ARA

14 Aralık 2024 Cumartesi

Saturday Night's Main Event XXXVII 2024 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri

 


WWE SATURDAY NIGHT’S MAIN EVENT XXXVII – 14 ARALIK 2024 CUMARTESİ
Uniondale Newyork – Nassau Veterans Memorial Coliseum

Yılın artık son PPV’sine geldik. Son birkaç yılda Aralık ayını boş geçerken daha öncelerinde de TLC görmeye alışkındık. Ancak bu kez, WWE tarihinde çok özel bir konumda olan bir marka ismi olan Saturday Night’s Main Event’in geri dönüşünü görmekteyiz. Tam bir 80’ler nostaljisi yaşatacak olan bu şov aslında benim gibi aşağı yukarı 20 senedir güreşi takip eden birisi için bile eski bir olay. Profesyonel güreşin bugünkü kadar büyük bir show business olmadığı dönemler olan 80’lerde popüler olan Saturday Night’s Main Event, bir nevi o dönemin PPV’si sayılabilecek bir nitelikteydi. 1985’ten 1992’ye kadar NBC’de bir Late Night şovu olarak ekranlara gelmişti. O dönemin Amerika’sı için özel bir şov olarak yapılmak istenen bu şovlarda genellikle squash maçlar şeklinde geçen haftalık şovlara nazaran önemli maçların ekrana geldiği bir event olarak görülmekteydi. Özellikle 80’li yılların sonunda NBC’ye ciddi bir reyting getiren bu şov, Hulk Hogan gibi bir efsane ismin kablolu televizyon yayınlarında bedava olarak güreşmesiyle ciddi bir etki de yaratmıştı. Şov o kadar büyük bir etki yaratınca WWE The Main Event adında yeni bir marka da yaratılmış ve yılda bir kez Ocak-Şubat aylarında ekrana gelecek bir şov da düzenlenmeye başlamıştı. Öte yandan Saturday Night’s Main Event için de net bir düzenden söz etmek pek mümkün değildi. Keza yılın birkaç ayında ekranlara gelen bir şov olarak karşımıza çıkmaktaydı.

80’li yıllar şov için oldukça güzel ilerlerken 90’lı yıllarda reytingler düşmeye başlamıştı. NBC’nin NBA’in yayın haklarını satın almasıyla beraber şov, Fox’a geçmişti. Ancak Saturday Night’s Main Event XXXI ile beraber 1992 yılında şov rafa kaldırılmıştı. Zaten 1993’te Raw’ın yayımlanmaya başlanması, sonrasında PPV düzenlerinin oturmasıyla beraber de uzun yıllar ekranlara gelmeyen nostaljik bir marka olarak akıllarda yer edinmişti Saturday Night’s Main Event. 1985-1992 yılları arasında birçok kemer maçına ve birçok önemli ismin ringlere çıkmasına da vesile olmuştu. Hulk Hogan başta olmak üzere Bob Orton, Andre the Giant, Terry Funk, Jake Roberts, Harley Race, Ultimate Warrior gibi isimler önemli maçlarda ringlerde gözükmüşlerdi.

1992 yılının ardından 2006 ile 2008 yılları arasında şovun yeniden canlandırılmaya çalışıldığını gördük. Yine NBC çatısı altında şov ekranlara gelirken genellikle 1 saatlik özel şovlar olarak gözükmeye başlamıştı. 5 Saturday Night’s Main Event’in ardından da bir kez daha rafa kaldırılmıştı. Velhasıl 2024 yılına geldiğimizde bir kez daha NBC ile anlaşılırken tam anlamıyla nostaljik bir temayla şov duyurulmuştu. Bir kereye özgün bir şov olmayacağı anlaşılırken örneğin 2025 Ocak ayında şovu bir kez daha izleme şansına erişeceğiz. 80’lerdeki popülerliği yakalama konusundaki başarı oranının ne düzeyde olacağı da merak konusu olacağa benziyor. Çünkü haftalık şovlar artık çok daha önemli bir seviyede. Bunun dışında normal de bir PPV takvimi mevcut. O yüzden Saturday Night’s Main Event’in duracağı yer oldukça merak uyandırıcı olacak gibi.

2 saatlik bir şov olarak planlanan 37. Saturday Night’s Main Event, yine NBC’de ekranlara gelecek. Hem de ilk şovun yapıldığı arenada gerçekleşecek. Şovu sunan isimlerden biri de o dönemki sunuculardan Jesse Ventura olacak. Güzel bir nostaljik hava esintisiyle Match Card’a baktığımızda da iki ana kemerin de ortada olduğunu görüyoruz. Gunther, kemerini Finn Balor’a ve Damian Priest’e karşı korumak için ringe çıkacakken gecenin asıl olayındaysa Cody Rhodes ve Kevin Owens’ın kemer mücadelelerini izleyeceğiz. Öte yandan Liv Morgan da kemerini korumak için Iyo Sky ile maça çıkacakken tarihin ilk Women’s United States şampiyonunu da bu şovda göreceğiz.


Singles Match for the Women’s World Championship
Liv Morgan(c) vs Iyo Sky

Rhea Ripley ile uzun süreli feuduna arka alanda devam eden Liv, son dönemde Raquel’i yanına alarak güçlenme, Ripley’i yeniden sakatlama ve tarihin ilk Kadınlar Crown Jewel şampiyonluğu gibi kazanımlar elde etse de Survivor Series döneminde Rhea’nın dönüşüyle takımı WarGames maçını kaybetmişti. Kaybederken de Rhea, kendisini tuş etmişti. Rhea, Liv’in peşini bırakmazken bir yandan da onun yokluğunda yeni bir Contender ortaya çıkmıştı. Son dönemde Damage CTRL’ün de face turn yapmasıyla zaten seyirciler arasında çok sevilen Iyo, son dönemde iyice hak ettiği tepkileri almaya başlamıştı. İlk olarak Crown Jewel’da Sane ile beraber çoklu bir Tag Team maçında Women’s Tag Team kemerleri için maça çıkarken oradan boynu bükük ayrılmışlardı. Ancak sonrasında 4 Kasım Raw’daysa önemli bir şans elde etmişti.

Crown Jewel sonrasında 4 Kasım Raw’da Morgan, ringde kutlama yapmak için bulunurken, Monday Night Morgan'a hoş geldiniz dedi. Yeni Crown Jewel şampiyonunuz bana sıcak bir hoş geldiniz diyin dedi. Liv Morgan's Revenge Tour resmen sona erirken, Liv Morgan's World Tour ile devam ediyoruz dedi. Bu hafta Tiffany Stratton'ı yendim, Rhea Ripley'i de üçüncü kez indirdim dedi. Bu kez onu çok çok uzun bir süreliğine gönderdim dedi. Sonra da dünyanın başka bir yarısına geçtim, Nia Jax'i yendim ve Yeni ve tek Women's Crown Jewel şampiyonu oldum dedi. Bütün yapacağımı söylediklerimi yaptım, ben gelmiş geçmiş en büyük Women's şampiyonuyum dedi. Mikrofonu Dominik aldı ve doğal olarak müthiş bir boo'lama yükselmeye başladı. Dominik konuşamadan Jade Cargill'in müziği çaldı. Cargill'le beraber de Bianca geldi. Bianca, geçtiğimiz haftaki yüzleşmeyi unuttuğumuzu sanmıyorum derken Jade de beklemekten de yorulduk dedi. Tag Team kemerlerini istiyorsanız, şans ayağınıza geldi dedi. Morgan sözü aldı ve siz kabaca bizi bölmeden önce bir kutlamanın ortasındaydık dedi. Sizin de dediğiniz gibi Cumartesi günü siz de galibiyetle çıktınız neden bu kadar sinirle geldiniz ki dedi. Sonra da bunun ne olduğunu biliyorum dedi. Bianca, konu senin kendini en güçlü, en hızlı, en zorlu, en sert olmanla alakalı değil mi dedi. En iyisi olduğunu düşünmenle alakalı mı yoksa dedi. Buradaki problem şu ki takım arkadaşın da senin düşündüğünü kendisi için düşünüyor dedi. Gerçek bir dostluk için de olduğumuz Raquel ve benim aksime birbirinizi seviyormuşsunuz gibi davranabilirsiniz dedi. Buradaki herkes biliyor ki beraber olmanızın tek nedeni bu takım kemerleri dedi. Bianca da ne yapmaya çalıştığını görüyorum ve bu çok işe yarar bir şey değil dedi. Eğer bu teorini bir test edelim istiyorsan neden maç yapmıyoruz ki dedi. Morgan da Raquel'e ne düşünüyorsun diye sordu. Raquel de bu bir kutlama gecesi gibi diyip sözüne başlarken Adam Pearce geldi. Birbirinizden uzaklaşın lütfen dedi. Raw'ı bu şekilde başlatmıyoruz dedi. Sakinleşmenizi ve geriye çekilmenizi istiyorum dedi. Morgan da patronu dinleyin ve ringimi terk edin dedi. Sonra da Jade, Bianca'nın sırtına saplayacağı

bıçak için de dikkat et dedi. Öyle diyince Bianca durdu, Morgan da ne oldu, dediğimi beğenmedin mi dedi. Hadi bir şey yap ama hiçbir şey yapamayacaksın dedi. Ama Bianca sağlam bir tokat atarak Morgan'ı yere indirdi. Pearce yine araya girdi ve yeter dedi. Pearce bu kaosu durdurmak istiyorum dedi. Morgan'a döndü, Rhea'ya yaptıklarından sonra bir #1 contender olmayacak mı sanıyorsun, yanlış düşünüyorsun çünkü o kemerini koruyacaksın dedi. Bu gece bir Battle Royal olacak ve kazanan Women's World kemeri için #1 contender olacak dedi. Ayrıca Women's Tag Team şampiyonları da o Battle Royal'in içerisinde olacaklar dedi. Maç başlasın dedi ve güreşçileri ringe çağırdı. Maç başlarken Ivy Nile, Maxxine'i eledi. Son dörde Bianca, Jade Cargill, Lyra Valkyria ve Iyo Sky kaldılar. Raquel maça karışıp, Bianca'nın saçlarından tutarken Cargill de Bianca'yı düşmemesi için tuttu. Ancak Morgan da Raquel'e destek olunca hem Bianca hem de Cargill elendiler. Raquel ve Morgan kaçarlarken Bianca ve Jade peşlerinden geldiler. Ringdeyse Iyo ve Lyra kaldı. Maçı kazanan Iyo, yeni #1 Contender oldu.

11 Kasım Raw’da Iyo ve Sane ile arka alanda röportaj yapılırken Iyo, Liv için hazır olduğunu söyledi. Ama Bianca ve Jade beni rahat bıraksınlar dedi. Sane ise bu gece başka bir işimiz var dedi. Kelly, onlara 6-Women Tag Team maçları olduğunu söylerken ikilinin yanına return yapan Dakota Kai geldi. Kai çok mutluyum ama bir o kadar da PFC'ye sinirliyim dedi. Kariyerimden 3 ay aldılar dedi. Damage CTRL yanımdayken kimse beni indiremez dedi. Buraya herkese Damage CTRL'ün ne olduğunu hatırlatmaya geldik dedi. Aynı gece Damage CTRL vs Pure Fusion Collective maçı yapılırken Iyo, Bazsler'ı tuşladı ve Damage CTRL maçı kazandı. Daha sonraları Survivor Series WarGames’e odaklanılırken Ripley’in de dönüşüyle Iyo, Naomi, Cargill, Bianca’dan oluşan face takım karşısında Morgan da takımına Nia, LeRea, Raquel ve Tiffany Stratton’dan oluşturdu. Sonrasında Cargill’in arka alanda uğradığı arabalı saldırı sonrasında face takıma Bayley eklendi. Survivor Series’te de Ripley’in Liv’i tuş etmesiyle face taraf WarGames’ten galibiyetle ayrıldı.

Survivor Series sonrasında 2 Aralık’a Raw’a geldiğimizdeyse Liv Morgan & Raquel vs Damage CTRL maçı izledik. Raquel'in Sane'i pinlemesiyle Liv ve Raquel maçı aldılar. Maç biter bitmez Raquel ve Liv, Iyo ve Sane'e saldırmaya devam ettiler. Bunun üstüne Rhea geldi ve Rhea gelir gelmez Morgan kaçtı. Raquel ve Rhea birbirlerine girerlerken Rhea, bir kafa attı. Sonra Rip Tight'a almak istedi ama Raquel onu Sleeper'a çevirdi. Ama Rhea, toparlanıp Clothesline ile Raquel'i dışarı yolladı. Kafasını spiker masasına vurmaya başlarken Morgan ona arkadan saldırdı ama Rhea, ring postuna doğru sürükleyerek Morgan'ın sırtını oraya vurdu. Ama Raquel Rhea'ya bir tekme atıp sonra da onu sakat yüzüne doğru spiker masasına fırlattı. Görevliler araya girip iki tarafı birbirlerinden ayırdılar. 9 Aralık Raw’daysa Liv Morgan vs Dakota Kai maçı izledik. Maçı kenardan Pure Fusion Collective de izledi. Kai de dikkati dağılsa da onlara ara ara saldırdı. Ama en sonunda Morgan  avantajı bu sayede aldı ve maçı kazandı. Maçtan sonra Pure Fusion Collective, Kai'ye saldırmaya başladılar. Kai'nin yardımına da Iyo ve Sane geldiler.  İki isim ringi temizlediler. Özellikle Iyo'nun taklaları ve Double Dropkick'i çok iyiyken, Sane de dışarı taşan ekibe Crossbody ile uçması çok iyiydi.  Ancak Iyo ringde tek kaldığında da Liv'den Oblivian yedi. Gecenin sonundaysa Rhea Ripley vs Raquel Anything Goes Match gerçekleşti. Raquel ringe doğru gelirken Ripley ona arkadan saldırdı ve iki isim birbirlerine girmeleriyle maç öyle başladı. DQ’nun da olmadığı için maç oldukça sert bir şekilde geçti ve oldukça Weapon kullanıldı. Rhea, bir sürü sandalyeyi yere serip Rip Tight'a hazırlanırken Morgan geldi. Rhea, Morgan'ı da ringe çekse de Raquel toparlandı. En son Morgan, Rhea'ya Oblivian çekerken bu sefer de Iyo geldi. Springboard Dropkick ile Morgan'ı dışarı yolladı. Sonra da nefis bir Suicide Dive ile ona doğru uçtu. Rhea da sandalyeye doğru Raquel'e Rip Tight çekerek maçı aldı.

Görüldüğü üzere Iyo, 1 ayı aşkın bir süredir #1 Contender olsa dahi Morgan vs Ripley arasında devam eden uzun süreli rekabetçi feud bu feudun da önüne geçmiş durumda. Böyle bir ortamda Morgan’dan kemer kaybı beklemek zaten çok anlamsızca olacaktır. Iyo ise her zamanki yeteneğiyle ringe fark yaratacakken bu şekilde değerli bir biçimde kullanılmasını da oldukça doğru buluyorum. Tabi Survivor Series’te keşke Bayley ile olan geçmişine de değinselerdi ama nedense o da boş geçildi. Zaten o maç bir önceki yazımda da bahsettiğim üzere oluşturulma biçimi bakımından beni tatmin etmeyen bir maçtı zaten. Neyse, umuyorum Iyo orta vadede tekrardan bir kemer kazanımı elde eder.

Tahmin: Liv Morgan


Triple Threat Match for the World Heavyweight Championship
Gunther(c) vs Finn Balor vs Damian Priest

SummerSlam’den bu yana devam eden Gunther – Priest – Balor üçgeninde bir Triple Threat ile karşı karşıyayız. SummerSlam’den önce King and Queen of the Ring’de Randy Orton’ı yenerek King of the Ring unvanını alan Gunther, aynı zamanda unvanı almakta kalmamış, SummerSlam için bir şampiyonluk maçı hakkı da kazanmıştı. O dönem Wrestlemania 40’da Drew McIntyre’a karşı cash-in yapmasıyla beraber şampiyon olan Damian Priest de kemerini bir şekilde SummerSlam’e kadar getirmeyi başarmıştı. Aslında heel bir karakter olmasına rağmen şampiyonluğu kazandıktan sonra savaşan bir şampiyon olmak isteyen Priest, bu doğrultuda Balor’ın ve Judgment Day’in yardımlarından kurtulmak istemişti. Bu sebeple de özellikle Balor ile birçok kez çatışmıştı. Zaten bu olaylar olmadan önce bir önceki sene Balor’ın Seth Rollins ile girdiği kemer mücadelesinde de o dönem MITB çantasını elinde tutan Priest, birçok kez Balor’ın yanlışlıkla işine yaramayacak şeyler yapmış ve onun maçları kaybetmesine neden olmuştu. Daha sonrasında Balor’ın ısrarlarıyla da ekibe JD McDonagh katılmıştı ki Priest buna uzun bir süre direnmişti. Ek olarak Wrestlemania 40’daki Tag Team kemer kayıplarıyla beraber Liv Morgan’ın ekibe dahil olma çabaları da ikilinin arasını fazlasıyla açmıştı. Priest, Morgan’a karşı Ripley’in tarafında yer alırken Balor ise özellikle Tag Team kemerlerinin Judgment Day’e dönmesiyle Liv’e daha sıcak bakmıştı. Tüm bunların birikimiyle SummerSlam’e gittiğimizde de Judgment Day için resmen ihanetler gecesini yaşamıştık. Gecenin başındaki Kadınlar kemer mücadelesinde Dominik, Rhea’ya ihanet edip Liv Morgan’ı seçerken World Heavyweight kemer maçında da Balor, Priest’e ihanet ederek Gunther’in şampiyon olmasını sağlamıştı.

SummerSlam sonrasında Balor, Dominik, Liv Morgan, Carlito ve JD’den oluşan yeni bir Jugdment Day kurulurken Priest ve Rhea da bu yeni Judgment Day’in peşini bırakmamışlardı. Bash in Berlin’de Priest ve Rhea, Dominik ve Liv Morgan’ı yenerlerken aynı gece Gunther de kemerini Randy Orton’a karşı korumayı başarmıştı. Bad Blood’a geldiğimizde Priest, Balor’ı JD ve Carlito’ya rağmen yenerek feudu bitirdiğini düşünürken yavaş yavaş Gunther’e de rövanş için mesaj göndermeye başlamıştı. Crown Jewel’a kadar Sami Zayn ile feuda girip kemerini koruyan Gunther ise Crown Jewel’da Cody Rhodes ile Crown Jewel şampiyonluk maçına çıkmış ancak ani bir tuşla maçı ve kemeri kazanma şansını kaybetmişti. Survivor Series’e giderken ise Priest’in Sheamus, Seth Rollins ve Dominik’in olduğu Fatal four way maçında #1 Contender olmasıyla da Survivor Series için kemer maçı kesinleşmişti. Balor, bu duruma sinirlenirken yine de feuda hiç karışmamış ancak Survivor Series’deki maça müdahil olarak bir kez daha Priest’in Gunther karşısında dezavantajlı bir durumda olmasını sağlamıştı. Maç aynı SummerSlam'deki gibi sert geçerken Priest, maçın başında çektiği Shoulder Block sonrasında omzundan sakatlandı, Gunther de sürekli oraya saldırdı. En son iki isim de turnbackle'dayken Priest ring dışına, Gunther de ringe düştü. O esnada hakem önce Priest'i sonra Gunther'i kontrol ederken  Balor geldi ve çelik merdivenlere çıkıp Priest'e Coupe de Grace çekti. Gunther de toparlandı ama önce Balor'a bir Big Boot çekti. Sonra Priest'i ringe alıp Powerbomb'ladı. Omzu üstünden Submission yaparak da kemerini korudu.

Gunther’in Balor’a Big Boot çekmesinin aslında temel birkaç sebebi var. Gunther, 666 günlük Intercontinental reign’inde bile birçok önemli ismi devirirken hep temiz bir şekilde devirmeyi başarmıştı. Heel bir karakter olmasına rağmen, gimmick’i gereği elit bir seviyede olduğu gözüken Gunther, yardıma ihtiyacı olmadan rakiplerini yenen, saygılı bir şekilde saygısızlık yapan bir karakter. Böyle bir karakterin yardımlı bir şekilde maç kazanması, onun karizmasını zedeleyebilecek bir şey. Balor yüzünden hep SummerSlam’de hem de Survivor Series’te Priest’i yardımlı bir şekilde yenen bir isim olarak anılmış olacak. Öte yandan Crown Jewel’da da Cody’e kaybetmişti. Böyle bir durum, Gunther de güven problemi yaratırken zaten Priest de bunun üzerinde durmuştu. O yüzden de Balor’ın de işin içine girdiği bir kemer mücadelesinin olması biraz şart gözükür bir hale gelmişti.

2 Aralık Raw’da Gunther vs Dominik Mysterio maçını izlerken Gunther maçı aldı. Maçtan sonra Balor, Gunther'e saldırdı ve Slingblade çekti. Sonra da Running Dropkick ve Coupe de Grace çekti. Dominik'e döndü, izle ve öğren evlat dedi. Üst üste iki tane daha Coupe de Grace çekti. Balor, maçtan önce Gunther'den kemer için bir maç istemişti ama Gunther bunu reddetmişti. Bunun yüzünden de Balor, Gunther’e saldırarak kemer için meydan okumuştu. En sonunda da bu maç öncesinde Gunther vs Finn Balor şeklinde açıklanırken 9 Aralık Raw’da yaşananlardan sonra Triple Threat’e dönmüştü. Cumartesi günkü maç için Balor ve Gunther yüzleşirlerken Priest geldi. Girişin orada Carlito ve JD üstüne koşarken onları Clothesline ile indirdi. Sonra da Dominik'e saldırıp bariyerlere itti. Aynısını Balor ve Carlito'ya da yaptı. Balor direnmek istedi ama Priest onu ringe yolladı. Ringde de Gunther'le  beraber Balor'ı indirdiler. Ama Gunther en son Priest'i Clothesline ile yere serdi. Sonra da spiker masasını Priest için hazırlamaya başladı. Onu Powerbomb pozisyonuna alırken Balor, Gunther'e Slingblade çekti. Sonra da Running Dropkick ile çelik merdivenlere gönderdi. Ardından da Priest'e saldırmaya başladı. Ama geri dönüp Gunther'e Coupe de Grace çekti. Judgment Day ringe dönerken Priest de tek başına onlara yetti. Hem Dominik'i hem JD'yi Double  South of Heaven pozisyonuna alırken Balor'ın gelişiyle Jugdment Day dörde bir sonunda Priest'e üstün gelebildiler. Balor da Priest'e bir Runnnig Dropkick çekti. Üç Coupe de Grace ile sekansı üstün kapattı. Arka alanda Judgment Day yaptıklarını kutlarken yanlarına Pearce geldi. Pearce, yine bir Raw yine bir Judgment Day hareketi dedi. Gunther'le konuştuğunu ve yaptıklarının bir sonucu olacağını söyledi. Cumartesi günkü maçın Triple Threat olarak dönüştürüldüğünü ve maça Priest'in eklendiğini duyurdu. Balor da buna sinirlenirken sorun değil, şampiyon olduğumda sadece Gunther'i değil Priest'i de yenip olacağım dedi. Pearce da şampiyonluklardan bahsetmişken önümüzdeki hafta sen ve JD kemerlerinizi War Raiders'a karşı koruyacaksınız dedi. Ve işin en önemli kısmıysa Judgment Day, ring kenarından menedilmiş olacak dedi ve gitti. Ekip buna delirirken Morgan araya girdi. Finn sakin ol, her şey kontrol altında, peki bu akşamki maçımız için ben ve Raquel'e bir önerin var mı dedi. Kazanmak için Finn'i dinlemek istiyoruz dedi. Finn de bana birkaç dakika vermelisin, kendime gelmeliyim dedi.

