Burası benim
stadyumum dedi. Burası benim stadyumumsa buranın benim şehrim olduğunu da
düşünebilirsin dedi. Sonra da sen benim şehrim için ne yaptın diye sordu. Cody
de stadın diğer tarafında ne var biliyor musun, Techwood Studios var, o tarafta
şimdi de State Farm Arena var dedi. Sen burada futbol oynarken benim ailem
burada kan döktü, sen ise plaja geri döndün dedi. Bura senin sahan ama benim
evim dedi. Roman da sadede gelelim dedi. Kendini bir lose-lose durumu içerisine
soktun dedi. Kaybedecek çok şeyin var dedi. Ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayan
insanlarla uğraşıyorsun dedi. Mesela beni düşün, benden Jimmy'i aldılar dedi.
Wise Man'imi aldılar dedi. Benim Bloodline'ımı ve Ula Fala'mı aldılar dedi.
Kaybedecek hiçbir şeyim yok uzun bir süreden sonra dedi. Cody de öyle bir
söylüyorsun ki sanki ben buna şaşıracakmışım gibi dedi. Sana daha önce de
söylemiştim burada kabilesi olmayan bir şef olarak duruyorsun dedi. Senden
Jimmy'yi, Wise Man'i, Ula Fala'yı aldılar evet dedi. WWE'ye bir bak, zaten bir
Tribal Chief'imiz var ve bu sen değilsin dedi. WWE şampiyonumuz var ve bu sen
değilsin dedi. Kendi Bloodline'ını bile yenemiyorsan, şu an kim karşımda
duruyor diye sordu. Ben söyleyeyim, Wrestlemania main eventer garanticisi,
WWE'nin en büyük box officer'ı değil, eskiden Roman Reigns olarak çağırdığımız
birisi duruyor dedi. Roman da ne istiyorsun, bana sadece ne istediğini söyle
dedi. Sözünü istiyorum dedi Cody. Arkamda olacağına dair sözünü istiyorum ki
ben de senin arkanda olayım dedi. Roman söz veriyorum dedi. Arkanda olacağım
ama şunu anla ki bütün bunlar bittiğinde benim olanı geri alacağım dedi.
Gitmeye yeltendi ama Cody onu durdurdu. Bu senin değil dedi. Roman da benim
hayatımda gittiğim yolun üzerindesin dedi ve ayrıldı. Şovun ilerleyen
anlarındaysa Bloodline’ı ringde gördük. Tonga, geçen hafta Cody ve Roman'ın
Tribal Chief'lerini utanç duruma düşürdüklerinden bahsetti. Büyük bir hata diye
birkaç kez tekrarladı. Bad Blood'da onlara göstereceğiz dedi. Ama sen Kevin
Owens, bu gece sana göstereceğiz dedi. Gerçek Tribal Chief Solo Sikoa'nın
emirleri böyle dedi. Ringdeki Kevin Owens mikrofonu aldı ve bir daha bir şey
söylemeden önce sen söyleyeyim kimse bir daha seni duymak istemiyor dedi.
Hepimiz bunun sonunu biliyoruz neden buraya gelmiyorsunuz ben de sizin aptal
suratınızı yumruklamıyorum dedi. Owens hızlıca Tonga ve Loa'yı indirdi ve Fatu ile
yüzleşti. Sonra da ikili yumruklaşmaya başladılar ama Loa ve Tonga, Owens'a
arkadan saldırdılar. Owens'ın yardımına DIY geldi ve ringi temizlediler.
Tonga'ya Shatter Machine çektiler. Ringe bir sürü güvenlik gelirken Aldis
geldi. Gecenin main eventi için üçe üç Tag Team maçı ayarladı. Kevin Owens
ringe gelip DIY'ı beklemeye başlarken DIY, arka alanda Bloodline tarafından
saldırıya uğradı. Owens da maç başlamadan girişin orada üçüne birden saldırdı
ama üstün gelemedi. Owens'ın yardımına Street Profits geldi. Böylece Street
Profits, DIY'ın yerini aldı ve 3'e 3 maç o şekilde başladı. K.O maçı
bitirecekken Loa ikidir onu ayağından çekince hakem de maçı DQ ile bitirdi.
Ardından da iki takım birbirlerine girdiler. Bloodline üstün çıkarken yine
Owens'ı spiker masasına Powerbomb'lamak istediler. Ama o esnada DIY geldi.
Sakat sakat gelen ikili de Bloodline'a direnemediler. Bunun üzerine Owens
ringde yine tek kaldı. En sonunda da Cody geldi. Elinde sandalyeyle gelen Cody,
sandalyeyle Loa ve Tonga'yı püskürttü. Ringde de Fatu'ya Cody Cutter çekti.