Maç için tahmine geçersek ben şu an için herhangi bir kemer değişimi beklemiyorum, yani Gunther kemerini koruyacaktır. Üzerinde son olarak durmak istediğim bir şeyse Balor – Dominik arasında alevlenen bir gerilim olduğu ve bunun sonucunda iki isimden birinin bir face turn yapacağı. Aslında ilk daha Morgan, Judgment Day’in içine sızmaya çalışırken ana karakter Dominik gözükse de Balor da bu işin içinde bir yerlerde gibi duruyordu. Örneğin Morgan’ın Dominik’e otel kartını verdiği bir bölüm sonrasında Balor, onu Dominik’in elinden almış ve sonrasında bu davranışını Dominik’i korumak ve çöpe atmak için aldığı yönünde açıklamıştı. Ama ertesi hafta Morgan arabadan arenaya girerken çok odaklanılmasa da Balor da yakında bir yerlerde görünmüştü. Tabi daha sonrasında Rhea’nın da dönüşüyle esas hikaye Dominik üzerinden ilerlerken bu doğrultuda bir şeyler görmemiştik ancak son dönemde Dominik’in ana kemer için uğraşması da yine Balor’ın sinirini bozmuştu. Balor ve JD Tag Team kemerlerini korurlarken War Raiders ile girdikleri feudda da zaten bu konu gündeme gelmiş, Ivar Balor’a “Dominik senin sahip olmadığın şanslara sahip oluyor, senin genel öfkenin sebebi bu” demişti. Arka alanda da yine birkaç kez Dominik ile de sürtüştüğü olmuştu Balor’ın. O yüzden buradan ilginç şeyler çıkacak gibi duruyor. Ancak biraz daha beklemekte fayda var. Gunther için ise Wrestlemania için ben hala Brock Lesnar ihtimalinin olduğunu düşünüyorum.

Tahmin: Gunther

 


Tournament Final for Inaugural WWE Women’s United States Championship
Michin vs Chelsea Green

8 Kasım Smacdown’da GM Nick Aldis tarafından bizzat duyurulan Women’s United States kemerinin tarihteki ilk şampiyonunu resmen bu maçla beraber belli olacak. Aldis’in duyurusundan birkaç hafta sonra Raw’da GM Adam Pearce’ın da Women’s Intercontinental kemerini duyurmasıyla beraber artık resmen her iki brand’de de kadınlar kategorisinde de mid carder kemerlere sahip olacağız. Women’s Tag Team kemerleri şu anda iki brand için de ortak kullanılırken erkeklere kıyasla aradaki tek fark onun da brand’leşmesi diyebiliriz. Öte yandan WWE’de kadınlar kategorisinin daha da zenginleşmesi gerektiğini düşünsem de mid carder seviyesinde kemer getirme fikri de gerçekten enteresan olacak gibi duruyor. Keza Kadınların ana kemerleri dışındaki feudları çok ilgi çekici olmazken ortaya bir kemer mücadelesi koymak biraz daha heyecanı arttırabilir gibi. Bunun dışında ne kadar PPV’lerde gözükür kemerler olacaklar veya ne kadar önemli senaryolara konu olacaklar orası da bir muamma tabi. Böyle bir açıdan da riski içeriyor, gün sonunda bunlara gerek yoktu düşüncesi de yanlış booking sonucu karşımıza çıkabilir gibi.

Ben o bu sebepten kaynaklı her iki kemerde de yüksek perdelerden giriş yapabileceğimizi düşünüyorum. Aldis’in 8 Kasım’daki duyurusunun ardından başlayan turnuvada ilk olarak 15 Kasım Smackdown’da Candice LeRea vs B-Fab vs Bayley maçı izledik. Bayley, B-Fab üzerinden bir roll-up ile maçı aldı. 22 Kasım Smackdown’daysa esas olay patladı diyebiliriz. İkinci ilk tur maçında Bianca Belair vs Blair Davenport vs Chelsea Green maçı izledik. Ancak maç devam ederken Cargill'e bir arabanın çarptığını ve arabanın üstünde hareketsizce durduğunu gördük. Bianca maçı bırakıp arka alana gitti. Çığlık atıp ne olduğunu anlamaya çalışırken Naomi ve Bayley de oradaydı. Bianca onlara burada kalmalarını, onun takım arkadaşı olduğunu söyledi ve ambulansa bindi. Aldis de görevlilere olayın ne olduğunu çözmelerini istedi. Green de o esnada maçı kazanmayı bildi. Kendisine araba çarpan Cargill o tarihten bu yana ekranlarda gözükmezken Survivor Series’te de Kadınlar WarGames maçından çıkmış ve yerini Bayley almıştı. Ayrıca 29 Kasım Smackdown’daki üçüncü ilk tur maçındaki yerini de Lash Legend’a bırakmak zorunda kalmıştı. O tarihte yapılan Michin vs Lash Legend vs Piper Niven maçında da maç devam ederken Chelsea, Michin'e laf atınca B-Fab yardıma geldi ve Chelsea'ye saldırdı. Sonra da onu kovalayarak uzaklaştırdı. Maçı alan Michin üst tura yükseldi. 6 Aralık Smackdown’da da Tiffany Stratton vs Elektra Lopez vs Noami maçı izledik. Naomi maçı bitirecekken LeRea geldi. Naomi yine üstünlüğü aldı ama Tiffany ona ve Lopez'e Springboard Swanton ile uçtu. Sonra da Lopez üstünden Prettiest Moonsault Ever ile maçı kazandı.

13 Aralık Smackdown’da yapılan yarı finaller sonrasında bu şov için oldukça sürpriz iki ismin finale çıktığını gördük. Önce Michin, Tiffany Stratton’ı yenerken sonrasında da Chelsea Green, Bayley’i yendi. Tiffany’nin Miss Money in the Bank, yani gelecekteki şampiyon olduğunu düşünürsek bir dönem Miz gibi hem mid carder kemeri elinde tutup hem de United States kemerini elinde tutabilirdi. Veya Bayley gibi bir main eventer kadın güreşçinin, son Royal Rumble şampiyonunun neredeyse temiz bir şekilde yenilgi alması da bence sürprizdi. Yarı finaller öncesi Bayley vs Tiffany Stratton maçı yakın dönemki feudları da baz alırsak daha olasıydı kesinlikle. Ama ben hem Michin’i hem de Chelsea’yi izlemekten de keyif alıyorum. Michin zaten çok iyi bir ring içi yeteneğine sahip bir doğal face. Ancak öte yandan Chelsea Green ise gerçekten müthiş bir gimmick içerisinde. Ring içi yeteneği bence kısıtlı ancak sakar, şaşkın ama biraz da sempatik gelen görüntüsüyle heel bir karakter olmasına rağmen seyircilerden de oldukça güzel tepkiler alıyor. Seyircileri böylesine çekmesi de ister istemez push’lanmasına veya televizyonda aktif olarak yer almasını da sağlıyor. O yüzden ben her iki ismin de bu şansı elde etme ihtimallerinden çok mutluyum. Zaten birkaç ay öncesinde de yine iki isim bir feud içerisindelerken tarihin ilk Dumpster maçını da yapmışlar ve maçı da Michin kazanmıştı. Sonrasında Chelsea yine komik segmentler içerisinde yer almış ve kendisine deyim yerindeyse kokarca muamelesi yapılmıştı. Ben burada Chelsea’nin seyirci etkisiyle kemeri kazanabileceğini düşünüyorum. Ama Michin de son dönemde push’lanıyor, onun da kazanması çok sürpriz olmayacak bence. Kenarda Piper Niven’ın olması tabii, bir şekilde Chelsea’ye maçı kazandırabilir. Yine de kim olursa olsun bence iyi bir seyirci desteği alacak kazanan kişi.

Öte yandan Jade Cargill’e araba çarpmasıyla beraber ringlerden uzak kalışı hem buradan şampiyon olarak çıkacak kişiye doğrudan fayda sağlayacak gibi duruyor. Keza hem Jade Cargill turnuvadan çekilmek zorunda kaldı hem de Bianca, Cargill’e yaşananların etkisiyle kendi maçını bırakmak durumunda kaldı. Yüksek perdeden girişten kastım da biraz buydu bence. Buradaki şampiyonluk maçı ve bu maçın sonucunun buraya bağlanması veya şampiyon olacak kişiye oklar yönelirken ters köşe yapılması vs. ilgi çekici olabilir diye düşünüyorum.

Tahmin: Chelsea Green


Singles Match
Sami Zayn vs Drew McIntyre

Ekim ayındaki Bad Blood’da oldukça sert geçen Hell in a Cell maçının ardından bir süredir ekranlarda gözükmeyen Drew McIntyre, geri dönüşünü Survivor Series sonrası Raw’da gerçekleştirmişti. Neredeyse 1 senedir Punk ile feud içerisinde olan Drew, bu süre zarfında SummerSlam’de önemli bir galibiyet alırken üst üste hem Bash in Berlin’de hem de Bad Blood’da yenilgiler yaşayınca feudu da resmen kaybetmişti. Geri dönüş yaptığında ise ilk hedefi zaten yılın başında da feud içerisinde olduğu Sami Zayn olmuştu. Hatırlarsanız geçtiğimiz yılın sonlarında ve bu yılın başlarında Drew heel turn geçirmiş ve hel turn geçirdikten sonra da birçok düşman elde etmiş, birçok kişiye saldırılar gerçekleştirmişti. En katlanamadığı isim olan Jey Uso ile mücadele verirken bir yandan Cody, Seth Rollins ve Sami Zayn gibi isimlerle de paralel feudlar geçirmişti. Sami Zayn ile 23 Ekim 2023 Raw’da ve 4 Aralık 2023 Raw’da maç yapmışlar ve Drew iki maçı da kazanmayı başarmıştı. Hatta Drew, 4 Aralık’taki maçtan sonra arka alanda da Sami’ye saldırmıştı. Drew bu süreçte Kasım ayındaki Survivor Series’te de Judgment Day’e katılırken Sami’nin de olduğu face isimlerle ve tüm düşmanlarıyla karşı karşıya gelmiş ancak maçı kaybeden tarafta olmuştu. En son olarak iki isim 29 Ocak 2024’te de karşı karşıya gelirlerken maçı kazanan yine Drew McIntyre olmuştu. Ardından da hem ana kemerin hem de Punk’ın peşinden koşmuş bu süre zarfında kemeri de almış ama Punk nefreti sebebiyle kemeri de kaybetmişti. Sami Zayn ise Wrestlemania’da Gunther’in 666 günlük Intercontinental reign’ini bitirdikten sonra bir süre şampiyon olmuş, ancak kemeri SummerSlam’de Bron Breakker’a kaybetmişti. Son olarak Survivor Series döneminde de Old Bloodline’ın, Jey’in ve Roman’ın yardımına koşmuş, ekip Punk’ı da yanlarına alıp toparlanarak New Bloodline’ı yenmeyi başarmışlardı.

Survivor Series sonrası 2 Aralık Raw’daysa Seth Rollins, Punk’ı yüzleşmeye çağırırken ikilinin arası gerilmiş ve onları ayırmaya Sami Zayn ve Jey Uso gelmişlerdi. Seth, Punk ile olan yüzleşmesinden sonra Sami ile konuşmaya başladı. Sami'ye, Jey ve Roman'la olduğundan daha yakınız biz dedi. Bu işe beraber girdik dedi. 20 yıl beraberdik, inişleri, çıkışları beraber gördük dedi. Biz de aileyiz dedi. Punk'la takım olup arkamdan vurdun ama değil mi dedi. Sami de dur sana bir şey hatırlatayım dedi. Punk'la takım olmayı ben istemedim, ama bir kişi eksiktik ve o da yardım etmeye meyilliydi, o yüzden de kabul ettim dedi. Ben seni istemiştim dedi. Sana iki kez sordum, sen de iki kez hayır dedin dedi. Roman'a canavar diyorsun ama o canavarı sen yarattın dedi. 10 yıl önce sırtına sandalye ile vurarak o canavarı sen yarattın dedi. Bu işte ellerin kirli değilmiş gibi davranmayı bırak dedi. Seth de zaten masummuşum gibi davranmıyorum dedi. O sandalyenin ona motivasyon olarak döndüğünü biliyorum dedi. Ben bunun için özür diledim, yargılandım ama bunun için sadece beni suçluyorsan bir aynaya bak çünkü sen de aynı şeyi yaptın dedi. Roman Reigns değişmedi dedi. Senden, Jey'den ya da herhangi birinden özür diledi mi, hayır dedi. O yılan CM Punk da değişmedi hiç dedi. İnatçılığım sorun değil, senin saflığın bir sorun dedi. Dürüst olmam gerekirse aptalca davranıyorsun dedi. Sami de gördüğüm kadarıyla öfke ve sinir dolusun dedi. Bu gece ringde seninle buluşmak benim için hiç sorun olmaz dedi. Sinirini çıkarmak istiyorsan benim için hiç problem değil dedi. Seth de bana uyar dedi ve ringi terk etti. Gecenin sonunda iki isim karşı karşıya geldiler. Aynı gece arka alanda Jey, kimliği belirsiz bir kişi tarafından saldırıya uğrarken Sami de maç içinde eline sandalye alıp Seth'i saldırıyı yapan kişi olarak suçladı. Seth de o ben değildim dedi. Seth ben böyle bir şey yapmam biliyorsun, git kankan Punk'a sor dedi. Sami de ikna olup sandalyeyi bıraktı. Bırakıp bırakmaz Seth, Small Package ile maçı aldı. Maçtan hemen sonra Seth, Sami'ye senin kalbini seviyorum ama aklınla düşünmeye başlaman gerek dedi. Sonra da ringi terk etti. Sami ise arkasını döner dönmez return yapan Drew McIntyre'dan Cleymore yedi.

9 Aralık Raw’da Drew'un arka alanda konuştuğu bir video ekranlara geldi. Drew, son Hell in a Cell maçının 24 yıllık kariyerinin en şiddetli maçı olduğunu söyledi. Sonunda da acı verici bir mağlubiyet aldım dedi. Doktorların söylemlerinin aksine Bad Blood sonrası Raw'da olabilirdim dedi. İskoç Savaşçı lakabının öylesine verilmediğini zaten defalarca kez kanıtladım, hak edilmiş bir şey bu dedi. Ama ailem bana ihtiyaç duyduğu için İskoçya'ya dönmeliydi dedi. 2024, Drew McIntyre için kariyer yılı olmalıydı ama bitiş çizgisinde yine kazıklandım dedi. Eve döndüğümde bu düşünce beynimde çalıyordu dedi. Peki ya yanılıyorsam ve diğer herkes haklıysa, ya insan değişirse ve benim hislerim yanlışlanırsa dedi. Ama sonra Survivor Series'i izledim, CM Punk'ın Roman Reigns ile yan yana duruşunu gördüm dedi. Yanlarında kim vardı dersiniz; Sami, Jimmy ve Jey vardı dedi. Hepsi aptal parmaklarını yukarı kaldırıyorlardı dedi. Bildikleri her şeye rağmen, Roman parmağını bir şıklattı ve hepsi birden yanına döndüler dedi. En azından Punk bir rüşvet aldı, geri kalan ise kendilerini bir hiç için sattılar dedi. İşte tam o an geri dönmem gerektiğini anladım dedi. İşte tam o an Sami'yi indireceğimi anladım dedi. İşte tam o an Jey'i indirmem gerektiğini anladım dedi ve geçen haftaki Jey'e olan saldırıya da açıklık getirdi. Evde geçirdiğim zamanımda her ne kadar istesem de geçmişi değiştiremeyeceğimi anladım ama şimdiyi değiştirebilirim ve geleceği de değiştireceğim dedi. Yine aynı şovda Sami Zayn, Seth Rollins ile arasını düzelttikten sonra Drew'a da mesaj gönderdi. Sami, Drew olayını halledeceğini, daha önce yaptığı gibi geri adım atmayacağınısöyledi. Burada oturup onun haklı olduğunu geri kalan kişilerin haksız olduğunu dinlemeyeceğim dedi. Bu işi başladığı gibi hızlıca bitireceğim dedi. Adam Pearce ile konuştum bile, Saturday Night's Main Event'te görüşeceğiz dedi. Mikrofonu bırakıp arka alana doğru giderken tam girişin orada Drew ona saldırdı. Yumruklamaya devam ederken görevliler araya girdiler. Bu haftanın esas olayı ise bence 13 Aralık Smackdown’da yaşandı. WarGames’te sakatlanan Jimmy, değnekle promo keserken konuşmasının sonunda Drew’dan Cleymore yedi. Böylece Drew, Punk ve Roman’ın yanında yer alan üç kişiye birden saldırmış oldu.

Tahmine geçersek ben Drew’un maçı kazanacağını düşünüyorum. Punk ile olan feudunu kaybederek ciddi yara alan Drew’a bir PPV galibiyeti şart. Öte yandan Wrestlemania için de hala Wade Barret düşüncemi korumaktayım. Drew, hala öfkesini ve kişisel nefretlerini bir kenara bırakabilmiş değil. Her ileri gittiğinde onu tek düşünen isim olan Wade Barret onu durdurmaya çalışmıştı. Yine bu davranışına devam ederse ikili arasındaki ipler gerilebilir gibi duruyor. Yine de tabi Wade’in çok uzun süredir güreşmediğini düşünürsek de biraz zorlu bir ihtimal gibi ama yine de bu umudumu koruyacağım. Ama biraz daha gerçekçi bakarsak da Drew’un Bloodline ve Punk obsesifliğinin de devam ettiğini görmekteyiz. Burada kendisine düşmanlar edinirken kendisi gibi bir düşünceye sahip olan Kevin Owens da sanki bu feudlara bir yerden girebilir gibi duruyor. Owens’ın da bir yerde Sami’ye salça olacağını düşünüyorum doğrusu. O yüzden Drew’un Wrestlemania yolunu biraz daha gözlemlemek gerek.

Tahmin: Drew McIntyre


Singles Match for the Undisputed WWE Championship
Cody Rhodes(c) vs Kevin Owens

Dostlukla başlayıp nefrete dönüşen, Kevin Owens’ın belli başlı haklı gerekçeleriyle heel turn yaptığı bu feud, gecenin main eventinin zeminini hazırlıyor. Kevin Owens’ın resmen zorla bir heel turn yaptığı bu ortamda işler yine dönüp dolaşıp Bloodline’a bağlı bir şekilde gelişti. Cody Rhodes’un diğer isimler gibi Bloodline’a karşı savaş açıp diğer isimlerden farklı olarak kazanmasının ardından Roman Reigns ile kurduğu geçici ittifak, Kevin Owens’ı da kaybetmesine neden olmuştu. Bundan sonrasında kendini kaybeden Kevin Owens, Randy Orton’ı sakatlamış ve sonrasında da Cody’nin peşini bırakmamıştı. Olayları daha iyi anlamak için biraz daha geçmişe gitmek gerekiyor gibi.

Wrestlemania 40’ın main eventinde Roman Reigns’i yenerek onun 3.5 yıllık title reign’ine son veren Cody, WWE’de de yeni bir dönemin başladığını ve bir bayrak değişimini resmen simgelemişti. Keza bu 3.5 yıllık dönemde Roman; yanına Jey’i ve Jimmy’i almış, sonraları Solo Sikoa’nın ve hatta Sami Zayn’in bir dönem katılımıyla WWE içerisinde resmen bir hanedanlık kurmuştu. Bu hanedanlık süresince de oldukça sert bir imaj çizerken kazanmak için her şeyin mübah olduğu bir anlayışla hareket etmiş ve önüne kim çıkarsa sahip olduğu sayı avantajını da kullanarak birçok ismi resmen ezip bitirmişti. Bu ezip geçtiği isimlerden biri de Kevin Owens’ın kendisiydi. 2020 yılının sonlarında, yani Roman’ın meşhur reign’inin ilk aylarında Owens, Roman’dan kemeri almak için çok uğraşmıştı. 2021 yılının başına kadar da sarkan bu feudda Roman, özellikle Jey’in de yardımıyla Owens’a gerçekten de çok kötü şeyler yapmıştı. Defalarca kez sayı avantajıyla Owens’ı çaresiz bırakmıştı. Golf Cart ile üstünden geçmişti. TLC öncesinde sandalyelerle, masalarla, merdivenlerle saldırmıştı. 1 Ocak 2021 Smackdown’da Owens ile Jey’in olduğu maça karışarak Owens’ı yukarıdan aşağıya doğru masaya fırlatmıştı. Owens bir türlü Roman’a diş geçiremezken aradan geçen 2 yılın ardından bu kez 2023 yılının başlarında Owens bir kez daha Roman’a meydan okumuş ancak bu kez daha kalabalık olan Bloodline’a yine diş geçirememişti. En sonunda tabii Sami Zayn bu duruma isyan ederek Owens’ın tarafına geçmiş ve tüm bu olaylar Wrestlemania 39’da Owens ve Sami’nin Uso’lardan Tag Team kemerlerini almalarıyla son bulmuştu. Ancak yine de bu kazanım, Roman’ın reign’ini sürdürürken Owens’ı da dişlinin bir parçası haline getirdiği gerçeğini değiştirmemişti.

Cody Rhodes ise Roman’ın tüm bu egoist ve güç zehirlenmesi kişiliği karşısında Roman’ın yanına Rock’ı da almasına rağmen pes etmemiş ve en sonunda da her şeyi kaybetmesini sağlamıştı. Önce Wrestlemania 39’da başaramamış, sonrasında Wrestlemania 40’da hikayesini bitirmişti. İşler bundan sonrası için daha farklı ilerlerken Roman da uzun bir süre ekranlardan uzak kalmış, onun yokluğunda da Solo Sikoa kendini Tribal Chief ilan etmişti. Solo; Roman döneminden kalma Jimmy, Heyman gibi isimleri temizleyerek Tama Tonga, Tonga Loa ve Jacob Fatu gibi isimleri yanına alarak yeni bir Bloodline kurmuştu. Solo, Roman’ın tıpkı bir zamanlar yaptığı gibi her şeye sahip olmak isterken ilk kurban olarak da Kevin Owens’ı seçmişti. Owens ise Wrestlemania döneminde Logan Paul’a karşı United States kemer feuduna girdiği Randy Orton ile bir yakınlık kurmuş ve bu sayede yeni Bloodline’a karşı savaşacağı bir dost edinmişti. İki isim Bloodline’ın güçlenip sayıca artmasıyla Backlash’te mağlup olmuşlardı. Solo, bir yandan güçlenmeye devam ederken bir yandan da gözünü Roman Reigns’in kaybettiği ana kemere yani Cody Rhodes’a dikmeye başlamıştı. Clash at the Castle’da Cody, kemerini AJ Styles’a karşı korurken maçtan sonra Bloodline kendisine saldırmış ancak yardıma Kevin Owens vs Randy Orton gelmişlerdi. Bunun sonucunda Money in the Bank’te iki taraf karşı karşıya gelirlerken o dönem Jacob Fatu’yu da ekibine katan Solo önderliğindeki yeni Bloodline, maçı kazanmayı bilmişlerdi. Böylelikle Solo da SummerSlam için Cody’e meydan okumuş ve böylece iki isim gecenin sonunda Bloodline Rules altında maça çıkmışlardı.

SummerSlam’deki maç beklendiği gibi bir kaos ortamında geçerken DQ’nun olmadığı bir ortamda doğal olarak Bloodline da maça fazlasıyla karışmıştı. Önce Loa ve Tonga gelirken onları durdurmak için Randy ve Kevin Owens gelmişlerdi. Ancak Jacob Fatu’nun da gelişiyle Solo doğal olarak üstünlüğü alırken, Fatu turnbackle’a çıkıp Cody Rhodes’a spiker masasına doğru uçunca kendini sakatlamıştı. Ringdeyse hem Solo hem de Cody yerdeyken Wrestlemania 40’daki kaybından bu yana ortalıkta görünmeyen Roman Reigns, return yapmış ve tarafını seçerek kendisi olmaya çalışan Solo Sikoa’ya saldırarak kemerin Cody’de kalmasını sağlamıştı. Roman Reigns’in dönüşüyle beraber Roman, kaybettiği kemerinden önce kaybettiği Tribal Chief’liği almak istemişti. Bunun için de yeni Bloodline’a karşı önce tek başına savaşmaya başlamıştı. Aynı dönemde Cody ise yaklaşan Bash in Berlin için rakip olarak Kevin Owens’ı seçmiş ancak Owens, son dönemde kariyerindeki başarısızlıklar sebebiyle kendini buna layık görmemişti. Gerçekten de Owens, uzun yıllardır singles bir kemeri elinde tutamamıştı. Girdiği feudları genellikle kaybetmişti. Böyle bir ortamda maç yapmak istemezken Cody ise arkadaşı olduğu için Owens’a bu şansı vermek istediğini söylemişti. Owens bir türlü ikna olmazken arka alanda Cody, maçı resmileştirmek için Aldis ile konuşmuştu. Aldis ise söz gelimi Roman’ın döndüğünden bahsedip rövanş maçı hakkında konuşurken Owens buna çok sinirlenmiş, Roman’ın 3.5 senede yaptıklarından bahsetmiş ve rövanş maçı zorunluluğunun da bir süredir uygulanmadığını belirtmişti. En sonunda da istemeye istemeye sırf Roman kemer maçı yapmasın diye Cody’nin meydan okumasını kabul etmişti. Bash in Berlin için maç resmileşirken bu dönemde Owens’ın heel turn yapabileceği ihtimalleri de gündeme gelmişti. Keza K.O kötü bir arkadaştı ve kariyerinde birçok kez “arkadaş” olarak tanımladığı kişilere arkadan saldırmalarıyla biliniyordu. Ancak Cody’e karşı oldukça düzgün davranan Owens, Cody’nin diz sakatlığını da bildiğini söylemişti. Fakat buna rağmen Bash in Berlin’de hakemin görmediği bir esnada sandalye ile Cody’e vurma şansı eline geçerken bunu kullanmamış ve sonucunda da Cody kemerini korumuştu. Owens oldukça sinirli gözükürken Cody’e sinirli bir şekilde sarılmıştı. Kendisine yaklaşan kamerayı da iterken Cody’nin kolunu kaldırmış, Cody de onun kolunu kaldırmak isterken de bunu tercih etmemişti.

Bash in Berlin sonrasında Bad Blood’a giderken Owens’ın Cody’e dair katlanamadığı şeylerin sayısı artmaya başlamıştı. Owens ne zaman zor bir duruma düşse Cody gelip onu Bloodline’a karşı kurtarıyor ve bu sayede Owens olduğundan küçük gözüküyordu. Bunun dışında esas sinir olduğu şey ise Bad Blood’da Roman Reigns, henüz yanında Jey, Jimmy ve Sami yokken; yani kısaca kimse yokken Cody’nin Bloodline’a karşı Roman’la takım olmayı kabul etmesiydi. Owens ve Cody, Bloodline’ın hükümdarlığında fazlasıyla zarar görmüş isimlerden sadece ikisilerdi. Aynı kaderi paylaşıyorlardı. Bu kader onları yakınlaştırmıştı. Cody, ilk Bloodline’ı devirmiş, ikincisinin devrilmesi için de Owens’a yardım etmişti. Ancak yardım ettiği tek kişi Owens olmamış, ilk Bloodline’ın yani her şeyin sorumlusunun da yardımına koşmuştu. Yaşadıkları sebebiyle bu durumu kaldıramayan Owens, kendini kanıtlamak için yeni Bloodline’a karşı arkadaşı Randy ile mücadele verirken bir türlü onlara diş geçirememişti. Solo’nun da bu durumu kaşımasıyla birlikte birçok kez Cody’e arkadan vurma noktasına gelen Owens, her seferinde kendini tutmuş veya Randy tarafından sakinleştirilmişti. Öte yandan Randy ise bu olayın ılıman tarafıyken, Cody’nin bu kararı karşısında ona saygı göstermeyi tercih etmişti. Owens da bu durum karşısında iyice sinirlenirken böyle bir ortamda Bad Blood’a gitmiştik. Bad Blood’daki maçta Cody ve Roman ikilisi, Jimmy Uso’nun return yapıp onlara yardım etmesiyle Fatu ve Solo’yu yenmeyi başarmışlardı. Gecenin sonunda Rock da geri dönüş yaparken sonrasında hiç olmamış gibi Rock’ın sözünün hiç geçmediğini de görmüştük. Velhasıl tüm bunların dışında esas olay “off the record” olarak gerçekleşmişti. Bir seyirci kamerasından gördüğümüz üzere WWE otobüsünün orada Owens ve Cody tartışmışlar ve bunun sonucunda da Owens sonunda birçok açıdan haklı bir heel turn geçirerek Cody’e saldırmıştı. Bizler tabi bunu bir sonraki Smackdown’da Owens’ın cezalı olduğu duyurusuyla öğrenmiştik.

Bad Blood sonrası Crown Jewel’a giderken Cody daha çok Crown Jewel şampiyonluğu için Gunther ile kısa bir feuda girerken arka planda Owens, bu hikayenin bir diğer ismi olan Randy Orton ile feuda girmişti. Roman ise Jimmy’nin dönüşü ve Solo’ya verdiği zararlar ile beraber güçlenmeye devam etmişti. Crown Jewel için bir şekilde Jey’i de ikna edip 3’e 3 maç konusunda yeni Bloodline ile anlaşmaya varmışlardı. İşin Owens tarafındaysa 11 Ekim Smackdown’da Owens, cezalı olmasına rağmen Smackdown’a gelirken kendisini sakinleştirmeye çalışan Randy’e yanlışlıkla dirsek atmıştı. Böylece Randy tarafından da ihanete uğradığını hisseden Owens, hedef olarak Randy’i belirlerken Randy ise Triple H’ten Crown Jewel için bir maç ayarlamasını söylemişti. Triple H onu defalarca kez uyarırken Randy ise tam tersi maçı istemişti. Crown Jewel’da yapılan veya daha doğrusu yapılamayan maçta Randy ringe girişini tamamlamadan Owens ona sandalyeyle saldırdı. Spiker masasına Powerbomb çekmek istedi ama Randy karşılık verip masaya Suplex'ledi. Ama Owens sandalyeyle karşılık verince hakem en son onu engelledi. Owens hakeme Stunner çekti. O esnada Randy toparlandı ve karşılık verdi. Owens dışarı kaçıp bir görevliye yumruk atarken Randy de onu bu kez Arap spiker masasına Suplex'ledi. Bu kez bir gorevli Randy'nin elinden sandalyeyi alırken işler  iyice kızışinca Pearce ve Aldis geldiler. Randy Pearce'a da RKO çekti. Bujun üzerine kapışma seyircilerin arasına sarktı. Owens orada bulduğu şeylerle Randy'e saldırırken en son yukarı çıkıp masaya yatırdığı Orton'a doğru uçtu. Böylece maç başlayamadan No Contest bitti. Gecenin main eventindeyse Cody, Gunther’i yenerek tarihin ilk Crown Jewel şampiyonu oldu. Bloodline ise yeni Bloodline’a kaybetti.

Crown Jewel sonrası 8 Kasım Smackdown’da Randy ringde promo keserken Crown Jewel'ın bir başlangıç olduğunu, bu işi bugün bitireceğini söyledi. Sonra da Kevin Owens'ı çağırdı. Owens girişin orada gözüktü. Görevliler onu tutarken Randy beklemeye başladı. K.O arka alana gider gibi yapıp ringe yöneldi. Ringe girdi ve iki isim birbirlerini yumruklamaya başladılar. Görevliler Randy'i tutarlarken Owens bir tekmeyle üstünlüğü aldı. Sonra da Randy'e Piledriver çekti. Yeri gelmişken söylemek gerekir ki bu hareket, oldukça tehlikeli olduğu için yıllar önce yasaklanmış bir hareket. Randy sakatlanırken Owens ringden ayrıldı. Randy için de sedye getirildi. Cody de yanına gelirken dikkatlice hareket ettirilmeden sedyeye taşındı. En sonunda da ambulansla hastaneye götürüldü. 15 Kasım Smackdown’da da Cody’nin resmen tekrardan bu feuda dahil olduğunu gördük. Cody ve GM aldis ringde konuşurlarken Aldis, Owens’tan bahsederek bu mevzunun para için olduğunu mu düşünüyorsun diye sordu. Ben parayla alakalı olmadığını biliyorum. Bu konu kadronun bildiği şeyle alakalı, onlara bir santim verirsen onlar bir yol alırlar dedi. O yüzden şöyle yapıyoruz, bu konuyu içten çözene kadar o buralarda olmayacak dedi. Cody de bir saniyeliğine ciddi ol Nick dedi. Biliyorum, pozisyonun gereği objektif olmalısın dedi. Ama ben o ceketin altındaki kişiyi tanıyorum, sen eski bir güreşçisin ki hala bir güreşçisin bence dedi. Senin iyi bir adam olduğunu biliyorum dedi. O yüzden beni kendinin yerine koy, kendini o ambulanstaymışsın gibi bir düşün dedi. Randy'den kastederek eşini aramak zorunda olan kişinin sen olduğunu düşün dedi. Boynu kırık mı değil mi emin değilim diyen kişinin sen olduğunu bir düşün dedi. Ve onların "neden peki" sorusunu sorduklarını düşün dedi. Çünkü Kevin Owens'ın herkese tüm bu olayların suçlusunun sen olduğunu söylediğini düşün dedi. Wrestlemania 40, hem profesyonel hem de kişisel hayatımın bir özetiydi dedi. O ringde ben Randy'nin omuzlarındaydım dedi. O da bana benimle gurur duyduğunu söyledi dedi. Şimdiyse, hastanede yatıyor dedi. Hiç sahip olamayabileceği zamanını geçiriyor dedi. Tüm bu olanların suçlusu ben miyim peki dedi. Eğer işlerimi WWE ringinde halledemezsem, ne yapmamı beklersin ki dedi. Bilet satın almamı mı istiyorsun, illa onun evine mi gideyim dedi. Kapısını mı çalayım, ön tarafta onu tekmeliyim mi illa dedi. Bunları yapmamı mı bekliyorsun diye bağırdı. Biliyorum ki sen bu şirketin şampiyonunun böyle şeyler yapmasını istemezsin dedi. Bu brand'i nasıl temsil etmemi istediğini de biliyorum dedi. Ama Nick, top artık sende, çok uzun bir süre daha beklemeyeceğim dedi.

22 Kasım Smackdown’da Cody ringde promo kesti. Yüz yüze zamanı geldi dedi. Randy Orton'ın burada olmadığını söyleyebilirim dedi. Kevin Owens'ın da burada olmadığını söylüyorlar ama buna inanmıyorum dedi. Kevin Owens, her neredeysen lütfen bu ringe şu an gel dedi. Beni daha fazla bekletme dedi. Owens da seyircilerin arasından geldi ve hakarete uğradığımı hissettim dedi. Smackdown'a çağrıldım, çünkü yüce Cody Rhodes benim burada olmamı istedi dedi. Ve Cody Rhodes'un isteklerini geri çeviremezsiniz dedi. İşte burada en iyi kıyafetimle hazır duruyorum ve sen de o aptal politikacı üstünü giymemişsin dedi. Bence ben bundan daha fazlasını hak ediyorum dedi. Kevin sen buraya çağırıldın ama seyircilerin orada durmak için değil dedi. Buraya gelip ringde benimle durmak için çağırıldın dedi. Owens da öyle ama sen buna pek alışkın değilsin tabi, her zaman işler senin istediğin gibi gitmez dedi. Cody de ringi terk edip Owens'a gitmeye yeltendi ama görevliler araya girdiler. Owens da ne yapıyorsun, sırf Cody Rhodes istedi diye kavgaya mı girişeceğim dedi. Ben buradayım, sen oradasın, şu an iyiyiz dedi. Cody de ringe döndü. Owens da benimle kavga mı etmek istiyorsun, kavga etmeden önce bana neden bu kadar üzgün olduğunu anlatmıyorsun dedi. Son aylarda olanlar yüzünden mi, sana olanlar yüzünden mi, sana yaptıklarımdan mı, Randy yüzünden mi diye sordu. Sonra da hepsi senin suçun dedi. Cody de Randy'e Piledriver çekmen benim suçum muydu dedi. Owens da öyle neden biliyor musun dedi ve ringe doğru yaklaştı. Görevliler de yine araya girdiler. Owens, spiker masasına çıktı. Çünkü dört yıldır her hafta Bloodline'ı devirmek için, kan döktüm, göz yaşı döktüm dedi. Hepsiyle kapıştım, onlar da benim kariyerimi bitirmeye çalıştılar dedi. Özellikle de grubu yönlendiren adam Roman Reigns, sayabileceğimden daha fazla kez kariyerimi bitirmeye çalıştı dedi. Hiç yapamadı ve yapamayacak da dedi. Sen dönmeden önce bile kavga etmeye devam ettim onlarla dedi. Sonra sen döndün ve neler oldu dedi. Seninle oldum, onlara karşı birlikte durduk ve beraber kapıştık dedi. Wrestlemania 39'da sen kemeri alabil diye ringdeydim ben dedi. Sen Wrestlemania 40'da kemeri aldığında da ringdeydim, sen hikayeyi bitirdiğinde en az senin kadar mutluydum dedi. Ondan birkaç ay sonra neler oldu peki, Roman'ın bir tag team partnerine ihtiyacı oldu dedi. Çünkü etrafındaki herkese sinirliydi ve ona kim katıldı, sen katıldın dedi. Benim kariyerimi bitirmeye çalışan adamla tag team partner'ı oldun dedi. 11 yaşımdan beri sevdiğim tek şeyi benden almak isteyen adamla takım oldun dedi. Yaşanan her şey senin suçundu evet dedi. Cody de yeter artık, eğer yaptıklarını aklamaya çalışıyorsan buna inanabilirsin ama ben sana gerçekleri anlatıyım dedi. Roman Reigns ile takım olmamın seninle hiçbir ilgisi yoktu dedi. Benden rica etti ve ben de doğru şeyin bu olduğunu düşündüm dedi. Ama sen bir kurban olmalısın değil mi dedi. Owens için her zaman tüm dünya onun karşısında olmalı dedi. Ama sana bir şey söyleyeyim Kevin Owens'tan başka kimse Kevin Owens'ı geri plana atmıyor dedi. Senin öz sabotajın bambaşka bir seviyede dedi. WWE'nin yüzü olma konusundaki fikre çok takıntılısın dedi. Ama şunu fark etmiyorsun ki her şeye sahip oldun dedi. Grand Slam şampiyonusun, son dönemin en iyilerindensin ve bunu herkes biliyor ama Kevin Owens bilmiyor dedi. Öz sabotajdan bahsedelim, Bash in Berlin'i konuşalım dedi. Dizimde sorun varken tetiği çekemedin dedi. Beni tam o anda Powerbomb'layabilirdin ringde dedi. Burada da hayallerini gerçekleştirmiş bir şekilde şampiyon olarak durabilirdin dedi. Bunun için beni mi suçluyorsun dedi. Ama sonunda tetiği çektin değil mi, yanlış adama çektin ama değil mi dedi. Randy Orton, %100 tartışılmaz bir efsane ve senin de bir arkadaşındı dedi. Senin ona yaptığın hiçbir şeyi haketmedi dedi. Yıllar önce yasaklanmış bir hareketi geri getirdin, hayat bitiren hareketi geri getirdin dedi. Sınırı aştın dedi. Ama bu ders sana mikrofon aracılığıyla verilecek bir ders değil dedi. Seni döverek vereceğim dedi. Ya burada ya da evinde Survivor Series'te ya da Saturday Night's Main eventte.. top artık sende dedi. Owens sözü aldı. Benimle kavga etmek mi istiyorsun dedi. Ben onayladığımda kavga edeceğiz dedi. Bu gece olmayacak ama dedi. Ama ben onayladığımda şunu bil ki sadece işimi yapacağım, benden istediğin şeyi yapacağım dedi. Bu kez tetiği çekmemem konusunda endişelenmeyeceksin, Randy konusunda da haklıydın, onu sevmiştim dedi. Sendense nefret ediyorum dedi. Owens gitmeye yeltenirken Cody onu seslenerek durdurdu. Kevin bence sen benden nefret etmiyorsun, kendinden nefret ediyorsun dedi. Şu an gidiyorsun ama bir anlaşmaya vardığımızı düşünüyorum dedi. Bu maç için yeri ve zamanı kararlaştırdığımızda benim de aşamayacağım bir sınır olmayacak dedi.

29 Kasım Smackdown’da Kevin Owens'ın bir videosu ekranlara geldi. Owens, hala oralarda bir yerlerde Cody'nin tarafında olan insanlar var dedi. O zaman size neden benim haklı olduğumu anlatayım dedi. 1 Ocak 2021'de, Roman Reigns ve kuzeni bana ikiye bir saldırdılar. Beni yukarıdan aşağıya, masalara doğru fırlattılar ama ayağa kalkmayı başardım dedi. 31 Ocak 2021 Royal Rumble'da, Roman Reigns, golf arabasıyla üstümden geçti dedi. Ama ayağa kalktım dedi. 28 Ocak 2023, yine Royal Rumble'da Roman Reigns, defalarca kez Super Kick yemem için emir verdi dedi. Tüm bunları anlatırken o dönem olanlar da ekranlara geldi. Tüm bunlar olurken Cody Rhodes da binadaydı ama o anlarda hiçbir yerde bulunamadı dedi. Ama bu yılki Bad Blood'da Roman Reigns birine ihtiyaç duyduğunda onu orada yanında bulabildik dedi. Bu anlattığım şeylerden de görülebileceği üzere Cody Rhodes, başına gelen her şeyi hak ediyor dedi. Saturday's Night Main Event'te American Nightmare'i, Canadian Dream'e çevireceğim dedi. Aynı gece Cody Rhodes da geçen hafta kendisine laf atan Carmelo Heyes ile maç yaptı ve maçı aldı. Bu arada Randy Orton, Owens’ın ona Piledriver çekmesinin ardından ekranlarda gözükmezken, Cody de Survivor Series’i kemer koruması olmadan boş geçti. Bloodline ise Sami Zayn ve Punk’ı da alarak Yeni Bloodline’ı WarGames maçında yenmeyi başardı.

Survivor Series sonrası 6 Aralık Smackdown’da Cody ringdeyken Chad Gable geldi. Gable, WWE'ye döndüğünden beri bana ilham verdin dedi. Ben de çalışkan biri olmak istiyordum, kimseyle eşleşmeyen bir iş eğitine sahip olmak istiyordum dedi. Sen kendine şampiyon gibi davranıyorsun, bu giyinişinden de belli oluyor ama Cody bu işin kolay kısmı, onu ben de yapıyorum dedi. Kolay olmayan şey ise Kevin Owens gibi iyi ve sadık bir arkadaş olabilmek dedi. Bildiğim bir şey varsa o da kötü arkadaşlardır, örneğin kıymet bilmez Otis gibi dedi. Ben dibe vurmuşken beni ortada bırakmıştı, tıpkı senin Kevin Owens'e yaptığın gibi dedi. Tüm olayı değerlendirdiğimde şu sonuca vardım, sen berbat bir arkadaşsın dedi. Cody de sende çok fazla kendimi gördüm dedi. Sen dakikalarını maximize etmeye çalışan birisin, sen ve ben birbirimizi anlarız, Shorty G'din sen değil mi dedi. Ne yapmaya çalıştığını biliyorum dedi, kaybedecek bir şeyin yok gibi duruyorsun benimse var gibi ama yanlışsın dedi. Çok fazla kaybedecek şeyin var, yeniden başarısız olsan ne olur peki dedi. Wrestlemania 39'dan biliyorum, aynada kendimden başka bir şeye bakamadım dedi. Son oyununa gidip başaramadığında ne olur peki dedi. Gable da beni tanıyormuşsun gibi konuşma dedi. Bana senin rakibin değilmişim gibi davranma, üzerimde takım elbise olmasa seni aşağı indirmiştim dedi. Aldis'le takas görüşmeleri yapmaya geldiğini anlıyorum, git onunla konuş ve ek olarak güreş kıyafetlerini giy ve benimle bire bir maç yapıp yapamayacağını sor dedi. İlerleyen anlarda otoparkta Micheal Cole ve Kevin Owens'ı gördük. Owens, Cole'u arabasına davet etti. Cole da bindi. Bunu ne zamana kadar devam ettireceksin, içeride röportaj yapmak için bir oda var zaten dedi. Owens da sana şunu sorayım Bad Blood'da altın çocuğu yere serdiğimden bu yana ne zaman orada hoş karşılandım ki ben dedi. Cole da seninle objektif bir röportaj yapmayı planlıyordum dedi Owens da bir numaralı Cody Rhodes fanboyu olan sen mi bunu söylüyorsun dedi. Cole da bu doğru değil, sen, NXT'den beri tanıyorum dedi. Son zamanlara da kadar senin en büyük destekçindim dedi. Owens da olayları benim bakış açımla bakmadığına inanamıyorum dedi. Sen spiker msasında otururken Roman Reigns'in kariyerimi bitirmek için kaç kez hamle yaptığını görmedin mi dedi. Sonra da Cody Rhodes gitti Bad Blood'da onunla takım oldu dedi. Birkaç hafta önce Cody bana egomaniac derken sen de bana takıntılı demiştin dedi. 2016'da fırsatlar gelmiyor diye buradan giden kimdi ben mi Cody Rhodes mu dedi. Döndükten sonra da her şey onunla ilgili oldu, her yerde görüntüsü var dedi. Cole da sadece Cody değil; Jey, Jimmy, Sami de Roman'a yardım etmenin iyi olduğunu düşündüler dedi. Owens da Jimmy ve Jey'in yaptıkları umurumda mı sence dedi. Roman'ın piyonu olmayı çok önceden tercih ettiler dedi. Sami konusuna gelince de merak etme ona da zamanı geldiğinde geleceğiz dedi. Ben şu anda Cody Rhodes'un bana ihanetiyle uğraşmaya odaklandım dedi. Senin hiç arkadaşın yok o yüzden ihanetin ne olduğunu bilmezsin dedi. Cody Rhodes benim arkadaşımdı ve arkamdan vurdu dedi. Cole da bence bi aynaya bak dedi, Owens da dikiz aynasına bakıp evet ne görmeliyim diye sordu. Burada sonuna kadar haklı olan yakışıklı bir adam görüyorum dedi. Cole da bak işte tüm problem sensin dedi. Owens da iyice sinirlenip onu arabadan kovdu. Gecenin sonunda Cody Rhodes vs Chad Gable maçı izledik. Cody maç içinde sakat ayağına çok fazla darbe aldı. Bir ara Creed Brothers da maça karışmaya çalıştı ama hakem onları engelleyip arka alana yolladı. Gable fazlasıyla uğraştı ama en sonunda Cody maçı aldı. Maçtan sonra Owens ringe geldi ve sakat bacağına saldırmaya devam etti. Cody karşılık verdi ama Aldis ve görevliler gelip onları ayırdılar. En son Cody, Suicide Dive ile Owens'a uçtu. Ardından da birbirlerine girmeye devam ettiler. Zar zor ayrılmalarıyla şov sona erdi.