Owens da eline sandalyeyi alırken bir an Cody'e sinirli sinirli baktı ve belki
de aklından ona sandalyeyle vurmayı geçirdi. Cody ona başını çevirince de
sandalyeyi attı. Ardından da Cody'nin el uzatışını da isteksiz görünerek eşlik
etti.
27 Eylül Smackdown’daysa Cody
ve Randy’i ringde gördük. Cody, bir açıklama istiyorsun biliyorum dedi.
Bloodline ile yaşadıklarından sonra da bir açıklamayı hak ediyorsun diye de
ekledi. Muhtemelen Roman ile takım olduğum için biraz aptal gibi görünüyorum
dedi. Ama sana şunu sorayım Randy, aptal gibi görünmeyi mi tercih edersin yoksa
korkak olmayı mı dedi. Bu benim aklıma takılan bir şeydi ve ayrıca Roman
gözlerimin içine bakarak bana sözünü verdi dedi. Aynı sözü kemerini tutmak için
her şeyi yapacağını söylerken de vermişti, o zaman da yalan söylemiyordu dedi.
Wrestlemania'da onu yenersem ortalıkta gözükmeyeceğini söylediğinde de söz
vermişti, o zaman da yalan söylemiyordu ve ben de onun sözüne güveneceğim dedi.
Seyircilerimiz de onun sözüne güvenecek gibi duruyor dedi. O esnada da
seyircilerden "OTC" tezahüratları gelmeye başladı. Burada Apex
Predetor, Legend Killer ile yan yana duruyorum dedi. Ki bu yüzden anlamanı
umuyorum ki Bloodline'ın efsanesi, öldürülmesi gerekilen bir efsaneyi büyüttü
dedi. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, umarım bu senin için bir sorun
değildir dedi ve elini uzattı. Randy de elini sıktı ve sorun yok dedi. Sen bir
problem yaratmazsan hele hiç sorun değil dedi ve o esnada Kevin Owens'ın müziği
çaldı. Hemen sonra da çok geçmeden Bloodline geldi. Solo girişin orada sözü
aldı ve üçünüzün orada durmasından çok mutluyum dedi. Başlamadan önce
Acknowladge Me Oklahoma City dedi. Ama konuşamadan OTC tezahüratları gelmeye
başladı. Cody, Roman'ın sözü konusunda seni acknowledge ediyorum dedi. Ona
güvenmen gerek çünkü ona ihtiyacın olacak dedi. Çünkü yanında durduğun iki adam
senin için iyi sonuçlar doğurmayacaklar dedi. Bununla yüzleşelim, ne kadar
süredir Bloodline'ı devirmek için uğraşıyorsun dedi. Ne zaman bu iki adamla
hareket etsen seni yüz üstü bıraktılar dedi. Bizi beraber durduramazsınız,
onlar seninle beraber bizi durduramazlar dedi. Roman'la takım olmanın sebebi bu
iki adamla Bloodline'ı ne zaman devirmeye çalışsan seni yüz üstü bırakmaları
dedi. Bunu Acknowladge et Cody dedi. Kevin söze girdi ve acknowladge etmemiz
gereken tek şey senin bir daha konuşmaman o yüzden de aptal suratını sustur
dedi. Onu yüz üstü bırakmamızdan mı bahsediyorsun o zaman neden Tag Team maçı
yapmıyoruz dedi. Cody lafa girdi ama Kevin Owens onu susturdu ve alınma ama
senin zaten bir Tag Team maçın var onu düşünmelisin dedi. Solo ve Fatu vs Randy
Orton vs Kevin Owens'tan bahsediyorum dedi. İlerleyen anlarda da maç resmileşti
ve main eventte gerçekleşti. Maç devam ederken sonlara doğru Tonga ve Loa
ikilisi ring kenarına çıkıp Owens'ın dikkatini dağıttılar. Solo, Spinning Solo
çekip tuşa giderken Owens tuşu attı. O esnada da Cody'nin müziği çaldı ve Cody
geldi. Cody ring dışındaki Loa ve Tonga'ya saldırırken Tonga'yı ringe yolladı.
Randy'den de ona bir RKO geldi. Ancak Fatu, Randy'i Superkick'lerken ring
dışındaki Cody'e de Suicide Dive ile uçtu. O esnada Owens, Solo'ya Stunner
çekip işi bitirecekken Fatu, Cody'i ringe yolladı ama Cody sürüklenirken
hakemin ayağına çarptı ve hakem yerde kaldı. Bunu gören Owens, Cody'e
sinirlendi. Arkasını döndüğündeyse Fatu'dan iki tane Superkick yedi. Solo da
tuşa gitti, hakemin zorla sayışıyla da maçı kazandılar. Cody maçtan sonra
Owens'ı teselli etmek isterken Owens onu itti. Hatta üstüne doğru yürüdü ama
araya Randy girdi. Onu da itip Cody'ye yine diklendi ama Randy yine araya girdi.