13 Aralık Smackdown’da Cody Rhodes, Owens ile son kez yüzleşmek için ringe geldi. Bu yüzleşmeyi modere eden kişiyse Micheal Cole oldu. Cody geldikten sonra Cole, Owens'ı da ringe çağırdı. Ama Owens gelmedi. Cody sözü aldı, Kevin Owens burada yok ama bu mükemmel topluluk burada dedi. Sonra sözü Cole'a attı ve profesyonelce işimizi yapıp röportaja devam edelim dedi. Cole, arabada devam etmez istemez misin diyince de Cody de bu muhteşem insanlar önünde yapalım dedi. Cole, Triple H'in Cody'e bir günlüğüne hediye ettiği şeyi sorarken Titantron'dan Kevin Owens bağlandı. Arabasından konuşan Owens, kimin umurunda şunu kesin artık dedi. Geçen hafta tarafsız bir gazeteci olduğunu söyledin Cole, o zaman neden herkesin sorduğu o soruyu Cody'e sormuyorsun, Cody Rhodes nasıl aptalca salak hikayesini bitirmek için tüm arkadaşlarını kullanıp sonra Roman'la takım olabildi bir sorabilir misin dedi. Ne kadar uzun süre şampiyon olursan ol, gerçeği değiştiremezsin, gerçek şu ki Stardust senden daha ilgi çekiciydi dedi. Cody de gidip Kevin Owens'ı bulsam iyi olur dedi ve arka alana yöneldi. Owens'ı arkadan ararken Owens ona arkadan saldırdı. Owens döve döve Cody'i arenaya geri getirdi. Ama Cody toparlayıp cevap verdi. Görevliler gelse de Cody onları da indirip kavgaya devam etti. Daha fazla görevli geldi ama iki isim bir türlü ayrılmadılar. O hengamede Owens, Cody'nin kemerini alıp kafasına vurdu. Sonra da kemere bakıp Cody'nin üstüne bıraktı.

Tahmine geçmeden önce Owens’ın oldukça mantıklı bir şekilde senaryo dahilinde hareket ettiğini gözlemliyorum. Zira Owens, yapı gereği zaten isyankar bir karakter. Biraz yaptığı hareketler, sergilediği davranışlar Austin’in otorite karşıtı hareketlerine veya Punk’ın 2011’deki isyanına da benziyor. Ancak o taraftaki koşullar şimdikiler gibi değil sanki. Mesela 2011 döneminde o zamanlar Cena, çok uzun zamandır bir golden boy’ken Cody’nin bayrak devrinin üzerinden sadece birkaç ay geçti. O dönem Cena hater’lığı bir karşılık görürken bu dönemde Cody hater’lığından söz etmek şu an için mümkün değil. Ama K.O yine de haklı. Yani Roman yerdeyken, en aşağıdayken, bitme noktasındayken ona el uzatmak, onun zarar verdiklerine bir nevi ihanet etmek demekti. Cody de kendince haklıydı belki ama Roman’ın teröründen en çok zarar gören kişilerden biri olan Owens’ın duygusal davranması da çok normaldi. O yüzden feud kesinlikle güzel işleniyor. Tahmine geçmek gerekirse de ben Cody’nin kemeri koruyacağını düşünüyorum. Belki Randy faktörü olur belki olmaz ama Randy muhakkak ki bu feuda dahil olacak bence. Bir süre daha iyice Cody’nin güvenini kazandıktan sonra da bitirici hamleyi Cody’e karşı yapıp bence işi Wrestlemania’ya götürecek. Owens bu kadar işin içerisindeyken bir Triple Threat de gündeme gelebilir belki ama her halükarda bir Cody vs Randy feuduna doğru hareket edeceğiz gibi duruyor.

Tahmin: Cody Rhodes

--

Oldukça sürpriz bir şovla 2024’ü kapatırken artık yavaş yavaş da Wrestlemania dönemine doğru ilerlemekteyiz. Bundan sonra yaşanacakların Wrestlemania’ya olan etkileri açısından önem arz edici şeyler olacağını düşündüğüm için bu gözle izlemekte fayda var diye düşünüyorum. Ama bu PPV’deki Match Card biraz Wrestlemania öncesindeki son geçici feudlara işaret ediyor gibi. Örneğin Cody, Liv ve Gunther gibi isimlerin pek kemer kaybı yaşamaları mümkün değil gibi duruyor. Sadece Cody’nin tarafta Wrestlemania’yı etkileyebilecek şeyler olabilir ki bunun için de bir Randy Orton return’ü gerekir diye düşünüyorum.

Bu şovun getirilerinden biri de belki de eskiden çok olan ancak günümüzde azalan non title feudların PPV’lere sarkmasının geri gelmesi olabilir. Mesela son dönemdeki Strowman vs Bronson Reed feudu veya Carmelo Heyes vs Andrade feudu bence tam PPV’lik maçlara sahne olmuştu. Umarım buradaki Drew McIntyre vs Sami Zayn maçı da bunun yolunu yeniden açar.

Bundan sonrasıysa aslında işler biraz daha değişecek gibi duruyor. Çünkü 6 Ocak itibariyle Raw, Netflix’teki debut şovunu gerçekleştirecek. Burada hiç şüphesiz çok büyük şeyler izleyeceğiz gibi duruyor. Örneğin Roman Reigns vs Solo Sikoa arasında Tribal Combat maçı yaşanacakken John Cena’nın da veda turunun başlangıcı olacağı düşünülüyor. Ek olarak Smackdown’dan isimler de tabii o şovun içerisinde yer alacaklar. Zaten Drew’un Smackdown’da gözükmesi, Strowman’ın yine Smackdown’a geçmesi, esasen Smackdown güreşçileri olan Roman ve Solo’nun arasındaki maçın Raw’da olması vs derken biraz böyle PPV havasında geçecek bir şov olacak gibi duruyor. Bu yeni dönem şovların da kalitesini muhakkak ki değiştirecektir. Bizlere de bundan keyif almak düşüyor.

Son olarak tarihin ilk Kadınlar United States şampiyonunu göreceğimiz olan bu nostaljik şovun havasını da merak etmiyor değilim. Umarım sonucunda da güzel bir PPV izleriz.

Herkese iyi seyirler dilerim.


30 Kasım 2024 Cumartesi

Survivor Series: War Games 2024 Preview'i - Tahminleri - Şov Öncesi Analizleri

WWE SURVIVER SERIES:WAR GAMES – 30 KASIM 2024 CUMARTESİ
Vancouver, British Columbia, Kanada – Rogers Arena

Yılın son demlerine yaklaşırken, bu yıl üst üste 38.kez gerçekleşecek olan Survivor Series, bir kez daha War Games konsepti altında bizleri karşılıyor. 2022’den bu yana War Games maçları altından evrim geçiren 5 vs 5 Survivor Series maçları bu sene de yine şovun ana noktasını oluşturuyor. War Games maç konsepti, oldukça eski yıllara dayanan bir geçmişe sahip olsa da son birkaç senedir Survivor Series gibi bir PPV’nin de esas noktasını oluşturmaya başlamış durumda. İki ring büyüklüğündeki büyük bir kafesin içerisinde gerçekleşen bu maç türünde iki takımdan da birer kişi maça başlıyorlar. Her iki takımın diğer üyeleri ring girişinin oradaki ayrı kafeslerde sıralarını beklerlerken belirli dakikalarda bir takımdan diğer üye ringe gelmekte. Öncelikli olan takım belirli bir dakikalığına üstünlüğü geçirirken maç 5’e 5 olana dek bu şekilde devam etmekte. 5’e 5 olunduktan sonraysa maç resmen başlarken yapılacak tuşlar ve submission’lar ancak o zaman geçerliliğini korumakta. Herhangi bir DQ vs olmazken, ringin üstü açık olduğu için kaçışlar da mümkün olabiliyor. Ancak bir kere kaçan takım üyesi maça bir kez daha dahil olamıyor. İlk tuşu yapan veya pes ettiren takım ise maçı kazanmış oluyor. Burada klasik Survivor Series formatından ayrılan unsur ise maçta herhangi bir elemenin olmaması. Klasik Survivor Series maçları direkt 5’e 5 başlayıp eleme usulü giderken bu ise 1 vs 1’den 5 vs 5’e ulaşıyor.

Bu yılki War Games maçlarımızdaysa bir tane kadınlardan bir tane de erkeklerden maç bulunuyor. Kadınlar tarafında her iki brandin şampiyonları aynı takımlarda yer alırken yanlarına bu süreçte kendilerine yoldaşlık eden kişileri de alıyorlar. Takımlarında Candic LeRea de bulunurken face taraftaysa challanger’lar ve Tag Team şampiyonları yer alıyor. Erkekler tarafındaysa OG Bloodline vs Bloodline maçı izliyoruz. İş sadece bununla sınırlı kalmazken Heyman ve CM Punk ortaklığının da geri döndüğünü görmekteyiz. War Games maçları dışındaysa Raw tarafında bir ana kemer koruma maçı izleyeceğiz. SummerSlam’ın rövanşı olarak görebileceğimiz bu maçta bu kez Gunther kemer sahibiyken, kemerini Damian Priest’e karşı korumaya çalışacak. Öte yandan her iki mid carder kemerin de bu şovda ortada olduğunu görüyoruz.

Kasım ayının ikinci PPV’si olan Survivor Series: War Games’e, yılın sondan bir önceki PPV’in daha detaylı göz atmaya başlayalım.


Women’s WarGames Match
Rhea Ripley & Bianca Belair & Naomi & Iyo Sky & Bayley vs The Judgment Day (Liv Morgan & Raquel Rodriguez) & Nia Jax & Tiffany Stratton & Candice LeRea

Erkekler WarGames maçı ne kadar müthiş kurgulansa da açıkçası bu maçın biraz zorlama oluşturulduğunu düşünüyorum. Bu kadar face vs heel maçı olsun diye bence mantığın dışına çıkabilecek birliktelikler kurduklarını düşünmekteyim. Bundan birkaç hafta önce Nia ve Liv Morgan, Crown Jewel’da tarihin ilk Crown Jewel şampiyonluğu için maça çıkarlarken ve maçı Nia temiz bir şekilde kaybetmezken birden burada takım olarak mücadele etmelerini mantıksız görüyorum. Eski 5 vs 5 Survivor Series maçları da face vs heel şeklinde kurgulanırken mesela 2010’ların sonlarındaki Smackdown vs Raw kapmasındaki 5 vs 5 maçlarında takımlar daha karma olarak kurgulanırlardı. Tabi burada bir amaç olmaksızın bunu kurgulamak daha zor ama bence yine de buradaki mantıksızlıklar giderilebilirdi diye düşünüyorum. Tüm bunların dışında bu maçın ana odak noktasını da elbette Rhea Ripley vs Liv Morgan feudu oluşturmakta.

Morgan ve Ripley ikilisi aslında 2022 yılında beraber hareket ederek Women’s Tag Team peşinde koşarlarken Rhea’nın heel turn yapıp Judgment Day’e katılmasıyla başladı desek yanlış olmayacaktır. Ripley’in kariyerinde kırılma anı olan bu anla beraber Ripley, inanılmaz bir kariyer yükselişine geçti. Judgment Day’in doğal lideri olurken ekibe Dominik’in de katılmasını sağladı ve hikaye gereği de sevgilisi oldu. Ripley 2023’te Royal Rumble’ı kazanırken son ikide Liv Morgan’ı eledi ve ardından da Wrestlemania 39’da da kemeri Charlotte’tan almayı başardı. Uzun bir title reigni yaparken bu süreçte pek çok düşman edindi. Liv Morgan’ı sakatlarken Morgan ile takım olan Raquel’e de kısa süreli sakatlıklar yaşattı. Her şeye rağmen kemerini Wrestlemania 40’a taşırken Liv Morgan ise Royal Rumble 2024’te geri döndü ve yine son ikiye kalmasına rağmen maçı yine kazanamadı. Ancak Morgan, Liv Morgan Revenge Tour’u başlattığını duyururken Wrestlemania sonrasında Rhea Ripley’in başına resmen bela oldu. Tüm bunlar yaşanırken hikayede heel olan Ripley, seyirciler tarafından oldukça sevilen bir isim olması sebebiyle doğal bir face turn yaparken Morgan ise bu davada haklı olmasına rağmen birden haksız duruma düşüp heel oldu. Yetmedi, Ripley’i sakatladı ve kemerin boşa çıkmasını sağladı. Boşa çıkan kemer için yapılan Battle Royal’de son ikiye kalmasına rağmen Wrestlemania’da Ripley’den kemeri alamayan Becky Lynch maçı kazanarak yeni şampiyon oldu. Ancak King and Queen of the Ring’de yapılan maçta Liv Morgan, Dominik’in istemeden yardım etmesiyle yeni şampiyon olmayı başardı.

O tarihten bu yana kemerini korumayı başaran Morgan, özellikle SummerSlam’e kadar Dominik’i de Ripley’in elinden almak için çok uğraş verdi. Dominik de istemeden Morgan’a yardımcı olmaya devam etmişti. Bunların üstüne Morgan da Dominik’le kalmamış, Judgment Day’e de kendisini sevdirmeye çalışmıştı. Priest hariç diğer üyeler Morgan’ı severlerken tag team kemerleri de yine Morgan sayesinde Judgment Day’e geri dönmüştü. Dominik, bu durumdan rahatsız olsa da bir türlü Morgan’a net bir şekilde hayır diyememiş ve en sonunda ona tam karşılık verecekken Rhea Ripley dönmüştü. SummerSlam’e giden yolda Dominik, kendisini Ripley’e affettirmek için çaba verirken en sonunda Morgan’a net bir hayır demiş ve Ripley’i geri kazanmıştı. Ancak SummerSlam’deki maçta Dominik, bu kez bilinçli bir şekilde Morgan’a yardım etmiş, Ripley’e ihanet ederek onun kemeri geri almasına engel olmuştu. Aynı gece Balor da Priest’e ihanet ederek onun kemeri korumasına engel olunca Ripley ve Priest, Judgment Day’den kovulmuşlardı. Morgan resmen Judgment Day’in üyesi olurken Carlito, JD ve Dominik de Balor’ın liderliğindeki Judgment Day’de yer almışlardı. Bash in Berlin’de Ripley ve Priest ikilisi, Dominik ve Morgan’ı yenmeyi başarmışlardı. Ripley ve Priest, birebir olarak intikamlarını almak için Bad Blood’da fırsat yakalarlarken Priest, Balor’ı yenmeyi başarmıştı. İşin Women’s World kemeri için yapılan rövanş maçındaysa bir Shark Cage maçı planlanmış ve Dominik’in Morgan’a yardımları engellenmesi adına Shark Cage’de asılı kalması planlanmıştı. Maç içerisinde aynen de bu şekilde oldu. Dominik maçtan önce Shark Cage'e kilitlendi. Rhea maç başlamadan mikrofonu aldı ve onu yukarıya kaldırın dedi. Dominik de yukarı sabitlendi ve maçı kafesinde izlemeye başladı. Bir şekilde kafesin kapısını da açtı. Ripley dışarıda Dom'a baka baka Rip Tight çekince Dominik iyice hareketlenmeye başladı. Aşağıya çok sarkınca kafesten düştü ama ayağına bağlı kilitle aşağıya düşerken takıldı ve kafa üstü kaldı. Rhea da Kendo Stick alıp Dominik'i onunla dövmeye başladı. Ama Raquel döndü ve Ripley'e saldırarak maçı DQ ile bitirdi. Raquel sonra da Morgan'ı kaldırdı ve kemerini ona verdi. Ripley maçı DQ ile alsa da kemeri alamadı. Böylece Raquel, hem arkadaşı Morgan için geri dönerken hem de daha önce sorun yaşadığı Ripley karşısında intikamını almayı başardı. Ama maçın sonu her ne olursa olsun daha güzel planlanabilirdi diye düşünüyorum. En azından Ripley tuşa gidip maçı kazanacağı esnada Raquel dönüp işi bozsa ve DQ’ya sebebiyet verse bence çok daha güzel olurdu.

Bad Blood’dan sonra Crown Jewel’a giden yolda Ripley, kemerin, Dominik’in ve Morgan’ın peşini bırakmamaya devam etti. Ancak Crown Jewel için tarihin ilk Crown Jewel şampiyonları belirleneceği için Raw’ın kemer şampiyonu Morgan ile Smackdown’ın kemer şampiyonu Nia Jax arasında da bir feud başlamış oldu. Hatta 11 Ekim Smackdown’da Ripley, bu feudun da içerisine girerken bir sonraki Raw’da da Tiffany Stratton ile takım olup Raquel ve Morgan’ın da karşısına çıktı. Nia’nın maça karışmasıyla maç DQ ile sonlandı. Tabi Nia hem 11 Ekim Smackdown’da hem de bu 14 Ekim Raw’da Ripley’e karşı pozitif bir tutum sergilemedi. Bir yandan Naomi’nin de kemeri için hamle yapmasıyla o da iki türlü bir feudun içerisinde kendisini buldu. Bir yandan da uzun bir süredir yanında tuttuğu Miss Money in the Bank Tiffany Stratton’ın da cash in’i kendisi üstünden yapmaması için onu yönlendirmeye devam etti. Tüm bunlar olurken Ripley de zaten Nia’ya çok sıcak yaklaşmadı ve Morgan’a saldırırken hep ona da saldırmaya devam etti.  18 Ekim Smackdown’da Nia Jax & Candice LeRea vs Naomi & Bayley maçı izledik. Indi Hartwell'in kenardan desteğiyle Candice, Bayley'i tuşladı ve maçı takımına kazandırdı. 21 Ekim Raw’da gecenin ilerleyen anlarında Iyo Sky & Kairi Sane vs Liv Morgan & Raquel maçı izledik. Maç DQ ile biterken Ripley yine geldi ve Raquel, Morgan ve Dominik’e karşı üstün çıkmayı bildi. 25 Ekim Smackdown’da Naomi vs Candice LeRea maçı izledik. Hakemin görmediği anda Hartwell, Naomi'nin kafasını ring postuna vururken Bayley geldi. Bayley, Hartwell'e saldırarak LeRea'nin dikkatini dağıttı. O esnada da Naomi maçı aldı. 28 Ekim Raw’da Rhea Ripley, yayımlanan bir videoda Morgan'a mesaj gönderdi. Önce Raquel'den başladı, geçen hafta söylediklerini dinledim ve kendini küçük bir resimde şöyle konumlandırıyorsun; sana attığım dayakları hak etmemişsin gibi dedi. Arkadaşlarını yakın tut ama düşmanlarını daha yakın diyen sen değil miydin dedi. Seninle aramızdaki fark, bana ihanet ettiğinde egodan kaynaklıydı, benim sen ve Morgan'a yaptıklarım ise bir hakedişin sonucuydu dedi. Geçmişte hatalar yapmış mıyımdır, tabi ki de evet dedi. Ama şu anda bana öyle geliyor ki siz ikiniz "ağla" takımındasınız dedi. Ama günün sonunda tek bir şey istiyorum; benim Women's şampiyonluğum ve beni durdurmak için beni öldürmeniz gerekir dedi. 29 Ekim NXT’deyse Morgan ve Raquel, öldürmeye teşebbüs olabilecek bir seviyede Ripley’e saldırırlarken onun sakatlanmasına neden olmuşlardı. 1 Kasım Smackdown’da Bayley & Naomi vs Indi Hartwell & Candice LeRea maçı izledik. Naomi ve Bayley maçı kazandılar. Maç içerisinde LeRea, Bayley'in legal kişi olduğunu fark etmeden onunla mücadele etti, en son fark ettiğinde de Naomi maçı takımına kazandırdı. Bu arada bu maçtan saatler sonra Indi Hartwell, release edildi. Bu maç da onun WWE'deki son maçı oldu. Crown Jewel’a giderken Women’s Tag Team şampiyonları Bianca ve Jade Cargill ise Damage CTRL, Meta-Four ve Chelsea Green-Piper Niven’a karşı çoklu bir feudun içerisine girmişlerdi.

Crown Jewel’a geldiğimizdeyse Bianca ve Cargill, Tag Team kemerlerini korumayı başardılar. Women’s Crown Jewel şampiyonluk maçındaysa maçtan önce son NXT'de Raquel ve Morgan'ın Rhea'ya yaptıkları saldırıyı gördük. Rhea'nın kanlar içinde yerde kaldığını gördük. Zaten spikerler de ciddi bir sakatlık yaşadığını açıkladılar. Maç başladıktan sonra iki isim yerde kaldığı an Tiffany cash in için geldi. Ama Nia ayağa kalktı ve ne yapıyorsun diye sorup onu geri püskürttü. Tiffany de Liv'e cash in yapacaktım dedi ama Nia onu kovup arka alana yolladı. Ama Tiffany gider gibi yaptı, kararından vazgeçip yine döndü. Bu kez Raquel ona saldırdı. Nia da ona saldırdı o esnada Liv Top Rope'tan Codebreaker çekti ama Nia tuşu attı. Dominik de ring kenarına gelirken Liv ve Raquel, köşede Tiffany'i sıkıştırdılar. Nia arkadan hepsine saldırdı, Tiffy de yere düştü. Ringdeyse hakemin dikkati dağılırken Dominik ringe MITB çantasını atti. O esnada da Raquel Nia'ya saldırdı. Morgan da Oblivian ile tuşa gidip maçı aldı, böylece tarihin ilk Women’s Crown Jewel şampiyonu olmayı başardı. Ben Ripley’in etkisiyle maçı Nia’nın kazanacağını düşünüyordum ancak Ripley’in şov öncesinde elemine edilmesi ve burada Raquel ve Dominik etkisiyle Morgan’ın maçı kazanması sağlandı. Tüm bunlar yaşanırken Nia ile ortak hareket etmeleri bana biraz saçma geliyor.

4 Kasım Raw’da Morgan, ringde kutlama yapmak için bulunurken, Monday Night Morgan'a hoş geldiniz dedi. Yeni Crown Jewel şampiyonunuz bana sıcak bir hoş geldiniz diyin dedi. Liv Morgan's Revenge Tour resmen sona erirken, Liv Morgan's World Tour ile devam ediyoruz dedi. Bu hafta Tiffany Stratton'ı yendim, Rhea Ripley'i de üçüncü kez indirdim dedi. Bu kez onu çok çok uzun bir süreliğine gönderdim dedi. Sonra da dünyanın başka bir yarısına geçtim, Nia Jax'i yendim ve Yeni ve tek Women's Crown Jewel şampiyonu oldum dedi. Bütün yapacağımı söylediklerimi yaptım, ben gelmiş geçmiş en büyük Women's şampiyonuyum dedi. Mikrofonu Dominik aldı ve doğal olarak müthiş bir boo'lama yükselmeye başladı. Dominik konuşamadan Jade Cargill'in müziği çaldı. Cargill'le beraber de Bianca geldi. Bianca, geçtiğimiz haftaki yüzleşmeyi unuttuğumuzu sanmıyorum derken Jade de beklemekten de yorulduk dedi. Tag Team kemerlerini istiyorsanız, şans ayağınıza geldi dedi. Morgan sözü aldı ve siz kabaca bizi bölmeden önce bir kutlamanın ortasındaydık dedi. Sizin de dediğiniz gibi Cumartesi günü siz de galibiyetle çıktınız neden bu kadar sinirle geldiniz ki dedi. Sonra da bunun ne olduğunu biliyorum dedi. Bianca, konu senin kendini en güçlü, en hızlı, en zorlu, en sert olmanla alakalı değil mi dedi. En iyisi olduğunu düşünmenle alakalı mı yoksa dedi. Buradaki problem şu ki takım arkadaşın da senin düşündüğünü kendisi için düşünüyor dedi. Gerçek bir dostluk için de olduğumuz Raquel ve benim aksime birbirinizi seviyormuşsunuz gibi davranabilirsiniz dedi. Buradaki herkes biliyor ki beraber olmanızın tek nedeni bu takım kemerleri dedi. Bianca da ne yapmaya çalıştığını görüyorum ve bu çok işe yarar bir şey değil dedi. Eğer bu teorini bir test edelim istiyorsan neden maç yapmıyoruz ki dedi. Morgan da Raquel'e ne düşünüyorsun diye sordu. Raquel de bu bir kutlama gecesi gibi deyip sözüne başlarken Adam Pearce geldi. Birbirinizden uzaklaşın lütfen dedi. Raw'ı bu şekilde başlatmıyoruz dedi. Sakinleşmenizi ve geriye çekilmenizi istiyorum dedi. Morgan da patronu dinleyin ve ringimi terk edin dedi. Sonra da Jade, Bianca'nın sırtına saplayacağı bıçak için de dikkat et dedi. Öyle diyince Bianca durdu, Morgan da ne oldu, dediğimi beğenmedin mi dedi. Hadi bir şey yap ama hiçbir şey yapamayacaksın dedi. Ama Bianca sağlam bir tokat atarak Morgan'ı yere indirdi. Pearce yine araya girdi ve yeter dedi. Pearce bu kaosu durdurmak istiyorum dedi. Morgan'a döndü, Rhea'ya yaptıklarından sonra bir #1 contender olmayacak mı sanıyorsun, yanlış düşünüyorsun çünkü o kemerini koruyacaksın dedi. Bu gece bir Battle Royal olacak ve kazanan Women's World kemeri için #1 contender olacak dedi. Ayrıca Women's Tag Team şampiyonları da o Battle Royal'in içerisinde olacaklar dedi. Maç başlasın dedi ve güreşçileri ringe çağırdı. Maç başlarken Ivy Nile, Maxxine'i eledi. Son dörde Bianca, Jade Cargill, Lyra Valkyria ve Iyo Sky kaldılar. Raquel maça karışıp, Bianca'nın saçlarından tutarken Cargill de Bianca'yı düşmemesi için tuttu. Ancak Morgan da Raquel'e destek olunca hem Bianca hem de Cargill elendiler. Raquel ve Morgan kaçarlarken Bianca ve Jade peşlerinden geldiler. Ringdeyse Iyo ve Lyra kaldı. Maçı kazanan Iyo, yeni #1 Contender oldu. 8 Kasım Smackdown’da Bayley vs Candice LeRea maçı izledik. Candice maç içinde sakatlanmış numarası yapıp arkadan roll-up ile maçı almak istedi ama Bayley erken davranıp tuşu terse çevirdi ve maçı aldı. Aynı şovda Bianca Belair & Jade Cargill vs Tiffany Stratton & Nia Jax maçı yapıldı. Nia maç içerisinde hakemin dikkatini dağıtırken Cadice LeRea, turnbackle'a çıkmış Bianca'yı aşağıya indirdi. Tiffany de avantajı elde ederken Candice'e sana ihtiyacım yok, buradan git diye bağırdı. O esnada da Naomi geldi ve Candice'e saldırdı. Nia da Noami'ye saldırırken Cargill bir tekmeyle Nia'yı yere serdi. Ringde de Bianca bir KOD ile Tiffany'i tuş etti.

11 Kasım Raw’da Belair & Cargill vs. Morgan & Rodriguez WWE Women's Tag Team Championship maçını izledik. Maç devam ederken Nia ve Tiffany geldiler. Tiffany hakemin dikkatini dağıtırken Nia, Cargill'e Samoan Drop çekti. Raquel de tuşa gitti ama Bianca bozdu. Tiffany dikkat dağıtmaya devam ederken Naomi geldi ve ring kenarından onu indirdi. Sonra da seyirci bariyerlerine fırlatıp Nia'yı da yere düşürdü. Morgan arkadan gelip Naomi'yi indirdi. Ancak ringde Bianca ve Cargill ikilisi kemerlerini korudular. Çok geçmeden sevinemeden Nia geldi ve iki ismi Clothesline ile yere serdi. Naomi'yi de itti. Cargill'e Annihilator çekmek istedi ama Iyo Sky geldi. Iyo önce bir Roundhouse Kick, sonra da Springboard Dropkick ile Nia'yı Nia'yı sendeletti. Sonra da Tiffany'e saldırdı.  Raquel ringe dönerken Bianca ve Cargill onu dışarıya yolladılar. Nia ise ringde dörde bir kaldı. Iyo'dan bir tekme gelirken, Bianca ve Cargill'den de Double Suplex geldi. 15 Kasım Smackdown’da Nia Jax vs Naomi arasında bir kemer maçı gerçekleşti. Maç devam ederken Liv Morgan ve Raquel'in Bianca ve Cargill'e saldırdıklarını gördük. Ringde de hakemin görmediği esnada Tiffany Stratton geldi ve ring kenarında duran Naomi'ye saldırdı. Fırsatı bulan Nia, maçı kazanmaya yaklaştı ama Naomi engel oldu. Bunun üstüne Tiffany, ring kenarına çıkarak yine hakemin dikkatini dağıtmaya çalıştı. Ama ona engel olan isim ise Bayley oldu. Naomi maçı kazanmaya çok yaklaşsa da Nia tuşu attı. Bu esnada Candice LeRea geldi ve Bayley'i iterek ring postuna vurmasına neden oldu. Nia da turnbackle'a çıkmış Naomi'yi yakalayıp Samoan Drop ile aşağıya indirdi. Bir Annihilator ile de kemerini korudu.

18 Kasım Raw’da Candice LeRea, Tiffany Stratton, Liv Morgan, Raquel ve Nia yani War Games takımının heel isimleri ringdeyken Bianca'nın müziği çaldı. Yanında Cargill ve Naomi ile geldi ve üç isim ring girişinin orada durdular. Bianca sözü aldı ve Nia'ya seslendi. Eğer bir şey yapmak istiyorsan yap dedi. Ama yanıldığın bir şey var ki buraya yalnız gelmedik dedi. Ardından da Iyo Sky'ın müziği çaldı. Iyo da onlara katıldı ve dört isim ringe doğru yöneldiler. Morgan sözü aldı, çok fazla akıllı olduğunuzu düşünmüyorum çünkü burada hala eksiksiniz dedi. Takımınızda olmayı düşünecek kadar salak birini de tanımıyorum dedi. Sizin aksinize, biz oldukça hazırız ve akıllıyız dedi. O zaman ilk yumruğu atacak olan cesur kişi kim dedi. Çok geçmeden Rhea Ripley'in müziği çaldı. Rhea simsiyah görüntüsü ve koruma gözlüğüyle ringe girdi. Girer girmez de War Games diye bağırıp Morgan'ı kafayla yere serdi. Ardından da takımlar birbirlerine girdiler. Ripley direkt Morgan'a odaklanırken Morgan çareyi kaçmakta buldu. Iyo da turnbackle'a çıkıp heel takıma Over the Moonsault ile atladı. 22 Kasım Smackdown’da yeni duyurulan Women’s United States kemeri için gerçekleşen turnuva elemelerinde Bianca Belair vs Blair Davenport vs Chelsea Green maçını izledik. Ancak maç devam ederken Cargill'e bir arabanın çarptığını ve arabanın üstünde hareketsizce durduğunu gördük. Bianca maçı bırakıp arka alana gitti. Çığlık atıp ne olduğunu anlamaya çalışırken Naomi ve Bayley de oradaydı. Bianca onlara burada kalmalarını, onun takım arkadaşı olduğunu söyledi ve ambulansa bindi. Aldis de görevlilere olayın ne olduğunu çözmelerini istedi. Green de o esnada maçı kazanmayı bildi. İlerleyen anlarda Bayley & Naomi vs Candice LeRea & Tiffany Stratton maçı izledik. Maç devam ederken Nia Jax geldi ve Naomi'ye saldırarak maçın DQ ile bitmesine neden oldu. LeRea ve Tiffany de Bayley'e saldırdı. Bayley'in yardımına Iyo geldi. Iyo, LeRea ve Tiffany'e üstün gelse de Nia ona da saldırdı. Iyo onu da sendeletirken bu kez Raquel ve Morgan geldiler ve Iyo'ya saldırdılar. En son Rhea Ripley geldi. Elinde kendo stick ile ringe giren Ripley, LeRea ve Raquel'i onunla indirirken geri kalanlar ringden kaçtılar. Gün sonundaysa Cargill’in bu maç için güreşemeyeceği açıklandı. Ona bu saldırıyı yapan şüpheliler listesinin en başında Bayley duruyor tabii. Women’s United States kemeri için Bianca’yı elemine etmek ve bu maçta yer alabilmek için bunu yapması oldukça muhtemel duruyor. Zaten arka alanda bu olanlar yaşanırken Bayley de o taraftaydı. Çok bariz görünen bu olayda umarım bir plot twist benzeri bir şey görürüz. Belki Naomi de onun yanında olur ve böylece Bianca & Cargill vs Naomi & Bayley feudunu da izleyebiliriz. Hem Naomi’ye kariyerini toparlayabilmesi için bence bir heel turn gerekirken face Bayley de bence çok ilgi çekici bir noktada değil. O yüzden Bianca vs Cargill olmayacaksa bu senaryo fena bir senaryo olmayacaktır.

25 Kasım Raw’da Bianca Belair vs Nia Jax WarGames Advantage maçını izledik. Nia, Bianca'ya ring dışında saldırıp count out ile maçı alacakken Bayley geldi. Nia o esnada galibiyete doğru gittiğini düşünerek turnbackle'a çıkıp seyirciye oynarken face ekibin beşinci ismi Bayley onu çekip düşürdü. Bianca da ringe girip 450 Splash ile maçı kazandı. 29 Kasım Smackdown’da Survivor Series öncesi iki takım yüzleştiler. Face ekip ringdeyken girişin oradan heel takım geldi. Morgan, Bayley'i işaret ederek birdenbire Cargill'e araba çarptı ve sen takımda kendine yer buldun dedi. Rhea sözü aldı ve çeneni kapa Liv dedi. Vaktimizi çalmayı bırak dedi. Yakında kimsenin arkasına saklanamayacaksın dedi. Çünkü o ringe adım attığında, o kafesin içerisinde kaçacak bir yerin olmayacak ve benimle yüzleşmek zorunda kalacaksın dedi. Morgan da ona hak verdi. İşte bu yüzden de başladığım işi bitirip o aptal suratını kafesin içinde dağıtacağım dedi. Rhea da ona cevap verdi. Yüzünü öyle bir bükeceğim ki hayatının aşkı Dominic Mysterio, sana bakmak bile istemeyecek dedi. Liv birden sinirlenir gibi yapıp ekibini ring kenarına götürdü ama sonra iyi denemeydi diyip durdu. Sonra da sizinle yarın görüşeceğiz dedi. Ondan sonra da arka alana doğru yöneldiler. Rhea da ben beklemekten nefret ederim dedi. Ve böylece face ekip heel ekibin arkasından saldırmaya gitti. Ortalık bir hayli karışırken görevliler ayırmaya geldiler.

Oldukça zorlama yapılan bir maç olduğunu düşündüğüm bu maçın bir diğer sıkıntılarından biri de Bayley’i face ekibe dahil olmasıyla beraber Iyo ile sanki hiçbir şey yaşamamış gibi takım olmaları. Her ne olursa olsun 2023 yılı tamamıyla Damage CTRL, Iyo ve Bayley ekseninde geçerken bu ikilinin feudları da Wrestlemania’ya kadar taşınmıştı. Böylesine büyük bir feud sonrasında iki isim yeniden aynı takımda yer alırlarken bunun hiç işlenmemesi bence çok feci bir karar. Nia’nın Liv ile bir önceki PPV’de tartışmalı bir maç sonu yaşamamış gibi takım olmasıyla Iyo ve Bayley’in de takım olması benzer kefede bence. Tüm bunlar tabii Rhea ve Morgan feudunun devam etmesini sağlamak amacıyla yapılıyor. Zira iki taraf arasındaki feud devam edeceği için burada bu feudun devamlılığını sağlayacak bir sonuç çıkması gerekiyor. Zaten heel takıma baktığımızda isim olarak face takıma göre daha güçsüzler. Özellikle Candice LeRea fazlasıyla sırıtıyor gibi. Onun pinlenmesiyle face takımın alacağı bir galibiyetle hem Rhea momentumu yeniden alacak gibi duruyor. Keza Liv’in üst üste kemer korumaları ve bir de Women’s Crown Jewel şampiyonluğunun ardından bunu bir şekilde dengede tutmak gerekiyor diye düşünüyorum. O yüzden bu zorlama ve beni hiç tatmin etmeyen maçı face ekibin kazanacağını düşünüyorum. Umarım ring içerisinde güzel şeyler izleriz.

Tahmin: Rhea Ripley & Bianca Belair & Naomi & Iyo Sky & Bayley


Singles Match for the WWE World Heavyweight Championship
Gunther(c) vs Damian Priest

Wrestlemania 40’da Drew McIntyre’a karşı yaptığı cash in sonrasında World Heavyweight kemerini elde eden Priest, kemerini SummerSlam’e kadar korumayı başarmıştı. Kemeri koruma döneminde güçlü bir şampiyon izlenimi vermeyen Priest, persona olarak heel bir karakter olmasına rağmen özellikle kemeri aldıktan sonra “savaşan bir şampiyon” unvanı elde edebilmek için kemer korumalardan geri kaçmamıştı. O dönem Judgment Day ile beraber hareket etmesine rağmen onların maça karışmasını istememiş ama yine de birtakım yardımlarla da kemerini korumak durumunda kalmıştı. Öyle ya da böyle bu iki büyük PPV arasında Jey Uso, Drew McInytre ve Seth Rollins’e karşı kemerle çıkmayı başarmıştı. Öte yandan Gunther ise King and Queen of the Ring’de Randy Orton’ı yenerek yeni King of the Ring olmuş ve bu sayede SummerSlam’de kemer maçı yapmaya hak kazanmıştı. Böyle bir ortamda girilen SummerSlam’deyse gecenin başında Dominik’in Rhea Ripley’e olan ihanetiyle sarsılan Priest, arka alanda Judgment Day üyelerinden ve özellikle son dönemde Liv Morgan ve kemeri tek başına koruma isteği konuları sebebiyle ters düştüğü Finn Balor’dan hesap sormuştu. Gün sonunda Priest, Balor’ın masum olduğunu düşünerek maça çıkmıştı. Ancak maç içerisinde Balor, Priest’in tuşa gittiği esnada Gunther’in ayağını iplere koyarak Priest’e ihanet etmişti. Bunun üzerine Priest’in dikkati dağılmış ve Gunther, onu Sleeper ile bayıltarak kemerin yeni sahibi olmuştu. Balor da nefret dolu bakışlarla Priest’e bakmıştı. Maçın sonucu zaten sansasyonel bitse de maçın içeriği de gerçekte muazzam geçmişti. İki ağır sıklet güreşçisi, oldukça sert bir maç geçirerek kemerin hakkını veren bir performans sergilemişlerdi.

SummerSlam sonrasında Priest, bir süre Rhea Ripley ile Judgment Day’den yedikleri intikamın peşinde koşmuşlardı. Bunun sonucunda Bash in Berlin’de Ripley ile takım olup Morgan ve Dominik’i yenmişlerdi. Aynı şovun main event’indeyse Gunther, Randy Orton’ı yenerek ilk kemer korumasını gerçekleştirmişti. Hemen ardındaki Bad Blood’daysa Priest, bu kez bire bir maçta Balor’ı yenerek ondan intikamını almayı başarmıştı. O dönemlerde Gunther ise Sami Zayn’e karşı bir feuda girerken ona istemeden de olsa maç hakkı vermiş ve 7 Ekim’de gerçekleşen kemer maçında kemerini korumayı başarmıştı. Daha sonrasında Crown Jewel’a giderken tarihin ilk Crown Jewel şampiyonluğuna odaklanan Gunther, Cody Rhodes ile feuduna başlamıştı. Crown Jewel’a doğru giderken 21 Ekim Raw’da Gunther, Cody’nin onun Smackdown’a davet etmesi üzerine konuşurken Priest yanına geldi. Priest karşısına çıktı ve sakin ol dedi. Kimse burada seni yere sermeyecek dedi. Seninle artık bir sorunum yok dedi. Benim sorunum Judgment Day'leydi dedi. Onu da çözdüm dedi. Şimdiyse sıra, kaybetmemiş olmam gereken şeyi geri almama geldi dedi. Gunther tam karşı çıkacakken Priest ise sen bir şey demeden söyleyeyim herhangi bir kısayol istemiyorum, bunu hak edeceğim, tıpkı diğer hak ettiklerim gibi dedi. Crown Jewel'a git, işini hallet, döndüğündeyse bir problemin olacak; ben dedi. Yenniden şampiyon olduğumdaysa daha büyük bir problemin olacak dedi. Gunther de güzelmiş deyip gitti. Aynı şovda işin Judgment Day tarafındaysa arka alanda ekip yeni odalarını konuşurlarken JD öne çıktı. Bunun üstüne Raquel geldi ve düşündüğüm tek şey Rhea Ripley, onu bulduğumda onu yok edeceğim dedi. Morgan onu sakinleştirerek doğru zaman geldiğinde doğru hamleyi yapacağız dedi. Ama Crown Jewel için Nia Jax'e odaklanmalıyım dedi. Ayrıca Tag Team kemerlerine odaklanmalıyız dedi. Balor sözü aldı ve herkes biliyor ki ben ve JD dünyadaki her takımı alt ederiz dedi. Benim endişelendiğim şey ise Damian Priest'in World Heavyweight için bir şans daha istemesi dedi. Dominik söze girdi ve peki ya ben Gunther'i yenip kemeri alırsam dedi. Carlito buna gülerken Morgan buna karşı çıktı. Raquel ise Carlito'ya döndü ve burada ne işin var diye sordu. Carlito ise ben Judgment Day'in cool etkisiyim dedi. Ayrıca bir çözümcüyüm, şimdi de çözüm getiriyorum, Dom yakında şampiyon olacaksın çünkü Pearce ile konuşmaya gidiyorum dedi. Carlito geri döndüğündeyse maçını aldım dedi. Dom ise ne zaman maça çıkacağım Gunther'le diye sordu. Carlito ise tam olarak Gunther'le değil dedi. Dom ise o zaman #1 Contender's maçı aldın dedi. Carlito tam olarak o anlamda da değil dedi. Önümüzdeki hafta eski Dünya Şampiyonu ile bir maç ayarladım sana dedi. Eğer kazanırsan Pearce seni #1 Contender's'lık maçına alacak dedi. Dom ise eski şampiyon kim diye sordu, Carlito ise sormadım ki, önemli bir şey mi bu diye sordu. 28 Ekim’de Damian Priest vs Dominik maçı gerçekleşti. Maç devam ederken Raquel ve Morgan hakemin dikkatini dağıttılar. O esnada da JD ve Carlito Priest'e saldırdılar. Ama Priest yılmadı ve JD ve Carlito'yu indirdi. Sandalye alıp onlara vurdu. Carlito'yu da ringe yollarken ona da sandalyeyle vurdu. Raquel onu kurtarırken o esnada Dominik bir rollup ile Priest'ın taytını da çekerek maçı kazandı. Maçtan sonra Dominik kaçmak istedi. Priest onu yakalayıp bir Razor's Edge çekti. Ama Priest hırsını alamadı ve eline sandalyeyi alıp Dominik'e saldırmaya başladı. Ringi terk etti ama yine dayanamayarak içeri girdi. Carlito ringe yine gelirken Priest önce ona sonra da Dominik'e South of Heaven Chokeslam çekti. Priest bir yandan kemer için potaya girmeye çalışırken Crown Jewel’da gecenin main eventindeyse Gunther, Sleeper ile Cody’i bayıltacakken ani bir tuşla Cody Rhodes, maçı kazanmayı bilmişti. Gunther de maçtan sonra sinirli bir şekilde rakibini tebrik etti.