Randy bir şekilde Owens'ı sakinleştirirken Owens da en son Cody'e sarıldı. 4
Ekim Smackdown’daysa Cody, Roman, Solo ve Fatu bir aksiyonda yer almadılar.
Bloodline (Loa ve Tonga), müthiş bir Triple Tag Team Ladders Match’te
kemerlerini DIY ve Street Profits’e karşı korumayı başardı.
Bloodline Smackdown’da olduğu
sürece bir şekilde işler dönüp dolaşıp Cody’e geliyor gibi gözüküyor. Cody,
kemeri tuttukça ve kemer için çok da bir aday olmayınca biraz doğal bir sonuç
bence. Şu an gözüküyor ki Smackdown’da bence çok ciddi bir main eventer
eksikliği var. Raw’da bunun aksine çok fazla aday varken Lashley’in de
ayrılmasıyla Smackdown bu konuda yetersiz gibi. Özellikle de heel bir main
eventer’ın azlığı daha da göze batıyor. Bu işlerin sonucunda Owens veya Randy
Orton’ın ya da her ikisinin bir heel turn’ü gelebilir bence. Owens bunun
kıyısında köşesinde dolanırken esas bombayı Randy patlatabilir gibi. Keza Randy
Orton vs Cody Rhodes feudu bence olması gereken bir feud. Hatta harika da bir
Wrestlemania senaryosunu doğurur gibi. Cody’den kemeri alabilecek en uygun isim
de zaten bence Randy gibi duruyor. Cena da 2025 yılında dönecekken son kez bir
John Cena vs Randy Orton feudu izlememiz de müthiş olurdu bence. Ancak burada
bir de Rock ihtimali var tabii ki. Rock’ın geçen Wrestlemania’da Cody’i tuş etmesi
ve sonrasında verdiği mesajlar, sanki geri dönerse kemer için dönebileceğine
dair işaretleri içeriyor gibi. O yüzden bence hangi ihtimal gerçekleşir
bilemiyorum ama Cody’nin Bloodline hikayelerinden bir şekilde çıkması
gerekiyor. Roman’ın zaten Bloodline olayları bir sonuca varmadan -ki uzun
soluklu bir şeyler izleyeceğiz gibi duruyor- bir kemer ihtimali zaten
olmayacaktır. Hatta belki de Rock dönerse Roman’a yardım için de dönebilir
gibi. Roman da part timer takılırken bu
feud baya uzayacaktır.
İhtimaller bir yana tahmine
geçersek face tarafın oldukça güçlü olduğu bariz gibi duruyor. Roman vs Solo
maçı izlemeden bu feud bitmeyeceği için bu maça veya belki de maçlar serisine
yol açabilecek bir şekilde, Roman’ın Solo’yu pinleyerek kazandığı bir senaryoyla
maçın face taraf tarafından kazanılacağını düşünüyorum. Fatu, çok güçlü bir
karakter olarak gösterildiği için tuş olmayacaktır. Ancak Loa ve Tonga’nın
müdahalelerine Randy ve Owens engellemek için bir şey yaparlar mı onu da merak
etmiyor değilim. Kimse bir şey yapmasa da bence iki büyük main eventer, son iki
Wrestlemania’nın main event tarafları bu maçı kaybetmeyeceklerdir.
Tahmin: Cody Rhodes &
Roman Reigns
--
Tüm Match Card’a
baktığımızda gerçekten de tüm feudların oldukça uzun süredir devam eden feudlar
olduğunu görmekteyiz. Her iki Kadınlar kemer mücadelesi de arkasında yıllara
dayanan husumetleri içermekte. Priest vs Balor maçı da yine ihanetle başlayan
bir dostlukla ihanete varan bir düşmanlığı içeriyor. Punk vs Drew feudu zaten 1
yıldır devam ederken, main event’teyse 4 yıllık Bloodline sürecinin geldiği en
uç noktalardan birini görmekteyiz. O yüzden sonuçları bakımından bundan sonraki
feudların gidişat yönleri bakımından da önemli bir PPV diyebilirim. Bu PPV
sonucuna göre Nia-Tiffany Stratton süreçleri, Judgment Day feuduyla ilintili
maçların sonuçlarını, Punk’ın ve Drew’un so maç sonrasında gidecekleri yolları
ve Roman Reigns & Cody Rhodes ilişkisini oldukça merak etmekteyim. Tüm bu
maçların dışında bir de bir ana kemer maçı izleseydik güzel olabilirdi diye
düşünüyorum.
Yılın yavaş yavaş sonuna geldiğimiz
bu günlerde güzel bir PPV izlemeyi umut ediyorum, herkese iyi seyirler.