4 Kasım Raw’a geldiğimizde Dominik vs Seth Rollins vs Damian Priest vs Sheamus World Heavyweight Championship #1 Contender's maçını izledik. Seth, Dominik'e Pedigree çekip maçı kazanmaya yaklaşırken Bronson Reed geldi ve dışarıda duran Sheamus ve Priest'e saldırdı. Seth de ona saldırdı ama Reed üstün çıktı. Reed, spiker masasını hazırlamaya başlarken Sheamus ve Priest toparlanarak ona saldırmaya başladılar. Ama iş ringe taşınınca Reed yine ikisine birden üstün çıktı ve ikisine de Death Valley Driver çekti. Sonra ikisine de Tsunami çekti. Sonra Seth'i spiker masasına yatırdı ve seyirci bariyerlerinden üstüne Tsunami ile atladı. Dominik de bir Frog Splash çekip Sheamus üstünden tuşa gitti ama Priest tuşu bozdu. Dominik sonrasında Priest'e 619 çekip Frog Splash'e yönelirken Priest onu havada yakaladı ve South of Heaven Chokeslam çekti. Tuşa giden Priest maçı aldı. Priest, arka alandaki röportajında Gunther'e mesaj yollarken sonra da Reed'e yöneldi, Gunther ile işim bitince seninle de ilgileneceğim dedi.

11 Kasım Raw’da Priest ve Gunther’i ringde grdük. Priest, ringde ilk kez beraber karşılaştığımızda, göz göze geldiğimizde şu vibe'ı anlamıştım dedi. Ben bu adamın neden bu kadar korkutucu ve yenilmez olduğunu anladım demiştim dedi. Kariyerimde ilk kez şüpheye düştüm dedi. Kabul etmesi çok iğrenç ama doğru, seni yenemeyeceğimi düşünmüştüm dedi. Eğer kardeşim denilen o adam bana ihanet etmeseydi, o kemer sende hiç olmayacaktı bile dedi. SummerSlam'deki en çılgınca şey neydi biliyor musun, sen şampiyon olduğunda o ilk aldığım vibe kaybolmaya başlamıştı dedi. Kaybolmaya başladı çünkü sen kendinden şüphe etmeye başladın dedi. İyice de kaybolduğundan emin olmaya başladım çünkü Cody de seni pinledi dedi. Gunther sinirlenince Priest de Survivor Series'i beklememize gerek yok dedi. Atışını yap ama yapmayacağını biliyorum çünkü yaparsan seni yere indiririm dedi. Çok geçmeden Kaiser geldi. Sana bu adamın seni daha önce yendiği gerçeğini anlatmam gerçekten gerekiyor mu diye sordu. Sana biraz tavsiyede bulunayım dedi ve ringe girdi. Ringi terk et ve kendini kurtar dedi. Çünkü sana garanti ederim ki bu adamla ringde ikinci buluşmanda sonuç yine aynı kalacak, seni yine yenecek çünkü sen değersizsin dedi ama Gunther onu durdurdu. Gunther, Kaiser'e kızsa da Kaiser yine mikrofonu aldı ve bu sokak çöpünün seninle bu şekilde konuşmasına izin veremem dedi. Ama Priest bir yumrukla Kaiser'i yere serdi. Sonra da Clothesline ile ringin dışına attı. Gunther'le yüz yüze geldiler ama Gunther münakaşaya girmeden ringi terk etti. Sonrasında da Damian Priest vs Ludwig Kaiser maçını izledik. Priest maçı almayı başardı. 18 Kasım Raw’da Kaiser arka alandayken Gunther yanına geldi. Orada ne yaptın diye sordu geçen hafta için. Gunther de benim adıma bir daha konuşma dedi. Kaiser kendisini açıklamak istedi ama Gunther onu böldü. Onu demek istemedim, demek istediğim daha iyi yapmalıydın dedi. Kim olduğunun farkına varmalı, oraya çıkmalı ve adını duyurmalısın, kendin için konuşmalısın dedi. Almanca bir şeyler söyledi. Sonra da bundan sonra, kendin için ayakta dur dedi. Kaiser de teşekkür etti. Kaiser gidecekken Gunther, bak gözlerime ne görüyorsun, hala eski Ring General'ı görüyor musun dedi. Kaiser de %100 görüyorum, hiçbir şey değişmedi ki dedi. Gunther de Priest'den bahsetti ve kanıma girdiğini mi düşünüyor dedi. Sonra da giremez dedi. Sonra da oraya git ve kendi işini çöz dedi. Gunther de Kaiser gidince az ileride Priest'i otururken gördü ve arkadan ona saldırdı. Ona Sleeper bağladı ve Priest onu masaya çarptırarak kurtuldu. Ardından da bir tekmeyle onu yere serdi. Koltuğa oturdu ve Gunther, sen ringde bir General'sin ama sokaklarda kral benim dedi. Pearce geldi bu da ne böyle dedi. Priest de sakin ol, şampiyonunla laflıyorduk dedi. Sonra da aslında buza ihtiyacı var dedi ve gitti. 25 Kasım Raw’da Priest ve Gunther’i ringde gördük. Priest, ringdeyken Gunther ile röportaj yapılmasını ve onun konuşmasını istedi. Çünkü yüzüme karşı bu hafta bir tuzak kurup kurmayacağını söylemesini istiyorum dedi. Gunther sözü aldı. Ama konuşamadan Priest yine devam etti, hepimizin eski Gunther'in geri döndüğüne inanmamızı istiyorsun biliyorum dedi. Sen ve ben ikimiz de bunun olmayacağını biliyoruz dedi. Senin şu anda neden bu durumda olduğunu biliyorum dedi. Birden konuşmayı kesmenin sebebi düzgün davranamaman çünkü hayatında benim gibi bir problemle daha önce hiç yüzleşmemen dedi. Survivor Series'te bu problem, o kemeri alacak dedi. Beni ne cesaretlendiriyor biliyor musun, Survivor Series sonrası Gunther'e ne olacağı dedi. Ring General sokaktan gelen bir adama kemer kaybederse ne olur ki diye sordu. Gunther konuşmaya çalıştı ama yine konuşmadı ve ringi terk eder gibi yaptı. Ama mikrofonla Priest'e vurup onu yere indirdi. Saldırmaya da devam etti. Bir de Big Boot çekti. Ring aşağısında da Clothesline çekti. Sonra da spiker masasını hazırlamaya başladı. Ama Priest toparlanıp Gunther'in kafasını ring postuna vurdu. Sonra da spiker masasına Razor's Edge çekti.

Bence maçın sonucu biraz tahmin edilebilir olsa da maç içi açısından SummerSlam’deki gibi oldukça güzel ve sert bir maç izleyeceğimizi düşünüyorum. Gunther, SummerSlam’de kazanmak için Balor’a ihtiyacı olurken ben burada temiz bir galibiyet alacağını düşünüyorum. Zaten belirttiğim gibi ben kemeri Wrestlemania’ya da götürmesini bekliyorum. Belki burada veya belki Royal Rumble’da olacak ama bence Brock Lesnar’ın dönüşünde bir engel kalmazsa Wrestlemania’da da Brock Lesnar ile maç yapmasını bekliyorum. Priest içinse Bron Breakker ile feuda girebileceği bir senaryo olabilir belki.

Tahmin: Gunther

 

Triple Threat Match for the WWE Intercontinental Championship
Bron Breakker(c) vs Sheamus vs Ludwig Kaiser

Jey Uso’ya sürpriz bir şekilde kemerini kaybettikten sonra çok geçmeden kemerini geri almayı başaran Bron Breakker, aslında uzun bir süredir feudda olduğu bu iki isme karşı kemerini korumak için ringe çıkıyor. 23 Eylül Raw’da kaybettiği kemerini bir ay sonra 21 Ekim Raw’da geri alan Bron, kemeri almasının ardından da Pearce’dan kendisine rakip istediğini söylemişti. Herkese de sürekli mesaj göndermişti. Örneğin 28 Ekim Raw’da geçen hafta ne söylediysem onu yaptım ve kemerimi geri aldım dedi. Ne isterseniz söyleyin gerçek şu ki Jey'i tuş edip kemeri kazandım dedi. Şansı olduğunu düşünen herkese söylüyorum, ilk aldığımda da söylediğim gibi köpek kavgası istiyorsanız gelin ve alın dedi. 4 Kasım Raw’da da Pearce’ın yanına gitti. Pearce elini uzattı ve Bron da biraz beklese de elini sıktı. Bron buraya Intercontinental şampiyonu için sırada ne var onu öğrenmek için geldim dedi. Pearce da seçenekleri değerlendiriyorum, biraz sabret dedi. Bron da Sheamus'u yenip yeni Speed şampiyonu olacağım dedi. Sonrasında umarım birileri beni bekler dedi. Beni çok bekletme dedi ve gitti.

Bir sonraki hafta yani 11 Kasım Raw’da Bron arka alanda röportaj verirken Sheamus yanına geldi. Sheamus bana benim ilk zamanlarımı hatırlatıyorsun dedi. Cena'ı yenip ayağımı onun üstüne koyduğumda kibir yapmıştım, sende de o kibirden var dedi. Sonra da sözü Intercontinental kemerine getirdi. Bron ise hiçbir cümleni dinlemedim bile dedi. Ama kemer için maç yapalım istiyorsan cevabım evet dedi. 18 Kasım Raw’daysa Bron Breakker ve Sheamus arasında kemer maçı izledik. Maç ring aşağısına taşarken Breakker Super Spear'a gittiği anda Kaiser geldi ve Breakker'ı bir Clothesline ile yere serdi, maç da DQ ile sonlandı. Kaiser, Breakker'a saldırmaya devam etti. Sonra da Sheamus'a koştu ve çelik basamaklara doğru Dropkick çekti. Çelik basamaklara çıkıp kolunu kaldırdı. Sonra da Sheamus'a bağırdı, sana demiştim, sen sonsuza kadar gidene kadar durmayacağım demiştim dedi. Burada aslında Kaiser ve Sheamus arasındaki feuddan ve hatta daha önceleri Sheamus ve Bron Breakker arasındaki feuddan da çok kısa bahsetmek gerekiyor. Çünkü bu üç isim arasındaki yaşananlar pek de Kasım ayıyla sınırlı değil gibi. Örneğin 6 Mayıs Raw’da Sheamus ve Gunther arasında King of the Ring turnuvası için maç yapılırken Kaiser, Gunther'e yardım etmeye çalışmış, Sheamus'un dizini hedef almış ancak hakeme yakalanmıştı. Hakem de onu arka alana yollamıştı. Ancak Sheamus dirense de Gunther çok fazla dizine saldırmıştı. En sonunda Half Boston Crab ile rakibini pes ettirmişti. Böylece Sheamus bir nevi Kaiser yüzünden King of the Ring turnuvasından elenmişti. 27 Mayıs Raw’da Sheamus ringde promo kesti. Dayanamadığı şeyin kendisi evde oturup dinlenirken -Kaiser'i kastederek- Gunther'in tescilli askılığının kendisi hakkında yorum yapması olduğunu söyledi. Ama geri döndüm dedi. Sheamus konuşmasını sürdürürken dev ekrandan Kaiser bağlandı. Her zamanki gibi ağladığını ve şikayet ettiğini duydum ve geldim dedi. King of the Ring'deki mağlubiyetin için yine beni suçluyorsun dedi. Gunther'i suçla çünkü o senin King of the Ring'in dedi. Sakatlandıktan sonra evde yatıp buraya benim ne yapmam gerektiğini söyleyemezsin dedi. Sheamus kapa çeneni dedi. Bu çöplüğe dayanabilecek misiniz yoksa gidip onu haklıyım mı dedi ve arka alana doğru yol aldı. Sheamus arka alanda Kaiser'i ararken beklemediği bir anda Kaiser ona saldırdı. Sheamus karşılık verirken iki isim girişin oraya geldiler. En son Pearce ve görevliler iki ismi ayırdılar. 3 Haziran Raw’da Sheamus'a geçen hafta Kaiser'le yaşadığı olaydan sonra bu hafta Kaiser'le yapacağı maç öncesi hisleri soruldu. Sheamus geçen hafta Kaiser'in kaybolduğunu ona arkadan saldırdığını söyledi. Bu zamana kadar onu ben Gunther'in koca ağızlı anonscusu olarak düşünmüştüm ama o nefes alan bir Ken Doll dedi. Sinir bozucu, küstah olabilir ama belki Gunther onu arkada tutuyordur dedi. 15 yıldır WWE'de olduğunu ve dövüşe başlarken de en iyilerle başladığını söyledi. Saygımı kazanabilmeniz için de benimle baş etmeniz gerekir dedi. Ardından da maça doğru giriş yaptı. Ancak Kaiser arkadan geldi ve Chop Block ile Sheamus'a saldırdı. Görevliler ayırana kadar da dizine saldırmaya devam etti. Maç bu şartlar altında başlarken Sheamus oldukça zorlandı. Hakem birkaç kez maçı bitirmek istedi ama Sheamus pes etmedi. Ancak Kaiser dizine saldırmaya devam etti ve ani bir tuşla da maçı aldı.

Haziran ayının devamında Bron Breakker da o dönem Sami’nin tuttuğu Intercontinental kemeri için potaya girmeye çalışmıştı. Sheamus da 15 yıllık WWE kariyerinde Royal Rumble, Money in the Bank, King of the Ring, Grand Slam şampiyonlukları, United States, Tag Team şampiyonlukları kazanmışken, kariyerinde tek eksik olan Intercontinental kemerinin peşinden gitmek istemişti. 17 Haziran Raw’da Sami ve Bron ringdeyken Sheamus geldi. Sheamus, herkesin de bildiği üzere son on beş yıldır bu kemerin peşindeyim dedi. Sami'ye eğer birilerine fırsat vermek istersen beni de değerlendirebilirsin dedi. Sana saygı duyuyorum, ama o kemer için ne yapmam gerekirse her şeyi yaparım dedi. Bron söz aldı. Ben burada yokmuşum gibi konuşmaya devam mı edeceksin diye sordu. Kimse seni ve kazandığın şampiyonlukları umursamıyor, eğer yoluma çıkarsan olabilecekleri herkes biliyor dedi. Şu anda da benim yolumda duruyorsun ve senin de kıçını tekmelemeyi bilirim dedi. Sheamus da ne yapacaksın, beni aptal listene mi alacaksın dedi. WWE'deki yeni bir yüz olarak buralarda takılıyorsun anlıyorum dedi. Ama söz konusu IC kemeriyse, burada hiçbir söz hakkın yok ve sen yeni bir çocuksun dedi. Seni sıranın en sonuna almadan önce neden kendin en sona geçmiyorsun dedi. Sami aralarına girdi. Bu işi çözmeniz gerek gibi duruyor dedi. Arka alana gidip, Pearce ile konuşup bu ikisinin bu gece konuşmamasını, kavga etmelerini sağlayacağım dedi. İkilinin maçı ileriki anlarda başladı. Sheamus Brogue Kick pozisyonu alırken Kaiser geldi ve Sheamus'un ayağını tutup ring postuna çarptırdı. Bunu gören hakem ise maçı DQ ile bitirdi. Kaiser saldırmaya devam ederken Sheamus da karşılık verdi. O esnada da Bron'dan bir Spear yedi. Görevliler Bron'u arka alana götürürlerken Kaiser dönüp Sheamus'a saldırmaya devam etti. Sheamus'un dizini çelik merdivenlere dayayıp Dropkick için koşmaya başlarken, diğer taraftan koşan Bron Breakker, devasa bir Spear ile Kaiser'i yere serdi. Bron, Sami'ye de bir şeyler yapmak isterken görevliler araya girdi. O esnada da Sami kemerini gösterip istediğin zamanda dedi. Bron Sami'yi iterken, bu sefer görevliler Sami'yi zar zor durdular. Bir sonraki hafta yani 24 Haziran Raw’da Bron Breakker vs Ludwig Kaiser maçı izledik. Maç devam ederken Kaiser tam Breakker çelik merdivenlerin oraya yatırmışken Sheamus seyircilerin arasından geldi ve Kaiser koştuğu an bir High Knee çekti. Maç DQ ile biterken Sheamus, spiker masasını Kaiser için hazırladı. Tam Powerbomb'a yeltenirken de Bron'dan Spear'ı yedi. Bu olaydan sonra arka alana giden Bron, büyük bir sinirle Pearce’ın kapısını çaldı. Zaten King of the Ring’e alınmamasından ötürü GM’e çok ciddi tepki gösteren ve buna karşılık kontrolü zor olaylar yaşatan Bron, bu kez istediğini almayı başardı. Pearce kapıyı açınca insanların işime burnunu sokmasından artık sıkıldım dedi. Geçen hafta Kaiser olmasa Sheamus’ı yenerdim, bu hafta da Sheamus olmasa Kaiser’i yenerdim dedi. Pearce da lütfen sakin ol ve bu işi bana bırak dedi. O esnada da Sami geldi. Sami, kemerim için maç mı istiyorsun, istediğin yerde istediğin zamanda olsun o zaman dedi. Bron da Money in the Bank’i işaret etti. Sami de bunu kabul etti. Pearce da resmileştirdi. Ancak Money in the Bank’ta Sami, kemerini korumayı başardı.

Money in the Bank sonrasında Sheamus, bir süreliğine Pete Dunne ile feuda girerken Bron ise Sami’nin peşini bırakmadı. SummerSlam’de de Sami Zayn’i yenerek kemerin yeni sahibi oldu. Ağustos ayındaysa Sheamus ve Kaiser arasında yaşananlar tekrardan alevlendi. 5 Ağustos Raw’da Sheamus vs Ludwig Kaiser maçı izledik. Maçı Sheamus üstün götürünce Kaiser sakatlanmış numarası yaptı ve Sheamus'u gafil avlayarak üstünlüğü aldı. Sonrasında Sheamus yine üstün çıkarken dışarıda olduğu esnada Pete Dunne elinde Shillelagh ile Sheamus'a saldırmaya çalıştı ama Sheamus son anda kurtuldu. Dunne yine saldırmak istedi ama Sheamus saldırdı ve High Knee çekti. Ardından ringe dönen Sheamus Borgue Kick ile Kaiser'i de yenmeyi başardı. 12 Ağustos Raw’da Sheamus ile arka alanda röportaj yapılırken ona Pete Dunne'ın Butch ve Sheamus hakkında söylediği kötü sözler soruldu. Sheamus da hala Dunne'ın onunla ne alıp veremediğini anlamadığını söyledi. Ben ona el uzatırken o ise beni suçluyor dedi. Ben 6 ay ortalıkta yoktum o ise beni suçluyor dedi. İşin ironik kısmıysa hala benim ismim üzerinden kendisini önemli biriymiş gibi göstermeye çalışıyor dedi. O esnada da yanına Kaiser geldi. İkisi arasındaki olayların geçen haftaya rağmen sonlanmadığını söyledi. Celtic Warrior'u sonsuza kadar bitirmek için geleceğini söylemiştim dedi, Sheamus cevap verecekken Dunne ona arkadan saldırdı. Dunne, Kaiser ile de yüz yüze geldi ama ona bir şey yapmadı. Sonra da elindeki Shillelagh ile ona defalarca kez vurdu. 2 Eylül Raw’daysa Sheamus ve Kaiser ikilisini bu kez Intercontinental kemeri için yapılan turnuvada beraber gördük. Bu kez Braun Strowman da maçın içerisindeyken öaç içerisinde Sheamus, Kaiser'e Borgue Kick çekip işi bitirecekken Pete Dunne geldi ve Sheamus'u ayaklarından çekerek tuşu bozdu. Sonra da Shillelagh ile ona saldırdı. Strowman ise Kaiser'i ringde tek yakaladı ve maçı bitirdi. Böylece iki isim de Intercontinental kemer mücadelelerinde geri plana düştüler. Sheamus, Dunne ile feuduna devam ederken, Kaiser de Imperium bünyesinde olduğu için Gunther’in yanında yer aldı ve onun kemer feudlarında yancı rolünü oynadı. Bron Breakker ise Eylül ayının sonunda kemerini Jey Uso’ya kaybetti.

Ekim ayına geldiğimizdeyse Sheamus, 7 Ekim’de Good ol Fashion Donnybrook maçında Pete Dunne’ı yenerek sonunda bu feudu bitirdi. Kaiser ise Gunther’in bu kez Crown Jewel mücadelesinde yanında olurken Sheamus ile uzun bir süredir devam eden feuduna da devam etti. 28 Ekim Raw’da iki isim karşı karşıya gelirlerken Sheamus maçı aldı. Maçtan sonra Kaiser ise arka alanda Sheamus'a mesaj gönderdi ve bu işten vazgeçmeyeceğini söyledi. Aynı ayda Bron Breakker ise Jey Uso’yu yenerek 1 aylık aranın ardından Intercontinental kemerine kavuştu. Kasım ayına geldiğimizdeyse biraz üstte bahsettiğim gibi Sheamus, ana kadroya yükseldiği ilk dönemde sorun yaşadığı Bron Breakker’a kemer için meydan okudu. 18 Kasım Raw’daysa iki isim kemer için maça çıkarlarken maçtan önce Gunther tarafından motive edilen ve kendisi için mücadele etmesi söylenen Kaiser, maça karışıp maçın DQ ile sonlanmasına sebep oldu.  Hem Breakker’a hem de Sheamus’a saldıran Kaiser, kemer için de mesajını vermişti. 25 Kasım Raw’daysa Bron Breakker vs Ludwig Kaiser maçı izledik. Maç devam ederken Sheamus, Kaiser'e arkadan saldırdı ve maç DQ ile bitti. Sheamus, Kaiser'e saldırmaya devam ederken Bron onu durdurdu. İki ismin arası gerilirken görevliler araya girdiler. Ama ona rağmen kapışmaya devam ettiler. Kaiser de onlara katıldı ve üç isim birbirlerine girdiler. En son Pearce geldi ve yeter artık dedi. Herkes kavga etmek istiyor o zaman Survivor Series'te Triple Threat olsun dedi ve maçı resmileştirdi. Pearce gitti ama üçlü kavgalarına devam ettiler. En sonunda zar zor ayrıldılar.

Ring içi olarak da güzel şeyler vaat eden bu maçta ring dışı da bence hiç de fena işlenmedi gibi. Üç isim son birkaç aydır bir şekilde birbirleriyle mücadele ederlerken bunun bir Triple Threat ile çözülmesi en mantıklı yol gibi duruyor. Doğrusu ben Sheamus’u Wrestlemania için Intercontinental’a odaklanacağını ve hatta orada da kemeri kazanarak kariyerindeki tek eksikliği de kapatacağını düşünüyordum ama benim beklediğimden erken bir şekilde IC kemer feuduna dahil oldu. Bununla birlikte Breakker’ın da kısa süreli kemer kaybı sonrasında kemeri geri almasının ardından tekrardan bu kadar çabuk kaybedeceğini de düşünmüyorum. Bence Bron kemerini koruyacaktır. Hatta Wrestlemania’ya da kemerle gidecektir.

Tahmin: Bron Breakker

 

Singles Match for the WWE United States Championship
LA Knight(c) vs Shinsuke Nakamura

Crown Jewel’da kemerini Andrade ve Carmelo Heyes’in olduğu bir Triple Threat maçında korumayı başaran LA Knight, bu kez Şubat 2024’ten beri ekranlarda olmayan Nakamura’ya karşı kemerini korumak için ringlere çıkıyor. Biraz sürpriz bir feud olarak nitelendirebileceğimiz bu feud kısa bir süredir işlense de en azından orta vadeli bir şekilde devam edebilecek bir potansiyeli barındırdığını düşünüyorum. Knight kemerini SummerSlam’den bu yana korurken bu 3-4 aylık dönemde aktif olarak kemer koruması yapsa da orta-uzun döneme taşınabilecek bir feud içerisine girememişti. Öte yandan Nakamura da yılın başlarında Cody Rhodes ile girdiği feuddan beri ekranlarda gözükmüyordu. Dolayısıyla iyi bir eşleşme olduğunu söylemek gerek.

Nakamura’nın WWE’deki konumunu oldukça talihsiz buluyorum. Mid Carder ve Main Eventer arasında git gel yaparken push alır bir konumdan ziyade daha çok push verir bir konumda duruyor. Örneğin geçtiğimiz yılın sonlarında Seth Rollins, World Heavyweight şampiyonuyken Nakamura, iki PPV (Payback ve Fastlane) üst üste kemeri ondan alabilmek için çok uğraşmıştı. Main eventer’lığa tekrardan yükselmesine, Main Event maçlarına ve feudlarına çıkmasına rağmen makus talihini yenemeyerek kemeri alamamıştı. Yılın başlarında da Cody Rhodes ile benzer bir feuda girerken yine mağlup olmuştu. Bu yüzden daha çok yükselişte olan isimlerin push almasına yardımcı olurken, Main Eventer Jobber’lığı olarak görebileceğimiz bir pozisyonda yer alıyor. Önemli bir isim ama “o kadar da önemli değil” pozisyonunda desek daha doğru olur gibi. Böyle bir sürecin ardından da 15 Kasım Smackdown’da 8 aylık bir aranın ardından ringlere döndü. Aynı şovda LA Knight bir kez LA Knight United States Open Challenge başlatıyorum dedi. Legado Del Fantasma bu challange'a karşılık verdi. Santos sözü aldı, neden hiç ilginç, cool şeyler söylemiyorsun diye sordu Knight'a. Neden Escobar, Si gibi cool şeyler söylemiyorsun ki diye yineledi. Arada seyircilere de laf attı. Sonra da devam etti. Kendini konuşurken duymaktan hiç bıkmadın mı, sıkılmadın mı dedi. Sizi bilmem ama ben sıkıldım ve senin çeneni kapama zamanı da geldi bence dedi. Bak, Elaktra Lopez de burada ve tarihin ilk Women's United States şampiyonu olmak için ciddi bir şansı var dedi. Ben de şunu düşündüm ki, senin kemerin de neden Legade Del Fantasma'ya gelmesin ki dedi. O yüzden şunu yapıyoruz dedi ama Knight onu böldü. Hırsını takdir ediyorum, söylediğin her şeyi de duydum dedi. Ama Berto'ya dönerek, bu salak bütün gündür bana bakıyor dedi. Kafam barbekü sosla bulanmış gibi bakıyor, belki de açsındır bilemiyorum dedi. Sonra Santos'a döndü. Sen ve ben, biz çoktan bittik seni zaten yendim dedi. Ama bu adama hayatının fırsatını verebilirim dedi. Sana hayatının fırsatını vereceğim ve seni baban gibi döveceğim dedi. Ama çok heyecanlanma, bana babacık diyebilecek tek kişi buradaki kızdır dedi Lopez'i gösterek. O bana babacık derken, sen de amca derken herkes de LA Knight, Yeah diyecek dedi. Escobar bu duruma sinirlenirken Berto da Knight'a vurdu çok geçmeden hakem gelip onu ayırdı ve maçı başlattı. Sonra da Knight kemerini korudu. Knight maçtan sonra sevinirken arkasını döndüğü anda Nakamura'nın return yaptığını gördük. Nakamura, tekmelerle Knight'ı yere serdi. Nakamura'nın daha karanlık, daha gizemli bir görünür içerisinde olduğunu söylemek gerek. 22 Kasım Smackdown’da LA Knight vs Santos Escobar arasındaki kemer maçını izledik. Knight maçı üstün götürürken girişin orada Nakamura gözüktü. Knight, dikkati dağılsa da maçı kazandı ve kemerini korudu. Maçtan hemen sonra Nakamura ringe girip Knight'a saldırdı. Omzunu birkaç kez ring postuna vurdu. Sonra da arkadan Kinsasha çekti. İlerleyen anlarda Nakamura'nın Japonca konuştuğu bir video ekranlara geldi. Knight'a seslendi ve seni izledim, seni senden daha çok öğrendim dedi. Güvensizlik bilmecesi içerisindesin dedi. Onlara çaresizlik aurası içerisinde senin adına tezahürat yapmaları için yalvarıyorsun dedi. Senin ne kadar korktuğunu, kendine yalan söylediğini görmemeleri için etrafa saldırıyorsun dedi. Ama korkuların gerçekleşti dedi. Bu senin bitişinin başlangıcı dedi. 29 Kasım Smackdown’da da Nakamura, ring içi return’ünü de gerçekleştirdi ve Andrade’yi yendi. Maç için yeni müziği ve yeni tarzıyla ringe geldi. Oldukça cool, oldukça sakin bir tavırla entrance'ını yaptı. Maçı da kazanmayı bildi. Maçtan sonra Knight, Nakamura'ya saldırmaya geldi ama Nakamura'dan Mist geldi.

Bu maç benim için biraz bilmeceli duruyor. Belirttiğim gibi Nakamura’nın dönüşü sürpriz olurken bir gimmick değişikliği içinde olduğu da görülüyor gibi. Daha karanlık daha sakin ama daha tehlikeli bir görünümde olan Nakamura, bir yandan da oldukça ciddi görünürken simsiyah giyinmeye de başladı. Bir Mortal Combat karakterini andırırcasına hareket ederken yine yükselişte olan isimleri yükseltme pozisyonunda mı olacağı yoksa yeniden push mu alacağı belirsiz bir halde hareket ediyor. Ben Knight’ın kemerini Wrestlemania’ya taşıması gerektiğini düşünüyorum ancak Nakamura’nın bu yeni hali de aynı sonucu doğuracaksa pek bir anlamı kalmamış olacak. Ben bunun boşa gitmemesi gerektiğini düşünerek Nakamura’nın kemeri almasını bekliyorum. Her ne kadar genellikle haftalık şovları üstün kapatanlar PPV’lerde kaybetseler de yine böyle bir tahminde bulunacağım. Çünkü bu Nakamura eğer değişik bir Nakamura’ysa, tahmin edilmesi zor bir karakterse (ki Andrade’yi yenerken turnbackle’ı çıkarması, sonrasında hiç tereddüt etmeden Knight’a mist çekmesi) bu maçı alıp en azından bir süre title reign’i yapmalı. Zaten sonuç ne olursa olsun bu feud mutlaka devam edecektir. En sonunda da Knight’ın yeniden kemeri kazanması gerektiğini düşünüyorum. Belki Saturday’s Night Main Event’te veya belki Royal Rumble’da Knight kemeri geri alıp Wrestlemania’ya kemerle gitmeli. O yüzden Knight burada kazanacaksa bile hiç değilse roll-up ile vs almalı diye düşünüyorum. Gün sonunda Nakamura kemeri alamadan yine Knight’ı yükseltmek için döndüyse de keşke Wrestlemania için dönseydi diye düşünürüm. O yüzden bu dönüşün ve dönüşümün anlamlı olabilmesi için Nakamura bence kemeri almalı.

Tahmin: Shinsuke Nakamura


Men’s WarGames Match
Roman Reigns & The Usos (Jey Uso & Jimmy Uso) & Sami Zayn & CM Punk w/Paul Heyman vs The Bloodline (Solo Sikoa & Jacob Fatu & Tama Tonga & Tonga Loa) & Bronson Reed

Roman Reigns, Jey, Jimmy, Solo ve Sami Zayn bundan tam 2 sene önce yani Survivor Series 2022’de Sheamus, Butch, Kevin Owens, Ridge Holland ve Drew McIntyre’a karşı galibiyet aldıklarında resmen dünyanın en tepesinde yer alıyorlardı. Roman da her iki brand’in ana kemeri de varken 2,5 yıldır da Universal kemerini elinde taşımaktaydı. Öte yandan Uso’lar da uzun bir süredir Tag Team kemerlerini de taşırken Mayıs 2022’de de Smackdown Tag Team kemerlerini de kazanmışlardı. Sami ve Solo’nun da ekibe katılmasıyla beraber Bloodline, tarihinin en görkemli günlerini yaşamaktaydı. Özellikle Sami Zayn, aileyle bir kan bağı olmamasına rağmen ekibe girebilmek için defalarca kez kendini kanıtlamak zorunda yer alırken Survivor Series 2022’de de maçın kilit adamı olmuş, sadakatini kanıtlamış, en yakın arkadaşı Kevin Owens’e karşı gelmiş ve kafadaki soru işaretlerini bir süreliğine dindirmişti. Ancak Roman’ın 2020 yılından bu yana Wise Man Paul Heyman ile beraber başlattığı bu hanedanlığın da bir nevi sonunun başlangıcı olmuştu Survivor Series 2022. Çünkü en tepeye çıktığınız zaman gidecek başka bir yer kalmıyor. En ufak bir hatanızda gideceğiniz tek yol, aşağısından başka bir şey olmuyor. 2020’de Roman, Wise Man Paul Heyman’la beraber başladığı bu yolda ilk olarak karşısına kuzeni Jey çıkmış ancak bu feud sonrasında Roman’ın üstünlüğünü kabul eden Jey ve Jimmy, onun yanında yer almışlardı. İlerleyen zamanlarda Sami’nin gruba katılma çabaları, Jey ve Jimmy’nin küçük kardeşleri Solo’nun ekibe katılmasıyla beraber bu üstün grup Survivor Series 2022’de en tepeye çıktıktan sonra belirli problemlerle yüzleşmek durumunda kalmışlardı.

Öncelikle Sami’nin sadakatinin yeniden sorgulanmasıyla beraber Sami de grubun yaptıkları karşısında bir yerden sonra rahatsızlık duymaya başlamış ve en yakın arkadaşı Kevin Owens’e yapılanlardan Roman’a sırtını dönmüştü. Sonrasında grup yolunda Sami’siz devam ederken Wrestlemania 39’un ilk gecesinde Uso’lar da Tag Team kemerlerini Sami ve Owens’a kaybetmişlerdi. İkinci gecesindeyse Roman, Solo’nun yardımıyla Cody Rhodes’a karşı kemerini korumuştu. 2023 yılı içerisinde Roman, Jey ve Jimmy’e Tag Team kemerleri için sinirini gösterirken Uso’lar da her seferinde kemeri alma girişimlerinden başarısızlıkla ayrılmışlardı. Roman bu durumdan memnun olmazken, Solo’yu artık bu iki isimden ayrı bir yere koymaya başlamıştı. Bu mobbing’lere dayanamayan Jimmy, Roman’a karşı gelirken Jey de kardeşini bırakmamak için onun yanında durmuştu. Hatta Money in the Bank 2023’teyse Jimmy ve Jey, Roman ve Solo’yu yenerlerken Jey, 2019 Aralık’tan sonra Roman’ı ilk pinleyen kişi olmuştu. SummerSlam 2023’te de kemer için Roman’ın karşısına çıkarken Jimmy’nin ihaneti sebebiyle kemeri alamamış ve resmen Bloodline’dan ayrılmıştı. Roman’ın yanında sadece Jimmy ve Solo kalırken, Wrestlemania 40’ta kemerini bir kez daha Cody Rhodes’a karşı korumak zorunda kalmıştı. Aslında kemerini Rock’a karşı korumak isteyen Roman, Cody’nin kendisini seçmesiyle bu planı suya düşmüş, Rock da heel turn yaparak Cody’nin kemeri alamaması için her şeyi yapacağını söylemişti. Wrestlemania 40’ın ilk gecesinde Rock ve Roman; Rock’ın Cody’i pinlemesiyle Cody ve Seth’i yenmeyi başarmışlardı. Maç Bloodline Rules altında oynansa da Wrestlemania 40’ın ikinci geçesinde Cody, oldukça epik bir maçta Roman’ı yenerek onun 3.5 yıllık title reign’ini bitirmeyi başarmıştı.

Bu kemer kaybının ardından Roman ekranlardan uzaklaşırken Bloodline’ın başına Solo geçmişti. Roman’ın dönüp dönmeyeceği belirsizken Solo, Roman’ın yanında zaten oldukça güçlenmiş, önemli galibiyetler almış, ikinci adam olarak Roman tarafından resmen halef ilan edilmişti. Ancak Roman’ın resmi ağzından böyle bir emir gelmezken Solo, bir nevi boşluk bularak kendi Bloodline’ını yaratmaya çalışmıştı. Öncelikle öz abisi Jimmy’i elemine ederken ekibe aile dostları Haku’nun üvey oğlu Tama Tonga’yı katmıştı. İlk kurban olarak Kevin Owens’ı seçerlerken Owens’ın desteğine Randy gelince Backlash’te bir Tag Team maçı gündeme gelmişti. Aynı gece, Tama Tonga’nın üvey kardeşi yani Haku’nun öz oğlu Tonga Loa da debut yaparak Bloodline’a katılmış ve onun yardımıyla Solo ve Tonga maçı kazanmışlardı. Bu feud bir süre daha devam ederken Paul Heyman, Solo’nun bu başına buyruk hareketleri karşısında her zaman Roman’ın tarafında yer almış ve onun böyle şeyleri onaylamayacağını söylemişti. Solo ise ısrarla Roman’ın dönmeyeceğini, kemeri kaybederek aileye yeterince zarar verdiğini söylemişti. Bunun üzerine bu zararı telafi edebilmek için de kemeri aileye geri getireceğini söylemişti. Bu süreçte de ekibe bir başka kuzen Jacob Fatu’yu katmıştı. Fatu oldukça şaşalı bir debut yaparken tek başına Cody’i, Randy’i ve Kevin Owens’ı indirmeyi başarmıştı. Böylece Solo, yeni Roman olurken Jacob Fatu da yeni Solo Sikoa olmuştu. Bu yeni Bloodline, Roman’a olan sadakati sebebiyle Solo’yu Tribal Chief olarak kabul etmeyen Paul Heyman’ı da elemine ederlerken Money in the Bank 2024’te Cody, Randy ve Owens’a karşı da galip gelmeyi başarmışlardı. Hatta o dönem Tag Team kemerlerini de Bloodline kazanırken sonraları Motor City Machine Guns’a kaybetmişlerdi.

Solo kemer için iyice iddialı bir konuma gelirken SummerSlam 2024’te de Cody’nin karşısına çıkmıştı. Ancak aynı gece Wrestlemania 40’tan bu yana ekranlarda gözükmeyen ve OTC (Original-Only Tribal Chief) t-shirtüyle Roman, geri dönüşünü gerçekleştirmiş ve yıllardır karşısında durduğu Cody Rhodes’a karşılık Solo’nun kemeri almasına engel olmuştu. Survivor Series 2022’de her şeye sahip olan Roman, tam 1.5 sene sonra SummerSlam 2024’te her şeyini kaybeden bir anti kahraman olarak geri dönüşünü yapmıştı. Bu hali seyirciler tarafından oldukça cheer alırken Roman da bir kez daha her şeye sahip olabilmek, kaybettiği tüm şeyleri geri alabilmek için bu yeni Bloodline’a karşı tek başına savaş açmıştı. Roman, aslında çok değişmemişti. Ama her şeyini kaybetmesi, ister istemez onu geriye itmişti. Roman bu yalnız başladığı mücadelesinde eski düşmanıyla, ortak bir amaç uğruna beraber hareket etmek durumunda kalmıştı. Bad Blood 2024’te Cody Rhodes ile takım olarak Solo ve Jacob Fatu’nın karşısına çıkmışlardı. Maç devam ederken Jimmy Uso geri dönmüş ve Roman’la Cody’nin maçı kazanmasına öncülük etmişti. Ancak aynı gece Rock da geri dönüş yaparken hem Roman’a-OG Bloodline’a hem Yeni Bloodline’a ve belki de Cody’e mesaj vermişti. Ancak Rock’ın Bad Blood’daki görünümü sonrasında bir daha hiç ekranlara gelmemesi önemli bir soru işareti bırakmıştı. Bunun dışında Bad Blood’da Tribal Chief’liği geri almak isteyen Roman bu yolda ilk yoldaşını bulurken sayıca hala dezavantajlı olduklarının farkında olan Jimmy de bir desteğin gerektiğinin farkındaydı. Kardeşine SummerSlam 2023’te ihanet eden Jimmy, Roman’ın yanında yer almaya devam ederken Wrestlemania 40’da da Jey’e karşı gelmiş ancak maçı kaybetmişti. Velhasıl Solo tarafından elemine edildikten sonra Jey, bireysel olarak Raw’da oldukça iyi bir kariyer geçirmiş, çok kısa süreliğine Intercontinental kemerini dahi almıştı. Roman her ne kadar bunun yaşanacağını düşünmese de Jey, her şeye rağmen Jimmy’i affetmiş ve Roman’ın yanında yer almıştı. Böylelikle Crown Jewel’da Roman ve Uso’lar takım olurlarken Solo, Fatu ve Tonga’ya karşı mücadele etmişlerdi. Maç öncesindeyse Jey, Sami’yi ekibe katılma teklifinde bulunurken Sami ise buna çok sıcak bakmamıştı. Keza Sami’nin, Bloodline’a katılma mücadelesinde Jey, ona en çok karşı çıkan isim olurken daha sonra onu en çok seven isim olmuştu. Jey’in bireysel kariyerine devam ettiği ortamda da Sami onu birçok kez desteklemişti. Ancak Sami, Jey’in Roman’a geri dönme kararı karşısında onu eleştirmiş, Jey ise bunun ailevi bir şey olduğunu söylemişti. Öte yandan Yeni Bloodline da Sami’yi yanlarına çekme mücadelesi içerisine girmişti.

Böyle bir ortam Crown Jewel gecesinin ilk maçında maça Jimmy ve Roman beraber gelirlerken Jey tek geldi. Maç başlamadan Solo Ula Fala'yı herkese gösterip yukarıya kaldırdı. Seyirciler We Want Roman tezahüratı yaptılar, Roman da o esnada tag istedi ama Jey tag'i ona vermeyip Jimmy'e verdi. Ama sonrasında üstünlük Bloodline'a geçince hot tag ile Roman'a tag verdi. Roman da Solo ile birebir kalıp onu indirdi ama Solo boşluk bulup Spike çekti. Ama son anda Jimmy tuşu engelledi. Sonra ortalık yine karıştı ve Roman, Tama Tonga'ya Arm Drag çekecekken hakemin üstüne attı ve hakem yerde kaldı. Ardindan Loa maça karıştı ama Roman onu dışarı attı.  O esnada Bloodline üstünlüğü aldı, Solo iki tane Spike çekti ve Roman üstünden tuşa gidip maçı kazandırdı. Maçtan sonra Roman, Bloodline'ın poz vermesine engel olmak istedi ama dörde bir saldırdılar. Jimmy engellemek istedi ama yetmedi. Tam Roman'ı spiker masasına Powerbomb'lamak isterlerken Jey araya girdi. Bu sefer ekip Jey'i sıkıştırdılar. Tam Jey'in kafasına sandalye sıkıştırdıkları anda Sami Zayn'in müziği çaldı ve Bloodline dörtlüsünün karşısına çıktı. Sami, Solo'ya saldırır gibi yapıp saldırdı ama yine ona da giristiler. Ancak bu kez Roman, Jey ve Jimmy toparlandı. Bu sefer de Solo ringde yalnız kaldı. Roman Superman Punch'a, Sami de Helluva Kick'e girişti ama Solo çekilince Sami'nin hareketi Roman'a geldi. Jimmy, Sami'ye çok sinirlendi ama Jey araya girdi. Sami de uzatmadan arka alana gitti. Roman’ın Solo tarafından pinlenmesi, artık bir God Mode içerisinde olmadığını gösterirken çok ciddi bir bir mesajı içermekteydi. Keza Roman, 2019 Aralık’tan 2023 Temmuz’a kadar hiç pinlenmezken sonrasında da Wrestlemania 40’a kadar da yine hiç pinlenmemişti. Geri döndükten sonraki ikinci maçında, temiz sayılabilecek bir şekilde Solo’ya kaybetmesi de gerçekten benim beklemediğim bir şeydi. Ben zaten OG Bloodline’ın Sami etkisiyle kazanacağını düşünerek yanılmıştım ama bunun da ötesinde Roman’ın pinlenmesi konusunda hem de Solo tarafından pinlenmesi konusunda hepten yanılmıştım.

Crown Jewel sonrası 4 Kasım Raw’da şov, Riyadh'da yapıldığı için Sami ringe geldi ve Arapça konuşarak seyircileri bir coşturdu. Çok geçmeden yanına Uso'lar geldi. Sami, Jimmy'e seslendi ve Crown Jewel'a sadece tek bir kişi için geldim, o da Jey'di beni anladın mı dedi. Onun iyi olduğundan emin olmak istedim dedi. Ama yalan söylemeyeceğim, sen, Jey, ben ve Roman yani dördümüz oradayken, orada beraber savaştığımız o bir dakika, bana eski zamanları hatırlattı dedi. Bana çok özel hissettirdi dedi. Bir dakikalığına çok iyi hissettirdi ama sadece bir dakika sürdü dedi. Ama sonra dağıldı gitti, biz bir aradayken olanlar gibi oldu dedi. O yüzden bunu tekrardan yapmayacağım dedi. Sadakatimi yeniden sorgulatmayacağım dedi. Denemeye alınmayacağım, daha önce ailen tarafından denemeye alındım ama yeniden yapmayacağım bunu dedi. Jey seni seviyorum, özür dilerim ama bunu yeniden yapamam dedi. Ben yokum dedi. Sonra da ringi terk etti. Jey onu durdurdu. Senden rica ediyorum, lütfen Smackdown'a gel ve bir ailenin yapacağı gibi dördümüz konuşalım dedi. Jimmy söze girdi, aile mi? O aile değil ki dedi. Jey de Jimmy'e döndü yanıldım dedi, kan bağı yok diye ona aileden değil mi diyorsun, o ailenin ta kendisi dedi. Çünkü ben Jimmy Uso'yu, Jey Uso'yu ve Sami Uso'yu görüyorum dedi. Jimmy bundan hoşlanmazken Sami ise duygulandı. Jey ise umarım Smackdown'da görüşürüz kardeşim dedi. Arka alan Uso'larla röportaj yapılırken Jimmy aynı noktada durdu ve onun aileden olmadığını umuyorum ki Smackdown'a gelmeyecek dedi.

8 Kasım Smackdown’da Sami, Jey, Jimmy ve Roman’ı ringde gördük. Sami, topu sana atıyorum arkamı dönüp gitmemi ve Bloodline mevzularına karışmamamı istiyorsan yaparım dedi Roman'a. Ama istediğin şeyin bu olduğunu düşünmüyorum dedi. Bence sen Uso'lar, Sami ve Roman'ın yeniden beraber kapışmalarını istiyorsun dedi. Hepimiz, omuz omuza dedi. Eğer istediğin buysa, yapacağım dedi. Sadece senden bir şeyi yapmanı istiyorum benim için, özür dile dedi. Roman sözü aldı, şunu bir netleştireyim dedi. Senden özür dilememi mi istiyorsun dedi. Sami ise benim için değil, Jey'den özür dilemeni istiyorum dedi. Roman sözü aldı ve özür dilerim dedi. Benim zamanımı bununla harcamana izin verdiğim için özür dilerim dedi. Sonra da o bizim ailemizden değil, kandaşımız değil, onursal üyemiz değil, Uso değil... Zamanımı boşa harcamaktan vazgeçin dedi. Bu iş onunla alakalı değil, Solo'yla alakalı dedi. Sonrasında arka alanda Roman'ı tek yürürken gördük. Jimmy de arkasından gelirken Jey, Roman'ı durdurdu. Roman gitmeye yeltendi ama Jey sertçe Roman'ı kolundan tutup durdurdu. Jey, ben senden tek bir şey yapmanı istedim dedi. Onu dinlesen iyi olur dedi. Roman da onu neden dinleyecekmişim ki, senin neden umurundaki dedi. O aptalı neden önemsediğini söyle, o bizim için bir hiç dedi. Eğer onu çok seviyorsan, önemsiyorsan neden onu bulmuyorsun ki dedi. Çekil git buradan dedi sonra da. Jey de sana söylemiştim, benimle böyle konuşursan ben olmam demiştim, bu son dedi ve gitti. Jimmy, Roman'a döndü ve ne yapıyorsun dedi. Roman da sen de mi beni sorguluyorsun dedi. Hadi git sen de kardeşini bul dedi. Gecenin ilerleyen anlarında Yeni Bloodline tam kadro ringe geldi. Solo, Acknowladge Me diyerek sözlerine başladı ve klasik olarak boo'landı. Ama hemen Roman'ın müziği çaldı ve tek başına girişte gözüktü. Tek başına da ringe girdi. Solo, ilk olarak seni görmek güzel, onlar beni acknowladge etmeden önce senin yapmanı istiyorum dedi. Senin Undisputed Tribal Chief'in olduğumu acknowledge etmeni istiyorum dedi. Roman seyircilere seslendi. Onu acknowledge ediyor musunuz dedi, seyircilerden de boo'lamalar yükseldi. Roman ben de etmiyorum dedi. Seni asla acknowledge etmeyeceğim, sana meydan okumaya geldim dedi. Bire bir, kazanan tek Tribal Chief olur dedi. Solo da gülmeye başladı. Seninle kavga etmeme gerek yok ki ben zaten Undisputed Tribal Chief'im dedi. Belki fark etmemişsindir ama buradaki herkes beni acknowledge ettiler bile dedi. Zaten sen Tribal Chief olamazsın ki, kabilen bile yok dedi. Bana meydan mı okuyorsun ben de sana meydan okuyorum dedi. Arka alana gidip seninle takım olmak isteyen dört kişi bulmanı istiyorum dedi. Bu şekilde de savaşa girişebiliriz dedi. Savaşa gitmek istediğini biliyorum, biz her zaman savaşa hazırız dedi. Roman da bekle biraz, War Games'ten mi bahsediyorsun dedi. Sadece dördünüzü görüyorum dedi. Solo da tek tek adamlarını saydı. Beşinci kişiyse adamım Sami Zayn dedi. Sonra da girişin oradan Sami çıktı. Bloodline da direkt Roman'a saldırmaya başladı. Solo konuşmaya devam ederken bir hata olduğunu mu düşündün, Sami'nin sana yanlışlıkla mı vurduğunu düşündün dedi. Ama hayır bilerek yaptı, şimdi kendine bak dedi. Jey ve Jimmy, Sami'ye bakmadan direkt Roman'a yardıma geldiler. Uso'lar Roman'ı rahatlatsalar da Fatu'ya karşı gelemediler. Solo da ringde Roman'ı tek yakalayıp Spike için hazırlanırken girişin orada bekleyen Sami ile yüz yüze geldi. Sonra da onu ringe çağırdı. Sami de ringe doğru geldi. Solo ona yüzüne tekme at dedi. Sana yaptıklarını hatırla dedi ama Sami, Helluva Kick'i Solo'ya vurdu. Fatu ringe girerken Roman'dan Fatu'ya Superman Punch geldi. Sami'den de Fatu'ya Helluva Kick geldi. Roman'dan da Solo'ya Spear geldi. En son ringde Roman, Jey, Jimmy ve Sami kaldılar. Jey parmağını yukarı kaldırırken Jimmy de ona eşlik etti. Sami de Roman'a baka baka parmağını yukarı kaldırdı. En son Roman da ona bakıp parmağını yukarı kaldırdı. Aynı gece War Games maçı da Survivor Series için kesinleşti.

Kasım’ın bir diğer haftasındaysa olaylara Bronson Reed ve Seth Rollins’in de müdahil olduğunu gördük. Reed ve Rollins, hali hazırda bir feud içerisindelerken, Crown Jewel’daki maçı Seth kazanmıştı. Ancak hemen sonraki Raw’da Reed, Seth’in de dahil olduğu ana kemer #1 Contender’s maçına karışarak onun maçı almasını engellemişti. 11 Kasım Raw’da Reed ringde promo kesti. Ben bir yarışmacı değilim, ben bir canavarım dedi. Priest'i, Sheamus'u indirdim ve yoluma kim çıkarsa çıksın indirmeye devam edeceğim dedi. Sonra da Seth Rollins'e seslendi. Eğer intikamını istiyorsan, şu an ringdeyim dedi. Seth de koşa koşa ringe girdi ve ikili birbirlerine girdiler. Reed üstüne çıkıp spiker masasını Seth için hazırladı ve onu oraya yatırdı. Zaman tutucuların oraya çıkıp Seth'e atlamak istedi ama Seth toparlanıp ona doğru uçtu. Görevliler ikiliyi ayırmaya çalışsalar da başarısız oldular ve ring içerisinde kapışmaya devam ettiler. Reed, görevlileri yıkıp bir Suicide Dive ile Seth'e uçmak istedi ama Seth sıyrılınca bu kez hareket onu tutmaya çalışan görevlilere geldi. Kapışma devam ederken Pearce ve başka görevliler de gelince iki isim zar zor ayrıldılar. Daha sonra arka alanda Seth'i Pearce ile tartışırken gördük. Seth, sinirli bir şekilde Pearce'dan Reed ile maç yapmak istemekteydi. Bana bu maçı ver ve bu işi bitireyim dedi. Pearce da öyle olsun bıktım artık bu işten, önümüzdeki haftayı ayarlıyorum dedi ve gitti. Sonra Seth'in yanına Sami geldi. Sami, Seth'e senden bir şey isteyeceğim, kulağa çılgınca gelebilir ama bir dinle olur mu dedi. War Games için beşinci adama ihtiyacımız var dedi. Bak ben aptal değilim, Roman'la olan geçmişi bilmiyor değilim, bir şey söyleme dedi. Benim kadar kimse Roman ve Bloodline'ın kötü tarafını görmemiştir dedi. Ama bu işe yeniden girmemin, bu maçta olmamın tek bir sebebi var ki o da aile bağının hiç kopmaması dedi. Ve aynı zamanda biliyorum ki derinde bir yerlerde, ne kadar kötü şeyler yaşansa da sen ve Roman, hala kardeşsiniz dedi. Raw ve Smackdown'ın tüm kadrosuna baktım, senden başkası yok dedi. Bence sen beşinci adamsın dedi. Seth ise bence sen aklını kaçırdın diye cevap verdi. Roman'ın gücünü yok etmek için harcadığım o kadar şeyden, o kadar fedakarlığımın ardından, şimdi onunla takım olup gücünü toplamasına yardımcı olmamı mı istiyorsun dedi. Ben herkesten çok Roman'ın gerçekte kim olduğunu bilirim dedi. O kadar yaptığı şeyin ardından yanında kim olursa olsun şok geçiririm, özellikle de seni görürsem dedi. Seni yeniden kullandığını göremeyecek kadar kör olmalısın dedi. Teşekkür ederim ama cevabım hayır dedi ve gitti. Seth arenadan ayrılırken kendisiyle röportaj yapılmak istendi ama çıkışın orada Bloodline kendisini karşıladı. Solo, Roman'ı sevmediğini biliyorum dedi. Ben de ona katlanamıyorum dedi. Neden güçlerimizi birleştirip onu indirmiyoruz ki dedi. Seth de Solo, seninle çok iyi anlaşamamışızdır dedi. Sana küçük bir sır vereyim ki bunu Sami benden takım arkadaşı olmamı istediğinde söylememiştim dedi. Roman Reigns ile bir daha ringe girdiğimde onu stomp'layacağım dedi. Hayatımda bir daha asla Roman'la takım olmayacağım dedi. Solo bundan keyiflenirken Seth'e elini uzattı. Ama Seth, söylediklerine ek olarak hele çakma Roman Reigns ile hiç takım olmayacağım dedi. Fatu buna sinirlenirken, Solo onu durdurdu ve Seth de ayrıldı.

15 Kasım Smackdown’da Yeni Bloodline ve OG Bloodline, ringde dörde dört birbirlerine girdiler. Fatu, özellikle ring dışında etkisini gösterirken, Solo da Sami'ye Spike çekmek istedi. Ama Roman'dan Spear'ı yedi. Sami de ring dışında duran Loa ve Tonga'ya uçtu. Ama Bronson Reed geldi ve üstünlüğü Bloodline'a getirdi. Jimmy'e Tsunami çekti. Roman ise dışarıda Loa'yı indirirken Tonga geldi ve Roman'a saldırdı. Onu ringe yolladı ama Roman ring kenarına çıkan Loa'yı Superman Punch ile aşağıya gönderdi. Reed, Splash ile uçmak istedi ama ondan kurtulup Fatu'ya Superman Punch çekti. Bir tane de Reed'e çekti. Ama en son Solo'dan Spike'ı yedi. Solo'dan aldığı emirle Fatu da bir Moonsault çekti. En son Reed de Tsunami ile işi bitirdi. Böylece Reed'in, Bloodline için beşinci adam olduğu resmileşmiş oldu. Bu arada Reed’in Avustralya doğumlu olsa da Samoa kökenli bir güreşçi olduğunu söylemek gerekiyor. Her ne kadar Samoa kökenli birisi de olsa Anoi ailesiyle bir bağı bulunmamakta. Aynı gece olanlardan sonra arka alanda Roman'ı tek başına otururken gördük. Roman, telefonuna Wise Man'i ara dedi. Ama telefonun servis dışı olduğunu öğrendik. Roman oldukça endişelenirken telefonunu da yere düşürdü. Onun şaşkınlığı ve endişesiyle de şov sona erdi. 18 Kasım Raw’da Seth Rollins vs Bronson Reed maçını izledik. Maç başlar başlamaz Solo hariç Bloodline ring etrafını sardı. Ama hemen sonra Jey, Jimmy ve Sami geldiler ve ring kenarında maç başlamadan bir kaos gündeme geldi. OG Bloodline ring kenarını temizlerken maç da bu şekilde başladı. Maçın sonlarına doğru Seth, maçı bitirmeye yaklaşırken Solo gözüktü. Seth'in dikkati dağılırken Reed, Deat Valley Driver ve iki Senton ile üstünlüğü aldı. Ardından da Tsunami ile maçı kazandı. Böylelikle Seth Rollins’in bu maça dahil olup OG Bloodline için beşinci adam olması düşünülürken 22 Kasım Smackdown’da bambaşka bir senaryo karşımıza çıktı.

22 Kasım Smackdown’da Bloodline ve Bronson Reed'i tam kadro ringde gördük. Solo sözü aldı, Acknowledge Me ile sözlerine başladı. Reed dahil hepsi parmaklarını yukarı kaldırdılar. Solo, War Games'e bir hafta uzaklıktayız, ben ve ekibim buna hazırız dedi. Biz her zaman hazırız dedi. Kim hazır değil biliyor musunuz diye sordu ve Roman Reigns dedi. Çünkü o burada bile değil dedi. O nerede ki diye sordu. Sonra da buraya geldiğinde Roman, gecenin sonunda bu ringin ortasında benimle buluşmanı istiyorum dedi. Teslimiyetinin şartlarını kabul etmeni istiyorum dedi. Teslim olduğunda sen ve ekibin, beni Acknowledge edeceksiniz dedi. Arka alanda da OG Bloodline'ı gördük. Sami, teslim olmamızı mı istiyor, yapmayacağız dedi. Jimmy de aynı noktadayız derken, Seth'in onları geçen hafta yeniden reddetmelerinin ardından Jey de hala beşinci bir takım arkadaşına ihtiyacımız var dedi. Sami kafamda kimse kalmadı dedi. Jey, Cody'e ne dersiniz dedi. Jimmy de onayladı ama Roman hayır dedi. Sami nedenini sordu, Roman da o eski mevzulardı artık onu aştım dedi. Sami geçen hafta Reed'in ona yaptıklarından sonra maç yapmak için hazır olur mu bilmiyorum ama bence son bir kez daha Seth Rollins'i yoklamalıyız dedi. Sami öyle diyince Roman bir kez daha sertçe Sami'ye baktı. O zaman Seth de mi yok, tamam o zaman kimse kalmadı dedi. Roman söze girdi, başka kimseye ihtiyacımız yok ki dedi. İhtiyacımız olan her şey burada dedi. Oraya gider ve çıkarız dedi. Çıkamazsak da ölürüz ama beraber ölürüz dedi. Herkes de onayladı. Sami de plan nedir o zaman diye sordu. Roman da bilmiyorum dedi. Tüm ekip oldukça endişeli gözüktüler. Gecenin sonunda iki taraf ringde buluştular. Solo, Roman'a seslendi. Bu gece seninle kavga etmeyeceğim, aslına bakarsak seni hala çok seviyorum dedi. Dördünüzü de hala seviyorum, hep sevdim dedi. Sizi sevmeyi de hiç durdurmadım dedi. Ama bir şeyi anlamanızı istiyorum dedi. Eğer dördünüz benim Bloodline'ıma katılırsanız bu şirketi on yıllar boyunca beraber yönetiriz dedi. Çünkü bak, beşinci bir adamınız bile yok dedi. Bir Wise Man'i yok dedi. Başka hiçbir seçeneğin yok dedi. O yüzden teslim olun ve takımıma katılın dedi. Ya da dördünüz olduğunuz yerde ölürsünüz dedi. Sonra da mikrofonu Roman'a bıraktı. Roman tam konuşacakken girişin oradan bayanlar ve baylar diyen Paul Heyman return yaptı. Benim adım Paul Heyman dedi. Beni affedin, Madison Square Garden'da masaya serildim, o yüzden matematiğim biraz gerilemiş olabilir dedi. Ama War Games'i 4'e karşı 5 yapabilmemizin hiçbir yolu yok dedi. Bu matematik Wise Man'inize uymaz dedi. 4'e karşı 5 olmayacak, 5'e 5 olacak dedi. Girişi işaret etti ve CM Punk'ın müziği çaldı. Böylece Punk, beşinci adam olarak OG Bloodline'a katıldı ve iki takım ringde birbirlerine girmeye başladılar. OG Bloodline üstün çıkıp ringi temizlediler. En son ringde Roman ve Punk da Tonga ve Loa'yı indirdiler. İki isim birbirlerine bakışırlarken Heyman da tam ortada durdu. OG Bloodline parmaklarını yukarı kaldırırken Punk da Go to Sleep hareketi yaptı.

29 Kasım Smackdown’da sinematik çekimlerle arka alanda Roman ve Heyman'ı otururken gördük. Roman, Wiseman derken Heyman da buyurun Tribal Chief'im dedi. Roman da nerede o diye sordu. Heyman da bilmiyorum dedi. Roman da bu adam beni bekletiyor dedi. Bu benim işime gelmez dedi ve masadan kalkmaya yönelik bir hareket yaptı ama Punk sonunda geldi. Masaya oturdu. Çok fazla vaktim yok dedi Punk, Roman da iyi ki geç geldin dedi. Punk da senin için değil, Wiseman'in Heyman için geldim dedi. Roman da iyiymiş ama bir şeyi netleştirelim, senin yardımına ihtiyacım yok dedi. Punk da seni anlıyorum, benim de sana yardım etmek gibi bir niyetim yok dedi. Paul için buradayım dedi. Roman da sizin için çok mutluyum dedi. Ama sesinin tonunu sevmedim dedi Punk'a. Hareketlerini sevmiyorum, seni de sevmiyorum dedi. Yarınki WarGames maçında seninle takım da olmak istemiyorum dedi. Heyman araya girdi, Tribal Chief, Solo Wrestlemania'dan sonraki Cuma gününden beri bizim önümüzde dedi. Eğer Punk'ın yardımını kabul etmezsek bu iş biter dedi. Sonra Punk'a döndü, eğer yarın yardımcı olmazsan Solo, Roman Reigns'i bitirir ve sıra sana gelir dedi. Solo senin peşinden gelir dedi, beşi de gelir dedi. Solo senin tehdit olduğunu biliyor dedi. İkinize de tamamen saygıyla söylüyorum, bölünürsek Solo işi bitirir dedi. Birleşirsek, hayatta kalırız dedi. Punk sözü aldı ve Roman'a hareketlerimi beğenmiyor musun dedi. Umurumda değil dedi. Seni sevmiyorum ama önemli değil, senin için burada değilim Paul için buradayım dedi. Ula Fala'nı geri mi istiyorsun önemli değil, ben Solo'nun ve ekibinin arkadaşıma yaptıklarının intikamını istiyorum dedi. WarGames'te hayatta kalırsak, bu konuşmayı sadece benimle yapmak ister misin diye sordu. Roman da bir kereliğine öyle olsun dedi. Punk da bir kereliğine, sadece tek bir iyilik dedi. Roman da sana iyilik borcum mu var dedi. Punk da bana hiçbir şey borçlu değilsin, arkadaşım, Wiseman'imiz Paul Heyman'ın bana bir iyilik borcu olacak dedi. Sonra da masadan kalktı. Roman, Heyman'a seslendi. İyilik ne diye sordu. Önce yarınki WarGames'i atlatalım, sonra bunlrı konuşacak çok zamanımız olacak dedi. Gecenin main eventindeyse Jey ve Fatu arasında WarGames Advantage maçını izledik. Maçı kazanan Fatu, takımına avantajı getirdi.

Heyman’ın geri dönüşüyle beraber Roman Wise Man’ine de kavuşurken, Heyman’ın yalnız gelmemesi ve yanında CM Punk’ı getirmesi bence çok sürpriz bir olaydı. Bad Blood’da Drew McIntyre ile olan feudunu oldukça sert geçen Hell in a Cell maçıyla kazanan Punk, bir süreliğine nadasa çekilmişti. Kısa bir aranın ardınan Roman’ın yanında yer almasının tek mantıklı açıklaması, Paul Heyman’a yapılanlar diye düşünmekteyim. Bu birliktelik zaten Survivor Series ile sınırlı kalacakken Heyman’ın Roman’ın mı yoksa Punk’ın mı yanında yer alacağı konusu da bence önemli bir muamma olarak duruyor. Öte yandan bu şovda belki Rock’ı da tekrardan görebileceğimizi düşünüyorum. Bad Blood’daki mesajıyla Wrestlemania döneminde bir kez daha senaryolara dahil olacağını bizlere gösteren Rock’ın hangi tarafta ve hangi amaçta yer alacağı da merak konusu. Burada hazır Punk da bu maçın içerisindeyken Rock’ı da görmek hiç fena olmayacaktır. Buradaki bir diğer soru işareti de son Smackdown’da Punk, Heyman’ın ona bir iyilik borcu olduğunu söylediğini duymuştuk. Roman da bunu Heyman’a sorarken Heyman da geçiştirmişti. Bence Punk, bu maçtan sonra Heyman’ın da sözüyle bir kemer feuduna girecektir. Yani, Punk’ın bahsettiği iyilik budur diye düşünüyorum. Burada da benim hep düşündüğüm Seth Rollins vs Punk feudu da ortaya çıkartacak bir unsur yaşanabilir gibi geliyor. Çünkü Punk kemere yürürken Rollins’in tıpkı Punk’ın ona yaptığı gibi kemer alımına engel olması, Wrestlemania için müthiş bir tetikleyici olur diye düşünüyorum. Bunun dışında Seth, acaba burada bir kendini gösterir mi diye de düşünmüyor değilim. Çünkü Reed ve Punk maçın içerisindelerken acaba bir şekilde maçta bir faktör olur mu diye de düşünmüyor değilim.

Tahmine geçersek burada OG Bloodline’ın maçı kazanacağını düşünüyorum. Crown Jewel’da New Bloodline’ın kazanabileceğini ön görememiştim ama burada dengeyi tutturabilmek için OG Bloodline’ın kazanması gerekir diye düşünüyorum. Sonrasında da ya Saturday’s Night Main Event’te ya da Royal Rumble’da Solo vs Roman maçı izleriz diye düşünüyorum. Ama bu feud ve bu olanlar bence Rock dönmeden tam bir şeye bağlanmayacak gibi duruyor. Çünkü Roman, eski gücünde değil. Eski gücünde olmamasına rağmen de her şeyi kontrol etmek istiyor. Aslında hiçbir şey değişmedi, Roman aynı Roman ama sadece gücü düştü. Solo’ya Crown Jewel’da neredeyse temiz bir şekilde kaybetmesiyle de bu durumu gösterdi. Buralardan yine galibiyetle çıkarsa Wrestlemania öncesi şeyler yeniden mi gündeme gelecek? Bu döngünün kırılabilmesi için Bad Blood’da gördüğümüz Rock’ın yeni yılda bu feuda bir yerlerden dahil olması gerekiyor bence.

Tahmin: Roman Reigns & The Usos (Jey Uso & Jimmy Uso) & Sami Zayn & CM Punk

--

Yılın artık sonlarına doğru gelirken Kasım ayını büyük bir PPV ile kapatıyoruz. Genel olarak maçlar isimler bakımından güzel dururken Women’s WarGames maçının oluşturulma tarzı beni çok memnun etmedi. Erkekler WarGames’teyse sonuçları merakla beklenen bir durum söz konusu. OG Bloodline’ı da bir arada görmek ve yanlarında da Punk’ın olması enteresan bir konu gibi duruyor.

WarGames maçları dışında Gunther ve Priest maçının da gerçekten yine çok güzel şeyler izleteceğini düşünüyorum. Benzer hissiyatları mid carder kemer maçlarında da hissetsem de özellikle Nakamura’nın neler yapacağını da merak ediyorum.

Şova dair birkaç yerde beklentilerin yüksek olduğunu okudum. Şu an hypelanabilecek pek bir şey yok gibi duruyor ama ters köşeler hiç fena olmayacaktır. Özellikle geçen yıl bu şovda hem Randy Orton’ın hem de Punk’ın return’ünü izlediğimizi düşündüğümüzde umarım burada da yine şaşıracağımız şeyler karşımıza çıkar.

Herkese iyi seyirler dilerim.